“Seçim” denilen “Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğü mü bu diktatörlüğü
engellemek mi?”; “savaş kaybetmek mi, savaşı kaybetmeyi engelleyecek bir
muharebeyi kazanmak mı?” plebisiti diyebileceğimiz sürece girildiğinden
beri ilk turda hedefin yüksek katılım, bunun için de muhalefetin içindeki
birbiriyle uzlaşmaz, birini kazandığında diğerini kaybettirecek çelişkilerden dolayı
bir paradigma değişimi de sağlayabilecek; olabildiğince çok ve çeşitli aday
göstererek her eğilimin olabildiğince yüksek oranda oy vermesinin sağlanmasına
yönelik bir strateji öneriyordum.
Buna karşılık partiler, yazarlar ve ortalama seçmenler
birinci turun bu özgül niteliğini göz ardı ederek ortak bir aday üzerinde
yoğunlaşmayı esas aldılar.
Şu an itibariyle bir ortak adayda anlaşılamayacağı
anlaşılmış ve neredeyse kesinleşmiş durumda görünüyor.