Kobane Kuşatmasının başından beri yazdığımız birçok yazıda
Kobane’nin düşebileceğine ilişkin ABD generalleri beyanlarının bir durum saptaması değil, birer tehdit olduğunu yazıyorduk.
Örneğin daha birkaç gün önce yazdığımız “Bir
Resim İki Haber” başlıklı yazıda, şöyle diyorduk:
“Günlerdir, ABD
generallerinin “Kobane düşebilir” beyanlarının bir durum saptaması değil bir
tehdit olduğunu, isterse ABD’nin IŞİD’i oraya yaklaştırmayabileceğini ve tek
başına YPG’nin bile böyle bir destekle ve silah yardımıyla IŞİD’i Kobane Kantonu’ndan
bile çıkarabileceğini yazıyorduk.
Dünkü yazıya da şöyle
başlamıştık
“Kobane’nin askeri
olarak IŞİD’in eline geçmesi, yani “düşmesi” olasılığı artık neredeyse
sıfırdır.”
Çünkü artık ABD ve
müttefikleri Türkiye ve Barzani, Kobane’yi düşürmüşlerdi.
Tahminimizde
yanılmamışız.
Amerika resimlerin
diliyle Kobane artık düşmeyecek garantisini verdi.
Kobane’nin düşmeyeceği
bugün kocaman bir resimle dünyaya ilan edildi.
IŞİD’in ele geçirdiği
Til Şer tepesi öyle bir bombalandı ki, tepe neredeyse haritadan silindi ve bu
bombanın patladığı anın resmi bütün dünyaya servis edildi.
ABD böylece mesajını
vermiş bulunuyor. Kobane artık düşmeyecek. Yarın bir ABD’li General Kobane’nin
düşme tehlikesi yok diye bir beyanat verebilir. Ama zaten beyanata ihtiyaç da
yok.
300 Peşmerge
(Barzani’nin dengesi) 1300 ÖSO savaşçısı (Türkiye’nin dengesi) zaten birkaç bin
olan Kobane kahramanlarını kımıldayamaz durumda rehin tutmaya yeter.
Kobane Kahramanları
istedikleri kadar bizim insana değil, silaha ve bombardımana ihtiyacımız var
desin. Dediklerini kimse duymaz. Duymayacaktır.
Bombardımanın resmine
iyi bakın.
Bu resim ve bu
şiddetli bomba, haritadan tepenin neredeyse silinmesi, IŞİD’e bir mesajdır.
Burayı sana yedirmeyeceğim mesajıdır. Cengiz Çandar’ın ABD’nin Erbil’de verdiğini
söylediği, siyasi Mesaj’ın bir benzeridir.
IŞİD ve başındaki eski
Baas’çı subaylar, bu mesajların verdiği dili iyi bilirler.
Bu arada IŞİD’in
Kobane kuşatmasına son verip geri çekildiğini de duyarsak şaşırmayalım.”
Yazıda General böyle demese de olur, zaten ABD eylemle demiş
diyorduk.
Ama ABD’li General ne olur ne olmaz belki vücut dilinden
anlamıyorlardır diye bir de sözle söylemiş:
*
Peşmerge’nin geçişinin fazla bir askeri önemi olmadığı,
bizzat YPG’nin sözcüsü Polat Can tarafından ifade edilmişti:
“Evet, peşmerge
kardeşlerimizin YPG’nin yanında yer alıp Kobanê’de savaşması takdir edilesi bir
şey fakat 150 kişinin bir birlik oluşturmayacağı unutulmamalı, bu en fazla bir
askeri takım olabilir. Askeri olarak çok büyük bir etkisi yok.” (Bakınız: YPG
sözcüsü: Peşmerge gücünün büyük etkisi yok)
Hal böyleyken ABD’li General John Allen, "Kobani'nin IŞİD'in eline düşeceğini
düşünmüyoruz. Peşmerge güçlerinin kasabaya girişi bunu önleyecek” demiş.”
El Cezire’nin verdiği habere göre. (Bakınız: 'Peşmerge
Kobani'nin düşüşünü önleyecek')
Nasıl oluyor da askeri bakımdan dengeleri değiştiremeyecek
bir güç Kobani’nin düşüşünü engelliyor?
Açık ki bu da bir durum
saptaması değil, bir garantidir.
ABD, Kobani’nin düşüşüne müsaade etmeyeceğim diyor.
*
Görüldüğü gibi ABD’li generallerin “Kobani düşebilir”
beyanlarının, apaçık bir şekilde YPG’ye ve Kobane’de savaşanlara bir tehdit
olduğu; onlara bir şeyleri kabul ettirme için söylendiği kanıtlanmış bulunuyor.
Yoksa askeri bakımdan önemli olmayan bir güç nasıl olar da
dengeleri böyle değiştirebilir?
Peki, neye razı edilmeye çalışılıyordu YPG?
Rojava’ya ve KCK’ya kabul ettirilmeye çalışılan neydi?
Bu soruyu sormalıdır herkes.
Bu soruyu sormalıdır herkes.
Kabul ettirilen nedir?
Ne değişti?
Ne değişti?
Bu soruları sormayanın olayları anlama gibi niyeti ve isteği
yok demektir.
*
Doğrusu beklemiyorduk, zaten mesaj verildi, böyle demese de
olur diyorduk.
Ama general dedi.
Şimdi de IŞİD’in mesaj alındı diyerek, Kobane’den geri
çekilişini veya kuşatmaya son vermesini beklemeli mi?
30 Ekim 2014 Perşembe
Demir Küçükaydın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder