H.Y - Soru:
15 Temmuz 2016 akşamında içinde çok sayıda general ve bürokratın da bulunduğu bir darbe girişimi oldu. Bu askeri kalkışmayı nasıl tanımlayabiliriz? Darbe girişiminin arkasında hangi güçler olabilir? Darbenin bir AKP kurgusu olduğu yönünde iddiaların doğruluk payı ne olabilir? Bu aşamadan sonra Türkiye'yi nasıl günler bekliyor? Kürdler bu olayı nasıl algıladi, nasıl bir tutum takınmalıdırlar?
D.K. - Cevap:
15 Temmuz darbe girişimi sanırım bir erken doğum ya da düşük olarak tanımlanabilir. Erken doğuma ya da düşüğe zorlanma da var gibi görülüyor. Büyük olasılıkla darbeciler tasfiye edileceklerdi ve deşifre olmuşlardı. Belki de kasıtlı olarak tasfiye edilecekleri ve deşifre oldukları bilgisi de onları erken ve hazırlıksız bir harekete zorlamak için kendilerine uçurulmuş da olabilir. Bu nedenle hazırlıksız bir şekilde ya devlet başa ya kuzgun leşe demek zorunda kaldıkları görülüyor. Komplo teorilerine uygun düşen bir yığın acemilikleri böyle açıklanabilir.
Darbecilerin sadece Gülencilerden ibaret olduğunu sanmıyorum. Erdoğan'ın darbesi karşısında panik içinde ve kutuplaşmış laik, kemalist unsurlar da olabilir. Muhtemelen başka nedenlerle olanlar da olabilir.
Doğrudan AKP kurgusu olduğunu sanmam, ama dediğim gibi oyun içinde oyun; karşı tarafı kendi oyununa getirme olabilir.
Bu komplo teorileri gerçeğe karşılık düşmese de gerçek bir korkunun ve olasılığın dile getirilişi olarak görülmelidir ve aslında bütün gelişmeler de bu darbeyi fırsat bilen veya kullanan Erdoğan'ın şimdi şu günlerde fiilen zaten önceden yaptığı birinci darbesini pekiştiren ikinci bir darbe yapmakta olduğunu gösteriyor.
Darbeye direniş görünümü altında tüm muhalifleri felç etmeyi ve ezmeyi hedefleyen ikinci bir darbeyi yaşıyoruz şu an.
HDP ve CHP derhal halkı bu ikinci darbeye karşı sokaklara çağırmalıdır. Meclisi de Erdoğan'ın darbesine karşı direnmeye ve halkın temsilcileri olarak Erdoğan'ın darbesini engellemeye davet etmelidirler. Buna AKP'li ve Erdoğan'ın belirlediği çoğunluk elbet olumsuz cevap verecektir ama böyle bir çağrı Erdoğan'ın meşruiyet görüntüsüne son verir. Bu çok önemlidir. Aksi takdirde onun darbesinin demokrasi aksesuarları olarak bir işlev gördükten sonra kirli bir mendil gibi bir kenara atılacaklar ve sıra kendilerine gelecektir.
Askeri darbe girişiminin bir komplo olup olmadığının bir önemi yoktur. Sonuç olarak bunu kullanarak, bir fırsat bilerek Erdoğan şu an ikinci bir darbe; darbe içinde darbe yapmaktadır. Sorun bunu görmek ve buna direnmek; buna karşı mesafe ve tavır koyabilmlektedir.
Hızla bir iç savaşa doğru gidiş var. Aleviler, Laikler, Kürtler ve Demokratlara, gerçekten inanmış Müslümanlara karşı Erdoğan İslamcıları sokağa çıkarmış ve oraya egemen olmuş bulunuyor.
Pek yakında iç savaş manzaraları göreceğiz. Birkaç gündür bunun ilk işaretleri Alevilerin olduğu semtlere yönelik saldırılarda görülmeye başlandı.
Aleviler ve laikler Kürt düşmanlığına son verip, Kürt hareketiyle ittifak yolları aramalıdırlar.
Kürt hareketi bu Türkiye'nin ve Türklerin sorunudur falan demeden, Erdoğan'ın bu yeni darbesine karşı direnişin başını çekme, onu birleştirme ve örgütleme yolları aramaya başlamalıdır. Bunun için de özellikle (son zamanlarda büyük ölçüdre terkedildiği gözlenen) 7 Haziran seçimlerinden sonraki yanlış çizgisini terk edip; 7 Haziran öncesi çizgisine dönmeledir. 7 Haziran bu çizgi izlenirse Erdoğan'ın yenilebileceğini göstermiştir.
B:izler Erdoğan'ı demokratik bir muhalefetle yenemezsek, ya onun İslamcı ve Türk milliyetçiliği karmaşası bir bir ideolojiye bulanmış; Ergenekon, Mafya ve İslamcı militanlarla sokağa egemen diktatörlüğü yerleşir; ya da bu darbe girişiminin, ikinci ve esas bir askeri darbenin provası olarak göründüğü yeni bir darbe gelir.
Böyle bir darbe, Erdoğan'ın islamcı diktasından ve iç savaştan korkan geniş yığınlardan destek bulur. Darbe teşebbüsü gecesi bu laik ve alevi kesimlerin tepkileri bunun bir göstergesidir. Ayrıca darbe teşebbüsü gecesi Ordunun aktif bir direniş içinde olmaması, bekle gör çizgisi, bunun bir ipucu olarak görülebilir.
Ayrıca darbeci askerlere ve subaylara yapılanların görüntüleri muhtemelen bütün Türk subaylarını birer darbeciye de dönüştürmektedir.
18 Temmuz. 2016
Demir Küçükaydın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder