Bonapartizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bonapartizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1 Kasım 2022 Salı
Demokrasiye Karşı Cumhuriyet; Bonapartizm ve Jakobenizm; Blockchain, Bitcoin, Oydaşma
Bu yayında Cumhuriyetin demokrasiye karşı bin silah olarak kullanılması, Demokrasi ile Cumhuriyet arasında doğrudan ve zorunlu bir ilişki bulunmadığı; neden en ileri demokrasilerin Krallık olduğu; Doğu ve Batı gelişim zıtlıkları; Sezarizm, Bonapartizm ve Jakobenizm kavramları ve anlamlarının değişimi; Brezilya seçimleri vesilesiyle Süreksiz Devrim'ler çağı, Uluslara ve ulusal devletlere karşı sürekli devrimler gerektiği, Twitter'i Elon Musk'un satın alması ve Jack Dorsey'in Blockchain'e dayanacak kimsenin olmayan ağ projesi, Medya ve Haberleşme alanında demokratik programın ne olması gerektiği gibi konulara giriyoruz.
11 Kasım 2017 Cumartesi
Atatürk
(Bugün Atatürk’ün ölüm
yıldönümüymüş. Atatürk konusunda mahalle kavgasına benzeyen paylaşımları
görünce farkına vardım. Bu vesileyle 2001 yılında yazdığım Atatürk yazısını
paylaşmak iyi olabilir. Bugün yazsaydım muhtemelen başka bir üslup, vurgu ve
örneklerle yazardım ama yazının temel fikri değişmezdi. Anlama etki etmeyen
birkaç küçük üslup düzeyindeki düzeltmeyle tekrar yayınlıyorum. Kanımca bu kısa
Atatürk analizi geçerliliğini korumaktadır. Bir bu analizin dayandığı kavramsal
temele bakın bir de bugün Atatürk üzerine yazanların kavramsal temellerine. 10
Kasım 2017 Cuma)
Atatürk, her şeyden önce bir Bizans-Osmanlı Generalidir.
Bizans-Osmanlı ise, Sümerlerden beri gelen uygarlıklar, imparatorluklar ve
devletler zincirinin, o Doğulu, Devlet’i her şeyden üstün tutan, bu gün moda
deyimiyle “sivil toplum” denen,
devlete karşı her türlü halk örgütlülüğü ve inisiyatifinde kendi varlığına bir
tehdit gören ve onu yok eden kahredici devletçiliğinin son halkasıdır.
14 Mart 2017 Salı
Erdoğan Rejiminin Karakteri ve Faşizm Üzerine
Erdoğan’ın şimdiki ve kurmak istediği rejimin karakteri
sorunu, son zamanlarda, en azından kendine Marksist diyenler arasında bir
tartışmaya yol açtı.
Erdoğan’a ve oturtmak istediği rejime karşı mücadelenin acil
önemi nedeniyle bu konuda yazmaya hem gerek görmedik hem de zaman ve enerjimiz
olmadı.
Gerek görmedik, çünkü artık yeni kuşaklar Marksizmi ve Marksist
kategorileri bilmemekle kalmıyorlar, ayrıca ona ilgi de duymuyorlardı. Bu durumda
o kategorilerin bilimsel ve dakik tanımlamasının ve bu tanımlamalara dayanacak
rejim tanımlamalarının bir anlamı kalmıyor. Yeni kuşaklar için bu tartışmalar,
bizim için kapitalizm öncesi çağların teolojik tartışmalarından daha fazla bir
şey ifade etmiyorlar.
Bu nedenle, böyle marksizmin kategorileri ve buna bağlı
olarak Erdoğan rejiminin karakteri konusundaki tartışmaya, konuyu somut olarak
izlenecek tatikler veya stratejiler bağlamında girmeyi daha hayata yakın ve somut bulduğumuzdan, girmedik.
Yoksa bu topa girmeyiş, bu konularda bir görüşümüz olmadığı
anlmamına gelmiyordu.
Aslında bu bağlamda bir tartışma hemen 12 Mart sonrasında 12
Mart rejiminin karakterine ilişkin olarak yapılmıştı.
19 Ekim 2016 Çarşamba
Demokrasi Nedir ve Türkiye’de Demokrat var mı?
Birkaç gün önce, daha önce yazdığım bir yazıyla ilgili
olarak, çok değer verdiğim bir gazeteci arkadaştan şöyle bir eleştiri geldi:
“Demir,
şu paragraf senin
yazından alıntılandı:
“Demokrat, ulusun, yani devletin ve politik olanın, bir dille, dinle,
tarihle, soyla, ırkla, kültürle vs., tanımlanmasını reddedendir.
Türkiye’de (ve Kürdistan’da) maalesef bu tanıma uyan demokrat yoktur...”
Yoktur?
Böylesi bir genelleme
Demir'in tarzı değil diye düşünürdüm. Öyle düşünmeye devam edeyim mi ?”
*
Demokrasi konusuna gelen bu eleştiri ile başlayabiliriz.
Evet, bu benim görüşümdür ve yıllardır birçok yazımda, (her
zaman böylesine mantık sonuçlarına varmış ve net biçimde olmasa da) birçok kez
ifade ettiğim bir önermedir.
22 Nisan 2015 Çarşamba
Talat Paşa Jakoben miydi? (Jakobenizm Nedir? Osmanlı’da Kim Jakobendi? Bugün Kimdir?)
Ortaya çıktığı günden beri sol görünümlü bir gericiliği ve
milliyetçiliği savunan Doğu Perinçek ve partisi, her zaman olduğu gibi şimdi de
tarihi ve kavramları alt üst ederek bu günkü gerici ve ırkçı politikalara sol
bir cila sürmeye çalışıyor. Bunlar için olaylar ve kavramlar, o an izlenen
gerici politikalara bir sol görünüm kazandırmak için içerikleri boşaltılacak ve
istenildiği gibi oynanacak basit araçlardır.
Türkçü Bonapartist Talat Paşa’yı Jakoben yaptıkları
kolaylıkla, Hazreti Muhammet’i de
cuntacı yaparlar. Örneğin şöyle yazıyor “Bilim ve Ütopya” dergisinde “Silahlı
Peygamber Hazreti Muhammet’in Medeniyet Devrimi” adlı çok bilimsel
yazısında bay Doğu Perinçek:
10 Kasım 2014 Pazartesi
Atatürk, Çerkez Ethem, Kemalizm ve Stalinizm Üzerine
Bugün 10 Kasım,
Atatürk’ün ölümünün yıl dönümü.
Aşağıda Atatürk ve
Kemalizm üzerine biri yirmi yıldan daha fazla zaman önce (1992) diğerleri ondan daha fazla yıl önce yazılmış dört yazı var.
Bu yazıları
yazdığımızda elbette 2004’ten sonra geliştirdiğimiz kavramsal araçlardan henüz
yoksunduk. Bu nedenle bugün elbette kimi formülasyon ve kavramları daha farklı
kullanırdık. Ama esas olarak oralarda belirtilen görüşlerin doğru olduğu ve
olayların gelişimince de genel olarak doğrulandığı kanısındayız. Türkiye’de bu
yazılarda belirtilen noktalara hala varılabilmiş bile değil.
Örneğin Kemalizm hala
bir ideoloji olarak ele alınıyor ve tanımlanıyor; bu ideoloji de somut bir
tarihsel biçimle sınırlanıyor. Bir başka örnek: Atatürk bir Bonapart olmasına
rağmen hala bir Jakoben olarak tanımlanıyor.
Entelektüel ve Teorik sığlık
sadece Atatürk’ün değil, Türkiye’nin sağcısı ve solcusuyla tüm akımlarının
temel yapısal ve ortak özelliğidir.
10 Kasım 2013 Pazar
Atatürk ve Kemalizm Üzerine Dört Eski Yazı
Bugün 10 Kasım,
Atatürk’ün ölümünün yıl dönümü.
Aşağıda Atatürk ve
Kemalizm üzerine biri yirmi yıldan daha fazla önce diğerleri on yıldan daha
fazla yıl önce yazılmış dört yazı var. Buün elbette kimi formülasyon ve
kavramları daha farklı kullanırdık ama esas olarak oralarda belirtilen
görüşlerin doğru olduğu ve olayların gelişimince de genel olarak doğrulandığı
kanısındayız. 10 Kasım 2013 Pazar
(1992) Kemalizmin Yerini Ne Alacak?
Aslında ilk olan "Son
Türk Devleti"nin dayanağı ve ideolojisi olan Kemalizm ömrünü doldurmuş
bulunuyor. Bu ideoloji bugün hala devletin resmi dini olmaya devam ediyorsa,
bu, onun insanların kafasındaki egemenliğinden, ideolojik gücünden,
yaygınlığından değil; ideoloji dışı bir unsurun, Osmanlı'nın yaşayan ruhu Türk
Ordusu'nun silahlarının fizik gücünden dolayıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)