Dün Meclis’te bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka’nın kendini
mikrofona kelepçelemesi çok önemli dersler sunuyor.
Birincisi, aslında CHP’li olan, hatta “ulusalcı” denebilecek
bir vekilin, artık bir şeyler yapma gereğini görerek kendini mikrofona
kelepçelemesi, “laik yaşam tazı”ndakilerin,
yani CHP’nin ve kısmen de MHP’nin tabanının, hızla gelen Erdoğan’ın
diktatörlüğü altındaki İslamcı-Türk faşizmine karşı, direnişe ve sokağa çıkmaya,
hâsılı her şeyi yapmaya hazır olduğunu göstermektedir.
Bunu zaten herkes günlük hayatında gözlemleyebilir. Örneğin
birkaç gün önce bir e-mail grubunda biri, canlı canlı şöyle bir gözlemeni paylaşmıştı:
“Şu anda Esenyurttan
Taksime taksiyle dönüyorum. Taksi şoförü MHP'li çok öfkeli. Toz şekerin, yağın
fiyatını söylüyor, bu nasıl iş ben ailemi nasıl besleyeyim diyor. Bir de bir
milyon dolara vatandaşlık satılmasına öfkeli.”
CHP’li tabanın öfkesi ise Aylin Nazlıaka ile Meclis
kürsüsüne kendini kelepçelemiş bulunuyor.
Çok alametler belirdi. Ama anlayana.