Ernest Gellner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ernest Gellner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Şubat 2022 Pazartesi

Uluslar ve Ulusçuluğun Marksist Teorisi Sorunlar, Yapılanlar, Yapılamayanlar ve Yapılması Gerekenler (1) (Marksizmin Yeniden İnşası – 03)

Mucizevi Yıl (“Annus Mirabilis”) kavramı önce, Newton’un Londra’daki Veba salgınından kaçarak, esas memleketine döndüğü ve orada Gravitasyon (yerçekimi) ve Optik (ışık) yasalarını formüle ederek Klasik Mekaniği veya Fiziği kurduğu, 1665-1666 yılları için kullanılmıştır.

Ancak bugün bu kavram genellikle ve yaygın olarak Albert Einstein’in her biri bir Nobel almaya layık, fizikte bir devrim anlamına gelen dört denemesini (Kuantum fiziğinin temellerini atan ışığın fotoelektrik etkisi, Atom teorisini kanıtlayan Brown Hareketleri, Işık hızının sabitliği nedeniyle zaman ve uzayın değişmesi, yani Özel Görecelik Kuramı ve nihayet  yirminci yüzyılın ikonu haline gelmiş, E=mc2 formülüyle ifade edilen, Maddenin yoğunlaşmış Enerji olması ve birbirine dönüşebilirliği) yayınladığı 1905 yılı için kullanılmaktadır.

13 Kasım 2014 Perşembe

Milletler ve Milliyetçilikte Olgu ve Olgunun Bilgisinin İlişkisinin Quantum Fiziğine Benzeyen Karakteri

Çağın Hayaleti ve Hayaletin Laneti

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ve Ulusal Kurtuluş Savaşları başta olmak üzere, son iki yüzyıldaki savaşların neredeyse tamamının, hatta “sınıfçı” olduğunu iddia edenlerin bile çoğunun, milliyetçilik temelinde yapıldığı göz önüne alınırsa, milliyetçiliğin çok tekinsiz olduğu; insanlığı adeta bir cin gibi çarptığı ve lanetiyle öldürdüğü görülür.
Dünya tarihinin en kanlı yüzyılında neredeyse bütün savaşlar ulus bayraklarıyla yapılmışlardır.
Ama lanet burada bitmez.
Eğer Sosyalizm insanlığın ve ezilenlerin umudu idiyse “sosyalist partileri”, “sosyalist hareketleri”, “sosyalist enternasyonalleri”, “sosyalist devletleri” her seferinde milliyetçilik çökertmiştir.
·         İkinci Enternasyonal’i çökerten neredeyse bütün sosyalist partilerin kendi devletlerinin ve milletlerinin yanında yer almasıydı, yani fiilen milliyetçiliğe teslim olmalarıydı.
·         Sovyet devrimi ve Üçüncü Enternasyonal, 1920’lerde -ki kaderi Sovyet devrimine bağlıydı- milliyetçi “tek ülkede sosyalizm” parolasıyla çökmüştü.
·         Ekim Devrimi’nin kalıntısı son gelenekler, İkinci Dünya Savaşı’nda, “dünyanın lanetlileri”yle başlayan Enternasyonal yerine, “Büyük Rus ulusunun perçinlediği, özgür cumhuriyetlerin parçalanmaz birliği” sözleriyle başlayan SSCB marşının almasıyla ve buna eşlik eden Üçüncü Enternasyonal’in lağvıyla yok olmuştu.