Marksizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Marksizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2023 Perşembe

Oylarım, Gerekçeleri ve Demirtaş’ın Twiti

Dün Berlin’deki Türk konsolosluğunda oyumu verdim.

Önce sakin olur diye sabah erken, sekiz buçukta gitmiştim. Kapılar açılmadan bile en az elli metre kuyruk vardı. Hem yorgundum hem kısa zamanda oy veririm diye ilaçlarımı almamıştım, bu nedenle, akşamları da sakin oluyormuş akşam dokuzdan önce gelirim diye geri döndüm.

Bu arada kızım 60 yaş üstünün ve engellilerin kuyrukta beklemeden öne alınabildiğini de söyledi. Boşuna geri dönmüşüm, yaşlı olduğumu akıl edememişim, bilseydim beklerdim diye düşündüm.

Akşam gittiğimde ise kuyruk yüzlerce metreyi buluyordu. Bereket yaşlılık ilk kez işe yaradı ve öne alındık. Ama yaşlı ve engelliler için de epey bir kuyruk vardı. Yine de yarım saat sonra oy kullanabildim.

21 Şubat 2023 Salı

Milletler ve Milliyetçilik Nedir? 16 Şubat Perşembe akşamı yapılan Sunum

Milletler ve Milliyetçilik Nedir? Renkler ve Pencereler Grubunda 16 Şubat 2023 Perşembe akşamı birçok izleyicinin online katılımıyla yapılan sunumun videosu. Bu sunumda aslında Marksizmin Yeniden İnşası - Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş başlığı altında bir seri yazı olarak ve daha sonra da dijital kitap olarak yayınladığım yazıların kısa bir versiyonu sayılabilir.

16 Şubat 2023 Perşembe

"Milletler ve Milliyetçilik Nedir?" Konulu Sunum

Değerli Arkadaşlar, "Renkler ve Pencereler" grubunun düzenlediği "Perşembe Söyleşileri" serisinde bu hafta, 16 Şubat Perşembe akşamı, Türkiye Saati ile 21.00 - 23.00 arasında "Milletler ve milliyetçilik Nedir?" konulu bir sunum yapacağım ve sonra da tartışılacak. Epeydir geliştirdiğim tezlerimi bu vesileyle açıklamak ve tartışmak isterim. Dilerim ilgi duyan herkes katılır ve verimli bir tartışma olur. Toplantının linki Perşembe günü gruba iletilecek. Link üzerinden katılmak mümkün. Bu nedenle şimdiden bu toplantıyla ilgili olarak açılmış olan “Milletler ve Milliyetçilik” isimli WhatsApp grubuna katılırsanız, hemen haberiniz olabilir ve katılabilirsiniz. Gruba katılma linki:

https://chat.whatsapp.com/GVeKplFfZQR7u53yKYS7wo

Toplantı konusuyla ilgili iki kitap (“Marksizm Milletler ve Milliyetçilik (Sosyalizmin Milliyetçilikle İmtihanı)” ve “Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş”) PDF ve EPUB formatlarıyla, konuyla ilgili bir Power Point Sunumu, Konunun Önemine ilişkin kısa açıklama ve Sunumu yapacak olanın biyografisi, kitaplarının listesi ve adreslerini içeren dosyalar şuradan indirilebilir:

https://disk.yandex.com.tr/d/vYwOd-dQIh3aHA

20 Aralık 2022 Salı

Yapay Zeka ile Bir Sohbet

Bir süre önce http://www.openai.com/ adresinde sorulara çok akıllı cevaplar veren ciddi sohbetler yapılabilen bir Yapay Zeka platformu hakkında yazılar çıkmıştı. Daha önce de kelimeleri girdi olarak alıp onlara göre göre hayali resimler yapabilen, yine aynı firmaya ait, Dall-e diye bir platformun haberleri çıkmıştı.

Gerçi ona hiç girip bakmadım ama, oyunlar için grafik yapan grafikçi bir tanıdığım, bazan ilham almak için bu yapay zekadan yararlandığını ama yakında yapay zekanın yaptığı işi elinden alabileceğini söylemişti.

17 Aralık 2022 Cumartesi

Marksizmin Yeniden İnşası - Birinci Kitap - Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş

 

Demir Küçükaydın - Marksizmin Yeniden İnşası - Birinci Kitap - Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş - EPUB ve PDF formatlarıyla aşağıdaki linkten indirilebilir:

30 Ekim 2022 Pazar

Sınıflar, Devlet ve Tarih Üzerine Düşünceler

Bu yayında Cumhuriyet'in kuruluşu ve tartışmalar vesilesiyle, Devlet teorisinin eksikliği ve yetersizliği üzerinde durulmakta, Buna ilişkin bazı sorular sorulur belli noktalara dikkat çekilmeye çalışılmakta.

10 Ekim 2022 Pazartesi

Fizikteki Doğru ve Birbiriyle Çelişen Teoriler ve Bunun Marksizmdeki Benzeri Yapı ve Özne Çelişkis

Bu videoda yine kendiliğinden bir şekilde Fizikte son Nobel Ödülü, Quantum Dolaşıklık - Quantum ve Genel Görecelik Teorilerinin Çelişkisi - Bunun Marksizmdeki Benzeri: Manifesto ve Önsözdeki Yapı ve Özne Çelişkisi - Üstyapı Teorisinin Yokluğu - Bir Din Teorisinin Olmaması - Devrim kavramının Yeniden Tanımlanması - Marksizmin Bir Din Olması Gereği gibi konuları ele alıyoruz.


7 Ekim 2022 Cuma

Paleoantropologa Nobel Ödülü, Neandertal Genleri, Post Modern Çağ Ruhu v...

Bu videoda Nobel Ödülünün, Paleoantropolog ve Neandertal Homo Sapiens gen karışımı teorisyenine verilmesini vesile ederek, serbestçe ve kendiliğinden Nobel Ödülü vesilesiyle Biyoloji, Antropoloji ve Sosyolojinin bazı temel kavramlarını eleştiriyoruz. Ulus Din teorileri, Ontoloji, Marksizm, organ ve alet kavramlarının farkı, cansız, manevi organlar gibi konulara giriyoruz ve oradan da günümüz politikasına uzanıyoruz.

31 Mayıs 2022 Salı

Ulusçuluk ve Ulusçuların Ulusçuluk Tanımları (Marksizm’in Yeniden İnşası – 07)

 

(Marksizmin Yeniden İnşası” başlığıyla süren bu yazı serisine, bir süre önce geçirdiğimiz Covid 19 ve sonrasında devam eden, “Long Covid” veya “Post Covid” nedeniyle uzunca bir ara vermek zorunda kaldık. Bu nedenle önce kısa bir hatırlatma yapalım.)

Önce “Mucizevi Yıl” dediğimiz 1983’te “uluslar olduğu için ulusçular değil, ulusçular olduğu için ulusların var olduğu” önermesiyle özetlenebilecek, uluslar ve ulusçuluk ilişkisini ters yüz eden bir “Kopernik Devrimi” veya Marx ve Hegel ilişkisi analojisiyle “ayakları üzerine dikme” gerçekleştiğini ele aldık.

Sonra genellikle Marksistlerce “başı üzerine ters çevirme” veya idealizme geri dönüşmüş gibi karşılanan bu önermenin düşünce varlık veya altyapı üstyapı ilişkisini değil, hangi kategoriden bir toplumsal olgu karşısında olduğumuz sorunuyla ilgili olduğunu, Müslümanlar ve İslamiyet ilişkisi analojisiyle, yani İslam olduğu için Müslümanlar değil, Müslümanlar var olduğu için İslamın var olduğu örneğiyle gösterdik.

14 Mart 2022 Pazartesi

Gericinin Gericisi Ulusçular Olarak Marksistler ve Marksizm (Marksizm’in Yeniden İnşası – 06)

Ulusçuluğun, “ulusal birimle” “politik birimin”, yani ulusla devletin ilişkisi, bunların birbiriyle çakışması, yani her ulusun bir devleti olması her devletin de bir ulusa dayanması anlamına geldiğini, bunun tüm ulusçulukların ortak özelliği olduğunu, ulusçuluğun özünü verdiğini, özel olarak vurgulamıştık.

Ve “ulusal birim”in, yani ulusun nasıl tanımlandığının kategorik olarak ulusçuluğun özüyle, ilgisi olmadığını; bu nedenle konu kategorik ve genel olarak ulusçuluk olduğunda, ulusun ya da “ulusal birimin” nasıl tanımlandığının hiçbir önemi olmadığını belirtmiştik.

Ulusun ya da “ulusal birim”in nasıl tanımlandığı ulusçuluğun ve ulusların farklarıyla ilgilidir.

Örneğin ulus bir dille, kültürle, tarihle, soyla, dinle hatta ırkla tanımlanmış olabilir, ama böyle tanımlanmalara karşı da tanımlanabilir, örneğin bir toprak parçasında yaşayanlarla, yani devlet, din, dil, tarih körü olabilir, yani bunların hiçbir politik anlamının olmadığı bir ulusçuluk da olabilir. Bu farklı ulusçulukların hepsi hepsi ulusçuluktur. Yeter ki, herhangi bir şekilde tanımlanmış ulusun bir devletle çakışması gerektiği, her ulusun bir devleti olması gerektiği ilkesi geçerli olsun veya savunulsun.

11 Şubat 2022 Cuma

Ulusçuluk-Uluslar İlişkisi ve Marksistler (Marksizmin Yeniden İnşası – 04)

Üçüncü yazıda “Mucizevi Yıl” dediğimiz 1983’deki uluslar ve ulusçuluk ilişkisini ters yüz eden “Kopernik Devrimi”nden söz etmiş ve bu devrimi yapanların bile ulusun bir tanımını yapamadıklarını göstermiş ve sadece bir çıtlatma olarak, ilerde ayrıntısıyla ele almak üzere, kendi tanımımızı, uluslar ve ulusçuluğun bir Din olduğunu, yani din kategorisinden bir olgu olduğunu belirtmiş ve son bölümde, bu dördüncü yazıda Marksistlerin bu devrimi neden ve niçin kavrayamadıkları veya suskunlukla geçridikleri konusuna girelim demiştik.

Önce Marksizmin bir ulus ve ulusçuluk teorisi olmadığına dair önde gelen Marksistlerin saptamalarını ve bu saptamayı yapan Marksistlerin de böyle bir teori veya Ulus tanımı ortaya koyamadıklarını görelim. (Çünkü gelen kimi yankılardan bunun da pek bilinmediğini fark ettik. En azından Türkiyeli Marksistler bakımından.)

7 Şubat 2022 Pazartesi

Uluslar ve Ulusçuluğun Marksist Teorisi Sorunlar, Yapılanlar, Yapılamayanlar ve Yapılması Gerekenler (1) (Marksizmin Yeniden İnşası – 03)

Mucizevi Yıl (“Annus Mirabilis”) kavramı önce, Newton’un Londra’daki Veba salgınından kaçarak, esas memleketine döndüğü ve orada Gravitasyon (yerçekimi) ve Optik (ışık) yasalarını formüle ederek Klasik Mekaniği veya Fiziği kurduğu, 1665-1666 yılları için kullanılmıştır.

Ancak bugün bu kavram genellikle ve yaygın olarak Albert Einstein’in her biri bir Nobel almaya layık, fizikte bir devrim anlamına gelen dört denemesini (Kuantum fiziğinin temellerini atan ışığın fotoelektrik etkisi, Atom teorisini kanıtlayan Brown Hareketleri, Işık hızının sabitliği nedeniyle zaman ve uzayın değişmesi, yani Özel Görecelik Kuramı ve nihayet  yirminci yüzyılın ikonu haline gelmiş, E=mc2 formülüyle ifade edilen, Maddenin yoğunlaşmış Enerji olması ve birbirine dönüşebilirliği) yayınladığı 1905 yılı için kullanılmaktadır.

17 Ocak 2022 Pazartesi

Politik Mücadele ve Bilim (Marksizm) - (Marksizmin Yeniden İnşası - 01)

İhtiyaçların bilimlerin ilerlemesine yüz üniversiteden daha fazla etki yaptığı Engels’in de ifade ettiği bir olgudur.

Hatta bu önermeyi bir sosyolojik yasa olarak, genel eğilimi ifade eden bir teorem olarak tanımlamak daha da doğru olur.

Bu öyle derinden bir ilişkidir ki, iki milyon yıl boyunca taş baltanın neredeyse hiç değişmeden aynı kalması, Sümerlerden modern kapitalizme kadar, yani şunun surası birkaç yüz yıl öncesine kadar, binlerce yıllık uygarlık tarihi boyunca, tekniğin ve doğa bilimlerinin çok sınırlı gelişmesi ve nihayet son birkaç yüzyılda ise artan bir ivmeyle devasa gelişmesi, bu tamamen ters gibi görünen genel eğilimler bu yasayla açıklanabilir.

Ancak sadece doğa bilimlerinin ve tekniğin değil, Marksizmin, yani toplum biliminin evrimi de bu yasanın çerçevesinde açıklanabilir.

Marksizm bir “akademik disiplin” değil, bir bilim, toplum bilim (sosyoloji) olduğu için, yani ezilenlerin mücadelelerine kendini veren insanların, (ki bu insanlar da yine, var olan, yaşanan toplumsal gerçeklikle olanaklı ve gerekli olanlar arasındaki çelişkilerin bir sonucu olarak ortaya çıkarlar, bu çelişki nedeniyle insanlara ve ezilen sınıflara bir şeyler “yanlış”, “akıl ve ahlak dışı” olarak görünmeye başlar) bu mücadelelerinde değiştirmeye çalıştıkları toplumsal gerçekliği anlama ve açıklama çabalarının bir aracı olduğu için, bu mücadelelerin ihtiyaçlarına bağlı olarak evrim geçirir ve ilerlemeler sağlar.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Sunuş Yerine: Korona Pandemisi ve Sosyalist Politika


(Korona vesilesiyle yazdığımız yazıların  "Korona Pandemisi ve Sosyalist Politika - Korona Pandemisi Koroniği" başlıklı derlemesine yazdığımız bu uzun şunuşta, Korona vesilesiyle genel olarak dünyada sosyalist ve demokratik mücadelenin tıkanışının nedenleri, aşmak için gerekli teorik çerçeve ve somut öneriler ele alınıyor. Dün kitabı PDF ve EPUB formatlarında indirilebilmesi için paylaşmıştık. Bugün de bu sunuşu ayrı bir yazı olarak yayınlıyoruz. Kitap şu linkten indirilebilir.

https://yadi.sk/d/jBTRlIpfsv2W_w?w=1

Bir tartışmaya vesile olması dileğiyle.)

24 Haziran 2019 Pazartesi

Seçim Sonrası, Bir Restorasyon Sürecinin Öncesi ve Biz


Türkiye’de esas egemen devlettir, burjuvazi ya da Finans-Kapital değildir.
Kimi “Marksist” arkadaşların, devlet egemen sınıfın baskı aracıdır, egemen her zaman ancak bir sınıf olabilir diyeceklerdir.
Bu, işin temelidir elbette.
Ama sadece o kadar. Bu “temel neden ekonomiktir” demeye benzer.
Her şeyi ve hiçbir şeyi” açıklar.
Önce sosyolojik olarak ekonomik iktidar (ya da sosyal iktidar) ve politik iktidar diye ayrıma gitmek gerekir. Çünkü ekonomik ilişkiler içinde egemen sınıf konumunda olmak, politik ilişkilerde de egemen olunacağı anlamına gelmez.

16 Mayıs 2018 Çarşamba

İntikamcılığa Karşı - Barış Atay’a Eleştiri (Barış Atay'ın tutuklanmasına Protesto)


“Esirgeyip bağışlayan Allah’ın adıyla”
(Biz bu yazıyı yazdığımızda Barış Atay tutuklanmamıştı veya bizim bundan haberimiz yoktu. Biz insanlrın istediği fikri özgürce savunmasından yanayız ve bunlara idari veya hukuki engeller getirilmesinin düşmanıyız. Bu nedenle Barış Atay'ın tutuklanmasını protesto ediyoruz. Yazı yanlış anlaşılmasına yol açabilecek bu talihsizliği göz önüne alarak okunmalı.) 
Reaksiyon dönemlerinde tüm toplumla birlikte demokratlar ve sosyalistler de çürüme eğilimi gösteriyorlar.
90’lı yılların özel savaş dönemi sosyalistleri de çürüttü. Sosyalist hareketin en güzel ve olumlu gelenekleri unutuldu. O yıllarda ve sonrasında sosyalleşenler bu unutulmuşluğun somut örnekleridirler.
2011 sonrasında Erdoğan’ın ele geçirdiği devlet tarafından ele geçirilişi ile birlikte yeni bir çürüme dönemine girildi. Bu çürüme sadece “İslamçılar”ı değil, “İslamcılar”a karşı olanları da iyice çürüttü. Bunu her an her yarda görüyoruz.
Tüm toplumu kavrayan bu gibi çürümelere, bu “akıntıya karşı” durmak çok güçtür.
Ama “güçlük imkansızlık değildir”.
Aşağıdaki satırları madenciyi tekmeleyen Yusuf Yerkel’in “özür”üne karşı Barış Atay söylemiş:

19 Mart 2018 Pazartesi

Yanılmanın Doğruluğu ve Yanılmamanın Yanlışlığı Üzerine


Dünden beri “hani “Afrin düşmeyecek” diyordun, işte düştü, artık konuşma” anlamında eleştiriler yapanlar yorumlar yazanlar oluyor.
Örneğin bir okur şöyle yazmış:
“4 gün önce "Afrin Değil Erdoğan Düşecek" diye yazı gönderdin.4 gün sonra Afrin düştü dedin. Afrin "düşmedi", verildi.
"Selo Başkan" için 6000 imza toplattın; tasfiye edildi.
Sen "genellemeyi" sevdiğini söylüyorsun ama, aslında parçaları doğru ele alamadığın için genellemelerde de çok "genel" olarak hatalar yapıyorsun.
Kusuruma bakma ama, biraz daha itidal öneririm sana, senin adına!”
Ayşe Hür şöyle bir twit atmış:
Demir Küçükaydın, Afrin'in düşmeyeceğinden en emin sol kalemlerdendi. Ama "gerçekler acıdır" demiş bu yazısında.”
Bunlar en nazik olanlar. Daha küfre varan niceleri var.
Bu vesileyle biz devrimcilerin yanılgılarının doğruluğu üzerine, Marksizmin unutulmuş bu güzel gelenekleri üzerine, birkaç söz edip, unutulmuş diyalektiği hatırlatalım.