Şark despotluğu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şark despotluğu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ocak 2017 Salı

#HAYIR’ın Örgütlenmesi

Faşist bir diktatörlüğü durdurmak için ilk koşul #HAYIR’ın çoğunluğu almasıdır.
Elbette #HAYIR’ın başarısı, Erdoğan’ın tıpkı 7 Haziran’dan sonra yaptığı gibi onu tanımama ve sonuçlarını yok etmek için saldırıya geçme tehlikesini ortadan kaldırmaz ama var olan dengeleri değiştirerek, en azından kartların yeniden karılması olanağını yaratır.
Keza bu arada Erdoğan’dan da öğrendik. Karşı taraf zafer sarhoşluğu içindeyken veya dağılmışken ona hiç ayıkma veya toparlanma fırsatı vermeden üzerine gitmeye devam etmek ve dağıtmak gerekir. 7 Haziran, zafer sarhoşluğunun; 15 Temmuz da yenilginin ardından nasıl davranılması gerektiğinin derslerini verdi bizlere.
#HAYIR başarı kazandığında bir gün bile gecikmeden Erdoğan’ı Beştepe’den uzaklaştırmanın ve #İstifa’sının mücadelesine girebilir ve girmelidir.
Ayrıca #HAYIR’ın kazanmasının ve #İstifa’nın sağlanmasının ortaya çıkaracağı moral ve dinamikler, çok daha köklü ve demokratik dönüşümlerin yolunu açabilir.

19 Eylül 2016 Pazartesi

Yapı ve Politika: Cemaatlerin “Sızma” Hakkını Savunmak

Açın bakın en demokrat bilinenlerin eleştirilerine ve önerilerine, hepsi Politika’nın eleştirisine takılıyorlar ve yapıyı gündeme almayan politika eleştirisinin, bu yapının sürmesi varsayımına dayanan egemen gündeme ayaklarıyla oy vererek, zımnen ve fiilen var olan Yapı’yı savunmak anlamına geldiğini unutuyorlar.
Bir demokrat, bir devrimci ya da bir sosyalist ise Yapı’yı eleştirir, onun alternatiflerini oluşturmaya ve egemen kılmaya çalışır; tartışmayı yapı üzerine çekmeye; gündeme yapıyı getirmeye çalışır.
Bu çabalar günlük politikanın bataklıklarında debelenenlerce ve bir ömür yitirenlerce hor ve etkisiz görülebilir; ütopyacılık olarak değerlendirilebilir.
Ama uzun vadede kalıcı etkiler yaratacak olan; örneğin Gezi gibi, “yıldızın parladığı anlar”da yol açıcı olabilecek olan, her zaman böyle çabaların tortusudur.
Gezi’nin en büyük zaafı böyle bir “tortu”dan, “miras”tan, “hazırlık”tan yoksunluğu idi. O nedenle şimdi izi ve tozu kalmadı.