Erdoğan'ın Darbesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erdoğan'ın Darbesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ocak 2018 Pazartesi

Afrin’de Türk Ordusu Yenilecek Erdoğan Gidecek (İlker Başbuğ’un Söyledikleri Işığında Afrin Saldırısının Akıbeti)

Eceli gelen it cami duvarına işer” derler. Afrin Kürtçe’de “mübarek (kutsanmış) yaratma (yaratılış)” anlamına geliyormuş.
Kutlu, mübarek Afrin’e, Suriye’nin savaşta yıkılmamış, bir barış vahası olarak kalabilmiş bu tek beldesine saldırmak cami duvarına işemektir.
Erdoğan’ın sonunu Afrin getirecektir.
Ama sadece Erdoğan’ın değil.
Laik Türk ordusu” Erdoğan isimli İslamcı faşistle ittifak yaparak he kendi bindiği dalı kesti, hem de kaderini onun kaderiyle birleştirdi.
Bu da şu olanağı ortaya çıkarmaktadır: Erdoğan’ın sonu, bu ta Sümerlerden beri gelen Şark despotluğunun, bu askeri, bürokratik oligarşinin de sonu olur.
Bakmayın medyanın psikolojik savaş haberlerine. Gerçekte kendileri de bunun farkındalar ve tam anlamıyla bir kumar oynadıklarını biliyorlar.

4 Nisan 2017 Salı

AB’nin “Çok Gizli” Darbe Raporu Vesilesiyle Gizlilik Üzerine

Toplumda, "Legal" (resmî - kanunî) ve "alenî" (açık, seçik) olduğu Anayasalara yazılmış Devletin, hemen bütün gerçek vurucu güçleri "GİZLİ" çalışır ve işlerler. "Esrâar'ı Devlet" denildi mi, bütün akan sular "Yeraltına" geçer. Hepsinin "adları" açıktır : Gizli Polis, Gizli Emniyet, gizli casus, gizli Dernek, Gizli kulüp, kapılarında "içeriye yasaktır!" yazılı daireler, yapılar, alanlar, açıklanamaz "Buluşmalar", Toplantılar, Oturumlar, "Örtülü ödenekler", maskeli formüller, iki yüzlü "Haberler" bütün ilişkilere egemendir. Bütün o gizli kapaklı dünyanın topuna birden, üzerine "Devlet Sırları" adıyla anılan "Meşruiyet" perdesi indirilir.” (Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Halk Savaşının Planları, 1970)

18 Mart 2017 Cumartesi

Alman İstihbarat Teşkilatı Başkanı’nın 15 Temmuz Yorumları

Bundesnachrichtendienst (BND) Almanya’nın dış ülkelere yönelik (Auslandsaufklärung) tek haberalma servisidir.
Bunun başkanı olan Bruno Kahl 15 Temmuz’a ilişkin olarak birtakım değerlendirmelerde bulundu ve Alman basınında yayınlanan bu değerlendirmelerin Türkçede de çevirisi yayınlandı, örneğin TR724’te.
Biz 15 Temmuz’un hemen ardından, somut bir bilgi veya istihbarata dayanmadan; ama toplumsal güçlerin konum ve çıkarlarından hareketle, yani tümden gelimle birtakım değerlendirmelerde bulunmuştuk.
Alman İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kalh’ın değerlendirmeleri ise, somut verilerden hareketle, yani tümevarımla 15 temmuz hakkında benzer sonuçlara ulaşıyor.
Elbet bu beyanatın şimdi verilmesinin politik bir anlamı olabilir.
Muhtemelen Erdoğan’ın gerginlik politikasına karşı bir uyarı gibi bir işlevi olabilir. Yani örneğin “Bizi fazla konuşturma” gibi bir anlamı olabilir.

13 Ocak 2017 Cuma

Çocuklarınız Okullarda Nasıl Bir Erdoğan Portresi Okuyacak?

Gelecek Tarih’te kurulur.
Bugün genişçe bir kesimin alayla bakıp, izlemediği “Kuruluş”,Diriliş” gibi dizilerde, aslında Erdoğan diktatörlüğünün gelecekte yazacağı ve okullarda mecburen okutacağı tarih kitaplarının ilk denemeleri yapılıyor diyebiliriz.
Erdoğan’ın diktası kurulduğunda çocuğunuzun nasıl bir Erdoğan portresini okulda tarih ve diğer kitaplarda okuyacağını merak ediyorsanız, Atatürk’ten bir analoji yapılabilir.
Okullarda okutulan resmi Atatürk’ü herkes yeterince biliyor; bu nedenle onu değil, bilinmeyen ve unutulmuş gerçek Atatürk’ün kısaca bilinmesinde yarar var.
Bu nedenle uzatmamak için, gerçek Atatürk’ü anlatan Sevan Nişanyan’ın bir yazısını aşağıda aktaracağız.
Böylece gerçek ile okunan Atatürkler arasındaki uçurum, bugün bildiğimiz gerçek Erdoğan ile yarın okullarda okutulacak Erdoğan arasındaki uçurumun nasıl bir şey olacağı hakkında bir fikir verir.
Yarın nasıl bir Erdoğan Portresi okunacağını yazmayacağız. Bunu okuyucunun ferasetine bırakıyoruz.

3 Kasım 2016 Perşembe

Erdoğan Nasıl Gider? Ne Yapmalı?

“Ne Yapmalı?” Rus aydınlanmasında, devrimci demokrasisinin ve Rus Devrimini yapan aydın ve devrimci kuşakların oluşumunda büyük yeri olan Çernişevski’nin Romanının adıydı.
Troçki’nin de dikkati çektiği gibi, Romandaki Rahmetov tipi, bir sanatçı sezişiyle bir benzeri bir daha gelemeyecek Rus devrimci kuşağının erken yapılmış bir öngörüsü ve prototipi gibiydi.
Ne Yapmalı romanı, yazılışından bir asır sonra, 12 Mart rejiminin karanlıkları dağılırken Türkiye’de de yayınlanmış ve o dönemde radikalleşip politikleşmeye başlayan “78’liler” denen kuşağın sosyalizm ve sol düşünceyle bağlantı kurmasında da çok önemli bir işlev görmüştür.
Lenin, Çernişevski’nin geleneği ile bağı vurgulamak için, örgütlenme konusundaki en önemli eserlerinden birine aynı ismi vermişti: “Ne Yapmalı?”
Daha sonra dünyanın birçok ülkesinde, genellikle sosyalist parti ve gruplar çıkardıkları gazete veya dergilere bu ismi vermişlerdi: Le Amel?(Arapça), Was Tun? (Almanca), Que Fer? (Fransızca), What is to be done? (İngilizce)

29 Eylül 2016 Perşembe

“Ermeni’yi Dövdürmeyecektik” – Başkanlık Seçimindeki İlk büyük Yanlış

Sırrı Süreyya’nın zaman zaman anlatmayı sevdiği bir mesel vardır. Bir Türk, Kürt ve Ermeni’nin kısa vadeli ve dar görüşlülükleri, kıytırık imtiyazlarının kölesi olarak bir tek zorba tarafından sırayla dövüldüklerine dair. HDP’nin, 2014 Başkanlık seçimlerinde (aslında Plebisit) yapılan ilk büyük hata da, Ermeni’nin dövdürülmesine rıza göstermeye benzer. Sonra sırayla aynı temel yanlışa dayanan yanlışlar birbirini izledi ve hala da izliyor.
Erdoğan karşısında HDP politikalarının yanlışlığı üzerine bir şeyler yazmayı düşünüyordum. Zaman zaman bir konuda yazmadan önce, daha önce neler yazmışım, nerelerde yanlışım olmuş diye bir muhasebe çıkarmaya çalışırım.
İşte böyle eski yazıları ve olayları gözden geçirirken 2014’teki “Cumhurbaşkanlığı seçimleri” denen gerçekte ise plebisiter bir başkanlık rejiminin onaylandığı dönemdeki yazılara bakınca, demokratik muhalefetin, özellikle de HDP’nin ilk büyük yanlışını bu seçimde yaptığı daha bir netleşti. İşin

8 Eylül 2016 Perşembe

Tasfiye Edilmesi Gereken Fethullah ve Fethullahçılar Değil; Bu Merkezi Bürokratik Devlet Cihazıdır

Fethullahçılara karşı hükümetin yürüttüğü tutuklama, işten çıkarma, malları gasp etme ve diğer tüm uygulamaların gösterdiği ve kanıtladığı bir gerçek var: maalesef Türkiye’de demokrat yok.
Belki demokratik özlemleri olan bireyler hatta eğilimler var ama demokratlar yok. Demokratik bir eğilim; bir hareket, bir parti yok. HDP de dâhil, yok.
Demokrasi her şeyden önce iki varsayımı gerektirir.
Demokrasinin birinci temel özelliği biçimsel (hukuki) eşitliktir.
Yani dil, din, soy, fikir, kültür ne olursa olsun devlet ve hukuk ve diğer insanlar karşısında bir eşitlik.
Bunun ise bir tek yolu vardır. Devletin, yani ulusun dilinin, dininin, tarihinin, kültürünün olmaması; ulusun (veya Devletin) bunlarla veya bunlardan biriyle değil; bunlarla tanımlanmaya karşı tanımlanması.

22 Temmuz 2016 Cuma

Şu An Yaşanan Erdoğan'ın Darbesidir. Bu Noktada Genel Olarak Derbelere veya 15 Temmuz'a Karşı Konuşmak ve Davranmak: Nesnel Olarak Bu darbeyi Dikkatlerden Kaçırmaya; Onun Bir Aracı Olmaya Yol Açar

15 Temmuz Darbe girişimine veya genel olarak darbelere karşı çıkmak; bunun için miting yapmak vs. şu an yaşanan Erdoğan'ın darbesini gözlerden gizlemek; "kuşa bak" yapmaktan başka bir anlama gelmez.
HDP açıkça ve derhal Erdoğan'ın darbeyi bahane ederek şu an gerçekleştirdiği darbesinin içinde bulunduğumuzu ifade etmeli ve bunu tüm mantık sonuçlarına götürerek öyle davranmalıdır.
Bunun bin politik güç ya da odak tarafından açıkça ifade edilmesi hayati önemdedir.
HDP bunu hala yapmadı. Derhal bunu yapmalı ve tüm halkı bu darbeye karşı direnmeye ve birlik olmaya çağırmalıdır. bu çağrının yankı bulup bulmamasının; fiili bir direnmeye yol açıp açmamasının önemi yoktur. Böyle bir tavır ve çağrı bunlara temel olur ve onların yolunu açar. HDP bunu hala yapmadı. Derhal yapmalıdır.
Hala darbe ile Kürdistan'daki savaş bağlantılarından söz edip Kürtlere o kadar kötü davranmanın ne kadar kötü olduğunu AKP'ye veya başkalarına göstermeye çalışmak politika değildir.
Politika kritik anda değişen güç konumlanışlarını ve nitelik değişikliklerini görmek ve buna uygun stratejik, taktik, örgütsel dönüşler yapabilmektir.
Şu an Erdoğan'ın bir darbe gerçekleştirdiği gerçeğini atlayan her söz ve davranış demokrasi mücadelesini zayıflatır ve yok eder; demokrasi güçlerini böler.
22. Temmuz.2016
Demir Küçükaydın

20 Temmuz 2016 Çarşamba

15 Temmuz Darbe Girişimi Üzerine Sorulara Cevaplar

H.Y - Soru:
15 Temmuz 2016 akşamında  içinde çok sayıda general ve bürokratın da bulunduğu bir darbe girişimi oldu. Bu askeri kalkışmayı nasıl tanımlayabiliriz? Darbe girişiminin arkasında hangi güçler olabilir? Darbenin bir AKP kurgusu olduğu yönünde iddiaların doğruluk payı ne olabilir? Bu aşamadan sonra Türkiye'yi nasıl günler bekliyor? Kürdler bu olayı nasıl algıladi, nasıl bir tutum takınmalıdırlar?

D.K. - Cevap:
15 Temmuz darbe girişimi sanırım bir erken doğum ya da düşük olarak tanımlanabilir. Erken doğuma ya da düşüğe  zorlanma da var gibi görülüyor. Büyük olasılıkla darbeciler tasfiye edileceklerdi ve deşifre olmuşlardı. Belki de kasıtlı olarak tasfiye edilecekleri ve deşifre oldukları bilgisi de onları erken ve hazırlıksız bir harekete zorlamak için kendilerine uçurulmuş da olabilir. Bu nedenle hazırlıksız bir şekilde ya devlet başa ya kuzgun leşe demek zorunda kaldıkları görülüyor. Komplo teorilerine uygun düşen bir yığın acemilikleri böyle açıklanabilir.

17 Temmuz 2016 Pazar

Darbe İçinde Darbe İçinde Darbe

Yorum soran ve niye yazmıyorsun diyen ve çok uzun yazdığımdan yakınan okur ve arkadaşlar için kısaca yorumum: Darbe İçinde Darbe İçinde Darbe.
(Açıklaması: (1) Erdoğan'ın darbesi (halen yürürlükte); (2) Erdoğan'a karşı darbe girişimi (Akim Kaldı); (3) Akim kalan darbeyi kullanarak birinci darbenin pekişmesi veya "Update" yapması. (Şu an yaşanan).Sonuç: şu anki rejim: Darbe içinde darbe.
Yapılacak iş: Klişeleşmiş "Demokrasi Güçlerinin Birliği" değildir.
Bugünkü programları, stratejileri ve taktikleriyle; örgüt yapıları ve anlayışlarıyla ne yeni bir güç yaratabilirler; ne de sabrın derinliklerini ve coşkunun zirvelerini harekete geçirebilirler.
Demokrasi güçlerinin her birinin (Kürtler, Aleviler, laikler, inanç olarak Müslümanlar, Demokratlar ve Sosyalistler) kendini program, strateji, taktik olarak baştan yenilemesi gerekir. Bu ise bu güçlerin her birinin kendi içinde var olan yapı, program, strateji ve taktiklere karşı teorik, ideolojik ve politik bir mücadele gerektirir. Her "dış savaş" önce veya yanı sıra bir "iç savaş" gerektirir.
Bu güçlerin hiç birinde gerçekten demokratik program ve stratejiye sahip güçler akımlar ve bunların var olan yapılara karşı bir mücadelesi ve "İç savaşı" görülmüyor. bu olmadan bir şey olmaz.
Her biri içindeki demokratların neyi savunması gerektiğine ilişkin olarak yıllardır yazdıklarımız ortadadır.
Bugün Türkiye'de ve Ortadoğu'da demokratik özlemleri olan muhalefet odakları vardır ama demokratik bir programı olan, ve bu programa uygun strateji taktik ve örgüt biçimlerini hiç olmazsa taslaklaştırmış bir örgüt, yayın vs. bir yana, entelektüel akım; bir çevre bile yoktur.
Bunlar bile ortada yokken yenilgilerin birbirini izlemesi kaçınılmazdır.
Oku ne kadar uzağa atmak istiyorsanız yayı o kadar germeniz; ne kadar ileri sıçramak istiyorsanız, o kadar gerileyip hız almanız ve enerji toplamanız gerekir.

16 Mart 2016 Çarşamba

Erdoğan’ın Darbesi Nasıl Engellenebilir?

Siyasi mücadelede verili andaki acil görevin; bu göreve uygun güçlerin ve mücadele biçimlerinin doğru olarak tanımlanması hayati önem taşır.
7 Haziran seçimlerinden beri, artık sorunun “Barış Süreci”, “Kürt Sorunu’nun çözümü”; “Demokratik Anayasa” vs. olmaktan çıktığını; yakalanması gereken ana halkanın; Erdoğan’ın ve darbesinin engellenmesi; Erdoğan’dan kurtulmak için en geniş güçleri bir araya getirmek olduğunu yazıyoruz.
Örneğin Geçen sene 27 Ekim’de şunları yazıyorduk:
“Kuran’ın Ali İmran Suresi’nin 185’inci ayetinde ve bazı mezarlıklarda “Her canlı ölümü tadacaktır.” diye yazar.
Türkiye’de ve hatta Ortadoğu’da yaşayan herkes “Erdoğan’dan nasıl kurtuluruz” sorusuyla karşılaşacaktır. (…)