Gerçi ona hiç girip bakmadım ama, oyunlar için grafik yapan grafikçi bir tanıdığım, bazan ilham almak için bu yapay zekadan yararlandığını ama yakında yapay zekanın yaptığı işi elinden alabileceğini söylemişti.
Yapay Zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yapay Zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Aralık 2022 Salı
Yapay Zeka ile Bir Sohbet
Bir süre önce http://www.openai.com/
adresinde sorulara çok akıllı cevaplar veren ciddi sohbetler yapılabilen bir Yapay
Zeka platformu hakkında yazılar çıkmıştı. Daha önce de kelimeleri girdi olarak
alıp onlara göre göre hayali resimler yapabilen, yine aynı firmaya ait, Dall-e diye bir platformun haberleri
çıkmıştı.
29 Aralık 2019 Pazar
“Yerli Otomobil” Dolandırıcılığı
Erdoğan-Ergenekon ittifakı ve diktatörlüğünün hareket alanı
iyice daralmış bulunuyor, bu nedenle artık dolandırıcılığa, hayal tacirliğine
başladılar.
Son günlerin üç konusu baştan aşağı dolandrıcılık ve hayal
tacirliğidir: Libya’draki taraflardan biriyle yapılan anlaşma, Kanal İstanbul
ve Yerli Otomobil.
Birinci ve ikincisine karşı epey yazı yayınlandı.
Aslında bu dolandırıcılığın ilk aşaması olan ve Suriye
hududunda, Rojava’yı işgal edip, 500 km boyunda, 50 km derinliğinde bir alanı
ele geçirme ve oralara Suriyeli mültecileri yerleştirip, bahçeli TOKİ evleri yapma
idi.
Rojava’ya yapılan saldırıya, dolayısıyla bu dolandırıcılığa evet
diyen muhalefet partileri bile Libya’ya tezkereye ve Kanal İstanbul’a karşı
çıktılar.
15 Aralık 2017 Cuma
Bir devrimin Eşiğinde (8) - Toplum Nedir?
Dikkat edilirse “Bir Devrimin
Eşiğinde” başlıklı bu yazı serisinin en başında devrim kavramının üç farklı
anlamını ele almış ve bu eşiğinde olduğumuz devrimin, Neolitik devrim, Tarım
Devrimi, Sanayi Devrimi gibi üretici güçlerde bir nitelik değişimi anlamına
gelen, dolayısıyla çok derin değişikliklere yol açacak bir devrim olduğunu,
benzeri devrimlerin ortaya çıkıp yayılmasının Neolitik ve Tarımda devrimlerinde olduğu gibi bin
yıllar veya Sanayi Devriminde olduğu gibi yüz yıllar sürmesine karşılık, bu eşiğinde bulunduğumuz devrimde,
aynı derinlikte ve çaptaki değişikliklerin on yıllar içinde gerçekleşeceğini söylemiştik.
Böyle derin değişikliklere yol açan bir devrimi ve muhtemel
sonuçlarını anlayabilmek, az çok ön görülerde bulunabilmek ister istemez,
Tarihsel Maddeciliğin (Sosyolojinin) ve Ekonomi Politiğin en temel kavramlarını
gündeme getirir.
29 Kasım 2017 Çarşamba
Bir Devrimin Eşiğinde (7) – Ateşin İnsan Oluş Sürecindeki Önemi ve Kıvılcımlı’nın Yanılgıları (1)
Bildiğimiz kadarıyla Kıvılcımlı, Engels ile birlikte Maymun’dan
insana geçiş sürecine kafa yormuş ve bir şeyler yazmış tek Marksist’tir[1].
Engels insan olma sürecinde “emek” kavramı ile dolaylı
olarak taş balta ve sopanın önemi üzerinde durmuştu ve bu görüşüyle
çağdaşlarından çok ilerdeydi.
Ama Engels, bu nesnelerin
biyolojik kategorilerle ele alınması gereken birer organ olduklarını görememiş ve onları sosyolojik kategorilerle ele
almış, birer üretim aracı olarak
değerlendirmiş ve bu nedenle de insan olma sürecinde “emeğin rolü”nden söz etmek gibi çok ciddi bir yanlış yapmıştı.
Kıvılcımlı ise aletin yanı sıra Ateş üzerinde durmuştur ve
Engels’in, kendi zamanında dik durma ve kavramanın önemini görmede öncü olması
gibi, ateşin önemi ve eskiliğini birçok antropolog ve paleoantropologtan daha
önce vurgulamasıyla bir öncüdür.
20 Kasım 2017 Pazartesi
Bilimsel Çalışmalarda Kültürel Önyargılar ve Kölelerin Bir Sınıf Olmadığı Hakkında
‘
Aşağıdaki yazıyı, 2012 yılında yanı aşağı yukarı tam beş yıl önce, Kıvılcımlı sempozyumu çalışmaları bağlamında yazmış ve sempozyumu hazırlayan e/mail grubunda tartışmaya açmıştık. Yazı vurgusu ve bağlamı farklı olmakla birlikte, robotlar ve yapay zeki gibi eşiğinde bulunduğumuz devrimi anlaşılmasına yönelik temel kavramlarla ilgilidir.
Aşağıdaki yazıyı, 2012 yılında yanı aşağı yukarı tam beş yıl önce, Kıvılcımlı sempozyumu çalışmaları bağlamında yazmış ve sempozyumu hazırlayan e/mail grubunda tartışmaya açmıştık. Yazı vurgusu ve bağlamı farklı olmakla birlikte, robotlar ve yapay zeki gibi eşiğinde bulunduğumuz devrimi anlaşılmasına yönelik temel kavramlarla ilgilidir.
Bu bağlamda
Neolitik devrmide ehlileştrelen hayvanlar, özellikle bir sürüyü güden ve akşam
ağıla sokan çoban köpekleri bugünk robotlarla kıyaslanabilirler.
Keza Roma ve
Yunan kentlerindeki köleler de bugünkü yapay zeka düzeyinden çok ilerde
robotlar olarak görülebilirler. Çünkü ekonomi politik olarak işlevleri aynıdır.
Bu bakımdan
önümüzde bulunan devrimin nasıl alt üst edici sonuçlar doğuracağına ilişkin
ilginiç ipuçları sunabilirler.
17 Kasım 2017 Cuma
Bir Devrimin Eşiğinde (4) – Robotlar Niçin Artı Değer Üretemez?
Bu yazı serisine gelince gerek sosyalist veya Marksist
olduğunu düşünenlerin, gerek böyle bir iddiası bile olmayanların, üretici
güçlerdeki bu eşi benzeri olmayan eşiğinde bulunduğumuz devrimi, ekonomi politiğini ve sosyolojinin, yani kısa adıyla
Marksizmin, kavramlarıyla ele almaktan ne kadar uzak olduğu, bu devrimi kimi
“bilim kurgu” yazarlarının saçma denebilecek kavram ve bakış açısıyla anlamaya
çalıştıklarını ve bu nedenle yazdıklarımızı anlayamadıklarını, çok farklı
diller konuştuğumuzu görünce, geçen yazıda açtığımız bu parantezi biraz daha
uzatıp, bazı somut örneklerle kavramsal netlikler sağlayarak konuyu açmayı
deneyelim.
Geçen yazıda temel bir yanlış anlamayı engellemek için, aslında
geleceğe ilişkin tahminler yapmadığımızı, gelişmeleri sadece bazı sabitler
bağlamında ele alıp ortaya çıkacak aşılmaz sınır ve çelişkileri göstermeye
çalıştığımızı yazdık.
Işık hızı veya büyüyen bir cismin yüzeyinin karesi hacminin
küpü kadar artacağı gibi örnekleri verip, bunların yaratacağı aşılmaz sınırlardan söz ettik.
Toplumdan bir örnek olarak da robotların bütün kullanım
değerlerini “ürettiği” bir toplumda artı değer üretiminin, dolayısıyla da
kapitalizmin mümkün olmadığını, çıkarsamalarımızın örneğin böyle bir ekonomi
politik ve sosyolojik bir sabite dayandığını söyledik.
13 Kasım 2017 Pazartesi
Bir Devrimin Eşiğinde (2) – “Tipping Point”e 300 Hafta Kala
Bu yazı serisinin ilk başlığı “Bir Devrimin Arifesinde” idi. Ama biraz düşününce “arife” (önce) sözcüğünün durumun
özgüllüğünü tam vurgulayamayacağı gördüm. Çünkü “arife” öncesi’dir. Yakın
ama hala öncesi. Halbuki bu devrimin öncesi aşıldı. Ama öte yandan tam içinde
de değiliz. Bu durumda en uygun kavram olarak “eşiği”nden başkası aklıma gelmedi. Yani ne öncesinde ne içindeyiz,
tam eşiğinde, içine giriş veya geçiş sürecinde.
Bu nüans yaklaşan devrimi anlayabilmek açısından önemli.
Çünkü üretici güçler (teknik) düzeyindeki devrimlerin gerçekleşmesi ve günlük
hayatı, toplumsal ilişkileri değiştirmesi genellikle on yıllar alır. Toplumun
sancılı veya sancısız bir biçimde bu yeni üretici güçler düzeyine ilişkin
üstyapısının yerleşmesi ve bunun için güçlerin mücadelesi daha da uzun sürer.
Örneğin neolitik Devrim’in yayılması binlerce yıl almıştır.
Hint-Avrupa dil ailesinin Hindistan’dan Atlas Okyanusu kıyılarına ve Kuzey
Denizi kıyılarına yayılışı aslında aşağı yukarı neolitik devrimin yayılışında
başka bir şey değildir. Bu yayılış binlerce yıl sürmüştür.
11 Kasım 2017 Cumartesi
Bir Devrimin Eşiğinde
Türkiye’yi esir almış Erdoğan-Ergenekon ittifakıyla
uğraşmaktan, bütün dikkat ve enerjiyi onunla mücadelenin sorunlarına
yöneltmekten, eşiğinde bulunduğumuz dünya ölçüsündeki devrimi yeterince erken
göremedik ve bu konuda bir şeyler yazamadık.
Elbette çürüme ve terör tüm ülkeyi esir almadan ve tam bir
faşizmle sonuçlanmadan, İslamcı-Türkçü ve faşizan Erdoğan-Ergenekon
ittifakının, bir an önce yıkılması ve bu yıkılışın mümkünse, kitlelerin
hareketiyle ve örgütlenmesiyle olması en
acil görev olmaya devam ediyor.
Elbet bu mücadelenin, stratejiye, taktiğe, örgüt ve mücadele
biçimlerine ilişkin sorunları, (muhalefetin hiç tartışmadığı ve tartışmaktan kaçındığı
sorunlar) gündemimizin başında yer almaya; zaman ve enerjimizin çoğunu bir “kara
delik” gibi yutmaya devam edecektir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)