Bugün genel olarak şöyle düşünülmektedir:
“150 yıl önce
yazılmış ve basılmış bir eserde bugünün dünyasının sorunlarının cevabı
bulunamaz. Bu nedenle Marks’ın Kapital’ini okumanın veya etüt etmenin somut ve
pratik bir faydası olamaz”
Daha doğrusu genel olarak çoğunluk, hem de
aydınların çoğunluğu böyle düşünüyor ve Das
Kapital’i okumaktan ise, son zamanların moda ve şişirilmiş ismi Thomas
Pikkety’in “21. Yüzyılda Das Kapital”ini
okumayı tercih ediyorlar.
İlk bakışta son derece mantıki gibi gelen bu itiraz
tam da Kapital’i bilmeyenlerin
ve/veya anlamayanların yapacağı bir itirazdır.
İşin kötüsü bu noktada tam anlamıyla bir “fasit daire” (Teufelkries) ortaya çıkar. Kapital’in
tazeliğini ve güncelliğini kavramak için Kapital’i
okumak gerekir; ama tam da 150 yıl önce yazılmış bir eserde günümüz dünyasının
sorunlarını anlayacak kavramlar veya cevaplar bulunamaz diye kimse Kapital’i etüt etmediği için bu tazelik
ve güncellik görülemez ve dolayısıyla da Kapital
okunmaz. Kapital okunmadığı için de
tazeliği görülemez.