MDD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MDD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Aralık 2014 Salı

1960’lı Yıllar - Türkiye’de Sosyalist Hareketin Tarihi Üzerine Yazılar ve Tanıklıklar (3)

İlk iki yazıda ( “Türkiye’de Sosyalist Hareketin Tarihini Yazacaklar İçin Tezler” ve “Sosyalistler ve “Sosyalist Hareketin Tarihinin Metodolojisi”) ağırlıkla bu tarihi ele almanın metodolojik sorunları üzerinde durulmuştu. Bu yazıyla birlikte Metodolojik sorunlardan bizzat o tarihe ve o tarihe ilişkin tanıklıklara doğru geçiyoruz. Bu yazıda hem metedoloji, hem tarih, hem de tanıklıklar var.
1960 sonrasındaki tarihi neredeyse bire bir yaşadık da sayılır. Bu nedenle yazdıklarımız ilerde bu tarihi ele alacaklar için bir belge anlamına da sahiptir.
Aşağıdaki yazıyı 1980’lerin başında Niğde hapishanesinde Kıvılcımlı’nın bir eleştirisine önsöz olarak yazmaya başlamıştık. Ancak cezaevindeki sürgünler nedeniyle devam edememiştik. Bu nedenle yarım kalmış bir yazıydı.
Ama yazının yazıldığı tarih ile bugün arasında otuz yılı aşkın zaman geçmiş. Sosyalist harekein tarihi üzerine bu yazı bizzat o tarihe ait bir belge olmuş. Bunca zaman geçince aynı zamanda tezlerinin doğruluğunun bir kanıtı haline de dönüşmüş bir belge.

19 Ağustos 2014 Salı

Gogol’ün Paltosu – Mihri Belli’nin 90 Yaşı Vesilesiyle

“Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık”
Dostoyevski

Mihri Belli’yi ilk gördüğüm yıl 1968’dir. Yani 38 yıl geçmiş. Demek ki, o zamanlar 52 yaşındaymış. Yani benim şimdiki yaşımdan biraz daha gençmiş Mihri ağabey o zaman. Ben 19 yaşındaymışım.
Cağaloğlu yokuşunun Nurosmaniye caddesiyle kesiştiği köşedeki binanın en üst katı Yapı İşçileri Sendikası’ydı. İsmet Demir, yer bulamayan Devrimci Öğrenci Birliği’ne Yapı İşçileri Sendikası’nda (YİS) yer vermişti. Alt katında da Türk Solu dergisi çıkıyordu. Mihri Belli Ankara’da yaşıyor ama sık sık İstanbul’a da geliyordu. Geldiğinde elbette Türk Solu’na da uğruyordu.
Deniz, “Mihri Ağabey gelecek, oturup biraz sohbet edeceğiz, sen de katıl” demişti.
Ben de kuşağımın birçok sosyalisti gibi daha lise çağlarında Türkiye İşçi Partisi içinde ilk politik ve örgütsel tecrübelerimi edinmiştim. Türkiye İşçi Partisi’nde eski komünistler hakkında genellikle küçümsemeyle konuşulurdu. Adeta onlar ve onlara ilişkin konular bir tabu gibiydi. Şimdi onların en bilinenlerinden birini yakından görmek ve dinlemek mümkün olacaktı.