özgürlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özgürlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Aralık 2017 Cumartesi

Bir Devrimin Eşiğinde (9) – Zorunluluklar ve Özgürlükler Alemi Üzerine

Bir önceki yazıda özgürlükler aleminin Toplum denen var oluş ve hareket biçiminin aşılması olduğu sonucunu yazmıştık.
Ancak bu sonuca biz de yeni ulaşmıştık.
Marks’ın “komünist toplumun üst aşaması dediği” zorunluluklar aleminin ötesindeki özgürlükler alemini, biz de yakın bir zamana kadar bir toplum (veya üretim) biçimi olarak düşünüyor ve öyle ifade ediyorduk.
Ancak üzerine dikkatli düşününce bunun aslında toplumsalın sonu ve aşılması olduğunu gördük ve kavramların iç tutarlılığını sağlamak için, bunu yeni bir toplum veya üretim biçimi olarak değil, Toplum’un aşılması olarak tanımladık. Zaten emeğin ortadan kalkması üretimin de ortadan kalkması olacağından üretimin olmadığı bir üretim biçiminden söz etmek gibi bir çelişki de kavramın içinde bulunuyordu.
Aşağıda ikibinli yılların başında yazdığımız bir yazıyı aktaracağız. Yazı Demokrasi bağlamında yazılmıştı.

21 Şubat 2017 Salı

Demokrasi ve Özgürlük Niçin Bir Arada Bulunamaz?



Bu referandum bir yandan çoğunluk azınlık; bir yandan kararların kimler tarafından nasıl alınabileceği; haklar üzerine karar alınıp alınamayacağı gibi konuları gündeme taşımış bulunuyor. Bütün bu konular aslında Demokrasi başlığı altında toplanabilir.
Acil olarak #HAYIR dense, çoğunluğu kazansa ve diktatörlük bir yenilgiye uğratılsa bile, demokratik bir toplumun kurulması demokrasinin demokratik bir anlayışının toplumda genel kabul görmesiyle mümkün olabilir.
Bu nedenle bu #HAYIR çalışmaları bağlamında demokrasi konusundaki kavram kargaşasına bir ölçüde olsun son verebilmek için bir seri yazılar yazmak gerekecektir.
Bu nedenle, önce Demokrasi’nin Politik (Hukuki) ve Sosyolojik anlamlarını ayırıp, bu konuda bir temel açıklık getirmek önemlidir. Bu temel olmadan demokrasi üzerine her söz havada kalmaya mahkumdur.

29 Mayıs 2014 Perşembe

Demokrasi ve Özgürlük Birbirinden Ayrılamaz

Önceki “Demokrasi ve Özgürlük Neden Bir Arada Bulunamaz?” başlıklı yazımız, demokrasi ve özgürlüğün bir arada bulunamayacağını kanıtlarken bu sefer tam tersini iddia ederek demokrasi ve özgürlüğün birbirinden ayrılamayacağını savunacağız.
Bu bir çelişki değil mi?
Daha önce de belirttiğimiz gibi değil.
Önceki yazıda demokrasi ve özgürlüğü sosyolojik anlamlarıyla ele alırken, şimdi politik ya da hukuki anlamlarıyla ve de politik ve hukuki alana ilişkin kavramlar olarak ele alacağız. Aynı kavram ve sözcüğün bu tamamen farklı ve zıt anlamları üzerinde böyle durmamızın nedeni, bu ayrımın yapılmayıp, üzerinde durulmayıp, karıştırılmasının bizzat demokrasiye karşı mücadele veren ve onu tasfiye edenlerin bir yöntemi olmasıdır.
*
Özgürlük kavramı, Fransız toplumsal mücadeleler geleneğinde politik alana ilişkin haklar olarak da tanımlanmıştır.
Yani bunun ardında, politik ve politik olmayan gibi bir ayrım vardır[1]. Bu anlamda, tıpkı dinin politik olmayan olarak tanımlanması gibi politik alana ilişkin olarak tanımlanmıştır. Modern toplumun politik ve politik olmayan ayrımı olmasa, özgürlük kavramı da olamazdı. Klasik uygarlıkların ve dinlerin hiç birinde özgürlüğün sözünün edilmemesi, böyle bir kavramın bulunmaması; örneğin İslam’da Özgürlük değil de adalet aranması bizzat bu ayrımın yokluğuyla ilgilidir.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Demokrasi ve Özgürlük Neden Bir Arada Bulunamaz?

(8 Haziran’da Kadıköy’de Yoğurtçu Parkında yapılacak olan “Özyönetim ve Demokrasi” başlıklı “Forum-Çalıştay”ın Demokrasi Kavramının ve Tanımının ele alınacağı ilk bölüm için bir kavramsal açıklık ve altyapı oluşturmak üzere konuyu adım adım ele almaya ve aynı zamanda bu kavramsal açıklığı önemsiz göstermenin kendisinin nasıl politik ve ideolojik bir anlamı olduğunu göstermeye devam edelim.)
Hepimizin kafasında demokrasinin özgürlükler olmadan var olamayacağına ilişkin sarsılmaz bir yargı vardır. Yani Demokrasi ve Özgürlük kavramları birbirinden ayrılmaz görülür. Ancak bizler böyle düşünürken aslında demokrasiyi ve özgürlüğü bilimsel veya sosyolojik değil; politik veya hukuki kavramlar olarak tanımlamış oluruz.
Demokrasinin ve özgürlüğün sosyolojik anlamları üzerine kafa yorduğumuzda demokrasi ve özgürlüğün ayrılmazlığı bir yana, bir arada bulunamayacağını görürüz. Neden ve nasıl?
Sosyolojik olarak, yani bilimsel bir demokrasi kavramına ulaşmak için, demokrasinin işlevi ve hangi koşullarda var olabileceği konusunda bir açıklığımız olması gerekir.
Demokrasi kararların nasıl alınabileceği ve alınması gerektiği sorusuyla ilgilidir. Ama bunun için öncelikle karar alma gibi gerekliliğin ve imkânın nasıl ve hangi tarihsel koşullarda ortaya çıkabileceği sorusuna cevap vermek gerekir.

22 Kasım 2013 Cuma

Demokrasi ve Zor

En olağan ve biçimsel anlamıyla Demokrasi: “azınlığın çoğunluğa uymasını prensip olarak kabul eden rejimdir” (Lenin).
Bu en biçimsel demokrasi tanımı ister istemez demokrasinin olmazsa olmaz iki koşulunu ifade edilmemiş bir var sayım olarak içerir: zor ve özgürlükler.
Bu tanıma göre, Azınlıklar ve çoğunluklar demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur.
Ama azınlık ve çoğunlukların oluşabilmesi için de insanların farklı alternatifler etrafında yoğunlaşmaları gerekir.
Bunun için de, tam bir fikir ve örgütlenme özgürlüğü ortamında farklı görüşlerin, eşit biçimsel koşullarda ortaya çıkmaları ve birbirleriyle yarışmaları gerekir.