7
Haziran seçimlerinden beri bir savunma dönemine girildiği, bunun için döneme uygun
örgüt ve mücadele biçimleri bulmak, önermek ve uygulamak gerektiği üzerine kafa
patlatıyor, öneriler yapıyoruz.
Örneğin
Programatik ve stratejik düzeyde, Kürt Sorunu’nu değil, Türk sorununu çözmeye
yönelik, Kürtlere statü değil, Türklüğün statüsünün yok edilmesi şeklinde
özetlenebilecek, yani ulusun dil, din, tarihle tanımlanmaya karşı
tanımlanmasından söz ediyoruz.
Şu
ana kadar bir tek Allah’ın kulu çıkıp “bu program yanlıştır” bile demedi.
Susarak,
yok sayarak eleştiriyorlar.
Örneğin
örgütsel düzeyde ilk olarak HDP’ye bileşen hukuku yerine birey hukukunu
öneriyor, bu sistemin Hindistan’daki gibi bir kastlaşma yarattığını söylüyoruz.