30 Mart 2025 Pazar
Maltepe Mitingini İzlerken Bir Kötümserin Kötümser Öngörüleri
Maltepe Mitingini İzlerken Bir Kötümserin Kötümser Öngörüleri
Bugün Maltepe’deki Miting Meydanında muhtemelen yüz binlerce insan toplanmış bulunuyor. Alana sığmayan kitlenin yollarda olduğu ve oraları da doldurduğu, metro istasyonlarından paylaşımlarda hala akın akın insanların geldiği, metro istasyonlarının bile kalabalıktan adeta kilitlendiği video ve resimleri düşüyor.
Paylaşımlara bakıyorum, herkes katılımdan çok memnun. Bunu bir zafer havasında kutladıkları görülüyor. Ben ise uzaktan bu zaferde bir yenilgi görüyorum.
Bu belki gelişmelere, bir savaşta kurmayların yukarıdan bakarak, güçler, konumlanışları, stratejileri, taktiklerine bakarak bir sonuca uluşmaya çalışmakla ilgili, olayların içinden sıcak değil, yukarıdan soğuk bir bakış. Ya da ağaçlara değil de ormana bakış.
23 Mart 2025 Pazar
Bir Yenilginin Dersleri
“Daha henüz ortada görünür bir yenilgi yokken, daha dün akşam yüz binler Şişli ve Saraçhane’de nöbet bekliyorken, Türkiye’nin birçok şehrinde gösteriler sürmüşken, nasıl böyle bir başlık atabiliyorsun?” diye sorulabilir haklı olarak.
Beni böyle bir başlık atmaya iten sabahın erken saatlerinden beri canlı haberlerde gördüğüm resimler.
İnsanlardaki yorgunluk, bitkinlik, ama en önemlisi, fiziksel yorgunluk değil, manevi olarak bir zafer kazanılabileceğine inancın artık eskisi gibi olmadığını gösteren gözler ve davranışlardaki vücut dili ve bunun sözlere de yansıması.
Özgür Özel de, İmamoğlu da, eşi de başkaları da yenilgiyi kabullenmiş (bazı gazetecilerin deyimiyle: “Satın almış”) görünüyorlar ve bu yapılan haksızlığa ve dayanmak gerektiğine dair vurgularıyla sözlere de yansıyor.
Ve şu an bir hedef yok.
Bir hedefin olması ve onu herkesin doğru kavraması, o hedefin kendisi yanlış olsa bile, o yanlış hedef için, en iyi ve mükemmel bir haberleşmeden daha büyük bir uyum ve koordinasyon dolayısıyla inisiyatif gösterme ve yaratıcılık gücü sağlar.
Hedef’in yokluğu ise ölümcüldür. Şu an ifade edilmiş görünür hedef: Oy ve dayanışma sandıklarına gidilmesi ve sonra da yine Saraçhane’de toplanılması.
24 Kasım 2021 Çarşamba
Helal Olsun!
Kılıçdaroğlu sözlerini, Pers/İran uygarlığının binlerce yıllık birikimini damıtmış Mevlana’nın dizeleriyle bitirmiş “Dünle birlikte gitti cancağzım ne varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Biz söze onun sözlerini bitirdiği yerdern başlayalım.
Şimdilerde, yani modern veya modern ötesi (postmodern)
zamanlarda, sözü tam hatırlayamıyorum ama, anlamca, Mevlana’ya ya nazire
edercesine “dünün güncel gazetesi bugünün
çöp paketidir” diye bir söz var.
Yeni sözlerin bile bir günde veya Twitter’da birkaç saat, hatta dakikada, çöp olduğu bir dünyada, yeninin dolayısıyla herşeyin “ışık hızıyla” eskimesinin, bu giderek hızlanan ve Borges’in yaşayamadığı için ömrünün sonunda pişmanlığını anlattığı şiirler yazdığı An’ı bile yaşamayı olanaksız kılan bu diktatörlüğünde, “yeni şeyler söyleme”nin kendisi bile
21 Mart 2021 Pazar
Newroz, İstanbul Sözleşmesi, CHP vs. örneklerinde bir demokratik ve sosyalist muhlefetin yokluğu
29 Haziran 2018 Cuma
Seçimler ve Sonrası Üzerine: CHP Başarılı, HDP başarısızdır
23 Haziran 2018 Cumartesi
Seçim Sonuçlarını YSK ve TRT’nin Önünde Toplanarak İzleyelim
Karşı tarafta devletin tüm imkanları var.
7 Mayıs 2018 Pazartesi
Demokratlar ve Seçimler – Teori, Program, Strateji, Taktikler
10 Temmuz 2017 Pazartesi
Adalet Yürüyüşü ve Mitingi’nin Ardından

Onun verdiği cevap özetle şöyleydi. “Biz alana girmeyi bile
başaramadık. Benim hayatımda gördüğüm en büyük mitingdi, bir buçuk milyon kadar
vardı. Ben bu kadar bir de Paris’te milyonluk bir miting görmüştüm” dedi.
Murat yetkin, bugün “polis kaynaklarına göre 1 milyon 750
bin” dediğine göre iki milyona yakın insandan söz edilebilir.
Sanırım bu Türkiye’nin tarihindeki en büyük miting ve kitle mobilizasyonudur.
2 Temmuz 2017 Pazar
Bir yazıda Üç Yazı
Birinci Yazı: Eleştiri
Dostlara Yapılır; Barış Düşmanlarla Yapılır, İttifaklar ise Tutarsız ve
Kaypaklarla
Bizim
yazılarımızda bir CHP eleştirisi bulamazsınız, çünkü o bizim dostumuz değildir.
Hatta CHP
hakkında genellikle ne kadar akıllı oldukları hakkında bol bol “övgü”
görürsünüz. Örneğin Kılıçdaroğlu’nun bu #Adalet Yürüyüşü’nü başlatmasını çok akıllıca
bir hamle olarak gördük ve değerlendirdik.
Kimileri, ki bunlar bizim sosyalistler arasında bol miktarda var, böyle övgülerin ancak düşmanlara yapılacağını bile anlayamayacak kadar okuduğunu anlamaktan acizler.
1 Temmuz 2017 Cumartesi
"Adalet Yürüyüşü" Bitti, Türk Ulusalcılarının, Şovenlerinin ve Irkçılarının Yürüyüşü Başladı.
Az önce aşağıdaki resmi gördüm. Acil olarak şu
yorumumu paylaşıyorum.
Adalet Yürüyüşü artık Adalet Yürüyüşü olmaktan çıktı.
Türk ulusalcılarının ve ırkçılarının yürüyüşü oldu.
HDP yürüyüşe baştan katılmayarak ve sahip çıkmayarak
yürüyüşün böyle bir evrim geçirmesine olanak sağladı.
Bundan sonra yürüyüşe katılması ne mümkündür, ne de
doğru olur.
Maalesef HDP tecrit oldu.
CHP başlangıçta sadece Adalet bayrağı açmıştı. Türk
bayrağı hiç önde görülmüyordu.
Çünkü başlangıçta işin nasıl gelişeceğini bilmiyor ve
sadece Adalet'i öne çıkararak Kürtlere de kapıyı kapamıyordu.
Baktı ki iş tuttu bu sefer Kürtlerin katılmasını engellemek için Türk bayraklarını öne çıkardı.
30 Haziran 2017 Cuma
#ADALET Yürüyüşü ve HDP’nin “Hal-i Pürmelâl”i
Özellikle #ADALET Yürüyüşü başladığından beri HDP’nin ne
dediğini, nasıl bir politika izlediğini anlayan varsa beri gelsin.
Pervin Buldan: “#ADALET herkes için istenirse #ADALET olur. Sadece kendilerine yapılan haksızlıklar için #ADALET aramak yanlıştır. Bizler yürüyen yurttaşlarımız Kandıra’ya ulaştıklarında manevi bir karşılama yapacağız. Fakat yürüyüş Edirne’ye kadar uzatılırsa bizler de #ADALET arayışlarının samimiyetine inanarak dâhil oluruz.”
21 Haziran 2017 Çarşamba
#ADALET Nöbetlerinde Bulunmak ve Buluşmak! Nasıl ve Neden?
Yarın (22 Haziran Perşembe) Hayır Kadıköy Meclisi Yoğurtçu
Parkı’nda bir tek gündemle toplanacak ve #ADALET yürüyüş ve nöbetlerini ve neler
yapılabileceğini görüşecek.
Bu vesileyle, biraz “hariçten gazel okumak” gibi de
olsa, görüş ve önerilerimizi bir kere daha yazalım. Belki birileri okur, belki
gündeme alınır ve tartışılır. Gündeme alınıp tartışılırsa aklın yolu bir
olduğundan, büyük bir olasılıkla insanların kendi deneme ve akıl yürütmeleriyle
benzer sonuçlara ulaşılacağına inanıyorum.
Önce şu ana kadarki duruma bakalım.
18 Nisan 2017 Salı
#HAYIR Hareketi Sokaklardan Çekilmemeli– CHP ve HDP Meclisten Çekilmelidir
10 Nisan 2017 Pazartesi
Referandumdan Sonra – Termostat Mekanizması
15 Şubat 2017 Çarşamba
#HAYIR Diyenler ve PKK’nın Tavrı
22 Ocak 2017 Pazar
#HAYIR! Şimdi “Ev Ev Dolaşma Zamanı” Değildir
Bu ise yenilginin daha baştan ilanı demektir.
Bu öneriyi yanlış mı görüyorsunuz?
7 Kasım 2015 Cumartesi
Bu Yazı 17 Haziran’da Yazılmıştı (“HDP’nin Yapması gerekenler”)
Araçların, organların yapıları (anatomileri) ve işlevleri (görevleri, fonksiyonları) arasında zorunlu bir ilişki vardır. Bu toplumsal araçlarda, örgütlerde ve organlarda da böyledir.