“Rus’u biraz kazıyınca
altından bir Tatar çıkar” diye diye bir söz varmış Rusya’da. Türk’ü de biraz
kazıyınca altından bir Rum, Ermeni, Süryani, Slav, Yahudi vs. çıkar. Hele “Türk”
denilen kişi biraz sıra dışıysa, bir sanatçıysa, bir demokratsa vs. hiç şaşmaz.
Bunda da şaşılacak bir şey de yoktur aslında. Türklerin Orta
Asya’dan geldiği yalanı Irkçı Türk tarihçiliğinin bir uydurmasıdır. Bugün Türk
denenler, son bin yılda önce Müslümanlaşmış sonra da Müslümanlardan Türkler
yaratılırken Türkleşmiş Anadolu’nun otantik insanlarıdırlar. Hem genetik hem de
kültürel olarak böşledir bu. Orta Asya’dan Pers uygarlığının Roma Bizans ile
rekabetinde koçbaşı olarak getirdiği fatihler ve onların ahvadı ise nüfusun
yüzde beşini aşmaz. Genetik araştırmalar da bunu doğrular.
Yani eğer Türklerin “soydaş”larından söz etmek gerekirse,
Türklerin soydaşları en başta vae en yüksek oranda Ermeniler, Rumlar, (İyonya’lı
Yunanlılar ve Pontuslu Rumlar); 93 ve Balkan harplerinden sonra gelmiş Müslüman
(Balkanlılar) Slavlar, (Kafkaslılar) Çerkezler, vs.dir. Ancak eski kuşak
müslümanlaşmışlar, birkaç kuyak sonra kökenleri unutulduğu için, egemen dinden
olduklarından, ezilen olmanın duyarlılıklarını kaybetmişlerdir.
Bu duyarlıkları taşıyanlar, özellikle son yüz yıldaki
Türklüğün yaratılması sürecinde katledilenlerin kılıç artıkları, oğulları, kızları,
torunları, bugünkü “Türk Kültürü” denen şeyin gerçek yaratıcılarıdırlar.