25 Aralık 2015 Cuma

“Kapitalizmin Geleceği Üzerine” Sorulara Cevaplar

Soru : “Öncelikle Ali Koç'un "Kapitalizmin ortadan kalkması gerek" konuşması uzun süre konuşuldu. Elbette bunun samimi bulunduğu söylenemez, hatta kapitalistlerin bu tür yorumları zaman zaman sistemin devamlılığı için gereklidir. Siz ne düşünüyorsunuz?”
Cevap: Sanırım soru ve sorudaki cevap pek doğru değil. Ali Koç’unki gibi veya benzeri başka ifadeler, “samimi” olup olmadıkları bakımından değerlendirilemez ve değerlendirilmemeli.
Önce hem genel olarak; hem de prensip olarak, herkesin samimi ve içten olduğu; ama ön yargılar, bilgisizlik vs. gibi nedenlerle yanlış bir konumda bulunduğu veya yanlış görüşleri savunduğu gibi bir varsayımdan hareket etmek gerekir. Esas olarak her durumda böyle davranmak gerekir. Aksi takdirde tartışma o kişilerin görüşleriyle değil; ahlakıyla, kişiliğiyle ilgili bir tartışmaya döner. Biz ise insanlarla ve onların ahlakıyla değil; sistemlerle, yapılarla, görüşlerle uğraşmalıyız. Bu çok temel,

15 Aralık 2015 Salı

Strateji Bağlamında “Hendek Siyaseti” Nasıl Açıklanabilir?

(Günlerdir genel olarak Strateji ve Taktik üzerine yazıyoruz. İlerde Strateji ve taktikler konusunda geçmiş tartışmaları ve dersleri; sonra da bugünün Strateji ve Taktiklerini ele almayı planlıyoruz. Ama şu sıra çok büyük önem kazanmış bulunan “hendek siyaseti” denilen gelişmeleri de göz önüne alarak, aktüel bir sorundan hareketle Strateji ve Taktik ilişkisini ele alalım. Hendek siyaseti ya da taktiği, adı üstünde bir taktik; bir mücadele biçimidir. Her taktik hizmet ettiğini iddia ettiği strateji bağlamında değerlendirilmelidir. Strateji ve program konusunu ele almadan, sanki aynı program ve stratejide anlaşılıyormuşçasına bu taktiği veya mücadele biçimini eleştirmenin hiçbir anlamı olmadığını; belli bir strateji ve program içinde onun bir rasyonalitesi olduğunu ve olabileceğini somut olarak görelim. Ama önce biraz geçmişe gidelim.)

13 Aralık 2015 Pazar

Strateji ve Taktikte Temel Başlıklar

Strateji ve Taktik kavramları doğrudan ordular savaşından çıkmıştır. Ama biz strateji ve taktikle, toplumsal mücadeleler bağlamında ilgileniyoruz. Toplumsal mücadele söz konusu olduğunda, tümüyle barışçıl ve pasif yöntemler bile izlemeniz, mücadeleyi bir strateji ve taktik sorunu olarak ele almaktan çıkarmaz. Dolayısıyla strateji ve taktik terimlerini kullanmamız, askeri ve şiddete dayanan sorunları tartıştığımız anlamına gelmez.
Ordular savaşındaki strateji ve taktik ile toplumsal mücadelelerdeki strateji ve taktik konuları arasında çok temel iki fark vardır.
Ordular savaşında, aşağı yukarı her iki ordu da eşit durumda sayılırlar; yani savaştan önce, biri galip diğeri mağlup değildir. Galip ve mağlup, savaşın sonunda ortaya çıkar. Toplumsal güçlerin (sınıfların) savaşında ise alt sınıflar ve güçler (ezilen uluslar, ezilen ırklar, ezilen cinsler vs.) daha başlangıçta yeniktir; ezenler daha başlangıçta galiptir.

12 Aralık 2015 Cumartesi

HDK ve HDP Kongreleri Yaklaşırken Hatırlamalar (I) HDK ve HDP’nin Doğuştan Günahları

HDK ve HDP bugün bir kriz içindeler ve şu an toplumsal muhalefetin böyle felç durumda kalması, büyük ölçüde onların bugünkü krizleriyle ilgilidir. HDP’nin ve HDK’nın yeniden yapılanmasının söz konusu edildiği, ama aslında bu yönde ciddi en küçük bir ipucunun dahi görülmediği bugünkü koşullarda, bu krizin nedenlerini anlayabilmek için, HDK ve HDP’nin yapmadığını yapmaya ve sorunların köklerine inmeye, bunun için de unutulmuş;  hatırlanmayan ve de hatırlanmak istenmeyen geçmişe yönelik hatırlatmalar yapalım.
Bugünkü HDK ve HDP’nin kökeninde, o zamanlar bir fiyaskoyla sonuçlanmış “Çatı Partisi” girişimi bulunmaktadır. HDK ve HDP’nin sorunlarını ve bu sorunların nedenlerini anlamak için o ilk doğum dönemlerine gitmek gerekir.

10 Aralık 2015 Perşembe

Genel Olarak Strateji ve Taktik Kavramları Üzerine

Strateji ve Taktik, güçlerin mücadelesine ilişkin kavramlardır; yani karşı tarafın iradesini kırmak ve onu sizin iradenizi kabul etmeye zorlamak için yapılan eylemlere ilişkin kavramlardır.
Strateji ve taktik, normatif kavramlar değildir; analitik kavramlardır.
Bu ne demek?
Yani hukuki kavramlarda olduğu gibi, bir şey şu özelliklere sahip ise strateji (veya taktik) olur türünden, kural koyucu; toplumsal ilişkileri düzenleyici kavramlar değildirler; toplumsal ilişkileri düzenlemezler; sizin kabulünüzden bağımsız olarak vardırlar.
Normatif ve Analitik kavram farkını açıklamak için birkaç örnek verelim.

9 Aralık 2015 Çarşamba

Strateji ve Taktikler Üzerine Bir Başlangıç

Einstein gibi büyük bilim adamları, güçlü ve doğru bir teorinin özellikle estetik olması gerektiğini; ya da bir teorinin aynı zamanda güzel ve estetikse iyi bir teori olabileceğini söylerler. Fizik gibi matematiksel ve kesin bir dille konuşan bir bilimde bile güzellik ve estetiğin bir kriter olarak aranması anlamlıdır.
Benzer şekilde, Marks, Engels, Lenin, Troçki, Kıvılcımlı gibi büyük Devrimci ve Sosyologlar da (Devrimci Marksistler), Politika, Savaş ve İsyan’dan söz ederken, onun bir sanat olduğunu da söylerler.
Sanat burada olumlu ya da olumsuz, yani değer yüklü bir anlama sahip değildir. Kastedilen,  sadece bilimsel ve ölçülebilir olanın ötesinde, yaratıcılığın yerine ve önemine bir vurgudur.

26 Kasım 2015 Perşembe

Fizik ve Marksizm (Genel Görecelik Kuramının Yüzüncü Yılı Vesilesiyle)

Genel Görecelik Kuramı “muhtemelen bütün zamanların en büyük bilimsel keşfidir”
Paul Dirac
Bugün Genel Görecelik Kuramı’nın açıklanışının yüzüncü yılı. Einstein yüz yıl önce 25 Kasım 1915’te, Genel Görecelik Kuramı’nın son düzeltmelerini yapıp yayınladı.
Bu kuram sadece tüm fizik dünyayı algılayışı kökten değiştirmemiştir, aynı zamanda bütün büyük kuramlar gibi son derece estetiktir ve sadedir.
Newton’un çekim kuramında, zaman ve uzay, içinde nesnelerin ve olayların yer aldığı onlardan bağımsız bir sahne gibidir.
Genel Görecelikte ise, uzay-zaman maddenin ayrılmaz bir bileşeni veya özelliği olur onunla karşılıklı etkileşim içindedir. Kütle uzay-zamanı eğer, eğilmiş uzay zaman kütlenin hareketini karşı olarak etkiler. Bu çok derin, diyalektik ve devrimci bir kavrayıştır.

10 Kasım 2015 Salı

Bir Belge: “Kemalizmin Yerini Ne Alacak?” (1 Aralık 1992 – Özgür Gündem)

(Aşağıdaki yazı 1992 yılında, yani 23 yıl önce Özgür Gündem’de yayınlanmıştı.)
Aslında ilk olan "Son Türk Devleti"nin dayanağı ve ideolojisi olan Kemalizm ömrünü doldurmuş bulunuyor. Bu ideoloji bugün hala devletin resmi dini olmaya devam ediyorsa, bu, onun insanların kafasındaki egemenliğinden, ideolojik gücünden, yaygınlığından değil; ideoloji dışı bir unsurun, Osmanlı'nın yaşayan ruhu Türk Ordusu'nun silahlarının fizik gücünden dolayıdır.
Bir ideoloji, yaratıcılığı; diğer ideolojiler karşısındaki entellektüel üstünlüğü; genç kuşaklar arasındaki etkisiyle geleceğe damgasını vurabilir ve yaşama yeteneğinin kanıtlarını sunar. Kemalizm’de ne yaratıcılık, ne de entellektüel üstünlük var. Dolayısıyla genç kuşaklar arasında hiç bir etkisi yok.

9 Kasım 2015 Pazartesi

Seçim Sonuçları Analizlerinde Hiç Söz Edilmeyen Belirleyici Güç

Seçim sonuçlarının değerlendirmelerinde görülen temel metodolojik yanlış, onu var olun toplumsal güçlerin mücadelesinin bir fotoğrafı ve sadece biçimlerinden biri olarak ele almak yerine;  o mücadelenin kendisi gibi almaları ve dolayısıyla bütün analizlerini seçim mücadelesinin araçları; yani seçim çalışmaları, üzerinden yapmaları olmaktadır.
Yani örneğin HDP’nin seçim çalışması yapamaması; baskılar vs. bu sonuçların nedeni gibi koyulmaktadır. Elbet bunlar doğrudur. Ama aynı zamanda yanlıştır.
Çünkü bu baskılar; seçim çalışması yapamamanın vs. bizzat kendisi bir sonuçtur ve güçler ilişkisindeki değişimin sonuçlarının bir yansımasıdır.
Soruna böyle yaklaşmamanın sonucu, seçim sonuçlarını belirleyen en esaslı gücün, bu analizlere dâhil edilmemesine yol açmaktadır.
Nedir bu tayin edici güç?
 Bu güç Türk Ordusudur; “Devletçiliğimiz”dir, Genelkurmay’dır; “Sünüfu Devlet”tir; “Askeri Bürokratik Oligarşi”dir.
Dikkat edilirse, seçim sonuçları analizlerinde hiç kimse bu gücü, Orduyu veya Genelkurmayı, bu sonuçları açıklama öğesi olarak kullanmamaktadır.
Bu dolaylı olarak, aynı zamanda seçimlerin vatandaşların özgür iradeleriyle gerçekleştirdiği yalanının yayılmasına da ayrıca soldan bir katkı olur.

7 Kasım 2015 Cumartesi

Bu Yazı 17 Haziran’da Yazılmıştı (“HDP’nin Yapması gerekenler”)


Araçların, organların yapıları (anatomileri) ve işlevleri (görevleri, fonksiyonları) arasında zorunlu bir ilişki vardır. Bu toplumsal araçlarda, örgütlerde ve organlarda da böyledir.
Bu nedenle de Marks, binlerce yıldır ezen küçük bir azınlığın iktidarını korumak üzere geliştirilmiş devlet cihazını ezilenlerin kullanamayacağını, onu parçalaması gerektiğini yazmıştı.
Bugün var olun devlet cihazı ezilenler için kullanılamaz. Kullanmaya kalkanı o kullanır. Bırakalım devlet cihazını bir yana, HDP’nin ele geçirdiği belediyelerde bile, ömrünü dağlarda veya hapishanelerde geçirmiş nice savaşçının, kısa zamanda belediyeler tarafından ele geçirildiklerini; birer bürokrata dönüştüklerini görüyoruz.