Seçim sonuçları demokratik özlemlere dayanan ama demokratik
bir programdan yoksun demokratik olmayan bir muhalefet ve sosyal kazanımlara
dayanan ama sosyal olmayan bir iktidar tablosu çizmiş bulunuyor.
Bu tablo aynen Gezi’de de görülüyordu.
Demokrasi her şeyden önce Ulusun ya da Devletin ya
da Politik olanın sınırları ve
tanımıyla ilgilidir.
Demokrasi her şeyden önce eşit yurttaşları ve onların
haklarını varsayar.
Ama yurttaşlık, yani ulus, yani politik olan, yani devlet,
Türklükle ve Sünni Müslümanlık ile tanımlanmışsa, orada demokrasiden söz
edilemez; çünkü artık eşit yurttaşlardan süz edilemez.
Türk olmayan veya kendini öyle görmeyenlerden alınan
vergilerle Türkçe eğitim zorunlu olarak sürdürülüyorsa. Hele bu dille sınırlı
kalmayıp, ırkçı bir tarih anlayışıyla da destekleniyor ve her alanda fiili olarak
uygulanıyorsa, orada demokrasiden söz edilemez.