Siyahlar hareketi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Siyahlar hareketi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Eylül 2015 Cuma

Uluslara Karşı Savaşmayanın Gözyaşları Timsah Gözyaşlarıdır

Küçük Aylan’ın kıyıya vurmuş cenazesinin resmi, her durumda olduğu gibi gerçek güçlerin mücadelesinin bir aracı olmuş bulunuyor.
Öte yandan Türkiye’de sorun sadece Suriyeli mülteciler sorunuymuş gibi tartışılıyor. Her Allah’ın günü Afrika Avrupa arasındaki sularda benzerlerinin çok daha büyük ölçülerde yaşandığı görmezden geliniyor.
Sorun şudur: dünya ticareti ve ekonomisi öylesine bir tek dünya olmuştur ki, yüzlerce ulus ve ulusal devlet insanlığı boğmaktadır. Kapitalizm ya da sosyalizm değildir öncelikli sorun. Öncelikle siyasidir. Bir tek Dünya Cumhuriyetidir. Zaten bir tek dünya cumhuriyeti olduğu an onu kapitalist olarak sürdürmek de mümkün olmaz ve olamayacaktır ama stratejik hedef ve acil olarak yıkılması gereken kapitalizm değil, uluslar ve ulusal devletlerdir.  Bugünün dünyasında ana sorun uluslara karşı mücadeledir. Dikkat edin ulusçuluğa bile demiyoruz, uluslara karşı.
Klasik Marksist kavramlarla ifade edersek, üretici güçlerin gelişe düzeyi, tek dünya cumhuriyetini gerekli kılmaktadır. Bu altyapıya uygun bir üstyapı kurulamazsa, tıpkı, dar bir havsalanın çocuğun doğmasını engellemesi ve ananın da çocuğun da ölmesi gibi bir sonuç ortaya çıkar.

17 Mayıs 2013 Cuma

“Kader Bağlayınca”


(Herhangi bir konuda yazmayı düşündüğümde, içimden yeni yazı yazmak gelmiyor. Hep “bu konuyu yıllar önce ele almış ve yazmıştım, aslında öngörüler de doğrulandı. Eski yazıyı sadece olaylara ilişkin ayrıntılarda değiştirerek yazmaktansa olduğu gibi yayınlamak daha doğru değil mi” diye düşünüyorum.
Yazılarımda yazıya vesile olan aktüel olaylar ve olgular, sadece derinden işleyen ilişkileri, yasaları, bağıntıları ele almanın aracı olarak işlev görürler. Yani yazılarım aslında yazıda sözü edilen, o yazıyı yazmaya vesile olan olaylarla ilgili değildir. Onlar birer vesile, somut örnek olmaktan öte başka bir işlev görmezler. Bu nedenle de kolay eskimezler.
Birer cebirsel formül gibidirler. Olguların ardındaki derin bağları ve ilişkileri formüle ederler. Bir cebirsel formülde rakamların değişmesi bağıntının değişmesi, formülün değişmesi anlamına gelmez.
Yine bu nedenle de okuyucunun anlayışına ve çıkarsama gücüne güvenip, okuyucudan ele alınan bağıntıya günün olaylarını, yani cebirsel formüle somut başka rakamları, koyması beklenebilir. Aşağıda 2000 yılında yazılmış böyle bir yazı yer alıyor. Kaderinizin Öcalanın’ın kaderiyle ilişkisi ele alanıyor. 17 Mayıs 2013 Cuma)

6 Aralık 1998 Pazar

Bir Feministle Feminizm Üzerine Bir Tartışmadan

Sayın Aslı,

Troy'un senini kısmaya çalıştığımı nereden çıkarıyorsunuz? O yazılarını yazıyor. Buna engel olan falan yok bildiğim kadarıyla.

İkinci yanlışınız, kadınların ezilen bir cins olarak mücadelelerini desteklemediğim ya da ona ilgisiz olduğum konusundaki kanınız. Bu doğru değil. Bu konuda pek yazmamamın nedeni, erkek olarak, yani ezen cinsten bir insan olarak bu konuda yazmamın riskli olmasıdır. Yani, kadın haklarını savunur gibi yaparken pek ala çok ince bir şekilde, örneğin Troy/El Liberte gibi, erkeklerin imtiyazlarını savunuyor olabilirim. Kaldı ki, böyle olmasa bile, kadınların bir özne olarak kendi konumlarını ve haklarını savunmasının onların mücadelelerini daha geliştirici olacağına inanırım. Erkek olarak kadın haklarını önde savunmaya kalkmak, erkeğin üstün konumunu yeniden üretiyor. Yok etmek istediğini fiiliyatta yeniden yaratmış oluyor. Ben daha ziyade, kadınların mücadelelerine ezenler arasından bir sempati göstermek, kendi cinsine ihanet eden hain bir erkek olarak onları desteklemenin daha verimli olacağına inanıyorum.