Sanayi Devrimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sanayi Devrimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2017 Pazartesi

Bir Devrimin Eşiğinde (2) – “Tipping Point”e 300 Hafta Kala

Bu yazı serisinin ilk başlığı “Bir Devrimin Arifesinde” idi. Ama biraz düşününce “arife” (önce) sözcüğünün durumun özgüllüğünü tam vurgulayamayacağı gördüm. Çünkü “arifeöncesi’dir. Yakın ama hala öncesi. Halbuki bu devrimin öncesi aşıldı. Ama öte yandan tam içinde de değiliz. Bu durumda en uygun kavram olarak “eşiği”nden başkası aklıma gelmedi. Yani ne öncesinde ne içindeyiz, tam eşiğinde, içine giriş veya geçiş sürecinde.
Bu nüans yaklaşan devrimi anlayabilmek açısından önemli. Çünkü üretici güçler (teknik) düzeyindeki devrimlerin gerçekleşmesi ve günlük hayatı, toplumsal ilişkileri değiştirmesi genellikle on yıllar alır. Toplumun sancılı veya sancısız bir biçimde bu yeni üretici güçler düzeyine ilişkin üstyapısının yerleşmesi ve bunun için güçlerin mücadelesi daha da uzun sürer.
Örneğin neolitik Devrim’in yayılması binlerce yıl almıştır. Hint-Avrupa dil ailesinin Hindistan’dan Atlas Okyanusu kıyılarına ve Kuzey Denizi kıyılarına yayılışı aslında aşağı yukarı neolitik devrimin yayılışında başka bir şey değildir. Bu yayılış binlerce yıl sürmüştür.

11 Kasım 2017 Cumartesi

Bir Devrimin Eşiğinde

Türkiye’yi esir almış Erdoğan-Ergenekon ittifakıyla uğraşmaktan, bütün dikkat ve enerjiyi onunla mücadelenin sorunlarına yöneltmekten, eşiğinde bulunduğumuz dünya ölçüsündeki devrimi yeterince erken göremedik ve bu konuda bir şeyler yazamadık.
Elbette çürüme ve terör tüm ülkeyi esir almadan ve tam bir faşizmle sonuçlanmadan, İslamcı-Türkçü ve faşizan Erdoğan-Ergenekon ittifakının, bir an önce yıkılması ve bu yıkılışın mümkünse, kitlelerin hareketiyle ve örgütlenmesiyle olması en acil görev olmaya devam ediyor.
Elbet bu mücadelenin, stratejiye, taktiğe, örgüt ve mücadele biçimlerine ilişkin sorunları, (muhalefetin hiç tartışmadığı ve tartışmaktan kaçındığı sorunlar) gündemimizin başında yer almaya; zaman ve enerjimizin çoğunu bir “kara delik” gibi yutmaya devam edecektir.