Program ya da strateji, insanlara bir masaya oturup kolayca
yazılabilecek bir şeymiş gibi görünür. “Aaa bunda ne var, bunu ben de yaparım”
derler birçokları.
Programlar ve stratejiler o kadar yalın ve sade olurlar ya
da herkesin “bunda ne var ben de yazardım” diyeceği sadelikte, yalınlıkta,
basitlikte olmalıdırlar.
Türkiye’de sık sık birçok insanın şöyle dediğini
duyabilirsiniz: “Program sorunu, sorun mu? Ben sana oturayım bir saatte en iyi
programı yazayım. Biz esas pratik işleri görüşelim ve yapalım. Program gibi
lafazanlıkları bir kenara bırakalım ve onlarla güç ve zaman yitirmeyelim.”
Bu korkunç bir yanılsamadır. Aslında politik bir çocukluğun
ya da kavrayışsızlığın dışa vurumundan başka bir şey değildir.
Neden böyledir?
Çinlilerin dediği gibi, basitlik, yalınlık, sadelik
gelişimin ancak çok yüksek bir aşamasında ulaşılabilen bir özelliktir.