Açın bakın en demokrat bilinenlerin eleştirilerine ve
önerilerine, hepsi Politika’nın
eleştirisine takılıyorlar ve yapıyı gündeme almayan politika eleştirisinin,
bu yapının sürmesi varsayımına dayanan egemen gündeme ayaklarıyla oy vererek,
zımnen ve fiilen var olan Yapı’yı
savunmak anlamına geldiğini unutuyorlar.
Bir demokrat, bir devrimci ya da bir sosyalist ise Yapı’yı eleştirir, onun alternatiflerini
oluşturmaya ve egemen kılmaya çalışır; tartışmayı yapı üzerine çekmeye; gündeme
yapıyı getirmeye çalışır.
Bu çabalar günlük politikanın bataklıklarında debelenenlerce
ve bir ömür yitirenlerce hor ve etkisiz görülebilir; ütopyacılık olarak
değerlendirilebilir.
Ama uzun vadede kalıcı etkiler yaratacak olan; örneğin Gezi
gibi, “yıldızın parladığı anlar”da
yol açıcı olabilecek olan, her zaman böyle çabaların tortusudur.
Gezi’nin en büyük zaafı böyle bir “tortu”dan, “miras”tan,
“hazırlık”tan yoksunluğu idi. O nedenle şimdi izi ve tozu kalmadı.