24 Şubat 2017 Cuma

#HAYIR ve Azınlığın Hakkı

Dünkü “#Hayır ve Azınlığın Üç Türü” başlıklı yazımızda, aynı “azınlık” kavramıyla karşılanmasına rağmen, birbirinden mahiyetçe tamamen farklı üç tür azınlık olduğunu; birinci tür azınlığı ortadan kaldırmak için eşitlik; ikinci tür azınlığı ortadan kaldırmak için eşitsizlik gerektiğini göstermiştik.
Üçüncü tür azınlık ise, demokrasi kavramının kendisi tarafından ortaya çıkarılıyordu. Demokrasi, “azınlığın çoğunluğa uymasını ilke olarak kabul eden rejim” ise, tanımı ya da “fıtratı” gereği azınlık demokrasinin olmasza olmazı oluyordu.
Yukarıdaki formülün dayandığı anlayışa dayanarak tersinden formüle edersek, tabiri caiz ise, “demokrasi: azınlıkları ortaya çıkarma rejimidir” bile denebilir.
Burada bir çelişki ortaya çıkar. Demokrasi her şeyden önce bir oylama yapmak, yani azınlık ve çoğunluğu ortaya çıkarmak ise ve kararlar da çoğunluğun kabul ettiği oluyor ise, azınlığın hakkı ve ağırlığı ne olacak? Sıfır mı olacak? Bu sorunlu bir durum değil midir?

23 ŞUBAT 1917 Rusya'da Şubat Devrimi Başlamıştı.

23 ŞUBAT 1917 Rusya'da Şubat Devrimi Başlamıştı.
Başlangıçta kadınlar vardı.
Giderek daha fazla insan yürüyen kadınlara katıldı. Giderek savaşa ve Çara karşı sloganlar yükselmeye başladı.
Ertesi gün 200.000 işçi genel greve gitti.
25 Şubatta Genel Grev.
İşçiler Özyönetim organları olan Sovyetleri, (Şuralar, Meclisler) kurmaya başladı.
Çar göstericilere ateş emri verdi. Onlarca kişi öldü.
Gösteriler artarak devam etti.
Tekrar ateş emrine ise askerler uymadı ve isyan edip halka katıldılar.
Kritik noktaları ele geçirdiler.
İşte o devrim böyle başladı.
İkili bir iktidar oluştu.
Bir yanda Sovyetler, Bir yanda eski parlamento (Duma).