(Bugün Atatürk’ün ölüm
yıldönümüymüş. Atatürk konusunda mahalle kavgasına benzeyen paylaşımları
görünce farkına vardım. Bu vesileyle 2001 yılında yazdığım Atatürk yazısını
paylaşmak iyi olabilir. Bugün yazsaydım muhtemelen başka bir üslup, vurgu ve
örneklerle yazardım ama yazının temel fikri değişmezdi. Anlama etki etmeyen
birkaç küçük üslup düzeyindeki düzeltmeyle tekrar yayınlıyorum. Kanımca bu kısa
Atatürk analizi geçerliliğini korumaktadır. Bir bu analizin dayandığı kavramsal
temele bakın bir de bugün Atatürk üzerine yazanların kavramsal temellerine. 10
Kasım 2017 Cuma)
Atatürk, her şeyden önce bir Bizans-Osmanlı Generalidir.
Bizans-Osmanlı ise, Sümerlerden beri gelen uygarlıklar, imparatorluklar ve
devletler zincirinin, o Doğulu, Devlet’i her şeyden üstün tutan, bu gün moda
deyimiyle “sivil toplum” denen,
devlete karşı her türlü halk örgütlülüğü ve inisiyatifinde kendi varlığına bir
tehdit gören ve onu yok eden kahredici devletçiliğinin son halkasıdır.