20 Ekim 2011 Perşembe

Türk Sosyalistleri Kendi Cenazelerini Kaldırırken - Halkların Demokratik Kongresi Üzerine Notlar (1)

Roj TV’de seçim gecesi, gece yarısından sonra çıktığımız programda moderatör, seçimlerden sonra Bloğun ne olacağını ve sosyalistlerle bir birlik olup olmayacağını sormuştu.
Yanlış hatırlamıyorsam, aşağı yukarı şöyle demiştim: “Türk sosyalistleri hayatiyetini yitirmiş bir ceset gibidir. Bu bakımdan Kürt Özgürlük Hareketi, Türk sosyalistlerine pek fazla bel bağlamamalı. Ama bundan Türk sosyalistleriyle bir araya gelmemeli gibi sonuç çıkarmamalı. Özgürlük Hareketi, Türkiye’deki demokratik muhalefeti, Türk sosyalistlerine havale etmeyi bırakmalı, bunu kendi örgütlemeye ve birleştirmeye çalışmalı. Türk sosyalistleri bunu başlatmak için bir işlev görebilir. Eskiden tulumbalar vardı su çekmek için. Ama su çekebilmek için, bu tulumbalara bir kaç maşrapa su dökmeniz gerekirdi. Elinizde bir tulumba, kuyuda su olsa da, pis de olsa bir maşrapa suyunuz yoksa, suya ulaşamaz onu yukarı çekemezdiniz. İşte Özgürlük Hareketi sosyalistleri böyle, Türkiye’nin demokratik güçlerine ulaşmak ve onları örgütlemek için, bir maşrapa su gibi değerlendirmelidir. Sosyalistlerin bir hayatiyeti yoktur. Sadece fiziki olarak güçsüz değiller; entelektüel olarak, teorik olarak da tükenmiş durumdalar.
15-16 Ekim’de Ankara’da toplanan, “Kongre Girişimi” kurdunun “Halkların Demokratik Kongresi” kelebeğine dönüştüğü bir koza işlevi gören toplantı, özünde seçim akşamı ifade ettiğimiz beklentinin bir gerçekleşmesiydi.