Erdoğan’ın şimdiki ve kurmak istediği rejimin karakteri
sorunu, son zamanlarda, en azından kendine Marksist diyenler arasında bir
tartışmaya yol açtı.
Erdoğan’a ve oturtmak istediği rejime karşı mücadelenin acil
önemi nedeniyle bu konuda yazmaya hem gerek görmedik hem de zaman ve enerjimiz
olmadı.
Gerek görmedik, çünkü artık yeni kuşaklar Marksizmi ve Marksist
kategorileri bilmemekle kalmıyorlar, ayrıca ona ilgi de duymuyorlardı. Bu durumda
o kategorilerin bilimsel ve dakik tanımlamasının ve bu tanımlamalara dayanacak
rejim tanımlamalarının bir anlamı kalmıyor. Yeni kuşaklar için bu tartışmalar,
bizim için kapitalizm öncesi çağların teolojik tartışmalarından daha fazla bir
şey ifade etmiyorlar.
Bu nedenle, böyle marksizmin kategorileri ve buna bağlı
olarak Erdoğan rejiminin karakteri konusundaki tartışmaya, konuyu somut olarak
izlenecek tatikler veya stratejiler bağlamında girmeyi daha hayata yakın ve somut bulduğumuzdan, girmedik.
Yoksa bu topa girmeyiş, bu konularda bir görüşümüz olmadığı
anlmamına gelmiyordu.
Aslında bu bağlamda bir tartışma hemen 12 Mart sonrasında 12
Mart rejiminin karakterine ilişkin olarak yapılmıştı.