tag:blogger.com,1999:blog-31615273996023992052024-03-18T13:43:08.105+03:00Demir'den KapılarUlussuz, Eşitlikçi ve Dayanışmacı Bir Dünya İçinDemir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.comBlogger954125tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-39449349596266994922024-03-18T13:42:00.001+03:002024-03-18T13:42:16.007+03:00Tom Dowling’in Anısına<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5hrBa8NJX2GXlYxcpQv8oAWv2p5TCnmrGmvMLBQdZL4WF-B3MWh_Vj34dHHclx8jqcbN1orPfJLI8xO0Ok-ZltiOHsGzhYk-Nj60TV1lNdmw-Slla7l4yzEfOPugbXOyFKmxB_h0Q0yIPKJ9cStubbG7RnVRPiH5YJ6OLVygP6Mba5uENljivdiMNhkU/s960/Tom%20Dowling.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="690" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5hrBa8NJX2GXlYxcpQv8oAWv2p5TCnmrGmvMLBQdZL4WF-B3MWh_Vj34dHHclx8jqcbN1orPfJLI8xO0Ok-ZltiOHsGzhYk-Nj60TV1lNdmw-Slla7l4yzEfOPugbXOyFKmxB_h0Q0yIPKJ9cStubbG7RnVRPiH5YJ6OLVygP6Mba5uENljivdiMNhkU/s320/Tom%20Dowling.jpg" width="230" /></a></div>Tom’un ardından birkaç söz etmek istedim. Bunu kardeşimin
eşi olduğu için istemedim. Kardeşim’in eşi olması Tom gibi bir insanı tanımama
vesile olmuştur.<p></p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tom’un bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">işçi</i>,
bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">öncü işçi</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bir sosyalist</i> ve<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> bir insan</i>
olarak önemi ve değeri hakkında birkaç söz etmek istedim.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çok istememe rağmen Tom’la yakından tanışmak mümkün değildi.
Aradaki dil bariyeri buna engel oluyordu. Ama hakkında duyduklarım, evde
gördüklerim, Tom’un çok özel bir insan oluğu düşüncesini bende uyandırmıştı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Örneğin Tom’un çok zengin bir kitaplığı vardı. Yani kendini
yetiştirmeş entelektüel bir işçiydi. Şu an bulunduğum yerden kitaplara
bakıyorum ve gözüme ilişenlerden birkaçı şunlar:</p><o:p></o:p><p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mario Vargs Llosa –
The Notbooks of Don Rigoberto<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Mario
Vargs Llosa - Don Rigoberto'nun Not Defterleri)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">William Shekespare
-<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Julius Cesar<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>William Shekespare - Julius Cesar)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">International Socialism<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>- 52<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Uluslararası
Sosyalizm – 52)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Norman Invasion on
Ireland<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>İrlanda'da
Norman İstilası)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Big History<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Büyük
Tarih)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">The Labour Party – A
Marxist History – Tony Cliff<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>İşçi
Partisi - Marksist Bir Tarih - Tony Cliff)<span></span></p><a name='more'></a><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i><p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Essays in the History
of Ideas<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Fikirler
Tarihi Üzerine Denemeler)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Holy Bible<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Kutsal
Kitap)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Irish Verse<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>İrlanda
Şiiri)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Complete Works – W.
Shekespare<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Complete
Works - W. Shekespare)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Food in History<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Tarihte
Yemek)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">State Capitalism in
Russia -Tony Cliff<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Rusya'da
Devlet Kapitalizmi -Tony Cliff)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">E. P. Thompson – The
Making of the English Working Class<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>E.
P. Thompson - İngiliz İşçi Sınıfının Oluşumu)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">James Connolly –
Selected Writings<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>James
Connolly - Seçme Yazılar)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Frank Delanet – James
Joyce’s Odyssey - <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Frank Delanet
- James Joyce'un Odyssey'i) <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="margin-left: 5.65pt; tab-stops: 266.8pt; text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">The Complete works of
Willam Shakespare<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>(</i>Willam
Shakespare'in Bütün Eserleri)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal">Ve daha bunlar gibi her konuda yüzlerce kitap.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kanımca sırf bu birkaç kitabın ilgili oldukları alanların
çeşitliliği bile, Tom’un nasıl özel bir insan olduğu hakkında bir fikir verir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama Tom sadece kendini yetiştiriş bir işçi değildi, bir öncü
işçiydi ve bir sosyalistti, işçi örgütlenmelerinde bulunmuş, mücadelere
katılmış bir insandı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu dünyadaki baskı ve sömürüye karşı mücadelelere katılmış
bir insandı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Zaten böyle bir yanı olmasaydı muhtemelen entelektüel ve
teorik olarak kendini geliştirecek bir motivasyonu da olmayabilirdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama ben Tom’un bütün bunarı kapsayan ve bunlardan ayrı
düşünülemeyecek başka bir yönüne, onun örnek bir insan oluşuna, insan olarak
bizlere kattığına değinmek istiyorum. Çünkü bu katkı kolay anlaşılmayabilir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">En değerli şeylerin değerini ancak onları kaybettiğimizde
anlarız. Sağlık gibi, sevdiğimiz yakınlarımız gibi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama bazı şeyler vardır ki, onların değerini anlamak için,
onların yokluğunda dünya nasıl olurdu diye, daha geniş ve derin bir bakış
gerekir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ne demek istediğimi anlatabilmek için bir metofora baş
vurmak istiyorum. Ki başvurduğum metafor da başka bir metafora dayanıyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Doğa tarihi üzerine birbirinden harika denemeler yazmış
paleantolog ve biyolog, Stephen Jay Gould, canlılaın tarihinin kaseti yeniden
çalınsa bugün başka bir şarkıyı dinliyor olurduk, örneğin omurgalılar ve insan türü
olmayabilirdi diye bir tezi savunur. Bu tezi açıklayabilmek için de kendisi Frank
Capra’nın <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Harika Bir Hayat</i> (1946)
isimli filmine başvurur.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">En iyisi burada sözü Stephen Jay Gould’a bırakayım.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Olasılığın en büyük
ifadesi (...) Frank Capra'nın başyapıtı It's a Wonderful Life'ın (1946)
sonlarına doğru gelir. George Bailey (Jimmy Stewart), temel ahlak anlayışı
gereği ailesine ve kasabaya destek olmak için kendi kişisel hayallerini
ertelemek zorunda kaldığından, kendine değer vermeyen bir hayat sürmüştür.
Güvencesiz inşaat ve kredi derneği, kasabanın dazlak ve soyguncu baronu Bay
Potter'ın (Lionel Barrymore) entrikalarıyla iflasa sürüklenmiş ve
dolandırıcılıkla suçlanmıştır. George çaresizlik içindeintihar etmeye karar
verir, ancak koruyucu meleği Clarence Odbody, George'un namusunun hemen intihar
etmek yerine bir başkasının kurtarılmasını gerektireceğini bildiğinden, önce
kendini suya atarak müdahale eder. Clarence daha sonra George'u doğrudan yoldan
neşelendirmeye çalışır: "Yaptığın her şeyin farkında değilsin"; ama
George cevap verir: "Ben olmasaydım herkes çok daha iyi durumda olurdu....
sanırım hiç doğmamış olsaydım daha iyi olurdu."<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Koruyucu meleği Clarence,
bir anlık ilhamla George'un dileğini yerine getirir ve ona Bedford Falls
kasabasındaki yaşamın, kendisinin yokluğunda yeniden oynatılan alternatif bir
versiyonunu gösterir. Bu on dakikalık muhteşem sahne hem sinema tarihinin en
önemli olaylarından biridir hem de olumsallık ilkesinin şimdiye kadar
karşılaştığım en iyi örneğidir - kasetin yeniden oynatılması tamamen farklı ama
aynı derecede mantıklı bir sonuç verir; küçük ve görünüşte önemsiz
değişiklikler, George'un yokluğu da dahil olmak üzere, biriken farklılıkların
basamaklarına yol açar.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">George'un olmadığı
tekrardaki her şey, kişilikler ve ekonomik güçler açısından mükemmel bir anlam
ifade etmektedir, ancak bu alternatif dünya kasvetli ve alaycı, hatta
acımasızdır, oysa George, görünüşte önemsiz olan kendi yaşamıyla, çevresine
nezaket ve yararlanıcıları için eşlik eden başarı aşılamıştır. Küçük kasaba
Amerika'sının cennet gibi bir parçası olan Bedford Falls artık barlar, bilardo
salonları ve kumarhanelerle doludur; adı Pottersville olarak değiştirilmiştir,
çünkü Bailey Building and Loan George'un yokluğunda iflas etmiş ve vicdansız
rakibi mülkü devralmış ve kasabanın adını değiştirmiştir. George'un düşük
faizle ve sonsuz borç affıyla finanse ettiği küçük evlerden oluşan toplulukta
şimdi bir mezarlık bulunuyor. George'un amcası iflasın çaresizliği içinde bir
akıl hastanesindedir; annesi sert ve soğuk, fakir bir pansiyon işletmektedir;
karısı kasaba kütüphanesinde çalışan yaşlanmış bir kız kurusudur; batık bir
nakliye aracında yüz adam ölü yatmaktadır, çünkü kardeşi George onu
kurtaramadan boğulmuştur ve asla gemiyi kurtaracak ve Onur Madalyası kazanacak
kadar büyüyememiştir.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kurnaz melek davasını
pekiştirdikten sonra olasılık doktrinini açıklar: "Tuhaf, değil mi? Her
insanın hayatı başka hayatlara dokunuyor ve o etrafta olmadığında korkunç bir
boşluk bırakıyor, değil mi? ... Görüyorsun George, gerçekten harika bir hayatın
oldu.</i>"<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sanırım Tom’un hayatı da bu anlamda harika bir hayattı,
hayat ona birçok kötü sürprizler hazırlamış olmasına rağmen.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tom’un olmadığı bir dünya bugünkünden daha kötü olurdu.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bizler o daha az kötülüğün olduğu dünyanın içinde
yaşadığımız için, tıpkı sağlıklı bir insanın sağlıklı olmanın değerini aklına
getirememesi gibi, bunu pek göremeyiz.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tom’un esas büyük değeri ve katkısı, kanımca bir işçi, bir
sosyalist ve insan olarak, bu dünyanın daha kötü bir yer olmasını engelleyen
hayatındadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sözlerime yine bir konuyla bağlantılı <i style="mso-bidi-font-style: normal;">John Donne</i>’un bir şiiriyle son vermek istiyorum:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #222222; font-family: "Noto Serif",serif; font-size: 15pt; line-height: 120%;">Hiç kimse
tek başına bir ada değildir. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #222222; font-family: "Noto Serif",serif; font-size: 15pt; line-height: 120%;">Dünyanın bir parçasıdır herkes… <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #222222; font-family: "Noto Serif",serif; font-size: 15pt; line-height: 120%;">Herhangi bir insanın ölümü benden bir şeyler
eksiltir<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #222222; font-family: "Noto Serif",serif; font-size: 15pt; line-height: 120%;">çünkü iç içeyim tüm insanlıkla.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #222222; font-family: "Noto Serif",serif; font-size: 15pt; line-height: 120%;">Onun için çanların kimin için çaldığını sorup
durma:<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><em><span style="background: white; color: #222222; font-family: "Noto Serif",serif; font-size: 15pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-theme-font: major-fareast;">Çanlar senin için çalıyor</span></em><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #222222; font-family: "Noto Serif",serif; font-size: 15pt; line-height: 120%;">.</span>.”<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p> </o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">“No man is an
island,<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Entire of itself;<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Every man is a piece of the continent, <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">A part of the main.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">If a clod be washed away by the sea,<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Europe is the less,<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">As well as if a promontory were:<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">As well as if a manor of thy friend's<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Or of thine own were.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Any man's death diminishes me,<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Because I am involved in mankind.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">And therefore never send to know for whom the bell tolls;<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span face=""Calibri",sans-serif" style="font-size: 16pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">It tolls for thee.”<o:p></o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Anısı hepimize örnek olsun.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Demir küçükaydın<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">18 Mart 2024 Pazartesi<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Londra<o:p></o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-44036054469578290962024-03-14T00:54:00.003+03:002024-03-14T00:56:44.403+03:00Mustafa İlker Gürkan’ın (M1’in) Ardından<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZmKFdOsoOVjkO3Dan6HtCovQZpwYtkIciBNP6rGlznQNoyWCtI_Ew0dxFufwq0Qfy6zKKEXe3ZF22_EoE___CF1l5wsrR3PwEEaRm5hLjfbQYPnSxaIwOq7uTuw4yos92g4iXfdgnAbwgNQa1zny0YHzaLZIgeIQ4OZ2PjjVIja5y7vNfJmtSYd55L5g/s720/IMG-20200505-WA0001.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="512" data-original-width="720" height="228" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZmKFdOsoOVjkO3Dan6HtCovQZpwYtkIciBNP6rGlznQNoyWCtI_Ew0dxFufwq0Qfy6zKKEXe3ZF22_EoE___CF1l5wsrR3PwEEaRm5hLjfbQYPnSxaIwOq7uTuw4yos92g4iXfdgnAbwgNQa1zny0YHzaLZIgeIQ4OZ2PjjVIja5y7vNfJmtSYd55L5g/s320/IMG-20200505-WA0001.jpg" width="320" /></a></div>Birkaç gün önce Mustafa İlker Gürkan’ın oğlu, babasının
Facebook hesabında şunları yazmıştı:<p></p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Merhabalar, ben
Alican Gürkan. Mustafa İlker Gürkan'ın oğluyum ve buradan babamın sağlık
durumunu paylaşacağım. Babam yaklaşık 2 hafta önce karaciğerinde metastaz
yapmış kanser teşhisi ile hastaneye yatırıldı. Yapılan tetkikler sonucunda
pankreas kanseri olduğu tespit edildi ve tedavisine başlandı ancak tedavinin
yan etkileri nedeniyle tedavisi durduruldu. Şu anda Bodrum Acıbadem
Hastanesinde yatmakta ve durumu takip edilmekte. Sağlık durumu ve gelişmelerle
ilgili size buradan bilgi vereceğim. Görüşmek üzere.</i>”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İki gün sonra 29 Şubat’ta şu umutsuz haberi verdi:<span></span></p><a name='more'></a><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Merhaba, Mustafa
İlker Gürkan'ın sağlık durumu iyi değil maalesef. Pankreas kanserinin
ilerlediği ve çeşitli organlara metastaz yaptığını söylemiştim. Karaciğerindeki
metastazların yaygın olması nedeniyle karaciğer fonksiyonları oldukça zayıf.
Doktorlar bu aşamadan sonra yapılabilecek bir şey olmadığını, tedavinin yan
etkilerini kaldıramayacağını ve tedavinin etkisiz olacağını belirttiler. Kesin
bir süre veremiyorlar ancak hazırlıklı olmamızı istiyorlar. Karaciğer
enzimlerinin bozuk olması ve metastazlar nedeniyle iletişim kurmakta
zorlanıyor. Bu nedenle günde en fazla iki ziyaretçi kabul edebiliyor. Sizlerden
ricamız ziyaret etmek isterseniz ortak arkadaşlarınızla görüşüp ziyaret edecek
kişiyi siz belirlemeniz ve bize bildirmeniz. Daha önce de dediğim gibi herkesin
iyi dileklerini kendisine iletiyorum. Bir gelişme olduğunda yine sizi haberdar
edeceğim. Görüşmek üzere.</i>”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">En sonunda da babasının vefat ettiğini yazdı:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mustafa İlker Gürkan
08.03.2024 saat 00:50'de gelişen komplikasyonlar sonucu hayatını kaybetmiştir.
Cenaze merasimi ile ilgili detaylar daha sonra paylaşılacaktır. Hepimizin başı
sağolsun.</i>”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Eğer Türkiye’ye gidebilseydim veya orada olsaydım bugün
karşı saflarda olmamıza rağmen, eski bir arkadaşı ve yoldaşı olarak M1’e veda
etmek isterdim.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama gitmem mümkün değil.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hiç olmazsa, bir yazı ile olsun, Mustafa İlker Gürkan’a
(M1’e) veda etmem gerekir diye düşünüyorum.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aslında bu işi yapabilecek son kişiyim. Gürkan’a hem arkadaş
olarak, hem ideolojik olarak yakın çok insan vardır. Ben ne yakın bir arkadaşı
idim ne de ideolojik ve politik olarak büyük bir yakınlığım vardı. Hele son
yıllarda nesnel olarak karşı saflarda sayılırdık. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama öyle görülüyor ki, standart baş sağlığı mesajları
ötesinde kimse bir şey yazmayacak.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Belki örneğin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrimci
Öğrenci Birliği</i>’nden, Mustafa Lütfü Kıyıcı (M2) bir şeyler yazar diye
umuyordum.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama Kıyıcı da sanırım, aralarındaki nedenini ve nasılını bilmediğim,
ama tahmin ettiğim, kırgınlıklar nedeniyle, Gürkan’ın adını anmadan Facebook
sayfasında şöyle bir paylaşım yapmış:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">"<i style="mso-bidi-font-style: normal;">İnsanlar doğar,
büyür, yaşar ve ölürler". Önemli olan yaşadığı süre içinde olumlu ve
övünülecek deneyimler bırakabilmek ve iyi duygularla anılabilmektir. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">İyi/kötü ortak
anılarımız olan, bir arkadaşımız evrene göç etti. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Başımız sağ olsun.
Ailesine ve sevenlerine sabır ve metanet dilerim..</i>”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">DÖB’lü diğer arkadaşların yazmaya yatkın olmadığını sanıyorum.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu durumda galiba iş başa, yani zurnanın son deliğine düşüyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Gürkan’a son bir yazıyla olsun veda etmek gerekiyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir zamanlar Deniz’le birlikte, DÖB’ü kurmuş, İstanbul’da
öğrenci hareketinin iki önderinden biri olmuş bu insanın, sessizce
uğurlanmasına gönlüm razı değil. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Politik ve ideolojik olarak siperlerin karşı saflarında
bulunmamıza rağmen ve de tam da öyle olduğu için.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yeni kuşaklar bunu anlamayabilirler. Ama biz klasik Marksizm
geleneğinden gelen insanlar olarak, en sert ayrılıkların bile eski dostlukları,
insani ilişkileri yok saymasına yol vermezdik ve vermemeliyiz.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çünkü, karşındaki insanı, prensip olarak herkesi iyi niyetli
olarak kabul esastır. İnsanlar iyi niyetlerine rağmen nesnel olarak çok karşı
pozisyonlarda olabilirler. Bu nedenle en sert eleştirilerimiz bile niyetlere
değil, nesnel konumlara, savunulan fikirlerin yol açacağı nesnel sonuçlara
ilişkin olur ve öyle olmalıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Karşı taraftaki insanın iyi niyeti veri kabul edildiğinde ise,
o zaman, onu ikna etmek, yanlış olduğunu düşündüğümüz görüşlerini
değiştirebilmek için hala bir olanak var demektir. Ve bu değişim için uğraşmak
görevdir de. Eğer onun görüşlerini yanlış görüyorsan onu yanlışıyla baş başa
bırakamazsın, bırakmamalısın.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama bir insan için iyi niyetli olmadığı gibi bir ahlaki
rezerv var ise, (ki bu gibi bir hüküm, o insanı silmek anlamına geleceğinden,
çok ciddi ve kesin deneylerin yaşanmış olması gerekir) zaten insani olarak
ilişki kesilir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ya da uzaktan, mesafeli
diplomatik bir nezaket ilişkisinden öteye gidilmez. İnsan değer verdiklerini
eleştirir, tartışır ki onu yanlışlarından kurtarabilsin. Değer verilmeyenlerle
tartışmak anlamsızdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bugün ise, siyasi veya ideolojik her hangibir ayrılığa,
daima ahlaki bir düşkünlüğün eşlik ettiği gibi bir yaklaşım var.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Böyle bir yaklaşım, karşı tarafı siyasi ve teorik değil,
ahlaki kriterlerle eleştirmeyi zorunlu bir sonuç olarak getiriyor ve ideolojik
ve teorik tartışmanın yerini kişisel ve ahlaki tartışma ve ithamlar alıyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama bu aynı zamanda politik mücadelede, en karşı bilinen
saflardan bile insan kazanmanın, insanları en azından tarafsız veya hayırhah
bir pozisyona çekmenin de yolunu tıkayarak tam bir kastlaşmaya yol açıyor. Ve
işte tam da ahlaki eleştiriler, nesnel olarak ahlaksızca bir sonuç veriyor,
çünkü ezlenlerin mücadelesine zarar veriyor nesnel olarak.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ahlaklı olmak ezilenlerin mücadelesine nesnel olarak zarar
vermemekle mümkündür.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Klasik Marksist gelenekten iki örnek verilebilir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lenin ölümünden önce hastalığı sırasında, İkinci Kongre’deki
Bolşevik-Menşevik bölünmesinde karşı tarafın öncüsü durumundaki Martov’u
soruyor “Martov da hastaymış” diye merak ediyordu. Martov da, Lenin’in Alman
Genel Kurmayının kurşunlu vagonuyla Rusya’ya gelişinden dolayı Lenin’e Alman
ajanı diye saldıranlara karşı Lenin’in davranışının taktik bir uzlaşma olduğunu
söyleyerek karşısında olduğu Lenin’i savunuyordu.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Diğer örnek konuyu doğrudan tartışan Kıvılcımlı’dan.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Örneğin Kıvılcımlı, Kerim Sadi veya Nazım Hikmet için “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizmin Kalpazanı</i>” gibi ağır
sıfatlarla saldırdığı polemikler yazmıştı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama ben bizzat 1970 yılında, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalist</i> gazetesinin bürosunda, Kerim Sadi ve Kıvılcımlı karşılaştıklarında
nasıl birbirlerine sarılıp, genç kuşağı anlamadıkları üzerine (Özellikle
Aydınlıkçıların Osmanlı’dan kalma Rus ve Moskof düşmanlığını okşayan, Sovyet
düşmanlığını kast ederek) devletin yıllarca yapamadığını, şimdiki gençlerin
nasıl yaptığı üzerine, sonraki kuşağı çekiştirdiklerini görmüştüm.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Benim şahitliğime de gerek yok. Kıvlcımlı bizzat kendisi daha
henüz 68 hareketi ortaya çıkmadan önce, ortalıkta sadece TİP ve YÖN var iken, şunları
yazmıştı:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">TİP ve YÖN gibi yeni
güçler yanında ESKİ Sosyalistlerin “Kaç tümeni var?” demiyelım. Eski adsız
birikimin mirasyediliğine düşeriz. Fincancı katırlarını ürkütme bahanesi de
çağını yitirdi. Nitekim şimdi başka bahane uyduruluyor: Eskilerin kırgınlıkları
ile yeni kuşakların kulak tozları, hatta ödleri patlatılmak isteniyor. Aşağısı
sakal, yukarısı bıyık diye tükürülmediğinden cüretlenilmesin. Hikmet
Kıvılcımlı: Nâzım Hikmet’e ve Kerim Sadi’ye ağır saldırmış… Kerim Sadi:
Hikmet’e ve Nâzım’a verip veriştirmedik şey bırakmamış. Nâzım, daha “şâirane”
sözü gümüş sayıp, davranış altınlarıyla onlara taş çıkartmış.. Bu, madalyanın
bilinen bir yüzüdür.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kimsenin bilmediği,
bilenlerinse, yeni kuşaklardan sakladıkları madalyanın inanılmaz öbür yüzü
vardır: O “üç silâhşör” Eski sosyalist, birbirlerinin yaraladıkları ölçüde
sevmeyi öğrenmişlerdir. Teoride ve pratikte birbirlerinin yanlışlarını yalın
kılınç delik deşik etmekte gözlerini kırpmayan bu üç insan, ilk buluşmalarında,
çocuksu şen kahkahalarla kucaklaşmaktan bir gün geri kalmamışlardır. Özellikle
Eski Sosyalistler bu bakımdan, yeni sosyalistlerarası bağlılıklarda maya rolünü
oynıyabilirler. Yeni kuşaklara, kişisel deve kinleri ve sülâle kan dâvaları
yerine bu eski sosyalist kardeşlik mayası aktarılabilir.</i>”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Keza Nazım’ın şiirlerinde Doktor’u, Doktor’un anılarında
nasıl Nazım’ı kolladığı bir başka örnektir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir başka örnek de Mihri Belli ve Kıvlcımlı’dır.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bugün yeni kuşaklar bu gelenekleri pek bilmiyor. Bilenler de
unutmayı tercih ediyor ya da bu gelenekleri bilen ama aşağıda görüşleri
alıntılanan arkadaş gibi, bunların terk edilmesi gerektiğini savunabiliyor. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve bunu savunurken de psikolojik ve ahlaki bir eleştiriye
kolayca kayabiliyorlar. Bir örnek:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">"<i style="mso-bidi-font-style: normal;">hakikat
fikirlerin çarpışmasından doğar" kıvamındaki hegelci ve sözde diyalektik
gerekçelerle 150 yıldır devam eden bir üslup sorunuyla malul marksizm ve
dünyanın her yerinde 99 parçaya bölünmüş olmasında da bu tartışma üslubunun
payı var.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">marksizmin marksist
eleştirisi merakı olan senin de bu sorunu görmek istememen ustalarla aynı
sebepten. tartışmanın harareti ve şehvetine kapılıp ağzına geleni söyleme
lüksünden vazgeçmek istemiyor hiç kimse. ulvi teorik ve politik meseleler
tartışan insanların kahvehanedekiler gibi "hakikat" için değil
"benlik" için tartıştıklarını kabul etmek zor geliyor muhtemelen.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">marksistlerin çok
derdi var şol dünyada ama işbu "kıyasıya polemik" geleneğindeki
iletişim tarzıyla herhangi bir derde değil derman bulmak üstüne ortak konuşabilmeleri
dahi mümkün olamayacak.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">seçim öncesi
yazdıklarını okumuş ve katılmamış biri olarak sana geri bildirim vermeye dahi
kalkmadım çünkü dinleme ihtimalini görmedim.</i>”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ben ise, bölünmelerin nedenini, tartışma üsluplarında,
kişisel sorunlarda veya ahlaki veya psikolojik zaaflarda değil, dünyada genel
olarak muhalif hareketlerin gerileme sürecinde olmasına, ama özünde de
Marksistlerin, programsızlığında ve kısmen de buna bağlı olarak ortaya çıkan
muazzam gerileme ve yenilgilerde görüyorum.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çünkü yükselen bir hareket birleşme eğilimlerini de besler
ve yükseliş dönemlerinde bölünmeler bir arınmaya (katharsis) ve enerjiyi karşı
tarafa yöneltme imkanına da yol açar.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Her bölünme veya birlik somut olarak ele alınmayı gerektirir.
Kategorik olarak birlik iyidir veya bölünme kötüdür diye bir yaklaşam temelden
yanlıştır. Böyle bir yaklaşım, her şeyden önce, her üretimin aynı zamanda bir
tüketim olması gibi, her birleşmenin bir bölünme olduğu temel gerçeğini atlar.
Çünkü sorun neyle bölünüp neyle birleşildiğindedir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Öte yandan bölünmüş olmak birlikte hareket etmeye engel
değildir. Aksine ittifakları ve birlikte hareket etmeyi mümkün kılar.
Bölünüldüğünde, prensipler üzerine tartışma biter veya önceliğini yitirir ve
onun yerini taktik esneklikler ve ittifaklar alabilir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yeri gelmişken, yükselen bir harekette, büyüyen ve yükselen
bir örgütün oportunist gördüklerine nasıl kayıtsız ve şartsızca katıldığını, bu
yazıda Mustafa Gürkan ve DÖB örneğinde göreceğiz.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve aynı Mustafa Gürkan’ın, ilk gençliğinde takılıp kalarak,
sorunu bir bölünme veya birlik sorunu olarak görmekten öteye de gidemediğinive
fiilen de gerilediğini.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Mustfa İlker Gürkan
adının yanına Parantez içinde (M1) yazdım. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">M1, Mustafa Gürkan’ın, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrimci Öğrenci Birliği</i>’nden (<i style="mso-bidi-font-style: normal;">DÖB</i>) arkadaşları arasındaki adıydı. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">M1 Amerikan ordusunun
İkinci Dünya Savaşı’nda kullandığı, yarı otomatik piyade tüfeğinin adıdır. Bundan
önce ordularda ateşleme makanizmasına merminin el gücüyle tek tek aktarıldığı, Türkiye’de
eskilerin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kırıkkale</i> ya da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mauser </i>dedikleri tüfekler vardı. İkinci
Dünya Savaşı’nda Amerikan askerleri çok daha seri ateş edebilen bu silah
sayesinde büyük bir ateş gücü üstünlüğü sağlayabiliyorlardı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Tam adı, tüfeği lik
tasarlayanın adıyla <i style="mso-bidi-font-style: normal;">M1 Garand</i>’tır. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Sanırım 60’lı yılların
sonlarına doğru NATO çerçevesinde Türk Ordusuna da verilmiş veya satın alınmış.
<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Peki bu M1 ile Mustafa
Gürkan’ın ilişkisi ne? Türk Ordusuna yeni gelen bu silahın teknik adını bu genç
insan nereden biliyor?<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Çünkü bizler, 68 yazı
veya son baharında, hepimiz, eline silah bile almamış, tüyü yeni bitmiş
delikanlılardık.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ne biliriz M1’i, ne
biliriz daha sonra Filistin’de öğreneceğimiz <i style="mso-bidi-font-style: normal;">AK-47</i>’yi, namı diğer <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kalashnikov</i>’u.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bilmediğimizi iyi
biliyorum, çünkü ilk kez elimize tabanca alıp ateş ettiğimiz günü ve yeri çok
iyi hatırlıyorum.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Deniz ve daha birkaç
arkadaşla ilk kez elimize silahı, DÖB kurulduktan bir süre sonradan, saldırılar
yoğunlaşınca, Tümer Önder arkadaşımızın kendi inisiyatifiyle Tahtakale’den
aldığı, oyuncak silah olarak ithal edilip namlusuna yiv set açılarak imal
edilmiş, yine tahtakalede satılan “kıl mermi” denen 22 kalibrelik mermiler
atabilen, üç beş metrede etkili olabilen, toplu bir tabancayla YİS’in
üstündeki, Kıvılcımlı’nın kitaplarının deposu olarak kullanılan odada almış ve
ateş etmiştik.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Neden Kendine M1 dediğni Gürkan’ın
kendisine hiç sormadım, belki bilen ve yaşayan DÖB’lü arkadaşlar vardır, ama kimi
konuşmalardan çıkardığım kadarıyla, tahminim şöyle.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan’ın babası subaydı.
O sıra Tük ordusu da NATO çerçevesinde modernleştiriliyor ve M1 piyade
tüfekleri Kırıkkale’lerin, Mauser’lerin yerini alıyordu. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan bir subay çocuğu
olduğu için o zamana göre modern bu tüfeği muhtemelen babasından veya babasının
arkadaşlarıyla konuşmalarından biliyordu. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Silahlara da özel bir
merakı vardı. Spagetti Wersetrnlerinde Ringo’nin birkaç saliselik bir üstünlük
sağlamak için tabancasının namlusunu nasıl kısalttığından ve böylece silahını
daha hızlı çekip rakibini öldürdüğünden falan söz ederdi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">O zamanlar hepimizin
hayali gerilla savaşı, yani yeni bir Vietnam başlatmak ve gerilla olmaktı. Lin
Piao’nun dünyanın şehirlerini kırlardan kuşatacağız teorisi bizlerin kafasına
tam da denk düşüyordu. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gerillanın silahı olması
gerekir. Yoksa da düşmandan alınır, daha doğrusu ele geçirilir. Düşman Ameran
Emperyalizmi olduğuna göre ondan alınacak silahlar da M1 olabilirdi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ve de Gürkan, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bizim de dağlarımız var Che Guavera</i>”
diye gür sesiyle, yarı otomatik M1 piyade tüfeğinin tarrakası gibi, güzel
şiirler okuyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kimbilir belki de bu
nedenle. Adı da M harfiyle başladığından, kendine M1 diyordu. Bu M’deki 1 sayısı
başlangıçta, tüfeğin adından başka bir şey ifade etmiyordu ve bir hiyerarşı
gibi, kendine bir numarayı ve öncülüğü vermek gibi bir anlamı yoktu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama DÖB’te dört Mustafa
vardı. Mustafa Gürkan M1 olunca, diğer Mustafalar da M’le başlayan diğer numaraları
aldılar.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Elbette eskilik
hiyerarşisinde Deniz ve Gürkan’dan sonra gelen, onlardan farklı olarak arka
planda örgütçü nitelikleri baskın olan, Mustafa Lütfü Kıyıcı M2, Mustafa
Karşılayan (Boyboy) M3 ve Mustafa Zülkadiroğlu da M4 oldu.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrimci Öğrenci Birliği</i>’nin ilk çekirdeğini Deniz ve Gürkan
oluşturuyordu. İkisi de (DÖB’lilerin ezici çoğunluğu gibi) İstanbul
çocuğuydular, şehirliydiler, zeki ve bilgili, güçlü kişilikleri olan genç insanlardılar.
<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Deniz ve Gürkan, yanlış
hatırlamıyorsam, TMTF olayları sırasında tanışıyorlar. (Bir yerde böyle
okumuştum. Ama yazıyı yazarken baktığımda farklı versiyonlarla da karşılaştım.)
Farklı siyasi ve ideolojik kökenlerden gelmelerine rağmen iyi anlaşıyorlar.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Deniz TİP’ten ve
Kıvılcımlı’nın iyi kötü tedrisatından geçmiş, Kıvılcımlı’yı TİP üsküdar
ilçesine üye olarak önermiş ve bu yüzden TİP’ten dışlanmış bir Marksist.
Sovyetler’i revizyonist, TİP’i pasifist buluyor. Mao’ya ve Che’ye yakın. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan ise daha ziyade
Yön, Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk ve öğrenci hareketi içinde de 1960 öncesi, 28
Nisan olaylarını örgütleyen Kastro Nuri geleneğiyle de bağlantılı. Bu nedenle
Marksizmden ziyade, ulusal kurtuluş haraketleri ve bağlantısızlara daha yakın.
O hareketler gibi de kendine sosyalist de diyor veya ona çok kapalı değil. Ama
mesafesiz de değil.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sokak Güzeldir</i>’deki şu satırlar bunu kanıtlar:<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Geldiğimde, üniversitede sosyalizm tartışmaları vardı. Tabii hiç
tereddütsüz bizim sürecimizde Alp Kuran, Nuri Yazıcı, Bozkurt Nuhoğlu, Raif
Ertem, Ahmet Güryüz Ketenci, Öcal Okay, Yalçın Önder gibi ağabeylerimizin
katkısı büyüktür. Hukuk birinci sınıf amfisinde kürsüde boykot hakkında
konuşuyorum, biri, meğer sivil polismiş, beni götürmeye kalktı. Öğrenciler
çekip kurtardılar tabii. O sırada biri koluma yapıştı, "Mustafa bir şey mi
oldu" dedi. İşte Deniz ile böyle tanıştık 1967'de.</i>” (S.186)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Deniz’den ve hepimizden
farklı olarak Mustafa Gürkan, Allaha da inanırdı, Müslümandı, hatta oruç bile
tutardı ve zaman zaman kendisinin “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sultan
Galiyevci</i>” olduğunu da söylerdi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yine Sokak Güzeldir’de
şunları söylüyor:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Müslüman ve Kemalist Mustafa Gürkan
olarak geldim üniversiteye. Yoğun bir aile terbiyesi almış bir subay çocuğuyum.
Babam çok iyi bir antiemperyalistti. O zaman emekli, 6. Filo gelince bana bir
kat iç çamaşırı ve para gönderirdi, ne olur ne olmaz diye. Türk ordusunun çok
önemli bir kesimi muvazzaf ya da emekli anti-Amerikandırlar.</i>” (S.186)<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Aslında bu iki kişi o
dönemin dünyasının müttefik iki gücünün somut ve minyatür bir yansısı
sayılabilirlerdi. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">O günlerin TİP’i biraz dünya
politikasındaki Sovyetler gibiydi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Eski Komünistler (Mihri
Belli ve Kıvılcımlı) Çin ve Küba gibi, daha radikal bir duruşları var. Deniz bu
gelenekten geliyordu ve ilişkide bunu yansıtıyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Yön</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">İlhan Selçuk</i> ise
Bağlantısızlar ve henüz barutunu tüketmemiş kurtuluş hareketleri gibiydiler.
Mustafa Gürkan da bu gelenekten geliyor ve yansıtıyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Dünya politikasında, Çin
ve Küba ile Bağlantısızlar ve henüz ulusal bağımsızlık mücadelesi veren hareketler
nasıl birlikte davranıyorlara, Türkiye’deki uzantıları da benzer bir ilişki
içinde sayılabilirdi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">İşte bu iki eğilim Deniz
ve Gürkan’ın şahsında ve arkadaşlığında birleşerek, bir yandan sosyalist diğer
yandan daha ziyade ilerici öğretmenlerin etkisiyle politize olmuş ikisine de
yakın ve örgütçü yanı daha baskın Kıyıcı’nın da katılımıyla, önce <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrimci Hukukçular Birliği</i>’nin, daha
sonra da onun dönüşeceği <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrimci Öğrenci
Birliği</i>’nin (DÖB’ün) etrafında şekilleneceği tohum oldular. Elbet burada
anmadığım ve bilmediğim başkaları da vardır ama bu üç kişi tipiktir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kıyıcı yazıyor:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ders arasında elimizde Türk Solu, ANT
dergileri varken birileri sataştı. Olay çıktı. Bunun faydası da oldu zamanla
etrafımızda bir arkadaş gurubu oluştu. Lisede Vedat Günyol, Mutluay çifti ve
ilerici hocaların talebeleriyiz.</i>” (68’li olmak nedir?)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ve bir bakıma bu iki geleceğin
önderinin ve Kıyıcı’nın bir araya gelmesini yine M2, Mustafa Lütfü Kıyıcı anlatıyor:<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ben üniversiteye 1966-67 döneminde başladım. Okula başladığım dönem
TMTF bir karar almış, «Gençlik liderleri yetiştirilecek» diye. Bunun afişleri
hazırlanmış, üniversite çevresine asılmış. Ben de, Deniz Çamlıbel ile TMTF ile
bağ kurmak için bulunduğu yere gittik. Girişte, sorduk, ne için gittiğimizi anlattık.
Bize ikinci katta bir odayı tarif ettiler. Odaya gittik. Baktık iki kişi
birbirleriyle tabir yerindeyse kavga, dalaş gibi birşey yapıyorlar. Olayı tabii
garipsedik. Bizlerle ilgilenmiyorlar. Biraz bekledik. Onlara şu iş için geldik,
dedik. Onlar öyle uzaktan laubali bir şekilde, bazı formaliteleri yerine
getirmemizi söylediler. Neyse orada bunlarla bir gözaşinalığımız<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">oldu. Fakülteye geldik. Sonra baktık bunlar da fakültedeler. Bunlardan
birisi Deniz, diğeri Mustafa Gürkan’dı.</i>”<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yani TİP ve Marksizm geleneğinden
gelen Deniz ve 28 Nisan, YÖN geleneğinden gelen Mustafa Gürkan, muhtemelen TMTF
olaylarında tanışıp, öğrenci kitlesiyle bağ kurmak için “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">gençlik lideri yetiştirme</i>” ilanı asıyorlar ve gelen de kendi
benzerlerini arayan Kıyıcı. Kıyıcı da bu iki eğilim arasında bir yerde.
Sosyalist ama Deniz gibi Kıvılcımlı tedrisatından değil, solcu ve edebiyetçı
lise öğretmenlerinin eğitiminden geçmiş.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">(Kıyıcı’nın birlikte
TMTF’ye gittiği bir Deniz daha var: Deniz Çamlıbel. Ama bu Deniz, Samsun Ankara
yürüyüşünde, bizim Deniz’le rekabete girince ve lafta keskin yanlış taktikleri
savununca DÖB’ü oluşturacak olanlardan tecrit oldu ve bir daha pek ortalarda
görünmedi.)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bugün bakınca, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">öğrenci lideri ya da liderler yetiştirilmez,
o olayların içinde kendiliğinden doğar</i>” diyesi geliyor insanın.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Evet öyledir de. Ve tarihin
ince alayı da odur ki, bu ilan tam da öyle olduğunun kanıtıdır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Aslında böyle iddialı bir
ilan asanlar (Deniz ve Gürkan), bu özellikleriyle, yani öğrenci lideri
yetişitme iddialarıyla ve vizyonlarıyla, birer öğrenci lideri olarak doğuyor,
kendilerini yetiştiriyorlardı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Çünkü lider olmak önce
bir vizyon, bir program sahibi olmayı ve bunun için inisiyatif göstermeyi
gerektirir. Bu ilan, bir bakıma ilerde görüleceği üzere, bilinçsizce yapılmış
bir kendine gönderme imiş. Öğrenci lideri yetiştirmek için girişimde
bulunurlarken, kendilerini bir lider olarak yetiştirmiş oluyorlardı.
Yetiştirdikleri kendileriydi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Çünkü ikisi de birer
liderdi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">İkisi de liderdi ve
birbirleriyle rekabet değil, dostluk ve güçlerini birleştirme ilişkisi
içindeydiler. Elbette Deniz varkin Gürkan ikinci keman sayılırdı. Ama deniz
çoğu zaman ya aranırdı ya da hapisteydi, onun yokluğunda birinci keman
Gürkan’dı<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu çekirdeğin etrafında
Devrimci Hukukçular Birliği kurulur. Daha sonra da örneğin AISEC olayında bir
bakanı yuhaladıkları için Cezaevine girdiler.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Sultanahmet Cezevinde
çekilmiş resimde geleceğin dört DÖB üyesi vardır. Deniz, Gürkan, Kıyıcı, Mehdi
Beşpınar. İki genel hükümlü, diğer ikisi de Raif Ertem ve Bozkurt Nuhoğlu’dur.
Yani 28 Nisan Yön geleneğiyle bağlantılı daha eski kuşaklardan iki kişi. Ve o
gelenekle bağlantılı Gürkan. Bir bakıma üç Marksist-Sosyalist (Deniz, Kıyıcı,
Mehdi) üç Kemalist-Bağımsızlıkçı (Raif, Bozkurt, Gürkan). Raif Ertem ve Bozkurt,
hem önceki kuşaktandılar, hem de yakın bir ilişki içinde olmalarına rağmen
hiçbir zaman DÖB üyesi olmadılar. Zaten DÖB’le kanları uyuşmazdı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Sonra Üniversite
işgalleri, Altıncı Filo olayları.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ben de Mustafa Gürkan’ı
ve DÖB’lüleri, 1968 Ekim ayında tanıdım.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Aslında 68’lilerin en
küçüklerindenimdir. 49’lu çok yoktur. Tek bildiğim Hüseyin İnan’dır. Çoğunluk
45-48 yılları arasında doğanlardan oluşur. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Hem yaşım en küçüktü hem
de üniversitede sol çevrelerle iki yıl gecikmiştim. Bu nedenle Sol çevreleri
bilmiyordum. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Lise son sınıfta
İngilizceden bir yıl beklemiştim.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Üniversitede ilk yılımda
ise, sosyoloji gece bölümünde okuduğum için, gündüz işte çalışıyor geceleri
derslere giriyordum. Dolayısıyla ne öğrencilerle ne de sosyalistlerle bir
ilişki kurma olanağım olmuyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu nedenle bütün bu gibi gelişmelere
katılmak için can atmama, bir çevre arayışlarıma rağmen imkansızlıktan hiçbir
adım atamıyordum.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">68 yılının Ekim ayının
sonlarına doğru bir gün, artık bana ihtiyacı kalmayan muhasebeci patron beni
işten atmıştı. Bir yandan ne yapacağımı, karnımı nasıl doyuracağımı bilmiyordum
bir yandan da sırtımdan ağır bir yük kalkmış gibiydi. Belki daha iyi bir iş
bulabilir, daha fazla sosyal hayata karışabilidim.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Çınaraltı’nı çok
severdim. İmkan buldukça oraya gider bir şeyler okur insanları seyrederdim. Son
zamanlarda orada neşeli, yüksek sesle konuşan tartışan bir grup görüyordum. Ah
diyordum içimden, şunlarla bir tanışabilsem.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">İşte o işten atıldığım
gün yine Çınaraltı’na gittim boş bir masaya oturdum. Orada yine o grup vardı.
Ama bu sefer o grubun içinde, Kadıköy’deki İzmir Karşıyakalıların öğrenci
evinden tanıdığım, hemşehrim Mustafa Karşılayan (Boyboy) da vardı. Beni
görünce, gelsene aramıza diye beni masalarına çağırdı. Körün istediği bir göz,
Allah vermiş iki göz. Tabii hemen gittim oraya oturdum. Kimse bana bir şey
sormadı ve benimle ilgilenmedi. Neşeli, bol kahkahalı, gürültülü muhabbetlerine
devam ediyorlardı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Daha sonra adının “Polis
Haydar” olduğunu öğreneceğim, daha yaşlıca biri, henüz kim olduğunu bilmediğim
Deniz ve Gürkan ve diğerlerine, “Nazımlar bu işi başaramadı, sizler
yapabilirsiniz ama çok dikkatli olmalısınız” gibilerden bir şeyler söylüyor
sanki onları geleceğin öğrenci ve sosyalist hareketinin liderleri gibi takdis
ediyor ve önerilerde bulunuyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kimseyi tanımadığım için
oradaki genç insanlara böyle önem vermesi, yüksek beklentiler içinde olması, öyle
bir gelecek biçmesi garibime gitmişti.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">(Bugün bakınca “Polis
Haydar’ın gerçekten çok ciddi bir uzak görüşlülüğü olduğu çok daha iyi
anlaşılıyor. Aslında onun bu uzak görüşlülülüğünü başka bir yazıda ele almak
gerekir. Çünkü daha sonra DÖB’ü İsmet Demir ile yani İstanbuldaki Öğrenci
hareketinin önderlerini, İşçi hareketinin içinden çıkardığı en radikal işçi
önderiyle tanıştıran da yine bu “Polis Haydar” olmuştur.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yine Kıyıcı, M2 yazıyor:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demir kardeşim, gel ta 68'e gidelim.
Bizlerin ilk örgütü Devrimci Hukuklular Örgütünü kurduk veya kurmak üzereyiz.
Merkez olarak göstereceğimiz yer arıyoruz. Çınar altında oturuyoruz.
Anımsarsın, Haydar isimli Nazım Hikmet şiirlerini ezbere bilen bir kişi var-dı.
O yanımıza geldi. Ondan Nazım dinlemeyi severdik. Deniz ile beni İsmet Abinin
Başkanı olduğu YİS'e götürdü ve tanıştırdı.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">YİS zaten Türk Solu dergisinin üst katındaydı. Hiç tereddütsüz
teklifimizi kabul etti ve sendikanın üst katındaki bir odayı bize tahsis etti.
Aynı kattaki bir oda Hikmet Hocamızın kitapları ile dolu idi. O kitaplar
çoğumuzun teorik gelişiminde temel kaynak olmuştur.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Alçak gönüllü, işçinin nabzını tutan, sorunları son derece basit ve
anlaşılabilir halde hitap ettiği kitleye anlatabilen bir yapısı vardı. Bu beni
çok etkilemişti. Biz o zamanlar belki bilgiçlik olsun diye belki ham
ahlatlıktan terminoloji kullanmadan konuşmazdık.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Çok şey öğrendik o "Yarım Pabuç İsmet" abimizden.</i>”)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kaza Fuat ve Latife Fegan
gibi iki genç aydını da İsmet Demir ile ve dolayısıyla Kıvılcımlı ile
tanıştıran da aynı insandır. Tam bir katalizör.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Tekrar kaldığımız yere
dönelim. Ben şaşkın ve hayranlık içinde masalarına oturduğum topluluğu anlamaya
çalışırken, bir ara Mustafa Gürkan, bana dönerek, damdan düşer gibi, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Arkadaş biz Samsun’dan Ankara’ya yürüyüş
yapacağız, bizimle yürür müsün</i>?” diye sordu. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ben de sanki böyle bir
soru bekliyormuş gibi, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">gelirim ama
kaldığım odanın kirasını ödeyip ayrılmam ve uyku tulumunu almam gerekiyor”</i>
dedim.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bu ne yürüyüşüdür?</i>” gibi bir soru bile sormadım.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">İç güdülerim bana tam da
aradığım insanlar gibi insanlarla karşılaştığımı söylüyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ve ben de böylece fiilen
daha sonra DÖB’ü oluşturacak çevreye katılmış oldum.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Elbette ben TİP’ten
geldiğimden, ama çalıştığım için sosyal ilişkilerimin yokluğu nedeniyle henüz
strateji ayrılıklarını falan pek bilmediğimden bazı görüşleri yadırgıyordum ama
büyük bir açlıkla öğrenmeye çalışıyordum.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yine Mustafa Gürkan ile
bir konuşma durumumu açıklar belki.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Birgün konuşurken ben
TİP’i doğru bulduğumu söylediğimde, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">o
zaman sen oportunistsin</i>” dedi bana Gürkan. Ben de oportunistin, politik
olarak, yanlış bir politik çizgiyi izlemek anlamına geldiğini, TİP’lilere DÖB’ü
oluşturacaklar arasında öyle dendiğini bilmediğimden, sözcüğü kelime anlamıyla
anladığımdan, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">ben çıkarcı değilim, TİP
taraftarıyım</i>” dedim. Gürkan “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">işte
oportunist olduğunu sen söylüyorsun. TİP oportunist çizgidedir</i>” dedi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ben oportunist sözüğünün
politik anlamını bilmediğim için utanmış ve sesimi çıkarmamıştım.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Paldır küldür aralarına
katıldığım bu grupla Samsun’dan Ankara’ya yürüdük. Bu yürüyüşün arka planını,
yani 27 Mayıs Milli Devrim Derneği’nde toplanmış tabii senatörlerin (Kadri
Kaplan) Demirel iktidarını yıpratmak için bizi Atatürkçü sloganlarla kullanma
planlarını, bizim de onları kullanarak kendi etki alanımızı genişletme
çabalarımızı, bunun üzerine “Atatürk” değil, “Mustafa Kemal” ve “Tam Bağımsız”
sözcüklerinin isme koyulması biçimindeki uzlaşmaları falan geçiyorum. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama ben o zamanlar işin
bu politik yanına pek ilgi duymuyordum. Önemli olan yürümek ve bir hareket
başlatmaktı. Henüz işin ayrıntısıyla ilgiliydim. Arkadaşlar benden ileriydi,
ilişkileri ve kişileri daha iyi biliyorlardı dolayısıyla onlar işin bu yanını
hallederler diye düşünüyordum.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Fakat bu yürüyüş
esnasında biz yürüyüşçüler olarak, çeşiti aşamalarda hangi taktik davranışları
göstereceğimiz konusund birçok tartışmalar ve bölünmeler yaşadık.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama esas bölünme noktası
şuydu: Ankara’ya ulaşıp orada kitlesel bir gösteri yapabilmek. Bunun için yolda
çeşitli engellerle karşılaşıldığında taktik esneklikler göstermekten çekinmemek.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Keskinler bu noktada
taktik sorunları prensip sorunları olarak ele alıyorlardı. Örneğin Çorum’a
tutuklanmamak için bayrağı kıvırarak ve aralıklı yürüyerek (Gösteri yürüyüşü
kanununa girmemek için) girmek gibi bir konuda ciddi olarak bölünmüş ve bizler
azınlıkta (sekiz kişi kadar) kalmıştık.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ben bu ayrılık ve
tartışmalarda, aslında çoğu durumda tam ardında ne gibi hesaplar olduğunu da
anlamadan ve anlamadığım için hep kendi iç güdülerimle davrandım ve iç
güdülerle de olsa hep Deniz ve Gürkan’ın bulunduğu, DÖB’ün çekirdeğini
oluşturacak tarafta bulunduğumu çok sonra fark ettim.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Politik olarak çok geri
olmama ve kimseyi hala pek tanımıyor olmama rağmen iç güdülerim, sezgilerim
beni pek yanıltmamıştı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Muhtemelen arkadaşlar da
aralarına katılan yeni birisi olarak beni gözlemlemişler ve olumlu notlar
vermişlerdi ki kendiliğinden grubun bir üyesine dönüşmüştüm.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bundan sonra 1968 kışı ve
1969 10 Haziran olaylarına kadar DÖB’ün iki düzineyi geçmeyen çekirdek
kadrosundan bir üyesi ve militanı oldum.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu dönemde Deniz ve
Gürkan DÖB’ün iki önderiydi. Önder deyince bir hiyerarşı canlanmasın kimsenin
gözünde. Herkes aynı göz hizasındaydı. Tecrübesi ve bilgisiyle, inisiyatifleriyle
öne çıkıyorlardı bu arkadaşlarımız. Deniz çoğu zaman tutuklu olduğundan onun
yokluğunda bir numara Mustafa Gürkan’dı.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Burada Mustafa Gürkan’ın,
kanımca yaptığı en önemli ve büyük katkıya değinmek isterim.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu dönem boyunca bizler İstanul’daki
neredeyse bütün olayların öncüsü ve örgütleyicisi durumunda olduğumuzdan
etkimiz hızla genişliyordu da. Başarıdan başarıya koştuğumuz bir dönemdi. FKF
tabanında bile bize yaklaşanlar ve sempati gösterenler artıyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bizler böyle güçlü ve
güçlenen bir durumdayken, zaferden zafere koşarken, kendimize hayran zafer
sarhoşlukları içindeyken, bir gün Mustafa Gürkan, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrimci Öğrenci Birliği</i>’nin böyle gidemeyeceğini, DÖB’ü dağıtarak
FKF’ye kayıtsız yartsız üye olmamızı önerdi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ayrıntısını şimdi çok hatırlayamıyorum
ama çok sert ve dramatik tartışmalar yaşandı. Başarıdan başarıya koşan, etkisi
hızla artan, adeta FKF’yi İstanbul’da silmiş önü açık olan bir örgütün lideri
(Deniz o sıralar yine hapisteydi) arkadaşlarına örgütü dağıtalım ve kayıtsız
şartsız gidip FKF’ye üye olalım diyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ve sonunda herkesi ikna
etti ve biz kendimizi lağvedip FKF’ye katılma kararı aldık. Bir süre sonra da,
kongrede, zaten artık adı değişmiş, DEV-GENÇ’olmuş FKF ve İstanbul örgütü bizlerin
kontrolüne geçmişti.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu çok önemli bir
olaydır. Yükselen bir örgütün, diğer gerileyen ve etkisini giderek kaybeden bir
örgüte, kedini dağıtarak ve sıradan üyeler olarak katılma kararı vermesi pek
rastlanan bir durum değildir. Ben şahsen hayatımda hiç rastlamadım desem
yeridir. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu arada yazının başında
değindiğimiz konuya, bölünmelerin niçin olduğu sorununa dönersek, şunu
belirtmeli ki, demek birleşme veya bölünmelerin karşı tarafı oportunist,
revisyonist vs. olarak görmekle veya onlara öyle demekle veya terkedilmesi
istenen Marksist polemik diliyle ilgisi yoktur.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bizler katıldıklarımıza
“oportunistler” diyorduk.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Hareket bir yükseliş
dönemindeyse, gerileme dönemlerinde kemikleşme yaratabilecek böyle sıfatlar, bir
yükseliş döneminde hiçbir engel oluşturmaz güçleri bireştirmek için.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Liderlik demek <i style="mso-bidi-font-style: normal;">önceden ve duru görenin</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bağımsızca aldığı</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">kararı </i>uygulamak için <i style="mso-bidi-font-style: normal;">inisiyatif</i>
göstermesi ve bu <i style="mso-bidi-font-style: normal;">kararı organ kararı
haline</i> getirmesi demektir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu olayda Mustafa
Gürkn’ın liderliğin bütün bu koşullarını yerine getirdiği görülür.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu birleşmeden sonra bizler
FKF’ye üye kabul edildik. (Ben bir iki hafta önce Edebiyatlılar Fikir Kulübü’ne
üyelik için baş vurmuş ve Fikir Kulübü’nün kongresinde bu isteğim reddedilmişti.
Bu sefer hepimiz otomatik olarak bulunduğumuz fakültelerin fikir kulüplerine
üye olmuştuk.)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu birleşmenin ürünü
olarak FKF’nin Dev-Genç’e dönüşmesi, Dev-Genç’in gerçek büyümesi ve tüm Türkiye
safına yayılması başladı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Şimdi bu birleşmeyi
Mustafa Gürkan’ın kendisinden okuyalım.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sizlere 68’li yıllarda İstanbul İlerici-Devrimci gençlik hareketi ve
kitlesi hakkında görüşlerimizi sunacağım. 68’lerde kendilerini sosyalist olarak
tanımlayan üniversiteli gençlerin iki örgütü vardı. Kuruluş tarihleri
sırasıyla; Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) ve “Devrimci Öğrenci birliği”
(DÖB) <o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Gençlik Kitlesi açısından FKF daha yaygın, DÖB ise gençlik kitlesi ve
kamuoyunda daha etkin örgüttüler. Nedenlerine ve sonuçlarına burada girmiyorum.
Yeri de değil…İdeolojik tutumları itibarıyla FKF “Sosyalist Devrim” şiarını
benimsiyor ve “Sosyalist Türkiye” sloganını kullanıyor, DÖB ise “Milli
Demokratik Devrim” (MDD) diyor ve “Bağımsız Türkiye” sloganını kullanıyordu…FKF
yöneticileri TİP’deki Boran-Aren ekibine ve Doğan Özgüdenin yönettiği ANT
dergisine... DÖB yönetici ve üyeleri ise Mihri Belli, Kıvılcımlı ve Türk solu
Dergisi ile D.Avcıoğlu-İ. Selçuk yönetimindeki Yön ve Devrim gazetesine daha
yakındılar. Hepsini saygı ve sevgi ile anıyoruz. (Geçerken bir Anekdot; Hikmet
Kıvılcımlı TİP üyesi olurken Kıvılcımlı’yı tanıtan ve “kefil üye” olarak 19
yaşındaki TİP Üsküdar İlçe Sekreteri Deniz Gezmişin imzası olduğunu
hatırlatıyorum.) <o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Geçen sürede FKF içinde ki MDD görüşlerini savunanlar etkili olmaya
başlamışlardı. Bu durum DÖB ile FKF’nin daha sıcak ilişkiler kurmasına yol
açtı. DÖB’lüler bir şeyin daha yaşamsal öneminin, yakıcı biçimde
farkındaydılar. BİRLİK... İlerici-Devrimci Gençliğin Birliği… Ve iki ayrı
örgütte kümelenmenin, birliğe engel, en azından geciktirici etki yaptığının
DÖB’ün etkin kadrolarına göre FKF ile birleşmeliydik. Bu isteğe FKF’den gelecek
itirazları etkisiz hale getirmek için de “kayıtsız şartsız FKF’ye katılma
kararı” almalıydık. Oldukça sert ve fakat dramatik bir görüşme sonucu bu kararı
aldık.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Klodfarer’deki FKF İstanbul Sekreterliğine gittik ve kararımızı
bildirdik. Sağolsunlar FKF’li arkadaşların büyük çoğunluğu çok sevindiler.
Sonra hepimiz T.D.G. Dernekleri Federasyonunu oluşturan çeşitli Fikir
Kulüplerine başvurarak üye olduk. Bu stratejik yaklaşımı ilk ortaya atan kişi
olmakla hep övünmüşümdür.</i>” (7.11.2018, ABC Kritik | Av. Mustafa İlker
Gürkan | Deniz Gezmiş belgeseli ve 68 KuşağıEski Haberler - ABC Gazetesi)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yine aynı yazıda şunları
diyer:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">FKF-DÖB birleşmesi tarihimizde çok
değerli bir emsaldir. Bu birleşme yöntemi tarihi bir değere sahiptir ve
emsalsizdir. Sol harekette benzeri bir birleşme hiç olmamıştır ve olmamaktadır
da. Bir tarafta kendinden ve iddialarından emin bir grup genç, yani DÖB’lüler
ve diğer tarafta örgütlerine dinamizm ve etkinlik kazandırmak isteyen
üniversite çevrelerinde oldukça yaygın örgütlenmiş bir gençlik gurubu yani
FKF’liler. Ortak akıl bunların birleşmesi gerektiğini söylüyor ama “armudun
sapı-üzümün çöpü” benzeri kaygılar. Son derece doğru bu düşüncenin “tasarıdan
eyleme” dönüşmesine engel oluyordu. DÖB’ün “kitlesellik” ve “etkili hareket”
amacı, “yaygınlaşmak gereğiyle” birleşince bu defa “DÖB’ün örgütsel
özverisinden Birlik, yani kuvvet doğdu ve kuvvetin harekete geçmesi de Türkiye
tarihine emsalsiz bir örnek sundu.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mesele sizin öznel konumuz ve niyetlerinizde değildir. Mesele; Sizinle
aynı genel ve temel amaçlara yönelik olduğunu söyleyenlerle birlik olabilmek
için öznel iddialarınızdan fedakarlık yapmaktır. Bir anlamda “kendinizi örgütünüzü
feda etmeyi göze almaktır”. Birlik, sosyo politik yaşamda; bir siyasal hareket
için böylesine başat bir ilkedir. Mutlak Özveri gerektirir.</i>”<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Mustafa Gürkan’ın sonra
birçok yanlışları olabilir ve çoktur da. Ama kanımca, sadece bu birleşmedeki
kritik önemi bile diğer bütün günahlarını unutturacak değerdedir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu birleşmede DÖB’ün
kendini fesh edip koşulsuz sıradan üye olmasında Mustafa Gürkan’ın kritik rolü,
pek bilinmemekte ve bilenler de anmamaktadır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Çünkü bugünlerin
ideolojik atmosferi ve geçmişin tarihini yazanların bugünkü konumları bu gibi
olguları unutmayı ya da görmezden gelmeyi gerektirmektedir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">İşin kolayı vardır. “MDD
milliyetçidir, darbecidir. Bugünkü ulusalcılığın kökeninde MDD vardır” gibi,
klişeler tekrarlanmaktadır. İşin kötüsü bizzat Gürkan’ın da geçmişi kendi
penceresinden anlatıp herkesi kendisi gibi göstermesi de bunu beslemekte, karşı
taraftakiler de bunda kendilerinin doğrulandığını görüp üzerine
atlamaktadırlar.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bir örnek:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bize cuntacı derlerdi; cuntacılıkla yani
askeri bir darbeden yana olmakla suçlarlardı. Biz de itiraz ederdik. Hiç
tereddütsüz söylüyorum gönlümüzde öyle bir aslan yatıyordu. Yatmıyordu
diyenlerin alayı da yalan söylüyor. Yok, işçi sınıfı, halk demokrasi falan
derlerse, parmak sallarım. Bu ülkenin kaderi değişsin be birader. Yollarında
paldır küldür hurda kamyonlar yerine büyük treylerler yürüsün, fabrika<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">bacalarından duman çıksın, insanlar sokaklarda gülerek gezsinler..</i>.”
(190)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan kendi yaklaşımını
tüm DÖB’lülere ve Dev-Genç’lilere yayıyor. Gürkan DÖB ve Dev-Genç’in
ortalamasının dışındaydı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Öncelikle bir Marksist
değildi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Marks bizzat, kendisinin
esas katkısının, sınıf mücadelesi ve sınıfların varlığı olmadığını, sınıfsız bir
topluma gidişte işçi sınıfının var olan burjuva devletini kullanamayacağını ve
bunu parçalayıp insanların üzerinde yükselmeyecek, bağımsızlaşamayacak, basit,
ucuz bir mekanizma ile olabilceğini söyler. Proletarya Diktatörlüğü denen de
bunun kısa ve o zamanın Fransız Devrimi’nden ilham alan terminolojisiyle
ifadesidir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">(Ayrıca Kıvılcımlı bunu,
Şark Devletiinin ve devletçiliğinin demokrasinin bile aracı olamayacağı
şeklinde geliştirmiştir ve programlaştırmıştır.)<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan ise, içinden
geldiği gelenek gibi hiç böyle bir yaklaşım ve problematiğe sahip değildi. Aksine
o Türk Devletini bir müttefik gibi görüyordu. Bir Marksist için “kendi”
devletine düşman olmak temeldir. Gürkan’da böyle bir yaklaşım yoktu. Formasyonu
buna el vermiyordu. Elbette kimse Marksist doğmuz, mücadele içinde değişir. Ama
o zamanın dünyasında kendi pozisyonu onu n için doyurucu olabiliyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bizler için taktik bir
ittifak ve geçilmesi zorunlu bir aşama, onun için nihai hedefin kendisiydi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu nedenle sonraki evrimi
kimseyi şaşırtmamalıdır. Elbette o zamanlar bu fark böylesine kalın çizgilerle
belirmiyordu. Ama her mücadelede olur bu. Farklı gerekçelerle benzer
pozisyonlarda bulunanlar arasında gerçek ve derindeki ayrılıklar o günün
sorunları içinde ikinci planda kalır ve flulaşırlar.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Öte yandan yine Dev-Genç
ve DÖB için, özellikle de bu ikiliden Deniz Marksizm-Leninizm<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ve Kürt sorunu hayati önemdeydi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bunu zaten son sözlerinde
de ifade etmiştir. <o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">O günün dünyasını ve
koşulları içinde bu tavırları değerlendirmek gerekir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Örneğin, Soğuk Savaş
vardı ve dünya her an bir atom savaşına gidebilirdi. O dünyada, örneğin diyelim
ki, Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk gibilerin, programını gerçekleştirecek, NATO'dan
çıkacak ve Amerikan Üslerini kapatacak bir darbe bile dünya dengelerini alt üst
eder, dünyayı bir atom savaşı tehlikesinden uzaklaştırır, emperyalist ülkelerin
provakasyonlarını ciddi biçimde geriletici bir işlev görebilirdi. Ve o sırada
ABD ve NATO için esas tehlike buralardaydı. Sonraki 12 Mart ve 12 Eylül
darbeleri bu tehlikeyi uzaklaştırma operasyonuydu bir yanıyla.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama o günün koşullarında
doğru olan ve olabilecek bu tutumu, devlet sınıflarının demokrasi mücadelesine
karşı kullanmasının aracı olarak kullandığı bugüne taşımak oralarda takılıp
kalmaktır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">68’li olup da ulusalcı
olanların ve de Gürkan’ın başına gelen budur.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ne değişen dünyayı anlamayı
ne de o dunyayı ele alacak kavramsal araçlarını geliştirmemişlerdir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Elbette 68’lilerin
çoğunun memur çocuğu olması, “Devlet Sınıfları” ile bağı bunun sosyolojik
temelini de oluşturmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bugün bulunduğumuz yerden
baktığımızda ne görüyoruz.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">DÖB’ün birbirini
tamamlayan ama farklı arka planları olan bu iki önderinin bugünkü durumlarına
bakalım.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Deniz, asılırken, bir
vasiyet gibi, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizm-Leninizm</i>
demiş, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kürtlerin</i> adını haykırmış.
Özel Savaş Dairesi ve Genelkurmay’ın bütün unutturma, zararsızlaştırma,
çabalarına rağmen ezilenler için hala bu devlete isyan etmiş bir insan sembolü
olmaya devam ediyor. En azından sosyalistler, Kürtler, Aleviler ve diğer
ezilenler için bir ikon.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan’a gelince,
cenazesinde bulunanlar, baş sağlığı dileyenler, eski bazı arkadaşları hariç,
CHP’liler, Kemalistler, Ulusalcılar, Avukatlar.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bir zamanlar en yakın
arkadaşlarından biri olan Kıyıcı’nın eli bile adını anmaya varmıyor.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg50-VKK7mAtNGPJqV4CSzg0bH0wbEXPIdT1VlurRWA9hfGcFbSDGpXKNPrVGh-S-xtvSfyYjGTOfZTW8oEcLIVj24rftBl2eTVgRltnUjKtcHrZf6yQ5mqiEWOH4cvxRJNc1-3S9Ft2XyW3xaDS_uLMgn5HMfiLXQaDE7Rni3njyGQ8TKqwSRpr55Yumg/s780/balkan%20t%C3%BCrkl%C3%BC%C4%9F%C3%BC.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="780" data-original-width="552" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg50-VKK7mAtNGPJqV4CSzg0bH0wbEXPIdT1VlurRWA9hfGcFbSDGpXKNPrVGh-S-xtvSfyYjGTOfZTW8oEcLIVj24rftBl2eTVgRltnUjKtcHrZf6yQ5mqiEWOH4cvxRJNc1-3S9Ft2XyW3xaDS_uLMgn5HMfiLXQaDE7Rni3njyGQ8TKqwSRpr55Yumg/s320/balkan%20t%C3%BCrkl%C3%BC%C4%9F%C3%BC.jpg" width="226" /></a></div><br />Gürkan’ın Profilindeki
Pano’da “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Balkanlar’da Türk Soykırımının
100. Yılı, Balkan Türklüğünü unutmayalım, Anadolu Türklüğünü savunalım</i>”
diyen bir tablo var. Kürtlerin soykırıma uğratıldığı, Anadoludaki Hristiyan
nüfusun soykırı ma uğratıldığının yeni yeni öğrenilip tarihe yeni bir ışık
altında bir dünyada ve dönemde, Türklerin (Ki Balkanlar’da yenilen ve
sürülenler Türkler değil Müslümanlardı. Onlar da çürüyen bir imparatorluğun Hıristiyanlar
karşısındaki dayanağı üst statüdekilerdiler) uğradığı soykırımı sorun ediyor.<o:p></o:p><p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Arkadaşları ve resimler
arasında Deniz Gezmiş’in yanı sıra Deniz Baykal’ın bir resmi var ve altında “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mekanın Cennet Olsun</i>” diyor. Cennetmekan
Baykal’ın resminin yanına şunları yazmış Gürkan:<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Deniz Baykalın vefatını derin bir üzüntü ile öğrendim. Allah rahmet
eylesin. Özellikle Enerji Bakanıyken ve Sonrasında; Ülkemizde Demokrasi için
yaptıkları, unutulmayacaktır. Işıklar içinde uyusun. Sevenlerine başsağlığı ve
sabır diliyorum.”<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Nereden nereye bir Deniz’den
öbür Deniz’e. Deniz Gezmiş ile başlayan bir siyasi mücadele Deniz Baykal’la
bitiyor.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama trajik olan şudur: Gürkan’a
göre o hep olduğu yerdedir. Hala sosyalisttir, hala anti emperyalisttir, hala Kürtleri
savunmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Aslında kendisi
hakkındaki bu yargısı çok da yanlış değildir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama bir tek şeyi hesaba
katmamaktadır. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ternodinamiğin İkinci
Yasası: Entropi</i>.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Termodinamiğin ikinci
yasası, buharlı makinalar çağında gazların hareketinin incelenmesinden
çıkmıştır. 19. Yüzyılın, buharlı makinalar çağının ürünüdür. Sonra daha
netleşmiş ve genelleşmiştir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kapalı bir sistemde
herşey “düzenden” “düzensizliğe” doğru gider diye ifade edilir
vulgarlaştırılarak. Düzen ve düzensizlik istatistik ortalamaya ilişkin
kavramlardır, günlük kullanımla ilişkisi yoktur. Kırılan bir bardak tekrar
kendiliğinden bir araya gelemez. Eskiyen bir eşya kendiliğinden yenileşemez. Bir
bardak suya bir damla mürkkep damlatırsanız o dağılır ama hiçbir zaman o
dağılmış mürekkep tekrar bir damla olarak bir köşede toplanmaz. Bu olanaksız
değildir ama öylesine küçük bir olasılıktır ki hep diğer olasılıklar geçerli
olur. Bu entropi zaman okunu belirler. Uzayda her yöne gidilebilir. Ama zamanda
geri gidiş yoktur. Bu nedenle zamanı akan bir şey olarak algılarız.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama bu kapalı veya izole
bir sistemde geçerlidir. Ve Evren bütünüyle kapalı bir sistemdir. Ancak o
kapalı sistemin içinde izola olmayan, dışardan enerji alan sistemler olabilir
dünya gibi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ancak yeryüzündeki yaşam,
jeolojik veya güneşten aldığı elektromanyetik enerjiyle açık bir seistemdir,
burada bu gidişi durdurup, tersine çevirebilmek mümkündür. Enerji kullanarak bu
gidişi yavaşlatmak, durdurmak, hatta belli koşullarda tersine çevirmek
mümkündür.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bunu başaran da
canlılardır. Canlılar termodinamiğin akış yönüne direnebilir. Ancak belli bir
noktadan sonra gidişi durdurmak için harcayacağı enerji bu gidişi durdurmaya yetmeyince
ölüm gelir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Sadece yaşam değil,
bizlerin ürettiği nesneler de öyledir, arabalar, evler, eşyalar sürekli eskir. Düzenden
düzensizliğe doğru akışa karşı direnemez. Ancak yeni tamiratlarla, parçaları
değiştirerek, bakım yaparak bu gidiş geçici olarak durdurulabilir veya
yavaşlatılabilir. Harcanan enerji, yıpranma ve bozulmayı, artık karşılayamacağı
noktada bozulur, çöpe atılır, çürür vs.. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Termodinemiğin ikinci
yayası, entropi nedeniyle yaşamın ne olduğu sorununu ciddi olarak ilk tartışanlar,
biyologlar değil, örneğin Erwin Schördinger gibi fizikçiler olmuştur.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yaşam özünde, termodinamiğin
ikinci yasasına geçici de olsa bir direniş veya onu yavaşlatma olarak
görülebilir. Hatta canlılar üreme sayesinde buna sürekli direnebilmeyi
geliştirmişlerdir denebilir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yaşam sürekli enerji
alarak, kendini yenileme ve çoğalma olarak tanımlanabilir. Bu sürekli
durmaksızın yapılması gereken bir işlemdir. Bu olmadığı an ölüm gelir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ancak sadece canlı yaşam ve
üreyim böyle değildir. Bir de “toplumsal entropi” diyebileceğimiz fiziksel ve
canlılarla ilgili olandan farklı bir entropi daha vardır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Toplum da üretir. Yani
nesneleri, enerji harcayarak, üretim araçları, enerjiyi kullanacak araçlar
haline getirir. Bu da üretic güçlerde, yavaş veya hızlı ama sürekli bir değişim
demektir. Bu evrimin belki prekapitalist toplumlarda oldukça yavaştı, ama
kapitalist toplumda hızlanmıştır ve hızın hızı da sürekli artmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">O halde, özellikle bu
yeryüzünden sömürü ve baskıyı kaldırmak için mücadele eden insanların,
sosyalistlerin ve devrimcilerin, özellikle kapitalizm koşullaında, tıpkı bir
canlının bir saniye bile durmaksızın sürekli enerji alıp kendini yenilemesi (Metabolizma)
ve kendi yapranmamış benzerini oluşturması (üremesi, replikasyon yapması) gibi kendini
sürekli yenilemesi gerekir. Ama bu organik değil, bilgi ve yöntemle ilgili, ele
gelmez, ağırlığı veya hacmi olmayan bir dağılma ve çürümedir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Çünkü toplum sürekli
değişmektedir. Ama sadece değişen olguları izlemek de yetmez, onları ele alacak
kavramsal araçların da sürekli geliştirilmesi gerekir. Toplumda bir
devrimcinin, bir sosyalistin yaşamı ancak böyle olabilir. Bu fiziksel alemdeki,
biyolojik yaşamdan tamamen farklıdır. Toplumun her şeyi sürekli olarak,
toplumsal anlamıyla eskiten evrimine, tıpkı bir canlının kendini yenileyerek fiziksel
entropiye direnmeye çabalaması gibi, kendini sürekli olarak yenileyerek,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yani bilgi ve analiz araçlarını genişleterek,
ayakta kalma çabası içinde olması gerekir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ve Sadece yenilemesi de
yetmez, yenileme yöntemlerini ve hızını da yenilemesi gerekir. En küçük bir
molayı bile kaldırmaz bu gidiş. Yaşayan bir fosile dönüşmek kaçınılmazdır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ne yazık ki,
sosyalistlerin ve devrimcilerin ezici çoğunluğu gençliklerindeki görüşlerine
takılıp kalıyorlar. Biyolojik olarak entropiye direniş ve hayatiyetlerini
sürdürürlerken, sosyolojik olarak çoktan çürümeye başlamış, yaşayan fosillere dönüşmüş
veya ölmüş oluşorlar. Beden o ölmüş, durmuş bilgi ve metodun mezarından başka
bir işlev görmüyor. Biyolojik olarak henüz termodinemiğin ikinci yayasına
direnecek güçleri olsa bile düşüncelerinde ve görüşlerinde çoktan bir çözülüşe
ya da fosilleşmeye girip fiilen ölüyorlar.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">İşte Mustafa Gürkan’da da
görülen budur.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Değişmeme anlamında
tutarlıdır. Dünyayı yıllar sonra da aynı şekilde algılama ve aynı şekilde
çözümler önermede tutarlıdır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama bu aslında ölümden,
taşlaşmadan başka bir anlama gelmemektedir.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gençliğinde ne diyorsa
hala onu demektedir. Ama siz aynı yerde dururken toplum artan bir hızla
değişmektedir. Deniz Gezmiş sizden uzaklaşırken, Deniz Baykal size yaklaşmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Mustafa Gürkan 70 yaşında
bile gençliğinde söylediklerini neredeyse birebir tekrarlıyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Facebook sayfasındaki paylaşımlar,
neredeyse kelimesi kelimesine 68’de söylediklerinin bir tekrarıydı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Onlarcasından sadece
biri.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">69’da FKF’nin Dev-Genç
olduğu kongrede, Doğu bizleri “Kitle Çizgisi” dışına düşmekle, yani anarşizmle
suçluyordu. <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu konu tartışılırken
Gürkan da söz almış ve konuşmuştu. Şu satırları okurken aynı konuşmayı
neredeyse aynı kelimelerle yaptığı geldi gözümün önüne.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bu kuşağın baskın niteliklerine gelirsek: Birincisi ‘Kitle Çizgisi’dir.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kitle çizgisi; Kitlelerle birlikte hareket edebilme duygu ve düşüncesidir.
Hala geçerli bir deyişle “kitlelerden bir kol boyu ilerde” olmaktır. Ne; aynı
düzeyde kalarak Kitle dalkavukluğu ne de kitlerden kopuk bireysellik-küçük
grupçuluk. Aklın ve eylemin kitleleri kavrayacak, tutunacak “Bir kol boyu” bu
nedenle kullanılan bir benzetmedir.</i>”<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kürsüde neredeyse aynı
konuşmayı yaparken, kolunu uzatıyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">1968-69 yıllarından sonra
ben önce Filistin’e gittiğim, sonra da işçi hareketinde yoğunlaştığım için, DÖB’lü
arkadaşlarımla ilişkim iyice azalmıştı. Ama örneğin Filistin’den geldiğimde, Gürkan,
“Dev-Genç Bölge Yürütmedesin, gel görevinin başına geç istersen” dedi. Ama ben,
giderken Dev-Genç zarar görmesin diye istifa etmiştim, ayrıca öğrencilerden bir
şey çıkmaz, diyerek teklifi geri çevirmiştim<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5e_tL8Ux65xfi4a1LXe1H6H8vDJv3qTXmgo-1LBLwKy2V-myITwiudWGZALhWGfW_3wo_WEM95yfApi9qMtng_tK8_CXfpq-hWu4JQGPyI6OcqNNnbvJo7Qxn9HnE1-vfU1G16zfFlO4BLfnXpZow7kh_5CvnV1Mo5t-XiTiU3HHODqOH9T-v2pBWNgE/s2151/Demir-Album080.tif" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1401" data-original-width="2151" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5e_tL8Ux65xfi4a1LXe1H6H8vDJv3qTXmgo-1LBLwKy2V-myITwiudWGZALhWGfW_3wo_WEM95yfApi9qMtng_tK8_CXfpq-hWu4JQGPyI6OcqNNnbvJo7Qxn9HnE1-vfU1G16zfFlO4BLfnXpZow7kh_5CvnV1Mo5t-XiTiU3HHODqOH9T-v2pBWNgE/s320/Demir-Album080.tif" width="320" /></a></div>Sonra 74’te hapisteyken,
Gürkan da galiba Proleter’i çıkarırken tesadüfen Aydınlıkçıların bürosuna
uğradığı bir sırada polis baskınında alınmış ve onlarla birlikte bir süre
Toptaşı cezaevinde yatmıştık.<o:p></o:p><p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Mihri belli ile
birlikteydi. Mihri Belli ziyaretine gelmiş, sohbet etmiştik. Galiba o sırada ya
da sonra Proleter diye bir yayın çıkarıyordu. Bu isimli bir yayınla Gürkan’ı
bir arada duyunca, işin doğrusu şaşırmış ve olumlu gelişme diye sevinmiştim.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">O zamanlar Gürkan
herhalde bulunabileceği en sol noktada bulunuyordu. Türkiye müthiş bir kitle
politizasyonu ve radikalleşmesinin eşiğinde idi.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKjuwEjR5o381OwGkWg1fKPPrPuFiB_sZqaADB0PtUhRZZskeLD3B-KX00vTxsOYITEfl0TEsLzshp1731tFVgAQNRY-9Br9t3DCnDzQp6YINisxB0Ds6qI8vfW2zpbgXtFuxRUtR8xNIzgGG-fQoqjOIekN7ze_DTuf45v_IuOhXAXIrpBr3Dhat_r5k/s2151/Demir-Album078.tif" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1401" data-original-width="2151" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKjuwEjR5o381OwGkWg1fKPPrPuFiB_sZqaADB0PtUhRZZskeLD3B-KX00vTxsOYITEfl0TEsLzshp1731tFVgAQNRY-9Br9t3DCnDzQp6YINisxB0Ds6qI8vfW2zpbgXtFuxRUtR8xNIzgGG-fQoqjOIekN7ze_DTuf45v_IuOhXAXIrpBr3Dhat_r5k/s320/Demir-Album078.tif" width="320" /></a></div><br /><o:p></o:p><p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Uzun hapislik ve Sürgün
yıllarında hiçbir ilişkim olmadı. Eski arkadaşlarımı hep uzaktan izlemeye
çalıştım.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yıllar sonra sadece bir
kere, galiba bir ara esnaflık yaparken, bir gazetede, sadece çocuklarım ve
futbolla ilgilneniyorum gibi sözler okuduğumu hayal meyal hatırladığım bir
söyleşisini okumuştum sanırsam. Hayal kırıklıkları yaşamış ve politik
mücadeleden uzaklaşmış olduğunu düşünmüş ve içim acımıştı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Daha sonra CHP’li ve
Baykalcı olduğun duymuştum.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yıllar sonra 2008’di
sanırsam Zihni ve Şermin Çetiner’in evinde buluştuk. Gürkan da eşi Bedriye ile
geldi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkVMfl-s-AcgHfSDAQwMysurDDLUAEFjmJTOSYU_7w-spiEuBOcsKnsXKSHovs45GN26ZTHimIk7xOouAYrPKE36iP7JZKMKKepOrFu-A_hkEC0NFVJ7lWBJ1GlCTuMd9lZE54TBh8_3-ORk_lpFC4psvFEGIfGVCRHBlxKJxeaF-x9hQL-OqzwIncz20/s2592/IMG_3747.JPG" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1944" data-original-width="2592" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkVMfl-s-AcgHfSDAQwMysurDDLUAEFjmJTOSYU_7w-spiEuBOcsKnsXKSHovs45GN26ZTHimIk7xOouAYrPKE36iP7JZKMKKepOrFu-A_hkEC0NFVJ7lWBJ1GlCTuMd9lZE54TBh8_3-ORk_lpFC4psvFEGIfGVCRHBlxKJxeaF-x9hQL-OqzwIncz20/s320/IMG_3747.JPG" width="320" /></a></div>Buluştuğumuzda ben “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">bugün karşı saflarda bulunuyoruz, istersen
hiç politikaya girmeyelim. Eski arkadaşlar olarak sohbet edelim</i>” gibi bir
şeyler söylediğimde, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">yok girelim. Ben
seni izliyorum. Tartışalım. Biz de Kürtleri destekliyoruz</i>” anlamında bir
şeyler söylemişti. <o:p></o:p><p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Başka konular, günlük
sorunlar konuşmaları alıp gittiğinden pek politik sorunlara giremedik ama “biz de
Kürüleri destekliyoruz deyince, “Hem Baykal hem de Kürtleri desteklemek nasıl
oluyor” dediğimde. O bildiğin gibi değil demiş ama konuşmalar onların günlük
gailelerine yöneldiğinden sözün gerisi gelmemişti.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPTUX8rEHNkKm8n3KkguQkwIz54id9e0RhlYsj7f5CqMZz5uwCbaNzqGzI303BRcPm07t_3sCCDj0hQ0u7iY8_a45CDhcYl22xhpB0NBRLCKRNHR5X_fB2MagDWO1Y6EIhxqXuxRMJbMaJmO9IHzu0gjvlIfSnkXfzCGd3XJ3CotaU3HqnaOkPxaNIK-s/s2592/IMG_3748.JPG" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1944" data-original-width="2592" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPTUX8rEHNkKm8n3KkguQkwIz54id9e0RhlYsj7f5CqMZz5uwCbaNzqGzI303BRcPm07t_3sCCDj0hQ0u7iY8_a45CDhcYl22xhpB0NBRLCKRNHR5X_fB2MagDWO1Y6EIhxqXuxRMJbMaJmO9IHzu0gjvlIfSnkXfzCGd3XJ3CotaU3HqnaOkPxaNIK-s/s320/IMG_3748.JPG" width="320" /></a></div><p></p><p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Aslında samimiydi de,
Kürtleri nasıl “desteklediğini” kendisinden alıntılarla görelim.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Örneğin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sokak Güzedir</i>’deki söyleşinin sonunda özellikle
şunları ekliyor:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hüseyin İnanların Diyarbakır'da
tutuklanmaları üzerine "Türkler ve Kürtler Kardeştir" diye yazdığım
bir yazıdan ötürü "Kürtçülük propagandası" yapmaktan<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">eski TCK 142/5'ten tutuklandım</i>”<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bir zamanlar Kürt demenin
suç olduğu zamanlarda belki anlaşılabilir bu “kardeşlik” çoktan Türklerin
egemen ve ezen olduğunu gizlemenin ve gözder kaçırmanın aracı olmuştur. Bunun
belli ki farkında bile değildi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Şu satırlar yine aynı
söyleşiden:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bir başka husus; çok açık söylüyorum
bugün Türk ulusunun Kürt unsuru ağır baskı altındadır. Ben Türküyle, Kürtüyle,
Abhazı, Çerkeziyle bütün yurttaşlarımızın ulusal adı olarak "Türk"
adını kullanıyorum. Kim Kürtlere baskı yapıyor? Nasıl yapıyor? Kendilerine
milliyetçi diyenler yapıyor, devlet eliyle onu kullanarak yapıyorlar. Başta ABD
olmak üzere emperyalizmle özellikle gizli servislerle de en yakın ilişki içinde
olanlarda onlar. Bunlar kimi zaman milliyetçi kimi zaman liberal-demokrat, kimi
zaman Müslümancı, kimi zaman Atatürkçüdür. Bu sıfatlarının hepsi tırnak
içindedir. Ama bir sıfatları onların asıl kimliğidir: Amerikancı. Amerikancılar
ABD'nin emir ve talimatıyla Türke Kürtü kırdırmaya çalışıyor. Ilhan Ağabey
(Selçuk) ulusal birliğimizin başlıca düşmanının dinciler olduğunu söyler. Doğru
ama yeterli değil. Ulusal birliğimizin başlıca bir başka düşmanı da soy esasına
dayanan milliyetçilik anlayışıdır. Etnik milliyetçiliği anlamıyorum. Aklım
almıyor, hayretler içinde kalıyorum. Beynimin trafoları patlıyor. Tarsuslu
Paulus... St. Paulus. Kimin bu adam? Anadolu'dan Tarsus'tan. Yani benim
yurttaşım. Benim atam sayılmayacak mı? Paulus'u reddedip de hangi coğrafyaya
vereceğiz? Miletoslu Thales, Halikarnaslı Heredot. Hepsi Anadolu'dan. Bu büyük
tarihsel birikimin mirasçısı kim? Biziz. Bununla övünmeliyiz.</i>” <o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Fazla söze gerek var mı?
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Türk ulusunun Kürt unsuru</i>” sözleri
bile sorunu nasıl ele aldığını gösterir. “Millet Devletin bir unsurudur” diyen
Genelkurmay tanımı gibi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bu “devlet
kürtçülüğü”nden, Özelsavaş kürtçülüğünden başka nedir ki?<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama en kötüsü de şu:<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bir soru, Cevat<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>MİT Müsteşar
Yardımcılığından emekli, bugün neler diyor? Biz 1990'larda konuştuğumuzda
"Üç-beş eşkıya demeyin, bu ciddi bir hareket" dediğimde, bana
gülüyordu. Dörtbeş sene sonra yine konuştuk-Cevat Ağabey ile sohbeti karşılıklı
olarak severiz-aynı şeyleri daha şiddetle söylüyor, "Kürt sorunu diye bir
sorun yoktur" gibisinden laflar ediyordu. Şimdi Türk-Kürt kardeşliği<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">hareketine bayrak olmak istiyor.</i>”<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Hasılı sadece devlet
kürtçülüğü yapmıyor, aynı zamanda Devlet’e akıl da veriyor. Çünkü 90’larda,
yani Gürkan’ın Cevat Öneş’e, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Cevat ağabey</i>”ine, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">bu ciddi bir hareket</i>” diyerek akıl verdiği zamanlar, Cevat Öneş
MİT’te görevinin başında.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kıyıcı da anlaşılan
boşuna “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">anlaşılan cuntacıymışız da
haberimiz yokmuş</i>” diye boşuna tepki vermiyor.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ve şimdi Gürkan’ın adını
bile niye anmak istememesi haklı değil mi?<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama hayal kırıklıkları
beklentiler ölçüsünde büyük olur.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kıyıcı ve Gürkan, bir
zamanlar Mihri Belli’nin yanında birlikteydiler.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Mihri, Gürkan’ın
Sosyalizme yaklaşabileceği sınırın azamisiydi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Kıyıcı için ise, bir
sosyalist olarak, müttefik görülen kesimlere yaklaşabileceği yerin azamisiydi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Hareket yenilip de gerileme
başlayınca, Kıyıcı aynı yerde kalsa bile Gürkan geldiği mevzilere, hatta daha
gerisine çekildi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Bütün bunlar Mustafa
Gürkan’ın hiçbir zaman Marksist olmadığını, Marksizmin özünü zerrece
kavramadığını ve hep sosyalist hareketle ilişkiye geçtiği zamanların, onunla
birlikte yürüdüğü zamanların, onun kavrayışını zerrece değiştirmediğini
gösteriyor.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama Gürkan kendi öznel
değerlendirmeleriyle hala sosyalist olduğunu samimiyetle düşünüyordu.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Vefatındarn birkaç ay
önce yaptığı paylaşımda şunları yazmış (4 Kasım 2023):<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Türkiyenin aktüel-politik gündemi CHP kurultayı…CHP’nin sorunu nedir?..<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sorun; CHP’nin değil Türkiyenin
sorunudur. CHP’nin solunda güçlü bir sosyalist seçenek maalesef
oluşturulamamıştır. Sosyalist harekete şöyle bir kuşbakışı bakarsanız; çok
parçalı, her bir parçası diğeri ile çekişen bir “Hareket” görüyorsunuz…<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Güçlü bir sosyalist seçenek
üretemeyen, üstelik parçalanmış sosyalist siyasal hareket, doğal olarak,
toplumu etkileyemez, etkileyememiştir.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Tarih bize öğretiyor ki; Sosyo politik yaşamın ilerlemesinin lokomotifi,
modern zamanlarda, daima, birlik halinde, toplumun hücrelerine kadar nüfuz
etmiş “sosyalist güçler” olmuştur.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sorun yalnızca sosyal
demokrasinin stratejisinin, taktiklerinin, önderlerinin/önderliğinin doğru bir
hattı izliyor olması değildir. Sorun Sosyalist hareketin parçalanmış ve çekişme
içinde debelenip durmasıdır. <o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">CHP'nin solu dağınık ve güçsüz kaldıkça, sosyal demokrat nitelikte bir
partin sağ'a kayması kaçınılmazdır.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Mesele “sosyalist
harekettedir.”…. Sosyalistler birlik olmadan ve bu birlik doğru bir rota ortaya
koymadan, toplumsal ilerleme ancak bir özlem, bir hayal olarak kalır. İçinde
bulunduğumuz koşullarda ilerlemenin ilk ve temel adımı, sosyalist hareketin
tarihsel gelişmeye ağırlığını koyması, Bağımsızlık ve Demokrasi mücadelesinde
önderliği “feth etmesidir”<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ve bu satırları yazan
Gürkan, Sosyalist bir örgüt ya da hareketin içinde değil, CHP’nin en devletçi,
en karanlık ve kritik işlerin adamı, iyi saate olsunlarla en içli dışlı
kanadından bir Baykalcı.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Yani sözün özü, CHP’nin
sağa kaymasını engelemek için güçlü bir sosyalist hareket lazım.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Tıpkı Devlet kürtçülüğü
gibi devlet sosyalistiliği<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Türk Devletini
modernleştirmek, güçlendirmek için kürtçülük ve sosyalistlik gerekir demeye
geliyor o sözlerin cilası kazınınca.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Ama bütün bu nesnel
olarak artık karşı devrimci ve devletçi konumuna rağmen, öznel olarak hala
sosyalist olduğuna “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">büyük insanlık</i>”
için savaştığına inanan ve bunun için dostluk elini uzatan eski bir arkadaş.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Tüm yazılarımı Gürkan’a da
yollamaya çalışıyordum. Sonra birine şöyle bir yankı verdi.<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan’ın bir yazım
üzerine maili:<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">29 Ağu 2015 Cmt 19:40<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sevgili Kardeşim, yazıların bana ulaşıyor.. Gerçekten "bu
işlere" kafa yoruyor olman ve bunları da ifade etmen çok olumlu.. Önemli
olan yüreğindeki ateşin sönmemiş olmasıdır. Farklı düşünüyor olabiliriz ama
"büyük insanlık" yönünde "istikametimizi" koruyor olmak çok
değerlidir.. Saygı ve Sevgilerimle..”<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Benim Cevabım:<br />
29 Ağu 2015 Cmt 22:05<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Merhaba Gürkan,<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Senden haber almak güzel bir şey. Nasılsın? Bir ara rahatsız olduğunu
duymuştum ama duyduğumda epey geçmişti, o ara ben de dışarıya gittiğimden
arayıp en azından bir geçmiş olsun diyemedim. Kusura bakma. Modern hayat böyle
insanı alıp götürüyor.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Umarım şimdi sağlığın iyidir.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bizim eski arkadaşlardan hemen hiç kimseyi göremiyorum. Sadece bu yaz
bir kere Eyüp Baba’yı gördüm, bazen da Selma’ya yolda rastlıyorum ayaküstü kısa
sohbetler ediyoruz.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Aslında ne kadar isterdim bu yaşta yalnız olmayıp en azından benzer
görüşlerde insanlar olarak bir arada olmayı.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Artık bizleri hiç tanımayan ve ön yargılarla dolu yeni kuşaklara bir
şeyler aktarmaya çalışıyorum. Bu da çok yorucu oluyor tabii. Ayrıca artık
yaşlandık. Hemen yoruluyorum.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bedriye de iyidir umarım. Kendisine selamlarımı ilet.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kendine iyi bak.<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Selam ve sevgilerimle<o:p></o:p></i></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demir</i>”<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;">Gürkan’ın cevabı<br />
29 Ağu 2015 Cmt 22:22<o:p></o:p></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sevgili ve çok değerli kadim arkadaşım, cevabını aldım.. Sağol..
Denizlide baro başkanları toplantısından dönerken Baro Minübüs'ünün arakasında
uyuyordum..Şoför hatası.. Araç takla atmaya başlamış.. Ben önce aracın içinde
sağa sola savrulmuşum, sonra yan camdan dışarı çıkmışım ve ileride yamaçta bir
kayanın dibine yuvarlanmışım.. Minübüsde gelmiş benim üstüme devrilmiş..Başım
kayanın dibinde olduğu için kafam ezilmemiş.. Ama her tarafım kırılmış,
çiğerlerim ezilmiş, mesanem ezilmiş göğüs kafesim tamamen kırılmış kalça
kemiklerim kırılmış.. neyse uzatmayayım 21 gün'ü damardan suni bakım ve solunum
cihazını bağlı 77 gün komada kalmışım.. Sonra..( 9 saat süren ) Ameliyatımı
yapan Doçent<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İkibuçuk yılda ancak
kendini toplarsın dedi.. Öğrendi ki şeker hastasıyım.. "biraz daha
sürebilir" dedi..Ve o'nun açıklamasına göre<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>"sigara içmiyor olmam" mucizevi
biçimde iyileşmemi sağlamış... Henüz 1,5 yıldan 14 gün fazla oldu.. Bunu da
aşarız be Demir..Yaşlanmış olmak yaşamın kaçınılmaz bir sonucu.. Ama yaşamın
her evresinden maksimum yararlanmak, zevk almak.. Hani Doktor (Hikmet
Kıvılcımlı) söylerdi ; "işkencedeyken bile haklı bir davayı savunma
gururunu mutluluğunu yaşamak"... Çektiğimiz sıkıntılar,yokluklar, acılar
hep böyle diye düşünmeliyiz.. Biliyorum "Tarihi, sosyal, ekonomik
şartların/ zaruri neticesi bu/ deme bilirim/ o dediğinin nesnenin önünde
kafamla eğilirim.../ Ama bu yürek o dilden anlamaz pek.." diyorsun.. Ben
de seni gözlerinden öperim sevgili kardeşim...”<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal">Benim Cevabım:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">30 Ağu 2015 Paz 08:06<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Selam Gürkan,<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Böyle ağır bir durum
olduğunu gerçekten bilmiyordum. Çok geçmiş olsun. Mucize gibi bir şey yaşıyor
olman.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ama bunu atlatacağına
inanıyorum. Çünkü senin bünyen kuvvetlidir. Tabii en önemlisi moral. Moral iyi
oldu mu vücudu çok etkiliyor.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ben hep moralim bozuk
olduğu zamanlarda büyük hastalıklar geçirdim.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">En kısa zamanda
toplarlayacağına inanıyorum.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Şimdi nerelerdesin.
Bodrum mu, Muğla mı? Ev mi Hastane mi? Bakanın var mı?<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Olur da yolum oralara
düşerse ziyaret etmek isterim.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kendine iyi bak.<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dostlukla<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demir”<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal">Gürkan’ın maili:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">30 Ağu 2015 Paz 18:04<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sevgili Kardeşim,
Cevabın için Sağol.. Ben Bodrumdayım.. Büyük Kızım ve Küçük oğlum da
Bodrumdalar.. Bedriye de var ama biliyorsun o görmüyor. artık tamamen görmez
oldu.. Gelirsen Zihniyle haberleşiriz.. Sevgilerimle canım arkadaşım..</i>”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Son mektup bu olmuş.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Şimdi okuyunca Gürkan’ın bana daha sıcak ve sevgi dolu
sözlerle hitap ettiğini, benim ise aynı sıcaklıkla cevap vermediğimi fark
ettim.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Duygularımı dışıma yansıtamam.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama şu an çok üzgünüm Gürkan’a aynı sıcaklıkta sözler
edemediğim için.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Güle güle kadim arkadaşım.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Seni yine senin sözlerinle uğurlayayım. Yakında buluşmak
üzere:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Önemli olan
yüreğindeki ateşin sönmemiş olmasıdır. Farklı düşünüyor olabiliriz ama
"büyük insanlık" yönünde "istikametimizi" koruyor olmak çok
değerlidir..</i>” <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">13 Mart 2024 Çarşamba<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com">demiraltona@gmail.com</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><br /></p>
<p align="left" class="MsoNormal" style="text-align: left;"><o:p> </o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-22516674270064772882024-02-24T20:25:00.000+03:002024-02-24T20:25:01.046+03:0024.02.2024 Tarihli Metin Yüksel ve Deniz Gezmiş’i Anma Toplantısına Mesaj Taslağı<p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLRTJTcTAUGAqRLZTZr3TQN6VxkCRxciDKy5YASg82Wu8OVm4_LQbZUUGCgbAnafhl-i6tLr_UVtBs2o1gO1FwAAdPoTD1AHMV1u8IKObxeTcR1QfKwyjL8DGEaU0UqjRgqnUncuTPzs5AYejDds165sNb7H-h8pAuwJZnlUAPmSCu3pUV_a4-pBJXOts/s1600/WhatsApp%20G%C3%B6rsel%202024-02-22%20saat%2000.03.59_6296373a.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; font-size: large; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLRTJTcTAUGAqRLZTZr3TQN6VxkCRxciDKy5YASg82Wu8OVm4_LQbZUUGCgbAnafhl-i6tLr_UVtBs2o1gO1FwAAdPoTD1AHMV1u8IKObxeTcR1QfKwyjL8DGEaU0UqjRgqnUncuTPzs5AYejDds165sNb7H-h8pAuwJZnlUAPmSCu3pUV_a4-pBJXOts/s320/WhatsApp%20G%C3%B6rsel%202024-02-22%20saat%2000.03.59_6296373a.jpg" width="320" /></a><span style="font-size: medium;"> </span><span style="font-size: medium;">Bir süre önce sayın Eliaçık’tan şöyle bir mesaj aldım:</span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">(<i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Metin Yüksel'in
vefatı 23 Şubat Deniz Gezmiş'in doğumu 28 şubat'mış bu ikisini birleştirerek
şubat ayının son haftasında bir anma toplantısı düzenleyeceğiz” “5-10 dakika
video mesaj”</i>)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu notlar o toplantıya yollanacak video içindir. Tabii
konuşma bu notlardan farklı olabilir. İnsan konuşmanın akışı içinde
unutabiliyor ve bir de süre sınırlaması var. Bu nedenle de bazı bölümleri
atlamak veya kısa kesmek zorundaydım.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz Gezmiş ve Metin Yüksel’in ortak noktaları, doğum ve
ölüm tarihlerinin bu rastlantısal yakınlığından ibaret midir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz 68’li bir “Marksist Leninist”, Metin Yüksel 78’li bir
“Politik İslamcı”.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bunların bir ortak noktası olabilir mi? <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yüzeyden bakınca öyledir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama özüne girince ilişki tam tersine döner.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bilim görünenle değil, görünenin ardındaki özle, ortak
noktalarla ilgilenir ve öz genellikle kendi zıttı biçiminde görülür. Örneğin
bizler yerimizde dururuz güneş hareket eder, ama özde durum tam tersidir. O
yerinde durmakta, bizim dünyamız dönmektedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ben burada hemen görünmeyen, ama derinde, özdeki bazı ortak
noktalara dikkati çekerek bugün ve yarın için bazı sonuçlar çıkarmak istiyorum.<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: medium;">
<o:p></o:p></span><p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Birinci ortak noktaya bir şiirle değinmek istiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<h1><span lang="tr"><span style="font-size: medium;">MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI<o:p></o:p></span></span></h1>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Buraya bakın, burada,
bu kara mermerin altında<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Bir teneffüs daha
yaşasaydı<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Tabiattan tahtaya
kalkacak bir çocuk gömülüdür<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Devlet dersinde
öldürülmüştür<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Devletin ve tabiatın
ortak ve yanlış sorusu şuydu:<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">-Maveraünnehir nereye
dökülür?<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">En arka sırada bir
parmağın tek ve doğru karşılığı:<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">-Solgun bir halk
çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ece AYHAN<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">O halde, birinci ortaklık, her ikisinin de, devlet
tarafından “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">devlet dersinde</i>” öldürülmüş
olmalarıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">İnsanların ortak yaşamasının ihtiyaçları için kurulmuş bu “Devlet”
denen mekanizma, tıpkı bir kanser tümörünün büyümesi ve içinde büyüdüğü bedenin
tüm gücünü alıp ölümüne yol açması gibi, hizmetinde olması gerektiği toplumdan
bağımsızlaşmış, büyümüş, onun kanını emmiş , onu hizmet etmesi gerekirken, onu
kendi varlığının bir aracısına dönüştürmüş, ve kendi amaçlarının bir aracı
haline getirmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">O halde ilk düşmanımız bellidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu merkezi, bürokratik, cihazı söküp, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">parçalamak</i>, bir daha, hizmet etmesi gereken toplumdan bağımsızlaşıp
onun üstünde yükselemeyecek bir ucuz, basit, mekanizma kurmaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama bu mücadele uzun bir mücadele olacaktır ve bu düşmanı
çook ciddiye almak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bir yüz metreci gibi değil, bir maratoncu gibi koşmayı
bilmeli ve öğrenmeliyiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ne demek istiyorum?<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz benim arkadaşımdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Son olduğunu bilmediğimiz, son karşılaşmamızda, bir devrim
için neler yapmak gerektiğini konuştuk. İkimiz de aslında epey önceden ayrı yollara
girmiştik. Birbirimizin kararlarına saygı gösteriyorduk. Ben Aliağa’da işçiler
içinde çalışıyordum. Deniz’lerin dağa çıkış hazırlıkları yaptığı neredeyse
herkes tarafından biliniyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ben “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">bu iş uzun vadeli
ve emekçiler içinde sabırlı çalışma gerektiriyor. Ezilen milyonlarca insanın
eylemi olmadan bir şey değiştirilemez</i>” anlamında bir şeyler söyledim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz de “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">aslında sen
de haklısın ama bu memlekette bir isyan geleneği yok. Ben böyle bir gelenek
oluşturmaya çalışacağım. Biz ölürüz. Bizim ücadelemizin mirasına gerçi
oportunisler, karyeristler konar. Ama olsun, en azından bir gelenek bırakırız</i>”
şeklinde veya anlamında konuştu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bizim kuşakta birçok arkadaş devlet tarafından öldürüldü.
Çoğunu da tanıyordum. Sanırım ölen arkadaşlarımız arasında hiçbir hayale
kapılmadan, ne yaptığını en iyi bilen Deniz’di.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Zaten sonra yaptıkları da hep sonrakilere bir mesaj vermeyi,
bir gelenek bırakmayı gözetir. Kimseyi öldürmemiştir. Mahkemelerde küçük
burjuva aydınları karşıya itmeyen bir çizgi izlemeye çalışmıştır ve ölürken de
kendi programatik ve stratejik mesajını iletmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yetmişli yılların yükselen mücadelesi sanki Deniz’in yolunun
daha doğru olduğunu ve amacına ulaştığını gösterir gibiydi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bugün burada bu anmada adı geçiyorsa belli bir anlamda
ulaştığını da gösterir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama biraz daha geniş açıdan, geniş ezilen yığınlar açısından
bakarsak durum biraz farklıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama bugün, bu devlet, yetmişli yılların isyan etmeyi
öğrenmiş insanlarına, öğrendiklerini unutturmayı başardı. Bütün bunları
olmamışa çevirdi. BugünTürkiye’deki halkın büyük bir bölümü artık devlete tapar
hale geldi, bırakın isyan etmeyi, en küçük yasal bir hakkını bile koruyamaz
durumda.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Çünkü örgütsüz. Çünkü bütün örgütler, şu “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sivil Toplum Kuruluşu</i>” denenler bile bu
devletin aparatları ve onun kontolünde.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Devlet maalesef bugün çok daha güçlü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Toplumun tüm kılcal damarlarına nüfuz etmiş müthiş bir
öğretlenmesi var ve halk en küçük bir örgütten bile yoksun. Devletin her türlü
mikrobunun, virüsünün saldırısına açık bir derisi yüzülmüş çıplak et gibi.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Devletin başarısına bir örnek olarak yine sevgili arkadaşım
Deniz’in başına gelene değinmek isterim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz, mahkemede falan küçük burjuvazi, köylülük ve
aydınlarla ittifakı, onları karşıya itmemeyi göseterek, “milli kurtuluşçu”
denen bir çizgi izlemeye çalışmıştı, yani savunmalarına Cuntayı tecrit edip
daha geniş bir cephe kurmaya yönelik, taktik kaygılar egemendi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama idam olurken, madem ölüme gidiyordu, orada artık
taktiğin yeri yoktu, programın, amaçların ve stratejinin haykırılması ve bir
mesaj verilmesi gerekiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz de bunu yaptı ve idamından birkaç saniye önce şunları
haykırdı:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">“Yaşasın Marksizm
Leninizmin yüce ideolojisi, Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık
mücadelesi!”<o:p></o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">*</i><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama bu devlet daha ilk adımda, son arzuların yenine
gtirilmesi gibi bir teamülü bile çiğneyerek, bu sözleri infaz tutanağına bile
geçirmedi. Deniz’lerin avukatı ve idamların tanığı Halit Çelenk, yayınladığı idam
gecesi anılarında, bu sözleri yazamadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ve bugün, bu devlet, Deniz’in Kürterin bağımsızık
mücadelesine vurgusunu ve Marksizm-Leninizmi unutturmuş, kendi, devlet
çizgisine getirilmiş Deniz Gezmiş’ini yaratmış ve bunu tüm topluma ve gençlere kabul
ettirmiş bulunuyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">CHP veya Kadıköy’ün solcularının bayrak yapabileceği bir
Deniz Gezmiş var artık. Bu devlete karşı isyan geleneği yaratmak için bu yolu
seçmiş, Deniz, bu devletin kendi çizgisini ve egemenliğini meşrulaştırmanın bir
aracına dönüşmüş. Gerçek Deniz Gezmiş, bizler gibi son mohikanlar dışında kimse
tarafından bilinmiyor artık.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz’in vasiyetinde “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizm-Lenin’izm’in
yüce ideolojisi</i>” dediği şey nedir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Sizler muhtemelen bu terminolojiyi bilmiyorsunuzdur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu nedenle kısa bir açıklama yapayım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Çok yanlış bir yerleşik kanaat vardır. Marksizmin bir sınıf
mücadelesi öğretisi olduğuna dair.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Marks, hayır der bunu ben bulmadım. Bunu daha önce burjuvazi
bulmuştu. Öğretimizi sınıf mücadelesine indirgemek, onu burjuvazinin kabul
edebileceği bir ideolojiye indirgemek olur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Marks, kendi katkısının, Devlet’e ilişkin olduğunu, işçi sınıfının,
sınıfsız ve sömürüsüz bir topluma ulaşabilmek için, ezen ve küçük bir
azınlıktan başka bir şey olmayan sınıfların binlerce yılda büyütüp,
mükemmelleştirdiği bu devlet cihazını sınıfsız ve sömürüsüz bir topluma gidişte
kullanamayacağını, onu parçalaması gerektiğni, kendi katkısının özünde bu
olduğunu belirtmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani bu devleti kullanamayacağınızı, bunu parçalamak, bunun
yerine, ucuz, basit, bürokratik, kırtasiyeci, militer olmayan, toplumdan
bağımsızlaşamayacak bir araç örgütlemek gerektiğini kabul ettiğinizde bir
Marksist Leninist olursunuz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz bunu demiş oluyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu Marksist terminolojiyle ifade edilmiş amaç, aslında
İslamcı terminolojiyle ifade edilmiş, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">la
ilahe illalah</i>” sözünün karşılığıdır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu “tek Allah vardır, ondan başka tanrı yoktur” sözü somutta
nedir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Allah dışında tanrılık iddialarını kabul etmiyorum demektir.<br />
Peki kim iddia eder bunu görünür ve görünmez biçimlerde.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Devlet, devletler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Devletler ve onların başındaki krallar, sultanlar, devletin
yeryüzündeki gölgesi veya temsilcisi oldukları iddiasıyla fiilen Allah’ı (Halkı)
bir kenara itip onun yerine geçerler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">“La ilahe illallah” bir eşitlik arzusu ve özleminin, keyfi
ve baskıcı, tanrılaşmış devlete isyanın ifadesidir. Halkın devletlerin
tanrılaşmasına bir isyanıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Görüldüğü gibi aslında özdeş bir amaç söz konusudur.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ancak tarihin ince alayı şudur. Tıpkı Deniz’in başına gelen
gibi, politik İslam’ın bu sloganı da gerçek anlamını yitirmiş, deletçi bir İslamın
bayrağı olmuştur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu sözler, sanki Müslümanların egemen olduğu, islam hukukuna
göre yönetilen, müslüman olmayanların ikinci sınıf insan olduğu bir toplum
arzusu gibi kavranır olmuştur. Bir çok yerde de bu amaç için kullanılmaktadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani Keyfi ve Her şeylere kardir devlete karşı bir slogan tam
Devletin istediği bir anlama gelmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Görüldüğü gibi, bu devlet herşeyi ters yüz edebilmektedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">O halde bu Devleti çok ciddiye almalıyız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Öyle sloganlarla, kısa formüllerle yenilgiye uğratılabilecek
bir düşman değil karşımızdaki.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu iş çok uzun ve muazzam çaba gerektiren bir iştir. Kısa
yoldan ve kolay bir başarı yoktur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Uzun ve belki de nesillerce sürecek bir mücadele
gerekmektedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Hiçbir başarı umudu olmadan mücadele etmeyi de bilmek
gerekmektedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani bir yüz metreci gibi değil, bir maratoncu gibi
olmalıyız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Burada Deniz’i bir yüz metre koşuusuna benzeten Can Yücel’in
şiirini anmadan geçmeyelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bilindiği gibi, Roma imparatorluğu, bir Roma gölü haline
getirdiği Akdeniz’e, “Bizim Deniz” anlamında “Mare Nostrum” diyordu. Can Yücel
biraz da sıkıyönetim sansürünü atlatmak için Deniz Gezmiş’in idamı vesilesiyle
yazdığı şiire bu latince başlığı koymuştu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: medium;"> </span></o:p></p>
<h1><span lang="tr"><span style="font-size: medium;">MARE NOSTRUM<o:p></o:p></span></span></h1>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">En uzun koşuysa elbet<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Türkiye'de de Devrim<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">O, onun en güzel yüz
metresini koştu<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">En sekmez luverin
namlusundan fırlayarak ...<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">En hızlısıydı
hepimizin,<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">En önce göğüsledi
ipi...<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Acıyorsam sana anam
avradım olsun<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Ama aşk olsun sana
çocuk, Aşk olsun<o:p></o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Şimdi Metin Yüksel’e geçelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Metin Yüksel, aslında Bitlis’li bir Kürt’tü. Babası, medrese
eğitiminden geçmiş, önemli bir Şafii Din adamıydı. Yani hukukçuydu. Bilindiği
gibi, Mezhep farkları hukuki yorum farklarıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Kendisi İslamcı gençler arasında Kürtçe konuşan, Kürtlerin
mücadelesine ilgi duyan hatta ilk kez Kürtçe slogan atandır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Aynı zamanda solculara daha yakın durmaktadır, devlete
mesafelidir ve sınıf farklarına daha hassastır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu özellikleri nedeniyle devlet tarafından bilinçli bir
seçimle öldürülmüştür.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Deniz’in sözlerinden infaz tutanağına bile geçirilmekten
korkulan ve devletin bugün unutturmayı başardığı ikinci kısmı, Kürt Halkı ve
onun bağımsızlık mücadelesinden söz ediyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Metin Yüksel’in de bu yanı unutturulmaya çalışılıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Böylece ikinci ortak noktayı buluyoruz. Kürtlerin ezilmesine
karşı çıkış.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani statü farklarına karşı bir duruş. Bunu kabul etmeme.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Burada kendi gözlemime değinmek istiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yüzeysel sosyalistler hep sınıf farkları üzerinde durur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sınıflar, iktisadi
ilişkiler içindeki konum ve çıkarları farklı</i> insan kümeleridir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama Statü farkları, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hukuki
ve politik ilişkiler</i> içindeki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">konum
farklarından</i> çıkar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani bir Alevi köylü veya Sünni köylü, bir Kürt İşçi veya
Türk İşçi iktisadi konumları ve çıkarlarıyla <i style="mso-bidi-font-style: normal;">aynı sınıftandırla</i>r.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama hukuki konumlanışları bakımından, Sünni Köylü üstte,
imtiyazlı, Alevi köylü, altta ve baskı altındadır. Hem devletin hem de devletin
yedeğindeki Sünni çoğunluğun baskısı altındadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Hukuki konumlanış bakımından, Türk işçi üstte Kürt işçi
alttadır. Hem devletin hem de devletin yedeğindeki Türk çoğunluğun baskısı
altındadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Statülerdeki, yani hukuki ve politik konumlardaki bu nesnel
bülünmüşlük varken, bu bölünmüşlük ezilenlerin birleşmesinin önündeki en büyük
engel ve bu devletin en büyük silahı ve güç kaynağıyken, sanki bu gerçeklik yokmuş
gibi, sınıf mücadelesini öne çıkarmak, fiilen, devletin dayandığı bu statü
farklılıklaına karşı tüm yurttaşların eşitliği için mücadeleyi ikinci plana
atmak ve dolayısıyla devletin oluşturduğu bu sistemin destekçisi olmak sonucunu
vermektedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ayrıca statü farkları ortadan kaldırılmadan, sınıfın,
ezilenlerin de birliği sağlanamaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Statü farklarına karşı mücadele sınıf farklarına karşı
mücadeleden daha zor bir mücadeledir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Çünkü egemen ve zengin sınıflardan, karlarından vaz
geçmelerini, sermaye ve servetlerini tüm kamuya bağışlamalarını istemek
anlamsızdır. Olması mümkün değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani ezen sınıflar kendi çıkar ve konumlarını terk etmezler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Öte yandan alt sınıflar her zaman büyük bir çoğunluk oluştururlar.
Dolasıyla bir sayı gücüyle bile sınıf farklarını ortadan kaldıracak bir güçleri
vardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama iş statü farklarına gelince, durum farklıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Sınıf farklarını kaldırmaktan üst sınıflar çıkarlı değildir
ama aslında bu statü farklarını kaldırmaktan üst statüde bulunanlar da
çıkarlıdır. Alt statüdekilerle eşit olduklarında bir kayba uğramazlar. Aksine
daha refah ve huzur içinde yaşama olanakları artar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama bunun zorluğu şuradadır. Örneğin alt statüde olan,
Kürtler ve Aleviler, üfusun azınlığıdırlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Büyük sünni Müslüman ve Türk çoğunluk alttakilerin
sorunlarına biganedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu durumda alt statüdekiler, kendi güçleriyle zaten devlet
darafından da büyük bir şiddetle korunan bu statü farklarına karşı mücadeleyi
kazanamazlar. Hem azınlıktadırlar hem de devletin muazzam gücü vardır
karşılarında. Çünkü Devlet bu sayede böyle keyfi ve tüm toplumun ezen ve kanını
emen bir mekanizma olarak var olabilmektedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu çıkışsızlıktan çıkmanın bir tek yolu var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu eşitsizliklere karşı egemen olanın, üstte olanın içinden
bir mücadele başlatmak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Özellikle bu nedenle bu çok daha zor bir mücadeledir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Örneğin egemen Müslüman çoğunluktan olanların, Müslüman
olarak, Türk ve Kürt Müslümanlara, imtiyazlı olduklarını, Müslüman
olmayanlardan alınan vergilerle, bütçesi eğitimden bile yüksek bir diyanet
teşkilatının varlığına karşı, devletin belirlediği hutbelerin camilerde
okunmasına karşı direnme çağrıları yapmaları. Müslümanların da tıpkı Aleviler
gibi, kendi gönüllü bağışlarıyla camilerini veya diğer dini görevlilerini seçip
maaşlarını kendi ceplerinden karşılamaları gerektiğini söylemeleri ve bunun
için tüm Müslümanları mücadeleye, bugünkü Resmi İslam’a karşı direnişe
çağırmamalrı gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Benzer şekilde Alevi ve Sünni Türklerin de herkesin ana dilde
eğitim hakkı, devetin okullarında Kürtlerden veya ana dili başka olanlardan
alınan vergilerle, Türkçe, Türk Tarihi, Türk Edebiyatı okutulmasına karşı
çıkmaları, herkesin ana dilinde aynı tarihi, aynı edebiyatı okuması için, gerçek
bir eşitlik, statü farklılıklarının ortadan kaldırılması için mücadele etmeleri
gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Böyle bir programı savunmalıyız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Aslında burada andığımız arkadaşların bilincinde olmadan
savundukları böyle bir programdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Sosyalist veya İslamcı hareketler, bu statü farklılıklarına
karşı hassas olmadığı ve bunu bir siyası programa dönüştüremediği, bütun bu
statü farklarına karşı mücadeleyi bir tek nehirde bireştiremediği için hepsinin
hayat damarları kurudu ve fiilen devetin bir yedeğine dönüştü.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bizim de Türkiye’deki mücadelenin başarı kazanması için,
önce merkezi bürokratik devletin yerine halktan bağmsızlaşamayacak, ucuz ve
basit bir cihaz ve statü farklılıklarını ortadan kadıracak ve gerçek anlamda
hukuki eşit yurttaşlardan oluşan bir toplumu somut talepler biçiminde
programlaştırmamız gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bunun için de Sünni Türk veya Kürt isek kendi üst statümüze
karşı, Alevilerin ve diğer dinlerden insanların gerçekten eşit statüye kavuşmaları,
Alevi veya Sünni Türk isek, Kürtlerin veya ana dili başka olanların eşit
statüye gelmesi için, yani kendi imtiyazlarımıza karşı bir mücadele başlatmamız
gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani üst konumda olanların kendi üst konumlarına karşı bir
mücadele başlatması gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">İşte burada sözü Hasreti Muhammet’e getirmek istiyorum<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Hazreti Muhammet cihatların en kutsalı kendi nefsine karşı
mücadeledir demişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Nefis denen nedir?<br />
Üst ve imtiyazlı konumdur her şeyden önce.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu söz de tam bu anlamda söylenmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bunu bu duruma aktarırsak, Türk veya Sünni olarak kendi
imtiyazlarımıza, yani nefsimize karşı mücadele gerçek bir kutsal savaş
olabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bunun için uzun bir mücadeleyi göze alacak coşkumuz ve
sabrımız olması gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Arkadaşlarımızın anısına ancak böyle layık olabiliriz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Anıları örnek olsun.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">24 Şubat 2024 Cumartesi<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com">demiraltona@gmail.com</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: medium;"> </span></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Not 1:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">İslamcı veya Sosyalist gençlerin radikalleşmelerinin ayrı
kanallarda akması ve benzer eğilimler göstermesini daha önce de bir videoda ele
almıştım. O videoda, akan ayrı iki kanal ve paralelliklerı, bu sefer Sosyalist
kesimden <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Deniz-Gezmiş ve Taylan Özgür </i>islamcı
Kesim’den de <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sedat Yenigün ve Mustafa
Bilgi</i>’nin ölümleri bağlamında ele almıştım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Videonun başlığı şöyleyşdi:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i><a href="https://youtu.be/mgZXI43-vSw?si=SVmK1awxCmZqPSZo"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Deniz’in öldürülemediği Taylan’ın Öldürüldüğü o gün: 23 Eylül 1969</i></a><i style="mso-bidi-font-style: normal;">”</i> <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Not 2:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu taslağı gözden geçirip düzeltirken bir gün önce Muhammet
Cihat Ebrari’nin Twitter’de paylaştığı bir yazısına rastladım ve paylaştım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ebrari de Metin Yüksel’in ölümüyle ilgili benzer sonuçlara
ulaşıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yazının başlığı ve linki şöyle:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><a href="https://ebrari.com/2013/02/23/metin-yukselin-oldurulme-sebebi-ve-islamcilar/"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Metin Yüksel suikastı ve ardındakiler”</i></a><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></i></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: medium;"> </span></o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-51484175287668982082024-02-19T23:32:00.001+03:002024-02-19T23:32:37.123+03:00(“Marksizm’in Yeniden İnşası”nda) Nerede Kalmıştık?<p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWwHU8qVHiYlLpuvq5BPmQUg1e7R7KA3UZ7Sxoyyi9UyP6ga6fXdoBTJzt4CIZdOVMrOz8mrG9YKK4G4CSiW7GFXYbMVsubvxD2amzbEduo-yZsRvqZQo0rC7UevmzOgChuGwGJrEyfMCi6uBT57S8vgpddtF3WEQhCElGRaPQEDWXfLte8Je0wvcrtV4/s750/cover.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="750" data-original-width="590" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWwHU8qVHiYlLpuvq5BPmQUg1e7R7KA3UZ7Sxoyyi9UyP6ga6fXdoBTJzt4CIZdOVMrOz8mrG9YKK4G4CSiW7GFXYbMVsubvxD2amzbEduo-yZsRvqZQo0rC7UevmzOgChuGwGJrEyfMCi6uBT57S8vgpddtF3WEQhCElGRaPQEDWXfLte8Je0wvcrtV4/s320/cover.jpg" width="252" /></a> <span class="MsoBookTitle"><span style="line-height: 120%; mso-ansi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 18.0pt;"><o:p> </o:p></span></span><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268910"><span style="font-size: 13.0pt; letter-spacing: .25pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">(“Marksizm’in Yeniden İnşası”nda) Nerede
Kalmıştık?</span></a></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268911"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Önce Uzun Aranın Hesabını Verme Gereği Üzerine</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268911 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">6<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310031000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268912"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Zaman ve Enerjiyi Kullanmada Optimum Çözüm Arayışları</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268912 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">8<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310032000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268913"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Politikadan Teoriye</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268913 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">12<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310033000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268914"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Politikadan Kültüre</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268914 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">12<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310034000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268915"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Kültürden Teoriye</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268915 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">14<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310035000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268916"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Politik Alanda Tarihsel Bir Olanak ve Felaket Tehlikesi</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268916 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">16<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310036000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268917"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Teoriden Politikaya</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268917 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">17<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310037000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268918"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Bilanço: “Boşa Giden Bir Emek ve Zaman” mı?</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268918 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">19<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310038000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268919"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Geçmişten Birkaç Örnek (Hep Aynı Örüntü)</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268919 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">22<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900310039000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268920"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Seçim Bozgunu ve Olası Yeni Bozgunlar<span></span></span></a></p><a name='more'></a><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268920"><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268920 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">29<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320030000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268921"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Gerileme Dönemleri ve Teori</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268921 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">31<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320031000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268922"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Dil Sorunu, Projemiz ve Sınırlarımız</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268922 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">34<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320032000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268923"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Teori ve Dil Bilmek</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268923 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">37<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320033000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268924"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Teorik Sorunlar ve Çevre Gereği</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268924 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">38<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320034000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268925"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Teorik Görevler ve Kapasite Arasındaki Uçurum</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">.. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268925 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">42<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320035000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268926"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Bilmediğini Bilmemek ve Bilmediğini Bilmek</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268926 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">44<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320036000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268927"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Ve Yapay Zeka Türkçe de Öğrendi</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268927 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">45<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320037000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268928"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Bir Sekreter veya Yardımcı: “Dil Modeli”</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268928 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">47<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320038000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268929"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Yürürken (ve Yüzerken) Dinleyerek Okuma</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268929 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">47<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900320039000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268930"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">İlk Plan</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268930 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">49<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330030000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268931"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Açıklama ve Araştırma Yöntemlerinin Zıtlığı ve Didaktik
Yöntem</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">.. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268931 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">50<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330031000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268932"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Ulus ve Ulusçuğun Kendisinde Görünümden Öze Gidiş</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268932 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">53<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330032000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268933"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Birinci Kitabın Eleştirisi Olarak İkinci Kitap</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268933 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">54<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330033000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268934"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Üçüncü Kitap: Din</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268934 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">57<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330034000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268935"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Din Kavramı: Toplum Bilimin veya Marksizm’in Atomu</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268935 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">59<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330035000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268936"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Toplum ve Doğa’da Bilgi ve Nesnesi</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268936 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">61<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330036000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268937"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Gösteren ve Gösterilen İlişkisinin Sorunları</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268937 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">62<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330037000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268938"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Dördüncü Kitap: Toplumsal Varlık ve Ortaya çıkışı</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268938 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">63<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330038000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268939"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Yazmaya Varlık’tan Başlayarak Devam Etmenin Nedeni</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268939 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">64<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900330039000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268940"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Yeni Alanlar ve Sorunlar</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268940 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">65<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900340030000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc2" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268941"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Sadece Yeni Alanlar Değil, Kaynakları Kaynağından Okumak</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268941 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">70<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900340031000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc1" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268942"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Kaynakça</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268942 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">73<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900340032000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc1" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268943"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Yazar Hakkında Bilgi</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268943 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">75<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900340033000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc1" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268944"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Yazarın Çalışmalarına Ulaşmak ve Kitaplarını İndirmek İçin
Linkler</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268944 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">82<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900340034000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc1" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268945"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Yazarın Basılı Olarak Yayınlanmış Kitapları</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;"> </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268945 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">83<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900340035000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoToc1" style="tab-stops: right dotted 347.05pt;"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_Toc159268946"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-no-proof: yes;">Dijital Kitaplar ve Derlemeler</span><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="mso-tab-count: 1 dotted;">. </span></span><!--[if supportFields]><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;color:windowtext;display:none;
mso-hide:screen;mso-no-proof:yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span
style='mso-element:field-begin'></span> PAGEREF _Toc159268946 \h <span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="color: windowtext; display: none; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-hide: screen; mso-no-proof: yes; text-decoration: none; text-underline: none;">84<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:data>08D0C9EA79F9BACE118C8200AA004BA90B02000000080000000E0000005F0054006F0063003100350039003200360038003900340036000000</w:data>
</xml><![endif]--></span><!--[if supportFields]><span style='font-size:13.0pt;
line-height:120%;color:windowtext;display:none;mso-hide:screen;mso-no-proof:
yes;text-decoration:none;text-underline:none'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--></a><span style="font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><!--[if supportFields]><span class=MsoBookTitle><span
style='font-size:13.0pt;line-height:120%;mso-bidi-font-family:Arial'><span
style='mso-element:field-end'></span></span></span><![endif]--><span class="MsoBookTitle"><span style="line-height: 120%; mso-ansi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 18.0pt;"><br clear="all" style="mso-special-character: line-break; page-break-before: always;" />
<o:p> </o:p></span></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 20.4pt; margin-bottom: 9.95pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 9.95pt; mso-outline-level: 1; mso-para-margin-bottom: .83gd; mso-para-margin-left: 0cm; mso-para-margin-right: 0cm; mso-para-margin-top: .83gd; text-align: center;"><a name="_Toc159268910"><span class="MsoBookTitle"><span style="mso-ansi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 18.0pt;">(“Marksizm’in Yeniden İnşası”nda)<br />
<span style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nerede Kalmıştık?</span></span></span></a><span class="MsoBookTitle"><span style="mso-ansi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 18.0pt; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 20.4pt; margin-bottom: 9.95pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 9.95pt; mso-outline-level: 1; mso-para-margin-bottom: .83gd; mso-para-margin-left: 0cm; mso-para-margin-right: 0cm; mso-para-margin-top: .83gd; text-align: center;"><span lang="tr" style="color: #2e74b5; font-size: 14.0pt; mso-ansi-language: #001F; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-size: 10.0pt; mso-bidi-font-style: normal; mso-fareast-font-family: "Century Schoolbook"; mso-fareast-language: #001F; mso-themecolor: accent5; mso-themeshade: 191;"><o:p> </o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268911"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Önce
Uzun Aranın Hesabını Verme Gereği Üzerine</span></a><span style="font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">“</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/12/marksizmin-yeniden-insas-birinci-kitap.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Marksizm’in Yeniden İnşas</span></i></a><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">ı</span></i><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">” projesinin birinci kitabı olan “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/12/marksizmin-yeniden-insas-birinci-kitap.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş</span></i></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">”<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn1" name="_ftnref1" style="mso-footnote-id: ftn1;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[1]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>i
parça parça yazma ve “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Demir’den Kapılar</span></i></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">”<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn2" name="_ftnref2" style="mso-footnote-id: ftn2;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[2]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
isimli bloğumuzda yayınlama işi, yuvarlak hesap 2022’nin ilk altı ayının
sonunda bitmişti (Tam tarih: 25 Temmuz 2022). Şimdi bu satırları yazarken
tarih: 7 Şubat 2024.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani aradan bir buçuk yıl gibi oldukça uzun bir zaman geçmiş
bulunuyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Keza, 2022 ilk yarısının sonunda biten bu yazıları kitap
olarak derleme ve indirmek için internete koyma 2022 yıl sonunu bulmuştu (Tam
tarih: 6 Aralık 2022).<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani birinci kitabı, dijital kitap olarak yayınlamanın
üzerinden de bir yılı aşkın zaman geçmiş.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu kadar uzun bir zaman sonra elbette birinci kitapta
yazdıklarımız unutulmuş olabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle kısa da olsa bir hatırlatma yapmak gerekir
elbette. Bunu ilerde bu yazının içinde yaparız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bu uzun aranın nedenlerini açıklamak ve bir “hesap
vermek” de gerekiyor. “Hesabı” verelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Çünkü biz sadece boş zamanlarını veya yaşamının bir dönemini
değil, tüm zamanımızı ve yaşamımızı devrimci mücadeleye adamış bir insanız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Sanki bir hesap isteyen varmış gibi, ezilenlere hesap
vermemiz de gerekir. En azından kendimize karşı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Zaten hayatımızın her anı aynı zamanda böyle kendimize karşı
da hesap vererek geçer. Tıpkı gerçekten inanmış bir dindar kişinin, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ben bugün ne hayır işledim?</i>” diyerek
kendine hesap sorması ve vermesi gibi, biz de her an “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ben bugün ezilenlerin kurtuluş mücadelesine, kendi koşullarım, gücüm ve
olanaklarım içinde, azami katkıda bulunmak için ne yaptım ve neler yapmalıyım?</i>”
sorusunun gözaltında yaşarız.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Birinci Kitap ve bundan sonra yazmak istediğimiz İkinci Kitap
arasında bu kadar uzun bir boşluk olmasının iki temel ve farklı nedeni var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Birinci neden, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Türkiye
politikasında ortaya çıkan kritik durum ve olanaklar</i> ile ilgiliydi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İkinci neden, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">teknikteki
gelişmelere </i>bağlı olarak, ortaya çıkan yeni <i style="mso-bidi-font-style: normal;">olanaklar, bu olanaklara bağlı olarak ortaya çıkan yeni alanlar ve
kaynaklarda en azından bir fikir sahibi olacak okumalar yapma gereği</i> ve
bunların da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">çalışmanın</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bundan sonra izleyeceği yolda yol açtığı
değişikliklerle </i>ilgilidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Aşağıda biraz uzun da olsa bunları açıklamaya çalışalım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu vesileyle de Birinci Kitabı biraz hatırlamış oluruz.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268912"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Zaman
ve Enerjiyi Kullanmada Optimum Çözüm Arayışları</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Genç bir insanın önünde bitmeyecekmiş
gibi uzun bir hayat vardır. Genç bir insanın, böyle bitmeyecekmiş gibi görünen
bir hayat beklentisinden hareketle, zaman ve enerjiden tasarruf gibi bir
problemi olmadan planlamasını yapar ve her işin bitebilmesi için ona gereken
zaman ve enerjiyi ayırarak plan yapabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Ama biz artık genç değildik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bu bizim önümüze ek sorunlar
çıkarıyordu. Biraz bunun yol açtığı sorunlara ve çözüm bulma çabalarımıza
değinelim.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kitabı hazırlamaya başlarken, yaşımızı, dolayısıyla bu
dünyada giderek kısalan zamanımızı ve azalan gücümüzü göz önüne alarak, güncel
politik gelişmelerle uğraşmayı, o konularda yazmayı tamamen bir yana bırakma
kararındaydık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Maddi varlıklar (para, mallar, eşyalar) “öbür dünyaya”
birlikte götürülemez, “kefenin cebi yoktur”. Ama düşünceler, eğer maddi bir
varoluşa dönüştürülememişlerse, yani yazıya geçirilememişlerse ve
Yayınlanamamışlarsa, bizimle birlikte “öbür tarafa” giderler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle, yeni bir şeyler söylediğine ve bunun ezilenlerin
mücadelesinde bir işe yarayabileceğine inanan her insan gibi, söylemek
istediklerimizi “birlikte götürmekten” korkuyorduk. Bu dünyada bırakmak
istediğimiz şeyleri bırakamamaktan koruyorduk. (Hala da korkuyoruz.) Bu nedenle
düşüncelerimizi adeta “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">yangında ilk
kurtarılacaklar</i>” olarak görüyorduk ve görüyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle beynimizdekileri mümkün olduğunca sağmaya
çalışmayı öne almıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bunu yapabilmek için de paralel iki işi, optimum bir denge
gözeterek, bir arada götürmeye çalışacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Birincisi, henüz hala yazabilir durumdayken, yeterli ve tam
olmasına bakmadan, en azından sonradan geleceklere ayak izleri bırakmak ve
onların işini kolaylaştırmak için, ulaştığımız kimi <i style="mso-bidi-font-style: normal;">sonuçları, tezler ve/veya varsayımlar olarak</i>, az çok derli toplu
sunabilmek.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani, bir ressamın daha sonra boyalarla doldurup son şeklini
vereceği bir resmi önce kara kara kalemle bir taslak, bir eskiz olarak çizmesi
gibi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İkincisi, eğer yeterince zaman ve güç bulabilirsek elbette <i style="mso-bidi-font-style: normal;">sonuçları, tezleri ve/veya varsayımları</i>
en azından a<i style="mso-bidi-font-style: normal;">kademik ve bilimsel
standartlara uygun bir şekilde derli toplu yayınlamak.<o:p></o:p></i></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani taslağı çizilmiş bir resmi boyalarla tamamlamak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bu çok zaman alacağından, bir yandan birinci işi
yaparken, işin bu yanının hamallık kısmını yaparak, malzemeleri yığarak ve
okuyarak, ilerde zaman olursa yapılacak işleri azaltmak, kullandığımız resim metaforun
göre, boyaları hazırlamak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">19. Yüzyıl’da tüp boyalar çıkana kadar ressamlar boyaları
kendileri yapıyorlar veya çıraklarına yaptırıyorlardı. Bizim yapmak istediğimiz
işte, başkaları için “tüp boyalar” vardı ama bizim için “tüp boyalar” yoktu. Bu
nedenle boyaları da kendimiz hazırlamak zorundaydık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Benzetmemize göre “tüp boyalar” olmamasının bir nedeni, var
olan kavram sistemlerini yıkıp yeni baştan kurmaya kalkmamız, olgulara farklı
bir dalga boyundan bakmamızdı. Bizim gördüğümüz dalga boyundan hazır malzeme
elde yoktu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu “tüp boyasızlık” ve bilimin ham maddesi olgular
konusundaki eksikliğin ne olduğu ve önemi “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/12/yapay-zeka-ile-bir-sohbet.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yapay Zeka İle Bir Sohbet</span></i></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">” <a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn3" name="_ftnref3" style="mso-footnote-id: ftn3;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[3]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
başlıklı yazımızda görülebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bilimin temeli olgulardır. Ama o yazıda görülebileceği gibi,
yapay zekanın bize açıkladığı olgular, bugün tüm topluma ve dolayısıyla yapay zekanın
da veri kaynağı olan internet, egemen olan, başka bir ışık altında, yani ulusçu
bir ışık altında görülmüş, seçilmiş ve kategorize edilmiş olgulardır,
çarpıtılmışlardır. Bu bakımdan onlar, anlattıkları anlattıklarıyla değil,
anlatan bakımından bir olgu veya veri oluştururlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Onlar olgular hakkındaki bilginin
çarpıtılmışlığının örneği ve delili olan olgulardır. Anlatılanı değil, anlatanı
anlatırlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kameralar aslında gösterdiklerini değil, gösterdiklerini
gösterenleri anlatırlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Özellikle Uluslar, Ulusçuluk, Din ve Toplum konularında bu
böyledir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu durum kendileri de olguları yapay zekanın anlattığı gibi
görenlerden farklı olarak, bize ek bir iş çıkarır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Anlatılan olguları, o çarpıtmalardan arındırıp, bu çarpıtmayı
hesaplayıp öyle ele almak gerekmektedir. Yani bizim için, hazır malzeme (tüp
boya) yoktu, hazır olanlar bizim işimizi görmüyordu. Onlardaki çarpılmayı
hesaplayıp ona göre verileri, “sürtünme”lerden arındırıp, kendi görüşlerimizi
açıklayabilmek için, kullanılabilir hale getirmemiz gerekiyordu. Bu anlamda boyamızı
da kendimiz yapmak zorundaydık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu gibi nedenlerle, Bir yandan hem<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </i>önümüzde sanki bitmeyecek bir zaman ve enerji varmış gibi de
çalışmaya devam etmek, hem de yarın ölecekmiş ve hiçbir şey bırakamadan
gidecekmiş gibi, kafada ne varsa, kaşı kara gözü kara demeden azamisini burada
bırakmaya çalışmak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani birbiriyle çelişen, iki işi bir arada yapmaya
çalışıyorduk. Halkımızın deyimiyle, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hiç
ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol</i>”
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu iki iş çelişkili olduğundan, birinden almadan diğerine
verilemeyeceğinden, sınırlı ve giderek kısalan ve azalan zaman ve gücü, bunlar
arasında dağıtarak, optimum çözümler bulmaya çalışıyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Her iki iş de esas olarak <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Teorik
</i>karakterde olduğundan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik</i>
mücadeleye enerji ve zaman harcamayı bir yana bırakmak gerekiyordu ve
bırakmıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Çünkü daha ilk kitabın ilk bölümünün başındaki “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/01/politik-mucadele-ve-bilim-marksizm.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Politik Mücadele ve Bilim (Marksizm) - (Marksizm’in Yeniden İnşası - 01)</span></i></a><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">”<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn4" name="_ftnref4" style="mso-footnote-id: ftn4;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[4]</span></span><!--[endif]--></span></span></a> </span></i><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">başlıklı yazıda da üzerinde
durduğumuz gibi, temel kavramlarda bir değişim, bir ilerleme, bir derinleşme,
bir dakiklik sağlanması olmazsa olmazdı.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268913"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Politikadan
Teoriye</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"> <o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ancak teorik bir devrim yepyeni bir program ve strateji
belirlemeyi sağlayabilir, böyle bir açıklık sağladıktan sonra ezilenlerin
mücadelesi tekrar “sabrın derinliklerini ve coşkunun zirvelerini” harekete
geçirecek bir canlanma ve güç bulabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İnsanlığın, çağın içinde bulunduğu durumda, bir çıkış yolu
için, kısa vadeli ve kısmi olana değil (buna dar anlamıyla, küçük harfle <i style="mso-bidi-font-style: normal;">politik</i> diyelim), uzun vadeli ve genel olana
(buna da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Teorik </i>veya genel anlamıyla
büyük harfle <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik</i> diyelim) ağırlık
vermek gerekiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle, Teoriye ağırlık vermek te Politik bir eylemdi ve
eylemdir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Aslında “politika dışı” bir davranış mümkün değildir. “Politika
dışı” davranış da bir (geniş anlamıyla) Politik eylemdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Paradoksal bir ifadeyle, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik</i>
önceliğimiz <i style="mso-bidi-font-style: normal;">politikaya</i> öncelik
vermemektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Örneğin Lenin veya Troçki’nin de, geri bir ülkede iktidara
geldikleri için, artık Politik değil Kültürel çalışma önceliğimizdir derken,
aslında kültüre öncelik veren bir Politikayı ifade etmiş olduğu gibi.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268914"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Politikadan
Kültüre</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Programınız</span></i><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"> varsa, politik iktidar sorununu
çözmüş iseniz (Lenin ve Troçki gibiler 20’li yıllarda, haklı olarak, durumu en
azından böyle görüyorlar ve algılıyorlardı ve bu nedenle politikaya değil, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kültüre öncelik verme Politikasını</i>, hatta
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kültürlü Tüccarlar”<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn5" name="_ftnref5" style="mso-footnote-id: ftn5;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[5]</span></span><!--[endif]--></span></span></a></i>
olmayı<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn6" name="_ftnref6" style="mso-footnote-id: ftn6;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[6]</span></span><!--[endif]--></span></span></a> hedef
olarak koyabiliyorlardı.) acil <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik
görevinizi, politika değil Kültür </i>olarak tanımlayabilirdiniz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt;">Örneğin Lenin şöyle yazıyordu:<a name="_CTVK00155cce0dabfb341a58c3f126f33e54c51"><o:p></o:p></a></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="mso-bookmark: _CTVK00155cce0dabfb341a58c3f126f33e54c51;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ne
demek istediğimi açıklayayım. Robert Owen'dan itibaren eski kooperatifçilerin
planları neden fantastikti? Çünkü sınıf mücadelesi, siyasi iktidarın işçi
sınıfı tarafından ele geçirilmesi, sömürücü sınıfın egemenliğinin yıkılması
gibi temel sorunları hesaba katmadan, çağdaş toplumu barışçıl bir şekilde
sosyalizme yeniden biçimlendirmeyi hayal ediyorlardı. Bu nedenle, bu
"işbirlikçi" sosyalizmi tamamen fantastik ve sadece nüfusu işbirlikçi
toplumlarda örgütleyerek sınıf düşmanlarını sınıf işbirlikçilerine ve sınıf
savaşını sınıf barışına (sözde sınıf ateşkesi) dönüştürme hayalini romantik ve
hatta banal olarak görmekte haklıyız.<o:p></o:p></i></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="mso-bookmark: _CTVK00155cce0dabfb341a58c3f126f33e54c51;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kuşkusuz günümüzün temel görevi açısından haklıydık; çünkü sosyalizm,
siyasi iktidar ve devlet için bir sınıf mücadelesi olmaksızın kurulamaz.<o:p></o:p></span></i></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="mso-bookmark: _CTVK00155cce0dabfb341a58c3f126f33e54c51;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ancak siyasi iktidarın işçi sınıfının eline geçtiği, sömürücülerin siyasi
iktidarının yıkıldığı ve tüm üretim araçlarının (işçi devletinin belirli
koşullarda ve belirli bir süre için sömürücülere imtiyaz şeklinde gönüllü
olarak terk ettikleri hariç) işçi sınıfının mülkiyetine geçtiği şu anda işlerin
nasıl değiştiğine bir bakın.<o:p></o:p></span></i></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="mso-bookmark: _CTVK00155cce0dabfb341a58c3f126f33e54c51;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Şimdi, bizim için yalnızca işbirliğinin büyümesinin (yukarıda bahsedilen
"küçük" istisna dışında) sosyalizmin büyümesiyle özdeş olduğunu
söylemeye hakkımız var ve aynı zamanda sosyalizme bakış açımızda radikal bir
değişiklik olduğunu da kabul etmeliyiz. Bu radikal değişiklik şudur; eskiden
temel vurguyu siyasi mücadeleye, devrime, siyasi iktidarın kazanılmasına vs.
yapardık ve yapmak zorundaydık.<span style="mso-bidi-font-weight: normal;"> Şimdi
vurgu değişiyor ve barışçıl, örgütsel, "kültürel" çalışmaya kayıyor.
Uluslararası ilişkilerimiz olmasaydı, dünya ölçeğindeki konumumuz için mücadele
etmek zorunda olmasaydık, vurgunun eğitim çalışmalarına kaydığını
söylemeliydim. Ancak bunu bir kenara bırakır ve kendimizi iç ekonomik
ilişkilerle sınırlarsak, çalışmalarımızdaki vurgu kesinlikle eğitime kayıyor</span></span></i></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">.”</span></i><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn7" name="_ftnref7" style="mso-footnote-id: ftn7;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: black; font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: black; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[7]</span></span><!--[endif]--></span></span></span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"> <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><a name="_Toc159268915"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Kültürden Teoriye</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;"><br />
</span></span><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bugün
yaşadığımız dünyada çok gerilere gitmek zorundayız. İleriye sıçrayabilmek için
geri gitmek, oku olabildiğince ileri atabilmek için, yayı iyice geri doğru
germek gerekir. Bu nedenle Acil Politik görev, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kültür değil</i>, P<i style="mso-bidi-font-style: normal;">olitika değil,
Teori</i> ve dolayısıyla <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Program ve
Strateji </i>olmalıdır diyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bugün kendini muhalif saflarda görenler, tıpkı Ütopik
Sosyalistler gibi Devletleri yıkma sorununu görmüyorlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">19. Yüzyıl Ütopik Sosyalistleri ezilenlerin mücadelesinin
birikimi açısından bir başlangıcı, el yordamıyla yeni alanları keşfetme
çabasını ifade ediyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bugün dünyayı değiştirme adına, bu tür komünal ve çevreci
yaşam kurma denemeleri, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Amerika’yı
yeniden keşfetmek</i>”ten başka bir sonuç vermeyecek bir hafiza kaybını ve
günün acil görevlerinden, gerçek politik görevlerden, yani teoriden kaçmayı
ifade ediyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">En iyimser bakışla, Troçki’nin kullandığı bir imgeyle, aynı
yolu bu sefer dizleri üzerinde, sürünerek kat etme anlamına geliyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Eşitlikçi, dayanışmacı “çevre dostu”, alternatif toplum
hayalleri, dayanışmacı ve çevreci toplum adacıkları kurma hayalleriyle gerçekleşemez.
Bütün bu çabalar, ilk ütopik sosyalistlerinkinden bile daha büyük hayal
kırıklıkları, dağılmalar ve sonunda karşı olduğuna dönüşmeler, yani bir
kapitalist işletmeye dönüşmeler ile sonuçlanacaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bütün bu çabalar, nesnel olarak bu kapitalist sistemin,
ulusların ve ulusal devetlerin ömrünü uzatan çabalar olmaktadır ve olacaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Biz ise böyle bir dünyada, “Teori”, “Marksizmin Yeniden
İnşası”, “Uluslar ve Ulusçuluğun Teorisi ve Tanımı”, “Din’in tanımı ve teorisi”
diyerek, sanki arkaik bir canlı türü veya türünün son örneği bir canlı gibi
kalıyoruz ve onlar tarafından da öyle görülüyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle yazdıklarımızın, özellikle yeni kuşaklar arasında,
herhangi bir yankı bulması, yayınlarımızın dalga boyunda rezonans gösterecek
bir alıcı bulunması neredeyse olanaksızdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Hele daha önceki, Bektaşi’nin dediği gibi, “namazları kılınmış”,
tüm teorik ve programatik sorunları çözülmüş, eski söylediklerini tekrar eden
kişi ve politik örgütler için, yazdıklarımız ve ele aldığımız konular bile, onların
varoluş koşullarına bir saldırı olarak kavranır ve kavranacaktır. Dolayısıyla
görmezden gelinmek zorundadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Çağın ortaya çıkardığı görev, yakalanacak ana halka: Teori, daha
somut olarak, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizmin Yeniden İnşası</i>
idi ve bu nedenle sorunumuz, bu teorik görevin nasıl tamamlanacağı, hangi
taktikler ve optimum çözümlerle en kısa zamanda en çok yol alınabileceği gibi
noktalarda yoğunlaşıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268916"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Politik Alanda Tarihsel Bir Olanak ve Felaket
Tehlikesi</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"> <o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ancak Türkiye’de yaklaşan seçimler, demokratik güçler ve
özellikle Kürt hareketi için olağanüstü uygun bir konumlanış sunuyordu ve bu
olanağı neredeyse hiç kimse görmüyor ya da gören olursa da “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">akıntıya karşı</i>” duracak güç bulamıyor ve
seslerini çıkaramıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu olağanüstü bir fırsat sunan kritik durumda, ortaya çıkan
olanaklar görülür ve de uygun taktikler izlenebilirse, demokratlar veya
demokrasi eğilimli örgütler, eğilimler, kişiler, sınırlı güçlerinin çok
ötesinde bir etki sağlayabilir ve hem kendilerini tecrit olmaktan kurtulabilir
hem de gelişmelerin gidiş yönünü değiştirebilir ve de bugünkü rejimi
geriletebilirler ve demokratik güçlere (yani kendilerine) daha geniş bir
hareket alanı sağlayabilirlerdi. En azında bir mücadele morali
kazanabilirlerdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Elbette burada en örgütlü ve büyük güç olan Kürt Özgürlük
Hareketi ve onun alacağı tavırlar hayati önemde olacaktı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Türkiye’deki sol ve demokrat denilen kesimlerin, (Özellikle
de HDP’nin) ortaya çıkan olağanüstü uygun durumu görecek ve esnek taktiklerle
değerlendirecek yetenekte olmadığını ve bu tek atımlık barutu yerinde ve
zamanında kullanamayacağını, kullanılmazsa çok olumsuz sonuçlar çıkacağını
gördüğümüzden, gözümüz önünde böyle bir felaketin yaşanmaması ve felaketi
engellemek için, elimizden geleni ardımıza koymamak gerektiği sonucuna ulaştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu durumda dar anlamıyla politik mücadeleye zaman ve enerjiyi
aktarmak, ona öncelik vermek gerekiyordu. Yani içinde bulunulan politik
konjonktürde,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>seçim sürecinde,
önceliğimiz, politikaya öncelik vermek oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Böyle bir karar vermemizde, kendi özel konumumuzun da bir
payı oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Her zaman Kürt Özgürlük Hareketini, Türk sosyalistlerinden,
demokratlarından ve liberallerinden tecrit olma bahasına bile desteklemiş bir
insan olarak, sesimizin duyulma ve ciddiye alınma olasılığı olabilirdi. En
azından Kürt hareketinin içindeki etkili bazı kesimlerde görüşlerimizin veya
yazılarımızın izlendiği yönünde izlenimlerimiz ve dolaylı bilgilerimiz vardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu özel durum nedeniyle, belki önerilerimiz bir reaksiyonun
başlaması için bir katalizör işlevi görebilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle kitabı yazmaya ara vermeye, güç ve enerjiyi bu
konjonktürel durumun ortaya çıkardığı acil görevlere, yöneltmeye karar verdik.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268917"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Teoriden Politikaya</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Elbette,
yazdıklarımızı muhtemelen kimsenin ciddiye almayacağını, alanların da
muhtemelen önerdiğimiz ezber bozan esneklikleri savunacak bir cesaret
gösteremeyeceğini, gösteren çıkarsa bunların da anlayamayacağını tahmin
ediyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu öngörüye
rağmen, yine de çırpınmak, tencerenin dibini kazımak, yapılabilecek her şeyi
yapmak gerekirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Çünkü en umutsuz durumlarda bile mücadele etmek gerekir,
sonucu her zaman mücadele belirler ve mücadele ederek yenilmek, bazen mücadele
etmeden bir başarıya ulaşmaktan veya kazanca konmaktan çok daha değerli
olabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kaldı ki, kimse ciddiye almasa dahi, hiçbir somut etkisi
olmasa dahi, o verili durumda, doğru bir tavır ortaya koymanın ve bir devrimcinin,
bir Marksist’in, doğru ve esnek taktikler izlemesinin örneğini sunmanın veya
sunmaya çalışmanın kendisi de, ezilenlerin gelecekteki mücadeleleri için verili
koşullarda, ezilenlerin mücadelesine <i style="mso-bidi-font-style: normal;">azami
bir katkı yapmanın </i>bir yolu olabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ve nihayet, böyle bir davranış, bir devrimcinin, bir Marksist’in,
bir yandan Marksizm’in temellerine inerek, onun en temel kavramlarını yeniden
tanımlamaya çalışıp geliştirmeye çalışırken, yani <i style="mso-bidi-font-style: normal;">en soyut</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">en derin</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">en genel</i> teorik sorunlarda yoğunlaşmış,
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizm’in Yeniden İnşası</i>” gibi
iddialı bir çalışmanın içindeyken, yani tümüyle en “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">saf teori</i>” alanındayken bile, aynı zamanda somut bir politik
mücadeleye, örneğin seçim taktiklerine yönelmesinin, bir bütün olduğunun, somut
bir örneği de olabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu gibi nedenlerle, 2022’nin ikinci yarısını ve 2023’ün ilk
yarısını, yani yuvarlak hesap bir yılı, seçim sürecinde izlenmesi gereken
taktik ve mücadele biçimlerine ayırdık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu dönemde, yuvarlak hesap yarısı yazı yarısı video olmak
üzere kırka yakın yayın yaptık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ayrıca, kişisel bazı girişimlerimiz oldu (Özellikle Kürt
Özgürlük Hareketinde etkili olabilecek kişi ve kesimlere ulaşabilmek,
önerdiğimiz karar alma yöntemlerini somutlamak gibi vs.)<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn8" name="_ftnref8" style="mso-footnote-id: ftn8;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[8]</span></span><!--[endif]--></span></span></a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bunu yaparken elbette diğer çalışmamızı, yani teorik olanı,
temellere, genel olana yönelik çalışmamızı tamamen bir kenara itmedik. Aynı
zamanda, önceki benzetmeye sadık kalırsak, “boyaları hazırlamaya” da devam
ettik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani bu sefer, politik ve teorik arasında bir denge de
tutturmaya çalışıyorduk. Ama teorik çalışmada denge, yazmaktan ziyade okumaya
yönelikti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Özetle, Türkiye politikasında yaklaşan şeçimler, olanaklar ve
bunun kritik önemi, bizi ilk planımızı ve önceliklerimizi değiştirmeye zorladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bu vesileyle bir bilanço da çıkarmak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268918"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Bilanço: “Boşa Giden Bir Emek ve Zaman” mı?</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Öngördüğümüz gibi, yazdıklarımız hiçbir etki göstermedi ama
hem önerilerimizin doğruluğu hem de öngörülerimiz, olaylarca, bizim bile tahmin
edemediğimiz ölçüde ve maalesef parlak bir şekilde doğrulandı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İşin ilginci, bu doğrulanma, bizim bile beklemediğimiz
kesinlikte ve keskinlikte, önerilerimizi görmezden gelen veya karşı çıkanların,
bir uçtan bir uca savrulmaları biçiminde, gerçekleşti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Önerilerimize uzak duranlar, yok sayanlar veya “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">bir Ülkücüyü destekliyor</i>” diyerek alay
edenler veya Meral Danış Beştaş veya HDP gibi, karşı taraftan en fazla oy
alabilecek Yavaş’ın adaylığını “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">kırmızı
çizgi</i>” ilan edenler, ikinci turda, babadan istihbarat ve özel savaş
elemanı, faşist Ümit Özdağ’a veya Ümit Özdağ’a teslim olmuş Kılıçdaroğlu’na oy
vermek ve istemek zorunda kaldılar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani ortada bir referandum olduğunu ve karşı taraftan en çok
oy alabilecek kişinin aday gösterilmesi gerektiğinin doğru olduğunu <i style="mso-bidi-font-style: normal;">fiilen</i> kabul etmek zorunda kaldılar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Peki bu durumdan ders çıkarma veya yazdıklarımız üzerine en
küçük bir tartışma oldu mu?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Hayır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ergun Aydınoğlu’nun, kısa bir süre önce okuduğum, </span><a href="https://aydinogluergun.blogspot.com/"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">bloğunda</span></a><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn9" name="_ftnref9" style="mso-footnote-id: ftn9;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><u><span style="color: #0563c1; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-themecolor: hyperlink;"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><u><span style="color: #0563c1; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-themecolor: hyperlink;">[9]</span></u></span><!--[endif]--></span></span></u></span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"> yayınladığı, seçim sürecini
değerlendiren seri yazılarında<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn10" name="_ftnref10" style="mso-footnote-id: ftn10;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[10]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
gösterdiği gibi, bırakalım bizim önerilerimizi bir yana, genel olarak bu
yenilgi ve izlenmiş seçim taktikleri üzerine ne genel olarak muhalefette ne
Kürt hareketinde, ne sosyalistlerde, ne aydınlarda en küçük bir değerlendirme
ve tartışma bile olmadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Herkes sanki hiçbir şey olmamış gibi, sanki hep doğru bir çizgi
ve taktik izlenmiş gibi, “eski hamam eski tas” devam etti ve ediyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Sanırım Troçki’nin, dediği gibi, yenilgi ve gerileme
dönemlerinde, insanlar genelleme yeteneklerini yitirirler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Elbette haklı çıkmanın ve bunu hatırlatmanın veya bundan söz
etmenin, başkalarının gözündeki iticiliğini bilmez değilim. Ortadaki iflası
kimsenin yüzüne de vurmamaya çalıştım. Ama böylesine kör parmağım gözüne bir
durumda, yeri gelince bazı muhataplara, yanıldıklarını hatırlatmaya yönelik
bazı imalarım bile tepkilerle karşılaştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Halbuki şimdi bizzat CHP’nin içinden ortalığa saçılan kimi
itiraflarda görüldüğü gibi, CHP Genel Merkezi’nin ve Kılıçdaroğlu’nun
yaptırdığı araştırmalarda bile Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağın, adı geçen
adaylar arasında en düşük oyu aldığının bilindiği ve buna rağmen
Kılıçdaroğlu’nun adaylığının dayatıldığı ve bu dayatmaya, dolayısıyla
yenilgiye, demokratların, sosyalistlerin ve Kürt hareketinin destek vermiş
olduğu ortaya çıkmış, bulunuyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani bu yenilginin gerçek sorumlusu, önerilerimizi görmezden
gelen, bunun bir “Erdoğan’a evet mi hayır mı?” şeklinde bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">referandum </i>olduğunu görmeyen, görmek
istemeyen, dolayısıyla buna uygun taktiklerin ne olması gerektiği gibi bir
sorunu gündeme bile koymayan, kendi yankı odalarında kendi seslerine aşık olan,
demokratlar, sosyalistler ve Kürt Hareketidir.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268919"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Geçmişten Birkaç Örnek (Hep Aynı Örüntü)</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Elbette bu, hiç bir şey olmamış gibi, olgularla doğrulanmış
gibi süren tavrın hemen her durumda böyle olduğunu biliyoruz. Kendi
hayatımızdan birkaç örneği zikretmeden geçmeyelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Örneğin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dev-Genç</i>
içindeki, 12 Mart öncesindeki bölünmelerde “İşçilerin Sınıf olarak öncülüğü mü,
yoksa onun yerine ikame edilmiş küçük bir aydınlar gurubunun ideolojik öncülüğü
mü?” şeklindeki devrimin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hangi güçlere
dayanması, öz ve yedek güçlerin</i> kimler olması gerektiğine dair <i style="mso-bidi-font-style: normal;">strateji tartışmasında</i>, biz <i style="mso-bidi-font-style: normal;">İşçi Sınıfının fiili</i> öncülüğünü
savunanlardandık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Neredeyse tüm diğerleri ise “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">işçi sınıfının ideolojik öncülüğü</i>” veya “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">köylülük yedek değil temel güç</i>” diyerek, kendilerini ya da
Köylülüğü devrimin temel gücü olarak, işçi sınıfının yerine geçiriyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bizim haklı olduğumuz olaylarca kanıtlandı, ölmeyip de sağ
kalan arkadaşların hiç birisi, 12 Mart dönemi sonrasında, eski akıl
yürütmelerinin sonuçlarını çıkarmaya devam etmediler ve fiilen ayaklarıyla
bizim dediğimizin haklı olduğuna oy verdiler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Örneğin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">THKO</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Halkın Kurtuluşu</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Emeğin Birliği</i> oldu. Örneğin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">THKP-C</i>,
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kurtuluş</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dev-Yol</i> vs. oldu. Hiçbiri bir daha <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Foko</i> yapmaya veya “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Suni Denge</i>”yi
bozmaya kalkmadılar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Türkiye’ye feodal (veya Mihri Belli gibi “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Türkiye toprağından feodalizm fışkırıyor</i>”)
diyerek, köylüleri “temel güç” alanlar (TİKKO vs.) da farklı olmadı. Bu
geleneğin kalıntıları ve devamları, defalarca “Türkiye’nin (artık) kapitalist”
olduğunu keşfetmekten ve her keşifte tekrar bölünmekten kendilerini alamadılar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama stratejideki bu yanlışlarının teorik temellerini
eleştiriden ve teorik temellere inen bir özeleştiriden kurtulmak için, bu
yanlışlarını, yapılan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">strateji tartışması
</i>(Yani hangi güçlere dayanılacağı ve bu güçlerin nasıl konumlanması
gerektiği) sanki o zamanlar <i style="mso-bidi-font-style: normal;">taktik ve
mücadele biçimlerine ilişkin bir tartışmaymış</i> gibi koyup, işçi sınıfı temel,
köylülük yedek güçtür diyenleri, yani bizi, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sovyetik ayaklanmacı</i>” olarak damgalayıp, silahlı mücadeleye başvurarak,
bir “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">kopuş</i>” başardıkları mitolojisini
yarattılar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Eğer bu ayrılıklarda bir “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">kopuş</i>”
var idiyse, bunu yapan bizdik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bunu hala kimse bilmez ve kimse de farkında değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Hayatımızı ve çabalarımızı, yaşasalardı çoğunun da kendi
ciddiyetsizlikleriyle dalga geçeceği ve ezilenlerden tecrit olmuş bir şekilde, dağa
çıkmış, hemen devletçe işi bitirilmiş arkadaşlarımızdan farklı olarak, bir
sendika görevlesi ve bürokratı olarak değil, bizzat işçilerin içinde, işçileri
örgütleyerek sürdürdük.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Dayandığımız Teorik Temel de o zamanki bilgilerimiz içinde <i style="mso-bidi-font-style: normal;">dünyadaki en gelişmiş ve orijinal teorisyen</i>
olan, Hikmet Kıvılcımlı idi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Gerçek “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">kopuş</i>”
buydu<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn11" name="_ftnref11" style="mso-footnote-id: ftn11;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[11]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Biz bu “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">kopuş</i>”un
devamı ve mantık sonucuyuz.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bir başka örnek, yetmişlerin ilk yarısında, 12 Mart dönemi
karanlıklarında, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Doktorcular</i>”
içindeki bölünmede, daha sonra TKP-B (ve onun kuracağı) TSİP’i kuranlarla, yani
burjuva sosyalizmi ile ittifak diyerek, tüm teorik ve ideolojik mevzileri
onlara teslim edenlerle ve burjuva sosyalistleriyle bölündük ve yıllarca hapis
cezası almamızla sonuçlanan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kıvılcım</i>
gazetesini altı hafta kadar çıkarabildik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu ayrılıkta, burjuva sosyalistlerinin (yani TSİP’i oluşturan
genellikle TİP’ten gelmiş, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalist
Parti İçin Teori ve Pratik Birliği</i>” dergisini çıkarmış akademisyenlerin
(Yalçın Yusufoğlu, Ahmet Kaçmaz, Oya Baydar vs.) aslında Kıvılcımlı’nın
görüşlerini savunur görünüp savunmadıklarını, onu anlamadıklarını ve
bayağılaştırdıklarını söyledik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Sonradan TKP-B’yi kuranlar veya TSİP’ten ayrılanlar, kendi
teorik çapsızlıklarını güya kullandıklarını söyledikleri akademisyenlerin, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kitle</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">İlke</i> gibi dergilerde yayınlanan, çarşaf çarşaf yazılarıyla
kapatmaya çalışıyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Dediklerimizin hepsi çıktı. TSİP’liler asıllarına rücu ettiler
üzerlerinde bir eğreti giysi gibi duran Kıvılcımlı’yı attılar, Sovyetler’in
yanına gittiler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Onları kullanmaya çalışanlar da (TKP-B) Kıvılcımlı’nın teorik
mirasıyla zaten pek az olan ilgilerini kesip, radikal bir söylemle var olmaya
çalıştılar.<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn12" name="_ftnref12" style="mso-footnote-id: ftn12;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[12]</span></span><!--[endif]--></span></span></a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani aslında doktoru anlamadıklarını ve savunmadıklarını
yaptıklarıyla gösterip eleştirimizin doğru olduğunun somut bir kanıtını
oluşurdular.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Peki en küçük bir özeleştiri görüldü mü?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yok.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yıllar ve yıllar sonra ne TSİP, ne TKP-B kalmadıktan sonra,
bir tek, yanılmıyorsam “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Teori ve Politika</i>”
dergisinde, Mehmet Güneş’in o döneme ilişkin, Kıvılcımlı’yla ilgili bir
özeleştirisi çıktı. Hepsi o kadar.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yetmişlerin sonunda, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Vatan
Partisi</i> içindeki bölünmede, Kıvılcımlı’nın Politik konularda bir Stalinist olduğunu,
Sovyetler Birliği’nin bürokratik bir rejim olduğunu, Doktor’un Troçki’yi
anlamadığını, Troçki’nin haklı olduğunu vs. gördüğümüzde ve mantık sonuçlarına
gitmekten hiç çekinmeden, Troçkist görüşleri benimsediğimizde, neredeyse
teorisyeni durumunda olduğumuz örgütten ve “doktorcu” denen çevrelerden tecrit
olduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama olaylar vardığımız sonucun doğruluğunu, Sovyetlerin ve
Duvar’ın çöküşüyle çok dramatik bir biçimde gösterdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">O zamanlar, bizim “Troçkizm Bataklığına” gittiğimizi
söyleyen, bizim Burjuva sosyalizmini savunduğunu söylediğimiz ve eleştirdiğimiz
diğer taraf, Yani <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalist Vatan Partisi</i>
veya daha sonraki SODAP (Mehmet Özler) ve ondan bölünen <i style="mso-bidi-font-style: normal;">TÖP</i> (Oğuzhan Kayserilioğlu) ve ondan da bölünen, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">SYKP</i> (Tuncay Yılmaz) gibi partilerin hiç
biri bu çöküşün nedenleri ve Stalin Troçki bölünmesinde Troçki’nin (dolayısıyla
bizim tutumumuzun) haklılığının tarihsel olarak ve olgularca doğrulandığını
kabul etmediler, sanki hiç Duvar yıkılmamış ve Sovyetler çökmemiş gibi devam
ederek, kendi küçük örgütlerinin yeni kuşaklarından, bu ayrılıkların temelindeki
tartışmaları ve ayrılıkları gizlediler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Küçük örgütler olarak bürokratlaştılar ve bugün mecliste Kürt
hareketinin bonkörlüğü sayesinde sanırım üçe yakın milletvekilleri bile var. <o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Seksenlerin sonunda, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">tarih
bizim haklılığımızı kanıtladı, teorik gücümüz de var. Herkes Troçkist olacak</i>”
havası içinde, Türkiye’deki Troçkistlerin, çavuş talimnamesine benzer
tüzüklerle parti kurmaya çalışmalarına karşı çıktığımızda yine aynı şey oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bölündüler ve hayalleri battı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Devam edenler, o hayalleri gerçekmiş gibi küçük mahfiller
olarak aynı bürokratlaşma ve sektleşme sürecine girdiler.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kuruçeşme Tartışmaları</span></i><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">’nda yeni sorunların varlığını öne
çıkarıp, gerekli olanın bir birleşme değil, bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">reorganizasyon</i> olduğunu, eski örgütlerin birleşmesiyle değil, yeni
bir kompozisyonla (rekompozisyon), eski bölünmelerle bölünerek ancak bir
toparlanma sağlanabileceğini, Sosyalist Birlik tartışmaları ve toplantılarının,
örgütler için bir salhane olması gerektiğini, aksinin çürümekte ve dağılmakta
olan örgütlerin yeniden canlanmasına yol açacağını söylüyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kaybedecek örgütü olanlar “uçuyorsun” diyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Örgütleri bir araya getirmekten ötesini göremeyen Mahir
Sayın’ın veya <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kurtuluş</i>’un, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dev-Yol </i>olmadan bu iş olmaz”
yaklaşımıyla Kuruçeşme başlangıcını olmamışa çevirmesi, Duvar’ın yıkılışı
altında unutuldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama tarihin ince alayı o ki, tam da uyardığımız gibi oldu. Kuruçeşme
dağılmakta ve kan kaybetmekte olan örgütlerin yeniden hayat bulmasına yol açtı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Mahir Sayın daha sonra amacına ulaştı, Kuruçeşme’nin silik
bir kalıntısına katarak, dağılmış Dev-Yol’un ÖDP biçiminde bir reenkarnasyon (Basübadelmevt,
Ölümden sonraki diriliş) yaşamasına yol açtı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ve sonra can suyu verdiği tarafından suyu kesildi, Kurumuş
Çeşmeye döndü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kimsenin bu gidişi, dar görüşlü politikayı eleştirdiği ve bir
bilanço çıkardığı görüldü mü?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Dediklerimiz ve öngörülerimiz neredeyse tıpı tıpına
gerçekleşti.<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn13" name="_ftnref13" style="mso-footnote-id: ftn13;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[13]</span></span><!--[endif]--></span></span></a><o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bir bütün olarak Türkiye sosyalist hareketine karşı, gerek
doksanlar ve 2000’lerde Kürt Hareketini ve onun içinde de Öcalan’ın önderi
olduğu hareketi destekledik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Neredeyse, bütün Türk sosyalistlerinden farklı bir çizgi izlediğimiz
için hepsinden tecrit olduk. Öcalan yakalanınca “Davayı sattı, teslim oldu”
diyenlere karşı, bir strateji değişikliği yapıyor dedik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kürt hareketinden uzak durup, “aktif Gözlemci” olanlar veya
onun “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Çatı Partisi</i>” girişimlerini
Kürt hareketinin “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Emeğin Dili</i>”ni
bilmediği ve öğrenmesi gerektiği gerekçesiyle torpilliyenler, Kürt hareketi tek
ayak veya kanatla da olsa belli bir güce erişip mevziler kazanınca, Kürt
Hareketine “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Emeğin dili</i>”ni
öğretmekten vaz geçip, beş dilde selam vererek, Kürt hareketinin kanatları
altında, fiilen “kimlik siyaseti” yapmaya başladılar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Böylece dediklerimizin ve izlediğimiz çizginin doğruluğunu
ayaklarıyla kabul etmiş oldularsa da hiçbir özeleştiri görülmedi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Sanki Kürt hareketi onların yanına gelmiş, kendileri başından
beri doğru çizgideymişler ve pozisyonlarında hiç bir şey değişmemiş gibi
değişimi açıkladılar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Veya sonra milletvekili kontenjanlarından pay alanların,
neredeyse istisnasız hepsinin, daha sonra ayaklarıyla dediklerimize gelmelerine
ve Kürt hareketinin kanatları altında bir varlık bulmalarına rağmen, teorik ve
politik olarak, geçmişteki tavırlarına ilişkin, en küçük bir özeleştiri bile
yapmamalarında olduğu gibi, bu filmin yeni bir versiyonunu görecektik ve
gördük.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Toparlarsak, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">aynı
örüntü</i> devam ediyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu sonuçlara da bakarak, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">bu
bir yılı, bunca emeği, politik mücareleye, taktik ve mücadele biçimleri alanına
aktarmış olmaya değer miydi?</i>” diye sorulabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Kanımızca bunu şimdiden değerlendirmek kolay değildir, belli
koşullarda ve yakından bakınca son derece akli görünebilecek davranışlar
uzaktan bakınca önemsiz ve akıl dışı da görülebilir. Çoğu kez tersi de
geçerlidir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Şimdilik değdiğini düşünüyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama yanılmış olsak bile, bir yanılgı da bir şeyler
öğretebilir. Bunun için de derli toplu el altında bulunabilmesi için, bu seçim
sürecine ilişkin yazdığımız yazı ve videoları kitap olarak derledik ve </span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2023/06/kassandrann-laneti-2023-baskanlk.html"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kassandra’nın Laneti (2023 Başkanlık
Seçimleri’nde HDP’nin, Sosyalistlerin ve Demokratların İzlemesi Gereken Yol
Üzerine Doğrulukları Bir Hezimetle Kanıtlanmış Yazılar)</span></i><span style="mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">”</span></span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;"> başlığı altında, tüm kitaplarımız gibi,
indirebilmek için, emre amade kıldık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">En
azından bu kalır.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268920"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Seçim Bozgunu ve Olası Yeni Bozgunlar</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Seçim
süreci 2023’ün ilk yarısının sonunda bitmişti. Daha seçim süreci başlamadan
öngördüğümüz ve engelleyebilmek için elimizden geleni yaptığımız hezimet ve
onun sonuçları gerçekleşiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunu
muhtemelen belediye seçimlerinde ikinci bir yenilgi daha izleyecek ve
seçimlerden sonra rejim hiçbir muhalefet kalıntısı olmadan iyice
rahatlayacaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Muhalefet
için, (tabii eğer kalırsa) uzunca bir süre, bir rövanş için bir vesile (seçim) bile
bulunmayacaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
tam da bu durum, iktidara, muhalefete üçüncü bir hezimet yaşatıp, onu tümüyle
yok edebilmesinin, uzun yıllar muhalefetsiz bir iktidar olmanın olanaklarını
sunar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Birincisinde,
seçimlerde Muhalefet, ama her şeyden önce demokrat ve sosyalistler ve de Kürt
Hareketi ayağına gelen fırsatı, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">gollük
pası</i>” değerlendirememişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
muhtemel ikinci bir yenilginin ortaya çıkaracağı “gollük pası” iktidar değerlendirebilir
ve zaferini iyice perçinleyebilir. Bu durumda muhalefetin tam bir çöküşü ve
tümüyle yok oluşu da görülebilir. Hem de hiç tahmin edilmeyen bir biçimde. Ters
köşe olarak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Belediye
seçimlerinden sonra Erdoğan-Bahçeli ittifakı, şimdiden çelişkinin ipuçları
görüldüğü gibi, bozulabilir. Erdoğan, Bahçelinin rehinesi olmaktan kurtulup
daha geniş bir hareket alanı bulabilir. İyi Parti gibi, ideolojik olarak MHP
ile aynı ama bu sefer kendisinin rehinesi olacak bir müttefik de hazır
bekliyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">(İyi
Parti buna teşne olduğunun mesajlarını uzun süredir veriyor ve bu aynı zamanda,
devletin derinlerindeki uzun vadeli düşünenlerin eğilimlerini yansıtabilir.
Genellikle, devlet içindeki (İstihbarat örgütleri ve Kurmaylar) olaylara uzun
vadeli ve stratejik açıdan, daha yukarıdan bakarlar ve bugünkü kamplaştırıcı
politikanın ve yol açtığı gerilimlerin, uzun vadede çok riskli sonuçlar doğuracağını
görebilirler ve de muhtemelen görüyorlardır. İyi Parti bu eğilimlerin temsilcisi
bir hükümet ortağı olabilir.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yani
Erdoğan, “devlet aklı” içindeki farklı bir strateji isteyenlerle bir ittifak
yapıp, hem seçim sonrası acıtıcı ekonomik tedbirlerle iyice artacak
memnuniyetsizliğin de gazını almak, hem de yere serilmiş muhalefeti de tümüyle
silahsız bırakmak için, belli <i style="mso-bidi-font-style: normal;">gevşemelere</i>
gidebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ve de
bu gevşemeleri, gerilim politikasına son verme, barışma, hukuka ve demokrasiye
dönüşmüş gibi pazarlayabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Böyle
bir hamle, muhalefeti tümüyle yok eder ve Erdoğan’ın iktidarını iyice
güçlendirir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Mahalli
seçimlerden sonra böyle bir dönüş için koşullar çok uygun olacaktır muhtemelen.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu çok
daha konforlu bir iktidar ve geniş bir hareket alanı demektir. Seçim sonrası
artacak memnuniyetsizliği örgütleyecek bir muhalefet olmayacağından böyle bir “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">barış taarruzu”</i> ile imha harekatı için
tüm koşullar hazır olacaktır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Erdoğan’ın
“Devlet Aklı”nın da desteğiyle veya onların önünü açmasıyla, önüne çıkan bu
olanağı görüp değerlendirmesi, herkesi ters köşeye yatırması büyük bir
olasılıktır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yani
Belediye seçimlerindeki muhtemel yenilgiden sonra Erdoğan’ın muhalefetin bütün
silahlarını da alması, muhalefetin seçim hezimetlerini çok daha ağır bir
yenilginin izlemesi mümkün görünüyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu da
en azından bugünkü verilerle, muhtemelen, uzun yıllar sürecek, yeni bir
canlanmanın olmayacağı bir dönem demektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Kaldı
ki böyle olmasa bile, bizim artık kendi gücümüz ve imkanlarımızla politik
olarak yapabileceğimiz pek bir şey yok.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268921"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Gerileme Dönemleri ve Teori</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
Marksist ve Devrimci için bu gibi yenilgi, gerileme ve gericilik dönemlerinde
yapılacak bellidir: Teorik hazırlıklara yönelmek, teoride gelişmeler sağlamak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Örneğin
Marks- Engels, 1848 devriminin yenilgisinden sonra sığındıkları Londra’da
kendilerine her türlü “pratik” faaliyeti bile yasaklamışlar, bir iş bölümü
çerçevesinde, Marks Kütüphaneye kapanmış, Engels de Marks’ın çalışmasına maddi
bir temel sağlamak için babasının fabrikasında ömür tüketmeye gitmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Lenin,
1905 yenilgisini izleyen yıllarda, felsefi konulara yönelmek zorunda kalmıştı,
politik mücadeleyi teorik hatta felsefi konularda yapmak gerekiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Keza
yine Lenin’in, 1914’de savaş başlayıp, işçiler gönüllü olarak cepheye
gittiklerinde, Felsefe çalışmalarına ağırlık vermiş, çok sonra “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Felsefe Defterleri</i>” adıyla yayınlanan
okumalara, en saf ve soyut teoriye yönelmişti. (Ki bu teoriye yönelişin somut
politik sonuçları, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">teori gridir dostum
hayatın ağacı yeşil</i>” diyerek sunduğu <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Nisan
Tezleri</i>’nde görülecekti. Bu olayın da gösterdiği gibi, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hayatın yeşil ağacı</i>”na giden yol “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">gri Teori</i>”den geçer.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yani Marksizm’in
klasikleri yenilgi ve gerileme dönemlerinde, politik mücadelenin en önemli
aracının politik olmayan, soyut, teorik alanı geliştirmek ve pekiştirmek olacağını
düşünüyorlar ve öyle de davranıyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
örneklerin gösterdiği ya da halkımızın dediği gibi “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">her şerrin bir hayrı vardır</i>” denilebilir. Yenilgi ve gerileme,
bizim için aynı zamanda teorik sorunlara iyice gömülmek için bir fırsat sunuyor
da sayılabilir. Dar anlamıyla politik mücadelenin Sirenlerinin seslerine karşı
kendimizi teorik sorunlar direğine bağlayabiliriz. <o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
arada geçer ayak şunu da belirtelim ki, elbette <i style="mso-bidi-font-style: normal;">genel olarak</i>, hala Devrimci ve Marksist olanlar için, teorik
mevzileri güçlendirmeye çalışmanın <i style="mso-bidi-font-style: normal;">yanı
sıra</i>, pratik olarak, en küçük bir legalite olanağından bile yararlanarak,
yığınların örgütlenmesine, onların binlerce sorunundan hareketle katkılarda
bulunmak, küçük de olsa kritik bir zamanda kristalize olma veya mayalanma
sağlayacak tohumlar bırakmak ve bu çabalarla kitleler içinde öğretirken
öğrenmek; bürokratik ve dogmatik <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bir
küçük örgütün tüketiciliği içinde zaman ve güç harcamamak</i> olmazsa olmazdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunlar
tıpkı soluk almak, su içmek, yemek, uyumak gibi hayatiyetin devamı için sürdürülmesi
gereken, düzenli olarak yapılması gereken, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hiçbir
özel görev veya taktik oluşturmayan</i> işlerdir ve bir anlamda bir yaşam
belirtisidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">(Bunları
özel bir görev veya taktik yakalanacak ana halka olarak öne çıkarmak genellikle
gerçek görevlerden kaçmanın bir aracı olarak ileri sürülür.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
gibi çabalar, toprağı gübreler, humuslandırır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
yağmur damlasının oluşması, bir kristalin büyümesi, bir yoğurdun mayalanması
için bile, küçük de olsa bir maya, bir katalizör, bir toz parçacığı, kristalizasyon
sağlayacak “tohum” gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Keza
milyarlarca bakterinin de yaptığı tam budur. Onlar olmasa, toprağı sürekli
humuslandırmasa, daha yüksek hayat biçimlerinin var olması mümkün değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Zamanı
geldiğinde bakteriler gibi olmayı bilmek, hazır bekleyen humuslu toprakta
büyüyecek bir ağaç değil, ağacın büyümesi için humus oluşturucu bir bakteri
olmayı bilmek ve bunu yapmak da gerekir. Gerçi “Ağaç” (ya da “Parti” de
denebilir) olmak isteyenler de <i style="mso-bidi-font-style: normal;">nesnel
olarak</i> böyle bir işlev görürler ama bu çok daha az verimli ve hayal
kırıklıklarıyla dolu olur.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Genel
olarak her Devrimci ve her Marksist için böyledir ama, biz artık genç değiliz,
bu nedenle, bizim durumumuzda, herkes için yaşam belirtisi sayılması gereken
işler, neredeyse olanaksız hale gelmiş bulunuyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
nedenle, kendi özgül durumumuzdan hareketle, artık tüm güç ve zamanımızı tekrar
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizmin Yeniden İnşası</i>’nı taslaklaştırmaya
ayırabilir tekrar bu önceliğe dönebilirdik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
aradan altı ayı aşkın zaman geçmesine rağmen, dünyadaki gelişmelere (örneğin
Ukrayna, Filistin) ilişkin bir iki kısa yazı ve tekrar yayınlanmış bir iki yazı
hariç tutulursa, yeni bir şey yazmadık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Neden?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Çünkü
teorik çalışma, okuma ve yazmadaki planımızı değiştirmeye karar verdik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
planımızı değiştirmeye bizi zorlayan ve ikna eden de bu arada, son bir iki yıl
içinde ortaya çıkan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">teknolojideki
gelişmeler</i> oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Önce
bu teknolojideki gelişmeleri, sonra da bu gelişmelerin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">nasıl bir mekanizma ile planımızı değiştirmemize</i> yol açtığını
açıklayalım.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268922"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Dil Sorunu, Projemiz ve Sınırlarımız</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Uzun
aranın ikinci nedeni, gerçekleşeceğini öngördüğümüz, gerçekleşmesini
beklediğimiz, ama yaşam süremiz içinde görebileceğimizi pek beklemediğimiz,
yepyeni bir olanağın ortaya çıkmasıydı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Diğer
bir deyişle teknolojideki devrimlerdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Marks’a
bir göndermeyle ifade etmek gerekirse, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Üretici
Güçler”</i>deki değişimin “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Üretim
İlişkilerinde</i>” ya da bizim teorik ya da entelektüel üretimimizde, konumuzla
ilişkilerimizde yol açtığı muazzam değişimdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Yapay zekadaki ilerlemeler</span></i><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;"> ve
buna bağlı olarak <i style="mso-bidi-font-style: normal;">çevirilerin
kalitesindeki yükseliş</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">yeni olanaklar</i>,
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">yeni alanlar </i>açtı ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">yeni sorunlara</i> yönelmemize yol açtı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu da
planı değiştirmeye ve yazmaya uzunca bir ara vermeye.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunu
biraz açalım.<br />
Elbette, teknikteki gelişmeleri oldukça yakından inceleyen bir insan (ki bu her
devrimcinin de en azından göz ucuyla izleyerek de olsa yapması gereken bir
iştir) olarak, özellikle Yapay Zeka, Derin Öğrenme, Robotik, Blokchain vs. gibi
alanlardaki gelişmeleri yakından izlemeye çalışıyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Örneğin
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Google Alerts</i> her sabah bu konularda
çıkmış tüm haber ve gelişmeleri bir e-mail ile posta kutumuza iletiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Hatta
2017 yılının sonlarına doğru “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2017/11/bir-devrimin-esiginde.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir Devrimin Eşiğinde</span></i></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">” genel başlığı altında, bu yaklaşan devrimi nasıl
ele almak gerektiği üzerine, neredeyse bir kitap dolduracak, bir seri yazılar
yazmıştık.<br />
Bu bağlamda yakın bir zamanda sürücüsüz arabalar ve robotiğin hızla
ilerleyeceği, bunun üretimde ve toplumun üstyapısında ne gibi yeni ilişkilere,
olanaklara ve sorunlara yol açabileceği, yine bu bağlamda Blockchain
teknolojisi ve Bitcoin gibi konulara “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2017/12/bitcoinin-ekonomi-politigi-1.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Bitcoin’in Ekonomi Politiği (1)</span></i></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">” başlıklı yazılarla girmiştik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">(Bu
arada bir okuyucu bir ara sorduğu için, şunu belirteyim ki, sürücüsüz arabalar
arabalar konusunda 2017 sonlarında yazdığım “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2017/11/bir-devrimin-esiginde-2-tipping-pointe.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir Devrimin Eşiğinde (2) – “Tipping Point”e
300 Hafta Kala</span></i></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">” başlıklı yazıda
belirttiğim, yuvarlak hesap beş yıl (300 Hafta) sonra robot arabalar “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Tipping Point</i>”e ulaşır ve bu devrimin
günlük hayatta doğrudan yansımaları görülür, şeklindeki öngörümüz
gerçekleşmedi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunda
hem Yapay Zeka’nın gelişiminde karşılaşılan, hem sensör teknolojisinin tanımada
karşılaştığı teknik problemler, belli bir paya sahip, ama esas sorun hem eski otomobil
tekellerinin, böyle hızlı bir dönüşümde, bütün güçlerini ve rekabet
kapasitelerini kaybetmek tehlikesiyle, bunu engelleme ve geciktirmeye
çalışmaları, hem hükümetlerin bunun yol açacağı muazzam toplumsal dönüşümlerden
korkması, nedeniyle geciktirmek ve yavaşlatmak için, sürücüsüz arabaların
kullanımına çok yüksek ve sert standartlar getirmesi sonucu bu dönüşüm gecikmiş,
bizim zaman öngörümüz henüz gerçekleşmemiş bulunuyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ancak
kanımızca bu engellemeler ve yavaşlatmalar olmasaydı biraz cesaretle, sensörler
ve yapay zekadaki gecikmelere rağmen, bu dönüşüm başlatılabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Tüm bu
eksiklere rağmen, bugün trafik kazalarında ölen ve yaralananların sayılarının,
çok çok küçük bir yüzdesine ve çok daha emin bir trafiğe geçilebilir, muazzam
bir çelik, lastik vs. üretimi ve karbon salınımından kurtulunabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
kazada kimin sorumlu olacağı sorunu, hukuk sorunu bu hızlı gelişmeyi ve
dönüşümü engelleme, durdurma ve yavaşlatmanın aracı olarak kullanıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Çünkü
var olan arabaların yüzde beşiyle bugünkü taşıma işleri çok daha konforlu ve
risksiz olarak gerçekleştirilebilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ayrıca
tüm arabalar veya arabaların çoğu sürücüsüz olunca bunların birbiriyle
haberleşebilmesi de ek olarak riskleri çok büyük oranda azaltır ve yapay
zekanın kendini geliştirebilmesi için çok daha zengin bir veri yığını da (“big
data”) ortaya çıkabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Kanımızca,
bütün basın ve hükümetler bu olanaklar alanında susuyor. Bu durum, Firmaların
veya Devletlerin çıkarını öne alan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Öznel </i>ya
da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Araçsal Aklın</i>, tüm toplumun ve
insanlığın ortak çıkarına, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Nesnel Akla</i>,
karşı oluşunun tipik bir örneğidir. Bu nedenle, sanırım sürücüsüz arabalar için
daha biraz beklemek gerekecek.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Sürücüsüz
arabalar ve robotik konusunda tahminimiz gerçekleşmedi ama dil konusunda biz
daha geç bir tarih beklentisindeydik. Yaşarken göremeyeceğimizi düşünüyorduk. Dönüşümü
engelleyecek veya geciktirecek hukuki gerekçeler olmadığından olsa gerek, yapay
zeka dil alanında en iyimser beklentilerimizi bile aşan bir ilerleme gösterdi.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268923"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Teori ve Dil Bilmek</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bugünün
dünyasında İngilizce bilmeden toplumsal, bilimsel, edebi vs. gelişmeleri
izlemek mümkün değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Biz
ise Ortaokul ve Lisede İngilizce okumamıza rağmen, hem derslerin boş geçmesi
veya yetersiz öğretmenler hem de dil konusundaki yeteneksizliğimiz nedeniyle bu
dili öğrenemedik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Cezaevinde
bir süre kendimiz çalıştıysak da pek ilerlemedi. Yetmişli yılların yükselen
mücadeleleri, içerde bile dil öğrenmeye yoğunlaşmamızı engelliyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">12
Eylül sonrası cezaevi yıllarında, değerli insan, “Nato casusu Nahit İmre” gibi
Galatasaray mezunu eski bir diplomatın cezaevi koğuşunda verdiği Fransızca derslerini
de izleyerek, epey bir süre Fransızca da çalışmıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama o
da Malatya E Tipi Özel Cezaevi’ne toplu sürgün ve müşahede hücrelerinde geçen
aylarda olmamışa dönmüştü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yurt
dışına çıkınca, gerçekten önce Fransa’da mülteci olduk ve Paris’te beş ay kadar
kursa da gittik, epey de ilerlemiştik. Örneğin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Le Monde</i>’u iyi kötü okuyabiliyor ve anlayabiliyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
daha sonra Almanya’ya geçme kararı aldık ve o öğrendiklerimizi de unuttuk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Almanya’da
ise kısa bir dönem hariç, ne doğru dürüst bir kursa gidebildik ne de istikrarlı
olarak yoğunlaşabildik. Ucuz veya bedava farklı kurslara gittik. Kimi konuları
iyi gördük, kimilerini hiç görmedik, dolayısıyla daha sonra Almanca ilerlese de
hep sorunlu oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ayrıca
35 yaşından sonra dil öğrenmek de iyice zordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Üstüne
üstlük, uzun sürgün yıllarında Türkçeyi de unutmuştuk veya bildiğimiz Türkçe de
epeyce eskimişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
bakıma dilsiz sayılırdık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
öte yandan her zaman teorik sorunların öneminin bilincindeydik ve bunlar her
zaman dikkatimizin merkezinde olmuştu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Dil bilmemek
bu sorunlarda yoğunlaşmak için çok önemli bir handikap oluşturuyordu ve bizi
adeta araçsız duruma düşürüyordu.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268924"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Teorik Sorunlar ve Çevre Gereği</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ayrıca
ömrümüz entelektüel, akademik ve bilimsel ya da aydın çevrelerin de dışında, ya
işçi olarak çalışarak işçilerin, ya da devrimcilerin ve siyasi mahkumların
içinde geçti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Türkiye’nin
devrimciler ortamı, özellikle yetmişlerden sonra, taşralı ve otodidakt olarak
kendini geliştirmeye çalışan, kendi bölgesinde faşistlere karşı en etkili öz
savunma yapan örgütlerin yayınlarıyla gözlerini dünyaya açmış ne burjuva
uygarlığının ne de klasik antik uygarlıkların ne de Marksizm’in birikiminden
nasibini almamış, bir kuşak önce gelinmiş ve binlerce yılda birikmiş köylülüğün
birikimini de unutmuş, Osmanlı’nın Cihanşumullüğüne (Evrenselliğine) zıt bir
biçimde, Hristiyan nüfusun katliamları ve sürgünleri ile içine kapanma sonucu
iyice taşralılaşmış ve sıradanlaşmış Cumhuriyet Türkiye’sinin<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>cahilleştiren ve aptallaştıran eğitiminden
geçmiş, doğup büyüdükleri gecekondu mahallelerinin de ekstra taşralılığı binmiş
genç insanlar oldukları için ve biz de ömrümüzü bu ortamda geçirdiğimiz ve
kısmen bizzat kendimiz de böyle olduğumuz için, bizi ilerletecek, çok muazzam
zaman ve enerji kayıplarından kurtaracak entelektüel ya da teorik tartışmaların
olabileceği bir ortamdan uzaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Halbuki
bilimsel ilerlemeler, birçok “bilgi sosyologu”nun da dikkati çektiği gibi, en
azından bir çevre, aynı konulara kafa yoran, tartışan, okuyan bir ortam
gerektirir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Örneğin
68-70 hatta daha geniş olarak 65-70 arası, Türkiye’de tüm aydınları ve
sosyalistleri kapsayan böyle bir ortam vardı. Herkes aynı yazar ve dergileri
okuyor, aynı konuları tartışıyor, büyük bir açlıkla çeviriler yapılıyor, aynı
kitaplar okunuyor, kaybedilmiş yılların açtığı ara kapatılmaya çalışılıyor,
birlikte, okunuyor, tartışılıyor ve gelişiliyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Kitaplar
bu öğrenmenin ihtiyaçlarına göre çevriliyor, yeni çıkan kitaplar, örneğin biz
Dev-Genç’liler arasında, açlıkla okunuyor, tartışılıyor ve hemen yaşamımıza ve
eylemimize yön veriyorlar, pratikte deneniyorlardı. Osmanlının toprak düzeni
gibi en soyut ve günle ilgisiz gibi tartışmalar bile, doğrudan politik
mücadeleye bağlı olarak, bir strateji tartışması ve onun dayandığı yanlış veya
doğru varsayımlara bağlı olarak, politik mücadele bağlamında okunuyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">O
zamanlar dünya çapında da böyle bir durumdan bile söz edilebilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
daha böyle bir dönem olmadı bizim yaşamımızda.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bundan
sonra hem Türkiye’de hem Dünya’da uzun ve birbirini izleyen yıllarda, sadece
yenilgiler, teorik sorunlardan uzaklaşma, genelleme yeteneğinin yitirilmesi
vardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Hiçbir
devrimci kuşak bizler gibi uzun ve birbirini izleyen yenilgiler dönemi
yaşamadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Marks-Engels,
1848 devriminin yenilgisinden sonra 1860’larda yeni bir yükseliş yaşadılar. Yani
en fazla 10-15 yıl sürdü yeni bir yükselişin başlaması. Bunu Almanya’daki işçi
hareketinin yükselişi izledi. Zaten bugün bile okunmalarını bu yükselişe
borçludurlar. Yoksa sürgünde ölmüş varlığını kimselerin bilmediği insanlar
olarak kalırlardı. Marks öldüğünde cenazesine gelenler iki elin parmaklarını
aşmıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Lenin’e
gelirsek, 1907’de 1905 devriminin yenilgisinden sonra, 1912’lerde yükseliş
başladı, 1914’de savaşın patlaması geçici bir gerileme yarattı ise de, üç yıl
sonra, 1917’de devrim patladı. Yani hep 3 veya 5 yılı aşmayan gerileme
dönemleri.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">En
talihsiz Kıvılcımlı’da bile, 1920’lerin ortasına kadar süren devrimci yükseliş,
kırkların ortalarına kadar bir gerileme ve 40’lardan sonra, yani en fazla yirmi
yıl sürmüş bir uzun gericilik yaşadı. On yıl da ellili yılların gericiliğini
saysak, altmışlarda yine yükseliş gördü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bizler
ise, yetmişlerin ortalarından beri, yarım yüzyıldır (2024-1974= 50)
yenilgilerin yenilgileri izlediği bir gerileme yaşıyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yeni
teorik bir gelişim için ne dünyada ne de Türkiye’de hiç bir koşul yoktur adeta.
<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
vesileyle şunu da belirtelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yetmişli
yıllarda, faşistlere karşı öz savunma içinde radikalleşmiş sosyalizme ve Marksizm’e
yönelmiş, sonra da hapse düşmüş, binlerce devrimcinin, hapishanelerde,
kendilerini bu kısıtlı olanaklar ve dar ufuk içinde geliştirmek için
harcadıkları muazzam ve takdir edilesi çabalar pek az ele alınmış bir konudur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Denebilir
ki, Türkiye’de, en azından 60 sonrasında, burjuva kültürü ve uygarlığı ile
ilişki, burjuvazinin düşmanı bilinen Marksizm aracılığıyla, kısıtlı
olanaklarıyla Marksizm’i öğrenmeye çalışan devrimci ve Marksistler aracılığıyla
oluşmuştur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Tarihin
ince alaylarından biri odur ki, burjuvazinin politik egemenliğine son vermek
isteyen Marksizm, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">nesnel olarak</i>,
kültürel veya entelektüel olarak, burjuva uygarlığının yayılmasına hizmet
etmiştir. Geri bir ülkede, iktidara gelmiş bir partinin veya hareketin,
kültürel gelişime politik önceliği verme politikasından farklıdır bu olgu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Politik
mücadele için yapılan işlerin nesnel sonucu, burjuva iktidarı altında toplumun
kültürel dönüşümüne katkı sunmak, dolayısıyla nesnel olarak yıkmak istediğini
modernleştirmek, canlandırmak ve ona hizmet etmek olmuştur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu da
pek kötü bir şey sayılmaz. Burjuva uygarlığı, küçük üreticiliğin, köylülüğün
dar dünyasına, küçük rekabetler içinde kendini tüketen küçük burjuvalığa göre
muazzam bir ileri atılım sayılabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama hapisteyken
kendini geliştirmek için çabalayan ve okuyanların, hapisten çıkınca tekrar
hayat gailesine yönelmeleri. Bu kültürel dönüşümün büyük ölçüde yarım kalmasına
ve bunun bile olmamışa dönmesine yol açtı.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ayrıca
kendimiz her zaman, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bilinçli bir seçimle</i>,
esas olarak emekçi insanlar içinde, onlarla dirsek teması içinde yaşamayı
tercih ettik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ezilen
ve emekçi insanların <i style="mso-bidi-font-style: normal;">içgüdülerine</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">tepkilerine </i>daima önem verdik ve onları
anlamaya çalıştık. Onlarla bu temasın, bizi sirenlerin seslerinin başta
çıkarıcılığına karşı koruyan bir bağ oluşturduğunu düşündük.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
bağlar, aydınların hayat ve toplumdan kopuşmuşlukları, önemliyi gözden
kaçırmaları, önemsizi önemli görmeleri karşısında, bizim ayaklarımızın yerden
kopmasını engelleyen bir sigorta işlevi de görüyordu kanımızca.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ne var
ki, bir yerden almadan başka yere veremezsiniz. Teorik ilgilerimiz ve
çabalarımız ile bu yaşam ve ilişkiler elbet aynı zamanda bir çelişki içindeydi.
Ve bu çelişkiyle yaşamak gerekiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268925"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Teorik Görevler ve Kapasite Arasındaki Uçurum</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Özetle,
gerek içinde yaşadığımız ve soluk aldığımız ortamlar gerek entelektüel kapasite
ve olanaklarımız her zaman çok sınırlı, bizi ileriye iten, önümüzde ufuklar
açan değil, bizi sürekli geri çeken, ufkumuzu daraltan bir özellik taşıdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Hayatımız
boyunca hep bu çıkmazdan kurtulma çabası içinde de olduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
kişinin bize gösterebileceği bir kaynak, bir öneri, pek ala aylar hatta
yıllarca kendi çabamızla bulmaya ve çözmeye çalıştığımız sorunları, yıldırım
hızıyla aşmamızı sağlayabilirdi. Ama neredeyse yoktu böylesi. Her şeyi yeniden
kendi başımıza bulmak, “Amerika’yı yeniden keşfetmek” zorunda kalıyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
çıkmazdan biraz olsun kurtulmanın biricik yolu da İngilizce veya diğer bilim
dillerinden birini iyi bilmekti ama artık bu durumda değildik. Duvarın yıkılışından
sonra da genel ideolojik gerileme döneminde, birçok özel sorun da kuşatmıştı ve
onlar da buna bir olanak tanımıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
yaştan sonra zaten hiçbir yeteneğimizin de olmadığı üzere bir dil öğrenemezdik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
bizi sadece Türkçe ve kısmen de Almanca kaynaklarla yetinmek zorunda
bırakıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Halbuki
yapmaya çalıştığımız iş çok iddialıydı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">İddialı
proje ile bizim olanak ve yeteneklerimiz arasında, sırf bu dilsizlik nedeniyle
bile, bir uçurum bulunuyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Dünyadaki
bilimsel araştırmaların neredeyse hepsi İngilizcede idi. İngilizce bilmeden
böyle bir işe girişmek, ancak birtakım <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hipotezler
ortaya koymak ve onları destekleyecek bazı örnekler</i> vermekten öteye
gidemezdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Gerçi
bu zaafımızı bildiğimizden, yazdıklarımız ve yazacaklarımız, daha çok bizden
sonra gelip <i style="mso-bidi-font-style: normal;">araştırmak isteyeceklere
birer ipucu olmakta, araştıracak hipotezler sunmaktan öteye bir anlam
taşımıyordu</i> ve bunu da her yeri geldikçe belirtiyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ayrıca
bu öznel yetersizliklerimiz olmasa bile, elde kalan az zaman ve enerji ile,
neredeyse 150 yıldır birikmiş, o muazzam olgular, veriler ve genellemeler
yığınını okumak, hazmetmek ve varsayımlarımızı kontrol etmek için zaman yoktu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Geç
kalmıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yirmili
yaşlarda yapılacak işi, yarım yüzyıl gecikmeyle yetmişinde yapmaya
çalışıyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu da
hep bir panik duygusu içinde yangından mal kaçırırca yazmaya ve yaşamaya yol
açıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Çok ve
uzun yazdığımızdan yakınanlar çok oluyor. Bizim bunlara cevabımız hep: “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kısa yazacak kadar zamanım yok</i>” oluyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Soruna
sadece okuyanın (aslında okumayanın, okusalar böyle itirazlar yapmazlardı) değil
bir de yazanın açısından bakmak gerekir. <o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268926"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Bilmediğini Bilmemek ve Bilmediğini Bilmek</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
yine de okuyamasak bile, bir kitabın içindekiler bölümüne bakmak, kaynakçalara
biraz göz atmak, yarı yarıya okumak kadar bilgi verir. İnsan en azından neyin
nerede olduğu, nelerin olup nelerin olmadığı hakkında bir izlenim edinir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
şeylerin varlığını veya yokluğunu bilmek bile muazzam bir bilgidir. Esas devrimleri
bu tür bilgiler yapar zaten.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bilinen
bir örneği vermek gerekirse. Gelişmiş teleskoplar çıkana kadar, tüm evren bizim
Samanyolu galaksisinden ibaret sanılıyordu. Bir de “bulutsu” veya “nebula”
denen objeler gözlemlenmişti, ama bunların da Samanyolu içinde garip,
tanımlanamamış nesneler olduğu düşünülüyordu. Hubble’ın gözlemlerinden sonra
birden onların da Samanyolu gibi birer galaksi olduğu ve bizim galaksimizden
uzaklaştığı (veya Andromeda gibi yakın olanların yaklaştığı) görüldü. Ve her
biri yüz milyarlarca yıldızdan oluşan yüz milyarlarca galaksinin varlığı, tüm
evrenimizi oluşturduğunu sandığımız galaksimizin yüz milyarlarca galaksiden
biri olduğunu görmek bile, evren kavrayışımızda birdenbire büyük bir altüstlük
oluşturdu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Başka
bir örnek. Bugün Karanlık Madde ve Karanlık Enerji’nin ne olduğunu bilmiyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama en
azından bunların ne olduğunu bilmesek bile, varlığını biliyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Evrenin
yüzde doksan beşinin ne olduğu hakkında bir fikrimiz olmadığını biliyoruz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Evrenin
yüzde yüzünü bildiğini sanmaktansa, yüzde doksan beşi hakkında bir fikri
olmadığını bilmek, yani bir kuyunun içinde kuyuya düşmemek için önüne
bakmaktansa, kuyunun içinde olduğunu bilip ağzına bakmak, çok daha büyük ve
derin bir bilgidir.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268927"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Ve Yapay Zeka Türkçe de Öğrendi</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Sonra
garip bir şey oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Biz
artık dil öğrenemeyecekken, yapay zekalar büyük bir hızla dil öğrenmeye
başladı. Önceleri muhtemelen yeterince gelişmediğinden Türkçe yoktu sonra
çıktıysa da çeviri kalitesi çok kötüydü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
buna da şükürdü, en azından İngilizceleri Almanca’ya çevirterek İngilizce
kaynaklar hakkında bir fikir sahibi olmaya başlamıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Gerçi
Almancayı yeterince iyi öğrenemediğimizden, Almanca üzerinden okuma bizim için
yavaş ve yorucu oluyordu. Ama buna da şükürdü. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ve
yapay zekalar öyle hızlı gelişti ki, bir yılı aşkın bir süre önce, en iyi
çeviri programı olan, Türkçeye çeviri yapmasını da sabırsızlıkla beklediğimiz <i style="mso-bidi-font-style: normal;">DeepL</i> Türkçe çeviri de sunmaya başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
arada <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Google</i>’un çevirilerinin
kalitesi de çok yükselmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Çeviriler
edebiyat için yetersiz olabilir ama biz bilim alanındaydık. Kavramlar daha
netti. Okunan rahatlıkla anlaşılabiliyordu. Çevrilmiş metinlerde nerede
yanlışlık olduğunu da genellikle görebiliyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu,
bizim için, yetmişini aşmışken, sihirli bir el değmişce onlarca dilde
okuyabilmek gibi, Alâeddin’in Lambası’ndan çıkan bir Cin’in bizim dileklerimizi
bir el çırpmasıyla gerçekleştirmesi gibi bir mucizeydi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Onlarca
yılın açlığıyla kıtlıktan çıkmış birinin kendini mükemmel bir ziyafet masasının
başında bulduğunda, büyük bir aç gözlülükle tüm yiyeceklere saldırması gibi,
tüm kitaplara saldırmaya başladık. Birinden birkaç lokma alırken, acaba
öbürünün tadı nasıl diye öbürüne saldırıyorduk, ona bakarken diğerinin adı ve
konusu daha ilginç geliyor ona atlıyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">(Benzerini
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">MP3</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Napster</i> ile yaşamıştık. Çeyrek yüzyıl önce, yine teknolojideki
gelişmeler sayesinde, birdenbire tüm dünya müziğine erişmek mümkün hale
gelmişti. Günler ve gecelerce her türlü müziği indiriyor, ertesi gece taksi
sürerken veya ilerde bir gün, dinlemek üzere gigabaytlarcasını emniyete alıyor,
kasetlere geçiriyorduk. Yıllarca neredeyse Türkiye’den veya Türkçe hiçbir müzik
dinlemedik. Tüm dünya müziğini dinliyor bambaşka dünyalara açılıyorduk.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama en
önemlisi, Türkçe ve Almanca’ya hapsolmuşluktan kurtulmuştuk. Başta İngilizce
olmak üzere, bütün belli başlı Avrupa dillerinde kaynakları okuyabilecektik.
Zaten esas olarak sadece İngilizce bile neredeyse her türlü ihtiyacı
karşılamaya yetiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">“Körün
istediği bir göz, Allah vermiş iki göz”.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Birdenbire
önümüzde sonsuz olanaklar açılmıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
aynı zamanda artık çok geçti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunca
kaynağı okuyacak ne zaman ne de enerji yoktu.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268928"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Bir Sekreter veya Yardımcı: “Dil Modeli”</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">İkinci
önemli, ama bizim için daha az önemli, gelişme, yine yapay zekaya dayanan, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Open AI</i> adlı “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">dil modeli</i>”nin ortaya çıkışıydı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Elbette
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Google</i> aracılığıyla arama yaparak
birçok kaynak bulmak veya kontrol yapmak mümkündü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Open AI </i>bir tür sekreter gibiydi,
hamallıkları azaltan veya hamallıktan kurtaran. Hala eski alışkanlıklarla bu
yardımcıdan gereğince yararlanamıyoruz ama en azından artık böyle bir olarak ta
var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Open
AI ile başka olanaklar da var ama biz daha onları bile denemeye fırsat
bulamadık ve işin doğrusu henüz pek denemeye ihtiyaç ve zaman da olmadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Özetle
Türkçeye Çeviri olanağı ve araştırmanın hamallık işlerinde adeta bir elektronik
sekreter işlevi gören ve görebilecek bir “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dil
Modeli</i>” önümüzde yepyeni ufuklar açtı.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268929"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Yürürken (ve Yüzerken) Dinleyerek Okuma</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
arada, bunlar kadar önemli olmasa da okuma veya çalışma yoğunluğumuzu ve
süremizi arttırma olanağı sağlayan üçüncü bir gelişme daha oldu. Yazılı bir
metni okuma programları, bir zamanların bilim kurgu filmlerinin metalik sesli
robotlarının akustiğini bıraktılar ve neredeyse analog insan seslerinin
kalitesine ulaştılar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Çalışma
kapasitemizi sürdürebilmek ve uzatabilmek için her gün en azından birkaç saat
(on kilometreye yakın) yürümemiz gerekiyor. Yürürken okunmuyor. Bir bakıma
bizim için boş geçen bir zaman oluyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu boş
zamanı okuduklarımızı düşünerek değerlendirmeye çalışıyorduk ama bu yetersiz
geliyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Analog
olarak seslendirilmiş kitaplar vardı ama bunlar arasında bizim okumak
istediklerimiz bulunmuyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
şimdi, ilgi duyduğumuz kitabı biz yürürken gayet güzel okuyan bir yardımcımız
vardı artık. Yürürken dinleyerek kitap “okumak” da mümkün hale geldi. Böylece
kısalan zamanı daha yoğun değerlendirme olanağı da ortaya çıkmıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Tabii
yürürken “okuma”da daha ziyade “hafif” kitapları, biyografiler, popüler bilim
kitapları vs. seçiyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Hasılı
bu üç teknik devrim bizim planımızı konumuzla ilişkilerimizi değiştirmemizin
maddi temelini oluşturdu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yanlış
hatırlamıyorsam Umberto Eco bir kitabında, Ortaçağ’da insanların otuzlarında,
kırklarında normal gözlerdeki bozulma, yakını görememe nedeniyle okuyamaz hale
geldiğinden, daha sonra ilkel de olsa merceklerin geliştirilmesiyle bu sürenin
uzamasının adeta bir devrim etkisi yaptığını yazıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yaşadığımız
işte böyle bir devrimdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
durumda yeni ve bol kaynaklara baktıkça, okudukça, ilk plan iyice dallanıp
budaklanmaya başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
neyi neden değiştirdiğimizi açıklamak için kısaca ilk planı özetleyelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Böylece
uzun ara sonucu ilk kitabı özetleme ve hatırlatma işini de aradan çıkarmış
oluruz.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268930"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">İlk Plan</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Marksizm’in Yeniden İnşası</span></i><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">’nda
izleyeceğimiz yolu ikinci yazıda “</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/01/terra-incognitaya-uzaydan-bir-baks_24.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">“Terra incognita”ya Uzaydan Bir Bakış
(Marksizmin Yeniden İnşası – 02)</span></i></a><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn14" name="_ftnref14" style="mso-footnote-id: ftn14;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[14]</span></span><!--[endif]--></span></span></i></span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">” dört kıta imgesiyle kısaca açıklamışktık: <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ulus ve Ulusçuluk</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Din</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Toplum</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Varlık</i> kıtaları.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ve
bununla da yetinmemiş, bu kıtaların aynı zamanda iç içe geçen <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Matruşkalar</i> gibi olduğunu, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">en içteki</i>, en küçük, ama aynı zamanda, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Öz</i>’ün (Varlık) <i style="mso-bidi-font-style: normal;">en dışındaki</i>, Matruşka olan Ulus ve Ulusçuluktan başlayarak, en
dıştaki Matruşka olan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Varlık</i>'a, yani
en genel olana, Öz’e doğru gideceğimizi belirtmiştik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Söyle
yazıyorduk:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Uzaydan çekilen bu fotoğrafta görülen
bir şey daha var.<o:p></o:p></i></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Evet bunlar ayrı kıtalar ama Matruşkalar gibi birbirinin içindeler.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Varlığın içinde Toplum, Toplum’un içinde Din, Din’in içinde Ulus ve
Ulusçuluk var.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Ancak bu Matruşkaları bir tanrı gibi dışından içine doğru açamayız,
insanlar, daha doğrusu bugünkü toplum, en içteki en küçük matruşkanın içinde ve
bir matruşkanın içinde olduğunu bilmiyor.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Tıpkı bir kuyunun içinde olup, kuyuya düşmemek için sürekli önüne bakan
bir insan gibiler.</span></i><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn15" name="_ftnref15" style="mso-footnote-id: ftn15;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[15]</span></span><!--[endif]--></span></span></span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"> <span style="mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">”<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">İşte
ilk amacımız, en azından, en iç ve küçük Matruşka’dakilere (yani ulusçu
olduğunu bilmeyen ve kendini ulusçuluğa karşı sananlara ulusçu olduklarını,
ulusçuların ulusçuluk tanımına göre ulusçu olmadıklarını düşündüklerini,
aslında karşı olduklarını düşündükleri ulusçuluğu tanımlarken ulusçuların ulus
tanımına dayandıklarını, bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">kendine
gönderme</i> yaptıklarını, yani bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">öz
referans</i> sorunu olduğunu ve ulusçuluğu yeniden ürettiklerini) göstermekti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yapmak
istediğimiz, ilk önce, Marksistlere ve sosyalistlere, bir kuyunun içinde
bulunduklarını göstermek ve onlara kuyudan çıkabilecek bir merdiven uzatmak
şeklinde formüle edilebilirdi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
bizim araştırmalarımızın da izlediği yoldu bir bakıma.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Kuyunun
içinde olduğunu bilmeyen okuyucuyla birlikte, kendi izlediğimiz yolu tekrar kat
ederek, onun da benzeri bir yol kat ekmesini ve böylece sorunu daha iyi ve
kolay kavrayacağını, durumunu daha kolaylıkla görebileceğini düşünüyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
aynı zamanda didaktik bir yöntemdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Didaktik
yöntem görünümden öze, kısmi olandan genele, somuttan soyuta gider.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268931"><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;">Açıklama ve Araştırma Yöntemlerinin Zıtlığı ve
Didaktik Yöntem</span></span></a><span class="Balk2Char"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal;"><o:p></o:p></span></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Elbette,
Araştırma ve Açıklama yöntemleri farklı, hatta zıt bir yol izlemelidir.<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn16" name="_ftnref16" style="mso-footnote-id: ftn16;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[16]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
Araştırma <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Tümevarım</i>, yani en temel
kategori ve kavramlara ulaşma, Açıklama <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Tümdengelim</i>,
yani en genel ve temel kategorilerden, araştırma sonucu varılmış en soyut
olandan, başlayarak, somuta, dıştakine, görünüme doğru giderek, farklı
soyutlamalar düzeyinde yeniden inşa etmek.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Marks
da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kapital</i>’de böyle yapar. Ekonomi
Politiğin konusunun, kendisiyle birlikte ortaya çıktığı, en genel, en soyut <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Meta</i> kategorisinden başlar. Tam da bu
nedenle Marks’ın bizzat kendisi de ilk bölümlerin en zor bölümler olduğunu
belirtir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Meta</span></i><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;"> kategorisi iki insan
ya da kabile iki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">ürünü </i>değiştirdikleri,
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">ürünler </i>böylece bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">metaya dönüştükleri</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">kullanım değerleri bir değişim değeri
kazandığı </i>anda ortaya çıkar (Zuhur, Emergenz).<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yani
Ekonomi Politiğin konusunun <i style="mso-bidi-font-style: normal;">var oluşu,
ortaya çıkışı, zuhuru</i>, orada başlar, bu aynı zamanda en genel olandır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ekonomi
politikteki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Meta</i>, Matruşkalar
analojisinde, bu en dıştaki Matruşkadan, yani Varlık’tan başlamaya karşılık
gelir. Çünkü Toplum, Din, Ulus vs. hepsinin en derindeki özü <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Varlığın bir biçimi</i> veya <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Toplumsal Varlık</i> olmalarıdır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Varlık
hepsinin özü, hepsinde bulunan, en genel olandır.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Akademik
ya da bilimsel standartlarla yazılan çalışmalarda, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">açıklamada</i>, elbet bu yöntem öncelik taşır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama <i style="mso-bidi-font-style: normal;">didaktik</i> yolun böyle olması gerekmez,
hatta tam da araştırmanın izlediği yolu izleyebilir ve izlemelidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Biz de
Mandel’in <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksist Ekonomi El Kitabı</i>’nda
izlediğine benzer bir yol izlemenin<a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftn17" name="_ftnref17" style="mso-footnote-id: ftn17;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[17]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>,
yani araştırmanın izlediği yolu okuyucuyla birlikte, ama bu sefer daha yeni ve
zengin verilerle birlikte, kat etmenin, daha iyi olacağını düşünmüştük.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Didaktik
yolda, araştırmaların izlediği yol izlenmeli, yüzeyde olandan, görünür olandan,
öze, en derin olana doğru gidilmelidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Marks’ın
da dediği gibi, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">öz ve görünüm aynı
olsaydı bütün bilim gereksiz olurdu</i>”.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bilim
demek görünümden öze doğru yol almak demektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ayrıca
şunu da belirtelim ki, didaktik bir yol izlememizde, elbette bu çalışmayı
bitirmeye yetecek enerji ve zamanımızın olup olmadığını bilmememiz de bir
nedendi. Yani Ulus ve Ulusçuluğun asgari de olsa açıklanmasının politik
aciliyeti de bir nedendi.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268932"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Ulus ve Ulusçuğun Kendisinde Görünümden Öze Gidiş</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Böylece
daha politik olandan, dıştakinden, görünümden, ulus ve ulusçuluktan başlamış
oluyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
ulus ve ulusçuluğun kendisini incelerken de yine görünümden öze doğru bir yol
izlememiz gerekiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunu
ulusun ve ulusçuluğun <i style="mso-bidi-font-style: normal;">tanımı</i>
üzerinden yapacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Birinci
kitapta, ulusçuluğun <i style="mso-bidi-font-style: normal;">ortak
özelliklerinden</i> hareketle yapılan bir tanımından yola çıkıp, sonra ikinci
kitapta, ulusçuluğun hangi kategoriden bir toplumsal varoluş olduğu, tanımın
buna göre yapılması gerektiği sorununa geçerek, birinci kitaptaki tanımın
yüzeyselliğini ve yanlışlığını göstermeyi düşünüyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Tekrar
hatırlatalım, birinci kitapta, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">ulusun ve
ulusçuluğun bir tanımının yapılamadığını </i>ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">yapılamadığının</i>, neredeyse <i style="mso-bidi-font-style: normal;">konu
üzerine kafa yoran herkesçe kabul edildiğini</i>, hatta <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bir tanımının yapılamayacağına dair bile görüşler</i> olduğunu
gösterdikten sonra, geçici bir çözüm olarak, Gellner’in, Benedikt Anderson ve
Eric Hobsbawm tarafından da paylaşılan, ulusçuluğun, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bütün</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">ulusçuluklarda ortak
olanla yapılan tanımlamasını, (“Ulusçuluk ulusal olanla politik olanın
çakışması ilkesini savunmaktır”) </i>hareket noktası olarak<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </i>kabul etmiş, bu tanımın anlamını ele almış ve bu tanımdan çıkan
sonuçların en ilginç ve önemlilerine kısaca değinmiştik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Birinci
kitap esas olarak bu tanım, anlamı ve sonuçları üzerineydi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Örneğin,
sadece bu tanımdan hareketle bile, Marks dahil Marksistlerin aslında ulusçu
olduklarını; ulusçuluğa değil, ulusçuluğun dayandığı ilkenin ihlaline karşı
çıktıklarını; ulusçuluk tanımlarının özünde ulusçuların ulusçuluk tanımı olduğunu;
Enternasyonalizmin ulusçulukla aynı ilkeye dayandığını ve ulusçuluğu yeniden
ürettiğini, ulusçuluğun dünya çapındaki zaferini, kendilerini ulusçuluk karşıtı
sayan Marksistler sayesinde kazandığını, çelişik gibi görünen bu olgunun
çelişik olmadığını vs. göstermiştik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama bu
kadarı da ulusçuluğun henüz görünümüydü, ulusun ve ulusçuluğun <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hangi kategoriden</i> bir toplumsal olgu
olduğu sorusu henüz sorulmamış ve cevap aranmamıştı.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268933"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Birinci Kitabın Eleştirisi Olarak İkinci Kitap</span></a><span style="font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bir
bakıma, ikinci kitapta birinci kitabın eleştirisini yapacaktık. Yani birinci
kitaptaki tanımın hem ulusçuluğun ve ulusun <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hangi
kategoriden bir olgu olduğunu tanımlayamadığını</i> ya da “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">ulusçuluk veya ulus hangi kategoriden bir olgudur?</i>” sorusuna bir
cevap vermek bir yana bu soruyu bile soramadığını, gerçek tanımların ise, her
şeyden önce ele aldıkları olgu ve nesnelerin hangi kategoriden olduklarını
belirleyip, o kategori içindeki ayırıcı özelliklerini belirtmesi gerektiğini,
birinci kitaptaki tanımın tam da bunu yapamadığını ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunu
da ulusçuluğun dayandığı, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik ve
ulusal olanın çakışması ilkesi</i>” tanımında, hem tanımdaki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">ulusal </i>kavramının, fiilen bunu
kullananların ve bizzat bu tanımı yapan ve benimseyenlerin dilinde, ulusal
olanı bir dil, din, tarih, kültüre vs. göre anlama ve tanımlama yanlışı
içerdiğini; yani gerici, demokratik olmayan, yani bir dil, din, tarih, kültür
körü olmayan ulusçuluğun ulusal kavramı olduğunu (ki bunu birinci kitapta
göstermiştik); ama aynı zamanda tanımdaki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">politik</i>
kavramının da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">analitik değil, normatif
bir kavram, ulusu açıklayan değil ulusu ve ulusçuluğu var eden bir kavram</i>
olduğunu, dolayısıyla bu tanımın da ulusçuların bir ulusçuluk tanımı olduğunu,
ulusçuluğu ve ulusları yeniden ürettiğini gösterecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Normatif
kavramlara değil de analitik kavramlara dayanan bir tanımın, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">ulus ve ulusçuluk</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hangi toplumsal kategoriden bir olgudur</i> sorusuna cevapla ortaya
çıkabileceğine gelecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Tanımdaki
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik</i> kavramının anlamının, yani <i style="mso-bidi-font-style: normal;">politikaya ilişkin</i> anlamıyla, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">sosyolojik</i> veya <i style="mso-bidi-font-style: normal;">analitik</i> anlamıyla değil, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">normatif</i>,
yani <i style="mso-bidi-font-style: normal;">hukuki </i>bir kavram olarak politik
anlamına geldiğini gösterecektik. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Çünkü
toplum denen varlık biçiminin kendisinde, hukuki olarak ayrılmış politik veya
özel gibi alanlar yoktur, bunlar ancak sosyolojik bir analizin kavramlarıyla
ayrı alanlar olarak tanımlanabilir veya sınıflandırılabilir. Ama “Politik
olanla ulusal olanın çakışması ilkesi” biçimindeki tanım, modern toplum
toplumsal yaşamı ve toplumsal olguları politik veya özele ilişkin olarak iki
ayrı alanla tanımlamaktadır. Politik tam da bu ayrı bir hukuki alan
anlamındadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
bizzat toplumsal hayatı <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Olan</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Politik Olmayan</i> (Özel) diye ayırmanın kendisinin, hukuken politik
diye bir alan belirlemenin kendisinin analitik olarak Politik (burada <i style="mso-bidi-font-style: normal;">politikaya ilişkin</i>) olduğunu
gösterecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Hukuken
Politik, devlete ilişkin olarak tanımlanan alanın ulus ile çakışması ilkesi,
yani bu çakışmayı kabul etmeyenler üzerindeki bu diktatörlük, hukuken Politik
olmayan olarak, özel veya inanç olarak <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>tanımlanan alan ise, fikir ve inanç özgürlüğü
alını olarak tanımlanır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ve
burada özgürlük kavramının ve iddiasının nasıl aslında bir diktatörlüğün, yani
modern toplumun örgütlenmesinin, dininin bir kategorisi olduğu gibi konuları da
ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu da
bizi bu toplumsal hayatı politik olan ve olmayan olarak bölmenin niçin ve nasıl
ortaya çıktığı ve aslında dinin tanımı üzerinden bir din oluşturmanın ta
kendisi olduğu sorununa getirecekti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
normatif ayrımın kendisi, politik olmayan, özel olarak tanımladığı ve özgürlük
bahşettiği alana, dinleri koyarak, bir din, yani dinin tanımı üzerinden bir din,
bir hukuki sistem olduğunu göstererek Ulusların ve Ulusçuluğun aslında Din
kategorisinden bir olgu olduğunu sonucuna ve tanımına gelecektik.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sosyolojik olarak Dinler tam da modern
toplumun bu ayrım aracılığıyla yaptığı işi yaparlar. Toplumun üstyapısını, hukukunu
ve diğer ilişkilerini şekillendirirler. Ancak modern toplumda bunu yapmadıkları
takdirde Din olabilirler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
nedenle, bugün dünyada dinler değil, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">bir
tek din</i>, toplumsal yaşamı özel ve politik diye iki ayrı alana bölen bir din
vardır. Din denilenler artık sosyolojik olarak din değildirler ve modern
topluma göre hukuken din olarak tanımlanmış, hukuki kategorilerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
ayrım, Din’leri özel alana atarak din olmaktan çıkarma, Aydınlanma’da
kapitalizm öncesinin statü farklarını kaldırmanın ve insanların hukuki
eşitliğini sağlamanın aracıyken (Çünkü Statü farkları özünde Din farklarıdır
kapitalizm öncesi toplumlarda), ulusçuluk karşı devrimiyle <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>birlikte, yani politik olanın ulusal olanla
çakışması ilkesinin gelişiyle birlikte, bir karşı devrimle, insanların eşitliği
yerine ulusların eşitliğini getirerek ama ulusların ve ulusal devletlerin
eşitliğini sağlayacak hukuki bir yaptırım mekanizması da olmadığından ve olamayacağından,
hem ulusal eşitsizliklerin, hem devletlerin varoluşunun ve güçlenmesinin ve
insanların devletlere göre ulus diye bölünmesinin, hem de statü
farklılıklarının ulusal devletler arasındaki farklar biçiminde yeniden oraya
çıkmasına yol açar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bütün
bu nedenlerle, uluslar ve ulusal devletler, içinde hukuki ve/veya ekonomi
eşitlik için mücadele edilebilecek tarafsız ortamlar değil, insanların biçimsel
bir eşitliği için bile yıkılması ve yok edilmesi gereken karşı-devrimci
yapılardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ve
tezimizi, ulusçuluğun ve ulusların aslında <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Din
kategorisinden</i> bir toplumsal olgu olduğu tezini böylece gösterdikten sonra.
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Din’in hangi kategoriden bir olgu olduğu</i>
sorusuna gelecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ve din
konusunu da tıpkı ulusçuluk gibi, aşama aşama derine giderek, önce analiz
ederek gösterdiklerimizin sonra yanlış ve eksikliğini göstererek yapacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268934"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Üçüncü Kitap: Din</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Din’in
hangi kategoriden bir olgu olduğu da üçüncü kitabın konusu olacaktı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Tabii
burada da gerek klasik Marksizm’de gerek Sosyolojide gerek Antropolojide, yani
var olan tüm “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyal Bilim</i>”de Din’in
de ne olduğunun tanımlanamadığını, yani ne olduğunun bilinemediğini, ama
ulusçuluktan farklı olarak özellikle Marksistler arasında tanımlanamadığının da
bilinmediğini, yani bilinmediğinin de bilinmediğini gösterecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Gerek
ulusların ve ulusçuluğun ne olduğunun bilinememesi ve tanımının
yapılamamasının, ama yapılamadığının, tanımlanamadığının bilinmesinin, gerek
Din’in tanımının yapılamamasının ve ne olduğunun ve tanımının yapılamadığının,
bilinmediğinin bilinememesinin ardında temel bir metodolojik yanlışın, bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">öz referans</i> sorununun, bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">kendine gönderme</i>, bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">kendi üstüne kapanma</i>, bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">antinomi</i>, bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">paradoks</i> bulunduğunu gösterecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bilinmemesinin
nedeni olarak da Marksizm dahil, bütün “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyal
Bilim</i>”in Din kavramının da aslında <i style="mso-bidi-font-style: normal;">modern
toplumun dininin din kavramı</i> olduğu, dolayısıyla, Marksistlerin öznel
olarak tıpkı ulusçuluğa karşı olduklarını düşünürken, ulusçuların ulus
kavramlarına göre ulusçuluğu tanımladıkları için ulusçu olduklarını
gösterdiğimiz gibi, bu sefer de öznel olarak dinsiz olduklarını düşünürlerken
veya Devletin Din alanına karışmamasını savunurlarken, modern toplumun dininin
yayıcıları ve pekiştiricileri olduğunu gösterecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Marksizm
dahil bütün akademik veya burjuva Sosyoloji ve Antropolojilerinin Din
kavramının, toplumsal bir olgu olarak Din’i değil ve onun analitik kavramlarla,
hangi ilişkileri nasıl düzenlediğini değil, modern toplumda normatif olarak Din
olarak kabul edilen anlamını, yani modern toplumun ilişkilerini düzenleyen, Modern
toplumda din olarak tanımlanabilmek için koşulların ifadesi olan, politik alana
bulaşmamak, özele ilişkin olmayı kabullenmek<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>anlamını esas aldığını ve bunun bizzat Din olgusunu gözlemenin ve Din’i
anlamayı sağlayabilecek analizin bir engeli olduğunu ve bizzat bu durumun da,
bu modern toplumun ilişkilerini düzenleyen din kavramının, modern toplumun
dininin egemenliğine ve yayılmasına hizmet ettiğini ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Daha
sonra da, bu öz referans durumunun varlığının deşifre edilememesi nedeniyle, hem
bu modern toplumu hem de tarihi, yani diğer toplumları ve “dinleri” anlamayı da
olanaksızlaştırdığı gibi konuları ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268935"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Din Kavramı: Toplum Bilimin veya Marksizm’in Atomu</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Matematikçiler, Asal Sayıların
matematiğin atomu olduğunu söylerler, bu analojiye bağlı olarak, toplum
biliminin atomunun da Din kavramı olduğu söylenebilir. Din kavramını
parçalamadan, yani analiz etmeden, toplumu ele alan bilimin gerçekten bir bilim
olması olanaksızdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Marksizm, Din olgusunu anlayamadığını
anlayamadığı ve dolayısıyla Din olgusunda din teorimiz var anlamında “bizim
namazımız kılındı” havasında olduğundan, Din’i adeta burjuva sosyolojilerine
bırakmıştır. Bütün Burjuva sosyolojisi Din kavramı ve olgusunu açıklama
çabasından doğmuştur denebilir. Durkheim ve Weber iki örnektir. En önemli ve
temel eserleri Din’i tanımlama ve açıklama çabasıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Ama bu çabalar nesnel olarak, bu
toplumun bir teolojisi, onun paradigmalarının yaygın ve egemen hale getirilmesinin
bir aracıdır. Yani onların bu toplumun dininin din kavramlarıyla Din denen
olguyu açıklamaya çalıştığı gibi konulara girecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bu nedenle Burjuva sosyolojisinin ve
Antopolojisinin (kısaca “sosyal bilim”inin) eleştirisi de dinden başlamak ve
dinin eleştirisi olmak zorunda olduğunu sonucunu gösterip sonra Marksizm’in Din
olgusunu nasıl ele aldığını ve burjuvazinin ufku dışına çıkamayıp, onu yeniden
ürettiğini gösterecektik. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Klasik Marksizm bu konu üzerine pek
kafa yormamış, Din’i tam da burjuva toplumunun tanımıyla, ya akılla zıtlık
içinde inanç olarak, yani bir epistemolojik sorun olarak, ya da politik alanla
zıtlık içinde özele ilişkin hukuki bir sorun olarak ele almıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Epistemolojik ele alış çerçevesinde
Din’e karşı bilimi (“inanca” karşı “deneyi” ve “aklı”) savunmayı, hukuki
anlamıyla da dinin özel bir sorun olmasını ve “inanç özgürlüğünü” savunmak
olarak görevlerini belirlemiştir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Marksizm bir de sınıf mücadelesi
bağlamında, bir parti ve ideoloji olarak Din üzerinde durmuştur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bunu da kendisinin dini açıkladığının
bir kanıtı gibi görmüştür.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Ama aslında bunlar tam anlamıyla
sosyolojik olarak Din olgusu üzerine bir analiz oluşturmazlar, Din görünümlü ya
da kendilerini dini olarak tanımlamış olgular üzerinde dururlar. Ama toplumsal
bir olgu olarak Din nedir, hangi toplumsal ilişkileri düzenler sorusu ve bunun
cevabı yoktur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Ernst Bloch gibi sonrakiler de esas
olarak bu temelde derinleşmişlerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Klasik Marksizm’de hem bu çerçevede
kalan hem de klasik uygarlıklar ve uygarlık öncesi (Komün) esas ilgi alanı olan
Hikmet Kıvılcımlı, bu anlamlarının dışında fiilen din’in bu alanlarla sınırlı
olmadığını ve Din’in öneminin ciddi biçimde farkına varmıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Ama Kıvılcımlı da din’in önemini
vurgulamak isterken, ona “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">insan beyninin derinliklerinde</i>”
diyerek, Dini organik bir temele bağlayarak, bu önemi açıklamaya çalışmış,
aslında mantık sonuçlarına varıldığında, Din’i neredeyse “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Din Geni</i>” ile “açıklamış” sayılabilir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Antropoloji de esas olarak Din (ve
akrabalık) üzerine bir literatür ve gözlemler yığını olarak tanımlanabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Dolayısıyla Din üzerine üçüncü
kitapta, hem klasik Marksizm’in, hem de burjuva veya akademik sosyal bilim
denilebilecek sosyoloji, antropolojinin eleştirisinden başlayacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bundan sonra Din’in bilimsel bir tanımının
metodolojik sorunlarını ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bu da adım adım bizi Toplumsal varlık
konusuna doğru getirecekti.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268936"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Toplum ve Doğa’da Bilgi ve Nesnesi</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Daha sonra bilimsel bir din tanımının
sorunları bağlamında Doğa ve Toplumda nesne ve onun bilgisinin birbirinden
tamamen farklı bir karakter taşıdığını, doğada bilgi (epistemoloji) ve nesnesi (ontoloji)
arasında diyalektik bir ilişki, ama toplumda toplumsal olgu hakkında bilgi veya
bilgisizliğin, ya da epistemolojinin ontolojik olarak bir varlık ve yokluk
ilişkisi biçiminde oraya çıkabildiğini ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Ama bunun ardında da toplumsal
varlığın özgüllüğünün bulunduğunu, toplumsal varlığın cansız ve canlı varlıktan
temel farklarını, toplumsal varlığın insanlar bir şeyin varlığını kabul
ediyorlarsa veya ona inanıyorlarsa var olabildiğini. Ama onu kabul edenlerin
kendi gerekçeleri ve açıklamalarının o toplumsal varlığın anlaşılmasını
sağlamayacağını, toplumsal varlıkların, hangi toplumsal ilişkilerin ifadesi ve
aracı olup toplumsal ilişkileri nasıl şekillendirdiklerinin incelenmesi
gerektiğini ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Burada da Din kavramının bütün
toplumlarda bulunmadığını, modern toplumun o toplumlardaki, kendi din tanımına
uygun kimi olguları Din olarak tanımladığını ve o toplumlara birer din
atadığını ama daha sonra da, din diye bir kavramı olmayan toplumların bile
modern toplumun bu din tanımlamasını kabul ettiklerini, bunun nedeninin de
aslında artık yeryüzünde sadece bir tek din olduğunu gösterecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Buradan bugün dünyada dinsel denen hareketlerin
aslında modern partiler veya uluslar ve ulusçuluklar olduğu konusuna
girecektik.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268937"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Gösteren ve Gösterilen İlişkisinin Sorunları</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Tarihte ve yakın zamana kadar başka
toplumlarda Din diye bir kavramın bile olmamasına rağmen sosyolog, tarihçi,
antropologların onlardaki kimi olguları Din kategorisinden olgular olarak öyle
tanımlamasının ve bu tanımla yapılan gözlemlerin ve yazılan rapor ve
kitapların, gösteren ve gösterilen ilişkisini nasıl ele almayı gerektirdiğini,
aslında tarihçi, Antropolog ve sosyologların gerçekliği kendi Din tanımları ve
anlayışlarıyla çarpıttıklarını ele alacaktık<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bütün bu rapor ve kitapların,
neredeyse bütün antropoloji ve tarih literatürünün, anlattıkları tarihi ve
toplumları değil, kendilerini, kendi dinlerinin din tanımını yansıttıklarını,
onların anlattığı bütün verilerin, raporların, tarihlerdeki bu çarpıtma
hesaplanarak belki bir miktar anlattıklarının daha az çarpılmış bir resmine
varılabileceğini ele alacaktık<span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">.</span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Başka toplumlarda bir Din kavramı
bulunmamasının aynı zamanda Dinin evrensel olarak geçerli bir toplumsal olgu
olmadığını, bir toplumun üstyapı ilişkilerini düzenlemenin aracı olarak Din
kavramı ve tanımının modern toplumun bir özelliği olduğunu, modern toplumun
dini de tüm üstyapıyı şekillendirdiği için, din tümüyle üstyapı ilişkilerini
düzenler önermesinin bu anlama geldiğini, birçok toplumda üstyapı ilişkilerinin
bir din kavramı olmadan da olabileceğini ve olduğunu ele alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Buradan da Toplumsal Varlığın nasıl
bir varlık olduğu konusuna Ulus ve Tanrı olguları örneğini ele alarak bir netlik
kazandırmaya çalışacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268938"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Dördüncü Kitap: Toplumsal Varlık ve Ortaya çıkışı</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bundan sonra da dördüncü Kitapta
toplumsal varlığın ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını ele alabilmek için, onun
canlı varlıktan ortaya çıkışını açıklayabilmek için, burjuva sosyolojisinin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Toplum</i> ve Antropolojinin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kültür </i>kavramlarının yanlışlığını ele
alacaktık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Onların yanlışlığını göstermek için
de biyolojide <i style="mso-bidi-font-style: normal;">organ kavramının</i>
yeniden tanımının gerektiği, organların organik olmasının gerekmediği gibi
konulara girecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Canlı Varlıktan Toplumsal varlığa, bir
varoluş biçiminden diğer bir varoluş biçimine geçişi (örneğin cansızdan canlıya
geçiş veya canlıdan topluma geçiş), yeni varoluş biçiminin ortaya çıkışını açıklayabilmek
için kavramsal araçların bir incelenmesine geçecektik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Özetle çalışma aşağı yukarı böyle bir
şemaya göre yazılacaktı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Tabii bu kısaca özetlenen şema o
zaman ele alınacak sorunlar hakkında hemen hiçbir fikir vermez.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Aslında bu yazıyı yazarken, böyle çok
kısa bir şemanın hiçbir fikir vermeyeceğini bildiğimizden, asgari bir fikir
vermek için, burada birer cümleyle geçtiğimiz sorunları açıklayan daha uzun bir
versiyon da yazmıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Ama yazarken yazı, bizden
bağımsızlaştı ve adeta tekrar ayrı bir kitap olmaya doğru yöneldi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">Bunun üzerine onu bir kenara atıp,
böyle kısa bir taslakla yetinip, esas konumuz olan gecikmenin nedenleri
konusuna girmeye karar verdik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">O bir kenara attığımız taslaklardan
belik birkaç bağımsız yazı çıkarıp bu arada yayınlayabiliriz.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-fareast-language: DE;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Görüldüğü
gibi bu program çok büyük emek ve zaman gerektirir. Tam da bu nedenle, sonradan
geleceklere birtakım izler bırakmaya öncelik veriyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Aslında
yazılarımızı dikkatlice okumuş bulunan okuyucular, burada yazdıklarımızın
neredeyse tamamını, çeşitli yazılarımızda fragmanlar halinde ele almış
bulunduğumuzu hatırlayabilirler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Buraya
kadar kısaca da olsa kafamızdaki taslağı ve izleyeceğimiz yolu, bazı noktalarda
dalıp giderek, biraz daha ayrıntılı özetlemeye çalıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Ama
şimdi bu planı değiştireceğiz Bundan sonra büyük bir atlama yapıp, şimdiye
kadar izlediğimiz ve burada tekrar açıklamaya çalıştığımız planda en sona
kalmış olanlardan başlayacağız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Yani
açıklama veya sunuşun izlediği yolu izleyeceğiz ama bunu ilk planımızdaki gibi
akademik veya bilimsel standartlara uygun biçimde değil, araştırmanın izlediği
yol biçiminde, ilk kitapta olduğu gibi sunacağız.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268939"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Yazmaya Varlık’tan Başlayarak Devam Etmenin Nedeni</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Yani buraya kadar anlattığımız sırayı ve yolu terk ederek,
(Ki bunun için bazı noktalarda ayrıntıya girdik) varlıktan ya da genelden
başlayarak özele (Uluslara ve Ulusçuluğa) doğru gitme planına geçeceğiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
durumda Din konusu ve Din kategorisinden bir olgu olarak Ulus ve Ulusçuluğun
tanımı en sona geçmiş oluyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
değişikliği yapmamızın temel nedeni, Din konusunda daha çok okumak için zaman
kazanabilmek.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Antropologlar
gidip gözlemledikleri “ilkel” toplumları anlatırken, burada kısaca geçilen
konularda yığınla malzeme yığmış durumdalar. En azından bunun bir kısmını ele
almalı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Onların
anlattıkları resimleri değil, aslında kendilerinin bakışını kameranın
arkasındakini göstermek, dolayısıyla bu şekilde modern toplumun bilim ve din kavramlarını
daha kapsamlı ele almak gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bunun
benzerini Tarih alanında veya diğer toplumların “Dinleri” alanında da yapmak
gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Öte
yandan onların anlattıklarında yaptıkları çarpıtmayı hesaplayıp düşerek o
toplumlar hakkında daha gerçeğe yakın bir resme ulaşmak gerekiyor. Bunlar da
daha geniş bir okumayı.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268940"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Yeni Alanlar ve Sorunlar</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Diğer
bir neden de yeni alanlarla ve sorunlarla karşılaşmam. Daha doğrusu bu
alanlarla daha önce karşılaşmış ve yüzeysel bir izlenim edinmiştim ama şimdi daha
geniş kaynaklara ulaşma olanağı çıktığından biraz daha fikir sahibi olmam
gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Örneğin
son yıllarda <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ortaya Çıkış (Zuhur,
Emergenz)</i> denen “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">disiplinler arası</i>”
bir konu veya araştırma alanı (ki bu da tanımlanabilmiş değil) var. Bu alandaki
çalışmalar Toplumun, Yaşamın, İnsanın ortaya çıkışını ele almak ve açıklamak
için yeni kavramsal araçlar sunabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Sunup
sunmadığını bilmiyoruz. Ama en azından bir fikir sahibi olmak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Tabii
bu <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Emergenz</i> konusu da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Komplekslik</i> araştırmalarıyla bağlantılı.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Oldukça
yüzeysel bilgim olan bu alanda da geniş bir literatür ve artık buna ulaşma
olanağım var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-font-weight: normal;">Bu
alanda da bir fikir sahibi olmak gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama Karmaşıklık araştırmaları konusunda bir fikir sahibi
olabilmek için, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>çok daha geniş başka
konular ve alanlar gündeme geliyor. Örneğin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ağlar,
Kaos Teorisi, Kendi Kendine Örgütlenmeler, Sürü Zekaları </i>gibi konulara
girmek gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Tabii bu konularda en azından biraz olsun okuduğunu
anlayabilmek için, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Matematik</i> bilgisi
de gerekiyor<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Önceleri bu gibi konularda pek kaynak bulamıyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama çeviri programları iyileşince, muazzam bir kaynak yığını
ortaya çıktı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">En azından bunlara bir göz atmak, konudaki tartışmalar
hakkında bir fikir sahibi olmak gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu dallanıp budaklanmaya ve yeni alanlara bir örnek verelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Toplumsal varlığın ortaya çıkışı sorunu <i style="mso-bidi-font-style: normal;">alturizm</i> (<i style="mso-bidi-font-style: normal;">özgecilik,
diğerkamlık</i>) sorunuyla bağlıdır. Yani kendini feda etme, parçayı bütüne
tabi kılma. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama doğal seçilim bireysel düzeydedir. Bir canlı kardeşi ya
da türdeşi için kendini feda ederse, kendini feda ettiği için, genlerini
aktaramaz, dolayısıyla doğal seçilimin alturizme karşı çalışması gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Alturizm ortaya çıkamaz, tesadüfen bir canlıda ortaya çıkarsa
da o canlı kendini feda ettiğinden diğer kuşaklara bu özelliğini aktaramaz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama eğer böyleyse, örneğin Arılar, Karıncalar, Termitler vs.
gibi canlıların, hatta çok hücreli canlıların var olmaması gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bunlar var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ve bunlar tıpkı çok hücreli bitki ve hayvanlar gibi bir tek
canlıya dönüşmüş durumdalar. Aslında örneğin arı, karınca, termit vs. diye tek
olarak var olabilecek bir canlı yoktur. “Arı kolonisi” bir tek canlıdır. İşçi,
erkek, savaşçı, kraliçe adılar o canlının organlarıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu dönüşüm, nasıl açıklanacak ve bu paradoks nasıl
aşılabilir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Buna yönelik olarak akraba seçilimi gibi teoriler var ama
bunların hepsinin yanlışlıkları daha sonra ortaya çıkarılmış.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Toplumsal varlık, daha ziyade <i style="mso-bidi-font-style: normal;">karmaşıklık</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">ağ</i> konuları
çerçevesinde ele alınabilen bir “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Schwarm</i>”,
bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sürü</i> ya da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Çete </i>gibi değil, merkezsiz bir örgütlenme değil, bir tür karınca
veya arı “kolonisi” gibi var oluştur. Tabiri caiz ise, Toplum, parçanın bütüne
tabi olduğu, karınca veya arılar gibi, kendisi ayrı bir “canlı türü”dür. Bu
anlamda Toplum’da artık bir canlı türü olarak, insan yoktur. Nasıl tek arılar
ayrı bir canlı türü olarak arı veya canlı değil ise öyle. Çünkü hiç bir arı tek
olarak var olamaz, kendini sürdüremez. İnsan da öyledir. Toplum dışı bir insan
var olamaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bu “Toplum” denen “canlı türü” artık canlı değildir,
toplumun evrimi ve farklı toplum türlerinin ortaya çıkışı Darwin yasalarına,
canlıların evriminin yasalarına bağlı değildir. Toplum bütün canlıların aksine
üremez. Üremediği için Darwin yasalarına bağlı değildir değişimi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Toplum Üretir. Üretim toplumla birlikte ortaya çıkar. Bu
nedenle Toplum üretim ilişkilerini değiştirerek değişir. Yani Toplumsal varlık,
Darwin’in değil, Marks ve İbni Haldun’un Marks ve İbni Haldun’un tanımladığı
yasaları bağlıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Gerek biyolojinin gerek fiziğin kavramları toplum söz konusu
olduğunda hiçbir işe yaramaz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Onun kendi
kavramları vardır ve geliştirilmelidir. Zaten yapmaya çalıştığımız da budur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Toplumun tanımı da, ona geçiş te, “sosyal” canlılarla kıyas
içinde yapılabilir ve bu geçiş daha iyi anlaşılabilir. Toplum’un ortaya
çıkışını anlayabilmek için bu canlılar ilginç ipuçları sunabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu da örneğin bu “sosyal hayvanlar” denen canlı türleri
hakkında ve bunların ortaya çıkışı hakkında oldukça geniş bir literatürü
okumayı gerektiriyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Sadece bu da değil, bu soruna (alturizm sorununa) matematik
modeller ve bilgisayar simülasyonları aracılığıyla da çözümler aranıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu da hemen hepsi “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mahkum
İkilemi</i>”yle başlayan, soğuk savaş döneminde geliştirilmiş <i style="mso-bidi-font-style: normal;">oyun teorilerini</i> ve onlar hakkında biraz
olsun bilgi sahibi olmayı gerektiriyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Tabii bu da asgari ölçüde olsun biraz matematik bilmeyi
gerektiriyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İşte daha böyle yığınla örnek verilebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Geçmişten bir başka örnek.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İlk kitabın sonunda da, </span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/07/bir-ulusculuk-ve-ulus-teorisi.html"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">“Bir Ulusçuluk ve Ulus Teorisi
Bulunmamasının Ardında Bulunan Mantıksal Yanlış: Kendine Referans (Paradokslar,
Antinomiler, Kendine Referanslar, Sonsuz Döngüler, Aksiyomatik Sistemler ve
Marksizm)”</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"> başlıklı
son yazıda da, yaşadığımız benzer bir süreci kısaca anlatmıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ulus ve ulusçuluğa ilişkin görüşlerimizi ilk yazmaya
başladığımızda, yirmi yıl önce, 2004 yılları civarında, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">öz referans</i>, (<i style="mso-bidi-font-style: normal;">kendine
gönderme) </i>diye bir kavram bilmediğimizden, anlatmaya çalıştığımız uluslar
ve ulusçuluğun varlığı ile uluslar ve ulusçuluğun bilgisinin yokluğu arasındaki
ilişkiyi, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">imgelerle</i>, özellikle de
Escher’in imgeleriyle (Resimleriyle) veya bazı çocuk tekerlemeleriyle anlatmaya
çalışıyorduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Sonra tesadüfen Douglas R. Hofstadter’in <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Gödel Escher Bach</i> kitabında bizim resimleri aracılığıyla derdimizi
anlatmaya çalıştığımız Escher’in adının kitabın adında geçmesinden hareketle,
kitabın ilginç olabileceğini düşünerek konuya girmiştik. Tabii önce kitap bize
birkaç numara büyük gelmişti. Sonra zorlaya zorlaya, Kendine Gönderme, Öz
referans, Antinomi, Paradoks gibi konulara girmiş, imgelerle anlattığımızın
kavramsal karşılığını bulmuştuk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama onlara girince de çok kabaca da olsa matematiğe,
matematik tarihine, Mantık ve Matematik ilişkisine, Küme Teorilerine,
Aksiyomatik sistemlere, Gödel’e, Eksiklik Teoremlerine, Alan Turing’e, Karar
teoremlerine vs. girmek durumunda kalmıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ki bu o zamanlar sınırlı Türkçe ve Almanca kaynaklarla
olmuştu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bütün bunları kör bir insanın el yordamıyla yol bulması gibi
bulmuştuk. Bize böyle yıllar ve muazzam enerjiye mal olan bu konuları bilen
biri olsa veya böyle konuları tartışan, kafa yoran, böyle konuların varlığından
haberi olan insanların bulunduğu bir ortamda olsak, bu yolları hızlıca kolayca
anlayarak geçmek mümkün olabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İşte yapay zeka çevirilerinin ortaya çıkardığı olanaklar ve
bu gibi dallanıp budaklanmalar, karşımıza artık rahatça okuyabileceğimiz
alanlar gibi sorunlar çıkardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Elbette bu konulara egemen olamayız. Ne alt yapımız, ne
birikimimiz, ne de zaman ve enerjimiz var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama en azından bizim kafa yorduğumuz konulara başka kafa
yoran var mıdır?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Diğer konularda bu konuya bir açılım sunabilecek bir düşünce,
bir kavramsal araç var mıdır diye de var olan kaynaklara hiç olmazsa bir bakmak
gerektiği ortaya çıkıyor.<o:p></o:p></span></p>
<h2><a name="_Toc159268941"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;">Sadece Yeni Alanlar Değil, Kaynakları Kaynağından
Okumak</span></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu konuya yukarıda kısaca değinmiştik ama tekrar değinelim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ayrıca yeni alanlar bir yana, Din konusunu ele alabilmek için
çeşitli toplumların din tanım ve kavramları, böyle kavram ve tanımları olup
olmadığı, din olgusunun karşılığı ne gibi davranışlar içinde olduklarını
göstermek gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bunun için de çeşitli toplumlardan özellikle
Antropologların raporlarının kendisini, otantik metinlerini okumalı. Buna
özellikle o toplumların çarpılmamış bir resmine ulaşabilmek için gerek var.
Yani kaynakların kaynakları gibi bir sorun var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Çünkü o gidip içinde yaşadıkları veya gözlemledikleri ve
bunların raporlarını çıkardıkları, kitaplarını yazdıkları kabilelerde
gördüklerinden sonuç çıkaranlar, yani özellikle Antropologlar, olguları modern
toplumdan bir insanın ya da modern toplumun dininin tanımının gözlükleriyle
gözlemleyip, sınıflayıp değerlendirmişlerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Onların olguları seçişi, tanımlayışı, bakışı çarpıktır.
Anlattıkları anlattıklarından çok anlatanı, yani kendilerini anlatır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Din analizimizin doğruluğunu iyice, ayrıntılarıyla
gösterebilmek için, kabilelerin veya başka toplum ve uygarlıkların kendileri
hakkındaki ham bilgiye ama aynı zamanda, Antropologların yorumlarından
olabildiğince sıyrılmış, ham bilgiye, olgular hakkında olabildiğince otantik ve
imkansız olsa da yorumdan arınmış bilgiye ihtiyaç var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Dolayısıyla önce antropologları incelemek, sonra onların
gördüklerini nasıl göreceklerini veya göremeyeceklerini az çok taslaklaştırmak,
sonra onların anlattıklarından, gözlemlerinden, onların kendi bakışlarıyla
çarpıtılmış olanı hesaplayarak, mümkün olduğunca Antropologların bakışıyla
çarpıtılmamış ya da çarpıtılmaları minimuma indirilmiş gerçek olgulara
ulaşabilmek gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu ise antropoloji ve antropologlar hakkında epeyce bir okuma
yapmayı gerektiriyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Marks Engels’in işi nispeten kolay sayılabilirdi. Daha
Antropoloji doğmamıştı ve Morgan gibi ilk birkaç Antropoloğun yazdıklarını veri
alarak buradan genellemelere gidiyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">O veriler bugün tamamen eskimiş bulunuyor ama daha önemlisi, bugün
binlerce antropolog ve yazdıkları var. Bunlar hiç olmazsa küçük ve esaslı bir
yüzdesini okumak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama o küçük ve esaslı olanı da bulmak, cevheri tüvenandan
ayırabilmek için, keçiboynuzu yer gibi, bir gram bal için bir eşek yükü odun da
yemek gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Keza klasik uygarlık “dinlerini”, bunların kendi kavram
sistemlerini ele almak ve tüm bunlar aracılığıyla bunların üstyapısının niçin
nasıl şekillendiğini göstermek gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Tabii buna buna bağlı olarak, bir yığın sosyoloğun bu
konularda yazdıklarını da incelemek, klasik “dinler tarihi” gibi konulara girip
bu alanda da geniş bir literatürü incelemek gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Tabii dinden dine geçişler, bunların mekanizmaları, Dinlerin
yayılışları gibi konular da var. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">İşte bu gibi nedenlerle, yani karşılaştığımız, toplumun var
oluşunu ele almak için karşımıza çıkan yeni alanlar nedeniyle veya özellikle
toplumsal alanda ve dünyadaki dinler hakkında daha geniş bir okuma yapabilmek
için, Din konusuna gireceğimiz ikinci ve üçüncü kitabı sona atıp, önce Varlık,
cansızdan canlıya geçiş, insanın ortaya çıkışı, toplumun ortaya çıkışı,
toplumsal varlığın nasıl bir şey olduğu gibi konuları öne almak gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama bu genelden başlayışta, ilk başta açıklama yöntemiyle
yapmayı düşündüğümüz gibi, bilimsel ve akademik standartlara uygun bir biçimde
yazmayı değil, birinci kitaptaki gibi, eldekini bir an önce derli toplu yazıya
geçirme biçimini izleyeceğiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ayrıca fragmanlar biçiminde, arada okuduğumuz
belli konularda, bağımsız ama “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizmi
Yeniden İnşa</i>”nın bütünlüğüne uygun yazılar da yazabiliriz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Şimdilik durum budur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Bu bilgileri eğer olur da ilerde
böyle bir işi yapmaya niyetlenenler çıkarsa onların işini kolaylaştırmak için yazmak
gerekiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">18 Şubat 2024 Pazar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com"><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">demiraltona@gmail.com</span></a></span><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 13.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;"><br clear="all" style="mso-special-character: line-break; page-break-before: always;" />
</span>
<p class="MsoNormal"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: #001F; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Century Schoolbook"; mso-fareast-language: #001F;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: justify;"><span lang="tr" style="font-size: 13.0pt; line-height: 120%;"><o:p> </o:p></span></p>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="1714996382" sdttag="CitaviBibliography">
<p class="CitaviBibliographyHeading"><!--[if supportFields]><span lang=tr><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN CitaviBibliography<span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span lang="tr"><a name="_Toc159268942">Kaynakça</a><o:p></o:p></span><span lang="tr" style="color: windowtext; font-size: 16.0pt; font-weight: normal; mso-bidi-font-size: 11.5pt;"><w:sdtpr></w:sdtpr></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001a8095aa4817f414eb9322ec9e2083738"><span lang="tr">Aydınoğlu,
Ergun. “Pirandello’yu Hatırlarken”.<o:p></o:p></span></a></p>
<span style="mso-bookmark: _CTVL001a8095aa4817f414eb9322ec9e2083738;"></span>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001b608042834f543e3816787a6ecc633e7"><span lang="tr">Küçükaydın
Demir. ““Terra incognita”ya Uzaydan Bir Bakış (Marksizmin Yeniden İnşası –
02)”. https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/01/terra-incognitaya-uzaydan-bir-baks_24.html<o:p></o:p></span></a></p>
<span style="mso-bookmark: _CTVL001b608042834f543e3816787a6ecc633e7;"></span>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL00168d9ebe40081476ea2c2866b98486caa"><span lang="tr">Küçükaydın,
Demir. “Demir'den Kapılar”.</span></a><span lang="tr"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ulussuz, Eşetlikçi ve Dayanışmacı Bir Dünya İçin</i>. ed. Demir
Küçükaydın. https://demirden-kapilar.blogspot.com/<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001e1d3a13096f84496bbd723482cac4cec"><span lang="tr">Küçükaydın, Demir.</span></a><span lang="tr"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kassandra Laneti: 2023
Başkanlık Seçimleri’nde HDP’nin, Sosyalistlerin ve Demokratların İzlemesi
Gereken Yol Üzerine Doğrulukları Bir Hezimetle Kanıtlanmış Yazılar</i>. Köxüz
Yayınları.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001fa292e98ed964db8b10d973979006358"><span lang="tr">Küçükaydın,
Demir. “Politik Mücadele ve Bilim (Marksizm)”.</span></a><span lang="tr"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Marksizmin Yeniden İnşası - 01)</i>.
kapilar.blogspot.com/2022/01/politik-mucadele-ve-bilim-marksizm.html<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001f093f76214ae40c792d50f39e2dba16a"><span lang="tr">Küçükaydın,
Demir.</span></a><span lang="tr"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">TSIP ve
TKP-B'nin Tarihöncesinin Tarihine Katkı: (Arkeolojik Bir Kazı)</i>. İnternet:
Köxüz Yayınları, 2008.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001b637269efd93421785c026e402fa18cf"><span lang="tr">Küçükaydın,
Demir. “Yapay Zeka ile Bir Sohbet”. ed. Demir'den Kapılar.
https://demirden-kapilar.blogspot.com/2022/12/yapay-zeka-ile-bir-sohbet.html<o:p></o:p></span></a></p>
<span style="mso-bookmark: _CTVL001b637269efd93421785c026e402fa18cf;"></span>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL0011596eecea9c54c72a963707c59ed5420"><span lang="tr">Lenin, Vladimir
Ilyich. “On Cooperation”.<o:p></o:p></span></a></p>
<span style="mso-bookmark: _CTVL0011596eecea9c54c72a963707c59ed5420;"></span>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001fb02b0bc9b124c15a3dcf37963b88072"><span lang="tr">Mandel, Ernest.</span></a><span lang="tr"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksist ekonomi el kitabı</i>.
thk. Orhan Suda. Ankara: Maki Basın Yayın, 3. Basım, 2008.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL0015ba8b230360049fda2826ca41e812773"><span lang="tr">Marx, Karl.</span></a><span lang="tr"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kapital: Ekonomi politiğin
eleştirisi</i>. İstanbul: Yordam Kitap, 4. Basım, 2013-.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><a name="_CTVL001a9af96300e22499788535cd7a988d70b"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span lang="tr">Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giri</span></i></a><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span lang="tr">ş</span></i><span lang="tr">.
Erişim 16 Ocak 2024.</span><!--[if supportFields]><span lang=tr><span
style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--><span lang="tr"><o:p></o:p></span></p>
</w:sdt><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 14.0pt; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;"><br clear="all" style="mso-special-character: line-break; page-break-before: always;" />
</span>
<p class="MsoNormal"><span lang="tr" style="line-height: 120%; mso-ansi-language: #001F; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-size: 11.5pt; mso-fareast-font-family: "Century Schoolbook"; mso-fareast-language: #001F;"><o:p> </o:p></span></p>
<h1><a name="_Toc136954517"></a><a name="_Toc159268943"><span style="mso-bookmark: _Toc136954517;"><span lang="tr">Yazar Hakkında Bilgi</span></span></a><span lang="tr"><o:p></o:p></span></h1>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%;">Demir Küçükaydın (10.06.1949)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">1949’da Savaştepe’de doğdu, ilk ve orta okulları
Soma’da, Liseyi Balıkesir ve İzmir Karşıyaka Erkek Lisesi’nde okudu. İstanbul
Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji (Gece) bölümüne girdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Çetin Altan’ın yazılarıyla ve babası aracılığıyla
Sosyalist düşünceyle tanıştı ve 1965 yılından beri kendini bir sosyalist olarak
tanımlamaya başladı.<br />
Balıkasir Lisesi son sınıfta, “Ana dilinizi niçin seversiniz?” kampazisyon
sorusuna, soru benim sevdiğimi varsayıyor, yanlıştır, ana dilimi sevmek zorunda
değilim, dediğinden okuldan atılmamak içirn tazdikname alıp lisenin son üç
ayında Karşıyaka Erkek Lisesine geçti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bir yıl beklemede kaldı. İzmir’de Şark sanayi
Mensucat ve Soma’da Garp Linyitleri İşletesi’nde çalıştı. Türkiye İşçi Partisi
Karşıyaka ilçesinde çalışmaya başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Sosyoloji (gece) bölümünde okurken gündüzleri bir
muhasebecide boğa tokluğuna çalıştı. Üniversite işgallerine katıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">1968 yılında, Samsun Ankara yürüyüşüyle birlikte
devrimci mücadeleye atıldı, hayatını ezilenlerin davasına adama ve verolan
düzenle tüm gemileri yakmak için, bilinçli bir tercihle üniversiteyi bitirmeme
kararı aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Devrimci Öğrenci
Birliği</span></i><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;"> (DÖB), <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Türkiye Devrimci Gençlik
Federasyonu</i> (Dev-Genç), <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Yapı İşçileri
Sendikası</i> (YİS) gibi öğrenci ve işçi örgütlerinde militan ve yönetici
olarak çalıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Üç arkadaşıyla birlikte, Emperyalizme karşı
savaşabilmek için Filistin’e gitti ve Fedayi oldu. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi</i>’nde gerilla eğitimi
gördü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Dönerken hudutta Cerablus-Kargamış arasında
arkadaşlarıyla yakalandı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İşkence gördü. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Nizip
</i>ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Antep </i>cezaevlerinde hapis
yattı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Çıkınca Bir önceki yaz örgütlenmesinde çalıştığı,
Aliağa’daki işçi direniş ve grevlerinin örgütlenmesi için efsanevi işçi lideri
İsmet Demir ve öldürülen Necmettin Giritlioğlu ile çalıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Ayrıca Kıvılcımlı’nın çıkardığı <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalist</i> gazetesinin örgütlenmesine katıldı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">12 Mart döneminde <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dev-Genç</i> davasından <i style="mso-bidi-font-style: normal;">İstanbul
Bölge Yürütme Kurulu</i> üyeliğinden hapis yattı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Çeşitli firmalarda soğuk demirci ve montajcı
olarak<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>çalıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">12 Mart döneminin sonlarında Hikmet Kıvılcımlı’nın <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Vatan Partisi Programı</i> temelinde <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Türkiye Komünist Partisi</i>’nin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">reorganizasyon </i>kongresini topladı ve
yönetiminde yer aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bu partinin legalde çıkardığı <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kıvılcım </i>gazetesini yönetti. Tutuklandı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından arkadaşlarıyla
birlikte yargılandı ve gazetede çıkan yazılardan dolayı, 17 Yıla mahkûm oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İstanbul
Toptaşı,</span></i><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Niğde Kapalı</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Malatya E Tipi Özel </i>cezaevlerinde (15 ay
müşahade hücresinde) 10 yıla yakın hapis yattı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Hapisteyken çeşitli yazılar ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mihri Belli ve Murat Belge’nin Eleştirileri </i>gibi kitaplar yazdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Vatan Partisi’ni eleştirileriyle destekledi. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kıvılcım</i> dergisinin çıkan dört sayısının
ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalist</i> gazetesinin son on
sayısının neredeyse bütün yazılarını (çeşitli isimlerle) yazdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Niğde’de arkadaşlarıyla birlikte tünel kazarak kaçma
girişiminde bulundu. Tünel patladı. Tüneli üstlenen ekipte yer aldı. Hücre
cezasına çarptırıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Hapisten çıkınca mevcutlu olarak askere alındı.
Askerden firar etti ve yurt dışına kaçtı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Fransa’da iltica etti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Sonra Almanya’ya geçti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Fransa ve Almanya’da <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dördüncü Enternasyonal</i>’in Fransa (<i style="mso-bidi-font-style: normal;">LCR</i>) ve Almanya (<i style="mso-bidi-font-style: normal;">GIM</i>)
seksiyonlarında çalıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Alman seksiyonunun <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Soz Magazin</i> adlı teorik organının yazı kurulunda yer aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Yine aynı dönemde Türkiyeli göçmen işçilere yönelik <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ne Yapmalı</i> dergisini çıkardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Türkiye’ye yönelik <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrimci Marksist Tartışma Defterleri</i> adlı teorik ve politik
derginin yazı kurulunda yer aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İsveç’te çıkan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kürdistan
Press </i>ve Türkiye’de çıkan <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Özgür
Gündem</i> gazetelerine yazılar yazdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avrupa’da yabancılar hareketinde yer aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Türkiyeli sosyalistlerin başlattığı<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> Sosyalist Forum </i>tartışmalarına katıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Türkiye’deki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Birlik
Tartışmaları</i>’nın (“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kuruçeşme Süreci”</i>)
Avrupa’da yapılan paraleline katıldı, bildiri ve değerlendirmelerini
arkadaşlarıyla birlikte “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Birlik mi
Rekompazisyon mu?”</i> başlıklı kitapta yayınladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avrupa’da yabancılar hareketinde yoğunlaştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Hamburg’ta ikinci kuşak göçmen gençlerin oluşturduğu
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Köxüz </i>çevresinde yer aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avrupa’da yaşayan mültecilerin çıkardığı <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalizmin Sorunları</i> dergisinin yayın
kurulunda yer aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avrupada çıkan<i style="mso-bidi-font-style: normal;">
Yeni Zamanlar </i>dergisinde yazıları yayınlandı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İsveç’teki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hikmet
Kıvılcımlı Arşivi’</i>nin,<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> Amsterdam
Sosyal Tarih Enstitüsü</i>’ne verilebilmesi için arşivi databanka geçirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Taksi şoförü olarak çalışmaya başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Abdullah Öcalan kaçırıldığında “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Abdullah Öcalan’ın Yaşamını Savunmak İçin Hamburg Türk Girişimi</i>”nin
kuruluşunda ve çalışmalarında yer aldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2000’lerin başından itibaren Kürt ulusal hareketini
desteklemek için, Türkiye ve Avrupa’da çıkan yayınlarında (<i style="mso-bidi-font-style: normal;">2000’de Yeni Gündem, Özgür Gündem, Özgür Politika, Medya TV</i>)
yazılar yazdı Televizyon programlarına katıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2001 yılında yapılan<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> Hikmet Kıvılcımlı Sempozyumu</i>’nun örgütlenmesinde yer aldı ve “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Tarihin, Marksizmin ve Kıvılcımlı’nın Kayıp
Halkası: Komün”</i> başlıklı bildirisini sundu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Demir’den
Kapılar </span></i><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">isimli sitesinde yazı, yorum ve kitaplarını paylaşmaya başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İnternet forumlarında yazılar yazdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İsmail Beşikçi’nin görüşlerini <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Tersinden Kemalizm</i> adlı kitapta eleştirip, Ulus, Ulusçuluk ve Din
konularında bunların Marksist bir teorisini oluşturmakta yoğunlaştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Arkadaşlarıyla birlikte<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> Köxüz</i> sitesini kurdu ve onu yönetti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2005 yılında taksi söförlüğünden malulen emekli
oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2007’den sonra Türkiye’ye gidebilmeye başladı.
Politik çalışmalara katıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2008 yılında Türkiye’de yapılan bir Kıvılcımlı
Sempozyumu’na “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Tarihsel Maddecilikte Yapı
ve Özne Sorunu – Kıvılcımlı’nın Katkıları ve Eleştirisi</i>” başlıklı
bildirisini sundu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Arkadaşlarının maddi ve manevi destekleriyle <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizmin Marksist Eleştirisi, Geleceği
Geçmişten Geçmişi Gelecekten Kurtarmak – Denemeler, Bir Devrimcinin Teorik ve
Politik Otobiyografisi</i> kitaplarını yayınladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Çatı Partisi, Halkların Demokratik Kongresi, HDP
gibi Kürt hareketinin başlatmaya çalıştığı girişim ve örgütlenmeleri yazı ve
eylemleriyle desteklemeye çalıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Gezi Hareketine katıldı ve neredeyse günü gününe
yazılar yazdı.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu yazıları yine
arkadaşlarının desteğiyle, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Gezi Direnişi
Yazıları </i>başlığı ile kitap olarak yayınlandı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Daha sonra <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Yoğurtçu
Parkı</i> ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Don Kişot İşgal Evi</i>’ndeki
çalışmaları katıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2013 yılında arkadaşlarıyla birlikte, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Mimar Sinan Üniversitesi</i>’nde bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hikmet Kıvılcımlı Sempozyumu</i>’nu<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>örgütledi ve “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kıvılcımlı’nın Marksizme Katkılarının Eleştirel Değerlendirmesi”</i>
başlıklı bildirisini sundu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Arkadaşlarının maddi ve manevi destekleriyle <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kıvılcımlı Sempozyumu Bildirileri</i> ve
İsmet Demir’in <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Anılar ve Deneyler</i>
isimli kitabının ikinci baskısının yapılmasını sağladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">AKP iktidarına karşı birçok girişimler (“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Radikal Demokrasi</i>”, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">HDP’ye Oy Ver, Barajı Yık, Diktatörü Durdur,
Barışı Kur</i>”,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ìstifa</i>”, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hayır</i>” gibi
girişimlerin örgütlenmesinde ve çalışmalarında yer aldı, bir çok yazılar
yayınladı.<br />
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Barış İçin Akademislenler</i>’in
topladığı imza kampanyasına katıldı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2016 Temmuz darbesinde tıbbi kontroller için
Almanya’daydı, döndüğü takdirde tutuklanacağından ikinci kez sürgün yaşamına
başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Arkadaşlarıyla <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Berliner
Forum</i> ve orada yapılan çeşitli sunum ve tartışmaların örgütlenmesine
katıldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Covid 19 salgını döneminde Youtube kanalında <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Koronik</i> başlığı altında birçok videolar
yaptı ve yayınladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bundan sonra, özellikle Ulus ve Din’in ne olduğuna,
toplumsal varlığın ne olduğuna ve ne zamandan beri var olduğuna ilişkin
konuları ele alacak <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizmin Yeniden
İnşası</i> adını vermeyi düşündüğü kitabını kabaca da olsa tamamlamayı ve
Otobiyografisini yazmayı planlıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Tüm kitap ve yazıları kamu malıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bilim, Politika, Sanat ve Hukuk’un kişinin geçimi
ile ilgisi olmaması prensibine bağlıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ahlakım
politik politikam ahlakidir; politikam bilimsel, bilimim politiktir; bilimim
ahlaki, ahlakım bilimseldir”</i> yaklaşımına uygun bir yaşam sürmeye çalışır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">6 Haziran 2023 Salı<o:p></o:p></span></p>
<span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 14.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: "Century Schoolbook"; mso-fareast-language: #001F;"><br clear="all" style="mso-special-character: line-break; page-break-before: always;" />
</span>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;"><o:p> </o:p></span></p>
<h1><a name="_Toc124679275"></a><a name="_Toc136954518"></a><a name="_Toc159268944"><span style="mso-bookmark: _Toc136954518;"><span style="mso-bookmark: _Toc124679275;"><span lang="tr">Yazarın Çalışmalarına Ulaşmak
ve <span style="font-weight: normal;">Kitaplarını İndirmek İçin Linkler</span></span></span></span></a><span style="mso-bookmark: _Toc136954518;"><span style="mso-bookmark: _Toc124679275;"><span lang="tr"> </span></span></span><span lang="tr"><o:p></o:p></span></h1>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">e-mail<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com"><span lang="TR" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">demiraltona@gmail.com</span></a></span><u><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"><o:p></o:p></span></u></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">Demir’den Kapılar (Blog)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/"><span lang="TR" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">https://demirden-kapilar.blogspot.com/</span></a></span><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">Youtube Kanalı:<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><a href="https://www.youtube.com/user/demiraltona"><span lang="TR" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">https://www.youtube.com/user/demiraltona</span></a></span><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">Podcast: <o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><a href="https://soundcloud.com/demirden-kapilar"><span lang="TR" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">https://soundcloud.com/demirden-kapilar</span></a></span><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">Kitapları İndirmek İçin Linkler:<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg"><span lang="TR" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg</span></a></span><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA"><span lang="TR" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA</span></a></span><u><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"><o:p></o:p></span></u></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><a href="https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin"><span lang="TR" style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin</span></a></span><u><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"><o:p></o:p></span></u></p>
<u><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.5pt; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: "Century Schoolbook"; mso-fareast-language: #001F;"><br clear="all" style="mso-special-character: line-break; page-break-before: always;" />
</span></u>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><u><span style="mso-ansi-language: TR;"><o:p><span style="text-decoration: none;"> </span></o:p></span></u></p>
<h1><a name="_Toc136954519"></a><a name="_Toc159268945"><span style="mso-bookmark: _Toc136954519;"><span lang="tr">Yazarın Basılı Olarak Yayınlanmış Kitapları</span></span></a><span lang="tr"><o:p></o:p></span></h1>
<p align="center" class="CitaviBibliographyEntry" style="text-align: center;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">(Kitaplar dijital olarak yukarıda
verilmiş lnklerden indirilebilir)<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-ansi-language: TR;"><o:p> </o:p></span></i></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">1976 <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kıvılcım Dava Savunması<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">1976<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Emekçi ve Birikim’in Eleştirilerinin Eleştirisi <o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">1978<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İşçinin El Kitabı<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">1989<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Birlik mi Rekompazisyon mu? (Ortak)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2004<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Tersinden Kemalizm – İsmail Beşikçi Eleştirisi (Alevilik, Din, Bilim
ve Politika Üzerine)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2005<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Büyük Ortadoğu Projesi ve Sosyalist Strateji (Ortak)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2006<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Sosyalizmin Milliyetçilikle İmtihanı (Ortak)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2007<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Marksizmin Marksist Eleştirisi<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2009<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bir Devrimcinin Teorik ve Politik Otobiyografisi<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2010<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Geleceği Geçmişten Geçmişi Gelecekten Kurtarmak – Denemeler<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2013 <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kıvılcımlı Sempozyumu Bildiriler (Ortak)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2013<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İsmet Demir – Grevler ve Direnişler Üzerine (Anılar ve Deneyler
(Ortak)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2013<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Gezi Direnişi Yazıları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 11.0pt;">2015<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ortadoğu Demokrasi Manifestosu<o:p></o:p></span></p>
<span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 14.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 11.0pt; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;"><br clear="all" style="mso-special-character: line-break; page-break-before: always;" />
</span>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-font-size: 11.0pt; mso-fareast-font-family: "Century Schoolbook"; mso-fareast-language: #001F;"><o:p> </o:p></span></p>
<h1><a name="_Toc136954520"></a><a name="_Toc159268946"><span style="mso-bookmark: _Toc136954520;"><span lang="tr">Dijital Kitaplar ve Derlemeler</span></span></a><span lang="tr"><o:p></o:p></span></h1>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">1 Mayıs Yazıları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">11 Eylül ve Politik İslam<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">12 Eylül Üzerine <o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2000’de Yeni Gündem’e Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">2002 Seçimleri Yazıları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Açılım’ın Gerçek Hikayesi<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Adalet Yürüyüşü Yazıları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Aleviler ve Alevilik Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Almanca’ya Çevrilmiş Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avni Olarak Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avni’nin Gerçek Hikayesi<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avrupa Birliği Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Avrupa Merkezcilik Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Azınlıklar Sorunu Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Çatı Partisi Tartışmaları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Ciguli’nin Kardeşi<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Demokrasi ve Sol<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Demokratik Cumhuriyet Nedir ve Niçin Savunulmalıdır?<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Deniz Gezmiş Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Deniz Gezmiş ve Kürt Sorunu Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Ermeni Katliamı ve Sorunu Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Ermeni Soykırımı ve Toplumsal Sorumluluk<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Geçiş Programı Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Gezi Dersleri ve Analizi<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Gidenlerin Ardından<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Göçmenler ve Siyah Hareketi Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">HDK Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İlk Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Karaburun Bilim Kngresi’ne Bildiriler<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kassandra Laneti<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kıvılcım Gazetesine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kıvılcımlı’nın, Marksizmin ve Tarihin Kayıp Halkası:
Komün<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kıvılcımlı Üzerine Yazılar (1975-2012)<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Komplo Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Korona Pandemisi ve Sosyalist Politika<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kültür Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kürdistan Press’e Yazılar ve Mektuplar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kürdistan’da Sosyalizmin Sorunları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Kürt Ulusal Hareketinin Sorunları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Marksist Demokrasi Teorisine Katkı<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Marksizm – Kemalizm – Türk Solu<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Marksizm ve Sosyalizmin Sorunları<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Marksizm Uluslar ve Ulusçuluk<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Mihri Belli Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Öcalan ve PKK Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Öcalan’a Mektuplar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Öcalan’ın Kaçırılışı Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">ÖDP Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">On Yıl Öncesinden Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Özgür Gündem’e Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Seçimler Üzerine Yazılar<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">TKP-B ve TSİP’in Tarih Öncesinin Tarihi Üzerine<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l10 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Yapı ve Özne Sorunu<o:p></o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span style="mso-ansi-language: TR;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="CitaviBibliographyEntry"><span lang="tr"><o:p> </o:p></span></p>
<div style="mso-element: footnote-list;"><!--[if !supportFootnotes]--><br clear="all" />
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<!--[endif]-->
<div id="ftn1" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref1" name="_ftn1" style="mso-footnote-id: ftn1;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[1]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-392884544" sdttag="CitaviPlaceholder#8cb95c54-5096-4e7a-ae1e-ca547f5e110f" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6ImNlYzg1NWJjLWZkMmYtNDYyMy04ZmRjLTVkOGMyOGFhZWY4MyIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjo4OCwiUmVmZXJlbmNlSWQiOiJhOWFmOTYzMC0wZTIyLTQ5OTctODg1My01Y2Q3YTk4OGQ3MGIiLCJQYWdlUmFuZ2UiOnsiJGlkIjoiMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlUmFuZ2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJFbmRQYWdlIjp7IiRpZCI6IjQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZU51bWJlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYyIsIklzRnVsbHlOdW1lcmljIjpmYWxzZSwiTnVtYmVyaW5nVHlwZSI6MCwiTnVtZXJhbFN5c3RlbSI6MH0sIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjAsIlN0YXJ0UGFnZSI6eyIkaWQiOiI1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9fSwiUmVmZXJlbmNlIjp7IiRpZCI6IjYiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlJlZmVyZW5jZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBYnN0cmFjdENvbXBsZXhpdHkiOjAsIkFic3RyYWN0U291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiQWNjZXNzRGF0ZSI6IjE2LjAxLjIwMjQiLCJBdXRob3JzIjpbeyIkaWQiOiI3IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5QZXJzb24sIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiRmlyc3ROYW1lIjoiRGVtaXIiLCJMYXN0TmFtZSI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiU2V4IjowLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ1OjA5IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiODJhMThjMjUtN2M2OC00M2FhLWE0ZDUtNjMzZTY2MzRiY2E0IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDU6MDkiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRpZCI6IjgiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlByb2plY3QsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn19XSwiQ2l0YXRpb25LZXlVcGRhdGVUeXBlIjowLCJDb2xsYWJvcmF0b3JzIjpbXSwiQ292ZXJQYXRoIjp7IiRpZCI6IjkiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlVHlwZSI6MSwiVXJpU3RyaW5nIjoiemZuc2xmNDMuanBnIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VTdGF0dXMiOjgsIlByb3BlcnRpZXMiOnsiJGlkIjoiMTAiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlUHJvcGVydGllcywgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifSwiU3luY0ZvbGRlclR5cGUiOjAsIklzTG9jYWxDbG91ZFByb2plY3RGaWxlTGluayI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRSZXN0b3JlIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZENvcHkiOmZhbHNlLCJBdHRhY2htZW50Rm9sZGVyV2FzSW5GYWxsYmFja01vZGUiOmZhbHNlfSwiRWRpdG9ycyI6W10sIkV2YWx1YXRpb25Db21wbGV4aXR5IjowLCJFdmFsdWF0aW9uU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiR3JvdXBzIjpbXSwiSGFzTGFiZWwxIjpmYWxzZSwiSGFzTGFiZWwyIjpmYWxzZSwiS2V5d29yZHMiOltdLCJMYW5ndWFnZSI6IlTDvHJraXNoIiwiTG9jYXRpb25zIjpbXSwiT3JnYW5pemF0aW9ucyI6W10sIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUGFnZUNvdW50IjoiMTQ4IiwiUHVibGlzaGVycyI6W3siJGlkIjoiMTEiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlB1Ymxpc2hlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJOYW1lIjoiS8O2eMO8eiBZYXnEsW5sYXLEsSIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDY6MzUiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI3ZmJiZTFhYi1jNzk5LTRiZGYtODRkOC1lYjgzM2JlNjk4ZGYiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NjozNSIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX1dLCJRdW90YXRpb25zIjpbXSwiUmF0aW5nIjowLCJSZWZlcmVuY2VUeXBlIjoiQm9vayIsIlNlcmllc1RpdGxlIjp7IiRpZCI6IjEyIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5TZXJpZXNUaXRsZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJFZGl0b3JzIjpbXSwiTmFtZSI6Ik1hcmtzaXptaW4gWWVuaWRlbiDEsG7Fn2FzxLEiLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ2OjU1IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiYTgzZGM5MjAtYTI0NS00YjRhLWI5ZWMtMjcwNWM2N2M5YjZhIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDY6NTUiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJTaG9ydFRpdGxlIjoiS8O8w6fDvGtheWTEsW4g4oCTIFVsdXNsYXIgdmUgVWx1c8OndWx1ayBUZW9yaXNpbmUgR2lyacWfIiwiU2hvcnRUaXRsZVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIlN0YXRpY0lkcyI6WyIxNWFjNzRiOS1mYWQyLTRiZTMtODU3ZC1lNDk2YWZjNTc1NTEiXSwiU3VidGl0bGUiOiJCaXJpbmNpIEtpdGFwIiwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzQ29tcGxleGl0eSI6MCwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiVGFza3MiOltdLCJUaXRsZSI6IlVsdXNsYXIgdmUgVWx1c8OndWx1ayBUZW9yaXNpbmUgR2lyacWfIiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJWb2x1bWUiOiIxIiwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NDowNiIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImE5YWY5NjMwLTBlMjItNDk5Ny04ODUzLTVjZDdhOTg4ZDcwYiIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjUwOjU4IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fSwiVXNlTnVtYmVyaW5nVHlwZU9mUGFyZW50RG9jdW1lbnQiOmZhbHNlfV0sIkZvcm1hdHRlZFRleHQiOnsiJGlkIjoiMTMiLCJDb3VudCI6NSwiVGV4dFVuaXRzIjpbeyIkaWQiOiIxNCIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNSIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiJEZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgIn0seyIkaWQiOiIxNiIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNyIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IlVsdXNsYXIgdmUgVWx1c8OndWx1ayBUZW9yaXNpbmUgR2lyacWfIn0seyIkaWQiOiIxOCIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxOSIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiIsICJ9LHsiJGlkIjoiMjAiLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMjEiLCJJdGFsaWMiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiJCaXJpbmNpIEtpdGFwIn0seyIkaWQiOiIyMiIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMyIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiIgKEvDtnjDvHogWWF5xLFubGFyxLEpLiJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyIzhjYjk1YzU0LTUwOTYtNGU3YS1hZTFlLWNhNTQ3ZjVlMTEwZiIsIlRleHQiOiJEZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgVWx1c2xhciB2ZSBVbHVzw6d1bHVrIFRlb3Jpc2luZSBHaXJpxZ8sIEJpcmluY2kgS2l0YXAgKEvDtnjDvHogWWF5xLFubGFyxLEpLiIsIldBSVZlcnNpb24iOiI2LjE4LjAuMSJ9}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Demir Küçükaydın, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Birinci Kitap</i> (Köxüz Yayınları).<!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn2" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref2" name="_ftn2" style="mso-footnote-id: ftn2;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[2]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-1487855219" sdttag="CitaviPlaceholder#fb70a674-661d-46ba-8e06-3e868e022d89" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6ImMzMDM0MGZiLWI1YzYtNDUwNi04MTk1LTU5Y2JhMGQwYWVmNiIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjo5OSwiUmVmZXJlbmNlSWQiOiI2OGQ5ZWJlNC0wMDgxLTQ3NmUtYTJjMi04NjZiOTg0ODZjYWEiLCJQYWdlUmFuZ2UiOnsiJGlkIjoiMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlUmFuZ2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJFbmRQYWdlIjp7IiRpZCI6IjQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZU51bWJlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYyIsIklzRnVsbHlOdW1lcmljIjpmYWxzZSwiTnVtYmVyaW5nVHlwZSI6MCwiTnVtZXJhbFN5c3RlbSI6MH0sIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjAsIlN0YXJ0UGFnZSI6eyIkaWQiOiI1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9fSwiUmVmZXJlbmNlIjp7IiRpZCI6IjYiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlJlZmVyZW5jZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBYnN0cmFjdENvbXBsZXhpdHkiOjAsIkFic3RyYWN0U291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiQXV0aG9ycyI6W3siJGlkIjoiNyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUGVyc29uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkZpcnN0TmFtZSI6IkRlbWlyIiwiTGFzdE5hbWUiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIlNleCI6MCwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NTowOSIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjgyYTE4YzI1LTdjNjgtNDNhYS1hNGQ1LTYzM2U2NjM0YmNhNCIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ1OjA5IiwiUHJvamVjdCI6eyIkaWQiOiI4IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Qcm9qZWN0LCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9fV0sIkNpdGF0aW9uS2V5VXBkYXRlVHlwZSI6MCwiQ29sbGFib3JhdG9ycyI6W10sIkVkaXRvcnMiOlt7IiRpZCI6IjkiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMYXN0TmFtZSI6IkRlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiU2V4IjowLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDEyOjQ4OjQxIiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiYmRiN2UwM2YtYjljYS00M2VmLTk3NDEtZTY3ZTc5YWM1ZmVhIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTZUMTI6NDg6NDEiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19XSwiRXZhbHVhdGlvbkNvbXBsZXhpdHkiOjAsIkV2YWx1YXRpb25Tb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJHcm91cHMiOltdLCJIYXNMYWJlbDEiOmZhbHNlLCJIYXNMYWJlbDIiOmZhbHNlLCJLZXl3b3JkcyI6W10sIkxhbmd1YWdlIjoiVMO8cmtpc2giLCJMb2NhdGlvbnMiOlt7IiRpZCI6IjEwIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Mb2NhdGlvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBZGRyZXNzIjp7IiRpZCI6IjExIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVR5cGUiOjUsIk9yaWdpbmFsU3RyaW5nIjoiaHR0cHM6Ly9kZW1pcmRlbi1rYXBpbGFyLmJsb2dzcG90LmNvbS8iLCJVcmlTdHJpbmciOiJodHRwczovL2RlbWlyZGVuLWthcGlsYXIuYmxvZ3Nwb3QuY29tLyIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlU3RhdHVzIjo4LCJQcm9wZXJ0aWVzIjp7IiRpZCI6IjEyIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZVByb3BlcnRpZXMsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn0sIlN5bmNGb2xkZXJUeXBlIjowLCJJc0xvY2FsQ2xvdWRQcm9qZWN0RmlsZUxpbmsiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkUmVzdG9yZSI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRDb3B5IjpmYWxzZSwiQXR0YWNobWVudEZvbGRlcldhc0luRmFsbGJhY2tNb2RlIjpmYWxzZX0sIkFubm90YXRpb25zIjpbXSwiTG9jYXRpb25UeXBlIjowLCJNaXJyb3JzUmVmZXJlbmNlUHJvcGVydHlJZCI6MTEsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTZUMTI6NDU6MzMiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiJjZjZlYTlhZC02OTdmLTRlZjAtOGNiNS0zOGY1ODAwNzliZWEiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xNlQxMjo0NjoxMCIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX0seyIkaWQiOiIxMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTG9jYXRpb24sIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWRkcmVzcyI6eyIkaWQiOiIxNCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VUeXBlIjo1LCJPcmlnaW5hbFN0cmluZyI6Imh0dHBzOi8vZGVtaXJkZW4ta2FwaWxhci5ibG9nc3BvdC5jb20vIiwiVXJpU3RyaW5nIjoiaHR0cHM6Ly9kZW1pcmRlbi1rYXBpbGFyLmJsb2dzcG90LmNvbS8iLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJBbm5vdGF0aW9ucyI6W10sIkxvY2F0aW9uVHlwZSI6MCwiTWlycm9yc1JlZmVyZW5jZVByb3BlcnR5SWQiOjE1MSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xNlQxMjo0OToyMCIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjA3OGI5YjBkLTJmOWUtNGYwNi05MjI0LTYwOWZmMzY0NzNmMSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDEyOjUwOjA4IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fV0sIk9ubGluZUFkZHJlc3MiOiJodHRwczovL2RlbWlyZGVuLWthcGlsYXIuYmxvZ3Nwb3QuY29tLyIsIk9yZ2FuaXphdGlvbnMiOltdLCJPdGhlcnNJbnZvbHZlZCI6W10sIlBsYWNlT2ZQdWJsaWNhdGlvbiI6IsSwbnRlcm5ldCIsIlB1Ymxpc2hlcnMiOltdLCJRdW90YXRpb25zIjpbXSwiUmF0aW5nIjowLCJSZWZlcmVuY2VUeXBlIjoiSW50ZXJuZXREb2N1bWVudCIsIlNob3J0VGl0bGUiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiDigJMgRGVtaXInZGVuIEthcMSxbGFyIiwiU2hvcnRUaXRsZVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIlN0YXRpY0lkcyI6WyI1ZjBjNTQyNy1kMzNkLTQyMDQtOGFlNi0xYzE4N2M4ZjUxYWQiXSwiU3VidGl0bGUiOiJVbHVzc3V6LCBFxZ9ldGxpa8OnaSB2ZSBEYXlhbsSxxZ9tYWPEsSBCaXIgRMO8bnlhIMSww6dpbiIsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c0NvbXBsZXhpdHkiOjAsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c1NvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIlRhc2tzIjpbXSwiVGl0bGUiOiJEZW1pcidkZW4gS2FwxLFsYXIiLCJUcmFuc2xhdG9ycyI6W10sIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTZUMTI6NDU6MjgiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI2OGQ5ZWJlNC0wMDgxLTQ3NmUtYTJjMi04NjZiOTg0ODZjYWEiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xNlQxMjo0OTo0OSIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX0sIlVzZU51bWJlcmluZ1R5cGVPZlBhcmVudERvY3VtZW50IjpmYWxzZX1dLCJGb3JtYXR0ZWRUZXh0Ijp7IiRpZCI6IjE2IiwiQ291bnQiOjUsIlRleHRVbml0cyI6W3siJGlkIjoiMTciLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMTgiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4sIOKAnERlbWlyJ2RlbiBLYXDEsWxhcuKAnSwgIn0seyIkaWQiOiIxOSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMCIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IlVsdXNzdXosIEXFn2V0bGlrw6dpIHZlIERheWFuxLHFn21hY8SxIEJpciBEw7xueWEgxLDDp2luIn0seyIkaWQiOiIyMSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMiIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiIgLCAifSx7IiRpZCI6IjIzIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjI0IiwiSXRhbGljIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoixLBudGVybmV0In0seyIkaWQiOiIyNSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyNiIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiIuIn1dfSwiVGFnIjoiQ2l0YXZpUGxhY2Vob2xkZXIjZmI3MGE2NzQtNjYxZC00NmJhLThlMDYtM2U4NjhlMDIyZDg5IiwiVGV4dCI6IkRlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuLCDigJxEZW1pcidkZW4gS2FwxLFsYXLigJ0sIFVsdXNzdXosIEXFn2V0bGlrw6dpIHZlIERheWFuxLHFn21hY8SxIEJpciBEw7xueWEgxLDDp2luICwgxLBudGVybmV0LiIsIldBSVZlcnNpb24iOiI2LjE4LjAuMSJ9}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Demir Küçükaydın,
“Demir'den Kapılar”, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ulussuz, Eşetlikçi
ve Dayanışmacı Bir Dünya İçin</i> , <i style="mso-bidi-font-style: normal;">İnternet</i>.<!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn3" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref3" name="_ftn3" style="mso-footnote-id: ftn3;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[3]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-1398285823" sdttag="CitaviPlaceholder#c375028d-1d52-4d59-a16d-e03c857aaa79" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6ImY4Mjg5ODhjLWU4NGYtNDQyNS1iMTAyLTI2ZTYzMWFjOGMyNiIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjo4MCwiUmVmZXJlbmNlSWQiOiJiNjM3MjY5ZS1mZDkzLTQyMTctODVjMC0yNmU0MDJmYTE4Y2YiLCJQYWdlUmFuZ2UiOnsiJGlkIjoiMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlUmFuZ2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJFbmRQYWdlIjp7IiRpZCI6IjQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZU51bWJlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYyIsIklzRnVsbHlOdW1lcmljIjpmYWxzZSwiTnVtYmVyaW5nVHlwZSI6MCwiTnVtZXJhbFN5c3RlbSI6MH0sIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjAsIlN0YXJ0UGFnZSI6eyIkaWQiOiI1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9fSwiUmVmZXJlbmNlIjp7IiRpZCI6IjYiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlJlZmVyZW5jZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBYnN0cmFjdENvbXBsZXhpdHkiOjAsIkFic3RyYWN0U291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiQXV0aG9ycyI6W3siJGlkIjoiNyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUGVyc29uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkZpcnN0TmFtZSI6IkRlbWlyIiwiTGFzdE5hbWUiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIlNleCI6MCwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NTowOSIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjgyYTE4YzI1LTdjNjgtNDNhYS1hNGQ1LTYzM2U2NjM0YmNhNCIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ1OjA5IiwiUHJvamVjdCI6eyIkaWQiOiI4IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Qcm9qZWN0LCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9fV0sIkNpdGF0aW9uS2V5VXBkYXRlVHlwZSI6MCwiQ29sbGFib3JhdG9ycyI6W10sIkVkaXRvcnMiOlt7IiRpZCI6IjkiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMYXN0TmFtZSI6IkRlbWlyJ2RlbiBLYXDEsWxhciIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIlNleCI6MCwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xNlQxMzoxOTo1OCIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImE4NmJjOWUyLTdlZDQtNDY0Zi1hZTFlLWFiMDVhZThiODI3NSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDEzOjE5OjU4IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fV0sIkV2YWx1YXRpb25Db21wbGV4aXR5IjowLCJFdmFsdWF0aW9uU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiR3JvdXBzIjpbXSwiSGFzTGFiZWwxIjpmYWxzZSwiSGFzTGFiZWwyIjpmYWxzZSwiS2V5d29yZHMiOltdLCJMb2NhdGlvbnMiOlt7IiRpZCI6IjEwIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Mb2NhdGlvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBZGRyZXNzIjp7IiRpZCI6IjExIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVR5cGUiOjUsIk9yaWdpbmFsU3RyaW5nIjoiaHR0cHM6Ly9kZW1pcmRlbi1rYXBpbGFyLmJsb2dzcG90LmNvbS8yMDIyLzEyL3lhcGF5LXpla2EtaWxlLWJpci1zb2hiZXQuaHRtbCIsIlVyaVN0cmluZyI6Imh0dHBzOi8vZGVtaXJkZW4ta2FwaWxhci5ibG9nc3BvdC5jb20vMjAyMi8xMi95YXBheS16ZWthLWlsZS1iaXItc29oYmV0Lmh0bWwiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMiIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJBbm5vdGF0aW9ucyI6W10sIkxvY2F0aW9uVHlwZSI6MCwiTWlycm9yc1JlZmVyZW5jZVByb3BlcnR5SWQiOjExLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDEzOjE4OjM0IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiZDZlMjM1NmUtZTZkOS00MTA5LTgxNWQtZjIyMGI0ODc3MzA5IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTZUMTM6MTg6NDIiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LHsiJGlkIjoiMTMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxvY2F0aW9uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkFkZHJlc3MiOnsiJGlkIjoiMTQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlVHlwZSI6NSwiT3JpZ2luYWxTdHJpbmciOiJodHRwczovL2RlbWlyZGVuLWthcGlsYXIuYmxvZ3Nwb3QuY29tLzIwMjIvMTIveWFwYXktemVrYS1pbGUtYmlyLXNvaGJldC5odG1sIiwiVXJpU3RyaW5nIjoiaHR0cHM6Ly9kZW1pcmRlbi1rYXBpbGFyLmJsb2dzcG90LmNvbS8yMDIyLzEyL3lhcGF5LXpla2EtaWxlLWJpci1zb2hiZXQuaHRtbCIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlU3RhdHVzIjo4LCJQcm9wZXJ0aWVzIjp7IiRpZCI6IjE1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZVByb3BlcnRpZXMsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn0sIlN5bmNGb2xkZXJUeXBlIjowLCJJc0xvY2FsQ2xvdWRQcm9qZWN0RmlsZUxpbmsiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkUmVzdG9yZSI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRDb3B5IjpmYWxzZSwiQXR0YWNobWVudEZvbGRlcldhc0luRmFsbGJhY2tNb2RlIjpmYWxzZX0sIkFubm90YXRpb25zIjpbXSwiTG9jYXRpb25UeXBlIjowLCJNaXJyb3JzUmVmZXJlbmNlUHJvcGVydHlJZCI6MTUxLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDEzOjIwOjM2IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiZTFhNzQ1MDQtMDViZi00ZDNmLTkzMDUtMjY0MzA5YTIxNTBjIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTZUMTM6MjA6MzYiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19XSwiT25saW5lQWRkcmVzcyI6Imh0dHBzOi8vZGVtaXJkZW4ta2FwaWxhci5ibG9nc3BvdC5jb20vMjAyMi8xMi95YXBheS16ZWthLWlsZS1iaXItc29oYmV0Lmh0bWwiLCJPcmdhbml6YXRpb25zIjpbXSwiT3RoZXJzSW52b2x2ZWQiOltdLCJQbGFjZU9mUHVibGljYXRpb24iOiJEZW1pcidkZW4gS2FwxLFsYXIiLCJQdWJsaXNoZXJzIjpbXSwiUXVvdGF0aW9ucyI6W10sIlJhdGluZyI6MCwiUmVmZXJlbmNlVHlwZSI6IkludGVybmV0RG9jdW1lbnQiLCJTaG9ydFRpdGxlIjoiS8O8w6fDvGtheWTEsW4gMjAyMiDigJMgWWFwYXkgWmVrYSBpbGUgQmlyIFNvaGJldCIsIlNob3J0VGl0bGVVcGRhdGVUeXBlIjowLCJTdGF0aWNJZHMiOlsiYTNhNGZlZDYtZTdiNi00Zjc3LWI1ZTAtNDM2YWVhNTI0MmQxIl0sIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c0NvbXBsZXhpdHkiOjAsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c1NvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIlRhc2tzIjpbXSwiVGl0bGUiOiJZYXBheSBaZWthIGlsZSBCaXIgU29oYmV0IiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJZZWFyIjoiMjAyMiIsIlllYXJSZXNvbHZlZCI6IjIwMjIiLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDEzOjE4OjI1IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiYjYzNzI2OWUtZmQ5My00MjE3LTg1YzAtMjZlNDAyZmExOGNmIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTZUMTM6MjA6MzYiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJVc2VOdW1iZXJpbmdUeXBlT2ZQYXJlbnREb2N1bWVudCI6ZmFsc2V9XSwiRm9ybWF0dGVkVGV4dCI6eyIkaWQiOiIxNiIsIkNvdW50IjozLCJUZXh0VW5pdHMiOlt7IiRpZCI6IjE3IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE4IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkRlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuLCDigJxZYXBheSBaZWthIGlsZSBCaXIgU29oYmV04oCdIChFLVBvc3RhIDIwMjIpLCAifSx7IiRpZCI6IjE5IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjIwIiwiSXRhbGljIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiRGVtaXInZGVuIEthcMSxbGFyIn0seyIkaWQiOiIyMSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMiIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiIuIn1dfSwiVGFnIjoiQ2l0YXZpUGxhY2Vob2xkZXIjYzM3NTAyOGQtMWQ1Mi00ZDU5LWExNmQtZTAzYzg1N2FhYTc5IiwiVGV4dCI6IkRlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuLCDigJxZYXBheSBaZWthIGlsZSBCaXIgU29oYmV04oCdIChFLVBvc3RhIDIwMjIpLCBEZW1pcidkZW4gS2FwxLFsYXIuIiwiV0FJVmVyc2lvbiI6IjYuMTguMC4xIn0=}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Demir Küçükaydın,
“Yapay Zeka ile Bir Sohbet” (E-Posta 2022), <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demir'den Kapılar</i>.<!--[if supportFields]><span style='mso-element:
field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn4" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref4" name="_ftn4" style="mso-footnote-id: ftn4;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[4]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-1168324091" sdttag="CitaviPlaceholder#cf5d16f9-ff14-45c1-9554-b17f42df24f5" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6ImRhZGMxYTliLTE4MjgtNDJkYi05MzBjLTJjOGVkMWM3MjhiYiIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjoxNjIsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiZmEyOTJlOTgtZWQ5Ni00ZGI4LWIxMGQtOTczOTc5MDA2MzU4IiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJGaXJzdE5hbWUiOiJEZW1pciIsIkxhc3ROYW1lIjoiS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJTZXgiOjAsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDU6MDkiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI4MmExOGMyNS03YzY4LTQzYWEtYTRkNS02MzNlNjYzNGJjYTQiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NTowOSIsIlByb2plY3QiOnsiJGlkIjoiOCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUHJvamVjdCwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifX1dLCJDaXRhdGlvbktleVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIkNvbGxhYm9yYXRvcnMiOltdLCJFZGl0b3JzIjpbXSwiRXZhbHVhdGlvbkNvbXBsZXhpdHkiOjAsIkV2YWx1YXRpb25Tb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJHcm91cHMiOltdLCJIYXNMYWJlbDEiOmZhbHNlLCJIYXNMYWJlbDIiOmZhbHNlLCJLZXl3b3JkcyI6W10sIkxvY2F0aW9ucyI6W3siJGlkIjoiOSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTG9jYXRpb24sIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWRkcmVzcyI6eyIkaWQiOiIxMCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VUeXBlIjo1LCJPcmlnaW5hbFN0cmluZyI6Imh0dHBzOi8vZGVtaXJkZW4ta2FwaWxhci5ibG9nc3BvdC5jb20vMjAyMi8wMS9wb2xpdGlrLW11Y2FkZWxlLXZlLWJpbGltLW1hcmtzaXptLmh0bWwiLCJVcmlTdHJpbmciOiJodHRwczovL2RlbWlyZGVuLWthcGlsYXIuYmxvZ3Nwb3QuY29tLzIwMjIvMDEvcG9saXRpay1tdWNhZGVsZS12ZS1iaWxpbS1tYXJrc2l6bS5odG1sIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VTdGF0dXMiOjgsIlByb3BlcnRpZXMiOnsiJGlkIjoiMTEiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlUHJvcGVydGllcywgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifSwiU3luY0ZvbGRlclR5cGUiOjAsIklzTG9jYWxDbG91ZFByb2plY3RGaWxlTGluayI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRSZXN0b3JlIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZENvcHkiOmZhbHNlLCJBdHRhY2htZW50Rm9sZGVyV2FzSW5GYWxsYmFja01vZGUiOmZhbHNlfSwiQW5ub3RhdGlvbnMiOltdLCJMb2NhdGlvblR5cGUiOjAsIk1pcnJvcnNSZWZlcmVuY2VQcm9wZXJ0eUlkIjoxMSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xNlQxNDoxNTo1NiIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjVhNWE3MmU0LTdkODItNDEyZi1iYmQzLWNkZmE0MzU2YmJiOSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDE0OjE2OjAxIiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fSx7IiRpZCI6IjEyIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Mb2NhdGlvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBbm5vdGF0aW9ucyI6W10sIkxvY2F0aW9uVHlwZSI6MCwiTWlycm9yc1JlZmVyZW5jZVByb3BlcnR5SWQiOjE1MSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xNlQxNDoxNjozMyIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjU2MGQyMzhmLTcyZmMtNDAzOC04NWM1LTI0NGZjODFiN2U3OSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDE0OjE3OjQwIiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fV0sIk9ubGluZUFkZHJlc3MiOiJrYXBpbGFyLmJsb2dzcG90LmNvbS8yMDIyLzAxL3BvbGl0aWstbXVjYWRlbGUtdmUtYmlsaW0tbWFya3Npem0uaHRtbCIsIk9yZ2FuaXphdGlvbnMiOltdLCJPdGhlcnNJbnZvbHZlZCI6W10sIlBsYWNlT2ZQdWJsaWNhdGlvbiI6ImthcGlsYXIuYmxvZ3Nwb3QuY29tLzIwMjIvMDEvcG9saXRpay1tdWNhZGVsZS12ZS1iaWxpbS1tYXJrc2l6bS5odG1sIiwiUHVibGlzaGVycyI6W10sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJJbnRlcm5ldERvY3VtZW50IiwiU2hvcnRUaXRsZSI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuIOKAkyBQb2xpdGlrIE3DvGNhZGVsZSB2ZSBCaWxpbSBNYXJrc2l6bSIsIlNob3J0VGl0bGVVcGRhdGVUeXBlIjowLCJTdGF0aWNJZHMiOlsiOTBhMTU0NjYtNGVlZS00ZTU3LWI1NzEtYjBkZTI1Y2ZiNjM5Il0sIlN1YnRpdGxlIjoiKE1hcmtzaXptaW4gWWVuaWRlbiDEsG7Fn2FzxLEgLSAwMSkiLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNDb21wbGV4aXR5IjowLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNTb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJUYXNrcyI6W10sIlRpdGxlIjoiUG9saXRpayBNw7xjYWRlbGUgdmUgQmlsaW0gKE1hcmtzaXptKSIsIlRyYW5zbGF0b3JzIjpbXSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xNlQxNDoxNTo1NCIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImZhMjkyZTk4LWVkOTYtNGRiOC1iMTBkLTk3Mzk3OTAwNjM1OCIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE2VDE0OjE3OjIyIiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fSwiVXNlTnVtYmVyaW5nVHlwZU9mUGFyZW50RG9jdW1lbnQiOmZhbHNlfV0sIkZvcm1hdHRlZFRleHQiOnsiJGlkIjoiMTMiLCJDb3VudCI6NSwiVGV4dFVuaXRzIjpbeyIkaWQiOiIxNCIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNSIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiJEZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwg4oCcUG9saXRpayBNw7xjYWRlbGUgdmUgQmlsaW0gKE1hcmtzaXptKeKAnSwgIn0seyIkaWQiOiIxNiIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNyIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IihNYXJrc2l6bWluIFllbmlkZW4gxLBuxZ9hc8SxIC0gMDEpIn0seyIkaWQiOiIxOCIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxOSIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiIgLCAifSx7IiRpZCI6IjIwIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjIxIiwiSXRhbGljIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0Ijoia2FwaWxhci5ibG9nc3BvdC5jb20vMjAyMi8wMS9wb2xpdGlrLW11Y2FkZWxlLXZlLWJpbGltLW1hcmtzaXptLmh0bWwifSx7IiRpZCI6IjIyIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjIzIiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6Ii4ifV19LCJUYWciOiJDaXRhdmlQbGFjZWhvbGRlciNjZjVkMTZmOS1mZjE0LTQ1YzEtOTU1NC1iMTdmNDJkZjI0ZjUiLCJUZXh0IjoiRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4sIOKAnFBvbGl0aWsgTcO8Y2FkZWxlIHZlIEJpbGltIChNYXJrc2l6bSnigJ0sIChNYXJrc2l6bWluIFllbmlkZW4gxLBuxZ9hc8SxIC0gMDEpICwga2FwaWxhci5ibG9nc3BvdC5jb20vMjAyMi8wMS9wb2xpdGlrLW11Y2FkZWxlLXZlLWJpbGltLW1hcmtzaXptLmh0bWwuIiwiV0FJVmVyc2lvbiI6IjYuMTguMC4xIn0=}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Demir Küçükaydın,
“Politik Mücadele ve Bilim (Marksizm)”, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Marksizmin
Yeniden İnşası - 01)</i> , <i style="mso-bidi-font-style: normal;">kapilar.blogspot.com/2022/01/politik-mucadele-ve-bilim-marksizm.html</i>.<!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn5" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref5" name="_ftn5" style="mso-footnote-id: ftn5;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[5]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-866753382" sdttag="CitaviPlaceholder#d2b34c64-fed6-492f-bd57-53369b81aa12" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6IjhiNDQ4YmRhLWUyNmItNDRhOC1iNThiLTVjOWEwNGU4ZTQ3ZCIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjo1NSwiUmVmZXJlbmNlSWQiOiIxNTk2ZWVjZS1hOWM1LTRjNzItYTk2My03MDdjNTllZDU0MjAiLCJQYWdlUmFuZ2UiOnsiJGlkIjoiMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlUmFuZ2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJFbmRQYWdlIjp7IiRpZCI6IjQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZU51bWJlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYyIsIklzRnVsbHlOdW1lcmljIjpmYWxzZSwiTnVtYmVyaW5nVHlwZSI6MCwiTnVtZXJhbFN5c3RlbSI6MH0sIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjAsIlN0YXJ0UGFnZSI6eyIkaWQiOiI1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9fSwiUmVmZXJlbmNlIjp7IiRpZCI6IjYiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlJlZmVyZW5jZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBYnN0cmFjdENvbXBsZXhpdHkiOjAsIkFic3RyYWN0U291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiQXV0aG9ycyI6W3siJGlkIjoiNyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUGVyc29uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkZpcnN0TmFtZSI6IlZsYWRpbWlyIiwiTGFzdE5hbWUiOiJMZW5pbiIsIk1pZGRsZU5hbWUiOiJJbHlpY2giLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJTZXgiOjIsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDE6MTEiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiJjZTM1NWEyMi02NGNlLTRhOGEtOWExMi1lZjgxMjQ5NDkyZjUiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xN1QxMjowMToxMSIsIlByb2plY3QiOnsiJGlkIjoiOCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUHJvamVjdCwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifX1dLCJDaXRhdGlvbktleVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIkNvbGxhYm9yYXRvcnMiOltdLCJFZGl0b3JzIjpbXSwiRXZhbHVhdGlvbkNvbXBsZXhpdHkiOjAsIkV2YWx1YXRpb25Tb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJHcm91cHMiOltdLCJIYXNMYWJlbDEiOmZhbHNlLCJIYXNMYWJlbDIiOmZhbHNlLCJLZXl3b3JkcyI6W10sIkxhbmd1YWdlIjoiZW4iLCJMYW5ndWFnZUNvZGUiOiJlbiIsIkxvY2F0aW9ucyI6W3siJGlkIjoiOSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTG9jYXRpb24sIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWRkcmVzcyI6eyIkaWQiOiIxMCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VUeXBlIjo1LCJPcmlnaW5hbFN0cmluZyI6Imh0dHBzOi8vd3d3Lm1hcnhpc3RzLm9yZy9hcmNoaXZlL2xlbmluL3dvcmtzLzE5MjMvamFuLzA2Lmh0bSIsIlVyaVN0cmluZyI6Imh0dHBzOi8vd3d3Lm1hcnhpc3RzLm9yZy9hcmNoaXZlL2xlbmluL3dvcmtzLzE5MjMvamFuLzA2Lmh0bSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlU3RhdHVzIjo4LCJQcm9wZXJ0aWVzIjp7IiRpZCI6IjExIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZVByb3BlcnRpZXMsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn0sIlN5bmNGb2xkZXJUeXBlIjowLCJJc0xvY2FsQ2xvdWRQcm9qZWN0RmlsZUxpbmsiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkUmVzdG9yZSI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRDb3B5IjpmYWxzZSwiQXR0YWNobWVudEZvbGRlcldhc0luRmFsbGJhY2tNb2RlIjpmYWxzZX0sIkFubm90YXRpb25zIjpbXSwiTG9jYXRpb25UeXBlIjowLCJNaXJyb3JzUmVmZXJlbmNlUHJvcGVydHlJZCI6MTEsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDA6MTgiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI2MDM4NTY0NS1jZTcxLTQ5NDUtYWUwOC1iYTEzMmFmNzE5NGYiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xN1QxMjowMDoyNiIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX1dLCJPcmdhbml6YXRpb25zIjpbXSwiT3RoZXJzSW52b2x2ZWQiOltdLCJQdWJsaXNoZXJzIjpbXSwiUXVvdGF0aW9ucyI6W10sIlJhdGluZyI6MCwiUmVmZXJlbmNlVHlwZSI6IkludGVybmV0RG9jdW1lbnQiLCJTaG9ydFRpdGxlIjoiTGVuaW4gMTkyMyDigJMgT24gQ29vcGVyYXRpb24iLCJTaG9ydFRpdGxlVXBkYXRlVHlwZSI6MCwiU3RhdGljSWRzIjpbImFiOGVjNjRlLWEzMDEtNGYxZC1iOTFlLTEwNGM0ZTY0Y2FiZCJdLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNDb21wbGV4aXR5IjowLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNTb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJUYXNrcyI6W10sIlRpdGxlIjoiT24gQ29vcGVyYXRpb24iLCJUcmFuc2xhdG9ycyI6W10sIlllYXIiOiIxOTIzIiwiWWVhclJlc29sdmVkIjoiMTkyMyIsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDA6MTQiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiIxNTk2ZWVjZS1hOWM1LTRjNzItYTk2My03MDdjNTllZDU0MjAiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xN1QxMjowMzoxMyIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX0sIlVzZU51bWJlcmluZ1R5cGVPZlBhcmVudERvY3VtZW50IjpmYWxzZX1dLCJGb3JtYXR0ZWRUZXh0Ijp7IiRpZCI6IjEyIiwiQ291bnQiOjEsIlRleHRVbml0cyI6W3siJGlkIjoiMTMiLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMTQiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiVmxhZGltaXIgSWx5aWNoIExlbmluLCDigJxPbiBDb29wZXJhdGlvbuKAnSAoRS1Qb3N0YSAxOTIzKS4ifV19LCJUYWciOiJDaXRhdmlQbGFjZWhvbGRlciNkMmIzNGM2NC1mZWQ2LTQ5MmYtYmQ1Ny01MzM2OWI4MWFhMTIiLCJUZXh0IjoiVmxhZGltaXIgSWx5aWNoIExlbmluLCDigJxPbiBDb29wZXJhdGlvbuKAnSAoRS1Qb3N0YSAxOTIzKS4iLCJXQUlWZXJzaW9uIjoiNi4xOC4wLjEifQ==}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Vladimir Ilyich Lenin,
“On Cooperation” (E-Posta 1923).<!--[if supportFields]><span style='mso-element:
field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn6" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref6" name="_ftn6" style="mso-footnote-id: ftn6;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[6]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
Örneğin Lenin şöyle yazıyordu:<br />
“<a name="_CTVK0011a1de33221d34e87945fba29b1cd1514"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: black; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Şimdi yapılması
gereken şey, sergilediğimiz ve bolca sergilediğimiz ve tam bir başarıyla
taçlandırdığımız geniş devrimci eylem yelpazesini, devrimci coşkuyu
birleştirmeyi öğrenmektir - bunu iyi bir işbirlikçi olmak için yeterli olan
verimli ve yetenekli bir tüccar olma becerisiyle birleştirmeyi öğrenmektir
(neredeyse söylemeye meyilliyim). Tüccar olma becerisi derken,<span style="mso-bidi-font-weight: normal;"> kültürlü bir tüccar olma becerisini
kastediyorum. Ticaret yaptıkları için iyi tüccar olduklarını düşünen Ruslar ya
da köylüler bunu kafalarına iyice soksunlar. Bu hiç de öyle değil. Ticaret
yapıyorlar ama kültürlü tüccarlar olmaktan çok uzaklar. Şimdi Asyatik bir
tarzda ticaret yapıyorlar, ama iyi bir tüccar olmak için Avrupalı tarzda
ticaret yapmak gerekir. Bu konuda bütün bir çağın gerisindeler</span></span></i></a><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: black; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">.<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-917859392" sdttag="CitaviPlaceholder#c10a0cee-ea66-4844-9b4e-51f9784b460c" title="To edit, see citavi.com/edit">”<span style="font-style: normal;"> </span><!--[if supportFields]><span
style='font-style:normal'><span style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBc3NvY2lhdGVXaXRoS25vd2xlZGdlSXRlbUlkIjoiMWExZGUzMzItMjFkMy00ZTg3LTk0NWYtYmEyOWIxY2QxNTE0IiwiSWQiOiJjOTBjYjRmMy0xZGY0LTQzMzQtYmM4YS1iNjQwNDI1Y2U4NzAiLCJSYW5nZUxlbmd0aCI6MjMsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiMTU5NmVlY2UtYTljNS00YzcyLWE5NjMtNzA3YzU5ZWQ1NDIwIiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlF1b3RhdGlvblR5cGUiOjEsIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJGaXJzdE5hbWUiOiJWbGFkaW1pciIsIkxhc3ROYW1lIjoiTGVuaW4iLCJNaWRkbGVOYW1lIjoiSWx5aWNoIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiU2V4IjoyLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE3VDEyOjAxOjExIiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiY2UzNTVhMjItNjRjZS00YThhLTlhMTItZWY4MTI0OTQ5MmY1IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDE6MTEiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRpZCI6IjgiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlByb2plY3QsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn19XSwiQ2l0YXRpb25LZXlVcGRhdGVUeXBlIjowLCJDb2xsYWJvcmF0b3JzIjpbXSwiRWRpdG9ycyI6W10sIkV2YWx1YXRpb25Db21wbGV4aXR5IjowLCJFdmFsdWF0aW9uU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiR3JvdXBzIjpbXSwiSGFzTGFiZWwxIjpmYWxzZSwiSGFzTGFiZWwyIjpmYWxzZSwiS2V5d29yZHMiOltdLCJMYW5ndWFnZSI6ImVuIiwiTGFuZ3VhZ2VDb2RlIjoiZW4iLCJMb2NhdGlvbnMiOlt7IiRpZCI6IjkiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxvY2F0aW9uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkFkZHJlc3MiOnsiJGlkIjoiMTAiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlVHlwZSI6NSwiT3JpZ2luYWxTdHJpbmciOiJodHRwczovL3d3dy5tYXJ4aXN0cy5vcmcvYXJjaGl2ZS9sZW5pbi93b3Jrcy8xOTIzL2phbi8wNi5odG0iLCJVcmlTdHJpbmciOiJodHRwczovL3d3dy5tYXJ4aXN0cy5vcmcvYXJjaGl2ZS9sZW5pbi93b3Jrcy8xOTIzL2phbi8wNi5odG0iLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJBbm5vdGF0aW9ucyI6W10sIkxvY2F0aW9uVHlwZSI6MCwiTWlycm9yc1JlZmVyZW5jZVByb3BlcnR5SWQiOjExLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE3VDEyOjAwOjE4IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiNjAzODU2NDUtY2U3MS00OTQ1LWFlMDgtYmExMzJhZjcxOTRmIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDA6MjYiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19XSwiT3JnYW5pemF0aW9ucyI6W10sIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUHVibGlzaGVycyI6W10sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJJbnRlcm5ldERvY3VtZW50IiwiU2hvcnRUaXRsZSI6IkxlbmluIDE5MjMg4oCTIE9uIENvb3BlcmF0aW9uIiwiU2hvcnRUaXRsZVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIlN0YXRpY0lkcyI6WyJhYjhlYzY0ZS1hMzAxLTRmMWQtYjkxZS0xMDRjNGU2NGNhYmQiXSwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzQ29tcGxleGl0eSI6MCwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiVGFza3MiOltdLCJUaXRsZSI6Ik9uIENvb3BlcmF0aW9uIiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJZZWFyIjoiMTkyMyIsIlllYXJSZXNvbHZlZCI6IjE5MjMiLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE3VDEyOjAwOjE0IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiMTU5NmVlY2UtYTljNS00YzcyLWE5NjMtNzA3YzU5ZWQ1NDIwIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDM6MTMiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJVc2VOdW1iZXJpbmdUeXBlT2ZQYXJlbnREb2N1bWVudCI6ZmFsc2V9XSwiRm9ybWF0dGVkVGV4dCI6eyIkaWQiOiIxMiIsIkNvdW50IjoxLCJUZXh0VW5pdHMiOlt7IiRpZCI6IjEzIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE0IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkxlbmluLCDigJxPbiBDb29wZXJhdGlvbuKAnSJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyI2MxMGEwY2VlLWVhNjYtNDg0NC05YjRlLTUxZjk3ODRiNDYwYyIsIlRleHQiOiJMZW5pbiwg4oCcT24gQ29vcGVyYXRpb27igJ0iLCJXQUlWZXJzaW9uIjoiNi4xOC4wLjEifQ==}<span
style='mso-element:field-separator'></span></span><![endif]--><span style="font-style: normal;">Lenin, “On Cooperation”</span><!--[if supportFields]><span
style='font-style:normal'><span style='mso-element:field-end'></span></span><![endif]--><span style="font-style: normal;"></span></w:sdt></span></i><span style="color: black; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> (abç)</span><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn7" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref7" name="_ftn7" style="mso-footnote-id: ftn7;" title=""><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[7]</span><!--[endif]--></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-1150667656" sdttag="CitaviPlaceholder#cb207817-7d37-401c-a75e-f6497fa06e35" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBc3NvY2lhdGVXaXRoS25vd2xlZGdlSXRlbUlkIjoiNTVjY2UwZGEtYmZiMy00MWE1LThjM2YtMTI2ZjMzZTU0YzUxIiwiSWQiOiJhOTAwYTI0Ny1jYzE2LTRkODgtOGMxNS1lNGU5YjJjZGVhYjgiLCJSYW5nZUxlbmd0aCI6MjQsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiMTU5NmVlY2UtYTljNS00YzcyLWE5NjMtNzA3YzU5ZWQ1NDIwIiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlF1b3RhdGlvblR5cGUiOjEsIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJGaXJzdE5hbWUiOiJWbGFkaW1pciIsIkxhc3ROYW1lIjoiTGVuaW4iLCJNaWRkbGVOYW1lIjoiSWx5aWNoIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiU2V4IjoyLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE3VDEyOjAxOjExIiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiY2UzNTVhMjItNjRjZS00YThhLTlhMTItZWY4MTI0OTQ5MmY1IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDE6MTEiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRpZCI6IjgiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlByb2plY3QsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn19XSwiQ2l0YXRpb25LZXlVcGRhdGVUeXBlIjowLCJDb2xsYWJvcmF0b3JzIjpbXSwiRWRpdG9ycyI6W10sIkV2YWx1YXRpb25Db21wbGV4aXR5IjowLCJFdmFsdWF0aW9uU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiR3JvdXBzIjpbXSwiSGFzTGFiZWwxIjpmYWxzZSwiSGFzTGFiZWwyIjpmYWxzZSwiS2V5d29yZHMiOltdLCJMYW5ndWFnZSI6ImVuIiwiTGFuZ3VhZ2VDb2RlIjoiZW4iLCJMb2NhdGlvbnMiOlt7IiRpZCI6IjkiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxvY2F0aW9uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkFkZHJlc3MiOnsiJGlkIjoiMTAiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlVHlwZSI6NSwiT3JpZ2luYWxTdHJpbmciOiJodHRwczovL3d3dy5tYXJ4aXN0cy5vcmcvYXJjaGl2ZS9sZW5pbi93b3Jrcy8xOTIzL2phbi8wNi5odG0iLCJVcmlTdHJpbmciOiJodHRwczovL3d3dy5tYXJ4aXN0cy5vcmcvYXJjaGl2ZS9sZW5pbi93b3Jrcy8xOTIzL2phbi8wNi5odG0iLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJBbm5vdGF0aW9ucyI6W10sIkxvY2F0aW9uVHlwZSI6MCwiTWlycm9yc1JlZmVyZW5jZVByb3BlcnR5SWQiOjExLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE3VDEyOjAwOjE4IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiNjAzODU2NDUtY2U3MS00OTQ1LWFlMDgtYmExMzJhZjcxOTRmIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDA6MjYiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19XSwiT3JnYW5pemF0aW9ucyI6W10sIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUHVibGlzaGVycyI6W10sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJJbnRlcm5ldERvY3VtZW50IiwiU2hvcnRUaXRsZSI6IkxlbmluIDE5MjMg4oCTIE9uIENvb3BlcmF0aW9uIiwiU2hvcnRUaXRsZVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIlN0YXRpY0lkcyI6WyJhYjhlYzY0ZS1hMzAxLTRmMWQtYjkxZS0xMDRjNGU2NGNhYmQiXSwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzQ29tcGxleGl0eSI6MCwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiVGFza3MiOltdLCJUaXRsZSI6Ik9uIENvb3BlcmF0aW9uIiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJZZWFyIjoiMTkyMyIsIlllYXJSZXNvbHZlZCI6IjE5MjMiLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE3VDEyOjAwOjE0IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiMTU5NmVlY2UtYTljNS00YzcyLWE5NjMtNzA3YzU5ZWQ1NDIwIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTdUMTI6MDM6MTMiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJVc2VOdW1iZXJpbmdUeXBlT2ZQYXJlbnREb2N1bWVudCI6ZmFsc2V9XSwiRm9ybWF0dGVkVGV4dCI6eyIkaWQiOiIxMiIsIkNvdW50IjoxLCJUZXh0VW5pdHMiOlt7IiRpZCI6IjEzIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE0IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkxlbmluLCDigJxPbiBDb29wZXJhdGlvbuKAnS4ifV19LCJUYWciOiJDaXRhdmlQbGFjZWhvbGRlciNjYjIwNzgxNy03ZDM3LTQwMWMtYTc1ZS1mNjQ5N2ZhMDZlMzUiLCJUZXh0IjoiTGVuaW4sIOKAnE9uIENvb3BlcmF0aW9u4oCdLiIsIldBSVZlcnNpb24iOiI2LjE4LjAuMSJ9}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Lenin, “On
Cooperation”.<!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn8" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref8" name="_ftn8" style="mso-footnote-id: ftn8;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[8]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
Bütün bu yayın ve girişimler hem bloğumuzda bulunuyor hem de kitap olarak
derledik ve indirmeye amade kıldık. <w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="804738415" sdttag="CitaviPlaceholder#2e31bcf5-2605-4166-97e2-dca61690fdfd" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6ImVmMWFiYjUwLTM2ZDQtNGU3Zi05MDgyLTUxNWQxOGYyNzU0MSIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjoyMDAsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiZTFkM2ExMzAtOTZmOC00NDk2LWJiZDctMjM0ODJjYWM0Y2VjIiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJGaXJzdE5hbWUiOiJEZW1pciIsIkxhc3ROYW1lIjoiS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJTZXgiOjAsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDU6MDkiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI4MmExOGMyNS03YzY4LTQzYWEtYTRkNS02MzNlNjYzNGJjYTQiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NTowOSIsIlByb2plY3QiOnsiJGlkIjoiOCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUHJvamVjdCwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifX1dLCJDaXRhdGlvbktleVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIkNvbGxhYm9yYXRvcnMiOltdLCJDb3ZlclBhdGgiOnsiJGlkIjoiOSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VUeXBlIjoxLCJVcmlTdHJpbmciOiJ2cmV6a2ZmeS5qcGciLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJFZGl0b3JzIjpbXSwiRXZhbHVhdGlvbkNvbXBsZXhpdHkiOjAsIkV2YWx1YXRpb25Tb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJHcm91cHMiOltdLCJIYXNMYWJlbDEiOmZhbHNlLCJIYXNMYWJlbDIiOmZhbHNlLCJLZXl3b3JkcyI6W10sIkxhbmd1YWdlIjoiVHVya2lzaCIsIkxhbmd1YWdlQ29kZSI6InRyIiwiTG9jYXRpb25zIjpbXSwiT3JnYW5pemF0aW9ucyI6W10sIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUGFnZUNvdW50IjoiMjI4IiwiUHVibGlzaGVycyI6W3siJGlkIjoiMTEiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlB1Ymxpc2hlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJOYW1lIjoiS8O2eMO8eiBZYXnEsW5sYXLEsSIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDY6MzUiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI3ZmJiZTFhYi1jNzk5LTRiZGYtODRkOC1lYjgzM2JlNjk4ZGYiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NjozNSIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX1dLCJRdW90YXRpb25zIjpbXSwiUmF0aW5nIjowLCJSZWZlcmVuY2VUeXBlIjoiQm9vayIsIlNob3J0VGl0bGUiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiDigJMgS2Fzc2FuZHJhIExhbmV0aSIsIlNob3J0VGl0bGVVcGRhdGVUeXBlIjowLCJTdGF0aWNJZHMiOlsiZWQ1Yzg4ODgtMjVmMy00OWVkLWE3YmEtNTVkNzNhNzJhYjQyIl0sIlN1YnRpdGxlIjoiMjAyMyBCYcWfa2FubMSxayBTZcOnaW1sZXJp4oCZbmRlIEhEUOKAmW5pbiwgU29zeWFsaXN0bGVyaW4gdmUgRGVtb2tyYXRsYXLEsW4gxLB6bGVtZXNpIEdlcmVrZW4gWW9sIMOcemVyaW5lIERvxJ9ydWx1a2xhcsSxIEJpciBIZXppbWV0bGUgS2FuxLF0bGFubcSxxZ8gWWF6xLFsYXIiLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNDb21wbGV4aXR5IjowLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNTb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJUYXNrcyI6W10sIlRpdGxlIjoiS2Fzc2FuZHJhIExhbmV0aSIsIlRyYW5zbGF0b3JzIjpbXSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xN1QxNTozMjoxOCIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImUxZDNhMTMwLTk2ZjgtNDQ5Ni1iYmQ3LTIzNDgyY2FjNGNlYyIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE5VDIwOjI3OjI0IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fSwiVXNlTnVtYmVyaW5nVHlwZU9mUGFyZW50RG9jdW1lbnQiOmZhbHNlfV0sIkZvcm1hdHRlZFRleHQiOnsiJGlkIjoiMTIiLCJDb3VudCI6NSwiVGV4dFVuaXRzIjpbeyIkaWQiOiIxMyIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNCIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiJEZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgIn0seyIkaWQiOiIxNSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNiIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6Ikthc3NhbmRyYSBMYW5ldGkifSx7IiRpZCI6IjE3IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE4IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IiwgIn0seyIkaWQiOiIxOSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMCIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IjIwMjMgQmHFn2thbmzEsWsgU2XDp2ltbGVyaeKAmW5kZSBIRFDigJluaW4sIFNvc3lhbGlzdGxlcmluIHZlIERlbW9rcmF0bGFyxLFuIMSwemxlbWVzaSBHZXJla2VuIFlvbCDDnHplcmluZSBEb8SfcnVsdWtsYXLEsSBCaXIgSGV6aW1ldGxlIEthbsSxdGxhbm3EscWfIFlhesSxbGFyIn0seyIkaWQiOiIyMSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMiIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiIgKEvDtnjDvHogWWF5xLFubGFyxLEpLiJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyIzJlMzFiY2Y1LTI2MDUtNDE2Ni05N2UyLWRjYTYxNjkwZmRmZCIsIlRleHQiOiJEZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgS2Fzc2FuZHJhIExhbmV0aSwgMjAyMyBCYcWfa2FubMSxayBTZcOnaW1sZXJp4oCZbmRlIEhEUOKAmW5pbiwgU29zeWFsaXN0bGVyaW4gdmUgRGVtb2tyYXRsYXLEsW4gxLB6bGVtZXNpIEdlcmVrZW4gWW9sIMOcemVyaW5lIERvxJ9ydWx1a2xhcsSxIEJpciBIZXppbWV0bGUgS2FuxLF0bGFubcSxxZ8gWWF6xLFsYXIgKEvDtnjDvHogWWF5xLFubGFyxLEpLiIsIldBSVZlcnNpb24iOiI2LjE4LjAuMSJ9}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Demir Küçükaydın, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kassandra Laneti</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">2023 Başkanlık Seçimleri’nde HDP’nin, Sosyalistlerin ve Demokratların
İzlemesi Gereken Yol Üzerine Doğrulukları Bir Hezimetle Kanıtlanmış Yazılar</i>
(Köxüz Yayınları).<!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn9" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref9" name="_ftn9" style="mso-footnote-id: ftn9;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[9]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="587965311" sdttag="CitaviPlaceholder#184e92b9-ce7d-4bae-ad73-c421c11ae1d6" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6IjJiYWE4N2Y5LTJkNmQtNDVhMy05ZDQ2LTlkOTM5OTUyOTBjMCIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjo0NiwiUmVmZXJlbmNlSWQiOiJhODA5NWFhNC04MTdmLTQxNGUtYjkzMi0yZWM5ZTIwODM3MzgiLCJQYWdlUmFuZ2UiOnsiJGlkIjoiMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlUmFuZ2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJFbmRQYWdlIjp7IiRpZCI6IjQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZU51bWJlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYyIsIklzRnVsbHlOdW1lcmljIjpmYWxzZSwiTnVtYmVyaW5nVHlwZSI6MCwiTnVtZXJhbFN5c3RlbSI6MH0sIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjAsIlN0YXJ0UGFnZSI6eyIkaWQiOiI1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9fSwiUmVmZXJlbmNlIjp7IiRpZCI6IjYiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlJlZmVyZW5jZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBYnN0cmFjdENvbXBsZXhpdHkiOjAsIkFic3RyYWN0U291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiQXV0aG9ycyI6W3siJGlkIjoiNyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUGVyc29uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkZpcnN0TmFtZSI6IkVyZ3VuIiwiTGFzdE5hbWUiOiJBeWTEsW5vxJ9sdSIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIlNleCI6MCwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0wM1QyMDozMDowMiIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjA5MGJmOWRkLTE0MTUtNDRiMi1hNmRkLTZlYWM1NmJlOTcwYSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTAzVDIwOjMwOjAyIiwiUHJvamVjdCI6eyIkaWQiOiI4IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Qcm9qZWN0LCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9fV0sIkNpdGF0aW9uS2V5VXBkYXRlVHlwZSI6MCwiQ29sbGFib3JhdG9ycyI6W10sIkNvdmVyUGF0aCI6eyIkaWQiOiI5IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVR5cGUiOjEsIlVyaVN0cmluZyI6IkF5ZMSxbm/En2x1IC0gUGlyYW5kZWxsb+KAmXl1IEhhdMSxcmxhcmtlbi5qcGciLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJFZGl0b3JzIjpbXSwiRXZhbHVhdGlvbkNvbXBsZXhpdHkiOjAsIkV2YWx1YXRpb25Tb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJHcm91cHMiOltdLCJIYXNMYWJlbDEiOmZhbHNlLCJIYXNMYWJlbDIiOmZhbHNlLCJLZXl3b3JkcyI6W10sIkxvY2F0aW9ucyI6W3siJGlkIjoiMTEiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxvY2F0aW9uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkFkZHJlc3MiOnsiJGlkIjoiMTIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlVHlwZSI6NSwiT3JpZ2luYWxTdHJpbmciOiJodHRwczovL2F5ZGlub2dsdWVyZ3VuLmJsb2dzcG90LmNvbS8yMDI0LzAxL3BpcmFuZGVsbG95dS1oYXRybGFya2VuXzIzLmh0bWwiLCJVcmlTdHJpbmciOiJodHRwczovL2F5ZGlub2dsdWVyZ3VuLmJsb2dzcG90LmNvbS8yMDI0LzAxL3BpcmFuZGVsbG95dS1oYXRybGFya2VuXzIzLmh0bWwiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJBbm5vdGF0aW9ucyI6W10sIkxvY2F0aW9uVHlwZSI6MCwiTWlycm9yc1JlZmVyZW5jZVByb3BlcnR5SWQiOjExLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTAzVDIwOjI5OjE5IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiMWNmYjRjMDktZDY2Yy00ZThmLWI3YTAtNjVlOTkwZjRhNDI1IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMDNUMjA6Mjk6MjYiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19XSwiT3JnYW5pemF0aW9ucyI6W10sIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUHVibGlzaGVycyI6W10sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJJbnRlcm5ldERvY3VtZW50IiwiU2hvcnRUaXRsZSI6IkF5ZMSxbm/En2x1IOKAkyBQaXJhbmRlbGxv4oCZeXUgSGF0xLFybGFya2VuIiwiU2hvcnRUaXRsZVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIlN0YXRpY0lkcyI6WyJmZWRmMjI4Ny1mY2FmLTQ1NjItYjE4NC1kMWE0OGU3MDU0YTciXSwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzQ29tcGxleGl0eSI6MCwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiVGFza3MiOltdLCJUaXRsZSI6IlBpcmFuZGVsbG/igJl5dSBIYXTEsXJsYXJrZW4iLCJUcmFuc2xhdG9ycyI6W10sIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMDNUMjA6Mjk6MTYiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiJhODA5NWFhNC04MTdmLTQxNGUtYjkzMi0yZWM5ZTIwODM3MzgiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMi0wM1QyMDozMjoxNiIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX0sIlVzZU51bWJlcmluZ1R5cGVPZlBhcmVudERvY3VtZW50IjpmYWxzZX1dLCJGb3JtYXR0ZWRUZXh0Ijp7IiRpZCI6IjE0IiwiQ291bnQiOjEsIlRleHRVbml0cyI6W3siJGlkIjoiMTUiLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMTYiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiRXJndW4gQXlkxLFub8SfbHUsIOKAnFBpcmFuZGVsbG/igJl5dSBIYXTEsXJsYXJrZW7igJ0gLiJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyIzE4NGU5MmI5LWNlN2QtNGJhZS1hZDczLWM0MjFjMTFhZTFkNiIsIlRleHQiOiJFcmd1biBBeWTEsW5vxJ9sdSwg4oCcUGlyYW5kZWxsb+KAmXl1IEhhdMSxcmxhcmtlbuKAnSAuIiwiV0FJVmVyc2lvbiI6IjYuMTguMC4xIn0=}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Ergun Aydınoğlu,
“Pirandello’yu Hatırlarken” .<!--[if supportFields]><span style='mso-element:
field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn10" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref10" name="_ftn10" style="mso-footnote-id: ftn10;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[10]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
Ergunoğlu “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Türkiye Siyasetine Seçimlerin
Aynasından Bakmak</i>” başlıklı bu uzun yazısinde neredeyse bütün sol muhalefetin
tavırlarını ayrı başlıklar altında analiz ediyor. Yazıların başlıkları ve
linkleri şöyle:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText"><a href="https://aydinogluergun.blogspot.com/2024/01/pirandelloyu-hatrlarken_23.html">Pirandello’yu
Hatırlarken</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText"><a href="https://aydinogluergun.blogspot.com/2024/01/kurt-hareketinin-anlaslmas-zor_23.html">Kürt
hareketinin Anlaşılması Zor Kılıçdaroğlu Aşkı</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText"><a href="https://aydinogluergun.blogspot.com/2024/01/sol-entelektueller-ve-secim-sonuclar_23.html">Sol
Entelektüeller ve Seçim Sonuçları</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText">‘<a href="https://aydinogluergun.blogspot.com/2024/01/altl-masa-partileri-ve-muhalefetin_23.html">Altılı
Masa’ Partileri ve Muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı Konusu</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText"><a href="https://aydinogluergun.blogspot.com/2024/01/turkiye-isci-partisi-ve-kurt-hareketi_23.html">Türkiye
İşçi Partisi ve Kürt Hareketi</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText"><a href="https://aydinogluergun.blogspot.com/2024/01/klcdaroglunun-adaylgnn-chpli_23.html">Kılıçdaroğlu’nun
Adaylığının CHP’li Destekçileri</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText"><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[endif]--><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn11" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref11" name="_ftn11" style="mso-footnote-id: ftn11;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[11]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
Kıvılcımlı bizim yazmak isteyebileceğmiz her şeyi zaten yazdığı ve de ondan
öğrendiğimiz için o zaman yazı yazan bir militan değildik, Mahir ve İbrahim
gibi yazan arkadaşlarımızdan farklı olarak. Bu nedenle 12 Mart önvesi döneme
ilişkin ayrılıklardaki görüşlerimizi ifade eden yazımız, neredeyse yoktur. Ama
Hikmet Kıvılcımlı’nın peşpeşe yayınladığı üçleme (“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Halk Savaşının Planları</i>”, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Oportunizm
Nedir?</i>”, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devrim Zorlaması Demokratik
Zortlama</i>”, ikinci baskısını yaptığı diğer kitapları (Örneğin “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Uyarmak İçin Uyanmalı, Uyanmak İçin Uyarmalı
– TİP’e Teklifler</i>” ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalist</i>
gazetesindeki yazıları bizim de görüşlerimizdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoFootnoteText">Ancak Yine de o zamanki yaklaşımımız hakkında bir
fikir verebilecek, Oktay Etiman’ın yıllar sonra okuduğunda “Altmışların
devrimcileri nasıl insanlardır hakkında: (...) belge niteliğinde” diyerek
paylaştığı, Sosyalist gazetesinin birinci ve ikinci sayılarında Ali Kaynakçı imzasıyla
yayınlanmış “<a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/1970/12/izmir-aliagada-isci-olaylarnn-nedeni_8.html"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">İzmir Aliağa’da İşçi Olaylarının Nedeni</i></a>”
başlıklı yazı bulunmaktadır.<o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn12" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref12" name="_ftn12" style="mso-footnote-id: ftn12;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[12]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
Bu dönemi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>anlattığımız kitap şudur: <w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-1341470470" sdttag="CitaviPlaceholder#c2e68df1-e088-49dd-9db8-92a183cbc04a" title="To edit, see citavi.com/edit">“<!--[if supportFields]><i style='mso-bidi-font-style:normal'><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6ImNkNTJmNWQzLWU3NmYtNDRiYy1iOTUyLTRiNmFlZmZhYmM0NCIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjoxMjIsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiZjA5M2Y3NjItMTRhZS00MGM3LTkyZDUtMGYzOWUyZGJhMTZhIiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJGaXJzdE5hbWUiOiJEZW1pciIsIkxhc3ROYW1lIjoiS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJTZXgiOjAsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDU6MDkiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI4MmExOGMyNS03YzY4LTQzYWEtYTRkNS02MzNlNjYzNGJjYTQiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NTowOSIsIlByb2plY3QiOnsiJGlkIjoiOCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUHJvamVjdCwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifX1dLCJDaXRhdGlvbktleVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIkNvbGxhYm9yYXRvcnMiOltdLCJDb3ZlclBhdGgiOnsiJGlkIjoiOSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VUeXBlIjoxLCJVcmlTdHJpbmciOiIybTEza2Qxbi5qcGciLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMCIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJFZGl0b3JzIjpbXSwiRXZhbHVhdGlvbkNvbXBsZXhpdHkiOjAsIkV2YWx1YXRpb25Tb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJHcm91cHMiOltdLCJIYXNMYWJlbDEiOmZhbHNlLCJIYXNMYWJlbDIiOmZhbHNlLCJLZXl3b3JkcyI6W10sIkxhbmd1YWdlIjoiVMO8cmtpc2giLCJMb2NhdGlvbnMiOltdLCJPcmdhbml6YXRpb25zIjpbXSwiT3JpZ2luYWxQdWJsaWNhdGlvbiI6IjIwMDgiLCJPdGhlcnNJbnZvbHZlZCI6W10sIlBhZ2VDb3VudCI6Ijg2IiwiUGxhY2VPZlB1YmxpY2F0aW9uIjoixLBudGVybmV0IiwiUHVibGlzaGVycyI6W3siJGlkIjoiMTEiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlB1Ymxpc2hlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJOYW1lIjoiS8O2eMO8eiBZYXnEsW5sYXLEsSIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTk6NDY6MzUiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiI3ZmJiZTFhYi1jNzk5LTRiZGYtODRkOC1lYjgzM2JlNjk4ZGYiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NjozNSIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX1dLCJRdW90YXRpb25zIjpbXSwiUmF0aW5nIjowLCJSZWZlcmVuY2VUeXBlIjoiQm9vayIsIlNob3J0VGl0bGUiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiAyMDA4IOKAkyBUU0lQIHZlIFRLUC1CJ25pbiBUYXJpaMO2bmNlc2luaW4gVGFyaWhpbmUiLCJTaG9ydFRpdGxlVXBkYXRlVHlwZSI6MCwiU3RhdGljSWRzIjpbIjhhYzQ3OGM2LTE5ZWEtNGJmYS1iY2FiLWU1NjVjMTE5ZDcxMCJdLCJTdWJ0aXRsZSI6IihBcmtlb2xvamlrIEJpciBLYXrEsSkiLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNDb21wbGV4aXR5IjowLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNTb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJUYXNrcyI6W10sIlRpdGxlIjoiVFNJUCB2ZSBUS1AtQiduaW4gVGFyaWjDtm5jZXNpbmluIFRhcmloaW5lIEthdGvEsSIsIlRyYW5zbGF0b3JzIjpbXSwiWWVhciI6IjIwMTMiLCJZZWFyUmVzb2x2ZWQiOiIyMDA4IiwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xOFQxMDozMDo0MyIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImYwOTNmNzYyLTE0YWUtNDBjNy05MmQ1LTBmMzllMmRiYTE2YSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDEyOjQzOjQ0IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fSwiVXNlTnVtYmVyaW5nVHlwZU9mUGFyZW50RG9jdW1lbnQiOmZhbHNlfV0sIkZvcm1hdHRlZFRleHQiOnsiJGlkIjoiMTIiLCJDb3VudCI6NSwiVGV4dFVuaXRzIjpbeyIkaWQiOiIxMyIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNCIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiJEZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgIn0seyIkaWQiOiIxNSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNiIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IlRTSVAgdmUgVEtQLUInbmluIFRhcmlow7ZuY2VzaW5pbiBUYXJpaGluZSBLYXRrxLEifSx7IiRpZCI6IjE3IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE4IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IiwgIn0seyIkaWQiOiIxOSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMCIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IihBcmtlb2xvamlrIEJpciBLYXrEsSkifSx7IiRpZCI6IjIxIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjIyIiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IiAoxLBudGVybmV0OiBLw7Z4w7x6IFlhecSxbmxhcsSxLCAyMDA4KSJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyI2MyZTY4ZGYxLWUwODgtNDlkZC05ZGI4LTkyYTE4M2NiYzA0YSIsIlRleHQiOiJEZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgVFNJUCB2ZSBUS1AtQiduaW4gVGFyaWjDtm5jZXNpbmluIFRhcmloaW5lIEthdGvEsSwgKEFya2VvbG9qaWsgQmlyIEthesSxKSAoxLBudGVybmV0OiBLw7Z4w7x6IFlhecSxbmxhcsSxLCAyMDA4KSIsIldBSVZlcnNpb24iOiI2LjE4LjAuMSJ9}<span
style='mso-element:field-separator'></span></i><![endif]--><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demir Küçükaydın, TSIP ve TKP-B'nin
Tarihöncesinin Tarihine Katkı, (Arkeolojik Bir Kazı) (İnternet: Köxüz
Yayınları, 2008)</i><!--[if supportFields]><i style='mso-bidi-font-style:normal'><span
style='mso-element:field-end'></span></i><![endif]--><i style="mso-bidi-font-style: normal;"></i></w:sdt>”<o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn13" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref13" name="_ftn13" style="mso-footnote-id: ftn13;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[13]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kuruçeşme Süreci</i>” de denilen bu
“Birlik Tarışmaları”na sunduğumuz bildiri ve değerelendimeleri içeren kitap
şudur: <w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="621354712" sdttag="CitaviPlaceholder#167beb6b-e14b-452c-b8be-39c95217e814" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6ImViMjJjYzkxLWJjMmEtNGZlNS05NGExLTIyYWIzOWIyNWNmYSIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjo2MCwiUmVmZXJlbmNlSWQiOiJmMDkzZjc2Mi0xNGFlLTQwYzctOTJkNS0wZjM5ZTJkYmExNmEiLCJQYWdlUmFuZ2UiOnsiJGlkIjoiMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlUmFuZ2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJFbmRQYWdlIjp7IiRpZCI6IjQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZU51bWJlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYyIsIklzRnVsbHlOdW1lcmljIjpmYWxzZSwiTnVtYmVyaW5nVHlwZSI6MCwiTnVtZXJhbFN5c3RlbSI6MH0sIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjAsIlN0YXJ0UGFnZSI6eyIkaWQiOiI1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9fSwiUmVmZXJlbmNlIjp7IiRpZCI6IjYiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlJlZmVyZW5jZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBYnN0cmFjdENvbXBsZXhpdHkiOjAsIkFic3RyYWN0U291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiQXV0aG9ycyI6W3siJGlkIjoiNyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUGVyc29uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkZpcnN0TmFtZSI6IkRlbWlyIiwiTGFzdE5hbWUiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIlNleCI6MCwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NTowOSIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjgyYTE4YzI1LTdjNjgtNDNhYS1hNGQ1LTYzM2U2NjM0YmNhNCIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ1OjA5IiwiUHJvamVjdCI6eyIkaWQiOiI4IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Qcm9qZWN0LCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9fV0sIkNpdGF0aW9uS2V5VXBkYXRlVHlwZSI6MCwiQ29sbGFib3JhdG9ycyI6W10sIkNvdmVyUGF0aCI6eyIkaWQiOiI5IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVR5cGUiOjEsIlVyaVN0cmluZyI6IjJtMTNrZDFuLmpwZyIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlU3RhdHVzIjo4LCJQcm9wZXJ0aWVzIjp7IiRpZCI6IjEwIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZVByb3BlcnRpZXMsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn0sIlN5bmNGb2xkZXJUeXBlIjowLCJJc0xvY2FsQ2xvdWRQcm9qZWN0RmlsZUxpbmsiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkUmVzdG9yZSI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRDb3B5IjpmYWxzZSwiQXR0YWNobWVudEZvbGRlcldhc0luRmFsbGJhY2tNb2RlIjpmYWxzZX0sIkVkaXRvcnMiOltdLCJFdmFsdWF0aW9uQ29tcGxleGl0eSI6MCwiRXZhbHVhdGlvblNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkdyb3VwcyI6W10sIkhhc0xhYmVsMSI6ZmFsc2UsIkhhc0xhYmVsMiI6ZmFsc2UsIktleXdvcmRzIjpbXSwiTGFuZ3VhZ2UiOiJUw7xya2lzaCIsIkxvY2F0aW9ucyI6W10sIk9yZ2FuaXphdGlvbnMiOltdLCJPcmlnaW5hbFB1YmxpY2F0aW9uIjoiMjAwOCIsIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUGFnZUNvdW50IjoiODYiLCJQbGFjZU9mUHVibGljYXRpb24iOiLEsG50ZXJuZXQiLCJQdWJsaXNoZXJzIjpbeyIkaWQiOiIxMSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUHVibGlzaGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIk5hbWUiOiJLw7Z4w7x6IFlhecSxbmxhcsSxIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NjozNSIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjdmYmJlMWFiLWM3OTktNGJkZi04NGQ4LWViODMzYmU2OThkZiIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ2OjM1IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fV0sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJCb29rIiwiU2hvcnRUaXRsZSI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuIDIwMDgg4oCTIFRTSVAgdmUgVEtQLUInbmluIFRhcmlow7ZuY2VzaW5pbiBUYXJpaGluZSIsIlNob3J0VGl0bGVVcGRhdGVUeXBlIjowLCJTdGF0aWNJZHMiOlsiOGFjNDc4YzYtMTllYS00YmZhLWJjYWItZTU2NWMxMTlkNzEwIl0sIlN1YnRpdGxlIjoiKEFya2VvbG9qaWsgQmlyIEthesSxKSIsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c0NvbXBsZXhpdHkiOjAsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c1NvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIlRhc2tzIjpbXSwiVGl0bGUiOiJUU0lQIHZlIFRLUC1CJ25pbiBUYXJpaMO2bmNlc2luaW4gVGFyaWhpbmUgS2F0a8SxIiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJZZWFyIjoiMjAxMyIsIlllYXJSZXNvbHZlZCI6IjIwMDgiLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDEwOjMwOjQzIiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiZjA5M2Y3NjItMTRhZS00MGM3LTkyZDUtMGYzOWUyZGJhMTZhIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTI6NDM6NDQiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJVc2VOdW1iZXJpbmdUeXBlT2ZQYXJlbnREb2N1bWVudCI6ZmFsc2V9XSwiRm9ybWF0dGVkVGV4dCI6eyIkaWQiOiIxMiIsIkNvdW50IjozLCJUZXh0VW5pdHMiOlt7IiRpZCI6IjEzIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE0IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuLCAifSx7IiRpZCI6IjE1IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE2IiwiSXRhbGljIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiVFNJUCB2ZSBUS1AtQiduaW4gVGFyaWjDtm5jZXNpbmluIFRhcmloaW5lIEthdGvEsSJ9LHsiJGlkIjoiMTciLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMTgiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiLiJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyIzE2N2JlYjZiLWUxNGItNDUyYy1iOGJlLTM5Yzk1MjE3ZTgxNCIsIlRleHQiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgVFNJUCB2ZSBUS1AtQiduaW4gVGFyaWjDtm5jZXNpbmluIFRhcmloaW5lIEthdGvEsS4iLCJXQUlWZXJzaW9uIjoiNi4xOC4wLjEifQ==}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Küçükaydın, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">TSIP ve TKP-B'nin Tarihöncesinin Tarihine
Katkı</i>.<!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn14" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref14" name="_ftn14" style="mso-footnote-id: ftn14;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[14]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-953172084" sdttag="CitaviPlaceholder#791830b9-938f-4936-ba77-28b15bb0ea4d" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJJZCI6IjJkYjRlYmQ0LWUxZjEtNDAyOS1hMWYyLWIyYTM1NGY3ZGFiNSIsIlJhbmdlTGVuZ3RoIjo2MCwiUmVmZXJlbmNlSWQiOiJmMDkzZjc2Mi0xNGFlLTQwYzctOTJkNS0wZjM5ZTJkYmExNmEiLCJQYWdlUmFuZ2UiOnsiJGlkIjoiMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlUmFuZ2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJFbmRQYWdlIjp7IiRpZCI6IjQiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZU51bWJlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYyIsIklzRnVsbHlOdW1lcmljIjpmYWxzZSwiTnVtYmVyaW5nVHlwZSI6MCwiTnVtZXJhbFN5c3RlbSI6MH0sIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjAsIlN0YXJ0UGFnZSI6eyIkaWQiOiI1IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9fSwiUmVmZXJlbmNlIjp7IiRpZCI6IjYiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlJlZmVyZW5jZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBYnN0cmFjdENvbXBsZXhpdHkiOjAsIkFic3RyYWN0U291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiQXV0aG9ycyI6W3siJGlkIjoiNyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUGVyc29uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkZpcnN0TmFtZSI6IkRlbWlyIiwiTGFzdE5hbWUiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIlNleCI6MCwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NTowOSIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjgyYTE4YzI1LTdjNjgtNDNhYS1hNGQ1LTYzM2U2NjM0YmNhNCIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ1OjA5IiwiUHJvamVjdCI6eyIkaWQiOiI4IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Qcm9qZWN0LCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9fV0sIkNpdGF0aW9uS2V5VXBkYXRlVHlwZSI6MCwiQ29sbGFib3JhdG9ycyI6W10sIkNvdmVyUGF0aCI6eyIkaWQiOiI5IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVR5cGUiOjEsIlVyaVN0cmluZyI6IjJtMTNrZDFuLmpwZyIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlU3RhdHVzIjo4LCJQcm9wZXJ0aWVzIjp7IiRpZCI6IjEwIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZVByb3BlcnRpZXMsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn0sIlN5bmNGb2xkZXJUeXBlIjowLCJJc0xvY2FsQ2xvdWRQcm9qZWN0RmlsZUxpbmsiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkUmVzdG9yZSI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRDb3B5IjpmYWxzZSwiQXR0YWNobWVudEZvbGRlcldhc0luRmFsbGJhY2tNb2RlIjpmYWxzZX0sIkVkaXRvcnMiOltdLCJFdmFsdWF0aW9uQ29tcGxleGl0eSI6MCwiRXZhbHVhdGlvblNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkdyb3VwcyI6W10sIkhhc0xhYmVsMSI6ZmFsc2UsIkhhc0xhYmVsMiI6ZmFsc2UsIktleXdvcmRzIjpbXSwiTGFuZ3VhZ2UiOiJUw7xya2lzaCIsIkxvY2F0aW9ucyI6W10sIk9yZ2FuaXphdGlvbnMiOltdLCJPcmlnaW5hbFB1YmxpY2F0aW9uIjoiMjAwOCIsIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUGFnZUNvdW50IjoiODYiLCJQbGFjZU9mUHVibGljYXRpb24iOiLEsG50ZXJuZXQiLCJQdWJsaXNoZXJzIjpbeyIkaWQiOiIxMSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUHVibGlzaGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIk5hbWUiOiJLw7Z4w7x6IFlhecSxbmxhcsSxIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxOTo0NjozNSIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjdmYmJlMWFiLWM3OTktNGJkZi04NGQ4LWViODMzYmU2OThkZiIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE5OjQ2OjM1IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fV0sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJCb29rIiwiU2hvcnRUaXRsZSI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuIDIwMDgg4oCTIFRTSVAgdmUgVEtQLUInbmluIFRhcmlow7ZuY2VzaW5pbiBUYXJpaGluZSIsIlNob3J0VGl0bGVVcGRhdGVUeXBlIjowLCJTdGF0aWNJZHMiOlsiOGFjNDc4YzYtMTllYS00YmZhLWJjYWItZTU2NWMxMTlkNzEwIl0sIlN1YnRpdGxlIjoiKEFya2VvbG9qaWsgQmlyIEthesSxKSIsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c0NvbXBsZXhpdHkiOjAsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c1NvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIlRhc2tzIjpbXSwiVGl0bGUiOiJUU0lQIHZlIFRLUC1CJ25pbiBUYXJpaMO2bmNlc2luaW4gVGFyaWhpbmUgS2F0a8SxIiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJZZWFyIjoiMjAxMyIsIlllYXJSZXNvbHZlZCI6IjIwMDgiLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDEwOjMwOjQzIiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiZjA5M2Y3NjItMTRhZS00MGM3LTkyZDUtMGYzOWUyZGJhMTZhIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTI6NDM6NDQiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJVc2VOdW1iZXJpbmdUeXBlT2ZQYXJlbnREb2N1bWVudCI6ZmFsc2V9XSwiRm9ybWF0dGVkVGV4dCI6eyIkaWQiOiIxMiIsIkNvdW50IjozLCJUZXh0VW5pdHMiOlt7IiRpZCI6IjEzIiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE0IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuLCAifSx7IiRpZCI6IjE1IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE2IiwiSXRhbGljIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiVFNJUCB2ZSBUS1AtQiduaW4gVGFyaWjDtm5jZXNpbmluIFRhcmloaW5lIEthdGvEsSJ9LHsiJGlkIjoiMTciLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMTgiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiLiJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyIzc5MTgzMGI5LTkzOGYtNDkzNi1iYTc3LTI4YjE1YmIwZWE0ZCIsIlRleHQiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiwgVFNJUCB2ZSBUS1AtQiduaW4gVGFyaWjDtm5jZXNpbmluIFRhcmloaW5lIEthdGvEsS4iLCJXQUlWZXJzaW9uIjoiNi4xOC4wLjEifQ==}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Küçükaydın, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">TSIP ve TKP-B'nin Tarihöncesinin Tarihine
Katkı</i>.<!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn15" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref15" name="_ftn15" style="mso-footnote-id: ftn15;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[15]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="45337134" sdttag="CitaviPlaceholder#8b179f38-d39d-442e-883c-682deaf2689c" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBc3NvY2lhdGVXaXRoS25vd2xlZGdlSXRlbUlkIjoiOGQxNjQ0MzYtZmY2YS00OTIzLTk4NmQtYmIwZGFkY2U4YzYyIiwiSWQiOiIwMGI0ZmZhYy0yZDUyLTRjY2EtOWFiOC00ZWVkZWJkOTU5NzciLCJSYW5nZUxlbmd0aCI6OTIsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiYjYwODA0MjgtMzRmNS00M2UzLTgxNjctODdhNmVjYzYzM2U3IiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlF1b3RhdGlvblR5cGUiOjEsIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMYXN0TmFtZSI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuIERlbWlyIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiU2V4IjowLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE0OjA1OjU4IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiZTVmZDc0OTEtZjEwNC00NzA4LWI3NDEtZmM5YWQzOTA4ODM0IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDEtMTZUMTQ6MDU6NTgiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRpZCI6IjgiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlByb2plY3QsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn19XSwiQ2l0YXRpb25LZXlVcGRhdGVUeXBlIjowLCJDb2xsYWJvcmF0b3JzIjpbXSwiQ292ZXJQYXRoIjp7IiRpZCI6IjkiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlVHlwZSI6MSwiVXJpU3RyaW5nIjoic3J3cTBpNXQuanBnIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VTdGF0dXMiOjgsIlByb3BlcnRpZXMiOnsiJGlkIjoiMTAiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlUHJvcGVydGllcywgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifSwiU3luY0ZvbGRlclR5cGUiOjAsIklzTG9jYWxDbG91ZFByb2plY3RGaWxlTGluayI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRSZXN0b3JlIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZENvcHkiOmZhbHNlLCJBdHRhY2htZW50Rm9sZGVyV2FzSW5GYWxsYmFja01vZGUiOmZhbHNlfSwiRWRpdG9ycyI6W10sIkV2YWx1YXRpb25Db21wbGV4aXR5IjowLCJFdmFsdWF0aW9uU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiR3JvdXBzIjpbXSwiSGFzTGFiZWwxIjpmYWxzZSwiSGFzTGFiZWwyIjpmYWxzZSwiS2V5d29yZHMiOltdLCJMb2NhdGlvbnMiOlt7IiRpZCI6IjExIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Mb2NhdGlvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBZGRyZXNzIjp7IiRpZCI6IjEyIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVR5cGUiOjUsIk9yaWdpbmFsU3RyaW5nIjoiaHR0cHM6Ly9kZW1pcmRlbi1rYXBpbGFyLmJsb2dzcG90LmNvbS8yMDIyLzAxL3RlcnJhLWluY29nbml0YXlhLXV6YXlkYW4tYmlyLWJha3NfMjQuaHRtbCIsIlVyaVN0cmluZyI6Imh0dHBzOi8vZGVtaXJkZW4ta2FwaWxhci5ibG9nc3BvdC5jb20vMjAyMi8wMS90ZXJyYS1pbmNvZ25pdGF5YS11emF5ZGFuLWJpci1iYWtzXzI0Lmh0bWwiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVN0YXR1cyI6OCwiUHJvcGVydGllcyI6eyIkaWQiOiIxMyIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuTGlua2VkUmVzb3VyY2VQcm9wZXJ0aWVzLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9LCJTeW5jRm9sZGVyVHlwZSI6MCwiSXNMb2NhbENsb3VkUHJvamVjdEZpbGVMaW5rIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZFJlc3RvcmUiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkQ29weSI6ZmFsc2UsIkF0dGFjaG1lbnRGb2xkZXJXYXNJbkZhbGxiYWNrTW9kZSI6ZmFsc2V9LCJBbm5vdGF0aW9ucyI6W10sIkxvY2F0aW9uVHlwZSI6MCwiTWlycm9yc1JlZmVyZW5jZVByb3BlcnR5SWQiOjE1MSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxNTozMjo1MCIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6IjEwNjE1YTVkLWYwMWQtNDIxMC04ZmFlLTZmOTQ4YTIxMDVjMSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE1OjMyOjUwIiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fV0sIk9ubGluZUFkZHJlc3MiOiJodHRwczovL2RlbWlyZGVuLWthcGlsYXIuYmxvZ3Nwb3QuY29tLzIwMjIvMDEvdGVycmEtaW5jb2duaXRheWEtdXpheWRhbi1iaXItYmFrc18yNC5odG1sIiwiT3JnYW5pemF0aW9ucyI6W10sIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUHVibGlzaGVycyI6W10sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJJbnRlcm5ldERvY3VtZW50IiwiU2hvcnRUaXRsZSI6IkvDvMOnw7xrYXlkxLFuIERlbWlyIOKAkyBUZXJyYSBpbmNvZ25pdGF5YSBVemF5ZGFuIEJpciBCYWvEscWfIiwiU2hvcnRUaXRsZVVwZGF0ZVR5cGUiOjAsIlN0YXRpY0lkcyI6WyI0M2I1YjY3OC03NTAyLTRlYzItODEyYy1mYzI3NTcyNzAxZjAiXSwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzQ29tcGxleGl0eSI6MCwiVGFibGVPZkNvbnRlbnRzU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiVGFza3MiOltdLCJUaXRsZSI6IuKAnFRlcnJhIGluY29nbml0YeKAnXlhIFV6YXlkYW4gQmlyIEJha8SxxZ8gKE1hcmtzaXptaW4gWWVuaWRlbiDEsG7Fn2FzxLEg4oCTIDAyKSIsIlRyYW5zbGF0b3JzIjpbXSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMS0xNlQxMzowNzowNiIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImI2MDgwNDI4LTM0ZjUtNDNlMy04MTY3LTg3YTZlY2M2MzNlNyIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAxLTE2VDE1OjMyOjUwIiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fSwiVXNlTnVtYmVyaW5nVHlwZU9mUGFyZW50RG9jdW1lbnQiOmZhbHNlfV0sIkZvcm1hdHRlZFRleHQiOnsiJGlkIjoiMTQiLCJDb3VudCI6MSwiVGV4dFVuaXRzIjpbeyIkaWQiOiIxNSIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNiIsIk5ldXRyYWwiOnRydWV9LCJSZWFkaW5nT3JkZXIiOjEsIlRleHQiOiJLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiBEZW1pciwg4oCc4oCcVGVycmEgaW5jb2duaXRh4oCdeWEgVXpheWRhbiBCaXIgQmFrxLHFnyAoTWFya3Npem1pbiBZZW5pZGVuIMSwbsWfYXPEsSDigJMgMDIp4oCdIC4ifV19LCJUYWciOiJDaXRhdmlQbGFjZWhvbGRlciM4YjE3OWYzOC1kMzlkLTQ0MmUtODgzYy02ODJkZWFmMjY4OWMiLCJUZXh0IjoiS8O8w6fDvGtheWTEsW4gRGVtaXIsIOKAnOKAnFRlcnJhIGluY29nbml0YeKAnXlhIFV6YXlkYW4gQmlyIEJha8SxxZ8gKE1hcmtzaXptaW4gWWVuaWRlbiDEsG7Fn2FzxLEg4oCTIDAyKeKAnSAuIiwiV0FJVmVyc2lvbiI6IjYuMTguMC4xIn0=}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Küçükaydın Demir,
““Terra incognita”ya Uzaydan Bir Bakış (Marksizmin Yeniden İnşası – 02)” .<!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn16" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref16" name="_ftn16" style="mso-footnote-id: ftn16;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[16]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
<a name="_CTVK001751569e9a446434c9546a5d694bfa9d8">“</a><span style="mso-bookmark: _CTVK001751569e9a446434c9546a5d694bfa9d8;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Şüphesiz, sunuş tarzının araştırma tarzından
şekil olarak ayniması gerekir. Araştırma sırasında, malzemenin tüm aynntılanyla
ele alınması, farklı gelişim biçimlerinin çözümlenmesi ve bunlann iç
bağlantısının keşfedilmesi gerekir. Gerçek hareket, ancak bu işin yapılmasından
sonra, uygun şekilde betimlenebilir. Bu başarıldığında ve malzemenin yaşamının
aynadaki gibi ideal bir yansımasma ulaşıldığında, a priorit bir yapıyla karşı
karşıya olunduğu sanılabilir</span></i></span><span style="mso-bookmark: _CTVK001751569e9a446434c9546a5d694bfa9d8;"></span><span style="mso-bidi-font-size: 12.0pt;">.” <w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="-1072120037" sdttag="CitaviPlaceholder#b8aac440-4e6a-43a0-9000-76006a657769" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBc3NvY2lhdGVXaXRoS25vd2xlZGdlSXRlbUlkIjoiNzUxNTY5ZTktYTQ0Ni00MzRjLTk1NDYtYTVkNjk0YmZhOWQ4IiwiSWQiOiIxNmEzZTcwNy04Y2JiLTRkZmUtOTYxNS0yODExYjUzYTQ0MjIiLCJSYW5nZUxlbmd0aCI6ODEsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiNWJhOGIyMzAtMzYwMC00OWZkLWEyODItNmNhNDFlODEyNzczIiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlF1b3RhdGlvblR5cGUiOjEsIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJGaXJzdE5hbWUiOiJLYXJsIiwiTGFzdE5hbWUiOiJNYXJ4IiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiU2V4IjoyLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDEyOjU3OjM1IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiZDBhNmMyODYtZTkwZC00NTI5LWIwNzYtMmVmZTY4OGIwMzYxIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTI6NTc6MzUiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRpZCI6IjgiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlByb2plY3QsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn19XSwiQ2l0YXRpb25LZXlVcGRhdGVUeXBlIjowLCJDb2xsYWJvcmF0b3JzIjpbXSwiQ292ZXJQYXRoIjp7IiRpZCI6IjkiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlVHlwZSI6MSwiVXJpU3RyaW5nIjoiTWFyeCAyMDEzLSAtIEthcGl0YWwuanBnIiwiTGlua2VkUmVzb3VyY2VTdGF0dXMiOjgsIlByb3BlcnRpZXMiOnsiJGlkIjoiMTAiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkxpbmtlZFJlc291cmNlUHJvcGVydGllcywgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkifSwiU3luY0ZvbGRlclR5cGUiOjAsIklzTG9jYWxDbG91ZFByb2plY3RGaWxlTGluayI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRSZXN0b3JlIjpmYWxzZSwiSXNDbG91ZENvcHkiOmZhbHNlLCJBdHRhY2htZW50Rm9sZGVyV2FzSW5GYWxsYmFja01vZGUiOmZhbHNlfSwiRWRpdG9ycyI6W10sIkVkaXRpb24iOiI0LmJhc8SxbSIsIkV2YWx1YXRpb25Db21wbGV4aXR5IjowLCJFdmFsdWF0aW9uU291cmNlVGV4dEZvcm1hdCI6MCwiR3JvdXBzIjpbXSwiSGFzTGFiZWwxIjpmYWxzZSwiSGFzTGFiZWwyIjpmYWxzZSwiSXNibiI6Ijk3OC02MDUtNTU0MS0zMS02IiwiS2V5d29yZHMiOltdLCJMb2NhdGlvbnMiOltdLCJPcmdhbml6YXRpb25zIjpbXSwiT3RoZXJzSW52b2x2ZWQiOltdLCJQYWdlQ291bnQiOiJjaWx0IDwxLTI+IDsiLCJQbGFjZU9mUHVibGljYXRpb24iOiLEsHN0YW5idWwiLCJQdWJsaXNoZXJzIjpbeyIkaWQiOiIxMSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUHVibGlzaGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIk5hbWUiOiJZb3JkYW0gS2l0YXAiLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDEyOjU3OjM2IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiNDYxMjBjYzktNWI0OS00YmE5LTgyOWMtZjhkM2M2ODgzZDA4IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTI6NTc6MzYiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19XSwiUXVvdGF0aW9ucyI6W10sIlJhdGluZyI6MCwiUmVmZXJlbmNlVHlwZSI6IkJvb2siLCJTZXJpZXNUaXRsZSI6eyIkaWQiOiIxMiIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuU2VyaWVzVGl0bGUsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiRWRpdG9ycyI6W10sIk5hbWUiOiJZb3JkYW0gS2l0YXAiLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDEyOjU3OjM2IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiMmZhYWY4Y2UtOWI0ZC00MmY5LTliNGItZGJkNmQwNzExYjM3IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTI6NTc6MzYiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJTaG9ydFRpdGxlIjoiTWFyeCAyMDEzLSDigJMgS2FwaXRhbCIsIlNob3J0VGl0bGVVcGRhdGVUeXBlIjowLCJTb3VyY2VPZkJpYmxpb2dyYXBoaWNJbmZvcm1hdGlvbiI6IldvcmxkQ2F0IiwiU3RhdGljSWRzIjpbImJiNDUzZWE4LWVkMGEtNDA3OC05YTE3LWE3OGM5NjdjYjFhYSJdLCJTdWJ0aXRsZSI6IkVrb25vbWkgcG9saXRpxJ9pbiBlbGXFn3RpcmlzaSIsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c0NvbXBsZXhpdHkiOjAsIlRhYmxlT2ZDb250ZW50c1NvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIlRhc2tzIjpbXSwiVGl0bGUiOiJLYXBpdGFsIiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJWb2x1bWUiOiIxMjktMTMwLCAxNzAtMTcxIiwiWWVhciI6IjIwMTMtIiwiWWVhclJlc29sdmVkIjoiMjAxMy0iLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDEyOjU1OjIxIiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiNWJhOGIyMzAtMzYwMC00OWZkLWEyODItNmNhNDFlODEyNzczIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMTlUMTk6Mzc6NDIiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJVc2VOdW1iZXJpbmdUeXBlT2ZQYXJlbnREb2N1bWVudCI6ZmFsc2V9XSwiRm9ybWF0dGVkVGV4dCI6eyIkaWQiOiIxMyIsIkNvdW50Ijo1LCJUZXh0VW5pdHMiOlt7IiRpZCI6IjE0IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE1IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkthcmwgTWFyeCwgIn0seyIkaWQiOiIxNiIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxNyIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkthcGl0YWwifSx7IiRpZCI6IjE4IiwiRm9udFN0eWxlIjp7IiRpZCI6IjE5IiwiTmV1dHJhbCI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IiwgIn0seyIkaWQiOiIyMCIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIyMSIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6IkVrb25vbWkgcG9saXRpxJ9pbiBlbGXFn3RpcmlzaSJ9LHsiJGlkIjoiMjIiLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMjMiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiICjEsHN0YW5idWw6IFlvcmRhbSBLaXRhcCwgMjAxMy0pLiJ9XX0sIlRhZyI6IkNpdGF2aVBsYWNlaG9sZGVyI2I4YWFjNDQwLTRlNmEtNDNhMC05MDAwLTc2MDA2YTY1Nzc2OSIsIlRleHQiOiJLYXJsIE1hcngsIEthcGl0YWwsIEVrb25vbWkgcG9saXRpxJ9pbiBlbGXFn3RpcmlzaSAoxLBzdGFuYnVsOiBZb3JkYW0gS2l0YXAsIDIwMTMtKS4iLCJXQUlWZXJzaW9uIjoiNi4xOC4wLjEifQ==}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Karl Marx, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kapital</i>, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ekonomi politiğin eleştirisi</i> (İstanbul: Yordam Kitap, 2013-).<!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt></span><o:p></o:p></p>
</div>
<div id="ftn17" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><a href="file:///D:/YandexDisk/2024%20DOSYALAR/YAZILAN%20KITAPLAR/MARKSIZM%C4%B0N%20YENIDEN%20INSASI%20-%20IKINCI%20KITAP%20-%20DIN%20TEORISINE%20GIRIS/Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k/2024-02-15%20-%20Nerede%20Kalm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1k.docx#_ftnref17" name="_ftn17" style="mso-footnote-id: ftn17;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><!--[if !supportFootnotes]--><span class="MsoFootnoteReference"><span style="color: windowtext; font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 10.0pt; font-weight: normal; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-style: normal; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin;">[17]</span></span><!--[endif]--></span></span></a>
Mandel şöyle yazıyor:<br />
“ <a name="_CTVK00180230a2dac404cf1bf467498c87bba95"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksist ekollerde Marksist ekonomik düşüncenin gelişiminin durmasının
tali bir sebebi de Marksist yöntemin kendisinin yanlış anlaşılmasıdır. Ekonomi
Politiğin Eleştirisine Katkı'nın önsözündeki ünlü pasajda Marx, ekonomi politik
alanında bilimsel bir açıklamanın izlemesi gereken yöntemi belirtir: somuta
varabilmek için soyuttan hareket etmek (13). Elkitabı yazarlarının çoğu,
Marx’in geçen yüzyıldaki ispatlamalarını, kısaltılmış ve genellikle yetersiz
bir şekilde, her seferinde yeniden ileri sürmek için bu pasajdan ve Kapital'in
üç cildinden esinlenmişlerdir. Oysa yorumlama yöntemi ile bilginin doğuşunu
birbirine karıştırmamak gerektir. Marx, somutun ilkin, kendisini meydana
getiren soyut ilişkilere aynştırılmaksızın anlaşılmayacağı üzerinde ne kadar
ısrar ediyorsa, bu ilişkilerin sadece dâhiyane bir sezginin ya da üstün bir
soyutlama yeteneğinin sonucu olamayacağı üzerinde de o kadar ısrar etmektedir.
Bu soyut ilişkiler, her bilimin ham maddesi olan ampirik veriler incelenerek
ortaya konulmalıdır. Marx’in böyle düşündüğünü anlamak için, Ekonomi Politiğin
Eleştirisine Katkı'nın önsözünde yöntem hakkında söylediklerini, Kapital'in 2.
baskısına yazdığı Önsöz’deki şu pasajla karşılaştırmak yeter: “Bununla beraber
yorumlama yöntemi ile bilimsel araştırma yöntemi kesinlikle birbirine
karıştırılmamalıdır.. Bilimsel araştırma konuyu ayrıntılarıyla ele almalı,
farklı gelişme formlarını tahlil etmeli ve bunlar arasındaki içbağlantıyı
bulmalıdır. Ancak bu çalışmayı yaptıktan sonradır ki, gerçek gelişme tam
anlamıyla açıklanabilir. Bu başarılırsa, incelenen konunun hayatiyeti tastamam
yansıtılırsa, a priori bir yapılanma karşısında bulunulduğu izlenimi
yaratılabilir</i>” (belirtmeler bizden</a>) <w:sdt docpart="78E94F1AAE5F49889F53F85BB1DD84A6" id="366032707" sdttag="CitaviPlaceholder#7705997a-7242-4f7c-9de0-8917c03b367e" title="To edit, see citavi.com/edit"><!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-begin'></span>ADDIN
CitaviPlaceholder{eyIkaWQiOiIxIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5DaXRhdGlvbnMuV29yZFBsYWNlaG9sZGVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVudHJpZXMiOlt7IiRpZCI6IjIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLkNpdGF0aW9ucy5Xb3JkUGxhY2Vob2xkZXJFbnRyeSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJBc3NvY2lhdGVXaXRoS25vd2xlZGdlSXRlbUlkIjoiODAyMzBhMmQtYWM0MC00Y2YxLWJmNDYtNzQ5OGM4N2JiYTk1IiwiSWQiOiJhMGJhNGQ4NS1iNjlhLTQ1MzUtOTFjNC1hNjU0ZWQ5ZGQwNjEiLCJSYW5nZUxlbmd0aCI6OTIsIlJlZmVyZW5jZUlkIjoiZmIwMmIwYmMtOWIxMi00YzE1LWEzZGMtZjM3OTYzYjg4MDcyIiwiUGFnZVJhbmdlIjp7IiRpZCI6IjMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuUGFnZVJhbmdlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiRW5kUGFnZSI6eyIkaWQiOiI0IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLlBhZ2VOdW1iZXIsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMiLCJJc0Z1bGx5TnVtZXJpYyI6ZmFsc2UsIk51bWJlcmluZ1R5cGUiOjAsIk51bWVyYWxTeXN0ZW0iOjB9LCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowLCJTdGFydFBhZ2UiOnsiJGlkIjoiNSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5QYWdlTnVtYmVyLCBTd2lzc0FjYWRlbWljIiwiSXNGdWxseU51bWVyaWMiOmZhbHNlLCJOdW1iZXJpbmdUeXBlIjowLCJOdW1lcmFsU3lzdGVtIjowfX0sIlF1b3RhdGlvblR5cGUiOjEsIlJlZmVyZW5jZSI6eyIkaWQiOiI2IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5SZWZlcmVuY2UsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIiwiQWJzdHJhY3RDb21wbGV4aXR5IjowLCJBYnN0cmFjdFNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkF1dGhvcnMiOlt7IiRpZCI6IjciLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlBlcnNvbiwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJGaXJzdE5hbWUiOiJFcm5lc3QiLCJMYXN0TmFtZSI6Ik1hbmRlbCIsIlByb3RlY3RlZCI6ZmFsc2UsIlNleCI6MiwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xOFQxOTo1NzoyMyIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImJmYjQxY2UwLWZmYWUtNDA3NC1iOWIyLTM3ZmZkOGU0OTI5YyIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDE5OjU3OjIzIiwiUHJvamVjdCI6eyIkaWQiOiI4IiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5Qcm9qZWN0LCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSJ9fV0sIkNpdGF0aW9uS2V5VXBkYXRlVHlwZSI6MCwiQ29sbGFib3JhdG9ycyI6W3siJGlkIjoiOSIsIiR0eXBlIjoiU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkuUGVyc29uLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkZpcnN0TmFtZSI6Ik9yaGFuIiwiTGFzdE5hbWUiOiJTdWRhIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiU2V4IjowLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDE5OjU3OjQ3IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiOGRlNWEzNTgtMzk3Zi00NGIyLWJhYjEtODIwYTJiMDA3NTU1IiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTk6NTc6NDciLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19XSwiQ292ZXJQYXRoIjp7IiRpZCI6IjEwIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZSwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJMaW5rZWRSZXNvdXJjZVR5cGUiOjEsIlVyaVN0cmluZyI6InFiYmYwNDBnLmpwZyIsIkxpbmtlZFJlc291cmNlU3RhdHVzIjo4LCJQcm9wZXJ0aWVzIjp7IiRpZCI6IjExIiwiJHR5cGUiOiJTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aS5MaW5rZWRSZXNvdXJjZVByb3BlcnRpZXMsIFN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpIn0sIlN5bmNGb2xkZXJUeXBlIjowLCJJc0xvY2FsQ2xvdWRQcm9qZWN0RmlsZUxpbmsiOmZhbHNlLCJJc0Nsb3VkUmVzdG9yZSI6ZmFsc2UsIklzQ2xvdWRDb3B5IjpmYWxzZSwiQXR0YWNobWVudEZvbGRlcldhc0luRmFsbGJhY2tNb2RlIjpmYWxzZX0sIkVkaXRvcnMiOltdLCJFZGl0aW9uIjoiMy5iYXNrxLEiLCJFdmFsdWF0aW9uQ29tcGxleGl0eSI6MCwiRXZhbHVhdGlvblNvdXJjZVRleHRGb3JtYXQiOjAsIkdyb3VwcyI6W10sIkhhc0xhYmVsMSI6ZmFsc2UsIkhhc0xhYmVsMiI6ZmFsc2UsIklzYm4iOiI5NzgtOTc1LTg0NDktNTEtNCIsIktleXdvcmRzIjpbXSwiTG9jYXRpb25zIjpbXSwiT3JnYW5pemF0aW9ucyI6W10sIk90aGVyc0ludm9sdmVkIjpbXSwiUGFnZUNvdW50IjoiNjg1IHMuIiwiUGxhY2VPZlB1YmxpY2F0aW9uIjoiQW5rYXJhIiwiUHVibGlzaGVycyI6W3siJGlkIjoiMTIiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlB1Ymxpc2hlciwgU3dpc3NBY2FkZW1pYy5DaXRhdmkiLCJOYW1lIjoiTWFraSBCYXPEsW4gWWF5xLFuIiwiUHJvdGVjdGVkIjpmYWxzZSwiQ3JlYXRlZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiQ3JlYXRlZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xOFQxOTo1NzoyNCIsIk1vZGlmaWVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJJZCI6ImI1ZTExZjk3LTZlYjktNDVmZi04ZDhlLWYwNjIwMzk3ZWZhOSIsIk1vZGlmaWVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDE5OjU3OjI0IiwiUHJvamVjdCI6eyIkcmVmIjoiOCJ9fV0sIlF1b3RhdGlvbnMiOltdLCJSYXRpbmciOjAsIlJlZmVyZW5jZVR5cGUiOiJCb29rIiwiU2VyaWVzVGl0bGUiOnsiJGlkIjoiMTMiLCIkdHlwZSI6IlN3aXNzQWNhZGVtaWMuQ2l0YXZpLlNlcmllc1RpdGxlLCBTd2lzc0FjYWRlbWljLkNpdGF2aSIsIkVkaXRvcnMiOltdLCJOYW1lIjoiw5Z6Z8O8ciDDnG5pdmVyc2l0ZSBLaXRhcGzEscSfxLEiLCJQcm90ZWN0ZWQiOmZhbHNlLCJDcmVhdGVkQnkiOiJfRGVtaXIgS8O8w6fDvGtheWTEsW4iLCJDcmVhdGVkT24iOiIyMDI0LTAyLTE4VDE5OjU3OjI0IiwiTW9kaWZpZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIklkIjoiY2MwNjcxZGMtZmQ2Ni00ZGNjLTk3MTQtMzU3NGIxODEyYTFlIiwiTW9kaWZpZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTk6NTc6MjQiLCJQcm9qZWN0Ijp7IiRyZWYiOiI4In19LCJTaG9ydFRpdGxlIjoiTWFuZGVsIDIwMDgg4oCTIE1hcmtzaXN0IGVrb25vbWkgZWwga2l0YWLEsSIsIlNob3J0VGl0bGVVcGRhdGVUeXBlIjowLCJTb3VyY2VPZkJpYmxpb2dyYXBoaWNJbmZvcm1hdGlvbiI6IldvcmxkQ2F0IiwiU3RhdGljSWRzIjpbImYxN2EwOGUwLWUyN2QtNDM1Mi1hZTMwLTUxMGU2MzY1NjU4NCJdLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNDb21wbGV4aXR5IjowLCJUYWJsZU9mQ29udGVudHNTb3VyY2VUZXh0Rm9ybWF0IjowLCJUYXNrcyI6W10sIlRpdGxlIjoiTWFya3Npc3QgZWtvbm9taSBlbCBraXRhYsSxIiwiVHJhbnNsYXRvcnMiOltdLCJWb2x1bWUiOiI2OCIsIlllYXIiOiIyMDA4IiwiWWVhclJlc29sdmVkIjoiMjAwOCIsIkNyZWF0ZWRCeSI6Il9EZW1pciBLw7zDp8O8a2F5ZMSxbiIsIkNyZWF0ZWRPbiI6IjIwMjQtMDItMThUMTk6NTU6NDQiLCJNb2RpZmllZEJ5IjoiX0RlbWlyIEvDvMOnw7xrYXlkxLFuIiwiSWQiOiJmYjAyYjBiYy05YjEyLTRjMTUtYTNkYy1mMzc5NjNiODgwNzIiLCJNb2RpZmllZE9uIjoiMjAyNC0wMi0xOFQxOTo1Nzo0NyIsIlByb2plY3QiOnsiJHJlZiI6IjgifX0sIlVzZU51bWJlcmluZ1R5cGVPZlBhcmVudERvY3VtZW50IjpmYWxzZX1dLCJGb3JtYXR0ZWRUZXh0Ijp7IiRpZCI6IjE0IiwiQ291bnQiOjMsIlRleHRVbml0cyI6W3siJGlkIjoiMTUiLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMTYiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiRXJuZXN0IE1hbmRlbCwgIn0seyIkaWQiOiIxNyIsIkZvbnRTdHlsZSI6eyIkaWQiOiIxOCIsIkl0YWxpYyI6dHJ1ZX0sIlJlYWRpbmdPcmRlciI6MSwiVGV4dCI6Ik1hcmtzaXN0IGVrb25vbWkgZWwga2l0YWLEsSJ9LHsiJGlkIjoiMTkiLCJGb250U3R5bGUiOnsiJGlkIjoiMjAiLCJOZXV0cmFsIjp0cnVlfSwiUmVhZGluZ09yZGVyIjoxLCJUZXh0IjoiLCB0aGsuIE9yaGFuIFN1ZGEgKEFua2FyYTogTWFraSBCYXPEsW4gWWF5xLFuLCAyMDA4KS4ifV19LCJUYWciOiJDaXRhdmlQbGFjZWhvbGRlciM3NzA1OTk3YS03MjQyLTRmN2MtOWRlMC04OTE3YzAzYjM2N2UiLCJUZXh0IjoiRXJuZXN0IE1hbmRlbCwgTWFya3Npc3QgZWtvbm9taSBlbCBraXRhYsSxLCB0aGsuIE9yaGFuIFN1ZGEgKEFua2FyYTogTWFraSBCYXPEsW4gWWF5xLFuLCAyMDA4KS4iLCJXQUlWZXJzaW9uIjoiNi4xOC4wLjEifQ==}<span
style='mso-element:field-separator'></span><![endif]-->Ernest Mandel, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksist ekonomi el kitabı</i>, thk. Orhan
Suda (Ankara: Maki Basın Yayın, 2008).<!--[if supportFields]><span
style='mso-element:field-end'></span><![endif]--></w:sdt><o:p></o:p></p>
</div>
</div>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-64545820023694219302024-01-25T12:39:00.001+03:002024-02-06T01:14:41.285+03:00Cumhuriyet’in İlanı Nedir? <p><span style="font-size: large;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-size: large;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifmkNpYaFsDV6Itb_UbPS2j3aOxVLDnshk-7MmPQtdXTlylRZ-hlPzeZxI7FB-4BUaxvLRso5FkVacfdyZaR6EvvH4TI_VaY9cSG4VKNyYbzucFFPdQ8BOkYYalRFWW2jwWPzeTzviJaMXv9qGc0bbHu62DE_aMp0qSP5zyinO7SSbejVhdYgF6ZHwoxo/s760/kapak_102524.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"><img border="0" data-original-height="450" data-original-width="760" height="189" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifmkNpYaFsDV6Itb_UbPS2j3aOxVLDnshk-7MmPQtdXTlylRZ-hlPzeZxI7FB-4BUaxvLRso5FkVacfdyZaR6EvvH4TI_VaY9cSG4VKNyYbzucFFPdQ8BOkYYalRFWW2jwWPzeTzviJaMXv9qGc0bbHu62DE_aMp0qSP5zyinO7SSbejVhdYgF6ZHwoxo/s320/kapak_102524.jpg" width="320" /></a></span></div><span style="font-size: large;">Cumhuriyetin ilanı, Mustafa Kemal'in (Müslüman burjuvazinin
ve devlet sınıflarının katledilen ve malları yağma edilen Hıristiyanlara karşı
savunmasını örgütlemesinin aracı olan) Meclis'e karşı Bonapartist bir darbesi
ve Osmanlı padişahlarında bile olmayan yetkilerle kendini donatması, Padişahsız
bir padişahlık düzenine geçişidir.</span><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyet'in İlanı, daha geniş ve tarihsel bir ölçekte,
sosyolojik olarak, ta Sümerlerden beri gelen, Roma ve Bizans'tan ve bir ölçüde
de Pers Uygarlığından devralınan devlet yapısının, aynı kalmak için değişmesi,
kendini çağın koşullarına adapte etmesi, aynı özü, yani mutlak ve her şeyin
üzerindeki devleti yaşatmak, devlet sınıflarının egemenliklerini sürdürmek
için, kendini modernleştirmesidir. Dolayısıyla Cumhuriyet’in ilanı aslında
kapitalizm öncesinin bir yapısının kendisini sürdürmesinin bir aracıdır. Bu
nedenle zerrece demokratik bir karakter taşımamıştır ve taşıyamaz.<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyet'in ilanı ve hele kendini sosyalist veya demokrat
olarak tanımlayanların bunu kutlaması, devletin ve devletçiliğin, yani
demokrasi düşmanlığının, kendini demokrat veya sosyalist sananları bile kendi
zafer arabasına bağlamasının bir görünümüdür.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyetin İlanı ve bunun kendini ilerici demokrat
görenlerce kutlanması, ezilenler, demokratlar, sosyalistler için tam ve kesin
bir yenilgidir. Kendine TKP veya İşçi Partisi diyen partilerin bile kutlaması
ve kutlamalar örgütlemesi devletçiliğin nasıl ideolojik, politik ve örgütsel
olarak zafer kazandığını ironik bir biçimde göstermektedir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu anlamda Devletin ve devletçiliğin tam bir
zaferidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Türkiye'de Cumhuriyetçilik aslında devletçiliktir.
Cumhuriyet Bayramı ve anmaları, devletin kutsanmasıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyetin İlan’ında olduğu gibi, baskı cihazlarının
modernleşmesi demokrasinin, eşit hakların, yurttaşların öz yönetim organlarının
gelişmesi kendini yönetmesi, devletin gücünün budanması, özetle demokrasinin
yerleşmesi ve gelişmesi anlamına gelmez; tam aksine, demokrasinin önündeki
engellerin daha modern, daha kıyıcı, daha keşfi zor biçimlere dönüşmesi
anlamına gelir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyetin ilanı ve bu ilenin kutlanması, devletin halkın
gözüne cumhuriyet külü atarak onu kör etmesidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu durumda biz Marksistlerin, Marksizmi
geliştirelememelerinin maalesef büyük payı var. Öncelikle sadece temel iktisadi
ilişkilere (Toplumun Altyapısına) yoğunlaşarak sınıflar ve onların mücadelesi
ve iktisadi ilişkilerle toplumu ve tarihi açıklama ve bu kavramlarla bir
program ve politika oluşturma çabası, Üstyapının bir teorisinin
geliştirilememesine, dolayısıyla kapitalizm öncesinin <i style="mso-bidi-font-style: normal;">statü</i> farklılıklarının ve bunların modern <i style="mso-bidi-font-style: normal;">sınıf </i>ilişkileriyle karşılıklı ilişkiye girişlerinin ve bunun
sonuçlarının anlaşılamamasına ve gerçekliğin açıklanamamasına yol açmıştır. Bu
da fiiliyatta, biçimsel eşitliğin sosyalistlerin gündeminden düşmesine,
iktisadi ve sosyal eşitliğin bir yan ürün olarak çözüleceği anlayışına yol
açmış ve bu da pratik politikada sosyalistlerin fiilen en gerici
milliyetçiliğin ve devletçiliğin savunucusu ve yedeği olmalarıyla
sonuçlanmıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama bu sonuçların ardında, bir üstyapılar teorisi,
dolayısıyla tümüyle <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Üstyapı</i>’dan başka
bir şey olmayan bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Din Teorisi,</i>
dolayısıyla <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Modern Çağın Dininin</i>
karşı devrimci bir biçiminden başka bir şey olmayan bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Uluslar ve Ulusçuluk Teorisi</i> olmaması ve bütün bunlara bağlı olarak
da bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Devlet Teorisi</i> olmamasıyla
ilgilidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu teorik açıkları kapatmadan ne Türkiye'de ne de Dünya'da
solun <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demokrasi</i> (biçimsel eşitlik) ve
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sosyalizm</i> (İktisadi eşitlik) mücadelesinin
ne de ezilen geniş kitlelerin direniş mücadelesinin bir gelişmesini beklemek
hayal olacaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bir teori olmadan, bir program olmaz, bir teori olmadan
başka bir Tarih (geçmiş) yazılamaz, dolayısıyla Gelecek Geçmiş anlatılarında
şekillendiğinden, başka bir gelecek tasavvuru dolayısıyla bir program
yazılamaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bir gelecek tasavvuru, bir program, bir vizyon olmadan,
ezilenlerin mücadeleleri ezenlerin mücadelelerinde bir araç olmaktan öteye
gidemez.</span><o:p></o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-47520005421513751512023-11-09T15:17:00.001+03:002023-11-09T15:17:33.993+03:00MHP'nin Darbe Girişiminin Erdoğan İçin Açtığı Olanaklar ve Cephelerin Dönmesi Üzerine Bazı Öngörüler<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/1ETSeahN2w8?si=_guOjwXgu_BsJub4" width="480"></iframe>Bu kısa ve acilen yapılmış videoda Erdoğan'ın seçimlerden sonra bağımlı olduğu MHP'den kurtulmak ve planlarını gerçekleştirmek için MHP'yi böyle davranmaya ittiği, bu hamlenin Muhalefetin Erdoğan'ın yanında yer almasına yol açacağı ve MHP'yi tecrit edeceği, Erdoğan'ın muhtemelen seçimleri beklemeden MHP'den kurtulup, İyi Parti ve diğerleriyle çok daha elverişli ve geniş ittifaklar kurabileceği ve hukukun savunucusu konumuna geçebileceği, gelişmelerin bu yöne gideceğini de seçimlerden çok önce öngördüğümüz gisi konulara değiniyoruz.Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-20552684981492037012023-11-07T17:45:00.002+03:002023-11-07T17:45:39.192+03:00Kemal Varol- Demir Küçükaydın- İsrail bir Apartheid Rejimidir.#İsraik#Fi...<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/X--6l2rM17s?si=tY0WjdPnTMBHmpkn" width="480"></iframe><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;">Zerdeşt TV - İsrail bir Apartheid Rejimidir. </span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"><a class="x1i10hfl xjbqb8w x6umtig x1b1mbwd xaqea5y xav7gou x9f619 x1ypdohk xt0psk2 xe8uvvx xdj266r x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r xexx8yu x4uap5 x18d9i69 xkhd6sd x16tdsg8 x1hl2dhg xggy1nq x1a2a7pz xt0b8zv x1qq9wsj xo1l8bm" href="https://www.facebook.com/hashtag/israil?__eep__=6&__cft__[0]=AZVBg0rJpphidVBBKcAsOPC-j-F0V34cSzWTc1UcUge5oGQ8ws3Ej9noBC1wEySZeaWKuiM_6VseMhq-cdG5rcgWfVlDXH1g2GOvtq5ptED9FKBj7pOgFfrtLsp4pJERq7j1bbrMhhOMBOw1cYaefOpjaFCLFfUVnqUrUjgCPjGoFQ&__tn__=*NK-R" role="link" style="-webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: transparent; border-color: initial; border-style: initial; border-width: 0px; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: inline; font-family: inherit; list-style: none; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: inherit; text-decoration-line: none; touch-action: manipulation;" tabindex="0">#İsrail</a></span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"> </span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"><a class="x1i10hfl xjbqb8w x6umtig x1b1mbwd xaqea5y xav7gou x9f619 x1ypdohk xt0psk2 xe8uvvx xdj266r x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r xexx8yu x4uap5 x18d9i69 xkhd6sd x16tdsg8 x1hl2dhg xggy1nq x1a2a7pz xt0b8zv x1qq9wsj xo1l8bm" href="https://www.facebook.com/hashtag/filistin?__eep__=6&__cft__[0]=AZVBg0rJpphidVBBKcAsOPC-j-F0V34cSzWTc1UcUge5oGQ8ws3Ej9noBC1wEySZeaWKuiM_6VseMhq-cdG5rcgWfVlDXH1g2GOvtq5ptED9FKBj7pOgFfrtLsp4pJERq7j1bbrMhhOMBOw1cYaefOpjaFCLFfUVnqUrUjgCPjGoFQ&__tn__=*NK-R" role="link" style="-webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: transparent; border-color: initial; border-style: initial; border-width: 0px; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: inline; font-family: inherit; list-style: none; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: inherit; text-decoration-line: none; touch-action: manipulation;" tabindex="0">#Filistin</a></span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"> </span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"><a class="x1i10hfl xjbqb8w x6umtig x1b1mbwd xaqea5y xav7gou x9f619 x1ypdohk xt0psk2 xe8uvvx xdj266r x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r xexx8yu x4uap5 x18d9i69 xkhd6sd x16tdsg8 x1hl2dhg xggy1nq x1a2a7pz xt0b8zv x1qq9wsj xo1l8bm" href="https://www.facebook.com/hashtag/gazza?__eep__=6&__cft__[0]=AZVBg0rJpphidVBBKcAsOPC-j-F0V34cSzWTc1UcUge5oGQ8ws3Ej9noBC1wEySZeaWKuiM_6VseMhq-cdG5rcgWfVlDXH1g2GOvtq5ptED9FKBj7pOgFfrtLsp4pJERq7j1bbrMhhOMBOw1cYaefOpjaFCLFfUVnqUrUjgCPjGoFQ&__tn__=*NK-R" role="link" style="-webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: transparent; border-color: initial; border-style: initial; border-width: 0px; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: inline; font-family: inherit; list-style: none; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: inherit; text-decoration-line: none; touch-action: manipulation;" tabindex="0">#Gazza</a></span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"> </span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"><a class="x1i10hfl xjbqb8w x6umtig x1b1mbwd xaqea5y xav7gou x9f619 x1ypdohk xt0psk2 xe8uvvx xdj266r x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r xexx8yu x4uap5 x18d9i69 xkhd6sd x16tdsg8 x1hl2dhg xggy1nq x1a2a7pz xt0b8zv x1qq9wsj xo1l8bm" href="https://www.facebook.com/hashtag/hamas?__eep__=6&__cft__[0]=AZVBg0rJpphidVBBKcAsOPC-j-F0V34cSzWTc1UcUge5oGQ8ws3Ej9noBC1wEySZeaWKuiM_6VseMhq-cdG5rcgWfVlDXH1g2GOvtq5ptED9FKBj7pOgFfrtLsp4pJERq7j1bbrMhhOMBOw1cYaefOpjaFCLFfUVnqUrUjgCPjGoFQ&__tn__=*NK-R" role="link" style="-webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: transparent; border-color: initial; border-style: initial; border-width: 0px; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: inline; font-family: inherit; list-style: none; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: inherit; text-decoration-line: none; touch-action: manipulation;" tabindex="0">#Hamas</a></span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"> </span><span style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;"><a class="x1i10hfl xjbqb8w x6umtig x1b1mbwd xaqea5y xav7gou x9f619 x1ypdohk xt0psk2 xe8uvvx xdj266r x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r xexx8yu x4uap5 x18d9i69 xkhd6sd x16tdsg8 x1hl2dhg xggy1nq x1a2a7pz xt0b8zv x1qq9wsj xo1l8bm" href="https://www.facebook.com/hashtag/sava%C5%9F?__eep__=6&__cft__[0]=AZVBg0rJpphidVBBKcAsOPC-j-F0V34cSzWTc1UcUge5oGQ8ws3Ej9noBC1wEySZeaWKuiM_6VseMhq-cdG5rcgWfVlDXH1g2GOvtq5ptED9FKBj7pOgFfrtLsp4pJERq7j1bbrMhhOMBOw1cYaefOpjaFCLFfUVnqUrUjgCPjGoFQ&__tn__=*NK-R" role="link" style="-webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: transparent; border-color: initial; border-style: initial; border-width: 0px; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: inline; font-family: inherit; list-style: none; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: inherit; text-decoration-line: none; touch-action: manipulation;" tabindex="0">#savaş</a></span>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-85973490016945697102023-11-01T01:11:00.003+03:002023-11-01T01:11:46.777+03:00İsrail Devleti Sorunun Nedenleri ve Çözümü Üzerine<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/8QdjDDV7wIA?si=PqJp9D89oCiMMEZR" width="480"></iframe><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.05); color: #0f0f0f; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 14px; white-space-collapse: preserve;">İsrail sorunu hükümet değil devlet ve ulus sorunudur. İsrail devleti ve ulusu yapısı gereği ırkçı, faşit, kolonyalist bir apartheit devlettir ve öyle olmak zorundadır.Yahudi tarihi ile İsrail'in bir zorunlu ve mantıki ilişkisi yoktur. Bütün düya İsrail ırkçılığının, sömürgeciliğinin ve faşizminin kavramları ve anlatısına dayanarak sorunu tartışmak istemektedir. Önce buna karşı çıkmak gerekiyor.İki devletli veya uluslu değil bir tek demokratik uluslu ve devletli bir çözüm tek çözümdür. Bunun için de İsrail devletinin Hetler almanyası gibi tasfiyesi gerekir.<span><a name='more'></a></span></span>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-59451962604955682342023-10-31T15:30:00.002+03:002023-10-31T15:30:33.748+03:00Dünyanın, Marksizmin ve Marksistlerin Halleri Üzerine Kısa Değinmeler<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/xibFD9Qtjao?si=qhQ0fpqsLiupBtq6" style="background-image: url(https://i.ytimg.com/vi/xibFD9Qtjao/hqdefault.jpg);" width="480"></iframe><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.05); color: #0f0f0f; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 14px; white-space-collapse: preserve;">Bu başlık altında dünyadaki gelişmelerİ, bu gelişmeler karşısında bir Marksist, bir devrimci, bir demokrat olarak doğru ve tutum alıp yerini doğru belirleyebilmek için hangi ölçülere dayanmak gerektiği, bu temellerin ışığında örneğin en son Filistin7deki gelişmeleri, İsrail Devleti sorununu nasıl ele almak ve nasıl bir çüzmü önermek ve savunmak gerektiği gibi konuları ele alacağız. Bu ilk videoda temeller ele alınıyor: a) Olaylara dünya ölçeğinde bakmak, b) Ezen ve ezilende ezilenden yana olmak, bu temeli ezilenlerin taktik veya stratejik yanlışlarına feda etmemek, c) Parçayı bütüne tabi kılmak. Kendi savaş mevziimizde azami katki yapmayı hedeflemek, d) bayta "kendi" devleti ve ulusu olmak üzere özellikle de zengin ve eg-ğemen batılı devletlere düşmn olmak, onlara karşı sapanından taşı hiç eksik etmemek, onların yaptığı ve söylediği her şey karşısında bir puştluk aramak. gibi bazı kenteriz noktaları ele alınıyor.<span><a name='more'></a></span></span>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-60551673554863863262023-10-29T15:18:00.003+03:002023-10-29T15:18:39.609+03:00Cumhuriyet’in İlanı Nedir? <p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQHnkbDxXWwCJrsoSQcQzlV6bbKL63kRVFXQZL0FMuo-3egQ4BHKFg4dNBfbVvt5-6DrupheED9B0Pa692sVLG74CtgrXHYm9xTTBh5n1boWeo4fH0xvqstE_1IFcgbyl9XgRdfRjyatePN0J9iog6wLF9ahZrLtTz_yagPJfadz2cbaX7UBVUBvo3yf0/s2000/29-EKIM-SOSYALISTLER.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1414" data-original-width="2000" height="226" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQHnkbDxXWwCJrsoSQcQzlV6bbKL63kRVFXQZL0FMuo-3egQ4BHKFg4dNBfbVvt5-6DrupheED9B0Pa692sVLG74CtgrXHYm9xTTBh5n1boWeo4fH0xvqstE_1IFcgbyl9XgRdfRjyatePN0J9iog6wLF9ahZrLtTz_yagPJfadz2cbaX7UBVUBvo3yf0/s320/29-EKIM-SOSYALISTLER.jpg" width="320" /></a><span style="font-size: x-large;">Cumhuriyetin ilanı, Mustafa Kemal'in (Müslüman burjuvazinin ve devlet sınıflarının katledilen ve malları yağma edilen Hıristiyanlara karşı savunmasını örgütlemesinin aracı olan) Meclis'e karşı Bonapartist bir darbesi ve Osmanlı padişahlarında bile olmayan yetkilerle kendini donatması, Padişahsız bir padişahlık düzenine geçişidir.</span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyet'in İlanı, daha geniş ve tarihsel bir ölçekte, sosyolojik olarak, ta Sümerlerden beri gelen, Roma ve Bizans'tan ve bir ölçüde de Pers Uygarlığından devralınan devlet yapısının, aynı kalmak için değişmesi, kendini çağın koşullarına adapte etmesi, aynı özü, yani mutlak ve her şeyin üzerindeki devleti yaşatmak, devlet sınıflarının egemenliklerini sürdürmek için, kendini modernleştirmesidir. Dolayısıyla Cumhuriyet’in ilanı aslında kapitalizm öncesinin bir yapısının kendisini sürdürmesinin bir aracıdır. Bu nedenle zerrece demokratik bir karakter taşımamıştır ve taşıyamaz.<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyet'in ilanı ve hele kendini sosyalist veya demokrat olarak tanımlayanların bunu kutlaması, devletin ve devletçiliğin, yani demokrasi düşmanlığının, kendini demokrat veya sosyalist sananları bile kendi zafer arabasına bağlamasının bir görünümüdür.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyetin İlanı ve bunun kendini ilerici demokrat görenlerce kutlanması, ezilenler, demokratlar, sosyalistler için tam ve kesin bir yenilgidir. Kendine TKP veya İşçi Partisi diyen partilerin bile kutlaması ve kutlamalar örgütlemesi devletçiliğin nasıl ideolojik, politik ve örgütsel olarak zafer kazandığını ironik bir biçimde göstermektedir. Bu anlamda Devletin ve devletçiliğin tam bir zaferidir.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Türkiye'de Cumhuriyetçilik aslında devletçiliktir. Cumhuriyet Bayramı ve anmaları, devletin kutsanmasıdır.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyetin İlan’ında olduğu gibi, baskı cihazlarının modernleşmesi demokrasinin, eşit hakların, yurttaşların öz yönetim organlarının gelişmesi kendini yönetmesi, devletin gücünün budanması, özetle demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesi anlamına gelmez; tam aksine, demokrasinin önündeki engellerin daha modern, daha kıyıcı, daha keşfi zor biçimlere dönüşmesi anlamına gelir.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Cumhuriyetin ilanı ve bu ilenin kutlanması, devletin halkın gözüne cumhuriyet külü atarak onu kör etmesidir.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu durumda biz Marksistlerin, Marksizmi geliştirelememelerinin maalesef büyük payı var. Öncelikle sadece temel iktisadi ilişkilere (Toplumun Altyapısına) yoğunlaşarak sınıflar ve onların mücadelesi ve iktisadi ilişkilerle toplumu ve tarihi açıklama ve bu kavramlarla bir program ve politika oluşturma çabası, Üstyapının bir teorisinin geliştirilememesine, dolayısıyla kapitalizm öncesinin <i>statü</i> farklılıklarının ve bunların modern <i>sınıf </i>ilişkileriyle karşılıklı ilişkiye girişlerinin ve bunun sonuçlarının anlaşılamamasına ve gerçekliğin açıklanamamasına yol açmıştır. Bu da fiiliyatta, biçimsel eşitliğin sosyalistlerin gündeminden düşmesine, iktisadi ve sosyal eşitliğin bir yan ürün olarak çözüleceği anlayışına yol açmış ve bu da pratik politikada sosyalistlerin fiilen en gerici milliyetçiliğin ve devletçiliğin savunucusu ve yedeği olmalarıyla sonuçlanmıştır.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama bu sonuçların ardında, bir üstyapılar teorisi, dolayısıyla tümüyle <i>Üstyapı</i>’dan başka bir şey olmayan bir <i>Din Teorisi,</i> dolayısıyla <i>Modern Çağın Dininin</i> karşı devrimci bir biçiminden başka bir şey olmayan bir <i>Uluslar ve Ulusçuluk Teorisi</i> olmaması ve bütün bunlara bağlı olarak da bir <i>Devlet Teorisi</i> olmamasıyla ilgilidir.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu teorik açıkları kapatmadan ne Türkiye'de ne de Dünya'da solun <i>Demokrasi</i> (biçimsel eşitlik) ve <i>Sosyalizm</i> (İktisadi eşitlik) mücadelesinin ne de ezilen geniş kitlelerin direniş mücadelesinin bir gelişmesini beklemek hayal olacaktır.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bir teori olmadan, bir program olmaz, bir teori olmadan başka bir Tarih (geçmiş) yazılamaz, dolayısıyla Gelecek Geçmiş anlatılarında şekillendiğinden, başka bir gelecek tasavvuru dolayısıyla bir program yazılamaz.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bir gelecek tasavvuru, bir program, bir vizyon olmadan, ezilenlerin mücadeleleri ezenlerin mücadelelerinde bir araç olmaktan öteye gidemez.</span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Demir Küçükaydın</span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">demiraltona@gmail.com </span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">29 Ekim 2023 Pazar</span><o:p></o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-1473785358628516422023-10-14T14:20:00.001+03:002023-10-14T14:20:13.082+03:00Kıvılcımlı’yı Garbis’le Garbis’i Kıvılcımlıyla Anmak<p><span style="font-size: large;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-size: large;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjg8HjfoWmQAuaUsoSovAQFXR4Df-ZuvsHDmcxPAaCWMU3X_g20pYosY-FRQ2btbJbJZZwvurxWMu0MMaaWx-03NLyMV5sS2iMabm0tiMV-UTfMqiES6w_abk2zc2W0nRpy-nQTtQACorwIZaUOFCGrRxgjZFSPxA7XazubuyslJ4HiL4S6sOAikDdCP8s/s1450/Osmanli%20ve%20T%C3%BCrkiye%20Tarihine%20Bakislar%20-%20Hikmet%20Kivcimli'nin%20Saptamalari%20Isiginda%20-%20Garbis%20Altinoglu.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1450" data-original-width="984" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjg8HjfoWmQAuaUsoSovAQFXR4Df-ZuvsHDmcxPAaCWMU3X_g20pYosY-FRQ2btbJbJZZwvurxWMu0MMaaWx-03NLyMV5sS2iMabm0tiMV-UTfMqiES6w_abk2zc2W0nRpy-nQTtQACorwIZaUOFCGrRxgjZFSPxA7XazubuyslJ4HiL4S6sOAikDdCP8s/s320/Osmanli%20ve%20T%C3%BCrkiye%20Tarihine%20Bakislar%20-%20Hikmet%20Kivcimli'nin%20Saptamalari%20Isiginda%20-%20Garbis%20Altinoglu.jpg" width="217" /></a></span></div><span style="font-size: large;">Irkçı, faşist, İsrail devleti şu an Filistinlileri
katlederken, başka bir konu çok anlamsız.</span><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ayrıca kendini sosyalist, solcu ya da ilerici sanan
pozitivistlerin Politik İslam korkusuyla Siyonist ırkçılığın ve faşizmin ve tüm
batılı emperyalistlerin propaganda aygıtlarına dönüşümünü gözlerken daha da
anlamsız. Bir sel gibi geliyorlar. Konumlarına ve yaptıklarına ilişkin
kafalarında en küçük bir kuşku yaratma olasılığı bile yok. Korkunç bir
gericilik döneminden geçiyoruz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Derken bu sabah bir WhatsApp grubu paylaşımında Garbis Altınoğlu’nun
vefatının 15 Ekim 2019 olduğu ve bu vesileyle eşi Yıldız Aydın’ın yazdığı bir
yazıya rastadım.<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Keza birkaç gün önce de Hikmet Kıvılcımlı’nın ölüm
yıldönümüydü (11 Ekim 1971). Bu ölüm yıldönümü vesilesiyle yapılmış bazı
paylaşımlar görmüştüm. Kıvılcımlı istemediği ve hayatı boyunca eleştirdiği
biçimde anılıyordu. Örneğin bir akademisyenin yazdığı Kıvılcımlı’yı zerrece
anlamamış bir kitap adeta bakın “Kıvılcımlı’nın değerini akademisyenler bile
anlamaya başladı” dercesine bir “Majestelerinin komünistleri” yaklaşımıyla
paylaşımlar yapılıyordu ve yazdıklarının içeriğine zerrece değinmeyen örneğin “saygıyla”
diyen ifadeler paylaşılıyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Halbuki Kıvılcımlı en azından Türkiye Devrimci hareketinin
en büyük işkencelere uğramış bir militanının yazdığı son kitabın tuğla gibi bir
Kıvılcımlı eleştirisi olması vesilesiyle olsun bu kitapla anılabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Çünkü Garbis’in Kıvılcımlı’yı koca bir kitapla eleştirmesi
aslında Kıvılcımlı’ya yapılabilecek en yüksek değer vermeydi. Ve bu aynı
zamanda Garbis’in onun önemini ve değerini anlamış ve Kıvılcımlı hakkında klişe
sözler ötesine giderek bunca enerji ve zamanının harcamaya değer görmesi de Garbis’in
değerini gösteriyordu. Türkiye Devrimci hareketinde hiç kimse Kıvılcımlı’nın
muazzam eserini böylesine kapsamlı bir eleştiri çabasına girmemiştir. Bu olgu
sadece nicel olarak bile çok önemlidir. Türkiye sosyalist hareketinin bu iki
mücevheri aynı noktada buluşmuştur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Dilerdim ki en azından genç kuşaklardan birileri örneğin
Garbis’in eleştirileri üzerinden bir teorik tartışma başlatsın. Garbis’in
eleştirilerini ve Kıvılcımlı’nın görüşlerini ele alsın. Ama ne gezer. “Barbarın
tarihi” diyerek Kıvılcımlı’nın elinde bir baltayla yer aldığı (Balta barbar çağrışımı
yapıyor ya) kitabının resmini paylaşmak zamanın ruhuna daha uygun.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Peki sen niye yapmıyorsun ya da yapmadın denecek. Yapılacak
işlerin çokluğundan. Biraz olsun yazılarımı izleyenler bilir. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Marksizm’in Yeniden İnşası</i> başlığı
altında başlattığım büyük ve iddialı bir proje var. Aslında kalan bütün zaman
ve enerjimi buna ayırmam gerekir. Ama yine de seçimler olsun, başka gelişmeler
olsun (Örneğin Ukrayna, Filistin), onlara yönelmeden ve enerji ve zamanımın
önemlice bir bölümünü ayırmadan yapamıyorum. Ve kanımca doğru da yapmıyorum.
İlerde “niye bütün zamanını ve enerjisini ayırıp Marksizm’in Yeniden İnşasını
ana hatlarıyla olsun tamamlamadı” diye eleştirenler olacaktır. Bu da bizim
kaderimiz. Kaldıracağımız büyük teorik yüklerin altına girdik. Eziliyoruz. Kıvılcımlı’nın
anılarında baş vurduğu kelime oyunuyla, işimiz bitmeden işimiz bitiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Aslında Garbis’e vefatında bir veda yazısı yazmayı çok
istemiştim. Ayrıca Garbis’e benim birkaç cevap borcum da vardı. Borçlarımı
ödeyemedim. O alacaklı gitti ben borçlu gideceğim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Garbis beni, çok eskiden, yanlış hatırlamıyorsam 2000’lerin
başında Öcalan’ın çizgisini ve görüşlerini desteklediğim için, ve yine yanlış
hatırlamıyorsam “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demir Küçükaydın Ne
Yapmak İstiyor?</i>” veya “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Nereye Gidiyor?</i>”
gibi başlığı olan iki uzun yazıyla eleştirmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">O zaman Garbis’e cevap yazamadım çünkü geceleri 12 Saat
araba sürüyordum. Kürt hareketinin organlarına yazmak kalan bütün zamanımı
alıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama bu eleştiri borcumu bir parça olsun ödemek için, Garbis’i
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Köxüz</i>’de yazmaya davet etmiştim. Ve Garbis
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Köxüz</i>’ün en istikrarlı ve her biri ciddi
bir araştırmaya dayanan yazılar yazan yazarı olmuştu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Daha sonraki yıllarda (2012) yine beni “<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><a href="https://yenidemokrasi.blogspot.com/2012/10/islam-ve-marksizm-bir-demir-kucukaydn_0.html">İslam
ve Marksizm: Bir Demir Küçükaydın Eleştirisi</a></i>” başlıklı bir yazıyla
eleştirmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Buna doğrudan bir cevap vermektense, “Yeniden İnşa”
bağlamında, Din vs. gibi kavramların tanımları üzerinde yoğunlaşmayı tercih
etmiştim. Çünkü Garbis’in eleştirisi klasiklere dayanıyordu. Ben de klasiklere
dayanıyordum ama onları eleştiriyor ve aşmaya çalışıyordum. Benim yaklaşımım,
Klasiklerin eleştirisiydi ve bu Garbis’le bir polemiğin satırları arasında
kaybolmamalıydı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Hasılı Garbis’e polemik borçlarım, eleştirilerine cevap ve
karşı eleştiri borçlarım vardı ve bunları yapamamış olmanın rahatsızlığını her
zaman aklımın bir köşesinde taşıyor, bir gün onlara da sıra gelir diye
düşünüyordum.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bilinir, Garbis hızlı ve sıkı bir “Stalinist” idi. Bir “Ortodoks
“idi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ben ise “Troçkist” veya “Doktorcu” bilinirdim ve
biliniyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama Troçki ve Doktor dahil, artık klasik Marksistlerin hepsini
de eksik ve yetersiz görüyor ve eleştiriyordum. Yani oldukça “sapkın” bir
mezhepten, bir “Rafızi” sayılırdım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama son zamanlarda Garbis’le birçok politik gelişmede benzer
tavırlar almaya başlamıştık ve Garbis de görüşlerimizin birbirine zıt olmasına
rağmen benzer tavırlar aldığımızı belirten yazılar yazmıştı birkaç kere.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Örneğin 21 Ağustos 2015’te “<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><a href="https://www.gunzileli.net/2015/08/23/garbis-altinoglu-yangini-sondurmek-icin/">Yangını
Söndürmek İçin</a></i>” başlıklı yazısında, benim bir yazımdan uzun uzun
alıntılar yaptıktan sonra şöyle yazıyordu:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Demir’le aramızdaki bu ciddi gözlem ve
görüş ayrılığını, -unutmamak kaydıyla- bir yana bırakacak olursak, Türkiye ve
Kuzey Kürdistan halklarının önündeki ivedi görevin Erdoğan kliğini yıkmak
olduğu konusunda benzer bir yaklaşıma sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Zaten 28
Temmuz tarih ve “Topyekun Savaşa mı?” başlıklı yazımda ben de Demir’inkine
benzer bir saptama yapmış ve şöyle demiştim…</i><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Garbis’le “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">yakalanacak
ana halka</i>”, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">acil görev</i>” ve “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">taktikler</i>” konusundaki bu yakınlaşmalar
birçok kez tekrar etti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Örneğin 2017 Ocağında ben de Garbis’in “Demir Küçükaydın’ın
Önerisi Üzerine” başlıklı yazsını olduğu gibi bloğuma almış ve kendisi ve
yazısı hakkında, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2017/01/garbis-altnoglunun-yaklasan-felaket.html">Garbis
Altınoğlu’nun Yaklaşan Felaket Üzerine Uyarıları ve Önerisi</a></i>” başlıklı
yazımda şunları yazmıştım:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Aşağıdaki satırlar
değerli Garbis Altınoğlu’nun bizim yazımızı da söz konusu ederek yaklaşan
felaket üzerine uyarı ve değerlendirmeleridir.<o:p></o:p></i></span></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Facebook’ta paylaştığı
bu yazısını olduğu gibi aşağıya aktarıyoruz.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Bu kritik günlerde
böylesine ayık duruşların ve örnek tavır alışların duyulmasının hayati önemi
bulunmaktadır.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Bu duruş ve öneri,
Garbis Altınoğlu’nun özgül durumu nedeniyle ayrıca çok değerlidir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Meraklısı için şunu da
belirtelim. Garbis Altınoğlu ve Demir Küçükaydın, ikimiz de 68’liyiz. Kısa bir
hapishane beraberliğimiz de vardır.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Ama aslında son derece
farklı; hatta birbirine zıt ideolojik duruşlara sahibizdir. Resmini aldığımız
kitapta örneğin Kıvılcımlı’yı eleştirmektedir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Bilenlerin bileceği
gibi, Demir “Doktorcu” gelenekten sayılır ve Kıvılcımlı’nın Marksizm’e büyük
katlıları olduğu düşüncesindedir. (Elbet Küçükaydın’ın da Kıvılcımlı’ya
metodolojik eleştirileri var ama çok başka noktalardan.)<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bu nedenle Garbis’in
bu yazısı, hayati önemi olan bir noktada, örnek bir duruşun sergilenmesidir de.
Birbirine en zıt teorik ve politik duruşlara sahip insanların, yaklaşan felaket
karşısında bir araya gelebilmelerinin ve gelmesi gerektiğinin somut bir
örneğidir.</i>”<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Eğer yaşasaydı örneğin Ukrayna, Filistin konularında da
benzer konumlarda olacağımız öngörülebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Hatta eşi Yıldız Aydın, Ukrayna’daki gelişmeler üzerine, Garbis’in
Gürcistan konusunda yazdıklarını hatırlatarak yaşasaydı tavrının ne olacağını
göstermişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Filistin’e gelince Ortadoğu üzerine çeşitli yazılarından
derlenmiş bir kitabı vardır Belge’den çıkmış. Sadece o kitaptaki yazılardan
birinin başlığı bile Garbis’in nasıl bir duruşu olacağını gösterir: “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">"Terörist" Muhammet,
"Demokrat" Batı - Karikatür Bunalımı Üzerine Düşünceler</i>”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ya da bir yazısının başlığı ve şu kısa epigraf bir fikir
verir:<br />
“<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-bidi-font-weight: normal;">Filistin
Dersleri: HAMAS-Fatah Çatışması mı, Siyonist-Emperyalist Terör mü?<o:p></o:p></span></i></span></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">5-7 Temmuz 2007<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">"<span style="mso-bidi-font-weight: normal;">Zamanla unutulmaya yüz tutan bazı
gerçekleri net ve cesur bir biçimde kamuoyuna açıklamak, İsrail liderlerinin
görevidir. Bu gerçeklerin başında, Araplar kovulmaksızın ve topraklarına el
konmaksızın Siyonizm’in, kolonizasyonun ve Yahudi Devletinin olamayacağı gelir.”
Ariel Şaron, Agence France Presse, 1 5 Kasım 1 998”<o:p></o:p></span></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Garbis vefat ettiğinde ardından uzun bir anma ve uğurlama
yazısı yazmayı çok istiyordum. Hatta o gelenekten bazı arkadaşlara yazacağımı
söylediğimde, yine o gelenekten bazılarının Garbis’in ölümü karşısında
suskunluğuna karşı iyi olur dediklerini de hatırlıyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama o sıra bastıran sağlık sorunları el vermedi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bir yazıyı da zamanında yazmayınca sonradan o konuya dönüp
yazmak zor oluyor. Ben yazarken yaşayanlardanım. Düşüncelerin yol açtığı
duyguları etinde, kemiğinde, kaslarında, sinirlerinde hissetmeden
yazamayanlardanım. Sonrasında da zaten yine vakit olmadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu vesileyle bu yapılamamış görevi de Hem Garbis’i hem Kıvılcımlı’yı
anmış olduğum bu sunuş yazısıyla olsun bir parça olsun yapmış olayım.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Doktor’un görüşlerini savunan veya onun devamcısı olduğunu
söyleyen parti, çevre ve kişiler, Doktor’un eleştirilmediğinden yakınırlar. Bu
yakınma bir zamanlar anlaşılabilirdi. Ama en azından son yıllarda gerek benim
eleştirilerim gerek Garbis’in kitabından sonra Bu yakınma anlamsızlaşmış
bulunuyor. Şimdi doktorcuların doktora eleştiriler konusund suskunlukları var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Haydı benim Kıvılcımlı’ya ilişkin eleştirilerim karşısında
gösterdikleri suskunluk bir ölçüde anlaşılabilir. Ben sapkın bir “Doktorcu” ve
Marksist ve de “Troçkist” olarak ciddiye alınıp cevap verilirsem veya tartışma
konusu yapılırsam, bu eleştirilerimin duyulmasına ve tartışılmasına yol açar,
görmezden gelmek iyidir. En azından savaşın mantığı açısından anlaşılabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama Garbis, klasik geleneği savunan, en azından örnek yaşamı
ve direnişiyle çok değer verilen bir devrimci. Bari onun eleştirilerine bir
cevap verseler, bir tartışma açsalardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Hiç olmazsa “böyle bir kitap da var” diyerek hem Kıvılcımlı’ya
hem yazarına büyük bir onur bahşeden bu kitaptan söz etselerdi. Maalesef bu
bile yok.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Kıvılcımlı’nın çok şikayet ettiği kireçlenmeye başlamış
beyinler mezar başı anmalarından ötesine gidemiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Aşağıda Garbis’in Kıvılcımlı’yı eleştirdiği kitabına yazdığı
Önsöz yer alıyor. Garbis, Kıvılcımlı’ya çok değer veren bir önsöz yazmış. Sadece
Kıvılcımlı hakkında yazılmış en kapsamlı ve geniş eleştirilerden biri olan
kitabıyla değil, aynı zamanda Önsöz’ündeki Kıvılcımlıya değer veren
satırlarında aynı zamanda kendi değerini ifade etmiş oluyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Aşağıda Garbis’in Önsöz’ü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">14 Ekim 2023 Cumartesi<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">ÖNSÖZ<o:p></o:p></i></span></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Böyle bir kitabı yazma
düşüncesi bende, 17-18 Ocak 2013’de İstanbul’da düzenlenen Hikmet Kıvılcımlı
Sempozyumu’na bir yazı hazırlama sürecinde ortaya çıktı. Bu
sempozyuma sunduğum yazı “Hikmet Kıvılcımlı’nın Ordu ve Devlet Anlayışının
Eleştirisi” adını taşıyordu ve boyutları, tüm diğer katılımcıların
sunumları gibi anlaşılabilir zorunluluklar nedeniyle çok kısıtlı
tutulmuştu. Ancak, bu zorunlu kısıtlamanın cenderesine sıkıştırılan bir
yazının, olgular ışığında Kıvılcımlı’nın ordu ve devlet sorununa
yaklaşımını az çok doyurucu bir tarzda ele almaya yetmeyeceği açıktı.
Sempozyumdan sonra bu alandaki çalışmamı sürdürdüm ve
giderek Kıvılcımlı’nın bu konuya ilişkin görüşlerinin çok daha kapsamlı
bir çalışmayı hak ettiğini daha iyi kavramaya başladım. Bu kavrayış
derinleşmesi kitabın adına da yansıdı: Bu kitabın adını önce, “Olguların
Işığında Hikmet Kıvılcımlı’nın Ordu ve Devlet Teorisi” olarak
planlamıştım. Ancak kitabı okuyacak ya da şöyle bir karıştıracak olanların
da görebileceği gibi onun kapsamı Kıvılcımh’nın ordu ve devlet anlayışını
ele almanın hayli ötesine geçti ve “Olguların Işığında Hikmet
Kıvılcımlı’nm Ordu ve Devlet Teorisi” adı yerini “Hikmet
Kıvılcımlı’nın Saptamalarının Işığında Osmanlı ve Türkiye Tarihine
Bakışlar” adına bıraktı. Bu kitabın, işte bu ilk gereksinimi karşılamak
amacıyla başladığım, o günden bu yana sürdürdüğüm ve zamanımın büyük
bölümünü ayırdığım çalışmanın ürünü olduğunu söyleyebilirim.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Kıvılcımlı’mn özel
olarak ordu ve devlet sorununa ilişkin yaklaşımı ve genel olarak siyasal ve
teorik görüşleri daha önce yer yer başka yazar ve araştırmacılar tarafından da
ele alınmış ve eleştirilmiş bulunuyor. Ben burada, onlardan daha ileri
gidecek, kendisinin bu alandaki önemli hatalarım ve bu hatalarının, onun
Osmanlı ve Türkiye devlet ve toplumlarına ilişkin analizleri üzerindeki
etkilerini daha kapsamlı, daha derinlikli ve daha ayrıntılı bir tarzda ele
alacağım. Kıvılcımlı’nm ordu ve devlet sorununa ilişkin yaklaşımı, bu
kitabın esas konusu. Ancak, bu konunun hakkıyla ele alınışı ister istemez,
Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye tarihinin, hattâ bir ölçüde Osmanlı
öncesinin tarihinin, yani Bizans ve Selçuklu tarihinin ve Ortadoğu ve
dünya tarihinin, olguların ışığında incelenmesini ve milliyetçi, Kemalist
ve sübjektif tarih anlayışına karşı eleştirel bir duruşun ortaya konmasını
da kaçınılmaz kılıyor.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Evet, bu kitap
öncelikle Hikmet Kıvılcımlı’nın ordu ve devlet anlayışını eleştirel bir gözle
ele almayı amaçlamakta, ama kendisini asla bu alanla sımrlamamaktadır ve
sınırlayamaz da. Ancak bu düşün ve eylem adamının görüşlerini
değerlendirmeye girişen her aklıbaşında ve vicdan sahibi yazar ya da
eleştirmen, Kıvılcımlı’nın ilgi alanının genişliği ve ele aldığı
konuların çeşitliliği, çalışmalarının kapsamı ve zenginliği nedeniyle bu
işin çok ciddi bir entellektüel çaba gerektirdiğini dikkate almak
zorundadır; dahası böyle bir eleştirmen bunun için, Marksizm-Leninizmi
kavramanın yamsıra dünya tarihi ve Osmanlı-Türkiye tarihi ve toplumsal bilimler alanında
da önemli bir düzeyde bilgi sahibi olmanın zorunlu olduğunu vb. anlayacaktır.
Bu bakımdan Ertuğrul Kürkçü’nün Çağdaş Yol dergisinde yayımlanan
söyleşisinde söylediği şu sözlere katılıyorum:<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">“Ancak Tarih Tezi’ni
önüme aldığımda onunla hesaplaşabilmek için sadece toplum bilimleri değil, aynı
zamanda doğa bilimleri alanında da, sadece tarih değil aynı zamanda felsefede
de ve nihayet sadece genel teori alanında değil Türkiye’nin toplumsal
yapısına ilişkin pratik veriler alanında da o kadar çok fırın ekmek yemem
gerekiyordu ki ben bu işi çok sonraya bırakmak zorunda kaldım. Velev ki;
Doktor’un orada söylediği her şey teorik olarak yanlış dahi olsaydı o
teorik düzeyden Doktorla tartışmak benim için son derece güçtü. Doktor için
sanırım bütün muhatapları bakımından bu aymydı.”<sup>(1)</sup><o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Dolayısıyla konunun
boyutları dikkate alındığında, tam bir Kıvılcımlı eleştirisi ya da
değerlendirmesinin, okurun elinde tuttuğu bu hayli kalın kitabın sınırları
içine sıkıştırılamayacağı ve daha da geniş kapsamlı bir çalışmayı
gerektirdiği bellidir. Temel gömşlerininin ışığında ele alınmadığı
takdirde, Kıvılcımlı’nın analiz ve saptamalarının ve siyasal/ taktiksel öneri
ve girişimlerinin değerlendirilmesi, her zaman biraz eksik ve hattâ bir
ölçüde yüzeysel kalmaya mahkûm olacaktır. Ben de aşağıda yazacaklarımın,
şimdiye değin yapılanlardan daha kapsamlı bir eleştirel çalışma olduğu
kanısında olmama rağmen böylesi bir eksiklikle sakatlanmış olacağı
duygusunu taşıdığımı belirtmek isterim. Dolayısıyla, KıvılcımlTnın görüşlerinin
ve değindiği konuların ele alınmasının, benim bu kitapta yaptığımdan daha
da kapsamlı çalışmaları gerektirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Bu kitabı görenlerin
en azından bir bölümü bana, “neden bir Hikmet Kıvılcımlı eleştirisi?” sorusunu
yöneltmek isteyebilirler. Bu anlaşılabilir soruya şöyle bir yanıt verilebilir:
Başta Osmanlı ve Türkiye tarihi gelmek üzere bir dizi konuda çok sayıda
kitap, broşür ve makale kaleme almış olan Kıvılcımlı herhâlde, Türkiye
devrimci hareketinin şimdiye kadar yetiştirdiği en verimli ve en üretken
yazar olmakla kalmamış, başkalarının değinmediği bir dizi konuyu
ele almıştır. Dolayısıyla, şimdiye kadar hak ettiği ilgiyi görememiş olan
böylesi bir entellektüel ve siyasal figürün görüşlerinin eleştirel bir
değerlendirmeye tâbi tutulmasının, başlıbaşına önemli bir görev olduğunun
altı çizilmelidir. İkinci bir neden ise, Kıvılcımlı’nın hatalı
saptamalarının bir bölümünün, gerek eski TKP ve gerekse -daha sınırlı bir
düzeyde olmak kaydıyla- 1960’h yıllarda yeniden canlanmaya başlayan
Türkiye devrimci hareketinin siyasal öncüleri tarafından da şu ya da bu
ölçüde paylaşılmış olmasıdır. Dahası Kıvılcımlı’nın, çoğu hem TKP
geleneğinden gelen çevre ve grupların ve hem de devrimci hareketin başka
bileşenlerinin de hâlihazırda şu ya da bu ölçüde paylaştığı hatalı
saptamalarına karşı ideolojik savaşım aynı zamanda bugünün bir görevidir.
Bu bakımdan, az çok derinlikli herhangi bir Kıvılcımlı eleştirisi asla salt
bir Kıvılcımlı eleştirisi olmaz ve olamaz; dolayısıyla böylesi bir
Kıvılcımlı eleştirisi, ister istemez aynı zamanda bir TKP eleştirisi ve
Türkiye devrimci hareketi içinde hâlâ varlığını sürdüren milliyetçi,
devletçi ve sağ oportünist eğilimin bir eleştirisi olacaktır.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: large;">Bu kitapta yer alan
alıntılardan bir bölümü sanal ortamda bulunan kaynaklardan, özellikle de Hikmet
Kıvılcımlı’nın, Demir Küçükaydın tarafından sanal ortama yerleştirilen kitap
ve broşürlerinden aktarılmıştır. Doğal olarak bu alıntılar için sayfa
numarası ve kaynağın basım yeri ve tarihine ilişkin bilgiler
veril(e)memiştir. Öte yandan, bu kitapta yer verilen alıntılardan büyük
harfle, italikle ya da boldla yazılan sözcük ve tümcelerin hemen hemen hepsi
Kıvılcımlı’ya ve alıntılanan diğer yazarlara aittir. Büyük harfle,
italikle ya da boldla yazılıp da BANA AİT olan sözcük ve tümceler parantez
içinde G. A., yani (G. A.) sembolüyle gösterilmiştir. Bana ait olan
böylesi açıklamaların büyük çoğunluğu, alıntılarda rastlanan, çoğu eski
Osmanlıca olan ve şimdilerde az ya da pek az kullanılan sözcüklerin Türkçe
karşılıkları benim tarafımdan verilmiş olan sözcüklerdir.”<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-50234658836459955782023-10-12T12:42:00.000+03:002023-10-12T12:42:05.417+03:00Ezilenlerin Yanında Yer Almak, Ezilenlerin Yöntemleri ve İç Tutarlılık Üzerine Çoook Eski Bir Yazı<p><i><span style="font-size: large;"></span></i></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><i><span style="font-size: large;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiM-8IeqPh0K6nYtuwRX-j0CGUj2BPxTzC5rOG4X1ToE6JKcsJz3w_1uO0Z2DXAfl63RbU0UBPSKO8vDblT9CqJ4cAifLQRLZcSissnpiuk-xv5Jn8wS6vJGo2pn__TWKk4_LcXbLasnvuG6fMQjrFneAI8NJ4-5iEqWtS8FhGG-e0cYlm15D3HvLVcFoA/s2920/MiddleEast.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1896" data-original-width="2920" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiM-8IeqPh0K6nYtuwRX-j0CGUj2BPxTzC5rOG4X1ToE6JKcsJz3w_1uO0Z2DXAfl63RbU0UBPSKO8vDblT9CqJ4cAifLQRLZcSissnpiuk-xv5Jn8wS6vJGo2pn__TWKk4_LcXbLasnvuG6fMQjrFneAI8NJ4-5iEqWtS8FhGG-e0cYlm15D3HvLVcFoA/s320/MiddleEast.jpg" width="320" /></a></span></i></div><i><span style="font-size: large;">Ezilenlerin yanında yer almak ve ezilenlerin yöntemleri üzerine: Aşağıdaki yazı internetin yeni yayılmaya başladığı zamanlarda bir forumda yazılmıştı, bana PKK'nın cinayetlerini görmüyor musun, onu niye destekliyorsun diyenlere karşı kategorik düzeyde bir cevaptı. Bugün de hala tavrımı bu kategorik cevap belirler. Devrimcilerin tavrı bu kategorik cevaba uygun olmalıdır.</span></i><p></p><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">“Özetle, PKK'nın "cinayetlerini" falan görmediğimi
ya da "güzelleme" veya "kuyrukçuluk" yaptığım iddialarının
hiç birisinin olgular düzeyinde karşılığı bulunamaz.<br />
O zaman şu soruyu duyar gibi oluyorum. Peki o halde niye hala PKK karşısında
örneğin bir Gökyüzü gibi tavrın yok. Yok çünkü, benim için diğerlerinin yanı
sıra bir de teorik tutarlılık diye bir problem var.<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: large;"> Eğer PKK hakkında,
anti-demokratiktir, bir sürü muhalifi temizlemiştir gibi gerekçelerle örneğin
Gökyüzü ya da Oktay'ın ya da bir yığın Kürt ve Türk solcusunun aldığı tavrı
alırsam, bunu, çifte standart uygulamadan, bunu bütün ezilenlerin
hareketlerine, bütün ulusal kurtuluş hareketlerine şamil etmem gerekir.<br />
Örneğin, Amerikan Emperyalizmi'ne kök söktüren Ho Schi Ming'in partisi hiç de
PKK'dan daha demokratik değildi. Ho Schi Ming, başlangıçta Vietnam'da Troçkist
bir parti çok güçlüyken ve Fransızlara karşı direnişin başını çekerken,
Fransızların zımni işbirliği ile bu partinin bütün üyelerini katletmiştir. Yani
Ho Amca'nın Apo'dan farklı bir yanı yoktur, onun öyle beyaz sakallarına bakıp
masum olduğu sanılmasın. PKK'ya karşı tavrını aynen ona da göstermeli öz
eleştiri yapmalıdır sayın Gökyüzü: Biz Ho Amca'nın partisini desteklerken
yanlış yaptık.<br />
Güney Afrika, Mandela. Bayan Mandela, ki
Nelson Mandela çıkınca boşamak zorunda kaldı, Nelson Mandela içerdeyken,
ANC'nin en etkili önderlerinden biriydi ve en radikal kanatlardan birinin
yöneticisi. Bu bayan Mandela, kurduğu yarı lümpenlerden oluşan fedailer
aracılığıyla, ne işkenceler, ne cinayetler işliyor. Bunların bir kısmı
şimdilerde açığa çıktı. Diğer akımlar da ondan daha farklı değildi. Yani,
yöntemler, anti demokratiklik gibi konularda, PKK ile ANC arasında hiç de öyle
büyük bir fark yok, olması da beklenemez. İkisi de aynı yoksul ve ezilen
kesimlere dayandığından benzer özellikler gösterirler. Bu durumda, ANC'yi
desteklemek de yanlıştır diye öz eleştiri yapmalıdır sayın Gökyüzü eğer çifte
standart uygulamak istemiyorsa.<br />
Filistin. Oralara gittim bilirim. Fedai örgütleri birbirinden az adam
öldürmedi. İntifada'yı yaratan o taş çocukları ve dinci Parti'nin yanında PKK
batı demokrasisi gibi kalır. Ya da El Fetih. O El Fetih ki, içindeki radikal
eğilimlileri İsrail'e karşı dönüşü olmayan ameliyeye yollayıp, hem onların
ölmesine yol açıp onlardan kurtulur, hem de onların ölümünün şerefinin mirasına
konar. Bu cinayetleri işleyen Filistin kurtuluş Hareketi'ni desteklemek
yanlıştır diye öz eleştiri yapmak gerekir.<br />
Namibya geçenlerde bağımsızlığını kazandı. Bu başarıyı sağlayan örgüt ve
önderliğin, örgüt içindeki muhalifleri nasıl öldürdüğü, işkence ettiği,
çukurların içinde nasıl hapsettiği ortada. O halde Namibya Ulusal Kurtuluş
Hareketi'ni de desteklemek yanlıştır.<br />
Çin ve Mao mu? Mao daha küçücük bir gerilla grubuyken, Mao'nun özel polis
teşkilatı vardı parti içinde muhaliflerini tasfiye ettiği. Mao'nun yöntemleri
ile Apo'nun yöntemleri birbirinin tıpkısıdır. O halde Mao'yu desteklemek de
yanlıştı Japon'lara ve Çan Kay Eşeği'ne karşı.<br />
Tamil Kaplanları mı? Aydınlık yol gerillaları mı? Geçenlerde İngiltere ile
barışa oturan, sivil hedefleri takır takır bombalayan İrlanda Kurtuluş Hareketi
mi? Bask hareketi mi? Hepsi PKK ile aynı özellikleri gösterirler. PKK'nın bunlardan
nitelikçe hiç bir farkı yoktur.<br />
Gelelim bir de diğer Kürt hareketlerine. Diğerleri daha mı demokratik? Lütfen
söyleyin, şu bilinenler içinde hangisi ondan bu nitelikler bakımından kökten
farklı? Hiç birisi.<br />
Eğer burada teorik olarak tutarlı olma çabanız var ise, iç tutarlılığa bir
parça değer veriyorsanız. PKK ile aynı özellikleri gösteren, bütün bilinen
ulusal kurtuluş hareketlerini desteklemenin ya da desteklemiş olmanın yanlış
olduğu yönünde bir adım atmanız ve pratik bir sonuç çıkarmanız gerekir.<br />
Ama bu da yetmez, bunu bir de teorik genellemeye götürmeniz gerekir. Bütün bu
hareketlerin ortak özellikleri, ezilen ulusların en alt tabakalarına
dayanmaları, birer ezilen ulus hareketi olmaları. O halde, ezilen ulusların
hareketleri ve hele onların en alt tabakalarına dayanan hareketler, bir saat
intizamıyla aynı özellikleri gösteriyorsa, şu sonuca da ulaşmanız gerekir. <o:p></o:p></span><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ezilen ulusların, özellikle alt tabakalarına dayanan
hareketleri desteklemek yanlıştır. Bunlar hepsi anti-demokratik karakterdedir.</span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">
Ama bunu da genellemek gerekir. Çünkü Marksizme göre, "<i>ezilenlerin kurtuluşu
ancak kendi eseri olabilir</i>". Bu önerme yanlıştır demek gerekiyor. Ezilenler
kendileri bu işe el attı mı, bok ediyorlar, anti demokratik oluyorlar,
cinayetler işliyorlar. Bu işi ezenlerin sosyalistlerine bırakmak gerekir.<br />
A'yı diyen B'yi de demek zorundadır. Bütün bunları demiyorsanız niye
demediğinizi kendinize sormanız gerekir.<br />
Maalesef ezilenler böyle ve tam da çok ezildikleri için böyleler. Biz bu sorunu
çok ciddiye alıyoruz. Bu nedenle PKK'ya karşı tavır konusu aslında ezilenlerin
hareketlerinin sorunları ve çelişkileriyle ilgili başka ve temel sorunları
davet eder. Ona da başka bir yazıda girelim.<br />
21 Nisan 1998 Salı<br />
21:08<br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[endif]--><o:p></o:p></span></p><br /><p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-52554264860753238122023-10-08T14:10:00.002+03:002023-10-08T14:10:28.119+03:0011 Eylül mü, TET mi?<p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_JBB6xACs0c6RJnP_IsJ3AiPbh6R7NFNVtjkz7NpC9goqTGLDktC_jB0ErlhDq3-T1C2CaUB0mC5FAnjjDidgN8RIPmrzrF00TgyXTsf0efeMuK1ipghZBGBXZOR9fKlnBVOSl75kfgTahMoz64RTsqZ86u5qZd16qRzl0vDQiXjvoglLQvhSsHd-FDk/s1178/2023-10-08_13-07-45.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; font-size: x-large; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="653" data-original-width="1178" height="177" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_JBB6xACs0c6RJnP_IsJ3AiPbh6R7NFNVtjkz7NpC9goqTGLDktC_jB0ErlhDq3-T1C2CaUB0mC5FAnjjDidgN8RIPmrzrF00TgyXTsf0efeMuK1ipghZBGBXZOR9fKlnBVOSl75kfgTahMoz64RTsqZ86u5qZd16qRzl0vDQiXjvoglLQvhSsHd-FDk/s320/2023-10-08_13-07-45.jpg" width="320" /></a><span style="font-size: large;">Yeni kuşaklar 11 Eylül’ü biliyorlar. Onların çoğu dünyaya
gözlerini bu olayla ve onun öncesinde yaşanmış Duvar’ın yıkılışının ortaya
çıkardığı ideolojik iklimde açtılar. Bu nedenle, kral olsa soğanın cücüğün
yemekten ötesini düşünemeyen çoban gibi, Filistinlilerin bu saldırısını 11
Eylül’e benzetiyorlar.</span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ancak pek anılmayan ve artık unutulmuş bir olay daha vardır:
Vietnam’da <i>Tet</i> saldırısı. “<i>El Aksa Tufanı Operasyonu</i>” daha ziyade <i>Tet</i>’e benzemektedir ve sonuçlarının da
benzer olması umulur.<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span><p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bugün “68’liler” denen kuşak ve 68 öğrenci ve işçi hareketlerinin
yükselişi, hatta örneğin Muhammet Ali’nin Vietnam’a asker olarak gitmeyi reddedişi
<i>Tet</i>’ten beslenmiştir. Onun ürünüdür. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">(Bugün artık herkesin cebinde bir telefon ve internet bağlantısı
var. Meraklısı <i>Tet</i> Saldırısının ne
olduğunu beş dakikada öğrenebilir. Bunu geçelim.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bizler <i>Tet</i>’in
çocuklarıydık ve hala öyleyiz. Bizler Türkiye’de gerilla savaşı başlatma
projelerine, bugün sanılanın aksine öncelikle Türkiye’nin bağımsızlığı için
değil, daha çok ve esasta Vietnam halkının sırtındaki yükü azaltabilmek için
karar vermiştik. “Bir iki üç, daha fazla Vietnam” bunun ifadesiydi. Ve <i>Tet</i> saldırısı bu kendine adanmışlıkları
besleyen bir dönüm noktasıydı.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bugün nasıl ırkçı, faşist bir apartheit rejiminin sürdüğü
İsrail’de her gün Filistinlilerin giderek daralan bir açık hava hapishanesine
kapatılmaları “vakayi adliye”den olup tüm dünya ülkelerinin ırkçı İsrail’in yaptıklarını
görmezden gelmelerine yol açıyorsa, o zamanlar ABD’nin Vietnam’da yaptıkları da
aynı durumdaydı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><i>Tet</i> saldırısı bu suskunluğu
ortadan kaldırdı ve askeri olarak sonuçta başarısız bir saldırı olmasına
rağmen, politik, ideolojik ve psikolojik olarak bütün dengeleri değiştirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Orada nasıl bir korkunç savaş yürütüldüğünü dünyanın gözüne
soktu. ABD’nin içindeki bölünmeler, dünyadan tecridi ve yenilgisi ondan sonra
başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Biçimsel benzerlikler görmezden gelinemez.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><i>Tet</i> saldırısında
da uzun ve ince hazırlıklarla binlerce gerilla eş zamanlı olarak (Vietnamlıların
<i>Tet</i> bayramında yapıldığı için adını
ondan almıştı) ABD üslerine, elçiliğine vs. aynı anda saldırdılar. Sonuçta Amerikalıların
da ölebileceğini, korkacağını, kaçacağını, kendilerinin yok edilemeyeceğini Amerika’ya
ve bütün dünyaya gösterdiler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">“<i>El Aksa Tufanı
Operasyonu</i>” da benzer özellikler gösteriyor. Tüm yokluklara rağmen
üretilmiş 5000 füze ve diğer araçlarla hem de bu sefer (Tıpkı <i>Tet</i> gibi) İsrail’in bir bayram ve tatil
gününde yapılan bu saldırı birçok bakımdan benzer özellikler gösteriyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ve onun gibi sonunda ezilecek, Filistinlilere İsrail bombaları
yağacak ve medyanın göstermeyeceği binlerce insan, kadın, çocuk ölecek ve
yaralanacak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama Filistinlileri evlerinden atan, onların yerlerine
yerleşen ve dünyanın görmezden geldiği ırkçı Yahudilerin yüzlercesinin toplu
halde koşarak kaçışı, esir alınmış İsrail generali ve ele geçirilmiş tanklar
artık hafızalara kazınmış olacaktır. Yenilmez sanılanın yenilebileceği
gösterilmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">İsrail askerlerinin cesetlerine yapılan muameleler belki kimilerinin
göz zevkini ve vicdanını rahatsız edecektir ama o ezilenlere bakın bunlar da
ölebilir, bunlar da korkabilir, bunlar da acı çeker mesajıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ezilenlere başka bir dil öğretilmemiştir çünkü. Bu başka
dili ezilenlere sosyalistler öğretirdi bir zamanlar, ama onlar artık nesli
tükenmiş bir türdürler. Bu durumda ezilenler de bildikleri dilden bildikleri
araçlarla konuşmaktadır. Şiddetin ve barbarlığın dilidir bu ve bunu kendilerini
ezenlerden öğrenmişlerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ve ezilenler bu mesajı alacaktır ve okuyacaktır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Marlon Brando’nun bir filmi vardır “<i>Queimada</i>” isimli. Siyah köleler beyaz efendilerin ölebileceğine,
öldürülebileceğine bile inanmamaktadırlar ki isyan edebilsinler. İşte önce bunu
öğrenmeleri gerekir ve bunun öğrenilmesinde bir İngiliz ajanı katalizörlük
yapar ve istemeden de olsa siyah kölelere isyan etmeyi öğretir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Kimileri Mossad bu hazırlıkları görmemiş olamaz diyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Diyelim ki öyle.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu neyi değiştirir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Filistinliler o yenilmez denilen şımarık İsrail ırkçılarının
nasıl ödü bokuna karışmışça kaçtıklarını, korktuklarını, yenilebileceklerini
gördü.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Tıpkı <i>TET</i>
saldırısı gibi bunun da uzun vadeli etkileri olacaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Elbette tarihsel koşullar çok farklı. 68’lerde hala İkinci
Dünya savaşında faşizme karşı kazanılmış savaşın iklimi varlığını sürdürüyordu.
Kapitalist dünya bugünkü gibi ABD’nin arkasında sıraya girmemişti. De Gaulle “<i>Atlantik’ten Urallar’a kadar bir tek Avrupa</i>”dan
bahsedebiliyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Onların karşısındaki “Sosyalist Blok” ve “Üçüncü Dünya” ya
da “bağlantısızlar” (Gerçek duruma uymasa da) hala tüm insanlığa hitap eden eşit
ulusların dünyasını ve kısmen de ulusların ötesinde bir projeyi ve programı
sembolize ediyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Artık “Sosyalist Blok” yok. Rusya, Çin gibi kapitalist “diktatörlükler”
var. “Üçüncü dünya” da yok. Üstüne üstlük hiçbir program ve proje yok.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><i>Hamas</i>’ın da böyle
bir programı yok. Olsa olsa Araplara, Müslümanlara ve belki çok yoksul kimi
üçüncü dünyalılara, Avrupa ve ABD’de yaşayan göçmenlere biraz hitap edebilir
ama onlara bir perspektif verme gücü yoktur ve olamaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">İslam’ın tüm diller ve dinlerden ezilenleri bir bayrak ve
program etrafında birleştirme hedefi, şansı ve arka planı yoktur. Politik
İslam, şimdiye kadar kanıtladığı gibi, en azından Müslümanlar için, iyi bir
direniş aracı olabilir belki, yaşarken ölmüşleri mücadeleye sokabilir ve onlara
öte dünyada bir hayat sunabilir dolayısıyla onlarda sabrın ve fedakarlığın
zirvelerini harekete geçirebilir ama sınırlarına da orada takılır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">İyi bir savunma aracı olabilir ve olduğunu göstermiştir ama
ötesi yoktur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><i>El Aksa Tufanı Operasyonu</i>’nun
ardında İkinci dünya savaşında faşizme karşı kazanılan zaferin atmosferi değil,
yetmişlerden beri peş peşe gelen yenilgilerin izleri ve ortaya çıkardığı
atmosfer, çürüyen ve insanı boğan bir hava var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bunlar uzatılabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ve de aynı suda iki kez yıkanılmaz. Her şey akar. <i>Panta rhei.</i><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ama toplumsal mücadelelerde genel bazı eğilimler de vardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu askeri olarak yenilgiye mahkum saldırı, orta ve uzun
vadede politik, ideolojik ve psikolojik olarak birçok şeyi değiştirebilir ve
değiştirecektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">En azında şu çürüyen havayı biraz olsun dağıtması bile başka
gelişmelere katalizörlük yapabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><i>Tet</i> gibi bu da pek
bilinmez ama 68’de Filistinliler için de benzer bir zafer vardı. <i>Karameh Zaferi </i>(<i>Kerameh</i> bildiğim kadarıyla hoş bir rastlantıyla Onur, Haysiyet de
demektir.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">21 Mart 1968’de İsrail, <i>Kerameh</i>’e
saldırdı. Fedailer burayı terk etmedi. 68 Yenilgisiyle yerlerde sürünen öz
güven ve mücadele azmini tekrar ayağa kaldırdı. Fedailerin kaçmadığını gören
İsrailliler şoke oldu. Ayrıntısı uzun sürecek gelişmeler sonunda İsrail geri
çekilmek zorunda kaldı. Ve bu küçük zafer, Fedai örgütlerinin yükselişini,
Arapların tekrar kendilerine güven ve mücadele azmi kazanmalarını getirdi. Bugün
fedai örgütleri artık geçmişin bir kalıntısı olarak varlar ama bu son saldırı
aynı zamanda bu eski deneylerin de bir mirasçısıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu gibi zaferlerin kazancı veya kaybı askeri, fiziki,
coğrafi, biyolojik, yani kayıplarla
ölçülemez.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Maneviyat son duruşmada her zaman maddiyatı yener.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Maneviyat ise ancak bir programı, stratejisi ve bunların
dayanabileceği bilimsel bir temel olduğunda, dünyayı değiştirebilecek bir güce
dönüşür.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bugün dünyada eksik olan budur. Bu nedenle bu gibi
mücadeleler, verili dengelerde ne gibi değişikliklere yol açarsa açsın,
programsızlık bugünün en büyük sorunudur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Onun için de teori (Bilim) gerekir. Bilim deyince herkes
doğa bilimlerini anlıyor. Doğa bilimleri <i>Araçsal
Aklın</i> araçlarıdır, <i>Nesnel Aklın</i>,
yani Toplumun nasıl daha iyi yaşayabileceğinin değil. Bilim, Nesnel Aklın
bilimi ise bilimdir. Bilim: Toplumun hangi yasalara göre hareket ettiği ve bu
yasalara dayanarak toplumun en iyi nasıl örgütlenebileceğinin bilimidir. Doğa
bilimleri ancak bunun aracıysa bir bilim adını alabilirler. Aksi takdirde atom
bombalarının, KZ Kamplarının nasıl en rasyonel örgütleneceğinin bilimine
dönüşürler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu paradigmayla var olan tek bilim Marksizm’dir, bunun için
Marksizm Toplumun Bilimidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Teori (Bilim) ise durursa, tekrara düşerse ölür, bir
perspektif ve program geliştirmenin önünde en büyük engele dönüşür. Bilinen
biçimiyle Marksizm’in durumu budur. Bu nedenle Teori (Marksizm) geliştirilmeyi
bekliyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Geliştirmek için ise, gerilemek ve iyice gerileyerek o
gerilemeden alınan hızla ileri fırlamak, yeni alanlara girmek gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Teori bunalımda. Bu bunalım çözülmeden ve aşılmadan ileri
gitmek olanaksızdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Toplum Bilimi (Marksizm) yirminci yüzyılın başında Fiziğin
bulunduğu yerde. Fizikte, ışık hızının sabitliği ve aynı zamanda hem parçacık
hem dalga özelliği göstermesi, o zaman var olan (ve de hala işe yarayan) Newton
fiziğinin bunalıma girmesine yol açmıştı. Quantum ve Özel-Genel Görecelik Teorileri
ile bu bunalım aşılabildi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bugün Toplum Bilim de benzeri bunalımda.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Yeryüzünü kaplamış ulusların ve ulusçuluğun bir teorisi yok.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"> Ulus’un ve
Ulusçuluğun, Dinin ve de Toplum’un ne olduğu açıklanamadan teoride bir ilerleme
sağlanamaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu ise en temel, en genel kategorileri yeniden tanımlamayı
gerektirir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Tıpkı bir zamanlar, yirminci yüzyılın bayında Fiziğin zaman,
uzay, madde, enerji gibi kategorileri yeniden tanımlanması gibi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">8 Ekim 2023 Pazar<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com">demiraltona@gmail.com</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-88380495402402492882023-07-20T15:31:00.001+03:002023-07-20T15:36:39.456+03:00Roni Margulies'i Eski Bir Yazıyla Uğurlamak: Roni Margulies'e "Demokratik ve Renkli" Saldırı Üzerine Eleştirilerin Eleştirisi (02.09.2009)<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWN87z_bB_gGMsV6cwkv4yvuGtZELt1N6Jn1rdJXqvp1uiWVgnpgUoNsd6VhEofFRn57i_HLIrSKGYRWHDypbOyrPpy1VV8tHSVUJGfk15GF4QItTEHMDTRR-rCTTnC9Fkhf7VjGg2y62oiPBIA4B61SJiVCTfazhEeE2I_AuvVu94aipWMIJ7kEbbe10/s390/Roni-Marguliescmarksist.org_-1-390x205.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="205" data-original-width="390" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWN87z_bB_gGMsV6cwkv4yvuGtZELt1N6Jn1rdJXqvp1uiWVgnpgUoNsd6VhEofFRn57i_HLIrSKGYRWHDypbOyrPpy1VV8tHSVUJGfk15GF4QItTEHMDTRR-rCTTnC9Fkhf7VjGg2y62oiPBIA4B61SJiVCTfazhEeE2I_AuvVu94aipWMIJ7kEbbe10/s320/Roni-Marguliescmarksist.org_-1-390x205.jpg" width="320" /></a></div>Roni'yi tanıyordum. 1980'lerin sonuda yapılan, Avrupa'daki Sosyalist Forum tartışmalarında epeyce tartışmışlığımz vardı. Türkiye'ye döndüğümde Beyoğlundaki bir dernekte karşılaşmıştık ve tanımamıştı. İnsanlık hali. Olabilir. <br />Roni hayattayken onu ve örgütünü eleştiren epey yazılar yazmıştım. Bu yazıları Doğan Tarkan'ın ölümünden sonra yazdığım yazının sonuna da eklemiştim. Bu eleştiriler şu adrester okunabilir: <a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2013/12/dogan-tarkann-ardndan.html" target="_blank"><i><b>Doğan Tarkan’ın Ardından</b></i></a><br />Bunlardan biri de Özellikle Roni'ye ÖDP'liler tarafından yapılmış saldırının söz konusu olduğu "<i><b>Roni Margulies'e "Demokratik ve Renkli" Saldırı Üzerine Eleştirilerin Eleştirisi (02.09.2009)</b></i>" Başlıklı bir yazıydı. 2009 yılında yazılmış. 14 Yıl olmuş. Bu yazıyla analım ve uğurlayalım. Her gün birimiz gidiyoruz. Yakında hiç birimiz kalmayacağız. Bu vesileyle bir vasiyet: ben öldüğünde lütfen "Işıklarda Uylusun" falan diye yazmayın. Fikirlerimi, yaptıklarımı ve yapamadıklarımı acımazısca eleştirin. Yaşamımda yapılmasını sağlayamadığımı belki ölümümle olsun bir parça sağlayabilirim.<p></p><p>20 Temmuz 2023</p><p>Demir Küçükaydın</p><p style="text-align: center;"><span style="color: #cc0000; font-size: large;"><b>Roni Margulies'e "Demokratik ve Renkli" Saldırı Üzerine Eleştirilerin Eleştirisi (02.09.2009)</b></span></p><div class="MsoNormal"><p class="MsoNormal">Önce olayı duymamış ve bilmeyenler için kısaca özetleyelim.
(Bu yazıda ele alınan gelişmelerle ilgili metinler, ayrıca bu yazının altında
ek olarak yer alacak.)<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Roni Margulies bir süre önce <i>Sosyalist İşçi</i> gazetesinde "<i>Mahir Hüseyin Ulaş</i>"
başlıklı bir yazı yazıyor. Daha sonra bir gün ailesiyle veya dostlarıyla
bir yerde otururken yanına yaklaşan bir grup genç, "<i>Sen kim oluyorsun da ÖDP'yi eleştiriyorsun</i>" diyerek Roni
Margulies'in başından aşağı boyalı su döküyorlar.<span></span></p><a name='more'></a><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal">Ayrıca şunu da belirtmek gerekiyor ki, Roni aynı zamanda <i>Taraf</i> gazetesinin yazarıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Roni Marguiles'in de üyesi bulunduğu Devrimci Sosyalist İşçi
Partisi olayla ilgili yaptığı açıklamada, "<b><i>Bütün sosyalistleri</i></b><i>,
bütün sosyalist örgütleri ve çevreleri bu saldırgan tutuma karşı tavır almaya
çağırıyoruz" </i>dedi.<i><o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i> </i>Gerçi DSİP böyle bir çağrı yapmasa da
bizim tavrımız bellidir ama bu tavrı bir kere daha daha net olarak açıklamak
için bu çağrıyı bir vesile kabul ettik.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu satırların yazarı, Roni Margulies'i 1980'li yılların
ikinci yarısında Avrupa'da yapılan Sosyalist Forum toplantılarından tanımaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">O zamanlar birçok politik hareket, gerek birikmiş örgütsel
ve sayesi tecrübelerinin; gerek 12 Eylül yenilgisinin ve baskı rejiminin
derslerinin; gerek o sırada yükselmeye başlayan İşçi hareketinin ve Kürt ulusal
hareketinin ve de Gorbaçow'on reformlarının yol açtığı tartışmaların etkisiyle,
ciddi iç tartışmalar ve bölünmeler yaşamaya başlamıştı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i>Kurtuluş</i> içinde de
Doğan Tarkan adının sembol olarak alınabileceği bir akım <i>Kurtuluş</i>'tan kopmuş, genellikle İngiltere'de sürgün'de yaşadıkları
için orada <i>Sosyalist İşçi</i> diye bir
dergi çıkarmaya başlamışlar ve tartışmalarını başkalarına da taşımak niyetiyle
Avrupa'da yılda bir iki kez yapılan <i>Sosyalist
Forum</i> tartışmaları tertiplemeye başlamışlardı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu tartışmalara örgütler değil, özellikle o güne kadar
yaşanmış pratiğe ve teorik temellere eleştiriyle yaklaşmaya başlayan, bu
nedenle de büyük bir açlıkla tartışmak isteyen kişi, grup veya çevreler
katılıyordu.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Elbette bölünmelerin çoğunda olduğu gibi bu bölünmelerin
ardında da yine kimi gelenek farkları bulunuyordu. Kurtuluş Dev-Genç kökenli
olmakla birlikte, kuruluşu sırasında Ankara'daki TİP'li kökenleri olan Doğan
Tarkan ekibiyle birleşmişti. Bu kırılma da tam bu ek yerinden gerçekleşmişti.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Burada antı parantez olarak bu bölünme ve birleşmelerin
derslerinden çıkarılabilecek bir sonucu belirtmeden geçmeyelim.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hiçbir örgüt diğeriyle birleştiğinde kaynaşamaz. Onlar ancak
bir noktada kaynak olabilirler ve ilk zorlamada da bu kaynak yerinden
kırılırlar. Bu kaynaşma ile kaynak olma, iki metalin eriyip ayrı bir alaşım
oluşturup bir tek metal çubuk olması ile iki farklı metal çubuğun bir
uçlarından kaynak yapılması gibi birbirinden farklıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Örgütlerin veya geleneklerin birleşmesi veya kaynaşması, ancak,
farklı örgütler ve hareketler içinde olanların başka bir paradigma
çerçevesinde, kendi örgütleriyle bölünmeleriyle, kendi örgütlerinde bir
"iç savaş" yaşamalarıyla mümkündür.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yani bütün akım ve örgütleri ortadan bölen yeni bölünmeler
ve bu yeni bölünme çerçevesinde birleşmeler olmadıkça, birleşmeler kaynaşma ile
sonuçlanmaz. Türk sosylist hareketi tarihindeki bütün "birleşme" ve
bölünmeler bu kuralı doğrular.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu sadece örgütlerde değil, genel olarak toplumda öyledir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İslam Arabistan'ın farklı totemlere (putlara) tapan
aşiretlerini birleştirmeye kalkmamıştı; bütün aşiretleri; aşiret kardeşliğini
sürdürmek isteyenler ile aşiret kardeşliğini reddedip onun yerine din
kardeşliğini koyanlar arasında bir bölünme yaratarak ve aynı aşiretten
kardeşler arasında bir "kardeş savaşı" çıkararak bu aşiret kardeşliğine
karşı savaşanların kardeşliğini onun yerine geçirerek yeni bir düzen
yaratabilmiştir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu bakımdan, sol örgütlerin arasındaki müzakereler ve
birleşme çabaları (mesela şu aralar SEH, Sosyalist Cumhuriyet falan gibi örgüt
ve çevrelerin birleşme çabaları göz önüne getirilsin) hiçbir zaman kalıcı
neticeler vermez ve ilk zorlamada tam ek yerlerinden kırılırlar. Böyle olmasa
bile hiçbir dinamizm de yaratamazlar; sadece sahte hayaller yayar ve enerji
tüketirler. Bu enerjiler birleşme için değil, somut hedefler çerçevesinde iş
birlikleri için harcansa bu örgütler veya çevreler kendi çıkarları bakımından çok
daha akıllı davranmış olurlar. En azından belli bir ekonomi sağlarlar.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ancak bu çevre ve örgütleri parçalayan, yok eden birleşmeler
bir dinamizm yaratabilirler. Ama bunun
için de çok başka teorik ve metodolojik temeller gerekir. Bu da öyle ha demeyle
ortaya çıkmaz. Uzun birikimlerin birçok öznel koşulla birleşmesiyle ortaya
çıkar.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu kısa nottan sonra kaldığımız yere dönelim.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İşte bu Sosyalist İşçi ekibi o zamanlar henüz
"Troçkist" değildi ve bizlere de "Troçkist" diye çatar
dururdu. Bu ekibin önde gelen dört beş kişisinden, ya da ağır toplarından
biriydi Roni.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">O zamanlar bu ekip, her derde deva bir ebegümeci bulmuştu:
"işçi sınıfına gidelim". Bu sihirli formülü, öylesine her kapıyı açan
bir anahtar gibi sürekli ve bıktırırcasına tekrarlıyorlardı ki, son zamanlarda birçok
tartışmacı "hayır işçi sınıfına gitmiyoruz" diyerek sözüne başlamaya
veya sözünü böyle bitirmeye başlamıştı, düşülen saçma durumu göze batırmak
için.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu dönemde bu ekip ayrıca ne yeni sosyal hareketler ve
bunların sorunlarına, ne ulusal kurtuluş hareketlerine hiçbir ilgi göstermezdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Daha sonraki evrimleri epeyce sürpriz oldu. Düşmez kalkmaz
bir Allah. Bur süre sonra duyduk ki, kendileri de "Troçkist"
olmuşlar. Troçkist gelenek içinden özellikle İngiltere'de etkili Tony Cliff'in
SWP (Sosyalist İşçi Partisi) temelinde bir çiziyi benimsemişler.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yıllar sonra Türkiye'yle döndüğümde, sürekli "İşçi
sınıfına gidelim" diyen bu akımın, şehir orta sınıflarından demokratik
özlemleri olan gençlerin eğilimlerine uygun bir şekillenme içinde gördüğümde
şaşırmadım değil.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İçimden, "iyi işçi sınıfına gitmişler ve ondan
işçilerin bütün gayrı memnunlara gitmesi gerektiğini ve demokratik mücadelenin
önemini öğrenip daha aklı başında bir çizgiye gelmişler" diye sevindim.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Türk sosyalistlerinin neredeyse tamamının çeşitli
derecelerde demokratik görevlerden kaçtığı ve bu nedenle hızlı
"sınıfçı" yani ulusalcı oldukları bir dönemde, bir zamanların
"sınıfçı" akımının daha az "sınıfçı" olması ve Irkçılığa
Milliyetçiliğe Dur De gibi girişimlere aktif olarak katılması elbette diğerlerinin
tersine bir gidiş ve evrimdi ve tercih edilirdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Gerçi yıllar sonra Türkiye'ye döndüğümde şöyle bir ters
durumla karşılaşmıştım. Bizler altmışlı yıllarda Cağaloğu Beyoğlu çevrelerinde
yaşar ama surların dışındaki gecekondulara giderek bildiriler dağıtır, oralara
gitmeye çalışırdık. Şimdi varoşlarda etkili hareketler bile gelip Beyoğlu'nda,
yani Türkiye'nin demokrasi vitrini ya da Hyde Park'ında bildiri dağıtıyorlar;
bilinçli veya bilinçsizce oyuna katılıyor; vitrinin bir dekoru oluyorlardı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">"<i>Sosyalist İşçi</i>"nin
bu ters evrimi; bu sosyolojik ters yüz oluşun yansıması mıdır bilmiyorum ama nedeni
ne olursa olsun bu yansıma, politik olarak, bugün ulusalcılıktan daha doğru ve
iyi bir pozisyona tekabül eder.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Her neyse, <i>Köxüz</i>
sitesinde her öznenin, her hareketin içinden demokrasiyi ve diğer öznelerin
sorunlarını sorun etmeyi savunanları toplamaya çalıştığımızdan, bu çerçevede
Roni Margulies'e de <i>Köxüz</i>'de yazarlık
önermiştik <i>Taraf</i>'tan çok zaman önce.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Doğrusu cevap bile alamayınca, <i>Köxüz </i>sayfaları böyle bir yazardan mahrum kaldığı için üzülmüştük.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Elbette Köxüz gibi adı sanı bilinmedik günlük ziyaretçisi
1000 civarında dolaşan bir sitede yazmaktan ise, on binlerle okura doğrudan bir
gazete aracılığıyla ulaşmak tercih edilmesi gereken bir seçenek olarak
görülebilir. Ayrıca bazı şeyleri reddetmeden bazı yerlerde kabul görmek de
mümkün değildir.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Biz şimdi bu saldırı karşısındaki tavırların analizi ve
eleştirisi biçiminde bu saldırı ve saldırı karşısındaki tavırlara karşı
tavrımızı açıklayalım.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir sosyalist, her şeyden önce, fikir özgürlüğünün tavizsiz
bir savunucusu olmalıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir sosyalist fikre karşı idari tedbirlerle, yasakla,
baskıyla, fiziksel araçlarla değil fikirle mücadeleyi savunur ve pratiğinde de
böyle davranır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu çok basit, temel ve maalesef bu gün çoktan unutulmuş bir
sosyalist ilkedir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aslında bu ilke kendi başına sosyalist bir ilke bile
değildir, demokratik bir ilkedir. Sosyalistlik tanımı gereği, aynı zamanda
demokratlığı da içerdiğinden, aynı zamanda sosyalistliğin bir olmazsa olmazıdır
bu ilkeler.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Böyle bir ilkeden hareket eden bir sosyalist, bir yazıda
ifade edilmiş fikirlerden dolayı birisinin başından aşağı boya dökülmesine
"<i>renkli bir eylem veya protesto</i>"
diyemez.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çünkü burada yapılan bir fikrin fikir ile çürütülmesi değil,
fikre karşı fiziksel araçlarla bir mücadeledir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sadece o kadar da değil, boya atılırken sarf edilen
sözlerle, aynı zamanda belli konuların (Örneğin ÖDP'nin) eleştiri dışında
olduğuna ve bunları yapanın böyle fiziki yaptırımlara maruz kalacağına dair bir
yasaklamadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir sosyalist ve demokrat açısından ise, dünyada kutsal ve
eleştirilemeyecek hiçbir görüş yoktur ve olamaz. Hatta bizzat hiçbir görüşün
eleştiriden azade olamayacağına dair bu görüşün kendisi bile eleştiriye
açıktır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir protesto eylemi, ancak bu fikre karşı fikirle mücadele
etmenin koşullarının olmadığı, yani fikre karşı mücadelenin idari veya başka
fikri olmayan fiziki araçlarla engellendiği koşullarda; bu koşullara karşı mücadelenin, bu koşulları
parçalamanın bir aracı olabilir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Burada yapılanın ise bizzat kendisi fikre karşı fiziki
araçlarla bir engellemedir.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Şimdi bunları açık ve net olarak belirttikten sonra, olay
sonrasındaki tavır ve gelişmeleri ele alalım.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Olay üzerine ilk yankı bizzat ÖDP başkanı Alper Taş'tan
gelmişti. O medyanın yazdığına göre şu sözleri sarf etmişti: <i>“ÖDP’de bir yazara saldırı kültürü yok. Biz
bunu tasvip etmiyoruz. gereği yapılacak</i>”.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dikkat edelim, Alper Taş'ın tavrı olayın özünü saptırmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yani hiçbir fikrin idari ve fiziksel araçlarla
engellenemeyeceği ve engellenmemesi gerektiği; bu davranışın ise tam da bunu
reddettiği ve buna sınırlama getirdiği noktasını es geçmektedir. Alper Taş, bu
olayı tam da bu ilkenin bir savunusu haline getirmesi gerekirken, sorunu bir
politik ve teorik sorun olarak ele alması gerekirken; bir "Kültür"
sorunu, ya da bir örgütün, ÖDP'nin sorunuymuş gibi koymaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Birincisi, bu olayda ÖDP'de bir "saldırı kültürü" olup
olmadığı tartışılmamaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sorun önce: fikre karşı fiziki araçlarla mücadele edilmiş
olmasıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sonra belli konularda eleştiriler yapılamayacağına dair
fiziksel araçlarla bir sınır çizilmeye kalkılmış olmasıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İkincisi, <i>"bir
yazara"</i> denerek, fikirlerin ifade özgürlüğüne değil, yazarlara yönelik
bir saldırıya karşı tavır koyulmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Üçüncüsü, sorun bir idari sorunmuş gibi ele alınmakta ve
"<i>gereğinin yapılacağı"</i>
tarzında tipik bürokratik bir tepki verilmektedir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir devrimci, bir sosyalist, böyle bir olay karşısında,
böylesine bürokratik bir üslupla olayın özünü gözlerden kaçıran bir yankı
vermez; bir devrimci, fikre karşı fiziki araçlarla mücadele edilmesine ve belli
konularda eleştirinin sınırlanmasına karşı çık tavır koyardı. Örneğin, "<i>Biz hiçbir konuyu ya da tabuyu kutsal kabul
etmiyoruz ve mutlak bir fikir özgürlüğünden yanayız; fikirlere karşı fiziki,
idari veya hukuki engellemelerin amansız düşmanıyız</i>" gibisinden bir
tepki gösterirdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ancak böyle bir tepki hem Türkiye'de hem de sosyalistler ve
hem de ÖDP içinde bir "<i>Saldırı
kültürü</i>"ne karşı gerçek bir saldırı olabilirdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Alpar Taş'ın tepkisinde ise gerçek sorun gözlerden
gizlenerek, böyle bir tepki gösterilmeyerek "<i>saldırı
kültürü</i>" fiilen okşanır durumdaydı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu nedenle perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu nedenle bizim için Önder İşleyen'in daha sonra olayla
ilgili yaptığı "<i>demokratik ve renkli
bir eylem</i>" tanımlaması hiç de sürpriz olmadı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sanılanın aksine bu iki tavır birbiriyle çelişmemektedir.
Özünde aynıdır ama aralarında sadece bir üslup farkı vardır. Bu uslup farkını
sanki özden bir ayrılıkmış gibi görmek ve göstermek de öze yönelik bir
eleştiriyi ortadan kaldırır ve zımni bir suç ortaklığına kadar da gider. Ve
maalesef Devrimci Sosyalist İşçi Partisi ve Roni Margulies'in tavırları tam da
böyle ilerde görüleceği gibi.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Önder İşleyen ise şunları diyor birkaç gün sonra:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i>"Taraf Gazetesi
yazarı ve DSİP üyesi Roni Margulies'e, parti üyesi genç arkadaşların yeşil boya
dökmesi ile ilgili olarak son günlerde gazetelerde ve internet sitelerinde
yapılan yorumlarla olay bilinçli olarak saptırılmaya çalışılmaktadır. R. Margulies
yönelik tepkinin nedeni, onun, uğruna bedeller ödenerek yaratılmış devrimci
değerlere yönelik provakatif ve saldırgan tutumudur. Bu eylemle arkadaşlarımız,
kendi inisiyatifleri doğrultusunda, Roni Margulies‘in bu çirkin saldırılarına
tepkilerini ortaya koymuştur. Şiddet içermeyen demokratik bir eylemdir ki bu
tür renkli eylemler dünyanın her yerinde gerçekleştirilmektedir."<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal">Burada bir takım "<i>değerler</i>"in
tartışma konusu olamayacağı, bunları tartışanların bu tür fiziki engellemelere
hazır olması gerektiği söylenmektedir açık açık.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sosyalist ve Demokrat bir parti ya da kişi, bu gibi
davranışlar karşısında, "<i>bizim
görevimiz, en kutsal bildiğimiz değerlere bile fikir düzeyinde "çirkin
saldırılar" yapma özgürlüğünü savunmaktır. Bu özgürlüğü savunmamak; aksine
fikre karşı fikirle değil fiziki araçlarla mücadele etmek ve bazı "kutsal
değerleri" eleştiri veya "saldırı"dan azade kılmak ve bunu fikri
olmayan araçlarla yapmaya kalkışmak ÖDP üyeliğiyle bağdaşmaz</i>" derdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Böyle bir tavrın izi bile yoktur söylenenlerde. <o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tutarlı bir sosyalist o "demokratik ve renkli
eylem"e eleştirisini bu noktadan yapardı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tutarlı bir sosyalist, eleştirisini böyle yapmayan ÖDP'ye karşı
eleştirisini de bu noktadan yapardı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve tutarlı bir sosyalist ÖDP'ye eleştirisini böyle bir tavrı
göstermediğin noktasından eleştirmeyen sosyalistleri de eleştirmelidir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Peki, şimdi bakalım ÖDP'nin tavrına karşı eleştiriler,
özellikle Roni'nin ve Örgütünüm eleştirileri nedir?<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Önce DSİP'nin açıklamasını aktaralım:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i>"Partimiz üyesi
ve Taraf Gazetesi yazarı Roni Margulies 27 Ağustos akşamı bir saldırıya
uğramıştır. Saldırı sırasında, ÖDP'li olduklarını belirten sözler söyledikleri
için olaydan hemen sonra ÖDP Genel Başkanı'na durumu ilettik. Daha sonra ÖDP
Genel Başkanı'ndan saldırganların ÖDP üyesi olduklarını ve haklarında işlem
yapılacağını öğrendik. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>DSİP daima <b>sol içi
şiddete</b> karşıdır. Bu nedenle ÖDP Genel Başkanı <b>Alper Taş</b>'ın
söyledikleri bizim için yeterli olmuştur. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>Ne var ki, 31 Ağustos
günü ÖDP sitesinde yayınlanan basın açıklamasında ÖDP Genel Başkan Yardımcısı <b>Önder
İşleyen</b> Roni Margulies'in yazdığı yazıyı "saldırgan", Roni'ye
saldıranların yaptıklarını ise "demokratik bir eylem" olarak
nitelemiştir. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>ÖDP'nin bu resmi
tutumu Devrimci Sosyalist İşçi Partisi açısından kabul edilemez bir yeni
saldırganlık göstergesidir. Üç beş saldırganın tutumu ve bunun bir <b>sol
partinin liderliği</b> tarafından desteklenmesi, Türkiye soluna ağır bir
hakarettir. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>DSİP, ÖDP genel Başkan
Yardımcısı Önder İşleyen'in açıklamasının, ÖDP çoğunluğunun görüşlerini
yansıtmadığına inanmaktadır. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><b><i>Bütün sosyalistleri</i></b><i>, bütün sosyalist örgütleri ve çevreleri bu
saldırgan tutuma karşı tavır almaya çağırıyoruz. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>DSİP sosyalist
kamuoyuna açıkça ilan eder. Biz ne bu saldırganlara ne de başkalarına karşı
şiddet kullanacağız. Fikirlerimize tahammül edemeyenlerin saldırgan tutumlarını
eskiden beri biliyoruz ve önemsemiyoruz. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>Biz <b>Ergenekon
Çetesini</b>, darbe planlayanları, Kürtlerin katledilmeye devam edilmesini
isteyenleri, Kürt çözümüne karşı çıkanları hedef olarak görüyor ve onlarla
mücadele ediyoruz."<o:p></o:p></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu açıklamada ne görüyoruz?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Olayın özü, yani fikre karşı fiziki araçlarla mücadele ve
bazı konuların eleştiri dışı ve dokunulmaz ilen edilmesine yapılmıyor vurgu.
Tam da üzerinde durulması gereken nokta es geçiliyor. Tıpkı ÖDP'nin yaptığı
gibi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ne deniyor?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i>"DSİP daima <b>sol
içi şiddete</b> karşıdır. Bu nedenle ÖDP Genel Başkanı <b>Alper Taş</b>'ın
söyledikleri bizim için yeterli olmuştur."</i><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bildirinin bütün özü bu cümlede yatıyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Biliride, sorun fikre karşı fikirle mücadele alanından sanki
şiddetin nerelerde kullanılacağı veya kullanılabileceği; şiddete karşı olup
almama notasına çekilmektedir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yani tıpkı ÖDP'nin yaptığı gibi, Alper Taş'ın yaptığı gibi,
sorunun özü saptırılmaktadır, sorun fikir özgürlüğünü savunup savunmamaktan
başka bir noktaya çekilmektedir. DSİP bildirisinde bu başka nokta, şiddete
karşı olmak veya bunu sınırlarının neler olduğudur. Bu başka nokta farklı
olmakla birlikte, sorunun özünü görmemekte Alper Taş'la uyuşmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve uyuştuğu için de Alper Taş'ın söyledikleri yeterli
olmaktadır. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tekrar edelim. Bu olayda sorun şiddete karşı olup olmama
değildir. Bu olayda sorun, fikre karşı fikri olmayan araçlarla mücadele ve
belli konuların eleştiri dışı olup olamayacağıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Karşı çıkış ve eleştiri tam da bu noktadan yapılması
gerekirken, hangi politik ya da ideolojik duruşlara karşı şiddet uygulanıp
uygulanamayacağı alanına çekilmektedir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu anlam kaydırması baştan yanlıştır ve olayın özünü
çarpıtmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama kaydırılan noktada da yanlış görüşler savunulmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Birincisi "<i>sol
içi şiddete</i>" karşı olmak, "sol dışı şiddet"e karşı
olunmadığı anlamına gelir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu zaten ikili bir tutarsızlıktır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Birincisi. İster sol içi ister dışı olsun, siz gerçekten
fikir özgürlüğünden yanaysanız, fikrinizi fiziki, idari veya hukuki araçlarla
engelleyene karşı bu engelleri etkisiz kılacak araçlar kullanmanız gerekebilir.
Yani örneğin hukuki ve idari engelleri yırtmak için gizlilik veya ezop dili
veya meydan okuma gibi birçok yöntem kullanmanız gerekir. Ve fiziki bir engel
varsa da o fiziki engeli berhava etmek için fiziki mücadele araçlarına da başvurulabilir
ve vurulmalıdır. Sorunun fikirlere karşı fikirle mücadele eden bir düzeni
koymak için fikre karşı fiziki araçlarla mücadele edenlere karşı fiziki bir
mücadelenin gerektiği ve gerekeceği noktası atlanmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yani Fikir özgürlüğü için her türlü mücadeleyi savunmak
yerine, sorun şiddetin nerelerde uygulanacağıymış gibi koyulup kendine solcu
diyenler yaparsa şiddete karşıyız deniyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Peki, ÖDP'liler veya başkaları ısrar edip aynı fiziksel
saldırıları sürdürseler kendini savunmak için olsun fiziki araçlara başvurmayacak
mısın?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu saçmalıktır ya da tam bir teslimiyeti savunmak anlamına
gelir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kaldı ki sınıflar mücadelesinde ordular mücadelesinden farklı
olarak, sol ya da sağ gibi ayrımlar yanıltıcıdır; karşı taraf bizzat sana karşı
mücadelesini senin bayrağınla yapabilir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yani sol bayrağıyla sana fiziki saldırılar yapılabilir ve
sen de "ben sol içi şiddete karşıyım" diyerek onun karşısında kölece
telim olursun.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İkincisi. Sizin muhataplarınız da muhtemelen sizin gibi sol
içi şiddete karşı olduklarını söyleyecekler ama solu farklı tanımlayıp sizi sol
dışında telakki ettiklerini söyleyip size karşı şiddeti bizzat sizin de meşru
gördüğünüzden hareketle yapacaklar ve kendilerinin tutarlı davrandığını
savunabileceklerdir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aslında 12 Eylül öncesi dönemde, "<i>Maocu Bozkurtlar</i>" ile "<i>Sosyal Faşistler</i>" arasındaki durum tam da buydu. Her iki taraf
da "<i>sol içi şiddete</i>" karşı
idi ama birbirlerini "<i>sol içi</i>"
görmüyorlardı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sanki bunlar yaşanmamış gibi hala "Sol içi şiddetten
yana" olup olmak üzerinden konuşmak belki bir zamanlar trajediydi ama şimdi
iyice komedi olmuş durumda.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tabii Tarkan'ların yaklaşımı böyle olunca Alper Taş'ın
söyledikleri onlar için yeterli olabilir ve bir sorun oluşturmazdı. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Biz şahsen bütün sosyalistleri ve sosyalist örgütleri, sadece
bu saldırganlığa değil, fikre karşı fikir dışı araçlarla mücadele etmeye ve
bazı fikirleri dokunulmaz, kutsal ilan etmeye karşı tavır almaya cağırıyoruz.
Tabii bu arada özellikle Doğan Tarkan ve Roni Margulies'i.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sorun diploması değildir bir ilkedir. Sorun ÖDP'nin ifade
ettiği görüşlerin çoğunluğunun görüşleri olup olmaması olarak koyulursa, bu,
ilke sorununu bir diplomasi sorunu olarak koymaktır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sorun bu tavrın mahkum edilmesi iken, sanki sorun ÖDP'nin
böyle düşünüp düşünmediğiymiş gibi koyulmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">DSİP'in bildirisinin içeriği üzerine daha çok şeyler
yazılabilir ama biz şimdi Roni'ye gelelim. Onda da aynı tutarsızlıklar var.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Önce bütün bu olayların başındaki yazıdan ve orada anlatılan
buradakinin neredeyse tıpkısı olan olaydan başlayalım:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Mahir Hüseyin Ulaş" adlı yazısında Roni şöyle bir
olay anlatıyor:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i>"Nâzım Hikmet’in
doğum günüydü. İsviçre’de Türklerin bir derneğinde yapılan kutlama toplantısına
davet edildim. Yıllar geçti, neler dediğimi hiç hatırlamıyorum, ama ne
demişsem, konu oraya nasıl gelmişse, bir arkadaş kalktı, “Sen Kaypakkaya
geleneği hakkında nasıl böyle konuşursun!” dedi. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>Dur, dedim, şu cümleyi
biraz düşünelim. “İbrahim Kaypakkaya geleneği” kavramının üzerinde biraz
duralım. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>Kaypakkaya’nın
devrimciliğinden, kararlılığından, cesaretinden kimsenin kuşkusu olamaz
herhalde. Ama 24 yaşında öldürülen bir delikanlıdan söz ediyoruz. Yabancı dil
bilmeyen; Marksist klasikler bir yana dursun, Mao’nun eserlerini bile doğru
dürüst okuması mümkün olmayan, okuduğu kadarını da berbat tercümelerden okuyan
bir delikanlı. Yazdıkları, bir avuç polemik makalesinden ibaret olan, daha
fazlasını yazmaya vakit bulamayan bir delikanlı. Öğrenciliği bırakıp silaha
sarılan, ömrünün son yılını dağ başlarında çatışmakla, kaçmakla geçiren bir
delikanlı. <o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>Nasıl bir “gelenek”
olabilir bu? Bu delikanlının dünya işçi sınıfı hareketine katkısı ne olmuş
olabilir? Dünya emekçilerinin deneyimlerine, bilgisine, teorilerine neler
eklemiş olabilir? “Marx, Engels, Lenin” dedikten sonra, bunların yanına bir de
Kaypakkaya’yı eklemek biraz garip olmaz mı?"<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal">Dikkat edelim, tıpkı şimdi başına gelen gelmektedir orada da
sadece renkli kısmı olmayan demokratik bir protestodur. Ama bu protesto,
kutsalları çizmektedir. Belki o an orada gücü olmadığı için bu sınırları
uygulayamamaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Roni'nin itiraza itirazı, bu geleneğin nasıl bir gelenek
olacağı veya İbrahim'in yaşı ve birikimiyle pek tutarlı bir gelenek
yaratamayacağı gibi bir noktada yoğunlaşıyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Halbuki, bir sosyalist, bir devrimci, demokrat, anlatılan
olayda itiraza itirazını, <i>"her
gelenek hakkında her türlü konuşulabilir, sorun o söylenenin içeriğine itiraz
olmalıdır; nasıl konuşursun diye tehdit ve tabular çıkarma yanlıştır</i>"
biçiminde yapmalıydı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama Roni bizzat kendisi bu en kritik noktada bunu yapmıyor,
konuyu bütünüyle nasıl bir birikimle dayanılabilecek gelenekler veya insanların
hangi yaşlarında böyle geleneklerin oluşabileceği sıçramalar yapabileceği gibi
bir konuya kaydırıyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama böylece, itirazını bizzat tabulaştırmaya ve tehdide
karşı yapmayarak; oradaki tehdidi görmezden gelerek, aslında şimdiki
saldırıların boy atıp gelişmesinin koşullarını da yaratmış oluyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir an için "<i>Mahir
Hüseyin Ulaş</i>" adlı yazısında böyle bir tavır alıp bunu anlattığını var
sayalım. Dolayısıyla vurgu ve yazının konusunun rozet sloganlar değil de,
hiçbir fikrin kutsal olamayacağı; "<i>var
olan her şeyin acımasız bir eleştirisi</i>"nin (Marks) Marksizmin ve
sosyalizmin özünde bulunduğu gibi bir fikri işlediğini; Türkiye solunda tam da
bu konuda açık bir Programatik tavır olmadığı için bu gün solcuların yasakçı ve
devletçi ulusalcılar haline geldiğini ele aldığını var sayalım. O zaman da
böyle bir saldırıya uğrayabilirdi. Ama bu saldırı doğrudan fikir özgürlüğünü
savunmaya karşı bir saldırı olurdu ve gerçek mahiyeti çok daha açık
görülebilirdi. Ayrıca mücadeleyi en doğru ve kritik bir noktayla çekmiş olurdu.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kaldı ki, burada konu dışı olmakla birlikte değinmeden
geçmeyelim ki, anlattığı olayda Roni'nin tartışmayı yürüttüğü bağlamında
söyledikleri de pek doğru değildir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">24 Yaşında olmuş olmak, Marksist klasikleri pek okumamış
bulunmak, hiç de belli bir teorik katkı yapılamayacağı ve gelenek oluşmayacağı
anlamına gelmez.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Birincisi zaten Kaypakkaya adına bir gelenek vardır ve
oluşmuştur. Bizzat varlığıyla bir olgu olarak Roni'nin savunduğu böyle bir
birikimsizlikle bir gelenek oluşamayacağı fikrinin çürütülmesidir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yaş ve birikim konusuna gelince.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Roni'nin söylediğinin aksine olgular dünyadaki en önemli teorik
katkıların genellikle 20'li yaşlardaki insanlar tarafından yapıldığını
gösterir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Marks 1818'de doğmuştu, Tarihsel maddeciliği 1845 veya 1846'larda
formüle ettiğine düşünürsek, 27 yaşındaydı. Engels ondan da gençti.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Troçki "<i>Sürekli
Devrim</i>" teorisini ortaya koyduğunda 25 yaşındaydı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Marks ve Engels o zamanın Fransa ve İngiltere'sine göre
geri, feodal bir ülkede büyümüştü.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Troçki Asyalı Rusya'da büyümüştü. O zamanın Almaya ve
Rusya'sındaki işçilerin diğer gelmişmiş ülkeler yanında esamesi bile okunmazdı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ayrıca bu birikim sorunu da karışıktır. Bazen bilenen birikimlerden
uzak olmak bizzat yeni bir bakışın koşulunu oluşturur.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hasılı, aslında muhatabının itirazına itirazı da yanlıştır
ve özgün fikirler ve geleneklerin ortaya çıkışını çok mekanik ve düz olarak ele
almaktadır. Toplumsal yaşamın tüm karmaşık gidişini göz ardı etmektedir.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kendisine saldırı karşısında da aynı çizgiyi sürdürmektedir
Roni.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama kendisine saldırıldıktan sonra da saldıranları esas
eleştirmek gereken noktadan değil, aslında en saçma noktadan eleştirdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kendisine saldıranlara politik değil ahlaki bir eleştiri
yaptı.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir de sorunu sorun sanki cesaret ve olgunlukmuş gibi koydu.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Olay karşısında ilk değerlendirmesinde saldırıyı şöyle
değerlendirmişti:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><strong><i><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">"Mafya bile insanlara
ailelerinin yanında dokunmaz. Bunlar mafya bile değil, tam bir serseri
sürüsü"<o:p></o:p></span></i></strong></p>
<p class="MsoNormal">Politikada en azından Mafyanın ahlakını mı aracağız? Ya da bizler
sorunu ahlaki bir düzeyde mi tartışmalıyız?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Roni'nin eleştirisini saldırının ailesinin yanında yapılması
veya mafya olup olmamak üzerinden değil; fikre karşı fikri olmayan araçlarla
mücadele üzerinden kurması gerekirdi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama nasıl anlattığı yazıda tam da bu üzerinde durulması
gereken noktayı atladıysa burada da aynı yanlışı yapmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve Roni de tıpkı bağlı olduğu partinin bildirisinde olduğu
gibi, sorunu ÖDP'lilerin bir sorunuymuş veya ÖDP'lilerle bir sorunmuş gibi koyuyor
en son olrak bu “Mahir Hüseyin Ulaş” adlı yazısını aktardığı <i>Taraf'</i>taki son yazısında.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Söyle yazıyor:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i>"Yazı, ÖDP üyesi
bazı arkadaşların pek hoşuna gitmemiş galiba. Hemfikir olmadıklarını
kendilerine özgü tartışma üslubuyla belirttiler. Yanılıyor olduğuma ikna
edemediler doğrusu beni. (…)<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>Ben pek çok ÖDP’li
yoldaşımla bu konuları sık sık tartışıyorum. Bazılarıyla ise tartışmak daha
zor. Bu bazıları ile ÖDP’nin tümünü karıştırmamak gerek. Ben
karıştırmıyorum."<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal">Sorun bir "tartışma üslubu" mu?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sorun kimi ÖDP'lilerin tartışması veya tartışmaması mı?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sorun ailenin yanında saldırıya uğramak mı?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sorun ailenin yanında olmasa da, sorun ÖDP'lilerle tartışsa
da tartışmasa da, fikre karşı fiziki araçlarla karşı çıkılması ve kimi
fikirlerin, kavramların, kişilerin eleştiri dışında kabul edilmesidir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bunun karşısında ses çıkarmamak, sorunu başka alanlardaymış
gibi tartışmak, ne kadar zıt görünürse görünsün bu konularda aynı yanlışların
savunulduğu anlamına gelir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yanlışlar karşısında onlarla mücadele etmeyenler de o
yanlışları açıkça savunanlar kadar hatta daha fazla beslerler.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">*<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">O halde, biz Doğan Tarkan, Roni Margulies, ÖDP ve diğer
insanlardan, örgütlerden çevrelerden (DSP'in bildirisinde olduğu gibi ille de
Sosyalist olmaları gerekmiyor, bizim için insanların kendileri için kendilerin
ne dediği değil, somut olarak ne yaptığı önemlidir) bir fikre karşı idari,
hukuki, fiziki araçlarla mücadeleninin karşısında olunması; hiçbir fikrin,
kavramın, kişinin eleştiriden azade ve kutsal olmaması noktasından bu olayın protesto
edilmesini bekliyoruz ve onlara bu çağrıyı yapıyoruz.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve bunu bu olay vesilesiyle "Demokratik açılım"ın
yapıldığının söylendiği şu günlerde, demokratik açılım tartışmalarında dile
getirilen ve getirilecek görüşlerin idari, hukuki veya fiziki baskılara maruz
kalmaması için ilk yapılması gerekenin fikir özgürlüğünü engelleyen tüm
yasaların bir kanun maddesiyle geçersiz ilan edilmesi ve fikir özgürlüğünü
fiziki, hukuki veya idari araçlarla engelleyenlere karşı en ağır müeyyidelerin
getirilmesi toplumun gündemine taşınabilir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Böylece gerçek bir demokratik açılım için mücadelenin başını
sosyalistler çekebilir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Böylece hem Askeri Bürokatik Oligarşiye karşı direk bir
mücadeleye girilmiş olur hem de pratikte Hükümetin veya burjuvazinin korkaklığı
teşhir edilebilir. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hükümet bu söz ve ifade özgürlüğünü garanti altına almadan
tartışma açarak aslında başkalarına kestaneyi ateşten çıkarttırıyor ve kendi
elini sıcak sudan soğuk suya koymuyor.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Şimdi hürriyet geldiğini sananlara Şair Eşref'in şu
satırlarını hatırlatmakta yarar var:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><i>"Evvelce devri
istibdat idi konuşturmazlardı adamı<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal"><i>Şimdi devri hürriyet,
önce konuştururlar adamı sonra s… ananı."</i><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">02.09.2009<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><a href="http://www.koxuz.org/"><span style="color: black; mso-style-textfill-fill-alpha: 100.0%; mso-style-textfill-fill-color: black;">http://www.koxuz.org</span></a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com"><span style="color: black; mso-style-textfill-fill-alpha: 100.0%; mso-style-textfill-fill-color: black;">demiraltona@gmail.com</span></a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b>Ekler:<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b>1) Olayların
başındaki yazının en sondaki Roni'nin notu eklenmiş hali:<o:p></o:p></b></p>
<h1>Mahir Hüseyin Ulaş<o:p></o:p></h1>
<p class="MsoNormal">Nâzım Hikmet’in doğum günüydü. İsviçre’de Türklerin bir
derneğinde yapılan kutlama toplantısına davet edildim. Yıllar geçti, neler
dediğimi hiç hatırlamıyorum, ama ne demişsem, konu oraya nasıl gelmişse, bir
arkadaş kalktı, “Sen Kaypakkaya geleneği hakkında nasıl böyle konuşursun!”
dedi. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dur, dedim, şu cümleyi biraz düşünelim. “İbrahim Kaypakkaya
geleneği” kavramının üzerinde biraz duralım. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kaypakkaya’nın devrimciliğinden, kararlılığından,
cesaretinden kimsenin kuşkusu olamaz herhalde. Ama 24 yaşında öldürülen bir
delikanlıdan söz ediyoruz. Yabancı dil bilmeyen; Marksist klasikler bir yana
dursun, Mao’nun eserlerini bile doğru dürüst okuması mümkün olmayan, okuduğu
kadarını da berbat tercümelerden okuyan bir delikanlı. Yazdıkları, bir avuç
polemik makalesinden ibaret olan, daha fazlasını yazmaya vakit bulamayan bir
delikanlı. Öğrenciliği bırakıp silaha sarılan, ömrünün son yılını dağ
başlarında çatışmakla, kaçmakla geçiren bir delikanlı. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Nasıl bir “gelenek” olabilir bu? Bu delikanlının dünya işçi
sınıfı hareketine katkısı ne olmuş olabilir? Dünya emekçilerinin deneyimlerine,
bilgisine, teorilerine neler eklemiş olabilir? “Marx, Engels, Lenin” dedikten
sonra, bunların yanına bir de Kaypakkaya’yı eklemek biraz garip olmaz mı? <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve bugün siyaset yaparken, dünyayı anlamaya ve değiştirmeye
çalışırken, 35 yıl önce ölmüş ve kısacık hayatında devlete meydan okumak
dışında pek fazla bir şey yapmaya vakit bulamamış bir gencin “geleneği” mi ışık
tutacak bize? <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yıllar önce İsviçre’deki önemsiz bir toplantıda konuşulanlar
nereden mi geldi şimdi aklıma? ÖDP kongresinin fotoğraflarına bakarken geldi. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kongre salonunda duvarlara asılmış afiş ve flamalar
dikkatimi çekti. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Flamalardan birinde, Mahir Çayan’ın resminin altında “Devrim
geleceğe aittir ama onun kadar geçmişe ve şimdiki âna bağlıdır” sözleri vardı. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Vay be! Mustafa Kemal’in “İstikbal göklerdedir” ve “Hayatta
en hakiki mürşit ilimdir” vecizelerini düşünmeden edemedim. Çok önemli ve derin
gibi görünüp de hiçbir şey söylemeyen laflara hayranlık duymuşumdur hep. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir başka flamada Çayan, Deniz Gezmiş ve Kaypakkaya’nın
resimlerinin altında “Geçmişimizle geleceğimizle umut saçıyoruz” yazılıydı. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir diğerinde “Sinan’a sözümüz, Halk iktidarı”. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">En hoşuma gideniyse şöyleydi: <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"> “Söyleyin dağlara,
rüzgâra<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">yurdundan sürgün çocuklara <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">düşmesin kimse yılgınlığa <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">geçit vardır yarınlara.” <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Türkiye kıyasıya bir mücadelenin yaşandığı, darbe
ihtimalinin hiç gündemden düşmediği, her allahın günü yeni bir andıç,
Genelkurmay basın açıklaması, yeraltı silah deposu veya muhtıra ile karşılaştığımız
bir dönemden geçiyor. Bir yandan bunlar yaşanırken, öte yandan ekonomik krizin
etkisi her gün daha ağır hissediliyor, işsizlik artıyor, işyerleri kapanıyor,
irili ufaklı direnişler patlak vermeye başladı. Ve tabii Kürt sorununda önemli
bir eşikte durduğumuzun işaretleri var. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bütün bunların yaşandığı bir dönemde, halk iktidarını
amaçlayan, ülke sorunlarına çözüm üretme iddiasında olan, devrimci bir parti
neleri öne çıkarıp duvarlara asıyor? Sinan, Mahir, Deniz, İbrahim! Ve okuyana
gaz vermek dışında hiçbir anlamı olmayan şiirsel sözler! <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kaypakkaya ile Çayan’ın bir suçu yok elbet. Ölümlerinden
neredeyse 40 yıl sonra Türk solunun geniş kesimlerinin hâlâ aynı sloganları
tekrarlıyor olacağını, yepyeni ve çok farklı koşullar ve sorunlar karşısında
tek bir laf etmiyor olacağını nasıl bilebilirlerdi ki? <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">*** <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yukarıdaki yazıyı temmuz ayında yazdım. <i>Sosyalist İşçi</i>
gazetesinde yayımlandı. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yazı, ÖDP üyesi bazı arkadaşların pek hoşuna gitmemiş
galiba. Hemfikir olmadıklarını kendilerine özgü tartışma üslubuyla belirttiler.
Yanılıyor olduğuma ikna edemediler doğrusu beni. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ergenekon çetesinin kökünü nasıl kazıyacağız; darbe
planlayanları nasıl engelleyeceğiz; Kürt sorununun çözümüne karşı çıkanları,
savaşın devam etmesini isteyenleri nasıl alt edeceğiz; ekonomik krizin
faturasını emekçilere yüklemek isteyenlere karşı nasıl direneceğiz... Bu
konularda görüşleri var mıdır, bilmem; yok galiba. Varsa, pek iyi ifade
edemediler. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ben pek çok ÖDP’li yoldaşımla bu konuları sık sık
tartışıyorum. Bazılarıyla ise tartışmak daha zor. Bu bazıları ile ÖDP’nin
tümünü karıştırmamak gerek. Ben karıştırmıyorum.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 18.0pt; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><b>2)<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variation-settings: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></b><!--[endif]--><b>DSİP'in
Açıklaması:<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">"Partimiz üyesi ve Taraf Gazetesi yazarı Roni Margulies
27 Ağustos akşamı bir saldırıya uğramıştır. Saldırı sırasında, ÖDP'li
olduklarını belirten sözler <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">söyledikleri için olaydan hemen sonra ÖDP Genel Başkanı'na
durumu ilettik. Daha sonra ÖDP Genel Başkanı'ndan saldırganların ÖDP üyesi
olduklarını ve <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">haklarında işlem yapılacağını öğrendik. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">DSİP daima <b>sol içi şiddete</b> karşıdır. Bu nedenle ÖDP
Genel Başkanı <b>Alper Taş</b>'ın söyledikleri bizim için yeterli olmuştur. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ne var ki, 31 Ağustos günü ÖDP sitesinde yayınlanan basın
açıklamasında ÖDP Genel Başkan Yardımcısı <b>Önder İşleyen</b> Roni
Margulies'in yazdığı yazıyı <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">"saldırgan", Roni'ye saldıranların yaptıklarını
ise "demokratik bir eylem" olarak nitelemiştir. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">ÖDP'nin bu resmi tutumu Devrimci Sosyalist İşçi Partisi
açısından kabul edilemez bir yeni saldırganlık göstergesidir. Üç beş
saldırganın tutumu ve bunun bir <b>sol partinin liderliği</b> tarafından
desteklenmesi, Türkiye soluna ağır bir hakarettir. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">DSİP, ÖDP genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen'in
açıklamasının, ÖDP çoğunluğunun görüşlerini yansıtmadığına inanmaktadır. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b>Bütün sosyalistleri</b>, bütün sosyalist örgütleri ve
çevreleri bu saldırgan tutuma karşı tavır almaya çağırıyoruz. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">DSİP sosyalist kamuoyuna açıkça ilan eder. Biz ne bu
saldırganlara ne de başkalarına karşı şiddet kullanacağız. Fikirlerimize
tahammül edemeyenlerin <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">saldırgan tutumlarını eskiden beri biliyoruz ve
önemsemiyoruz. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Biz <b>Ergenekon Çetesini</b>, darbe planlayanları,
Kürtlerin katledilmeye devam edilmesini isteyenleri, Kürt çözümüne karşı
çıkanları hedef olarak görüyor <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">ve onlarla mücadele ediyoruz. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b>Roni Margulies</b> ve tüm DSİP üyeleri bugüne kadar
olduğu gibi bundan sonra da fikirlerini istedikleri gibi ve istedikleri
platformlarda yazmaya ve <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">tartışmaya devam edeceklerdir.."<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b>3) ÖDP'nin
Açıklaması:<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">"Taraf Gazetesi yazarı ve DSİP üyesi Roni Margulies'e,
parti üyesi genç arkadaşların yeşil boya dökmesi ile ilgili olarak son günlerde
gazetelerde ve internet sitelerinde yapılan yorumlarla olay bilinçli olarak
saptırılmaya çalışılmaktadır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">R.Margulies'e yönelik tepkinin nedeni, onun, uğruna bedeller
ödenerek yaratılmış devrimci değerlere yönelik provakatif ve saldırgan
tutumudur.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu eylemle arkadaşlarımız, kendi inisiyatifleri
doğrultusunda, Roni Margulies'in bu çirkin saldırılarına tepkilerini ortaya
koymuştur.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Şiddet içermeyen demokratik bir eylemdir ki bu tür renkli
eylemler dünyanın her yerinde gerçekleştirilmektedir..."<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><br /></p></div>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-59523866836601114042023-07-14T14:08:00.004+03:002023-07-14T14:11:49.638+03:00Levent Gültekin’in İddiaları ve Seçim Yenilgisi Üzerine Kısa Bir Açıklama<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKa-VgZsjjkZprCJyfPm_YxWPcAKWC5fX_zOUcBzVXM9Wsvc_6odRfCDPc3l9djtDg1oMytboyxtVSwy48WUkwJnWS-kovZpa68-EabPtGr0iu9NLbbqhRSptaXRS8uV_BhuKm-IpwZIrcfGJIBqjCVMm3gtxMTmKX8iWgzf3Ki09K8K9WhBnkmd6xTTE/s850/kk-hHhV_cover.jpg.webp" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: medium;"><img border="0" data-original-height="479" data-original-width="850" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKa-VgZsjjkZprCJyfPm_YxWPcAKWC5fX_zOUcBzVXM9Wsvc_6odRfCDPc3l9djtDg1oMytboyxtVSwy48WUkwJnWS-kovZpa68-EabPtGr0iu9NLbbqhRSptaXRS8uV_BhuKm-IpwZIrcfGJIBqjCVMm3gtxMTmKX8iWgzf3Ki09K8K9WhBnkmd6xTTE/s320/kk-hHhV_cover.jpg.webp" width="320" /></span></a></div><span style="font-size: medium;"> Son günlerde Levent Gültekin’in Kılıçdaoğlu ile görüşmesi üzerine
aktardıkları ve sonrasında bir takım tartışmalar yürüyor. Sanırım bu konuda benim de iki çift söz etmem
gerekiyor.</span><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Sayın Levent Gültekin seçimlerden önce de muhtemelen bu
görüşmesi ve ve çıkardığı diğer bazı sonuçları başkalarıyla da özelden
paylaşmış olabilir. Ama somut olarak Kılıçdaroğlu ile kendisi arasındaki
konuşmadan bahsetmese de, çıkardığı sonuçları neredeyse tüm konuşmalarında
açıkça ifade ediyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Kılıçdaroğlu ile diyaloğunu da muhtemelen özelden birçok kişiyle
paylaşmış olabileceğini düşünüyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Burada önemli olan şudur. Gültekin’in anlattıkları sonradan
seçim yenilgisi üzerine söylenen şeyler değildir, bunları seçimden önce de
muhtemelen, kamuya açık olmasa bile en azından kimileriyle paylaşmış olabilir.
Bu sonucu çıkarmamın nedeni. Bizzat benimle de hem de seçimlerden önce bu bilgileri
paylaşmasıdır<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Önce şunu belirteyim. Ben Levent Gültekin’i sadece
yazılarından tanırım. Gültekin’in ise önceden beni veya varlığımı dahi bildiğini
sanmıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">İkincisi ben radikal görüşleri olan ve genellikle
alışılmamış görüşleri nedeniyle herhangi bir yerde yazı veya videoları paylaşılan,
yayına çıkarılan, hasılı tanınan bilinen biri değilimdir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Esasında gerek liberaller, gerek demokratlar, gerek
sosyalistler, gerek Kürtler, gerek Aleviler beni anmamaya, yokmuşum gibi
davranmaya dikkat ederler. Dayandığım teorik öncüller ve programım onların
kafalarındaki yerleşik kavram ve kanaatlerle uyuşmaz. Bildiğim kadarıyla<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sadece eleştirel<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>abazı İslamcılar benim görüşlerime biraz da
olsun değer verirler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani benim gibi bir insanla bir bilgiyi paylaşmanın,
paylaşan kişiye (ve örneğin Levent Gültekin’e de) getirceği hiçbir getiri veya
çıkar olamaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Aksine benimle bir arada görünmek, insanlara var olan
ilişkiler ve sistem içinde ilişkilerini ve konumlarını tehlikeye atmaları gibi
bir sonuç doğurabilir. Bu gibi nedenlerle Levent Gültekin’in benim gibi kuş
uçmaz kervan geçmez, tanımadığı birisiyle böyle bir bilgiyi, hem de seçimlerden
aylarca önce paylaşması, onun doğru söylediğinin bir kanıtı veya kanıtlarından
biri olarak değerlendirilebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu kısa açıklamalardan sonra şunu belirteyim. Levent
Gültekin, seçimlerden çok önce benimle bu görüşünü ve bu bilgiyi (Keza başka
bilgileri de) paylaşmıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">(Ayrıca ben de ortadaki özel bir konuşma olduğu ve bizzat
Levent Gültekin açıklamadığı sürece bana da susmak düşeceğinden, sadece çok
güvendiğin birkaç arkadaşla kendilerinde kalmasını isteyerek bu bilgiyi
paylaşmıştım.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Şimdi Leven Gültekin’in benimle bugün tartışılan iddialarını
seçimlerden çok önce neden ve nasıl paylaştığını kısaca açıklayayım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bilenler bilir. Ben de, ama sayın Levent Gültekin’den farklı
olarak, hiçbir arka plan bilgiye dayanmadan, sadece var olan güçlerin
sosyolojik ve politik analizlerinden hareketle seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun aday
gösterilmesinin bir yenilgi anlamına geleceğini, ortadaki seçimin bir seçim
değil, Erdoğan’la mı Erdoğan’sız mı diye bir <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-bidi-font-weight: normal;">Referandum </span></i>olduğunu,
Referendum’u kazanmanın hayati önemde olduğunu, kaybedilirse, bunun muhalefet
için muharebenin kaybı, Kürtler ve demokratlar için bir savaşın kaybı anlamına
geleceğini, günün acil görevinin Erdogğan’ı yenmek olduğunu, bunu başarmak için
de en karşı kesimlerden bile oy alabilecek, karşı tarafın korkularını giderecek
bir aday seçilmesi gerektiğini söylüyor, bunun için de önceleri
belirlenebileceği bir biçimi öneriyor, biçimi önermek ve tartışmak olanağı
kalmayınca da Mahsur Yavaş’ın böyle bir işlevi yerine getirebileceğini, yani
Erdoğan’a hayır çıkmasını sağlayabileceğini savunuyordum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ayrıca herkesten farklı olarak, hiçbir demokratikleşme
umuduna falan kapılmamak gerektiğini, hiçbir değişim olmayacağını, Erdoğan’ın
yenilmesinin sistemde iç çatışmalar ve çelişkiler yaratarak ve bizlere moral
vererek bu anlamda sa aşı daha uygun koşullarda yürütmeyi sağlayabileceğini, bundan
başka bir şey beklememek gerektiğini belirtiyordum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">(Bu bağlamda yarısı video, yarısı da bloğumda yayınladığım
yazılardan oluşan kırka yakın (40) yayın yaptım. (Bu yayınları seçimlerden
sonra “<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/0d7l3bnRYAkFTw">Kassandra’nın Laneti (2023
Başkanlık Seçimleri’nde HDP’nin, Sosyalistlerin ve Demokratların İzlemesi
Gereken Yol Üzerine Doğrulukları Bir Hezimetle Kanıtlanmış Yazılar<span style="font-style: normal;">)</span></a></i>” başlığıyla bir kitap olarak
derledim ve isteyenin indirmesi için de şu adrese <a href="https://disk.yandex.com.tr/d/0d7l3bnRYAkFTw">https://disk.yandex.com.tr/d/0d7l3bnRYAkFTw</a>
hem PDF hem de EPUB olarak koydum. İsteyen oradan indirebilir.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu yazılarda savunduğum görüşlerdern biri de İyi Parti ve
Akşener’in aslında Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemez görünüp gerçekte istediğini,
Yavaş’ın adaylığını da ister görünüp aslında istemediğini, çünkü Akşener’in
iktidarın muhalefet içindeki beşinci kolu gibi davrandığından hareketle ve kimi
davranış ve sözlerini analiz ederek bu sonucu çıkarıyordum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ve HDP’nin Yavaş’ı “kırmızı çizgi” ilan etmesinin ve açık
veya örtülü olarak Kılıçdaroğlu’nun adaylığını detekleyeceğini açıklamasının
yanlışlığını söylüyor ve eleştiriyordum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu konuyu somut olarak ele aldığım <span style="mso-bidi-font-weight: normal;">18 Ocak 1923 tarihli yazı da “<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2023/01/aksener-ve-yavasn-adaylg-2.html">Akşener
ve Yavaş’ın Adaylığı (2)</a></i>” başlığını taşıyordu. (Yazı şu adreste: <a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2023/01/aksener-ve-yavasn-adaylg-2.html">https://demirden-kapilar.blogspot.com/2023/01/aksener-ve-yavasn-adaylg-2.html</a>
)<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">İşte beni hiç tanımayan Levent Gültekin tesadüfen veya
kimbilir belki bir okuyucusunun verdiği bilgiyle, bu yazımı okumuş ve bana
Twitterden şu mesajı özelden iletti. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Benimle benzer sonuca kendisinin de belli arka plan
bilgilerle ulaştığını açıkladı. Bu bağlamda ilgili bölümleri (Yazım hatalarıyla
birlikte) aktarıyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF-icWNbS72HQ-e6lpI5XRiDR-LBgHqvb8RyhEcko--zRyP-bCj2V1UBaZDm2R6L7z_bzBNvlg_G9PYw45CF4JyfBRmeNkF_WDMCCqHQjvD7L3WfiANRVXtJOFobgOkOTSzIptY9jSAmjj0dMJgwhr0Hbmw5jEVog0VQvLXdNAhNyKRaepG4qJjwBkuOk/s465/2023-07-14_11-33-54.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: medium;"><img border="0" data-original-height="465" data-original-width="369" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF-icWNbS72HQ-e6lpI5XRiDR-LBgHqvb8RyhEcko--zRyP-bCj2V1UBaZDm2R6L7z_bzBNvlg_G9PYw45CF4JyfBRmeNkF_WDMCCqHQjvD7L3WfiANRVXtJOFobgOkOTSzIptY9jSAmjj0dMJgwhr0Hbmw5jEVog0VQvLXdNAhNyKRaepG4qJjwBkuOk/s320/2023-07-14_11-33-54.jpg" width="254" /></span></a></div><span style="font-size: medium;"><br />“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Abi mwerhaba<o:p></o:p></i></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Akşener yazını okudum<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">aylardır bunu
anlatmaya çalışıyorum ama kimsenin dikkatini çekmeyi başaramadım</i>”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bundan sonrasını kendisi açıklamadığı için aktarmıyorum. Önemli
olan ilk kez tanışıp mesajlaştığımızın görülmesidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Dana sonra yazılı sohbetin bir aşamasında bugünkü
iddialaranı bana aynen yazdı. Yani seçimlerden aylar önce de bu iddiasınını
dile getirdiğinin kanıtı olarak ilgili bölümü aktarıyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyGLYkS--VLCEi3TlnaHRPU_-Vv9GNx1Cnkm-ijFJ8t8ydQCyOsy1clDPd1E7ndjCJxdA8pOisKCTV5K7vWl6f6GOtbGMOY0Q_szCtYUZSSXDq9POJ5he2EwP3EeaMK8SH24-ZA2Ky94zj_TTSaPgAPdAZMKQs79zQ_lsuswweb4s0FluilElUDwuicEw/s373/2023-07-14_11-42-54.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-size: medium;"><img border="0" data-original-height="338" data-original-width="373" height="290" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyGLYkS--VLCEi3TlnaHRPU_-Vv9GNx1Cnkm-ijFJ8t8ydQCyOsy1clDPd1E7ndjCJxdA8pOisKCTV5K7vWl6f6GOtbGMOY0Q_szCtYUZSSXDq9POJ5he2EwP3EeaMK8SH24-ZA2Ky94zj_TTSaPgAPdAZMKQs79zQ_lsuswweb4s0FluilElUDwuicEw/s320/2023-07-14_11-42-54.jpg" width="320" /></span></a></div><span style="font-size: medium;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bunu gittim Kemal
beye anlattım<o:p></o:p></i></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">yalvardım senin
üzerinden bir oyun kuruluyor bu oyuna gelme lütfen dedim<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">Kemal bey bana Levent
benim kendi adaylığımı engellemeye gücüm yetmez ne yazık ki yapabileceğim bir
şey yok dedi”<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><br />Bu uzun sohbetin açık
tartışma yürüyen bölümü dışındakileri aktarmıyorum. Levent beyin
söylediklerinin içten ve samimi olduğuna ilişkin bir delil olarak şu, yüzyüze
de bunları konuşmak önerisi de dikkate alınabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">“</span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_ByozhflHkWJQtbeQV7jAMdIBt93XqSIfTtjE6_B73MGl3vU_Q0oCpvfVfOxJinG_KDCnzHdhIRsO90rvXfI7klPZBppfnAz5wAfXFL2uParGzb6pvSr5FnvziER4LHTdZqne82Ah9uEQ1WzftrUXnT1tpsvdrv5zJdUycPRr3HfRz6WYeSNVpi1556Q/s363/2023-07-14_11-47-31.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="font-size: medium;"><img border="0" data-original-height="347" data-original-width="363" height="306" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_ByozhflHkWJQtbeQV7jAMdIBt93XqSIfTtjE6_B73MGl3vU_Q0oCpvfVfOxJinG_KDCnzHdhIRsO90rvXfI7klPZBppfnAz5wAfXFL2uParGzb6pvSr5FnvziER4LHTdZqne82Ah9uEQ1WzftrUXnT1tpsvdrv5zJdUycPRr3HfRz6WYeSNVpi1556Q/s320/2023-07-14_11-47-31.jpg" width="320" /></span></a></div><span style="font-size: medium;"><br /><i style="mso-bidi-font-style: normal;">İstanbuldaysanız uygun bir vakitte kahve içelim yüz yüze anlatayım
söylediğim her şey bilgiye dayanıyor hiç biri kişisel yorum değil Kemal beyin
de Meral hanımın da kontrol edildikleri ve kimler tarafından edildiğinin somut
bilgilerini Kemal bey ile de paylaştım sessiz kaldı yorum yapmadı</i>”<o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ben de Almanya’da olduğumu, gelemediğimi belirttim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu diyaloğun ilgili bölümlerinin resim olarak kopyalarını da
paylaşıyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Veriler bunlar. Bunların nasıl değerlendirileceği okuyuculara
kalmış.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Özetle benim tartışmalar konusunda diyeceklerim bunlardan
ibarettir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu veriler Gültekin’in yazdıklarının uydurma olmadığının bir
kanıtı olarak görülebilir. Benim şahsi kanım da bu yöndedir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Çünkü aylar önceden, benim gibi biriyle bile, hiçbir şey
beklemeden, özelden paylaşmıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama bu vesileyle Sayın Levent Gültekin’in olayları
etkileyebilmek için dayandğı veriler ve yöntem üzerine bir çift söz etmek
istiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Sayın Levent Gültekin’in dediklerinin uydurma değil gerçek
olaylar olduğunu düşünüyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ancak öyle olsa bile, politik mücadele veren insanlar
olarak, kişisel ilişkiler ve arka plan bilgilere dayanarak ve bunları delil
göstererek bir gidişi engellemek hem olanakszdır hem de yöntem olarak pek doğru
değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Çünkü aynı sonuçlara, sosyolojik ve politik analiz
aracılığıyla da varılabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu hem daha doğru hem de uzun vadede ezilenleri eğitici bir
özelliğe sahiptir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Örneğin, Kılıçdaroğlu’nun ömrünü bir devlet memuru olarak geçirmişliği,
Dersimli bir Alevi olmasının ve dersimlilerin uğradıkları 38 katliamının <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yarattığı içe, derinlere işlemiş travmalardan,
CHP’nin yapısına Türk Devletinini yapısına ve devletin egemenliğini “Laik”- “Müslüman”
çelişkisi üzerinden sürdürmesine kadar onlarca veri aynı sonucu çıkarmaya yol
açabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun kendi adaylığımı ben de engelleyemem
sözü daha sosyolojik anlamıyla da ele alınabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani CHP ve Devlet sınıfları içinde (her partide ve örgütte
de) öyle dengeler vardır ki, kendisi adaylığından vaz geçmek istese, var olan dengeler
çok daha kötü sonuçların oluşmasına da neden olur. CHP birden, eski kotlarına
dönebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Muhtemelen Kılıçdaroğlu’nun bugün birçok eleştiriyi
görmezden gelerek orada kalmaya devam etmesinin bir ve muhtemel nedeni de bu
olabilir. Sanılanın aksine liderler istediklerini yapabilen insanlar değil, var
olan güçlerin dengeleri içinde izleyeceği politikalar için yol bulmaya çalışan çaresizlerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Yani Kılıçdaroğlu Levent Gültekin’e söyledikleri, bir komplo
gibi değil de bir liderin sosyolojik çaresizliği ve kişisel dramı olarak da
yorumlanabilir. Kılıçdaroğlu da muhtemelen böyle bir bağlamda, bir dertleşmenin
samimiyeti içinde, o sözleri sarf etmiş olabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu nedenle tartışmayı Levent Gültekin’in istemeden
tartışılmasına yol açtığı bağlamda değil de, daha sosyolojik ve politik bir
bağlama taşımak daha yararlı ve eğitici olur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Böyle bir bağlamda tartışılması için kendi yazılarımı
önereyim.<br />
Ve somut bir örnek vereyim bu bağlamda tartışmanın yanlışığını belirtmek için.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">HDP Kılıçdaroğlu’na hayır deseydi Kılıçdaroğlu adaylığını
bir emivaki olarak dayatabilir miydi?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Hayır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu durumda HDP’nin de bu komplonunu bir parçası oluğunu mu söylemek
gerekir?<br />
Diyelim ki HDP içinde CHP ile ilişkili belli kesimler böyle bir komplonun
parçasıydı. Ama onlar nasıl o çizgiyi egemen kılabildiler? Hangi güçlerin çıkar
ve eğilimleri bunu mümkün kıldı?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Sorunu bu düzeye taşımak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Böyle bir komplo olsa bile örneğin aynı olgu şöyle de
açıklanabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Kürt Hareketi bir yandan Türkiyelileşmek istiyor, diğer
yandan Türklerden bize ne biz kendi devletimizi kuralım diyen güçlü bir tabanın
baskısı altında bulunuyor. Hareketin liderliği de bu güçlerin baskısı altında
bu iki uzlaşmaz politikayı uzlaştırarak bir yol bulmaya çalışıyor. Bunun için
Türk Liberalleri ve Kürt “ulusalcıları” ittifakıyla bir çözüm bulmaya ve varlığını
korumaya çalışıyor. Bu İttifak da Sancar ve Buldan’ın şahsında ifadesini
buluyor. Bu güçlerin ise, CHP’nin kıçına takılmaktan veya kendisine bazı
tavuzler vermeye razı bir güçle pazarlığa oturmaktan öte bir perspektifi
olamaz. Bir özne olarak göremez kendini, bir nesne olarak konumlandırır.
Dolayısıyla bir pazarlık ve taviz koparma politikasından ötesine geçemez. Bu
sosyolojik ve politik sınırlar, HDP’yi böyle çapsız liderlere ve ufuksuz bir
politikaya mahkum eder.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Örneğin bu da bir açıklama gibi görülebilir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Özetle gerek sayın Gültekin, gerek onun destekçi ve
eleştirmenleri konuyu bütün derterin temelinde ulunan Türk devetiin yapısına
getirmelidirler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu devletin merkezi ve bürokratik yapısı parçalanmadan,
tamamen farklı, hiçbir bürokratik ve merkezi yapısı kalmamış, ulusu bir dille (örneğin
Türkçe) bir dinle (örneğin Sünni İslam) bir tarihle (Türk ve İslam Tarihi),
kültürle (Anadolu İrfanı) tanımlamayan, böyle tanımlamaya karşı tanımlayan, dil,
din, tarih, kültür vs. gibi özellikleri politik ve devlete ilişkin alandan dışlayan,
kişilerin özel sorunu olarak gören, dil, din, kültür, tarih körü bir cumhuriyet
ve devlet için mücadelenin sorunlarına çekmek gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Ama sorunları bu düzeyde tartışabilmek içi sorunu böyle
koymak gerekir. Bu yok.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Soruyu doğru sormak çözümün yarısıdır. Yanlış sorulara doğru
cevaplar verilemez.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Kılıçdaroğlu’nun o sözleri söyleyip söylemediği, Gültekin’in
doğru söyleyep söylemediği, bunları aktarmasının doğru mu yanlış mı olduğu vs. vs.
bunlar yanlış sorulardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Soru çektiklerimizin temelini oluştuan bu Şark devltini
nasıl parçalayop onun yerine gerçekten demokratk, merkezi ve bürokratik olmayan
demokratik bir cihazın nasıl kurulabileceğidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Bu soruyu soran yok. Dolaysıylao bütün cevaplar yanlıştır.
Bütün tartışmalar boşunadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">14 Temmuz 2023 Cuma<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com"><span style="line-height: 120%;">demiraltona@gmail.com</span></a><span style="line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><span style="line-height: 120%;">Blog: </span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/"><span style="line-height: 120%;">https://demirden-kapilar.blogspot.com/</span></a><span style="line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><span style="line-height: 120%;">Youtube
Kanalı: </span><a href="https://www.youtube.com/user/demiraltona"><span style="line-height: 120%;">https://www.youtube.com/user/demiraltona</span></a><span style="line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><span style="line-height: 120%;">Podcast: </span><a href="https://soundcloud.com/demirden-kapilar"><span style="line-height: 120%;">https://soundcloud.com/demirden-kapilar</span></a><span style="line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium; line-height: 120%;">Kitaplarımızı
İndirmek İçin:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg"><span style="line-height: 120%;">https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg</span></a><span style="line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: medium;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA"><span style="line-height: 120%;">https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA</span></a><span class="MsoHyperlink"><span style="line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span class="MsoHyperlink"><span style="line-height: 120%;"><a href="https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin"><span style="font-size: medium;">https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin</span></a><o:p style="font-size: 18pt;"></o:p></span></span></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-21978468756661605092023-06-06T16:13:00.004+03:002023-06-06T16:18:54.212+03:00Kassandra’nın Laneti (2023 Başkanlık Seçimleri’nde HDP’nin, Sosyalistlerin ve Demokratların İzlemesi Gereken Yol Üzerine Doğrulukları Bir Hezimetle Kanıtlanmış Yazılar)<p><span style="font-size: large;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-size: large;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/0d7l3bnRYAkFTw" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;" target="_blank"><img border="0" data-original-height="2000" data-original-width="1414" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQYJN0JurS8-G9pSEmdByIm9m8qTij6ZrEk1Z7BIdP2079GIqmhvkWIyD62275Y2oRZuwlxza79AQYq21oM8sPVGqoaoYv2CWZyyJMMPnygGif8YHJFcivir-kBAdJXt0jOfKbomxQkQj4MyZNdri5RHdk3mDPi7423IooyXFW6y4HyFS_qcCtkzOo/s320/Kassandra%20Laneti%20-%202023%20Ba%C5%9Fkanl%C4%B1k%20Se%C3%A7imleri%E2%80%99nde%20HDP%E2%80%99nin,%20Sosyal%C4%9Fruluklar%C4%B1%20Bir%20Hezimetle%20Kan%C4%B1tlanm%C4%B1%C5%9F%20Yaz%C4%B1lar%20-%20Demir%20K%C3%BC%C3%A7%C3%BCkayd%C4%B1n.jpg" width="226" /></a></span></div><p><span style="font-size: large;"><span style="font-size: large;"><b>Kitabı Sunuş</b></span></span></p><span style="font-size: large;">Bu derlemede 2023 Mayıs ayında yapılan başkanlık seçimleri
öncesinde yazdığımız yazılar ve yaptığımız videolar yer almaktadır.</span><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bütün bu yazı ve videoların muhatabı özel olarak Kürt Siyasi
Hareketi, daha genel olarak da sosyalistleri, demokratlar ve liberallerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Yuvarlak hesap bir yıllık bir dönemi kapsadığı söylenebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu video ve yazılarda açıklanan strateji ve taktikleri 2022
yaz başında, önce <i>Clubhouse</i> isimli
sosyal medyada ortaya atıp tartışmayı ve bir ön yoklama yapmayı denedim. <br />
Bu tartışma denemem gerek “b<i>izim işimiz
Türkiye’yi demokratikleştirmek değil, biz Kürtler kendi çıkarımızı öne alıp
ayrı devletimizi kurmayı hedeflemeliyiz</i>” diye düşünen ve bunu çeşitli
biçimlerde ifade eden “<i>Kürdistani</i>”lerin
adeta konuşturmamaya varan engellemesi ve sabotajı ile karşılaştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Buna paralel olarak, aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun aday
olmasını isteyen CHP’li Türk ve Kürtlerin açık engellemesi hatta sabotajıyla
karşılaştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Aslında birbirinden hiç hazzetmez görünün Türk ve Kürt
ulusalcıları önerilerimiz karşısında birleşiyorlardı.<span></span></span></p><a name='more'></a><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu eğilimlerin Kürt hareketi içinde güçlü etkileri olduğunu
bildiğimden, esas olarak HDP’nin eş başkanlarını bu iki eğilimin yansıması
olarak gördüğümden, daha tarafsız, sıradan tanıdıklarımın fikrini almaya
çalıştım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu kişisel danışmalarda ise, büyük bir olumlama ve destek
ile karşılaştım. “<i>HDP bu dediğini yapsa
memleketin önü açılır</i>” tarzında yankılar aldım.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Türkiye’de hem ayrı ve aykırı hem de radikal görüşleri olan
bir insan olarak bilindiğimden, bu strateji ve taktikleri benim açıklamam ve
yapmam önerinin aleyhine olabilir, benim gibi bir insana yönelik ön yargılar ve
başka çekinceler, ciddiyetle ele alınıp tartışılmasını engelleyebilir diye
düşünerek, en azından bu önerileri tam benimsemese bile tartışmaya ve tartışıtırmaya
değer görebilecek insanlara öncelikle iletmeyi bir yol olarak benimsedim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bunun üzerine Kürt Siyasi Hareketi ve Türkiye’deki
demokratlar üzerinde ağırlığı olan ve her sözü dikkate alınan Demirtaş’a bu
önerilerimi iletirsem belki o ciddiye alıp üzerine düşünebilir ve tartışmaya ve
tartıştırmaya değer görebilir diye düşündüm.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Elbet böyle düşünmemin ve bir umut beslememin önceki bir
deneyle ilişkisi vardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">2018 yılında Demirtaş’ın eş başkanlıktan uzaklaştırılması
sürecinde buna karşı çıkmış, Demirtaş’ın eş başkanlıktan alınmasını çok böyük
bir yanlış olarak görmüş ve Demirtaş’ın başkan kalması için bir imza kampanyası
açmıştım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu kampanya sırasında Demirtaş’ın açtığım bu kampanyaya
karşı şöyle bir Twitter paylaşımı görülmüştü:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-size: large;"> “Eş Başkan adaylığım konusunda öneri yapan
bütün partililerimize içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak adaylığım ile ilgili imza kampanyası vs
yapmak doğru olmaz. Çünkü ben aday olmak istesem bunun önünde ne resmi ne de
fiili engel yoktur.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-size: large;">Partililerimizin ve
dostlarımızın bu dayanışmasını saygıyla karşılıyorum. Ancak kongreye doğru
giderken, güçlü kongre hazırlıklarına
zarar verdiğinin de bilinmesini istiyorum.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-size: large;">Sizlerden, güçlü
alternatif Eş Başkan önerileri ile birlikte, partinin politikalarına yönelik öneriler beklediğimi özellikle
belirtmek istiyorum. Hepinize selam ve sevgilerimi iletiyorum.”<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Ben de bunun üzerine <a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2018/01/selahattin-demirtasa-ack-mektup.html"><i>“Selahattin Demirtaş’a Açık Mektup”</i></a>
başlıklı, Demirtaş’ın itirazını ve tavırlarını eleştiren yazıyı yayınlamıştım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bir süre sonra da Demirtaş’ın avukatı ve sözcüsü, Zinar
Karavil beni telefonla arayarak, Bizzat Demirtaş’ın dikte ettirdiğini söylediği
bir mesajı bana okumuştu. Bu mesajında Demirtaş, bir yanlış anlama olduğundan,
elbette kampanya açma hakkım olduğundan söz ediyor ve çabalarımdan dolayı
teşekkür de ediyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu şahsen beni şaşırtmamıştı, çünkü zaten satır aralarında
Demirtaş’ın aslında Başkan kalmak istediği de anlaşılıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Beni şaşırtan Demirtaş’ın bana özel olarak sözcüsü adıyla
mesaj yollamış olması ve yazdıklarımızı (sonradan da olsa) okumuş ve ciddiye
almış olmasıydı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Elbet bana sözlü olarak ilettiği tavrını bir başka yazıyla
kamuoyuna da duyurabilirdi ama bunu yapmaması da anlaşılabilirdi. Bu nedenle
sorun olarak da görmemiş ve Demirtaş’ın bu nazik davranışını çok takdir
etmiştim.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">İşte böyle bir geçmişten cesaret alarak yine o vesileyle
telefonlaşma üzerinden dolaylı olarak tanıdığım Zinar Karavil aracılğıyla
Demirtaş’a önerdiğim strateji ve taktikleri iletirsem, en azından düşünüp
fikrini söyleyebileceğini, benimserse de bizzat bu yaklaşımı toplumun veya
HDP’nin önüne bir bir yol olarak önerebileceğini zayıf bir olasılık da olsa
umuyordum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">(Tabii bu arada görüşlerimi HDP’de yönetimde bulunan veya vekil
olan birkaç tanıdığıma da ilettim. Belki onlar ciddiye alıp, böyle bir öneri de
var diyerek HDP organlarının gündemine alabilirler diye. Ancak bunların
hiçbirinden hiçbir yankı gelmedi.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Demirtaş’a iletilmek üzere önerilerimi ve gerekli malzemeyi
Zinar Karavil’e 27 Temmuz 2022’de, yani yaz ortasında ilettim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Sayın Karavil hepsini ciddiyetle kaydetti ve Demirtaş’a
ileteceğini belirtti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu önerilerin dayandığı aday belirleme yöntemine ilişkin
önerim olan <i>Oydaşma </i>denen <i>karar alma yöntemi</i> ile ilgili dört
videonun linklerini de verdim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>
<table cellpadding="0" cellspacing="0">
<tbody><tr>
<td height="0" width="24"></td>
</tr>
<tr>
<td></td>
<td><span style="font-size: large;"><img height="471" src="file:///C:/Users/demir/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image002.jpg" v:shapes="Resim_x0020_3" width="472" /></span></td>
</tr>
</tbody></table><p class="MsoNormal"><!--[if gte vml 1]><o:wrapblock><v:shapetype id="_x0000_t75"
coordsize="21600,21600" o:spt="75" o:preferrelative="t" path="m@4@5l@4@11@9@11@9@5xe"
filled="f" stroked="f">
<v:stroke joinstyle="miter"/>
<v:formulas>
<v:f eqn="if lineDrawn pixelLineWidth 0"/>
<v:f eqn="sum @0 1 0"/>
<v:f eqn="sum 0 0 @1"/>
<v:f eqn="prod @2 1 2"/>
<v:f eqn="prod @3 21600 pixelWidth"/>
<v:f eqn="prod @3 21600 pixelHeight"/>
<v:f eqn="sum @0 0 1"/>
<v:f eqn="prod @6 1 2"/>
<v:f eqn="prod @7 21600 pixelWidth"/>
<v:f eqn="sum @8 21600 0"/>
<v:f eqn="prod @7 21600 pixelHeight"/>
<v:f eqn="sum @10 21600 0"/>
</v:formulas>
<v:path o:extrusionok="f" gradientshapeok="t" o:connecttype="rect"/>
<o:lock v:ext="edit" aspectratio="t"/>
</v:shapetype><v:shape id="Resim_x0020_3" o:spid="_x0000_s1026" type="#_x0000_t75"
style='position:absolute;margin-left:18pt;margin-top:45.75pt;width:354.25pt;
height:353.3pt;z-index:251659264;visibility:visible;mso-wrap-style:square;
mso-width-percent:0;mso-height-percent:0;mso-wrap-distance-left:9pt;
mso-wrap-distance-top:0;mso-wrap-distance-right:9pt;
mso-wrap-distance-bottom:0;mso-position-horizontal:absolute;
mso-position-horizontal-relative:margin;mso-position-vertical:absolute;
mso-position-vertical-relative:text;mso-width-percent:0;mso-height-percent:0;
mso-width-relative:margin;mso-height-relative:margin'>
<v:imagedata src="file:///C:/Users/demir/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image001.png"
o:title=""/>
<w:wrap type="topAndBottom" anchorx="margin"/>
</v:shape><![endif]--><!--[if !vml]-->
<!--[endif]--><!--[if gte vml 1]></o:wrapblock><![endif]--><span style="font-size: large;"><br clear="ALL" />
07 Eylül 2022 – Sayın Zinar Karavil’e, bir geri bildirim alıp almadığını
sordum. Ve hiçbir geri dönüş olmadığına dair cevap aldım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><!--[if gte vml 1]><v:shape
id="Resim_x0020_1" o:spid="_x0000_i1025" type="#_x0000_t75" style='width:412.5pt;
height:160.5pt;visibility:visible;mso-wrap-style:square'>
<v:imagedata src="file:///C:/Users/demir/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image003.png"
o:title=""/>
</v:shape><![endif]--><!--[if !vml]--><span style="font-size: large;"><img border="0" height="214" src="file:///C:/Users/demir/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image004.jpg" v:shapes="Resim_x0020_1" width="550" /><!--[endif]--><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Doğrusu bu benim için büyükbir hayal kırıklığı oldu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Geçmiş tecrübeye dayanarak, en azından, “Aldım ama
benimsemedim. Şurası yanlış” gibi bir geri bildirim alacağımı umuyordum.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Tüm bu girişimlerimden hiçbir sonuç çıkmayınca, belki
zamanları olmamıştır biraz daha zaman tanıyayım diye düşünerek, kendimi
genellikle videolarla sınırlayarak daha sonra, yazılarımda ayrıntısıyla ele
alacağım konular için “toprağı yumuşatmak” için <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">27 Eylül 2022’den itibaren ilki <a href="https://youtu.be/uNIiaM9u1Mo"><i>“HDP Muhalefetin ve Altılı Masa’nın kendi
yenilgisinin taşlaını döşemesine Nasıl Son verilebilir?” </i></a> başlıklı videolar yapmaya başladım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">(Videoların tarihleri, başlıkları ve linkleri bu derlemedeki
listede yer alıyor.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">9 Ocak 2023’ten itibaren de “<a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2023/01/hdpye-ve-selahattin-demirtasa-ve-emek.html"><i>HDP’ye (ve Selahattin Demirtaş’a ve Emek ve
Özgürlük İttifakı’na) Acil ve Açık Bir Mektup</i></a>” başlıklı yazıyla
birlikte yazılar yazıp yayınlamaya başladım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu ilk yazıda, önceki girişimlerimin yankısız kalması
nedeniyle <i>Demirtaş</i>’ın adını özellikle
de belirtiyordum ki, belki bu vesileyle tekrar düşünüp bir yankı verebilir.
Başlık bir bakıma Demirtaş’a bir hatırlatma ve gerekçeleri daha ayrıntılı
açıklama amacını belirtmiş oluyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: large;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bütün bu videoları ve yazıları da yine hem Karavil’e hem de
diğer tanıdığım HDP’li yönetici ve vekillerine ilettim. (Birkaç isim vermem
gerekirse: Garo Paylan, Erol Katırcıoğlu, Musa Piroğlu, Azad Barış, Ertuğrul
Kürkçü. Ayrıca birçok okurum bana defalarca, benim yazılarımı dikkati çeken
özel notlarla tanıdıkları HDP yöneticilerine düzenli olarak ilettiklerini
bildiriyorlardı.) En küçük bir geri dönüş almadım. (Sadece Erol Katırcıoğlu,
bir gazetede, önerimi anlamadan bir cevap verdi.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">9 Ocak ve 19 Mayıs arasında da yirmiye yakın (19) yazı
yazmışım<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">27 Eylül 2022 ve 1 Haziren 2023 arasında 21 video yapmışım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Yani yuvarlak hesap yarısı yazı yarısı video 40 yayın.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bütün bu yazı ve videolarda, şimdi doğrulukları görülmüş
olması gereken strateji ve taktikler önerdim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">En küçük bir yankı ve tartışma olmadığı gibi adeta sol ve
devrimci kamuoyundan da tecrit edildim, alaylarla karşılandım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Şimdi bütün uyarı ve alaram zilleri çalmamın ne kadar doğru
olduğu ortaya çıkmışken de bu sefer kimse yanıldığını söyleyemediği, doğru
öneriler yaptığımızı teslim edemediği için aynı sessizlik duvarı devam ediyor.
Hatta bazı uyarılarımı hatırlattığımda saldırgan bir düşmanlıkla bile
karşılaştığım oluyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Birkaç genç arkadaşın “siz haklıymışsınız hocam biz bu
balonun, bu yankı odasının içinde sizin uyarılarınızı anlamadık” demeleri
dışında olumlu bir geri dönüş olmadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Olsun, biz zaten her düşünce ve davranışımızı gelecek
kuşaklara bir örnek sunmak bir miras bırakmak için yapıyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Aşağıdaki derlemede bütün bu yazılar ve videoların linkleri
bulunuyor. Ayrıca epeyce Twitler de var ama onları bu derlemeye katma gereğini
duymadım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Kanımızca bunlar devrimci siyasi mücadelenin nasıl olması
gerektiği, devrimce strateji ve taktiğe dair doğruluğu olgularla kanıtlanmış
derslerdir. Ciddiyetle ele alıp hazmedilmeleri gelecek kuşakları olsun büyük
yanlışlardan koruyucu bir işlev görebilirler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Bu derlemeye, seçim sonuçları sonrası yenilgi üzerine
dersler çıkaran bir yazı yazıp koymayı düşünüyordum. Ancak derlemeyi yaparken,
dersleri zaten baştan çıkarmış olduğumu görünce vaz geçtim. Bu yazıları okuyan
ve videoları izleyen dersleri kendisi çıkarabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Biz insanlara hazır reçeteler vermiyoruz. Onlara bir yöntemi
aktarmaya çalışıyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Balık vermiyoruz yemeleri için, balık tutmayı öğretmeye
çalışıyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">4 Haziran 2023 Pazar<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Demir Küçükaydın</span><o:p></o:p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;">Kitap şu adresten indirilebilir:<br /><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/0d7l3bnRYAkFTw">https://disk.yandex.com.tr/d/0d7l3bnRYAkFTw</a></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: large;"><br /></span></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-23660862649361864512023-06-01T18:54:00.004+03:002023-06-01T18:54:45.410+03:00Yenilgi Dersleri ve Demirtaş'ın Aktif Politikadan Şimdilik Çekildiğine Dair Açıklaması Üzerine<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/tPpy1M9fzzo" width="480"></iframe><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.05); color: #0f0f0f; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 14px; white-space: pre-wrap;">Bu videoda önclikle "ders çıkarma"nın ne ve nasıl olduğu ele alınıyor. Ders çıkarılamayacağı ve çıkan derslerle de kimsenin ilgilenmeyeceği ve nedenleri Paris Komünü, Gezi vs. gibi örneklerle açıklanıyor.
Sonra bazı "Ders" örnekleri ele alınıyor ve yanlışları gösteriliyor ve ders ile toplumsal ve sınıfsal konum ilişkisine değiniliyor.
En son olarak da Demirtaş'ın "Şimdilik aktif politikadan çekildiğine dair açıklamasının aslında aktif politika yapmaktan başka bir şey olmadığına değiniliyor ve bu aktif politikanın temel sorunları gündeme almadığı vurgulanıyor.</span>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-24295240119151424392023-05-27T20:00:00.003+03:002023-05-27T20:00:37.373+03:00Seçim öncesi bir öngörü: Bazı İpuçlyarı Kılıçdaroğlu İkinci Turu Alabileceği İzlenimi veriyor.<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/FwbnoE-1aP4" width="480"></iframe><span style="background-color: white; color: #0d0d0d; font-family: Roboto, Noto, sans-serif; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Akşener ve Kılıçdaroğlu'nu baskı altına alarak, dağılmış "Altılı Masa"yı tekrar toparlayan, İnce'yi adaylıktan çekilmeye zorlayan halkın aşağıdan gelen girişimi Kılıçdaroğlu'nun ikinci turda başkanlığı kazanmasını sağlayabilir. Keza Kürt hareketinin anahtar olmaktan çıkması ve Kılıçdaroğlu'nun ipinin ırkçıların elinde olması ve de Meclis'in Erdoğan-Ergenekon ittifakının çoğunluğunda olması Kılıçdaroğlu'nun başkanlığını bir risk olmaktan çıkardığı, kestaneleri ateşten çıkaracak bir gönüllü olmaktan öteye bir şey olmayacağından, devletin derin katmanlarınca istenilir bir durum olabilir. Örneğin büyük olasılıkla bir proje olan Babala TV yayını ve Özdağ'ın Kılıçdaroğlunu bağlaması bu olasılığı ciddiye almak gerektiğini düşündürüyor. Sonuç olarak yarın Kılıçdaroğlu başkanlık seçimini kazanabilir.<span><a name='more'></a></span></span>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-60916033156009172862023-05-24T23:42:00.002+03:002023-05-24T23:42:51.131+03:00Muhalefeti bir hezimetten kurtarmak için olsun gidin oy verin.<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/T18eRPBFOxo" width="480"></iframe>Muhalefeti bir hezimetten kurtarmak için olsun gidin oy verin.<div>Seçim sürecinin bu son videosunda, muhalefetin adayına oy verme çağrışı yapıyoruz. Büyük bir hezimeti engellemek için oy vermeye çağırıyoruz.</div>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-58708957683090826712023-05-23T16:46:00.003+03:002023-05-23T16:46:45.924+03:00İki Seçim Arasında - Durum Değerlendirmesi - İkinci Turun Stratejisi ve Bekleyen Tehlikeler<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/SWL3ImXtU7U" width="480"></iframe><span style="background-color: white; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">İki Seçim Arasında - Durum Değerlendirmesi - İkinci Turun Stratejisi ve Bekleyen Tehlikeler</span><div><span style="background-color: white; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Bu videoda da Seçimler öncesi, arası ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor ve neler yapılabileceğine dair önerilerde bulunuyoruz.</span></div>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-37623625857019350632023-05-19T16:34:00.004+03:002023-05-19T16:34:49.201+03:00“Millet İttifakı”nın Yanlışlarını Engellemediği İçin Yenilginin Baş Sorumlusu HDP’dir ve HDP İkinci Turda Nasıl Bir Strateji İzlemeli?<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEis2EhUONW2ywXYlF3OBZsSiyP0HORCbCtDxrOkEbJeheYXHAvoxuY6iAMvh59dMtf_vXwDbvWIB7sHLa7FqK-haKMeuSGq-Tvu21IRNG8tjRHQEpk3kQ8hBAipGGOQzxjtcCe1kjeZPEAAOgZaGEdcfqLj3twcTkTkcG4rinEZjPyAMfJoxw0cOdCR/s801/2023-05-19_15-13-49.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="378" data-original-width="801" height="151" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEis2EhUONW2ywXYlF3OBZsSiyP0HORCbCtDxrOkEbJeheYXHAvoxuY6iAMvh59dMtf_vXwDbvWIB7sHLa7FqK-haKMeuSGq-Tvu21IRNG8tjRHQEpk3kQ8hBAipGGOQzxjtcCe1kjeZPEAAOgZaGEdcfqLj3twcTkTkcG4rinEZjPyAMfJoxw0cOdCR/s320/2023-05-19_15-13-49.jpg" width="320" /></a></div> <span style="font-size: 18pt;">Bu yazıda
ikinci turda stratejinin ne olması gerektiğini tartışmaya çalışacağım.</span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu
tartışmanın muhatapları ve öznesi Kürt Özgürlük Hareketi ve Sosyalistlerdir
(Kesinlikle CHP değil).<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle
hepsini kapsayacak bir tanımlama olarak, kısaca “Demokratlar” veya “Sol” diyelim,
gerçekten “Demokrat” veya “Sol” olup olmadıkları veya bu satırların yazarının
onları öyle görüp görmediği ayrı bir konu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Ama önce birinci
tur öncesinde yapılan yanlışlara ve bunların hala gündeme alınıp tartışılmamasına
ve sistemli bir ders çıkarılmamasına ilişkin olarak birkaç belirlemede
bulunalım.<span></span></span></p><a name='more'></a><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Önce bu
yenilginin asli sorumlusuna ilişkin görüşümü söyleyeyim. Bu yenilginin asli
sorumlusu Kürt Özgürlük Hareketi somut örgütsel ifadesiyle HDP’dir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Herkes
itiraz edecek, Kürtler en büyük fedakarlıkları yaptılar. İşte Kılıçdaroğlu’na
verilen oylar ortada. Onlar her şeyi fazlasıyla yaptılar. Ayrıca niceleri
hapiste.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bunların
hepsi doğru. Benim en yakınlarım da o hareketin içinde çırpınıyor. Ben de
kendimi o hareketten ayrı görmüyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Ama bunlar
gerçeği değiştirmiyor. Kürtlerin fedakarlıklarını öne çıkarmak bir Türk solcusu
veya liberali refleksidir veya bir “Kürdistani” refleksidir. Bu ikisi
birbirlerine zıt görünürler ama ikisi de aynı madalyonun iki yüzüdürler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">İkisi de
Kürt hareketini bir nesne olarak görmekte, ele almakta ve Kürt hareketinde bir
nesne olarak davranışı beklemekte ortaklaşırlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Tabiri caiz
ise, bu “oryantalist” denebilecek bir yaklaşımdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">“Esas Oğlan”,
“Tarzan”, “Beyaz Adam”, “Robenson”, Türklerdir (CHP’dir, Altılı Masa’dır,
Millet İttifakı’dır, Türk Sosyalistleridir vs.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Kürtlerin
içindeki “Tom Amca”lar da “Kürdistani”lerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Biz başından
beri, Kürtleri ve Kürt hareketini bir özne olarak ele aldık, Kürt hareketinin
Türkleri, Türk Sosyalistlerini nasıl kurtaracağını, onları hatalardan nasıl
koruyabileceğini tartıştık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Tam da bu
nedenle, biz özne gördüğümüz, bu mücadelenin öz gücü olarak Kürt hareketin
gördüğümüz için, yenilginin baş sorumlusunun Kürt Hareketi veya HDP olduğunu
söylüyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu
dediklerimizle ne dediğimizi ancak “Apocular” anlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Kendini bir
nesne olarak gören ve bir nesne olarak pazarlık yapmaktan ötesini hayal bile
edemeyen, padişah olsa soğanın cücüğünü yemekten ötesini düşünemeyenler
anlamaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;"> </span></p>
<h2><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Özne ve Nesne Sorunu<o:p></o:p></span></h2>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Seçimlerden
önce bütün sol veya basın-yayın ve örgütlerin temel yanlışı şuydu: Kürt
hareketini bir nesne olarak ele alıyorlar ve CHP’nin veya “Altılı Masa’'nın”
veya “Millet İttifakı”nın Kürtlerin desteğini alacak işler yapması, Kürtleri
hesaba katmasına ilişkin öneriler yapıyorlardı. Yani Kürtleri yedeğe alınması gereken
bir nesne olarak görüyorlardı, önerilerinin öznesi ise Türkler oluyordu. Temel
yanlış buydu. Çünkü Türkiye’de herhangi bir mücadelenin öz gücü olabilecek biricik
örgütlü ve siyasi olarak eğitimli güç Kürtlerdi. Bu öz güç ancak diğer güçleri
yedeğine alabilirdi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Ama işin
kötüsü HDP veya Kürtler de kendilerini bir nesne olarak görüyorlar ve bizi
hesaba katın, bizim isteklerimizi göz önüne almazsanız başarı kazanamazsınız diyerek
kendilerinin tanınması ve kendileriyle pazarlık yapılmasını isteyerek kendilerini
bir nesne olmaktan öte bir işlev yüklemiyorlar veya bunu hayal bile
etmiyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu, iki
tarafın da birbirini beslediği baştan aşağı yanlış bir yaklaşımdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Halbuki Öcalan’ın
temellerini attığı Kürt hareketinin stratejisine göre, öznenin ya da demokrasi
mücadelesinin öz gücü Kürt hareketi olmalı, bu öznenin ya da öz gücün, Türkleri
ve Ortadoğu halklarını nasıl kazanacağı üzerine kafa yorması, onları
yanlışlardan nasıl kurtaracağı üzerine strateji ve taktikler geliştirmesi
gerekiyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Ama böyle
bir yaklaşım için, önce “Apocu” olmak gerekir. Ya da bizim gibi bir Marksist
Devrimci olmak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">HDP’nin
organları ise “Apocu” değildi. Türk Liberali (Mithat Sancar) ile Kürt Milliyetçisi
– “Kürdistani” Pervin Buldan idi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Kendini bir
nesne olarak görerek pazarlık veya tanınma bekleme tam da bu sınıf ve
kesimlerin tipik yaklaşımıydı. Bunlar kendilerine acıyan ve acındıran, acılarının
tanınmasını, bilinmesini isteyen ve böylece egemen Türklerin acıma ve merhamet
hislerine seslenen tam da egemen ve özne Türklerin hoşuna gidecek Kürtlerdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Türk
sosyalistleri için de durum farklı değildi. Bu kişiliksiz bürokratik örgütler
Kürt Hareketinin yarattığı nişte var olabilen parazitlerden başka bir şey
değildi. Onlar da kendilerini Kürt hareketini desteklemekle, ona hınk
deyiciliği yapmakla sınırlamışlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu tabloda
bir tek benim yaklaşımım hem bir sosyalist olarak hem de Kürt hareketinin
içinde olmasam bile içindeymişim gibi, onu bir özne olarak ele alan ve
mücadelenin öz gücü olarak gören bir yaklaşımdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Yani bir
bakıma Apo’nun yokluğunda, onunkine benzer, büyük ölçüde onunla uyumlu, kendi
Sosyalist yaklaşımımı ortaya koyuyordum ve önerilerimi Kürt hareketine
yapıyordum. Hem yazılarımla hem de fiili girişimlerimle. Yazılarıma bakın ve
bütün yayın ve basını tarayın ikinci bir örnek göremezsiniz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Yani benim
bütün yazı ve videolarımda Kürt hareketine Türkleri nasıl kazanacaklarına dair,
onları nasıl hatalardan koruyacaklarına dair öneriler yaptığım ve onlarla
tartıştığım, onları bir özne olarak ele aldığım görülür.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Benim Kürt
hareketine söylediğim, Kürt hareketi nasıl bir hedef ve strateji belirlemeli,
hangi örgüt ve mücadele biçimlerini izlemeli ki, Türk muhalefeti yanlışlardan
korusun ve aynı zamanda onları fiilen yedeğine alsın, yani kendi önerdiği
politikaları izlemek zorunda bıraksın. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu bütün
seçim öncesi tartışma ve önerilerde, başka hiçbir örneği bulunmayan bir
yaklaşımdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">İşte şimdi
bu nedenle haklı olarak, yine bütün basın ve yayından farklı olarak yenilginin başlıca
sorumlusu Kürt hareketidir diyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Türkler ise,
bu sefer Kürt hareketinin fedakarlıklarını anlatarak onu övüyorlar. Ama öyle
yaparken onun Türkleri kurtarmak içi hiçbir şey yapmadığı, kendini bir nesne
olarak gördüğü gerçeğini örterek aslında onu hor görmüş oluyorlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">O halde,
bütün sosyalistler öncelikle diğer Türk sosyalistleri ve Kürt Hareketi de
kendini bir nesne olarak ele aldığı için, daha baştan yanlıştı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Yani
yenilgiye yol açan temel yanlış buydu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bir
mücadelede öz güç ve yedek güçler olur. Türkiye’de bir demokrasi mücadelesinin
öz gücü Kürt hareketi olabilir. Çünkü Türkiye’de az çok örgütle, siyasi
tecrübesi olan, demokratik özlemleri az çok bir takım programatik maddeler
şeklinde ifade edebiler tek hareket ve özne Kürt hareketidir. Dolayısıyla bu öz
gücü bir özne olarak ele alan bir yaklaşımla hangi güçlerin yedek olduğu ve
bunların nasıl kazanılabileceği gibi sorunlar tartışılabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu doğru bir
strateji ve taktiğin olmazsa olmazıdır. Ortada bir öz güç yoksa hiçbir yol kat
edilemez.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Erdoğan’a karşı
mücadelenin öz gücü CHP veya liberaller veya Türk sosyalistleri veya diğer
muhalifler değil, Kürt hareketidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu hareketin
diğerlerini nasıl kazanacağı veya onlarla ittifaklar kurabileceği açısından
sorunu tartışmak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu yaklaşım
hem “bizim derdimiz Türkiye’nin demokratikleşmesi ve orada kimi nasıl
kazanacağımız değil, biz bağımsız bir Kürt Devleti kurmalıyız. Bize kim ne
veriyorsa ona bakarız” diyen “Kürdistani”lerin hem de Türkleri (CHP,
Sosyalistler ve diğer muhalifler) özne olarak görenlerin kesin bir düşmanlığı
ve engellemesiyle karşılaştı. Bu nedenle sesimizi ne Kürtlere ne de Sosyalistlere
olsun iletemedik.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Evet
mücadelenin öz gücü olarak Kürt hareketini görüyorduk ve dolayısıyla onu strateji
ve taktikleri uygulayacak ve uygulaması gereken özne olarak gördüğümüzden muhatabımız
hep Kürt hareketi oldu. (Bakın bütün sosyalistlerin vs. yazılarına bir tek bile
böyle bir örnek göremezsiniz.)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Peki ona
önerdiğimiz strateji ve hedef ne idi?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bugünün
koşullarında bu seçimde bizim (Yani Kürt Hareketinin) hedefimiz “demokratikleşme” veya “Kürt
Sorununu Çözümü” veya “Barış” vs. olamaz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Böyle bir
hedef yanlıştır ve gerçek güçler ilişkisini ve bu mücadelenin özgül niteliğini
atlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu seçim bir
seçim değil, Erdoğan’ın devam edip etmeyeceğine dair bir referandumdur. Meclis
seçiminin hiçbir önemi yoktur. O halde önemli olan Erdoğan’a hayır çıkmasını
sağlamaktır. O halde, kimin bize yakın olduğu veya hangi adayın daha demokrat
olduğu değil, kimin Erdoğan’a karşı zafer getirebileceğidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu seçimde
bir yenilgiyi engellemek, yani Erdoğan’ın kazanmasını engellemek en büyük zafer
olacaktır. Çünkü bir yenilgi en azından kısa ve orta vadede korkunç sonuçlar
doğuracak Erdoğan’ın önünü uzun yıllar için açacaktır. Hatta birkaç yıl karşısında
bir muhalefet kalmayacaktır. Çünkü yenilgi ile birlikte yenilenler hem birbirlerine
düşecek hem de kendi içlerinde bir mücadele başlayacaktır. Ayrıca kesin bir
moral bozukluğu, özele çekilmeler, mücadeleye ve hayata küsmeler bunu izleyecektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Sadece bunun
engellenmesi yani Erdoğan’ın kazanamaması bile en büyük başarı olacaktır. Yani
amacımız demokratikleşme değil, bir yenilgiyi engellemektir, en büyük zafer bu
olur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Çünkü güç
ilişkileri buna uygun değildir. Karşımızda hem Erdoğan aracılığıyla neredeyse
nüfusun yarsının kitle desteğini kazanan bir MİT, Genel Kurmay vs. gibi “derin
Devlet” veya “Ergenekon” veya “Askeri Vesayet” denen güçlerin ittifakı var. Hem
de onların desteğiyle egemenliğini sürdüren bir Tek Adam Rejimi var. Bunlar kader
birliği etmiş durumdadırlar. Bunların yenebilmek için çok daha sınırlı ve geniş
kesimleri, demokrat olmayanları da birleştirecek bir hedef, dolayısıyla bu
hedefe uygun bir aday gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bir devrimci
yükseliş aşamasında değiliz, aksine, bir bozgun ve çözülme yaşıyoruz. Saldırı veya
ilerleme değil, bir savunma mevzii oluşturmak acil görevdir. Bir bozgunu
engellemek acil görevdir. Savunma yapmak gerekirken saldırmak kesin yenilgi
getirir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Yani tüm
güçler Erdoğan’ın yenilgisine yönelik olarak kazanılmalı ve birleştirilmelidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bizzat bu
yenilgi bile kartların yeniden karılmasını, muhalefetin toparlanmasını, daha
geniş bir hareket alanı elde edilmesini sağlar. Amaç demokratikleşme değil, bir
demokratikleşme mücadelesini daha elverişli koşullarda vermeyi sağlayacak
koşullara ulaşmaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Peki biz bu tespitleri
yaparken gerek bütün medya, sosyalistler ve bizzat Kürt hareketi ne yapıyordu?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Hepsi, “Demokratikleşme”
ve “Kürt sorunun çözümü” gibi hedefler belirliyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Ve Kürt
hareketi bu hedeflere yönelik olarak muhalefetin kendisine tekliflerle gelmesini
bekliyor ve teşvik ediyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Görüldüğü
gibi tamamen farklı iki ele alış.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu nedenle
biz Kürt hareketini yenilginin başlıca sorumlusu görüyoruz. Bir özne olarak,
bir Özgüç olarak öne çıkıp yapması gerekenleri yapmak bir yana böyle bir sorunu
bile olmadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Somut olarak
neleri yapmadı. Bizim önerilerimiz bu somut yapılacakları içeriyordu.
Yapılsaydı Kürt hareketi şimdi, Erdoğan karşısındaki zaferin mimarı olarak
bulunacaktı. Tarihin önüne koyduğu bu fırsatı ne gördü, ne anladı ne de
değerlendirdi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Kürt
hareketine neler önerdik?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">İlk aşamada,
Başkan adayının seçimine ilişkin öneri getirdik. Öncelikle konuyu isim değil
yöntem sorununa çekmeli dedik. Bunun için de somut biçim önerdik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Önerimiz
şöyleydi: HDP Altılı masaya kendisi bir isim önermemeli, bir yöntem önermeli ve
bu yöntemle belirlenecek adayı kendisinin peşinen destekleyeceğini ilan etmeli.
Böylece muhalefetin kendisiyle iş birliği yaptığı gibi suçlamalardan kaçması
için onlara bir olanak da sunmuş olur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Önerdiğimi
yöntem de adı geçen Erdoğan dahil bütün başkan adaylarının bir listesinin
olduğu bir anket formunda Oydaşıma yöntemiyle yapılsa kimin seçilebileceğini
ortaya çıkaracak bir anket.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu yöntemde
herkes her adaya ne kadar karşı olduğuna dair bir puan verir. En az karşı olma
puanı alan en geniş kabul görüyor demektir. Böylece toplumun en geniş
kesimlerinin kabul edebileceği (ve bu yöntemle yapılsa seçeceği) kişi Erdoğan’ın
karşısına aday olarak çıkarılır. Kazanması kesindir çünkü bizzat halk
belirlemiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Tabii bunun için
de birkaç çok güvenilir, ciddi Anket şirketiyle anlaşmak ve onlara böyle bir anket
yaptırıp, en az itiraz puanı alanın bulunması ve bunun altılı masanın adayı
olarak gösterilmesi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">HDP’nin de
kim olacağını bilmeden bunu destekleyeceğini peşin peşin ilan etmesi. Bu biçim,
HDP’nin desteklemesi nedeniyle olabilecek oy kaçışlarını da engeller ve aynı
zamanda muhalefeti de hatalardan korurdu. (Yani Kılıçdaroğlu adaylığını
dayatamaz, Akşener de bunu sabote edemezdi)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">HDP’nin
böyle bir öneri yapması durumunda hem içinde bulunduğu tecritten kurtulması hem
de Altılı masanın elini rahatlatması ve fiilen onları yedeğine alması söz
konusu olurdu. Görünüşte kendisi onların yedeği gibi olur ama aslında onlar HDP’nin
yedeği olurlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">HDP böyle
bir öneri ile gelseydi buna kimse karşı çıkamazdı, HDP’nin desteği olmadan
Erdoğan karşısında başarı kazanılamayacağını herkes biliyordu. Onun böyle bir
hamlesinden kimse kaçamazdı. HDP böylece muhalefetin önünü de açmış ve onu
hatalardan korumuş olurdu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Eğer Altılı Masa
bu öneriye yanaşmaz ise, bu anketi HDP’nin yaptırması ve peşinen kim çıkarsa
çıksın onun adaylığını destekleyeceğini ilan etmesi ikinci bir adım olabilirdi.
Böylece HDP, halkın oydaşmayla belirlediği üzerinde en geniş kabul olan adayı
destekleme durumunda olacak ve belki de Erdoğan’a karşı zaferi kazanacak adayı
kendisi belirlemiş olacaktı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bütün bu
önerilerimizi HDP’ye ve Demirtaş’a iletmeye çalıştık ve ilettik, en küçük bir
yankı bile gelmedi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bunun
üzerine kendimiz böyle bir anket yaptırmaya çalıştık. Anket şirketi
yöneticileriyle görüşmek bile mümkün olmadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">İşte bu
nedenle yenilginin baş sorumlusu kendini bir özne olarak görmeyen, yakalanacak
ana halkayı yanlış belirleyen, mücadelenin içinde bulunduğu konağı doğru
tanımlamayan HDP’dir. Stratejik yanlışlar taktik başarılarla giderilemez.
Sonrasında HDP’lilerin ve Kürtlerin fedakarlıkları hep o yanlış stratejinin bir
aracı olduğundan sonucu değiştirici bir etkide bulunamamıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bütün bu
çabalarımızdan bir sonuç çıkmayınca<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Apocu Kürt
Hareketi legal mücadelenin ipini şu aydınları, liberallere, “Kürdistani”lere
emanet etmeyi bırakmalıdır. Onları politika belirlemede değil, belirlenmiş bir politikayı
uygulamada elverişli ve işe yarar araçlar olurlar. Örneğin Cengiz Çandar ve Hasan
Cemal, bu anlamda iyi bir işlev görebilirler. Ama bir politika belirlemede
değil.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bütün bu
yanlış strateji yenilgiyi getirdiğini, bunun öyle olacağını yalvararak
defalarca söyledik. Önemli değil.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Ama halkımızın
dediği gibi, “düşmez kalkmaz bir Allah”, şimdi bizim önerilerimizi hor
görenlerin burnunu yere sürtüyor. Onları söylediklerinin tam tersini söylemek
zorunda bırakıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Biz yöntem
önerilerimizden bir sonuç çıkmayınca, eldeki verilere göre en geniş kesimlerden
oy alabilecek Mansur Yavaş’ın ismini Kürt Hareketi önermelidir, adam ülkücü veya
eski ülkücü olabilir, yaptığı işte ayrımcılık yapmıyorsa bu yeter. Erdoğan’ı
yenmek için, bize en yakın olan değil, karşı tarafın kabul edebileceği aday
gerekir dedik durduk. Sağın kabul edebileceği solun adayı değil, solun da kabul
edebileceği sağın adayı gerekiyor dediğimizde, “bir ülkücüyü nasıl önerirsin”, “Demir
Küçükaydın devrimciliği bırakmış” deyip, Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler, onun çiçekli
böcekli kalpli şehirli modern küçük burjuvaların dünyasına hitap eden söylemini benimseyenler,
şimdi bugün Yavaş’ı bile aratacak, ırkçı söyleme geçmiş Kılıçdaroğlu’na gidip
oy verecekler ve vermeyi savunuyorlar. Hem de hangi gerekçeyle? “Önemli olan Erdoğan’ı
yenmektir, Kılıçdaroğlu’nun bu söylemini görmezden gelelim” diyerek. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Hayat insanın
burnunu öyle sürter. Baştan bir yanlış yapmışsan, o senin karşına her adımda
çıkar. Hatalar bizden hızlı koşarlar. Şimdi olduğu gibi Kılıçdaroğlu’nun en
azgın ırkçı söylemine oy vermek zorunda bırakır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Burada madem
başladığın noktaya gelecektin bu boku niye yedin hikayesi geliyor insanın
aklına.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">İyin kötüsü
bu daha başlangıç, Kılıçdaroğlu kazanırsa, bu sefer Kılıçdaroğlu’nun başkanlık
sistemini uzatmak için en militanca savunucusu olduğu görülecektir. Aylarca kitap
boyutunda parlamenter sistem geçiş programı hazırlayanların orada yazdıklarını
kendi ayaklarıyla çiğnediği görülecektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Her neyse.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bunlardan
niye söz ettik. Yanlışı şu veya bu taktikte aramayın. Baştan yanlıştınız. O
başlangıç noktasına olaylar sizi zorla getirdi. Demokrasi, Kürt Sorununun Halli
vs. diyordunuz. Şimdi “önemli olan Erdoğan’ı yenmek” diyorsunuz. Ama bunun için
de en ırkçı söyleme destek vermek açıktan vermesiniz bile ses çıkarmamak
durumunda kalacaksınız. Kendinize saygınızı kaybedeceksiniz.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Peki kendinize
saygıyı kaybetmemek ve en azından bu ikinci turda olsun yenilmemek veya yenilinse
bile Kılıçdaroğlu’nun günahlarına ortak olmamak için ne yapılabilir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Kılıçdaroğlu’nun
danışmanları, ona Erdoğan’la karşı kazanabilmek için ırkçılık yarışına gir öyle
kazanabilirsin demişlerdir. O da onu uyguluyor. Ama en azından bu günaha ortak
olmamak ama aynı zamanda Erdoğan’ın yenilgisini ikinci turda olsun sağlamak için
ne yapılabilir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bir zaferin
birinci koşulu her şeyden önce gerçek durumu kendini hiç kandırmadan ortaya
koymaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Erdoğan’la arada
en azından 2,5 milyonluk bir fark var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu iki buçuk
milyonun yarısını olsun çekmek veya ikna etmek mümkün mü?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Halk da aptal
değil, böylesine bir uçtan öbür uca kaymalar muhtemelen daha büyük oy
kayıplarına yol açacaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Peki ne yapılabilir?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Önce şunu
bilelim. Erdoğan’a oy verenlerin üçte biri, karşı taraf daha iyi bir alternatif
sunmadığı, güven vermediği için Erdoğan’a kerhen oy verdi. Tıpkı Kürtlerin veya
bizlerin Kılıçdaroğlu’na kerhen oy vermesi gibi.,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bir de yine
bu bağlamda düşünülebilecek oy vermeyenler, sandığa gitmeyenler var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Sosyalistlerin
ve Kürt hareketinin yöneleceği kesim Sinan Ogan’a oy verenler değil, bu kesim
olabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu insanlara
ise daha ırkçı sloganlarla, ulaşılamaz. Bu insanların muhtemelen büyük bir
çoğunluğu haklı olarak iki tarafa da güvenmeyen insanlardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Biz bunlara
bir şeyler söyleyebiliriz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Belki bu bir
etki yaratabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Peki ne
söylemeliyiz?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Erdoğan’ın
en büyük kozunun, “<i>biz mecliste
çoğunluğuz, başkanlığı da almamız gerekir ki işler hızlı yürüsün, çift başlılık
olmasın, bunun için başkanlığı da bize verin</i>” argümanının etkili olacağı
söyleniyor ve herkes de bunu kabullenmiş durumda.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Şu an
muhalefetin tavrı bu argüman karşısında suskunluk ve ırkçılık yarışına girerek
ırkçıların oyunu almak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Biz tam da Erdoğan’ın
karşısındakilerce bile zımnen kabul edilmiş argümanının aksini savunan, onun
dayandığı varsayımı sorgulayan ve ona cepheden karşı çıkan bir tavır gerekir.
Yani Erdoğan’a en güçlü olduğunu düşündüğü noktadan saldırmak gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu
saldırının sloganı şu olabilir ve olmalıdır: <i>Güç bozar, mutlak güç mutlak
bozar.<o:p></o:p></i></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu parola,
bu slogan eğer her yere yazılır, duyurulur, herkesin bilincine kazınırsa tarafsızların
ve Erdoğan’a kerhen oy verenlerin onu dengelemeyi sorun edip Erdoğan’ı
dengeleyecek bir güç olarak Kılıçdaroğlu’na oy vermeleri mümkün olabilir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Güçleri birbirine
denk rakipler arasındaki bir mücadele her zaman ezilenlerin işine yarar onlar
arasındaki çatışmalardan yararlanılır. Hep ezenler ezilenleri birbirine düşürüp
“iti ite kırdırma” taktiği izlerler. Biz ezilenler niye izlemeyelim? <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Onlar
birbirine düştüklerinde ezilenlerin hareket alanı, koparacağı tavizler artar.
Onların hareket alanı daralır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Ekonomik
krizin tüm yükünün yoksulların sırtına yıkılmaması, hukuksuzlukların en azından
sınırlanması için Erdoğan’ın gücünü Kılıçdaroğlu’nun gücüyle, Kılıçdaroğlu’nun
gücünü Erdoğan’ın gücüyle dengele.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Temel fikir
bu olmalıdır. Böylece Kılıçdaroğlu’nun günahlarına da ortak olunmaz ve ona
karşı eleştiriden de sakınılmaz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Erdoğan
Parlamentoyu aldı, Başkanlığı da Kılıçdaroğlu alırsa, ikisi de köpeksiz köyde
değneksiz gezemezler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">O halde
bütün sosyalistlere, demokratlara ve Kürt hareketine öneriyorum: “güç bozar,
mutlak güç mutlak bozar”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">“Erdoğan
Parlamentoyu aldı, Başkanlığı da Kılıçdaroğlu alırsa, ikisi de köpeksiz köyde
değneksiz gezemesinler”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">“Güven belki
iyidir ama kontrol daha iyi: Meclisi Başkanla, Başkanı Meclisle kontrol et”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bu gibi sloganlar
bu ikinci turun sloganı ve vuruş yönü olabilir. Fazla bir zaman yok. Ama
Türkiye’nin sosyalistleri ve Kürt hareketi vuruş yönünü böyle belirler ve bu
sloganları, parolaları herkesin kulağına iletir ve hafızasına kazırsa tarafsızların
kerhen oy verenlerin bu parolalara oy vermesi sağlanabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Bunu başarabilirsek,
halka, ezilenlere bir çıkış yolu göstermiş oluruz. Onlar bunu benimseyebilir ve
ikisini de birbirine karşı bir denge unsunu olarak çıkarıp kendi hareket
alanlarını geliştirebilirler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Elbet bu
sloganın daha güzel ve veciz biçimleri bulunabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Önemli olan
ardındaki fikirdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">İkinci turda
böyle bir yoğunlaşma, sorunu yapısal sorunlara çeker. Yenilsek bile halkın
hafızasına çok önemli bir doğruyu kazımış oluruz. Güç bozar, mutlak güç mutlak
bozar. Bir gün halk kendisi bir anayasa yapacak durumda olursa bunun tortusu
oralardı bir yankı bulabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">19 Mayıs
2023 Cuma<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><a name="_Hlk124620437"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></a></p>
<p class="MsoNormal"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">demiraltona@gmail.com</span></a><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Blog: </span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">https://demirden-kapilar.blogspot.com/</span></a><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Youtube Kanalı: </span><a href="https://www.youtube.com/user/demiraltona"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">https://www.youtube.com/user/demiraltona</span></a><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Podcast: </span><a href="https://soundcloud.com/demirden-kapilar"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">https://soundcloud.com/demirden-kapilar</span></a><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">Kitaplarımızı İndirmek İçin:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg</span></a><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%;">https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA</span></a><u><span style="color: #0563c1; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-themecolor: hyperlink;"><o:p></o:p></span></u></p>
<p class="MsoNormal"><u><span style="color: #0563c1; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-themecolor: hyperlink;">https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin<o:p></o:p></span></u></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-36967328228213530242023-05-18T14:44:00.000+03:002023-05-18T14:44:06.407+03:00İlk Yapılması Gereken Durumun Umutsuz Olduğunu Görmek ve Bundan Hareket Etmektir (Evet İkinci Tur İçin Umut Yok! Peki Ne Yapılabilir? - Umut ve Umutsuzluk Üzerine) <p><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 16pt;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPQIPfZq24awAqle8gQdSwLiZ7IAtJgdDg5MK_OqKi0HbQA7k6CNftusMxkpoiy62NHbjtu1C6qxWKRMNawWUNilr7_R5Y4w8ZBu1U-o0k8Z8wl1JJi9Z0jrusLqAwJohxWmm804HNqsZQ8pp1SUJnV9dvgGlbODWJ30OfHgKcWO7lHiqmTvqGSqTC/s1600/sosyalizmin%20sorunlari%20dergisi1-2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1182" data-original-width="1600" height="236" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPQIPfZq24awAqle8gQdSwLiZ7IAtJgdDg5MK_OqKi0HbQA7k6CNftusMxkpoiy62NHbjtu1C6qxWKRMNawWUNilr7_R5Y4w8ZBu1U-o0k8Z8wl1JJi9Z0jrusLqAwJohxWmm804HNqsZQ8pp1SUJnV9dvgGlbODWJ30OfHgKcWO7lHiqmTvqGSqTC/s320/sosyalizmin%20sorunlari%20dergisi1-2.jpg" width="320" /></a></div>Seçim yenilgisi bütün muhaliflerin kimyasını bozmuş durumda,
kimse durumu ve yenilgiyi kabullenmek istemiyor, kimse yenilginin temel
nedenlerine yönelmek istemiyor. Kimse muhalefetin sorunu ortaya koyuşu, görev
belirlemesi ve stratejisi üzerinden tartışmıyor.<p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Tartışmalar ya taktiklere ya propaganda tekniğine veya
nelerin öne çıkarılması gerektiğie ya da şu veya bunun yanlış yapıldığına
ilişkin düzeyde yürüyor. Kimse stratejik bir yanlışın taktik başarı veya doğru hamlelerle
ortadan kaldırılamayacağı gerçeğini hatırlamak istemiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Ama daha da kötüsü var. Bu taktik ve teknik düzeyde olsun
yenilginin nedenlerini aramak bile iyi sayılabilir. Bir de yenilgiyi kabul
etmeme veya edememe hali var. Bu da komplo teorilerine sarılma, sonuçları seçim
akşamı yapılar birkaç milyonluk bir hile ile açıklama biçiminde ortaya çıkıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bu da komplo teorilerine sarılmak neredeyse tüm
muhalefetin sosyal medya müdavimlerini pençesine almış görünüyor.<span></span></span></p><a name='more'></a><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Elbet bunlar anlaşılabilir insanı zaaflardır. İnsanoğlu
hatalar ve unutkanlıklar karmaşasıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bu komplo teorilerine umut bağlayanlar veya yenilgiyi
bunla açıklamaya çalışanlara CHP ve HDP (YSP) sözcülerinin ve seçim güvenliği
ile ilgili olarak görevlendirdiklerinin basın açıklamalarını gösterdiğimizde
bunların da komplonun bir parçası olduğunu bile söyleyenler çıkıyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Halbuki biraz düşünseler, destekledikleri partinin
organlarının görevlendirdikleri eğer komplonun bir parçası ise o partilerin
bütün strateji ve adaylarının da öyle olması gerekmez mi?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Ve bizler bu partilerin gösterdiği adayları destekleyerek
nesnel olarak bu komplonun bilinçsiz aracıları olmadık mı diye bile kendilerine
sormaları gerekmez mi?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Hele durumunuz benim gibi ise, yani başından beri yanlış
yapıldığını söylemiş ve farklı bir strateji ve taktikler önermiş bir insan
iseniz, bu durumdakileri biraz aklı selime, hatalı davrandıklarını kabule davet,
yanlış bir politikayı desteklediklerini bunun üzerine düşünmeleri gerektiği şelindeki
bir ima bile, çok saldırgan tepkilerle karşılık buluyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Her neyse, bunlara alışkınız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Çünkü bu küçük bir yenilgi sayılır, bizlerin yaşadığı
dünya tarihsel yenilgiler yanında.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;"> Bizler 1989-90’larda
“sosyalizm” denen bürokratik diktatörlüklerin çüküşünü yaşamış bir kuşağız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">O muazzam çöküşte, “sosyalist” ülkelerin işçilerinin
kapitalizme veya Batı’ya ayaklarıyla oy verdikleri zaman bile “Sosyalist”
ülkeleri savunanların veya onların sosyalist olduğnu söyleyenlerin hiçbiri, bu
dünya tarihsel yenilgi ve çözülüşten sonra olsun, bu ülkelerin sosyalist değil,
bürokratik diktatörlükler olduğunu, Ekim devriminden sonra Rusa’nın geriliği ve
tahrip olmuş ekonomisinden gücünü alan bir karşı devrim yaşandığını söyleyen
teşhisi ve öngörüleri tarihsel olarak olgularla da kanıtlanmış olan Troçki’nin
açıklamalarını kabul etmedi. Gelişmeleri,emperyalizmin propagandası ile, oradaki
halkın bürokratik egemen kasta dolayısıyla o kastın keyfi egemenliği ile özdeşleşmiş
sosyalizm düşmanlığnı emperyalizmin propagandası ile açıklamaya devam ettiler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">En kabadayıları birer liberale veya esoterik denebilecek
akımlara eğilim gösterdiler. Hala o ülkelerden “sosyalist ülkeler” diye söz ediyorlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Şimdi de aynı durumları görüyoruz. Erdoğan’a oy veren
işçi sınıfını, yandaş medya propagandasına kapılmakla, birkaç yardıma kendini
satmakla, cehaletle aptallıkla suçlamalar gırla gidiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">O zamanlar da “Sosyalist” ülkelerin ayaklarıyla batıya ve
kapitalizme oy veren halklarına benzeri şeyler söyleniyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Komplo teorileri gerçekle yüzleşmekter kaçmanın, basit ve
kolay çözümlerle durumu açıklamanın, kendini kandırmanın aracıdırlar. Bunlara
bu kadar yeter.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Yenilgi karşısındaki refleksler bağlamında bir de umut ve
umutsuzluk konusuna değinmek gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Muhalefet saflarında en aklı başında olanlarda bile şu refleksi
görüyoruz: “Evet birinci turda yenildik, hile de yapılmış olsa bunu
engelleyememek de bir yenilgidir. Bunu bir kenara bırakalım. Ama hala
kazanabiliriz. Umudu yitirmemek gerekir. Umudun yitirilmesine yol açacak söz ve
davranışlardan kaçınmalıyız. Şimdi yanlışlar vs. üzerinde durmanın, umutsuzluk
ve moral bozukluğu yaratmanın zamanı değil, şimdi umutları korumalı ve mücadele
azmini beslemeliyiz.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Türkiye’deki şehir küçük burjuvazisine ve aldınlara
egemen bir ideolojidir bu umut bağımlılığı ve tacirliği. “Ayy umudumuzu
yitirmeyelim”. “Ayyy umutlarımızı koruyoruz” vs. vs. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Hemen şu an aramadan rastgele bir örnek. Twitter’den<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">“Ümitsizliğe
düşmenizden havlu atmanızdan medet umuyorlar, karşı tarafın elindeki tek koz ve
tek umut sadece bu.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Başka da bir
umutları inanın yok.”<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bir başka örnek:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">“Kemal
Kılıçtaroğlu Umuttur, Umut dimdik ayakta”<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Böyle yüzlerce binlerce umut bağımlısı sözler
görebilirsiniz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Sola egemen bir gizli varsayım var burada. Umut yoksa
insanlar mücadele etmezler. Umutları korumak için de gerçeği kabul etmekten ve
onunla yüzleşmekten ise, en azından bunu erteliyerek umudu sürdürmeyi sağlamalıyız
ki insanlar umudunu yitirmeyip ikinci turda da oy kullansın.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Yani umudun olup olmumusu ile mücadele arzusu ve isteği
arasında doğrudan bir ilişki olduğu
arsayımına dayanıyor bütün umut güzellemeleri.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bu yazıda, aslında eski yazılardan yapacağım bu
hatırlatmada, Doğu Avrupa’nın çöküşünden sonra, aşağı yukarı bugünkü gibi bir psikolojinin
egemen olduğu bir ortamda bu umut ve
umutsuzluk konusunda yazdıklarımı aktaracağım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Yeni bir yazı yazmaktan ise aktarmakla yetinip bu yazıyı
bu umutsuzluk konusuyla sınırlayacağım ki, yenilgi ve ikinci tur konusunda bu
gibi yan sorunlardan sıyrılmış olarak ayrı bir yazı yazabileyim.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">1994 yılında Avrupa’da yaşayan, hala şu veya bu biçimde
sosyalizm diyen insanlar olarak “<i>Sosyalizmin
Sorunları</i>” diye bir dergi (Dergi hukuki bir sorun çıkardığından “<i>Kitap dizisi</i>” çıkaralım dedik. Ragıp
Zarakolu’nun Belge yayınları iki sayı çıkabilen bu dergiyi yayınlamıştı.)
çıkaralım ve sosyalizmin sorunları olarak neleri görüyoruz, bunların en azından
bir listesini çıkaralım ve sonra bunları ele alalım diye düşünmüştük ve
derginin ilk sayısının konusunu da derginin adı da olan “<i>Sosyalizmin Sorunları</i>” olarak blirlemiştik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">İşte o sayıda ben de ilk sayıya katkı olarak “<i>Sosyalizmin Sorunları Üzerine Sere Serpe
Düşünceler ya da Bilimsel Sosyalizm'den
Ütopik Sosyalizm'e</i>” başlıklı bir yazı yazmıştım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Bu yazıda bu umut ve umutsuzluk konusunu ele alıyor ve ilk
önce drumun umutsuz olduğundan hareket etmeliyiz, tezini savunuyor ama ayrıca
umutsuzluğun insanların mücadele azmini azalttığı varsayımını sorguluyor ve
eleştiriyordum. Ayrıca bu umut ve umutsuzlukla bağlantılı olarak, sosyalizmin bilimsel
olarak değil, artık ahlaki bir seçim olarak temellendirilmesi ve savunulması
gerektiğini savunuyordum. Bu nedenle de başlığa “<i>Bilimsel Sosyalizm’den Ütopik Sosyalizme</i>” alt başlığını koymuştum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Elbette yukarıdaki iki önerme kabul edilen varsayıma
bağlı olarak, birbiriyle içten bağlıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Yani eğer umutsuzluğun insanların mücadele azmini
azalttığı gibi bir varsayımınız varsa, durum umutsuz olsa bile umut varmış gibi
gösterirsiniz eğer mücadele etmek istiyorsanız. Halbuki umutsuzluğun mücadele
azmini azaltmadığı hatta esas radikal mücadelelerin umutsuzluktan
kaynaklanabileceği gibi bir varsayımınız veya gözleminiz varsa o zaman gerçeği
yani durumun umutsuz olduğunu kabul etmekten çekinmezsiniz. Ve de gerçek
devrimcidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">Neyse lafı fazla uzatmayalım. O yazılardan konuyla ilgili
iki bölüm alıntılayalım.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">“(…)<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Durum böylesine umutsuz? <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Peki bu durumda ne yapmak gerekir? <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Önce kendimize, insanlığa ve ezilenlere karşı dürüst olmak gerekiyor.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Yani, aman “insanlar umutlarını yitirirler; moralleri bozulur bu da
mücadele azimlerini azaltır” gibilerden gerekçelerle kaçamaklar yapmadan
durumun umutsuzluğunu, çıkışsızlığını, rezaletini açıkça ortaya koymak
gerekiyor. Bunu başarmadan bir tek adım bile atmak mümkün değildir. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Peki bu umutsuzluktan; sosyalizmin, adeta olanaksızlığından hiçbir şey
yapmamak gibi bir sonuç çıkar mı?<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Eğer bir "bilimsel sosyalist" iseniz evet, ama bir ütopik ya da
ahlaki sosyalist iseniz hayır. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Bilimsel Sosyalizmin kurucuları Marks-Engels'in günahını almayalım. Onlar
bilimsel olarak dünya tarihi sosyalizme doğru bir gidiş içinde olduğu
kanıtlandığı için sosyalist değillerdi; onlar bu bilimsel kanıtlar olmadan da
sosyalisttiler; inançlarına bir de bilimsel kanıtlar bulmuşlardı. Bilimsellik
sosyalist olmanın bir nedeni değil, o uğurda mücadelenin bir aracıydı. Sonra bu
ikisi yer değiştirdi. İnsanlar, bilimsel olarak sosyalizm tarihin gidiş yönünde
bulunduğu için sosyalist olmaya, ya da sosyalistliklerini böyle ifadelerle
gerekçelendirmeye başladılar.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Bizler de politik kültürümüzü böyle edindik. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Peki, bilimsel olarak, sosyalizmin mümkün olmadığı kanıtlansa, sosyalist
olmamak mı gerekiyor? "Bilimsel Sosyalist" iseniz, yani bizlerin
politik kültüründen bir "bilimsel sosyalist" iseniz öyle. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Ama sorunu şöyle de koyabilirsiniz?<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">“Ezen var ezilen var. Ben ezilenden yanayım. Bu dünya rezil, iğrenç bir
dünya, bu iğrençliğe karşı, dayanışmacı, eşitlikçi; kara değil insanların
ihtiyaçlarına, hatta yeryüzündeki tüm canlıların ve yaşam koşullarının
dengelerine göre üretim yapan bir düzen gereklidir. Bilimsel olarak mümkün olup
olmadığı beni ilgilendirmiyor. Ben tercihimi siperin bu tarafında yapıyorum. Bu
ahlaki bir seçimdir ve ütopik bir sosyalizmdir; yani zorunluluğu ya da
olanaklılığı bilimsel olarak kanıtlanmamış ve böyle bir kanıtlamaya ihtiyaç
duymayan bir sosyalizmdir.” <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Ezilenlerin artık gerekçesini ahlaki bir seçimde bulan bir sosyalizme
ihtiyaçları var ve ancak böyle bir sosyalizm onların mücadelelerine hizmet
edebilir. Bundan sonra “Bilimsel Sosyalizm” muhtemelen, sosyalizme karşı
güçlerin sosyalizmin olanaksızlığını kanıtlamalarının ve ezilenleri bu uğurda
mücadeleden vaz geçmeye çağırmalarının aracı olacaktır.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Böyle bir silahı onların elinden alabilmek için, bizler, onlardan önce, yine
bilimsel sosyalizmle durumun umutsuzluğunu açıkça söylemeli ve tam da bu
umutsuz durum nedeniyle, mücadele etmekten başka yapacak hiçbir şey olmadığı
için insanları sosyalizm için mücadeleye çağırmalıyız. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Elbette bilimsel sosyalizmin teorik araçları, yöntemleri, kavramları bu
uğurdaki mücadelede durumu daha iyi kavrayabilmek; güçleri daha iyi
belirleyebilmek, hatta bizzat ahlaki sosyalizmimize neden olan koşulları
açıklayabilmek için kullanılabilir ama artık gerekçemiz bilimsel değil, ahlaki
bir seçimdir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Bunun içindir ki bu yazının başlığı bilimsel sosyalizmden ütopik
sosyalizme. <o:p></o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt; text-align: center;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">*<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">İşgale uğramış bir ülke düşünün; o ülkenin bütün ahalisi işgalcilerle iş birliği
içinde ya da ona can atıyor. “Bu işgale direnmek gerekir” diyenleri bir kaşık
suda boğmaya hazırlar. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">O işgale direnmek isteyenler ise; işgalciyi kovmak için ne yapacaklarını,
kovmaya güçlerinin yetip yetmeyeceğini; kovsalar yerine ne koyacaklarını, hasılı
hiçbir şeyi bilmiyorlar. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Ne yapılabilir? <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">İnsanları tam da bu umutsuzluktan dolayı savaşa çağırmak gerekiyor. Evet
bizim durumumuz umutsuz; ama iş birliğine devam ederseniz o zaman hiç mi hiç
umut yok demek gerekiyor. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Daha zengin bir hayat için değil; yok olmamak için mücadeleye çağırmak
gerekiyor. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Sorun sosyalizmi daha kabul edilebilir; daha ehli hale getirmek değildir.
Örneğin "biz fakirlikte değil; refahta eşitlik istiyoruz gibilerden"
ehlileştirmelere açıktan karşı çıkmak gerekiyor. Sosyalizmi “vahşi”leştirmeliyiz;
daha az kabul edilebilir hale getirmeliyiz, "yoksullukta eşitlik"
önermeliyiz. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Zaten sorunların açıkça ortaya konuluşu başka bir öneriye olanak tanımaz.
<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Bütün bildiğimiz her şeyi unutmamız gerekiyor. Sosyalist bir hareketin
doğup doğmayacağını; doğarsa hangi güçlere hangi örgüt ve mücadele biçimlerine
dayanacağını; hiçbir şey bilmiyoruz. Her şeyi bir öğrenci olarak; içinde
yaşayarak, yeniden öğrenmeyi öğrenmeliyiz. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Ömer Seyfettin bir hikayesinde "vatan bayrağın dalgalandığı yer
değil midir" diye bir söz söyletir ihtiyar forsaya. Bizler de nerede bir
baskı ve sömürü ve ona karşı en cılız da olsa insani bir direniş varsa orada
yer almalı; onun içinde yaşayarak o yeni doğan biçimleri tanımaya anlamaya
çalışmalıyız. Örgütler kurmaya falan kalkmamalıyız. Artık hattı müdafaa yok
sathı müdafaa vardır. Bugün yapılacak iş ordulaşmaya kalkmak değildir. Olamaz
da zaten böyle bir şey. Çeteleşmektir yapılacak iş. Nerede bir direniş varsa; hatta
bu direnişi yapanlar eşkiyalar bile olsa onların yanında yer almaktır. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Kendi problematiklerimizle o küçük direniş tohumlarını boğmaktan
kaçınmalı; aksine onların problematiklerini öğrenmeye, kavramaya çalışmalıyız. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Kapitalist toplumun gözeneklerinde onun zayıf anını kollayan virüsler
gibi, mikroplar gibi yaşamalıyız. Sivrisinekler gibi onu sürekli
vızıltılarımızla rahatsız etmeli; fareler gibi kemirmeliyiz. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Gerekçesini insanlığın umutsuz durumundan ve ahlaki bir seçimden alan
böyle bir sosyalizm tohumu; belki bir olasılık olarak sosyalist bir hareketin
kristalizasyonunda bir maya rolü görebilir. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Unutmayalım, en son kaos teorilerinin kullandığı bir metaforla ifade
etmek gerekirse, Çin'deki bir kelebeğin kanat çırpışı Amerika’da bir kasırgaya
yol açabilir. Açar değil, açabilir, bu küçücük de olsa bir olanaktır. O halde
yapılacak iş bellidir: Çin'deki bir kelebeğin kanat çırpışı olmak. Kim bilir
belki Amerika'da bir kasırga kopar!</span></i><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Bu yazımın bu son bölümünde de ifade
edilen görüşlere, “çok umutsuz” olduğum gibi eleştiriler gelmişti ve ikinci bir
yazıda bunlara şöyle cevap vermiştim:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">„Umutsuzluk
ve Umut<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Mektuplara
da yansıyan ama sözlü olarak dile getirilen en önemli eleştiri, yazarın çok
umutsuz olduğudur. Şunu açıkça, tekrar, belirtmeli ki: durum umutsuzdur, yazar
değil. Yazarın çok umutsuz olduğu yönündeki eleştirileri yapanlardan çoğundan,
"durum aslında öyle değildir şöyledir" veya "durum dediğin
gibidir ama ondan öyle değil de böyle bir sonuç çıkarmak gerekir"
gibilerden durumu, duruma ilişkin yargıları ve kabulleri veya çıkarsamaları tartışan
eleştiri gelmedi. Yazarın öznel durumuna ilişkin eleştiri yapanlar nesnel
duruma ilişkin bir tartışmaya çekilmeye çalışıldığında, bundan sürekli
kaçınıldığı görülüyordu. Bu da, aslında, yazıda belirtilmiş son derece insani
bir tepkinin ifadesiydi.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Yazıyı
okuyup da durumu değil, yazarı umutsuz görenler, yani umutsuzluğun nesnel
durumun ifadesi değil yazarın öznel yargısı olduğunu söyleyenler ya da
yazanlar, aslında tamamen nesnel durumu hiç yansıtmayan öznel yargılarını ifade
etmektedirler. Ve eleştiri yazan sosyalistlerin bu, durumun berbatlığını
görmeyen, öznel değerlendirmeleri, nesnel bir gerçek olarak, durumun
çıkışsızlığını, umutsuzluğunu katmerlendirmektedir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Eğer
bütün sosyalistler, ya da onların ezici bir çoğunluğu yazar gibi
"umutsuz" olabilseydi; ya da yazarın ifadesiyle "Durumun
umutsuzluğunu" görebilseydi, durum daha fazla umut vadedici olabilirdi.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Yazarın
yapmaya çalıştığı aslında tam da budur. O durumun umutsuzluğundan bir mücadele
stratejisi çıkarmaya çalışmaktadır. Yazara göre umut, durumun umutsuzluğunun kavranmasındadır.
Umut umutsuzluktadır. <o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">"Negatif
Diyalektik"<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Aslında
durumun umutsuzluğunu görmeyen ya da görmek istemeyip yazarın umutsuzluğu
biçiminde tepki gösterenler gizli bir varsayımı paylaşıyorlar: durum umutsuzsa
mücadele etmenin anlamı yoktur. Ya bu işi bırakmak, ya da intihar etmek
gerekir. Umutsuz bir insan mücadele edebilir mi?<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Yazar
bu varsayımı paylaşmamaktadır. Her ne kadar bizler, marksizmin evrimci,
aydınlanmacı yorumlarıyla aşırı yoğrulduğumuzdan, kavramakta güçlük çeksek de
umutsuz bir durumdan da en az umutlu bir durumdan olduğu kadar mücadeleci
gelenekler çıkar. Hatta insanlık tarihinde umutsuzluktan çıkan mücadeleler daha
önemli bir yer tutarlar.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Bizler,
aydınlanmacı zaman ve iyimserlik kavramıyla yetiştiğimizden, kavramakta güçlük
çekebiliriz ama sınıflı toplumlar boyunca; insanların kafasında düzgün doğrusal
değil daha dairesel, çıktığı yere dönen; ya da „artık sonuna gelinmiş zaman“ („Ahir
zaman“) kavramlarının olduğu antik uygarlıklar çağında, binlerce yıl, insanlar
yine de adil, baskısız bir hayat ve toplum özlemi için mücadele etmekten geri
durmamışlardır. Hatta insana zerrece seçim hakkı ve umut tanımaz görünen en
kaderci felsefeler, en keskin, en radikal mücadelelere dayanaklık etmişlerdir.
En radikal isyanlar, kıyamet habercisi Mehdi'lerin öncülüğünde yapılmışlardır.
Mesih'ler "Mahşer günü yakın" diyerek insanları mücadeleye
çağırmışlardır.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Tarih
boyunca hemen bütün ayaklanmalar umuttan değil, umutsuzluktan, yapacak başka
hiç bir şey kalmamasından dolayı patlak vermişlerdir. Umut ise, onlarca,
yüzlerce, binlerce yıl, toplumun derinliklerinde ve ortak hafızasında gizlice
yaşamış bu çiçek, umutsuzluk patlamaya yol açtıktan sonra tekrar yeşerebilecek
bir toprak bulur. Umutsuzluğun yol açtığı ayaklanmalar umudu yeniden yeşertir.
Umudu yaratan umutsuz durumlardır. Umudunuz varsa, kaybedecek bir şeyiniz var
demektir. Ama umudunuz yoksa, artık kaybedecek hiç bir şeyiniz yok demektir.
Tıpkı, köşeye sıkışmış bir kedi gibi her şeyi yapabilirsiniz. Umutsuzluk,
kaybedecek umudun bile olmaması, en radikal eylemlerin; en uzun soluklu
girişimlerin ana koşuludur. Sanılanın aksine, umutsuzluk umuttan daha patlayıcı
ve devrimcidir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Aslında
Marksizm, Tarihsel Maddecilik, "Frankfurt Okulu" ya da "Eleştirel
Toplum Kuramı" aracılığıyla iyimser; aydınlanmacı; teknik hayranı
özelliklerinden çoktan kurtulmuştur. Ama bu teorik kazançlar ve katkılar, ne
yazık ki binlerce sosyalist için, büyük ölçüde bürokratik ve reformist
sosyalizmin yerleştirdiği önyargılar nedeniyle anlaşılmaz ve bilinmez kalmaya;
dolayısıyla Marksizmin en devrimci yanı ve geleneğinden kopukluk sürmeye devam
etmektedir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Umutsuz
olarak, reddediş aracılığıyla mücadele geleneği, tarihsel maddeciliğin bu
gerçek dip akıntısı; faşizmin yükselişi esnasında en verimli felsefi ürünlerini
ortaya çıkardı. Benjamin, Marcuse ve Adorno bu çabanın en bilinen isimleridir.
Yazar da geçen sayıdaki yazısında aslında bu geleneğe, bu "negatif
diyalektiğe" dayanmaktan başka bir şey yapmıyordu; yazar sadece faşizmin
yükselişinden de daha dehşet verici bu günkü durumu yaşadığı için; o zaman hiç
tartışılmamış ya da olası görülmemiş birkaç küçük adım atıyordu sadece. Aslında
tarihteki her yeni fikir de küçük adımlardan ibarettir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Yazarı
umutsuzlukla suçlayanlara ve umutsuzluğun sosyalizmle veya bir mücadele ile
bağdaşmayacağını savunanlara, Herbert Marcuse'nin şu satırları en iyi cevabı
verir ve yazarın tavrını en mükemmel biçimde ifade eder:<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 14.2pt; margin-right: 14.15pt; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">"Hiçbirşey
bunun iyi bir son olacağını göstermiyor. Yerleşik toplumların ekonomik ve
uygulayımsal yetenekleri en alttakilere yeni düzenlemeler ve ödünler için
olanak sunacak denli yeterli ve geniştir, ve silahlı güçleri ivedi durumlar ile
ilgilenecek denli eğitimli ve donanımlı. Bununla birlikte, hortlak yine
oradadır, ileri toplumların sınırlarının içerisinde ve dışarısında. Uygarlık
imparatorluğuna gözdağı veren barbarlar ile yüzeysel ve tarihsel koşutluk
soruna önyargı getirmektedir; barbarlığın ikinci dönemi pekala sürekli uygarlık
imparatorluğunun kendisi olabilir. Ama şans şudur ki, bu dönemde tarihsel uçlar
yine de buluşabilirler: en ileri insanlık bilinci, ve onun en sömürülen gücü. Bu
bir şanstan ötesi değildir. Eleştirel toplum kuramının şimdi ve bunun geleceği
arasındaki uçurumu birleştirebilecek hiçbir kavramı yoktur: hiçbir söz
vermeksizin ve hiçbir başarı göstermeksizin, olumsuz kalmaktadır. Böylece,
umutsuz olarak, yaşamlarını Büyük Reddedişe vermiş olanlara ve verenlere bağlı
kalmayı istemektedir.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 14.2pt; margin-right: 14.15pt; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Faşist
evrenin başlangıcında Walter Benjamin şunları yazmıştı:<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 14.2pt; margin-right: 14.15pt; margin-top: 6.0pt;"><i><u><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Nur
um der Hoffnungslosen Willen ist uns die Hoffnung gegeben.<o:p></o:p></span></u></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 14.2pt; margin-right: 14.15pt; margin-top: 6.0pt;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Salt
umutsuzlar uğrunadır ki bize umut verilmiştir."“<o:p></o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 14.2pt; margin-right: 14.15pt; margin-top: 6.0pt; text-align: center;"><i><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">*<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Bu yazılar 1994 yılında yazılmış ve „<i>Sosyalizmin Sorunları Kitap Dizisi</i>“nin 1. ve 2. Sayılarında ayınlanmıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Yazıların tamamını şuradan okuyabilirsiniz.<br />
<i><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2014/09/sosyalizmin-sorunlar-uzerine.html">Sosyalizmin
Sorunları Üzerine Tartışmalaın Tarihine Katkı:</a></i><br />
</span><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;"><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/2014/09/sosyalizmin-sorunlar-uzerine.html"><span lang="DE">https://demirden-kapilar.blogspot.com/2014/09/sosyalizmin-sorunlar-uzerine.html</span></a></span><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;"><o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt; text-align: center;"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Bir
sonraki yazıda neler yapılabileceği üzerine önerilerimizi ele alalım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: TR;">18 Mayıs 2023 Perşembe<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><a name="_Hlk124620437"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></a></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">demiraltona@gmail.com</span></a><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Blog:
</span><a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">https://demirden-kapilar.blogspot.com/</span></a><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">Youtube
Kanalı: </span><a href="https://www.youtube.com/user/demiraltona"><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;">https://www.youtube.com/user/demiraltona</span></a><span lang="DE" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%; mso-ansi-language: DE;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Podcast: </span><a href="https://soundcloud.com/demirden-kapilar"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">https://soundcloud.com/demirden-kapilar</span></a><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">Kitaplarımızı İndirmek
İçin:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg</span></a><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA</span></a><span class="MsoHyperlink"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 120%; margin-top: 6.0pt;"><span class="MsoHyperlink"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;">https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin</span></span><span class="MsoHyperlink"><span lang="EN-US" style="font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 16.0pt; line-height: 120%;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="EN-US"> </span></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-81417261973131131932023-05-12T17:21:00.002+03:002023-05-12T17:21:29.247+03:00Muhalefet kendi yanlışlarına rağmen zafer kazanmış olacaktır. - Aykırı Görüşler - 6<iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/Uz1-F6VfJhg" width="480"></iframe><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.05); color: #0f0f0f; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 14px; white-space: pre-wrap;">Seçimlerden önceki bu son videoda bugüne kadar muhalefetin ve bizim izlediğimiz politikalar karşılaştırılıyor ve Muhalefetin yaptığı ölümcül yanlışların halkın aşağıan iteklemesiyle düzeldiği eğer bir zafer gelirse bunan yanlış politikalara rağmen olacağı savunuluyor.</span>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-21385664646066381862023-05-04T13:47:00.004+03:002023-05-04T13:47:30.264+03:00Oylarım, Gerekçeleri ve Demirtaş’ın Twiti<p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhbeAw_8pm5WjMKFzgaAUSwVFvhfUQa7MT7lY6wSHTMpQPyeLEvKD2osYtxWhMITJdYtclbTdGwM5iZlt2WJT1BoPyQ89JmgqGz-Jc8Gvuq52pf0Cwz7IZ2c1wzVCliEtcgW2eKpnJe6noZpSUP2o367Mtqhfpp4ra_QSDJzqQeHmw3pB2NN8aCCVL/s681/2023-05-04_12-15-20.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="681" data-original-width="590" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhbeAw_8pm5WjMKFzgaAUSwVFvhfUQa7MT7lY6wSHTMpQPyeLEvKD2osYtxWhMITJdYtclbTdGwM5iZlt2WJT1BoPyQ89JmgqGz-Jc8Gvuq52pf0Cwz7IZ2c1wzVCliEtcgW2eKpnJe6noZpSUP2o367Mtqhfpp4ra_QSDJzqQeHmw3pB2NN8aCCVL/s320/2023-05-04_12-15-20.jpg" width="277" /></a></p><span style="font-size: 18pt;">Dün Berlin’deki Türk konsolosluğunda oyumu verdim.</span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Önce sakin olur diye sabah erken, sekiz buçukta gitmiştim.
Kapılar açılmadan bile en az elli metre kuyruk vardı. Hem yorgundum hem kısa
zamanda oy veririm diye ilaçlarımı almamıştım, bu nedenle, akşamları da sakin
oluyormuş akşam dokuzdan önce gelirim diye geri döndüm.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Bu arada kızım 60 yaş üstünün ve engellilerin kuyrukta
beklemeden öne alınabildiğini de söyledi. Boşuna geri dönmüşüm, yaşlı olduğumu akıl
edememişim, bilseydim beklerdim diye düşündüm.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Akşam gittiğimde ise kuyruk yüzlerce metreyi buluyordu.
Bereket yaşlılık ilk kez işe yaradı ve öne alındık. Ama yaşlı ve engelliler
için de epey bir kuyruk vardı. Yine de yarım saat sonra oy kullanabildim.<span></span></span></p><a name='more'></a><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Beklerken, bizim Yeşil Sol’dan tanıdığım müşahit bir
arkadaşla biraz sohbet ettik. Ben “katılım çok güçlü galiba” deyince, o
kendisinin yıllardır bu işi yaptığını, ilginin ve katılımın diğer seçimlerden
çok da farklı olmadığını, biraz farklı olduğunu söyledi. Ama daha ilginç bir şey
de söyledi. Ben “galiba muhalefeti destekleyenler daha fazla, tipler giyimler
vs. öyle görünüyor” deyince, “tiplere ve giyinişlere bakarak karar vermenin
yanıltıcı” olduğunu söyledi. “Bakıyorsun, hali tavrı, giyinişi şehirli orta
sınıf, bu millet ittifakından diye düşünüyorsun saf kan Erdoğancı, ya da
tersine başı örtülü diye hemen AKP’liler yardımcı olmak istiyorlar, bir bakıyorlar
Kürt, yeşil soldan belli, kös kös geri dönüyorlar. Artık insanların eğilimini
tipinden, kıyafetinden anlamak mümkün değil.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Benzer bir gözlemi ben de seksenler sonrasında dışarı çıktığımda
yapmıştım. Giyiminden vs. solcu olacağını sandıklarım pek ala sağcı
çıkabiliyordu. Halbuki bir zamanlar insanların tipine bakıp, hangi örgüt veya
siyasetten, hatta onun hangi fraksiyonundan olduğunu bile tahmin edebilirdik.
Demek ki bu eğilim artık tüm topluma yayılmış.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Bence iyi bir şey, biçimin ve görünüşün anlamını ve ayırıcı
özelliğini yitirmesi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Bu nedenle izlenimlerime göre bir tahminde bulunamayacağım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Ama her iki tarafın da bütün yedeklerini sahaya sürdüğü gibi
bir izlenim edindim. Şimdiye kadar Erdoğan karşısında genellikle ona destek
vereceklerin sandığa gitmemeleri ile zafer kazanılmıştı. Buradan bir çıkarsama yapılabilirse,
eğer Erdoğan’ı destekleyenler sandığa biraz daha az ilgi gösterirlerse
muhalefet kazanır, eğer onlar da aynı ölçüde yoğun katılım gösterirlerse pata
olur. Yapabileceğim tek tahmin bu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Şimdilik, muhalefet daha angaje ve coşkulu görünüyor ama bu muhalefet
yankı odasının yarattığı bir yanılsama da olabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Evet, oyumu Kılıçdaroğlu’na ve Yeşil Sol Parti’ye verdim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Çıkınca yolda Demirtaş’ın sabahtan haber verdiği twitini
gördüm.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">“Türkiye'nin
13. Cumhurbaşkanı Sayın Kılıçdaroğlu,<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Allah
yolunuzu açık etsin.<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Ayrışmayı
bitireceğinize, toplumsal barışı sağlayacağınıza, Türkiye'yi refaha, huzura
kavuşturacağınıza yürekten inanıyorum.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Benim oyum
sizedir, Sayın #CumhurbaşkanıKılıçdaroğlu”<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Herkes de benimsemiş, benzeri şeyleri yazarak retweet atıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">(İçimden bunu eleştiren bir twit atmak geldi ama sonra atarım
diye düşündüm. Cep telefonundan atmak zor oluyor, hala tam beceremiyorum.)<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Kanımca Demirtaş yanlış yaptı. Elbet yine Kılıçdaroğlu’na oy
verilmesini isteyebilirdi ve istemeliydi ama böyle angaje olmayabilirdi, yanlış
ve sahte hayaller yalımasına karşı uyarıcı olabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Demirtaş da bütün Türk ve Kürt solcuları gibi bir görüş ya da
kişiyi değerlendirme ile oy istemenin farklı sorunlar olduğunu anlamıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Aynı metodolojik yanlış TİP’in kendisine oy istemesine de yol
açıyor. Ya da TİP’i eleştirenlerin aynı yanlışa dayanarak, aynı varsayımı kabul
ederek TİP’i eleştirmelerine. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">TİP pek ala, eğer öyle düşünüyorsa, Yeşil Sol veya HDP veya
Kürt Hareketi, yetersizdir, demokratik değildir diye onu eleştirip, kendi
çizgisini de savunabilir ama yine de bu yetersiz gördüğüne oy verilmesini,
kendisine verilmemesini, çünkü kendisine verilecek oyların Erdoğan’ın işine
yarayabileceğini söyleyebilirdi. Devrimci politika böyle olur. Teoride uzlaşma
olmaz, taktiklerde en büyük esneklik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Kanımca Demirtaş da herkesle aynı yanlışı yapıyor. Pek ala
Kılıçdaroğlu’na oy isteyebilir ama örneğin sahte umutlar yaymadan da bunu
yapabilirdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Sanılanın aksine, oyu demokratlara, iyi ve doğru gördüklerimize
isteriz diye bir kural yoktur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Çünkü birisi sosyolojik, programatik ve teorik bir sorundur. Yani
kimin nesnel olarak ne olduğu, programı, neler yapıp neler yapamayacağı sosyoloji
ve teorinin konusuna girer. Orada “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">bilime
bilim dışı kaygılarla yaklaşan alçaktır</i>” (Marks) ilkesi geçerlidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Ama kime oy vericeceği taktik bir sorundur. Taktiklerde ise,
gereğinde şeytanla ve onun büyük annesiyle bile uzlaşmalar yapılabilir. Hayat
zaten bir uzlaşmadır. Sorun verili durumda kime karşı ve niçin uzlaşmanın
yapıldığıdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Örneğin bu devletlerin ve ulusların düşmanıyız, ama o ulusal
devletlere mecburen vergi veriyoruz, onların kendi koydukları yaslara uymalarını
istiyoruz ve o yasalara uyuyoruz. Bunlar şeytanla veya şeytanın büyük annesiyle
yapılmış uzlaşmalardan başka nedir ki? Bu devletlere vergi veriyoruz,
kanunlarına uyuyoruz diye onları melek göstermek gerekmez.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Aynı mantığı bu seçime ve kime oy verileceği konusuna da
aktarmak mümkündür.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Sanırım bütün Türk ve Kürt solunun anlamadığı ve onlardan
farklı olan bakışım bu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Tabii bu klasik Marksist tavır beğenilmez, duyguları okşamaz,
pişmiş aşa su katmak olarak görülür.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Ama bizim işimiz o aşların pişmediğini göstermektir.<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Bu sabah farkı belirtmek için de Demirtaş’ın twitini alıntılayarak
şöyle bir twit dizisi (“Flood” mu diyorlar?) attım:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-style: normal; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">“Ben
Kılıçdaoğlu'nun "Ayrışmayı bitireceğine, toplumsal barışı sağlayacağına,
Türkiye'yi refaha, huzura kavuşturacağına" inanmıyorum. Zaten kendisi de
somut talep veya teklif olarak bunları gerçekleştirecek hiçbir şey önermiyor. Verdiği
söz: eski sistemi restore etmek. +</span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Segoe UI Emoji",sans-serif; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: "Segoe UI Emoji"; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><span style="mso-bidi-font-style: normal;">👉<o:p></o:p></span></span></i></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-style: normal; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Ama buna
rağmen oyum Kılıçdaroğlu'na. Çünkü ilk yapılması gereken RTE'nin ve rejiminin
kaybetmesi. Bu değişimle restore edilecek devletin, o en anti demokratik ve
yarı faşist hukukunun olsun, birazcık uygulanması. Bu bizlere biraz soluklanma
sağlar.+</span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Segoe UI Emoji",sans-serif; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: "Segoe UI Emoji"; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><span style="mso-bidi-font-style: normal;">👉<o:p></o:p></span></span></i></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-style: normal; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Ayrica
bugünkü ve yeni iktidar arasında kaynakların ve kadroların dağılımı vs. ciddi
çatışmalara yol açar. Ayrıca gerek Kılıçdaroğlu ve müttefikleri gerek Erdoğan
yeterince güçü olamayacağından aralarındaki çelişkiler demokratik güçlere daha
geniş hareket alanı sağlar. +</span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Segoe UI Emoji",sans-serif; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: "Segoe UI Emoji"; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><span style="mso-bidi-font-style: normal;">👉<o:p></o:p></span></span></i></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-style: normal; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">O halde,
hiçbir hayale kapılmadan, insanları sahte hayallere ve gelecekteki hayal
kırıklıklarına karşı uyararak, oylar Kılıçdaroğlu'na demeli. Kanımca Demirtaş,
yine Kılıçdaroğlu'na desteğini belirtmeli ve çağrı yapmalı ama böyle angaje
olmamalıydı. +</span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Segoe UI Emoji",sans-serif; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: "Segoe UI Emoji"; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><span style="mso-bidi-font-style: normal;">👉</span></span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-style: normal; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Yeşil Sol
Parti de programca ve yeterince demokratik değil ve taktik esneklikten yoksun.
Ama yine de ona oy verilmeli. Bir sosyalist verili durumda ezilenler ve
demokrasi mücadelesi için en uygun olana oy verir, ama onun zaaf ve
yanlışlarını da açıktan söyler.”<o:p></o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">*<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">İşte böyle.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Demirtaş’ı da destekliyoruz ama onun yanlış gördüğümüz
yanlarını da söylüyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Kanımca bu seçimde Erdoğan’ın yenilmesi için yapılabilecek
her şeyi yaptım, bütün yolları denedim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Bundan sonra artık sonucu beklemekten başka yapabileceğim bir
şey kalmadı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">4 Mayıs 2023 Perşembe<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Demir Küçükaydın<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><a href="mailto:demiraltona@gmail.com">demiraltona@gmail.com</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Blog: <a href="https://demirden-kapilar.blogspot.com/">https://demirden-kapilar.blogspot.com/</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Youtube Kanalı: <a href="https://www.youtube.com/user/demiraltona">https://www.youtube.com/user/demiraltona</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Podcast: <a href="https://soundcloud.com/demirden-kapilar">https://soundcloud.com/demirden-kapilar</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;">Kitaplarımızı İndirmek İçin:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg">https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><a href="https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA">https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 120%; mso-bidi-font-size: 16.0pt;"><a href="https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin">https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin</a><o:p></o:p></span></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3161527399602399205.post-66242955000645999172023-04-29T13:19:00.002+03:002023-04-29T13:19:34.776+03:00Ahmet Şık'ın Özrü ve TİP'in Sosyalizm ve Demokrasi Karşıtı Politikası<p><span style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: "Segoe UI", sans-serif; font-size: 13pt;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuVLdOT8EZiRGO60FgM3M36bZWYzx9D6qL-IFsrM7FvRGpqPjnfwY4zVrYGZdasvSA4RQueaPuZejtOIGFb_1WJBqlc2FB6tvOq9JGjn_o4kCp2BgAP3gH5oy3yCU2EETJFlxypYJ38DnFJvgS0wgRzob8mrZFOK_0St7nYbbDbf0SVQcHL1TwY4mN/s649/2023-04-29_12-16-41.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="587" data-original-width="649" height="289" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuVLdOT8EZiRGO60FgM3M36bZWYzx9D6qL-IFsrM7FvRGpqPjnfwY4zVrYGZdasvSA4RQueaPuZejtOIGFb_1WJBqlc2FB6tvOq9JGjn_o4kCp2BgAP3gH5oy3yCU2EETJFlxypYJ38DnFJvgS0wgRzob8mrZFOK_0St7nYbbDbf0SVQcHL1TwY4mN/s320/2023-04-29_12-16-41.jpg" width="320" /></a></div><i>Bugün attığım bir Tweet dizisini buraya aktarayım:</i><p></p><p><span style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: "Segoe UI", sans-serif; font-size: 13pt;">Ahmet Şık, samimi bir
şekilde özür diledi, pişmanlığını belirtti. Artık "vurun abalıya"yı
bırakalım. Ama TİP'in politikasının ne sosyalizmle ne de demokrasi
mücadelesiyle uyuşmadığını, Erdoğan'a hizmet ettiğini politik ve teorik olarak
en sert biçimde eleştirelim. +</span></p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #0f1419; font-family: "Segoe UI",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">TİP'in politikası hem
sosyalist teori, hem strateji ve taktik bakımından yanlıştır. Çünkü oy istemek
taktik, görüşleri savunmak ilkeseldir. Farklı kategorilerdendir. Görüşler her
düzeyde savunulabilir ve savunulmalıdır. Teoride uzlaşma ve esneklik olmaz. TİP
de bunu yapabilir.+</span><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #0f1419; font-family: "Segoe UI",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Ama kime oy verilmesinin
isteneceği teorik veya programatik değil, taktik bir sorundur. Yani Teorik
uzlaşmazlığın aksine son derece esneklik gerektirir. Yani TİP'e verilecek
oyların, YSP veya CHP'nin vekil kaybına yol açması ihtimali olan yerlerde,
kendine oy istememeli.+</span><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #0f1419; font-family: "Segoe UI",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Eğer böyle davranırsa,
hem teori, hem de taktik bakımından doğru bir sosyalist ve demokratik davranış
göstermiş olur. Ve amaçladığını söylediği sosyalizm propagandasını gerçekten
böyle yapmış ve örnek sunmuş olur.</span>+<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yani TİP, eğer sosyalizmin sesini duyurmak istiyorsa, YSP ve
CHP'yi en sert biçimde acımasızca eleştirir ama verili durumda aynı zamanda
oyların onlara verilmesini isteyebilir. Bu ikisi birbiriyle çelişmez, birbirini
tamamlar. Gerçek sosyalizm savunusu böyle olur.+<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #0f1419; font-family: "Segoe UI",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Halbuki TİP'in yaptığı
hem sosyalizme uymuyor hem de iktidara hizmet ediyor. Meclise girmeyi esas
hedef olarak tanımlıyorlar. Gerçek sosyalistler için o sadece küçük bir
olanaktır. O kadar. Gerçek sosyalist meclise değil, ezilenlerin içine girmeyi
amaçlar.+</span><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #0f1419; font-family: "Segoe UI",sans-serif; font-size: 11.5pt; line-height: 120%;">TİP'in bu yanlış çizgisi de Devlet ve
iktidar tarafından ödüllendiriliyor. Her yerde onlarla söyleşiler yapılıyor.
Babala TV gibi devlet ve iktidarın gizli açık desteğine mazhar yerlerde bol bol
konuşma imkanları sunuluyor. Bunlar tesadüf değildir.+</span><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #0f1419; font-family: "Segoe UI",sans-serif; font-size: 13.0pt; line-height: 120%;">Eğer TİP'liler bir parça
sosyalist iseler "biz nerede yanlış yapıyoruz ki bu kadar itibara mazhar
oluyoruz?" diye düşünmeliler. Bu devletin, tam da bu çizgilerinden dolayı
böyle önlerini açtığını görmeliler. Bir an önce yanlışlarını terk edip bu
önerdiğim çizgiye gelmeliler.</span><o:p></o:p></p>Demir'den Kapılarhttp://www.blogger.com/profile/05332249079597304622noreply@blogger.com0