Bitcoin’in ağ olarak büyümesi, öncelikle insanların küçük
meblağlar halinde bile olsa Bitcoin almalarını, dolayısıyla bir Bitcoin cüzdanı
edinmelerini (indirmelerini) ve bu küçük miktarı satmadan elde tutmalarını
gerektirir.
Sadece bu tarz bir davranışlar bile Bitcoin’in yavaş yavaş
bir ağ oluşturmasını ve çok ilerde belli bir kritik kütleye ulaşmasını sağlayabilir.
Hiç borsa yükselişleri olmadığını, Bitcoin’in tüm borsalarda
yasaklandığını varsaysak bile, Bitcoin böyle el altından veya borsa dışı alış
ve satışlarla büyümeye devam edebilir ve ağını genişletebilir.
Çünkü Bitoin miktarı sabit denebilecek kadar yavaş büyümektedir
ve Bitcoin sahibi olanlar ve alanlar Bitcoin madenciliği ile yaratılan Bitcoin
miktarından daha hızlı büyüdüğü sürece Bitcoin’in talebi arzından fazla
artacağından, Bitcoin sürekli bir değerlenme eğilimi içinde olacaktır.
Elbette bu bugünkü gibi ani inişler ve çıkışlarla değil, yavaş
bir yükseliş biçiminde olacaktır.
Borsada tanınmadan veya spektaküler olaylar olmadan önce veya
böyle olayların olmadığı zamanlarda Bitcoin’in fiyatı böyle çok yavaş bir
yükseliş eğilimi gösteriyordu. Bu da Bir ağ büyümesinin dolayısıyla o ölçüde
talebin artmasının ifadesiydi.
Ancak bugün durum böyle değildir. Bitcoin Borsa’da işlem
görmektedir ve ani yükseliş ve inişler göstermektedir.
(Muhtemelen de yakında hükümetlerin Bitcoin ticaretini
kontrol altına alma veya yasaklama çabaları sonucunda bugünkü iniş çıkışlı durum
uzun vadeli olarak sürmeyebilir de.)
Bugün birçok insanın Bitcoin almasının başlıca nedeni,
Bitcoin satın alarak ve değerlendiğinde satarak, kısa zamanda çok zengin olma
hayalidir.
Ama bu hayalle alanların bir kısmı uzun vadeli beklentilerle aldığı Bitcoin’leri elinde tutarak istemeden veya farkında olmayarak da ağın yayılma hızını arttırmasına hizmet etmektedirler.
Ama bu hayalle alanların bir kısmı uzun vadeli beklentilerle aldığı Bitcoin’leri elinde tutarak istemeden veya farkında olmayarak da ağın yayılma hızını arttırmasına hizmet etmektedirler.
*
Ancak şu veya bu nedenle Bitcoin alanlar bir süre sonra,
Bitcoin’in borsadaki bu iniş ve çıkışlarının öteside başka bir yanının
bulunduğunu, bilincinde olmasalar da bir ağ büyümesinin ve bunun yol açtığı bir
değerlenmenin olduğunu, uzun vadede Bitcoin’in yükselme eğiliminde olduğunu da görmekte,
hissetmektedirler.
Böyledir çünkü Bitcoin’in her yükselişi yeni kesimlerin
Bitcon ve cüzdanı edinmelerine yol açmaktadır. Panikle veya spekülesyon
amacıyla satanlar olsa da fiyatı düştüğünde, nasıl olsa yükselir diyerek spekülasyon
amacıyla bitcoin almış geniş bir kesim de elinde bulundurmaya devam etmektedir.
Bu gibi nedenlerle Bitcoin cüzdanı olanların sayısı hiçbir zaman
eski seviyelerinin altına düşmemektedir. Bu nedenle de düşüşler hızlı
başlamasına rağmen sonra bir tür süspansuar etkisine maruz kalıp bu düşüşün
hızı düşmekte, sertliği yumuşamaktadır.
Bu nedenlerle Bitcoin’e genel talep hiçbir zaman sıfıra
düşmez, balonlar patlayıp düştüğünde genellikle eski düzeyinin altına da
düşmez. Bitcoin’i Hollanda Lale Soğanı’na benzetenler bu nedenle yanılıyorlar. Bitcoin
yükselişini yeni düştüğü ama eski düzeyine göre çok yüksekte olduğu noktadan
yapar. Bitcoin’in değer kaybetmesi ağ daralmasında olabilir. Ama bunun için
neden yoktur şimdilik.
O halde şöyle bir yasa formüle edebiliriz: Bitcoin ağının
büyümesi ve satın alınan Bitcoin miktarı, yaratılan Bitcoin miktarının üzerinde
olduğu sürece Bitcoin’in talebi arzdan daha hızlı büyüyeceğinden Bitcoin’in
fiyatı genel bir yükseliş eğiliminde olacaktır.
Bu genel yükseliş eğilimi de zaman zaman hızlı borsa spekülasyonlarını
tetikleyip sonra da ani düşüşlere yol açacak ama genel yükseliş eğilimi sürmeye
devam edecektir.
*
İşte bu uzun vadeli eğilim somutta Bitcoin’in diğer paralar
ve bugünkü para sistemi karşısında dolayısıyla somutta bugünkü Bitcoin
spekülatörleri karşısında somut bir savaş narasında ifadesini buluyor: “Hodl!”
“Hodl!” ne demek?
“Hodl” diye bir sözcük
yok aslında İngilizcede. “Hold” var. “Hold” tut demek. “Hodl” “Hold”un yanlış
yazılmışı.
2013 yılında Bitcoin’in bir düşüşü sırasında "GameKyuubi" takma isimli biraz Bitconi
olan biri, bir internet forumunda, sarhoş sarhoş, “Bitcoin düşüyor elindekileri sat, zarar etme” diyen tüccara, “Ben satmıyorum, tutuyorum” anlamında “I am Holding” diye yazmak istiyor.
Ancak, sarhoş olduğundan, “Holding”
yerine “Hodling” yazıyor. (Sonra
yanlış yazdığının da farkına varıyor ve tekrar düzeltiyor. Ama düzeltirken de
tekrar yanlış yazıyor ve düzeltmekten de vaz geçiyor.)
Ve altında neden satmayacağını da açıklıyor: özetle “Ben kötü bir tüccarım onun için satmıyorum”
diyor.
Daha sonra bu yanlış yazım, “zamanın ruhuna” çok denk
düştüğü için çok özel bir anlam kazandı ve Bitcoin savunucuları arasında viral
olarak yayıldı. “Hodl!”, bir savaş
narasına, bir programa, bir stratejiye dönüştü.
Viral yayılma demek, zamanın ruhuna uygun, geniş kitlelerin
ruh halini ve eğilimlerini yansıtan bir filmin, müziğin, sözün vs. bir virüs
salgını, bir salgın hastalık gibi yayılması demek. Bu tür internet fenomenlerine
“viral oldu” deniyor.
İşte bu “Hodl” sözcüğü,
spekülasyon için değil, uzun vadeli olarak, Bitcoin ağını büyütmek isteyenlerin
bir parolası, savaş narası, programı ve stratejisi oldu.
Bu yazı serisinin başında bu yazı serisinde Bitcoin’in
ekonomi politiği ve sosyolojisiyle ile ilgilendiğimizi, onun fiyatının iniş
çıkışlarıyla ilgilenmediğimizi, bu beklentiyle bu yazıları okuyacakların hayal
kırıklığına uğrayacağını, Bitcoin fiyatındaki iniş çıkışları doğru olarak
tahmin etmenin tüccarların, borsa spekülatörlerinin işi olduğunu söylemiştik.
“Hodl” sözcüğünü istemeden
icat eden ve neden satmayacağını “kötü
bir tüccar” olmasıyla açıklayan “GameKyuubi”
gibi “Hodl!” diyor ve iyi bir Marksist
(sosyolog) olmaya çalışan ama kötü bir tüccar olan ve öyle kalmak isteyen bir
insan olarak bu yazı serisini burada bitiriyoruz.
Hodl!
29 Aralık 2017 Cuma
Demir Küçükaydın
Bloglar:
Video:
Podcast:
İndirilebilir kitaplar:
Bu yazı ilk olarak şurada yayınlandı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder