“Gezi’nin Bakiyesi”olan forumlarda ve Gezi’nin ve
bakiyelerinin durumu ve geleceği üzerine kafa patlatanlarda, giderek, örgüt ve
mücadele biçimlerinin yanlışlığı veya en azından tartışılması gerektiği üzerine
bir konsensüs oluşmaya başladı.
Örneğin dün Yeldeğirmeni’nde yapılan toplantının konusu, bir
önceki günün değerlendirmesiydi ve kararlar, karar alıp almamak gerektiği,
nasıl alınacağı, alındığında nasıl uygulanacağı; nasıl değiştirilebileceği gibi
noktalarda yoğunlaşmıştı. Ama bunlar aslında Taksim’e neden gelinmediği; neden
Kadıköy’de eylem yapıldığı; eylemin şu
veya bu aşamasında neden şöyle veya böyle davranıldığı gibi noktalarda
yoğunlaşıyordu. Gezi’nin ve Forumların ilk başlarda bir karar almayı reddeden
ve olanaksız kılan işleyiş ve yapısından bu noktaya gelinmesi, bir yıl içinde belli
bir yol kat edildiğini göstermektedir.
Ama sadece forumlar değil, örneğin dün paylaşılan Foti Benlisoy’un
"Ne
zaman savaşıp ne zaman savaşamayacağını bilen kazanır" başlıklı yazısı
da durumun doğru bir değerlendirmesini yapmaktan; artık bir ricat taktiğine
geçilmesi gerektiğinden söz ediyor ve hatta bizim de 1 Mayıs vesilesiyle
yazdığımız yazılarda da değindiğimiz[1]
Mao’nun (Benlisoy’un da belirttiği gibi aslında Sun Tzu’nun[2])
gerilla savaşı taktiklerine gönderme yapıyor[3].
Aklın yolu birdir.