29 Aralık 2017 Cuma

Bitcoin’in Ekonomi Politiği (7) – “Hodl!” - Bitcoin’in Savaş Narası

Bitcoin’in ağ olarak büyümesi, öncelikle insanların küçük meblağlar halinde bile olsa Bitcoin almalarını, dolayısıyla bir Bitcoin cüzdanı edinmelerini (indirmelerini) ve bu küçük miktarı satmadan elde tutmalarını gerektirir.
Sadece bu tarz bir davranışlar bile Bitcoin’in yavaş yavaş bir ağ oluşturmasını ve çok ilerde belli bir kritik kütleye ulaşmasını sağlayabilir.
Hiç borsa yükselişleri olmadığını, Bitcoin’in tüm borsalarda yasaklandığını varsaysak bile, Bitcoin böyle el altından veya borsa dışı alış ve satışlarla büyümeye devam edebilir ve ağını genişletebilir.
Çünkü Bitoin miktarı sabit denebilecek kadar yavaş büyümektedir ve Bitcoin sahibi olanlar ve alanlar Bitcoin madenciliği ile yaratılan Bitcoin miktarından daha hızlı büyüdüğü sürece Bitcoin’in talebi arzından fazla artacağından, Bitcoin sürekli bir değerlenme eğilimi içinde olacaktır.

Elbette bu bugünkü gibi ani inişler ve çıkışlarla değil, yavaş bir yükseliş biçiminde olacaktır.
Borsada tanınmadan veya spektaküler olaylar olmadan önce veya böyle olayların olmadığı zamanlarda Bitcoin’in fiyatı böyle çok yavaş bir yükseliş eğilimi gösteriyordu. Bu da Bir ağ büyümesinin dolayısıyla o ölçüde talebin artmasının ifadesiydi.
Ancak bugün durum böyle değildir. Bitcoin Borsa’da işlem görmektedir ve ani yükseliş ve inişler göstermektedir.
(Muhtemelen de yakında hükümetlerin Bitcoin ticaretini kontrol altına alma veya yasaklama çabaları sonucunda bugünkü iniş çıkışlı durum uzun vadeli olarak sürmeyebilir de.)
Bugün birçok insanın Bitcoin almasının başlıca nedeni, Bitcoin satın alarak ve değerlendiğinde satarak, kısa zamanda çok zengin olma hayalidir.
Ama bu hayalle alanların bir kısmı uzun vadeli beklentilerle aldığı Bitcoin’leri elinde tutarak istemeden veya farkında olmayarak da ağın yayılma hızını arttırmasına hizmet etmektedirler.
*
Ancak şu veya bu nedenle Bitcoin alanlar bir süre sonra, Bitcoin’in borsadaki bu iniş ve çıkışlarının öteside başka bir yanının bulunduğunu, bilincinde olmasalar da bir ağ büyümesinin ve bunun yol açtığı bir değerlenmenin olduğunu, uzun vadede Bitcoin’in yükselme eğiliminde olduğunu da görmekte, hissetmektedirler.
Böyledir çünkü Bitcoin’in her yükselişi yeni kesimlerin Bitcon ve cüzdanı edinmelerine yol açmaktadır. Panikle veya spekülesyon amacıyla satanlar olsa da fiyatı düştüğünde, nasıl olsa yükselir diyerek spekülasyon amacıyla bitcoin almış geniş bir kesim de elinde bulundurmaya devam etmektedir.
Bu gibi nedenlerle Bitcoin cüzdanı olanların sayısı hiçbir zaman eski seviyelerinin altına düşmemektedir. Bu nedenle de düşüşler hızlı başlamasına rağmen sonra bir tür süspansuar etkisine maruz kalıp bu düşüşün hızı düşmekte, sertliği yumuşamaktadır.
Bu nedenlerle Bitcoin’e genel talep hiçbir zaman sıfıra düşmez, balonlar patlayıp düştüğünde genellikle eski düzeyinin altına da düşmez. Bitcoin’i Hollanda Lale Soğanı’na benzetenler bu nedenle yanılıyorlar. Bitcoin yükselişini yeni düştüğü ama eski düzeyine göre çok yüksekte olduğu noktadan yapar. Bitcoin’in değer kaybetmesi ağ daralmasında olabilir. Ama bunun için neden yoktur şimdilik.
O halde şöyle bir yasa formüle edebiliriz: Bitcoin ağının büyümesi ve satın alınan Bitcoin miktarı, yaratılan Bitcoin miktarının üzerinde olduğu sürece Bitcoin’in talebi arzdan daha hızlı büyüyeceğinden Bitcoin’in fiyatı genel bir yükseliş eğiliminde olacaktır.
Bu genel yükseliş eğilimi de zaman zaman hızlı borsa spekülasyonlarını tetikleyip sonra da ani düşüşlere yol açacak ama genel yükseliş eğilimi sürmeye devam edecektir.
*
İşte bu uzun vadeli eğilim somutta Bitcoin’in diğer paralar ve bugünkü para sistemi karşısında dolayısıyla somutta bugünkü Bitcoin spekülatörleri karşısında somut bir savaş narasında ifadesini buluyor: “Hodl!”
“Hodl!” ne demek?
“Hodl” diye bir sözcük yok aslında İngilizcede. “Hold” var. “Hold” tut demek. “Hodl” “Hold”un yanlış yazılmışı.
2013 yılında Bitcoin’in bir düşüşü sırasında "GameKyuubi" takma isimli biraz Bitconi olan biri, bir internet forumunda, sarhoş sarhoş, “Bitcoin düşüyor elindekileri sat, zarar etme” diyen tüccara, “Ben satmıyorum, tutuyorum” anlamında “I am Holding” diye yazmak istiyor. Ancak, sarhoş olduğundan, “Holding” yerine “Hodling” yazıyor. (Sonra yanlış yazdığının da farkına varıyor ve tekrar düzeltiyor. Ama düzeltirken de tekrar yanlış yazıyor ve düzeltmekten de vaz geçiyor.)
Ve altında neden satmayacağını da açıklıyor: özetle “Ben kötü bir tüccarım onun için satmıyorum” diyor.
Daha sonra bu yanlış yazım, “zamanın ruhuna” çok denk düştüğü için çok özel bir anlam kazandı ve Bitcoin savunucuları arasında viral olarak yayıldı. “Hodl!”, bir savaş narasına, bir programa, bir stratejiye dönüştü.
Viral yayılma demek, zamanın ruhuna uygun, geniş kitlelerin ruh halini ve eğilimlerini yansıtan bir filmin, müziğin, sözün vs. bir virüs salgını, bir salgın hastalık gibi yayılması demek. Bu tür internet fenomenlerine “viral oldu” deniyor.
İşte bu “Hodl” sözcüğü, spekülasyon için değil, uzun vadeli olarak, Bitcoin ağını büyütmek isteyenlerin bir parolası, savaş narası, programı ve stratejisi oldu.
Bu yazı serisinin başında bu yazı serisinde Bitcoin’in ekonomi politiği ve sosyolojisiyle ile ilgilendiğimizi, onun fiyatının iniş çıkışlarıyla ilgilenmediğimizi, bu beklentiyle bu yazıları okuyacakların hayal kırıklığına uğrayacağını, Bitcoin fiyatındaki iniş çıkışları doğru olarak tahmin etmenin tüccarların, borsa spekülatörlerinin işi olduğunu söylemiştik.
Hodl” sözcüğünü istemeden icat eden ve neden satmayacağını “kötü bir tüccar” olmasıyla açıklayan “GameKyuubi” gibi “Hodl!” diyor ve iyi bir Marksist (sosyolog) olmaya çalışan ama kötü bir tüccar olan ve öyle kalmak isteyen bir insan olarak bu yazı serisini burada bitiriyoruz.
Hodl!
29 Aralık 2017 Cuma
Demir Küçükaydın
Bloglar:
Video:
Podcast:
İndirilebilir kitaplar:
Bu yazı ilk olarak şurada yayınlandı:

Hiç yorum yok: