Kimsenin teoriye, Marksizm’e, doğru bir politik çizgi için
teorinin önemine ilgi duymadığı bir dönemde yaşıyoruz. Kendini Marksist olarak
tanımlayanlar bile artık teoriye en küçük bir ilgi duymuyorlar.
Teori diye komplo “teorileri”nden başka bir şeyin
konuşulduğu yok. Devrimci dalganın çekildiği, kitle hareketinin gerilediği
dönemler böyledir. İnsanlarda genellikle bir aptallaşma eğilimi baş gösterir. Engels’in
“enayiler Sosyalizmi” dediği ırkçılık
ve antisemitizm; “enayiler teorisyenliği”
denebilecek komplo “teorileri” ortalığı kaplar.
Bunun görmek için Türkiye’de bir kitapçıya girip raflarda
sergilenen kitaplara bakmak yeter. Neredeyse kitapların yüzde doksanı komplo
teorileridir. Gazetelerdeki yazılar veya internette yazılara yapılan yorumlara
ise hiç değinmeye bile gerek yok. Korkunç bir aptallaşma, genelleme yeteneğinin
yitirilişi egemen dünyaya, ama en korkunç ölçüde de Türkiye’ye. Bir parça
Kürdistan ve Kürtler, orada yükselen mücadeleye bağlı olarak, bu çürüme
eğiliminden biraz kendini kurtarmış bulunuyor.