Kandil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kandil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
17 Ekim 2022 Pazartesi
12 Şubat 2018 Pazartesi
Demirtaş’ın Eş Başkanlıktan Tasfiyesinin Kroniği - Kim Kazandı?
“Önder Apo'nun Kürt sorununun çözümü konusunda da ön açıcı
çözümlemeleri olmuştur. Bunları devlet, iktidar ve ulus çözümlemelerinden ayrı
ele almak mümkün değildir. Özgürlükçü, demokrat ve bir sosyalist olarak Kürt
sorununun çözümünü devlet olmada değil, demokratikleşmede görmüştür. 20.
yüzyılda çekilen büyük acılar esas olarak, her ulusa bir devlet anlayışının,
kapitalizmin ve onun siyasal formu olan ulus devlet anlayışı sonucu olduğunu ortaya
koymuştur. Bu açıdan bölge ülkelerinde demokratik devrimi ve demokratikleşmeyi
hedefleyen bir mücadele çizgisini Kürt halkının ve Özgürlük Hareketi'nin önüne
koymuştur. Eğer inkar ve soykırım politikası yoksa, demokratik siyasal çözüm
zihniyeti varsa çatışma içine girmeden sorunu çözebileceğini herkesin önüne
koymuştur.”
Mustafa Karasu “Komplonun
20. yılında Önder Apo’yu anlamak”
HDP’nin dün yaptığı Kongre Demirtaş’ı başkanlıktan alma
kongresiydi. (Bu kongrenin iktidarın baskılarına karşı bir direniş ve HDP’yi
sahiplenme gösterisi yanını herkes yazdı yazıyor yazacak. Bunlar sorunun esas
önemli yanı değildir. Önemli yanı tartışmadan kaçırmanın aracıdır.) Bu amaca
ulaşıldı.
9 Şubat 2018 Cuma
Kandil’e Acil ve Açık Bir mektup
Konu HDP’nin bu hafta sonu toplanacak kongresi ve Selahattin
Demirtaş’ın eş başkanlığa yeniden seçilip seçilmeyeceğidir.
Peki açık bir partinin alacağı kararlar hakkında Kandil’e
açık ve acil bir mektup yazmak; Kandil’i muhatap almak yanlış bir davranış olmuyor
mu?
Hayır, olmuyor ve olmaz.
Olmaz, çünkü Kandil (ve İmralı), HDP’nin ve üzerinde
yükseldiği Kürt Özgürlük Hareketinin ne düşünüyor, ne diyor diye gözlerini
diktiği yerdir.
Olmaz, çünkü Kandil’de bu hareketin kıvılcımını çakmış,
savaşlarda pişmiş önderler ve bu hareketi oluşturan ulusal baskı altındaki bedel
ödeyen geniş yığınların oğulları, kızları bulunmaktadır.
Bu bütün politik analizlerde ve davranışlarda göz önüne
alınması gereken sosyolojik bir gerçektir.
21 Mart 2017 Salı
Erdoğan Kaybetti
Erdoğan kaybetti. Referandum sonucu büyük bir olasılıkla
#HAYIR çıkacak.
Ama #HAYIR çıkmasa da Erdoğan kaybedecek.
Çünkü kendi cephesini böldü.
Her biri tek tek küçük ama bir araya gelince büyük bir güç
yığdı karşısına.
Son günlerde görülen son derece önemli iki gelişme Erdoğan’ın
sonunun habercisidir.
Biri Mazlum-Der’deki gelişmelerdir. Mazlum-Der’e bile kayyum
atandı, kongre hileleriyle Mazlum-Der ele geçirildi ve çoğu şubesi kapatıldı.
Diğeri “İslami Kesimin
Önde Gelen Yazar ve Siyasetçileri”nin, Hak
ve Adalet Platformu Adı Altında Bir Araya Gelmesidir.
“Güçlünün haklılığı
değil, haklının güçlülüğünden yana olmalıyız!” diyen bu yazar ve siyasetçiler
bir bildiri yayınladı[1]
ve #HAYIR için çalışmalara başladılar.
Bu gelişme aslında Ali Bulaç, Fehmi Koru, Levent Gültekin
gibi isimlerde görülen genel eğilimin, bu sefer kolektif bir tavır alışa ve
eyleme yönelmesi ve bir nitelik değişimi göstermesidir.
İşte Erdoğan’ın yenilgisini hazırlayacak gelişmelerin içerdeki
tepe noktası budur.
6 Mart 2017 Pazartesi
Erdoğan’ın “Beka Sorunu” – Neyin Karşılığında Ne Verebilir?
Son yazımızın sonunda şu sözlere yer veriyorduk:
“Her sonu gelen
sistem, sınıf ve güç, kendi sonunu dünyanın sonu olarak görür ve kendisiyle
birlikte her şeyi yok etmek için sonradan intihar anlamına geldiği söylenecek
bir hamle yapar.
Ve bu hamle genellikle
onun sonunu hızlandırmaktan başka bir işlev de görmez.
İşte şimdi böyle bir
kritik kavşağa gelmiş bulunuyoruz.
Ne yapacağını
bilmiyoruz.
Ancak her türlü çılgınlığı
yapacaklarından emin olabiliriz.”
Erdoğan’ın neler yapabileceğine geçmişe bakarak, kategorik bir cevap verilebilir belki.
Kategorik cevabımız şudur: büyük güçlerden birine (ABD ya da
Rusya) bir şeyler verme karşılığında,
Kürtlere ve Rojava’ya saldırı hakkı?
Sorun Erdoğan’ın bu olanağı bulup bulamayacağında
toplanıyor. Yoksa akla gelebilecek her
şeyi vermeye hazırdır.
Geçmiş hep böyle olduğunu gösteriyor.
Geçmiş hep böyle olduğunu gösteriyor.
Labels:
#Hayir,
El Nusra,
erdoğan,
İdlib,
Kandil,
Menbic,
ÖSO,
Putin,
Referandum,
Rojava,
Şengal,
Trump
25 Haziran 2014 Çarşamba
HDK – HDP Kongreleri ve Farklı Soyutlama Düzeyleri
İzlenim, adı üstünde yüzeysel olan; görünür olandır. Dün “İzlenimler”e devam edemedik, dolayısıyla
konu biraz eskidi sayılır. Bu durumda, “İzlenimler”e
devam etmektense, biraz daha derine girmeyi deneyelim. Ama yine de “izlenim” babından bizim de kimi benzer
gözlemlerimizi içeren ve doğrulayan birkaç yazıya işaret edelim:
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)