16 Mart 2023 Perşembe

HDP'nn Türk "sosyalisti" ortakları, eğer sosyalist iseler, sosyalist öğretiye göre nasıl davranmalı?

HDP'nn Türk "sosyalisti" ortakları, eğer sosyalist iseler, sosyalist öğretiye göre nasıl davranmaları gerekir?

Çok temel teorik bir ilke vardır: Teoride uzlaşmaz olmak, taviz vermemek, pazarlık yapmamak, ama pratikte ve taktiklerde tam aksine olabildiğince esnek olmak.

Türkiye’nin küçük burjuva ortamında ve onun ürünü sosyalistlerde ise tam tersi geçerlidir: Teoride esnektirler, teorik ve programatik saflığa önem vermezler, pratikte ise tavizsiz, keskin ve sekterdirler.

Yaptıklarının aksinin doğru olduğunu akılları almaz.

Bu ilkeyi genel olarak seçimlere uygulayalım.

Bir sosyalistin seçimlerde oy toplamak veya milletvekili çıkarmak gibi bir amacı olmaz. Onun derdi Seçim denen küçük olanağı kullanarak, kendi programını ve görüşlerini yaymak, seçimlerin yarattığı politizasyon atmosferinden yararlanarak ezilenlerin kendi öz örgütlenmeleri için çalışmaktır.

Dolayısıyla Oy ve Vekil konuları pratik ve taktik sorunlar olduğundan son derece esnek olmalıdır. Bu alanda her türlü taviz verilebilir, esneklik gösterilebilir.

Her türlü tavizin de bir tek koşulu vardır: vekil çıkarmasına yardım edeceklerimize, oy vereceklerimize karşı en keskin ve acımasız eleştiri hakkı ve görevi. Bunda zerrece taviz yok. Bu hakkı ve görevi ne zaman nasıl kullanacağımıza da biz karar veririz. Bu kadar.

Bu Türkiye’de zerrece anlaşılmaz. Birisiyle ittifak kurmak, birine oy verilmesini istemek, onun övülmesi veya eleştirilmemesi ile birlikte düşünülür. Sosyalistler için tam tersi geçerlidir ve geçerli olmalıdır. Hatta taktik ve pratik olarak ittifak yaptıklarına karşı daha acımasız ve sert eleştiri yapmak gerekir. Ne kadar yakınsa o kadar sert ve acımasız.

Bunu somut olarak Emek ve Özgürlük İttifakı’na uygulayalım. İttifakın Türk “Sosyalist” ortakları, kendilerine sosyalist dediklerine göre, HDP’ye şunu demelidirler:

“Bizim herhangi bir vekillik veya listede yer gibi bir talebimiz yoktur. Biz sizin belirleyeceğiniz adaylara oy vereceğiz ve oy verilmesini isteyeceğiz. Siz isterseniz bizleri hiç listelere almayın, ister dolgu maddesi olarak (örneğin seçilemeyecek yerlerde liste doldurup mesaj vermek için) kullanın. Tüm üyelerimiz emrinize amadedir. İstediğinizi, istediğiniz yerde istediğiniz gibi kullanın. Bizim bir tek koşulumuz var: eleştiri hakkımız ve görevimiz.

Örneğin HDP’yi demokratik programı olan bir parti olarak görmüyoruz. HDP demokratik özlemlerin toplandığı ama programı demokratik olmayan bir partidir. Çünkü örneğin Kürtlüğün tanınmasını, “statü” istiyor. Gerçek demokratik programı olan bir parti, Türklüğün de tanınmamasını, “statü”sün kaldırılmasını ister. Yani tıpkı gerçekten laiklik programı gibi, Aleviliğin ve Cem evlerinin tanınması değil, Sünniliğin ve Camilerin de tanınmaması ve o dine inananların kendi bağışlarına bırakılması, diyanetin kapatılması gibi. Din için geçerli olan bu talep Dil için de geçerli olmalıdır. Demokratik bir program böyle olur.

Biz hem tutarlı demokrasi isteyen bir programınız olmadığı için sizi eleştireceğiz, ama aynı zamanda halka sizden iyisi bulunmadığı için de size oy verilmesini de isteyeceğiz ve kendimiz de sizin daha çok oy almanız için canla başla çalışacağız.

Türk “sosyalisti” partilerin eğer sosyalist iseler demesi ve yapması gereken budur.

Ama onlar hepsi aslında kendileri de demokrat olmadıklarından, tıpkı büyük ortakları gibi, demokratik özlemlerin ifadesi olduklarından, demokratik bir programları olmadığından böyle bir eleştiri yapamazlar. Yapacakları ve yaptıkları açıktan veya üstü örtülü oy ve vekillik pazarlığıdır. Yani pratik ve taktiklerde sorun çıkarıcılıktır.

Olan biten her şey bu kadar basittir aslında.

Bu kadarı onların sosyalist kimlik veya iddiaları üzerinden.

Ancak gerçek bir sosyalist işin bir de ezen ulus ezilen ulus yanını hesaplayıp, çubuğu öbür tarafa büker.

Yani biz her ne kadar kendimize “Sosyalist” diyorsak da elimizde olmadan Türk’üz. Dilimizden dolayı bir baskı görmedik. Aksine bir imtiyazı yaşıyoruz. Bu imtiyazlı durumu biraz olsun dengeleyebilmek için de ayrıca örneğin HDP’ye yapılan baskılar karşısında, HDP örneğin bizim örgütsel ve hukuki olanaklarımızı istediği gibi kullanabilir. Bunun için hiçbir karşılık istemeyiz. Bizim görevimiz her şeyden önce Kürt halkının temsilcilerinin daha büyük oranda temsil edilmesi için yer açmak ve çaba göstermek olabilir.

Keza halka da şunu demelidirler. Bugün Kürtler bu ülkede eziliyor. Bu ezilmeyi dengelemek için Türkler içinde kendine demokratım diyenlere Kürt adaylara oy vermelerini, HDP’yi desteklemelerini öneriyoruz.

Böyle sözleri ve davranışları “Emek ve Özgürlük İttifakı”nın Türk “Sosyalist”i bileşenlerinden görebilecek ve duyabilecek miyiz?

Hiç sanmıyoruz.

Bu satırları da görmezden geleceklerdir.

16 Mart 2023 Perşembe

Demir Küçükaydın

demiraltona@gmail.com

Blog: https://demirden-kapilar.blogspot.com/

Youtube Kanalı: https://www.youtube.com/user/demiraltona

Podcast: https://soundcloud.com/demirden-kapilar

Kitaplarımızı İndirmek İçin:

https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg

https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA

https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin

Hiç yorum yok: