Dün “Doğu
Toplumları ve Ütopya” başlıklı bir eski yazıyı tekrar yayınlamanın
nedeni gelecek üzerine birkaç konuya yönelmekti. Bunlar gelecek ve geçmiş
ilişkisi üzerine; geleceğe ilişkin tasavvurların genellikle çık kısa bir dönemi
içermeleri üzerine; Ortadoğu’nun yakın geleceği üzerine; insanlığın geleceği ve
geleceksizliği üzerine bir seri yazıya yavaş yavaş bir giriş yapma niyetiydi.
Ucundan başlayalım.
Aslında nasıl tarih, tarih ile ilgili değil, günümüzün
sorunları ile ilgiliyse, gelecek üzerine öngörü ve hayaller de bütünüyle
günümüzün sorunlarıyla ilgilidir ve ifade edildikleri dünyanın sorunlarını
tartışırlar ve tüm darlıklarını yansıtırlar.
Tarihin nasıl bir tarihi varsa ve tarih en iyi tarihin
tarihinden izlenebilirse, Geleceğin de(Ütopyaların, Bilim Kurguların, gelecek
tasavvurlarının vs.) bir tarihi vardır.
Ve çok paradoksal bir ifade olabilir ama geçmişteki tarih en
sağlıklı olarak geleceğin tarihinde izlenebilir.