Değerli Arkadaşlar,
Aşağıdaki Mektuba bir E-mail grubunda rastladım. Bu mektup,
direnişlerin özünü ve somut olarak ifade edilmemiş en temel hedeflerinden
birini son derece somut olarak gerçek bir olay üzerinden anlatmaktadır.
Bu mektup, demokratik bir ülkede vatandaşın hakkı ile
polisin görevini son derece özlü olarak ifade etmektedir.
Hem demokrasiye sahiplenen ve demokrat ve modern bir yurttaş
anlayışının oluşması için; hem bugünkü keyfi ve devleti yurttaşlardan üstün
gören cihazın parçalanıp, yurttaşların üzerinde yükselmeyen, onlara hizmet eden
bir devlet cihazının örgütlenmesi gerekliliği
hedefinin tanımlanması için somut ve anlaşılır bir örnek olduğu inancındayım.
Bu metnin, demokratik özlemleri dile getiren “Gezi Parkı”
direnişçilerinin amaçlarının birinci maddesi olarak kabul edilmesini
öneriyorum.
Elbette bizler şekilsiz bir bütünüz, (iyiki de öyleyiz) bu
nedenle oturup bürokratik bir mekanizmayla bunu ortak birinci amacımız olarak
kabul edip etmeme yönünde bir karar alamayız. Ama şimdiye kadar direnişimizi
kendiliğinden ve el yordamıyla örgütlediğimiz yöntemle, bu bildiriyi 1 nolu
amaç bildirimiz olarak seçebiliriz.
Bunun için
yapacağımız, bu bildiriye katıldığımızı belirtip, tanıdıklarımıza dostlarımıza
ve sosyal medyaya yönlendirebilir onlardan da aynısını yapmalarını
isteyebiliriz. Aynısını küçük masalarda imzalar açarak sosyal medyada da
yapabiliriz.
Böylece kendiliğinden, oylamasız ama en demokratik oylamadan
daha demokratik bir biçimde, ama bu mektubun bizlerin özlem ve eğilimlerini
yansıttığını herkese duyurabiliriz.
Böylece amaçlarımızı er demokratik bir şekilde adım adım
şekillendirebiliriz. Onlara sistematik bir bütünlük kazandırabiliriz.
Bir ülkenin demokratik olması için önce yurttaşların
demokrat olması ve demokrasiye sahip çıkıp onu savunması gerekir.
İlk adımı böyle atabiliriz.
Bu bir başlangıç olabilir ve denemeye değer.
Desteklenmesi ve yayılması dileğiyle
Tüm demokrasi özlemli direnişçilere sevgiyle
Demir Küçükaydın