Değerli Hocam,
Siz benim İstanbul Üniversitesi Sosyoloji (Gece) Bölümü’nde
hocamdınız.
Hazreti Ali’nin “bana bir kelime öğretenin kulu olurum”
dediği rivayet edilir.
Elbette üzerimde hakkınız vardır.
Tam da bu hakkınız nedeniyle sizi bir öğrenciniz olarak
uyararak, en azından bir parça borcumu ödemeye çalışayım.
Henüz İstanbul’a yeni gelmiş bir üniversite öğrencisiyken,
genç ve sosyalist bir asistan olan sizin derslerinizi seve seve izlerdim.
Dün sizin Cumhurbaşkanına yazdığınız mektubu okuyunca[1],
acaba bu Oya Baydar ile o insan aynı mı? Acaba bildiklerini mi unuttu? Hafıza
kaybına uğramış olmasın diye düşünmeden edemedim. Bunun üzerine bu mektubu
kaleme alma ihtiyacı duydum.