HDP yönetimi aslında Demirtaş’ı her ne olursa olsun, (usulen
olsun kongreyi bile bekleme zahmetine katlanmadan) seçmemeye karar vermiş.
*
Ancak, kanıtlara geçmeden önce onların anlaşılması için, yeni
kuşaklar az çok demokratik bir örgüt nasıl bir şeydir bilmedikleri için, birkaç
temel bilgi.
Kongreler, delegelerin, tamamen açık tartışmalarla,
engellenmemiş karar tasarıları ve önergelerle, bireysel olarak fikirlerini
oluşturdukları ve oylamalarla kararlarını verdikleri en yüksek organlardır. Ama
bu teoride böyledir.
HDP Kongrelerinin hiçbiri böyle değildir. HDP Kongreleri özünde
medyatik gösterilerdir. (Ve bu durum o sözde sosyalist Türk bileşenleri nedense
hiç rahatsız etmez.)
Çünkü “bileşen hukuku”
ile güya “konsensus” ile kararlar
alınırmış.
Bu kılıfına uydurulmuş ifadenin anlamı şudur: kararlar
Kongreden önce arka plandaki pazarlıklarda alınır.
Kararlar öyle alınınca da kongreler, medyatik gösteriler
olurlar.
Bu nedenle kongrelerde esaslı konularda hiçbir farklı önerge
veya görüşe müsaade edilmez.
Komisyon denen esas işlerin yürütüldüğü aygıtlar aslında
pazarlık masalarıdır. Esas kararların alındığı yerlerdir.
Sonra da kongrelerde göstermelik oylamalarla, hiçbir ciddi
tartışma falan yapılmadan, Komisyon pazarlıklarıyla belirlenmiş kararlar oylamayla
tasdik edilir.
HDP’nin bütün sorunlarının ardında bu hastalıklı yapı
bulunmaktadır. HDP’nin asıl ve temel sorunu
aslında kimin başkan olacağı falan değil, bu bozuk yapı, örgütlenme ve
işleyiştir. Ama bu yazıda konumuz bu değil. Sadece işlerin şimdiye kadar nasıl
yürüdüğünü hatırlamak içindi buraya kadar olan satırlar.
*
HDP’de şimdiye kadar, en azından, kongrenin alacağı kararlar,
kongreden önce alınmış gibi ifade edilmezlerdi, en azından böyle ifadelere
dikkat edilirdi.
(Sabahat Tuncel de bir defasında, HDK kongresinde, bir gün
sonraki HDP Kongresinde Selahattin Demirtaş’ın başkan seçileceğini söyleyerek
bir pot kırmıştı. Ve bu işleyişi öyle içselleştirmişti ki pot kırdığının bile
farkında değildi)
Şimdi artık iş iyice çığırından çıkmış belli ki.
HDP Kongresini toplamadan karar alınmış.
Nereden mi biliyoruz?
Eskiler “çocuktan al haberi” derlerdi.
Eskiler “çocuktan al haberi” derlerdi.
“HDP Eş Başkanı Serpil
Kemalbay’dan al haberi”.
Bir gün önce Serpil kemalbay’ın bir söyleşisi yayınlandı.
Serpil Kemalbay ve soruyu soran muhatabı gazeteci Demirtaş’ın
artık başkan olmayacağını öyle içselleştirmişler ki, normal bir şeymiş gibi açıkça
ifade ediyorlar.
Buyurun okuyalım:
Önce soru:
“HDP kongreye giderken
Selahattin Demirtaş bir açıklama yaparak aday olmayacağını söyledi. Demirtaş’ın
bu kararına farklı tepkiler geldi. HDP olarak siz de bir açıklama yaptınız ama
yine de kongreye giderken böylesi bir kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?”
(Gazetecinin sorusu ilginç. Neden mi? Çünkü soruyu sorun
gazeteci, Demirtaş’ın aday olmamasını otomatikman, tam da HDP yöneticilerinin
göstermek istediği gibi, tekrar seçilmemesi olarak algılıyor ve soruyu öyle
soruyor. Örneğin şöyle bir soru sormuyor: “Demirtaş
özgürce karar alınması için aday olmayacağını söylüyor. Sizler Demirtaş’ı
tekrar aday gösterip seçme konusunda ne diyorsunuz veya böyle bir şeyi
düşünüyor musunuz?” diye sormuyor.
Yani söyleşiyi yapan gazetece de zaten Demirtaş’ın “ipini
çekmiş”.
Kemalbay’ın cevabı (sorunun böyle sorulmasını hiç sorun bile
etmeden):
“(…) Demirtaş hem bu
sürecin hem de önümüzdeki demokrasi mücadelesinin içerisinde olmaya devam
edecek. Cezaevinde yürüteceği çalışmalar ve katkılar aynı olacak. Biz yeter ki
önümüzdeki dönme için güçlü bir parti yönetimi ve politikasını öne çıkaralım.
Yani özetle Demirtaş bu fotoğrafın içinde yer almaya devam edecek.”
Yani Demirtaş HDP fotoğrafında ama Başkan olarak değil, Başkanlıktan
uzaklaştırılmış hapisteki bir HDP’li olarak yer alacak diyor Kemalbay.
Kemalbay fiilen Demirtaş başkan olmayacak diyor.
Bu karar verilmiş.
Nereden biliyor Kemalbay Demirtaş’ın tekrar seçilmeyeceğini?
Nasıl böyle konuşabiliyor?
Demek ki kapı arkalarında, “konsensüs”la, “komisyonlar”da
karar çoktan verilmiş.
Kongre sadece göstermelik bir kongre olacak demektir bu.
Nereden biliyor Kemalbay örneğin bazı delegelerin Demirtaş’ı
tekrar başkanlığa aday göstermeyeceğini?
Nereden biliyor aday gösterilen Demirtaş’ın çoğunluğun
oylarını alıp tekrar başkan seçilmeyeceğini?
Çok açık ki, Kemalbay, çocukça bir saflık içinde “şecaat arz ederken sirkatin söylüyor”. Yeni
kuşak belki bu sözleri anlamaz. Anlamı: kendini
överken hırsızlıklarını anlatmaktır.
Her şeyin kararlaştırıldığını, Demirtaş’ın seçilmeyeceğini,
kongrenin aslında göstermelik bir kongre olduğunu farkına bile varmadan itiraf
ediyor.
İşin ilginci bu HDP yönetimindeki herkes tarafından da öylesine
içselleştirilmiş ki, kimse Kemalbay yanlış konuşmuş, diye bir söz bile etmedi
şu ana kadar.
Kemalbay’ın ne dediğini daha iyi anlayabilmek için ne demediğine
bakalım.
Kemalbay muhabirin sorusuna şöyle de cevap verebilirdi,
vermesi gerekirdi ve demokratik bir örgütte böyle cevap verilirdi.
“Sorunuz Demirtaş’ın
tekrar bakan seçilmeyeceği gibi bir varsayıma dayanıyor. Bu bakımdan yanlış bir
soru. Evet Demirtaş aday olmuyor. O bu kararı bizlerin özgürce karar alması
için vermişti. Ama biz aday gösterebilir ve yeniden seçebiliriz. Kendini aday
göstermemesi bu opsiyonu dıştalamıyor. Uygar insanlar böyle davranırlar. Kaldı
ki, başkanlık sorunu, örgütsel veya hukuki bir sorun, veya bir personel sorunu
değildir, politik bir sorundur bugünkü durumda. Yani sorun bugünüm politik
ortamında haksız yere içeri tıkılmış bir başkanı tekrar seçmenin mi, seçmemenin
mi politik olarak daha doğru olacağı, HDP’yi ve demokrasi mücadelesini
güçlendirip güçlendirmeyeceği sorunudur. Bunu organlarımızda tartışıyoruz. Halkımızı
da bu tartışmaya davet ediyoruz. Bunun için şöyle şöyle organlar ve platformlar
oluşturduk. Herkesi bu konuda görüş bildirmeye, tartışmalara katılmaya
çağırıyoruz. Bana sorarsanız, doğru politik tavrın Demirtaş’ı tekrar başkan
seçmek olduğunu düşünüyorum. (veya fikri aksiyse aksini söyler) Bu benim
fikrim. Herkes de fikrini ve gerekçelerini açıkça ifade etmeli. Konuyu kamuoyu
önünde ve kamuoyuyla birlikte tartışacağız. Ama sonunda elbette Kongre açıkça
tartışarak ve oylayarak karar verecektir”
Elbette kelime kelime bunları söylemesini kast etmiyoruz.
Ama sorunu böyle koyması gerekir.
Çünkü ortada Demirtaş’ın gerekçeleri vardır
Çünkü ortada politik olarak son derece ciddi bir sorun
vardır.
Çünkü örgütün bir tüzüğü vardır.
Çünkü HDP’nin demokratlık iddiaları
vardır.
Çünkü Kemalbay bir eş başkandır.
Bunlar içinde konuşulacak çerçeveyi belirlerler.
Bütün bunlar bu mealde konuşmaları gerektirir.
Ama Kemalbay’ın konuşması, bütün bunlar yokmuşçasına, bu
çerçeveyi çiğniyor ve berhava ediyor.
Bunları demeyen ve sorunu zaten olmuş bitmiş gibi anlatan
Kemalbay, farkına varmadan yalan söylerken kendini ele veren çocuklar gibi
davranarak, fiilen verilmiş bir kararı açıklıyor.
Kemalbay’ın sözlerini aktaran ANF ve diğer organlar da
Kemalbay’ın sözlerine dayanarak bu işin bittiği yönünde algı operasyonu
yapıyorlar.
Anlaşılan artık HDP’de her ağzını açan Erkek yanlış bir
şeyler söylediğinden kurban olarak Kemalbay seçilmiş.
O da, daha tecrübeli, yıllardır politikada pişmiş erkekler
gibi öyle kaba saba sözler etmiyor ama çok nazik ifadelerle, ne dediğini
bilmeden, biz zaten kararı verdik diyor.
“Hayırlısı olsun” mu diyelim bu hayırsız söz ve davranışlara?
13 Ocak 2018 Cumartesi
Demir Küçükaydın
Bloglar:
Video:
Podcast:
İndirilebilir kitaplar:
Bu yazı ilk olarak şurada yayınlandı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder