Barzani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Barzani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2017 Cumartesi

Geliyorum Diyen Felaket (14 Yıl Önce Kerkük için yazılmış bir yazı)

(Aşağıdaki yazı 2004 yazında Ülkede Özgür Gündem’de yayınlanmıştı. Kerkük konusunda niye yazmıyorsun diye soran okuyuculara o yazıdaki görüşlerimi esas olarak aynen koruduğumu aynı çözümü önerdiğimi tekrarlamak isterim. Demir Küçükaydın - 28 Ekim 2017 Cumartesi)
Bugünkü Irak, giderek, parçalanmadan önceki Yugoslavya’ya benziyor. Orada da, tıpkı bir zamanların Yugoslavya’sında olduğu gibi etniler ve dinler bölünmesine karşı çıkanların sesi daha az duyulur oluyor ve etkileri azalıyor. Birçok gazeteci gibi, Cemal Uçar’ın da aktardığı izlenimler, bir etniler ve dinler boğazlaşmasına doğru hızla yol alındığını gösteriyor.
Etniye, dile, soya, dine, tarihe dayanan gerici milliyetçilik, doğduğu günden beri, her zaman halkların katliamlarına yol açmıştır. En katliama yol açmadığı yerlerde bile, zorunlu kitle sürgünlerine.

27 Şubat 2017 Pazartesi

#HAYIR’sız Gelişmeler - Kötü Kokular Geliyor

Bu aralar #HAYIR cephesinde iki ay öncesinin moral bozukluğu aşılmış, kendine güven ve Referandumda bir başarı beklentisi yaygınlaşmış bulunuyor.
Bu elbet olumlu bir gelişmedir, ama bu eğilimin bir anda tersine dönme ihtimali ortadan kalkmış değildir. Hele son bazı gelişmeler alarm zillerini çaldırıcıdır.
Bu nedenle, #HAYIR Meclisleri gibi aşağıdan örgütlenmelerin, #HAYIR cephesinin nasıl daha iyi örgütlenebileceği gibi sorunları; yine bu bağlamda karar almanın bir yöntemi olarak OYDAŞMA’yı açıklamaya kısa bir ara vererek, kötü kokular yayan gelişmelere dikkati çekmek gerekiyor.
Er(doğan+genekon) ittifakı iktidarda kalmak için akla gelebilecek ve gelmeyecek her türlü provokasyonu yapmaya; her türlü cinayetleri işlemeye hazırdırlar. Yeter ki, imkân ve hareket alanı bulsunlar. Bunu yapabilecek operasyonel güç ve olanakları var. Onları tek sınırlayan, güç dengeleridir. Bu nedenle, uygun dengeleri bulduğunda referandumdan önce Erdoğan’ın her yolu deneyeceğinden emin olunabilir.

29 Ekim 2014 Çarşamba

Barzani’nin Yorumcuları Barzani’nin Kobani’yi Nasıl Düşürdüğünü Anlatıyor

Geçen hafta, hem bir uyarı olarak hem de olan bitenin özünü vermek için “Kobani Düştü” başlıklı bir yazı yazmıştık.
Birçokları, özellikle Barzani'ye yakın olanlar, bizi “Kürtlerin arasına nifak sokmak”la itham ettiler.
PKK’ya yakın olanlar ise sanki hiç böyle bir şey yokmuş da biz kendi hayal hanemizden yazıyormuşuz anlamına gelen yorumlar yaptılar.
En hafif eleştiriler, “durumu abartmak” veya “amacını aşmak” biçimindeydi.
Aslında her şey ortadaydı. Çok basit hem de Kobani'dekiler Silah ve ilaç istiyorlar; sözüm ona Kobane’ye Yardım etmek isteyenler de olmaz ille de silahlı güç (Peşmerge veya ÖSO) diyorlardı.
Bu arada İŞİD saldırılara devam ediyor. Asker yollamak isteyenler silah yollamaktan imtina ediyor. Nedense onun ikmal yollarında ABD’nin uçakları fazla etkili olamıyor ve IŞİD her gün biraz daha güçlü olarak Kobani’nin son nefes borusuna yükleniyordu. Kobane de mecburen yavaş yavaş dilini değiştiriyor; asker yollanmasının mücadeleyi güçlendireceğini söylemeye başlıyordu.

28 Kasım 2013 Perşembe

Liberaller ve PKK

(Ortada ne Gezi, ne Barzani’nin Diyarbakır çıkarması yokken beş yıl önce (Ekim 2008) yapılmış bir analiz. Günlük politikanın hay huyu arasında kaybolmak istemeyenler için bir yazı. 28.11.2013)
Liberallerin ve onların sosyalistler içindeki uzantılarının hiç sormadığı ve sorulmasından hoşlanmadığı soru şudur:
Barzani ile Öcalan arasındaki fark nedir?
Kişiler ve semboller düzeyinde sorulmuş bu soru, politik ve örgütsel olarak şöyle de sorulabilir:
PKK ile diğer Kürt ve/veya Kürdistan partileri, özellikle KDP ve KYB (ve onların Türkiye'de ve diğer parçalardaki uzantıları) arasındaki fark nedir?