Duran Kalkan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Duran Kalkan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mayıs 2018 Perşembe

Erdoğan’ı Yenmek İçin HDP’nin Hata Yapmaması Gerekiyor: Bir Örnek Olarak Pervin Buldan’ın Yanlışı


Şimdi aynı gün gazetelerde yer alan şu iki habere bakalım.
15 Mayıs tarihli Cumhuriyet gazetesi:
Meral Akşener'den şimdiye kadarki en net Demirtaş açıklaması” başlığı altında haberde şu sözler yer alıyor:
İYİ Parti genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener bugün yabancı basınla buluşmasında Demirtaş'ın tutukluluğu ile ilgili soru üzerine şunları kaydetti:
"Demirtaş henüz bir sanık, hakkında bir hüküm verilmedi. Dolayısıyla diyelim ki seçimler bitti, aradan üç ay geçti ve kendisi beraat etti. Peki o aradaki seçim kampanyasındaki rekabet eşitsizliğini Türkiye nasıl izah edecek?"
 Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Demirtaş'ın adaylığını resmen tescil ettiğini hatırlatan Akşener, "Biz hukukun herkes için eşit, tarafsız ve objektif işlemesi gayreti içindeyiz. Siyasetçilerin, aydınların, gazetecilerin tutuklu olarak yargılanmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Aday gösterilmiş bir kişinin de kampanyasını rahatlıkla bizlerle eşit koşullarda yapmasını isterim" dedi.

15 Şubat 2017 Çarşamba

#HAYIR Diyenler ve PKK’nın Tavrı

PKK’nın tavrının sorunun özünü yakaladığını daha iyi görmek için, önce kısaca #HAYIR diyenlerin şu anki durumuna kısaca bakalım.
İlk #HAYIR yazılarını bir ay önce yazmaya başladığımızda tam bir yılgınlık ve umutsuzluk atmosferi egemendi.
Bu atmosfer içinde, bu atmosfere uygun ve toparlanmayı sağlayacak bir stratejinin, ancak, temel yurttaşlık haklarına dayanan, sessiz, pankartsız, son derece basit ve sade, ama aynı zamanda birbirine karşı en zıt güçleri bile bir arada tutabilecek, her gün aynı yerde ve aynı saatte bulunmaya dayanan bir kitlesel pasif direniş olduğunu söylüyor ve öneriyorduk.
Ama bunun için de öncelikle bütün medyanın iktidarın kontrolünde olduğu verisinden hareketle, sosyal medya ve internet aracılığıyla başlanabileceğini; bunun #HAYIR’cıların birbirini bulmasını sağlayacağını; böyle bir sanal hareketin gerçek hayattaki bir hareket için başlatıcı olabileceğini söylüyor ve bu yönde bizzat bir şeyler yapmaya çalışıyorduk.

1 Eylül 2015 Salı

Duran Kalkan’ın HDP Eleştirileri Üzerine

Dün birçok yerde Duran Kalkan’ın Adil Bayram mahlasıyla yazdığı, “Özeleştiri başarının anahtarıdır” başlıklı yazı yayınlandı ve  özellikle HDP’ye yönelik eleştirileri içeren kısımlar birçok yerde iktibas edildi.
Hamama giren terler” derler;  eleştiren de aynı şekilde eleştirilmeyi göze almış demektir. Biz Duran Kalkan’ın bu metninden yola çıkarak hem Duran Kalkan’ın bu somut eleştirisinin bir eleştirisini yapmak; hem de bu bağlamda HDP ve PKK hakkındaki eleştirilerimizi kısaca da olsa ifade etmek istiyoruz.
Ama önce eleştiri ve özeleştiri üzerine birkaç söz.
Sanılanın aksine eleştiri yapmak son derece zor bir iştir. Şurada yanlış yapılıyor demek, zikredilenler somut olgular bile olsa, kendi başına doğru bir eleştiri yapıldığı anlamına gelmez.

12 Ağustos 2015 Çarşamba

PKK’ya Açık Mektup: PKK Derhal Tek Taraflı Ateşkes İlan Etmelidir

Bugün gazetelerde, Selahattin Demirtaş’ın çağrısı yer alıyor. Örneğin BBC Türkçe “Demirtaş: Hükümetin operasyonlarına da PKK’ya da dur diyoruz” başlığıyla canlı olarak vermiş.
Arabulucular böyle davranabilirler. Bu anlaşılabilir. Zaten HDP’nin esas misyonu da şimdiye kadar arabuluculuk, hatta tam arabuluculuk bile değil, esas olarak postacılık oldu.
Demirtaş’ın çağrısı iyi niyetli ve güzel olabilir. Ancak biz iki taraflı değil, tek taraflı ateşkes öneriyoruz. Hükümet elbette silahlarla saldıracaktır. Biz de ona karşı ateşkesle saldırmalıyız.
Bilineni bir kez daha tekrarlayalım.
Çağrılarla karşılıklı ateşkes olmaz.
Peki, ne zaman olur?
Karşılıklı ateşkes ancak savaşın ve sıcak çatışmaların iki tarafın da amaçlarına hizmet etmediği zaman olur.
Bugün Türk devletinin başında bulunun sarayda oturan sultanın ateşkesten çıkarı var mı?
Yok.

16 Haziran 2014 Pazartesi

HDK ve HDP Kongreleri Gelirken – Perşembenin Gelişi

Bu hafta sonu, Cumartesi ve Pazar günleri HDK ve HDP kongreleri yapılacak.
Bu kongrelerin önemi şuradaydı. Kürt Özgürlük Hareketi, bir Kürt Hareketi olmaktan çıkıp tüm Türkiye’yi kapsayan bir Demokratik Hareket olma yolunda karar almıştı. Daha önce araya mahalli seçimler girdiğinden; ayrıca hem Türk solundaki “Bileşen” örgütlerden; hem de Kürt hareketi içindeki “milliyetçi”lerden kaynaklanan direnişler nedeniyle bu karara ne kadar uyulacağı; bir retorik olarak kalıp kalmayacağı bilinmediğinden seçimlerden sonra yapılacak kongrelere kadar her şey belirsizlik içindeydi. Öcalan ve KCK’nın bütün ağırlıkların koyması; bunun stratejik bir dönüş olduğunu defalarca ve kararlılıkla belirtmeleri direnişleri belli ölçüde kırdı. Bu Kongrelerin bir bakıma bu kararlılığın gösterildiği ve buna uygun yapısal değişikliklerin yapıldığı dönüm noktaları olacağı beklentisine yol açtı.