HDP'nn Türk "sosyalisti" ortakları, eğer sosyalist iseler, sosyalist öğretiye göre nasıl davranmaları gerekir?
Çok temel teorik bir ilke vardır: Teoride uzlaşmaz olmak,
taviz vermemek, pazarlık yapmamak, ama pratikte ve taktiklerde tam aksine olabildiğince
esnek olmak.
Türkiye’nin küçük burjuva ortamında ve onun ürünü
sosyalistlerde ise tam tersi geçerlidir: Teoride esnektirler, teorik ve
programatik saflığa önem vermezler, pratikte ise tavizsiz, keskin ve sekterdirler.
Yaptıklarının aksinin doğru olduğunu akılları almaz.
Bu ilkeyi genel olarak seçimlere uygulayalım.
Bir sosyalistin seçimlerde oy toplamak veya milletvekili
çıkarmak gibi bir amacı olmaz. Onun derdi Seçim denen küçük olanağı kullanarak,
kendi programını ve görüşlerini yaymak, seçimlerin yarattığı politizasyon
atmosferinden yararlanarak ezilenlerin kendi öz örgütlenmeleri için çalışmaktır.
Dolayısıyla Oy ve Vekil konuları pratik ve taktik sorunlar olduğundan
son derece esnek olmalıdır. Bu alanda her türlü taviz verilebilir, esneklik
gösterilebilir.
Her türlü tavizin de bir tek koşulu vardır: vekil
çıkarmasına yardım edeceklerimize, oy vereceklerimize karşı en keskin ve acımasız
eleştiri hakkı ve görevi. Bunda zerrece taviz yok. Bu hakkı ve görevi ne zaman
nasıl kullanacağımıza da biz karar veririz. Bu kadar.
Bu Türkiye’de zerrece anlaşılmaz. Birisiyle ittifak kurmak,
birine oy verilmesini istemek, onun övülmesi veya eleştirilmemesi ile birlikte
düşünülür. Sosyalistler için tam tersi geçerlidir ve geçerli olmalıdır. Hatta taktik
ve pratik olarak ittifak yaptıklarına karşı daha acımasız ve sert eleştiri
yapmak gerekir. Ne kadar yakınsa o kadar sert ve acımasız.
Bunu somut olarak Emek ve Özgürlük İttifakı’na uygulayalım.
İttifakın Türk “Sosyalist” ortakları, kendilerine sosyalist dediklerine göre,
HDP’ye şunu demelidirler:
“Bizim herhangi bir vekillik veya listede yer gibi bir
talebimiz yoktur. Biz sizin belirleyeceğiniz adaylara oy vereceğiz ve oy
verilmesini isteyeceğiz. Siz isterseniz bizleri hiç listelere almayın, ister
dolgu maddesi olarak (örneğin seçilemeyecek yerlerde liste doldurup mesaj vermek
için) kullanın. Tüm üyelerimiz emrinize amadedir. İstediğinizi, istediğiniz yerde
istediğiniz gibi kullanın. Bizim bir tek koşulumuz var: eleştiri hakkımız ve
görevimiz.
Örneğin HDP’yi demokratik programı olan bir parti olarak
görmüyoruz. HDP demokratik özlemlerin toplandığı ama programı demokratik
olmayan bir partidir. Çünkü örneğin Kürtlüğün tanınmasını, “statü” istiyor.
Gerçek demokratik programı olan bir parti, Türklüğün de tanınmamasını, “statü”sün
kaldırılmasını ister. Yani tıpkı gerçekten laiklik programı gibi, Aleviliğin ve
Cem evlerinin tanınması değil, Sünniliğin ve Camilerin de tanınmaması ve o dine
inananların kendi bağışlarına bırakılması, diyanetin kapatılması gibi. Din için
geçerli olan bu talep Dil için de geçerli olmalıdır. Demokratik bir program
böyle olur.
Biz hem tutarlı demokrasi isteyen bir programınız olmadığı
için sizi eleştireceğiz, ama aynı zamanda halka sizden iyisi bulunmadığı için
de size oy verilmesini de isteyeceğiz ve kendimiz de sizin daha çok oy almanız
için canla başla çalışacağız.
Türk “sosyalisti” partilerin eğer sosyalist iseler demesi ve
yapması gereken budur.
Ama onlar hepsi aslında kendileri de demokrat
olmadıklarından, tıpkı büyük ortakları gibi, demokratik özlemlerin ifadesi
olduklarından, demokratik bir programları olmadığından böyle bir eleştiri
yapamazlar. Yapacakları ve yaptıkları açıktan veya üstü örtülü oy ve vekillik
pazarlığıdır. Yani pratik ve taktiklerde sorun çıkarıcılıktır.
Olan biten her şey bu kadar basittir aslında.
Bu kadarı onların sosyalist kimlik veya iddiaları üzerinden.
Ancak gerçek bir sosyalist işin bir de ezen ulus ezilen ulus
yanını hesaplayıp, çubuğu öbür tarafa büker.
Yani biz her ne kadar kendimize “Sosyalist” diyorsak da elimizde
olmadan Türk’üz. Dilimizden dolayı bir baskı görmedik. Aksine bir imtiyazı
yaşıyoruz. Bu imtiyazlı durumu biraz olsun dengeleyebilmek için de ayrıca
örneğin HDP’ye yapılan baskılar karşısında, HDP örneğin bizim örgütsel ve
hukuki olanaklarımızı istediği gibi kullanabilir. Bunun için hiçbir karşılık
istemeyiz. Bizim görevimiz her şeyden önce Kürt halkının temsilcilerinin daha
büyük oranda temsil edilmesi için yer açmak ve çaba göstermek olabilir.
Keza halka da şunu demelidirler. Bugün Kürtler bu ülkede
eziliyor. Bu ezilmeyi dengelemek için Türkler içinde kendine demokratım
diyenlere Kürt adaylara oy vermelerini, HDP’yi desteklemelerini öneriyoruz.
Böyle sözleri ve davranışları “Emek ve Özgürlük İttifakı”nın
Türk “Sosyalist”i bileşenlerinden görebilecek ve duyabilecek miyiz?
Hiç sanmıyoruz.
Bu satırları da görmezden geleceklerdir.
16 Mart 2023 Perşembe
Blog: https://demirden-kapilar.blogspot.com/
Youtube Kanalı: https://www.youtube.com/user/demiraltona
Podcast: https://soundcloud.com/demirden-kapilar
Kitaplarımızı İndirmek İçin:
https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg
https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA
https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder