Sayın Buldan ve Sancar,
Bu mektubu “açık mektup” olarak yazmamın sebebi aynı zamanda
üzerinizde bir kamuoyu baskısı da oluşturmaya, sizi köşeye sıkıştırmaya ve
izlediğiniz çizgiyi değiştirmeye zorlamaktır.
Durum çok kritik ve siz, kendinizin ve temsilcisi bulunduğunuz hareketin de yenilgisine yol açabilecek ölümcül hatalar yapıyorsunuz ve böyle giderse daha ölümcüllerini yapacaksınız.
Bir yanlış anlamayı engellemek için şunu da ekleyeyim ki,
meşrebimce dostlar eleştirilir, düşmanlarla savaşılır, tutarsızlarla, yalpalayanlarla,
güce tapan ilkesizlerle vs. s ittifaklar yapılır. İttifaklar da somut işler ve
hedefler için yapılır. Dostlarla ittifak yapılmaz, dostlar eleştirilir. Dost ne
kadar yakın ise eleştirinin dozu o kadar sert ve acımasız, o kadar gaddar
olmalıdır.
Bu anlayışa uygun olarak, size, sizleri çok yakın gördüğüm
için, eleştirilerimin ve seçtiğim sözcüklerin sertliğini, acımasızlığını
dostluğumun bir nişanesi olarak alın.
*
Önce acilen birlikte atmanız gerekin iki adımı ifade edeyim.
1) Ayrı bir
aday göstermekten vazgeçin ve bunu derhal ilan edin.
2) Altılı Masa’ya
ve onların içindeki en anti demokratik, en HDP düşmanı ve aslında İktidarın ve devletin
en militer, güvenlikçi, yayılmacı
kanatlarının Altılı Masa içindeki uzantısı, beşinci kolu olan Akşener ve
Partisinin bile reddedemeyeceği bir ismi
veya isim belirleme yöntemini, (hiçbir görüşme veya tanınma gibi bir koşulu
öne sürmeden, başka hiçbir şey talep etmeden) Altılı Masa bu kişi veya yolu
kabul eder veya aday gösterirse, aday göstermeyeceğinizi, hiçbir şey talep etmeden bu adayı veya yolu
destekleyeceğinizi Altılı Masa’nın toplantısından
önce kamuoyuna açıklayınız.
3) Bunu
yapabilmek için gerekirse partinizin yetkili organlarını ve müttefiklerinizi
derhal olağanüstü toplantıya çağırınız.
*
Neden acilen böyle davranmanız gerekiyor?
Çünkü, derhal bu adımları atmayıp, böyle davranıp bugüne
kadar yaptığınız açıklamalar çizgisinde (“Bizimle görüşün ortak aday
belirleyelim, yoksa ayrı aday göstereceğiz” çizgisi) devam ederseniz, İyi
Parti’nin ve Akşener’in size ve dolayısıyla tüm muhalefete kurduğu tuzağa düşeceksiniz, daha doğrusu
düştünüz ve oradan çıkamayacaksınız.
Bir an için aklınızdan çıkarmamanız gereken bir gerçek var.
İyi Parti’nin amacı ve belirlediği acil hedef, Erdoğan’ın Yenilgisi değildir.
Devletin bugünkü politikaları için kendisinin Bahçeli’den daha iyi bir partner
olacağını göstermek ve partner olarak kabul edilecek güce ulaşmaktır.
Ne yazık ki, Muhalefeti destekleyen bütün analizciler,
yorumcular, gazeteciler bu açık gerçeğin üzerinden atlayarak, Akşener’in
amaçlarının hizmet eden basit birer araç oluyorlar.
Eğer amacı gerçekten Erdoğan’ı yenmek olsa, HDP gibi, desteği
kazanılmadığı takdirde Erdoğan’ın yenilemeyeceği bir partinin tecrit
edilmesini, o varsa biz yokuz demesini açıklamanın olanağı yoktur.
İyi Parti ve Akşener, demokrasi düşmanı ve HDP’nin düşmanı
olabilir ama Erdoğan’ı oradan
uzaklaştırmayı esas hedef belirlemiş olsa, pek ala bu hedefe ulaşmak için
düşman bildiği HDP ile geçici bir iş birliğinin yolunu tıkamaz ve onu devlet
politikasına uygun olarak muhalefet içinde tecrit etmeye çalışmazdı.
O halde, aydınların ve gazetecilerin kabul etmek ve ettirmek
istediklerinin aksine İyi Parti ve Akşener, Erdoğan’ın yenilmesini esas hedef
olarak benimsememekte, hatta Erdoğan’ın yenilmesini engellemek için Altılı Masa
içinde bulunmaktadır.
Bu iki kere iki dört edercesine açık bir gerçekliktir.
Bunun şöyle bir mantık sonucu da vardır: Akşener ve Partisi, nesnel
olarak sadece HDP’nin tecridi için değil, Erdoğan’ı yenebilmek için bir araya
gelmiş Altılı Masa’nın da yenilgisi için çalışmaktadır.
Şu an Altılı Masa, İyi
Parti’nin elinde bir rehine durumundadır.
*
Bu durumda HDP kurmaylarının, oyununun ne olduğunu doğru
tespit etmek, Akşener’in oyununu bozmak
ve onu kendi oyununa getirerek etkisiz kılmak için, nasıl bir yol izlemek gerektiğini acilen gündeme alması
gerekmektedir.
HDP tarafından şu ana kadar yapılan hamleler, yani “bizimle müzakere
edilmezse, biz cepte keklik değiliz, bizimle müzakere yapılmazsa biz de ayrı
aday gösteririz” şeklindeki açıklamalar, fiilen İyi Parti’nin ve Akşener’in oyununa
gelmektir ve onun hareket alanını çok genişletmiş,
seçimlerin kaderini İyi Parti’nin eline
vermiş bulunmaktadır.
Çünkü Akşener, Altılı Masa’ya HDP varsa biz yokuz türü
dayatmalar yaparak, sizi “cepte keklik” olmadığınızı gösterecek hamleler
yapmaya zorladı.
Siz de bu oyuna düştünüz ve böylece ilk turda aday göstereceğiz dediniz.
Bunu bir blöf olarak, bir taktik olarak, Kılıçdaroğlu’nun
aday gösterilmesini sağlamak için, onları sizinle görüşmeye zorlamak için,
söylemiş olsanız bile, Akşener’in eline ilk turda, adaylığını istediğiniz Kılıçdaroğlu’nun
adaylığını desteklemekten kaçması için bir silah verdiniz.
Yani aslında kendi gizli (kaldı ki Ahmet Türk gibiler açıkça
da ifade etti, Kılıçdaroğlu’nun aday olursa destekleneceğini) hedefinizi de
ulaşılmaz kıldınız.
Çünkü Akşener’in tuzağını daha rahat kurabilmesi için,
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını reddetmesi için yeni
bir bahane verdiniz.
Ona, “HDP ayrı aday çıkarıyor, bu durumda Altılı Masa ilk
turda ortak aday çıkarsa bile çoğunluk sağlanamayacağından, ilk turda çoklu
adayla seçime gidelim” bahanesini verdiniz.
Böylece “Kılıçdaroğlu aday olmasın kazanamaz” itirazını bile
kullanmasına gerek kalmayacak, çoklu adayla birinci turda Erdoğan’a karşı ortak
aday gösterememenin suçu HDP’nin sırtına yüklenmiş olacaktır.
Birinci oyuna geliş budur.
İkinci oyuna geliş de şudur.
Akşener ve partisinden çeşitli kişiler, daha önce çeşitli
biçimlerde, Kılıçdaroğlu’nun ortak aday gösterilmesine “kazanamayacağı”
gerekçesiyle karşı olduğunu ifade etti veya bu görüşü sızdırdı ama bunu hiç açık
bir görüş olarak ifade etmedi.
Ayrıca Erdoğan karşısında en çok oy alabilen Mansur Yavaş’ın,
eski ülkücü geçmişi nedeniyle, aslında gönlündeki aday olduğu gibi bir izlenimi
de yaratmaktan geri kalmadı.
Böylece sizi Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye ve Yavaş’a karşı bir
tavır koymaya zorladı.
Bunlar da düşünülmüş planlı hamlelerdi.
Ülkücü geçmişi olan Mansur Yavaş’ı gönündeki adaymış gibi
göstererek, HDP’nin onu desteklememesini bunu açıklamasını ve böylece Erdoğan
karşısında en güçlü adayın, adaylık yarışının dışına düşürülmesini sağlamayı
amaçlıyordu.
HDP, “Mansur Yavaş sözünün ardında durmadı” diyerek (Sanki
destekleneceği söylenen Kılıçdaroğlu durmuş gibi, Kılıçdaroğlu’nun yaptıkları
unutularak) Yavaş bizzat HDP tarafından yarışma dışına itildi. Kendi yapmak
istediğini size yaptırttı.
Bunun oyun olduğunu anlamak için başta belirttiğimiz şu gerçeği bir an için bile akıldan
çıkarmamak gerekiyor: Akşener’in Erdoğan’ın yıkılması gibi acil ve kesin
bir hedefi yoktur, aksine iktidarın muhalefet içindeki uzantısıdır, beşinci
koludur.
Yavaş, Erdoğan’ı yenebilecek tek isim olarak kalmışken,
böylece oyunun dışına itildi. Hem de bizzat Akşener’in oyununa gelen HDP
eliyle. HDP yine Akşener’in tuzağına düştü.
*
Gelelim Kılıçdaroğlu'na.
Bir yandan Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını söyleyerek,
ilerde Kılıçdaroğlu’nun tek aday gösterilmesinin yolunu tıkadığında
suçlanmamanın yolunu biz önceden uyarmıştık demek için açık bıraktı, diğer
yandan, HDP’nin, Akşener Kılıçdaroğlu’na karşıysa Kılıçdaroğlu’nu
destekleyelim, ondan yana ağırlık koyalım tuzağına düşmesini sağladı. HDP de bu
tuzağa düşerek, açık veya gizli, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyeceği
mesajını verdi.
Ama bu aynı zamanda Kılıçdaroğlu’na da HDP aracılığıyla
kurulmuş bir tuzaktı.
Çünkü HDP’nin bu destek sinyalini alan Kılıçdaroğlu böylece
başkan adayı ve başkan olma ihtirasını Altılı Masa’ya dayatabilmek için güçlü
bir gerekçe bulmuş oldu.
Bu durumda Altılı Masa toplantısında Kılıçdaroğlu,
bakanlıklar veya vekillikler vererek kendine angaje ettiği diğer küçük
partilerin desteğiyle de, bakın beni HDP de destekliyor ben adaylığımı
koyuyorum dayatmasını yapma tuzağına düşmüştür.
Ama Akşener ve İyi Parti gayet kolaylıkla, şimdiye kadar
kendilerini hiçbir şekilde bağlamadıkları için, rahatlıkla, biz başından beri
Kılıçdaroğlu’nun seçilemeyeceğini söyledik, bizzat bizim tabanımız Kılıçdaroğlu’na
iyi bakmıyor, bunu onlara kabul ettiremeyiz, onları sandığa götüremeyiz diyerek
ilk turda Kılıçdaroğlu’nun tüm muhalefetin ortak adayı olarak seçime gidilmesini
de engelleyebilecektir.
Ya da belki usulen kabul edip fiilen fazla bir destek
vermeyerek yine Erdoğan’ın kazanması gibi bir çizgi de izleyebilir. Çünkü İyi
Parti destekçileri oy vermediği takdirde, Kılıçdaroğlu yine kazanamaz. Kaldı
ki, tabanda gerçekten de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ciddi bir itiraz var.
Görüldüğü gibi, HDP’nin
a)
Yavaş’a oy vermeyiz
b) Ayrı aday
göstereceğiz
c)
Kılıçdaroğlu aday gösterilirse ortak adaya varız yönlü
açıklamaları Akşener’in eline şu silahları vermiş bulunuyor:
a)
HDP ayrı aday çıkarıyor nasıl olsa birinci turda sonuç
alamayız, çok adayla seçime girelim
b) Kılıçdaroğlu
kazanamaz, HDP oy vermeyeceğini söyledi Yavaş da kazanamaz. Bu durumda
a.
Yine ilk turda çoklu seçime gidelim en çok oy alacak
olanı gösterelim. (Kılıçdaroğlu ikinci tura kendisinin kalacağını
düşüneceğinden buna hiç itiraz etmeden kabul edebilir.)
b.
Ne yavaş ne de Kılıçdaroğlu kazanamaz, İmamoğlu’nu
gösterelim (Böylece son derece tutarsız, duruşu belirsiz, kaderi Erdoğan’ın iki
dudağının arasında bir aday olan İmamoğlu ile tüm muhalefetin sermayeyi kediye
yüklemesini sağlamak.)
c.
Kılıçdaroğlu’nun ortak adaylığını kabul etmek ama
fiilen üyelerini seferber etmeyerek, sürekli sorunlar çıkararak yine Erdoğan’ın
zaferini sağlamak.
Bütün bu akıl yürütmeler olasılıklar, Akşener ve Partisini
Erdoğan iktidarını gerçekten yıkmak isteyen bir Akşener ve İyi Parti olduğu
varsayımından hareketle hesap yapanlara saçma görünebilir
Ama bize düşen, Akşener ve partisinin, zerrece Demokrasi diye
bir derdi olmadığını ve buna bağlı olarak da Erdoğan’ı yenmeyi olmazsa olmaz
görmediğini bir an için bile olsun unutmamaktır.
Bu, gerçek olandır, verili olandır, gönülde yatan değildir.
O halde HDP bu oyunu bozmak için ne yapmalıdır?
*
Yazının başında dediğimiz gibi esas hedef, Akşener’in
oyununu bozmak ve onu kendi kurduğu tuzağa düşürmek olabilir.
Bu hala mümkün müdür?
Evet.
Nasıl?
HDP, önümüzdeki Altılı Masa toplantısından önce, şu kişi
ya da biçim kabul edildiği takdirde,
Altılı Masa’nın adayını ilk turda
muhalefetin ortak adayı olarak destekleyeceğini ve ayrı aday göstermeyeceğini
kamuoyuna açıklamalıdır.
Kişi veya biçim ne olabilir?
Kolaylık olsun diye Kişi önerisini önce belirteyim.
Kişi önerirken Akşener’i kendi oyununa getirmek, ona kaçacak
delik bırakmamak esas alınmalıdır. Keza Kılıçdaroğlu’nun da reddedemeyeceği bir
kişi olmalıdır.
Ortada bu özelliğe sahip bir tek kişi kaldı: Mansur Yavaş.
HDP, herkesi ters köşe yaparak, İyi Parti’nin ve CHP’nin
hayır diyemeyeceği Mansur Yavaş’ı, Altılı Masa aday gösterdiği takdirde
destekleyeceğini ilan etmesi, “Erdoğan’ın yenilmesi için, biz bize düşen
sorumluluğu göstererek, kendimize en yakın olanı değil, en uzak olanı, en geniş
kesimlerin oyunu alabileceği ve tüm anketlerin gösterdiği gibi kazanması en
kessin olduğu için Mansur Yavaş’ın adaylığını destekleriz ve aday göstermeyiz”
diyebilir ve demelidir.
Bunu dediği takdirde Akşener köşeye sıkışır. Eski bir ülkücü
olduğundan ve aslında hiç istememesine rağmen, kasıtlı olarak ister görünür izlenimi
yarattığından, Yavaş’ın Altılı Masa’nın adayı olmasına karşı çıkamaz. Köşeye
sıkışır.
Bu öneriye Kılıçdaroğlu ve CHP de karşı duramaz.
Çünkü Mansur Yavaş zaten CHP’li olduğu, HDP önerdiği ve İyi
Parti de kaçış yolu tıkanıp oy vermek zorunda olduğu için, bu iki partinin onay
verdiği bir adayın, seçileceği kesindir.
Böylece İyi Parti’nin bütün tuzağı bozulmuş ve kendi kurduğu
tuzağa düşürülmüş olur.
Böylece HDP, akıllıca bir hamleyle, hem muhalefeti yenilgiden
kurtarır, hem kendini yenilgiden ve düştüğü tuzaktan kurtarır, hem muhalefetin fiili
öncüsü olur, itibarı artar, İyi Parti’nin ve Devletin uyguladığı tecritten
kurtulur.
*
Eğer Yavaş’ı önermeyi geri adım atmak, tükürdüğünü yalamak
gibi değerlendirirseniz, bir isim vermeden halkın en geniş kesimlerinin
üzerinde en geniş kabul gösterdiği adayı bulmanın da bir yolu vardır. İsim
değil yol, yöntem önerisi yapmak isterseniz onun da yolu vardır ama bilinen
yollar gibi bir yol değildir.
Bu yolda hedef kimin ne kadar oy aldığını bulmak ve en çok oy
alanı bulmak değildir. En geniş ve birbirine çıkar ve konumca zıt toplum
kesimleri arasında üzerinde en geniş mutabakat olanı bulmaktır.
Bu yöntem ile ortaya çıkan adayı Altılı Masa’nın
desteklemesini ve kendinizin de bunu destekleyeceğini söyleyebilirsiniz.
Bu yöntem kime oy vereceksiniz anketi veya Erdoğan karşısında
en çok oy alacak olanın belirlenmesi değildir. Bu yöntemin sonucu zaten
biliniyor: Mansur Yavaş.
Üzerinde en geniş mutabakat olanı bulmanın yolu en az
reddedileni bulmaktan geçer. En az reddedilen üzerinde en geniş mutabakat
olandır.
Bunu tespit etmek de çok kolaydır.
Ayrıca bu yöntemde, adayları sınırlı tutmak da gerekmez. Adı
geçen ve ciddi ir destek alma ihtimali olan herkes yazılabilir adaylar arasına.
Örneğin Gül’den Babacan’a, Kılıçdoaroğlu’ndan Akşener’e, Selahattin Demirtaş’tan
Pervin Buldan’a, İmamoğlu’ndan Yavaş’a Erdoğan’dan Bahçeli’ye adı aday olarak
geçenlerin bir listesi yapılır.
Birkaç ciddi ve güvenilir anket şirketine, hassaslık derecesi
yüksek olarak şu anketi yapmaları sipariş edilir.
Her aday hakkında herkes ne kadar karşı olduğunu belirten bir
puan verir:
Örneğin
Karşı değilim = 0
(sıfır) puan
Az Karşıyım = 1
(bir) puan
Karşıyım = 2
(iki) puan
Çok Karşıyım = 3
(üç) puan
Kesinlikle Karşıyım = 4 (dört) puan
Türkiye’nin gerçek ortalamasını bir veya iki hata puanıyla
yansıtacak bu ankete katılanlardan tüm adaylara karşı olma derecelerini
yansıtan puanları vermeleri istenir. Herkes her aday hakkında karşı olma
derecesini yansıtan puanı verecektir.
Böylece adaylar içinde en az itiraz puanı alan, aynı zamanda
üzerinde en geniş mutabakat olan olarak ortaya çıkacaktır.
Bu yöntemin adı Oydaşma’dır.
Gerçekten çözüm ve uzlaşma noktasını matematik ve nesnel olarak belirleme
olanağı sağlar.
Eğer bu anketi yapmaları istenen ciddi ve güvenilir birkaç şirket,
gerçekten ciddi ve güvenilir ise, bugünkü gelişmiş tekniklerle artı eksi bir
veya iki puan farkıyla hepsinin benzer sonuçlara ulaşması kaçınılmazdır.
Dolayısıyla bu ortak sonuca göre halkın üzerinde en geniş mutabakat sağladığı
aday Muhalefetin adayı olur.
Bu biçim muhalefetin adayını, iktidarın seçmenlerini de
içeren bir örnekleme ile tüm yurttaşların belirlemesini sağlamış olacaktır.
HDP ve Altılı Masa’nın tek yaptığı Halkın üzerinde
anlaştığını aday olarak Erdoğan’ın karşısına çıkarmak olacaktır.
Eğer isim önermek size ağır gelecekse, böyle bir yöntem
önerin Altılı Masa’ya ve çıkanı kabul ederlerse, sizin de destekleyeceğinizi
ifade edin, açık çek verin.
Hepsi bu kadar.
Akşener buradan da kaçamaz. Kaçarsa kendi kaybeder. Kurduğu
tuzağa düşer.
Bizzat bu yöntemi uygulamanın kendisi bile Erdoğan’ın ayağının
altındaki toprağı çeker. Çünkü bu yöntemle sadece toplumun en geniş ölçüde
kabul gösterdiği değil, en geniş ölçüde kime karşı olduğu da ortaya çıkacaktır.
En çok karşı olunanların başında bugünkü parti liderleri
olduğu görülürse kimse şaşırmamalıdır.
*
Sayın Buldan ve Sancar,
Lütfen bu mektubu çöp sepetine atmayın.
Bir meczubun sayıklamaları olarak görmeyin.
Bütün geçmişim HDP’yi ve Kürt Hareketin desteklemek için
hemen hemen hepsi doğru ve haklı çıkan önerilerle doludur.
Lütfen üzerine düşünün.
Derhal organlarınızı ve müttefiklerinizi toplayın, tartışın
ve gerekli adımları atın.
Bu adımları attığınız takdirde hem HDP ve müttefikleri, hem Altılı
Masa, hem Erdoğan’dan kurtulmak isteyen yüzde altmış ve tüm halk için tek çıkış
yolunun bu olduğunu göreceksiniz.
Bu köprüden önceki son çıkıştır.
Bugün “Kürt sorunun halli”, “demokrasinin gelmesi” gibi
görevlerin gündeme alınmasının koşulları bile yoktur. Bugün bir tek acil görev
var. Bir yenilgiyi, bir hezimeti engellemek ve Erdoğan’ı orada uzaklaştırmak.
Bu henüz hiçbir sorunun çözülmesi anlamına gelmeyecektir. Ama sorunları çözebilmek
için bir mücadeleye girebilmek için en azından bir moral ve mücadele gücü
verecektir.
Bugün yakalanacak tek bir halka vardır çekilecek: Erdoğan’ın
yenilmesi.
Bu acil görevi başarmak, bu ana halkayı çekmek için yapılması
gerekenler bunlardır.
Çok basit.
Basit olduğu kadar da zor.
Zorluğu görülen tuzağı görmekten ve tuzağı bozmak için
gereken davranışlara cesaret edebilmekten doğuyor.
Dostlukla
25 Ocak 2023 Çarşamba
Blog: https://demirden-kapilar.blogspot.com/
Youtube Kanalı: https://www.youtube.com/user/demiraltona
Podcast: https://soundcloud.com/demirden-kapilar
Kitaplarımızı İndirmek İçin:
https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg
https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA
https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder