6 Mart 2017 Pazartesi

Erdoğan’ın “Beka Sorunu” – Neyin Karşılığında Ne Verebilir?

Son yazımızın sonunda şu sözlere yer veriyorduk:
Her sonu gelen sistem, sınıf ve güç, kendi sonunu dünyanın sonu olarak görür ve kendisiyle birlikte her şeyi yok etmek için sonradan intihar anlamına geldiği söylenecek bir hamle yapar.
Ve bu hamle genellikle onun sonunu hızlandırmaktan başka bir işlev de görmez.
İşte şimdi böyle bir kritik kavşağa gelmiş bulunuyoruz.
Ne yapacağını bilmiyoruz.
Ancak her türlü çılgınlığı yapacaklarından emin olabiliriz.
Erdoğan’ın neler yapabileceğine geçmişe bakarak, kategorik bir cevap verilebilir belki.
Kategorik cevabımız şudur: büyük güçlerden birine (ABD ya da Rusya) bir şeyler verme karşılığında, Kürtlere ve Rojava’ya saldırı hakkı?
Sorun Erdoğan’ın bu olanağı bulup bulamayacağında toplanıyor. Yoksa akla gelebilecek her şeyi vermeye hazırdır.
Geçmiş hep böyle olduğunu gösteriyor.

5 Mart 2017 Pazar

#HAYIR İçin Yazılar - Sesli olarak okunmuş dinlemek için - İndirilebilir veya Online dinlenebilir

#HAYIR kampanyası bağlamında yazdığımız yazıları bu dinleme listesinde bir arada bulmak, online olarak veya indirdikten sonra istenen yer ve zamanda dinlemek mümkündür.. Şu ana kadar 22 yazıyı koymuş bulunuyoruz ve her gün yeni bir tanesini ekliyoruz. Bu yazıları sesli olarak okuyan arkadaşa da teşekkürü borç biliyoruz.

3 Mart 2017 Cuma

Erdoğan’ın Menbiç Provokasyonu – Bir Sıçrarsın Çekirge, İki Sıçrarsın Çekirge

Birkaç gün önce Barzani’nin Ankara ziyareti üzerine “#HAYIR’sız Gelişmeler - Kötü Kokular Geliyor” başlıklı yazıda sözünü ettiğimiz kötü kokular gelmeye başladı ve Barzani Peşmergelerini Şengal’e yollayıp oranın öz savunma güçlerine (Şengal Direniş Birlikleri) karşı baskı yapmaya, çatışma çıkarmaya çalıştı.
Herhalde gereken cevabı almış olmalılar ki, “Peşmerge Güçleri Şengal Basın Sözcüsü Xelil Şivan, çatışmaların sona erdiğini belirterek, çatışmaların bir daha yaşanmaması için Peşmerge bakanlığı ile YBŞ arasında görüşmelerin sürdüğünü” söylemiş Sputnik’e verdiği demecinde.
Şimdi de Menbiç ve Almanya provokasyonları başladı.  Kılıçdaroğlu’nun Almanya konusunda Erdoğan’ın yanında saf tutmasını not edip, Almanya’yı şimdilik bir tarafa bırakalım. Menbiç’e bakalım.

1 Mart 2017 Çarşamba

Erdoğan’a Hakaret Hakkı

Hiç kimseye ve hiçbir şeye hakaret edilmemelidir.
Ama “hakaret” ne?
Neyin “hakaret” olduğunu veya olmadığını kim belirleyecek?
Biri için son derece yerinde bir eleştiri olan, diğeri için “hakaret” olur.
Bu nedenle, anlamı son derece belirsiz, kullanan ve algılayana göre değişen, hele fiili toplumsal ilişkiler içinde fiilen güçlünün rakiplerini susturmasının veya baskı altına almasının aracı olan bir kavramla bir hukuk oluşturulamaz.
Hukuk matematik gibi son derece net ve açık olarak tanımlanmış, hiçbir öznelliğe yer vermeyen kavramlara dayanabilir.
Bu nedenle, “hakaret” diye bir suç tanımı yapmak yanlıştır.
Hakaretleri engellemenin bir tek yolu vardır: kesin ve sınırsız bir fikir özgürlüğü.
Eğer birisi bir iddiada bulunmuşsa bunun kanıtlanması ve kanıtlanmadığı takdirde yaptırım uygulanması ile yetinilmelidir.

28 Şubat 2017 Salı

Dinlemek İçin - #HAYIR, Emek, Sınıf, Din Ve Marksizm

Dinlemek için - İndirilebilir veya Online dinlenebilir. Okumakya vakit ve imkan bulamayanlar için kullanışlı. 

"Ne var ki, ne Sınıf ve Sınıflar Mücadelesi kavramlarının; ne de Emek kavramının Marksizm’le ilişkisi yoktur. Bunlar Marksizm’in ayırıcı kavramları değildirler; hatta bu kavramlarla Marksizm’i özdeşleştirmek, onu burjuvazinin kabul edeceği hale getirmektir ve anti Marksist bir Marksizm kavrayışıdır.
Neden ve nasıl? Önce bir matematik formül gibi dayandığı mantığı; sonra da bunun çelişkili gibi görünen politik sonuçların çelişkisiz olduğunu görelim. Yani ulusalcıların neden hep Marksist iddialı olduklarını; Kadıköy’ün neden metre kareye en çok Marksist düşen yer olduğunu, bu çelişkili görünenin ardındaki temel metodolojik özdeşliği görelim."


27 Şubat 2017 Pazartesi

#HAYIR’sız Gelişmeler - Kötü Kokular Geliyor

Bu aralar #HAYIR cephesinde iki ay öncesinin moral bozukluğu aşılmış, kendine güven ve Referandumda bir başarı beklentisi yaygınlaşmış bulunuyor.
Bu elbet olumlu bir gelişmedir, ama bu eğilimin bir anda tersine dönme ihtimali ortadan kalkmış değildir. Hele son bazı gelişmeler alarm zillerini çaldırıcıdır.
Bu nedenle, #HAYIR Meclisleri gibi aşağıdan örgütlenmelerin, #HAYIR cephesinin nasıl daha iyi örgütlenebileceği gibi sorunları; yine bu bağlamda karar almanın bir yöntemi olarak OYDAŞMA’yı açıklamaya kısa bir ara vererek, kötü kokular yayan gelişmelere dikkati çekmek gerekiyor.
Er(doğan+genekon) ittifakı iktidarda kalmak için akla gelebilecek ve gelmeyecek her türlü provokasyonu yapmaya; her türlü cinayetleri işlemeye hazırdırlar. Yeter ki, imkân ve hareket alanı bulsunlar. Bunu yapabilecek operasyonel güç ve olanakları var. Onları tek sınırlayan, güç dengeleridir. Bu nedenle, uygun dengeleri bulduğunda referandumdan önce Erdoğan’ın her yolu deneyeceğinden emin olunabilir.

26 Şubat 2017 Pazar

Dinlemek İçin - #HAYIR için Mücadele ve Kürt Özgürlük Hareketine Bir Program ve Strateji Değişikliği Önerisi

(Dinlemek için Okunmuş yazılar. İndirilerek veya online dinlenebilir. Okumak için zamanı olmayanlar için bir çözüm.)
"Stratejinin önemini gösterebilmek için, toplumsal mücadeleler tarihinde son derece önemli ve tayin edici olmuş iki dramatik stratejik değişikliğe kısaca değinelim.
Biri Ekim devrimi öncesinde, Lenin’in Sen Petersburg’ta Finlandiya istasyonuna indiğinde yaptığı strateji değişikliğidir.
Diğeri Abdullah Öcalan’ın CIA-MOSSAD tarafından Türk devletine teslim edildiğinde, İmralı’da yaptığı strateji değişikliğidir.
Her ikisi de olağanüstü zor koşullarda, hatta dayandıkları ve hatta büyük ölçüde kendileri tarafından oluşturulmuş örgütlerin alışılmış ezberlerine karşı ortaya koyulmuştur."

24 Şubat 2017 Cuma

#HAYIR ve Azınlığın Hakkı

Dünkü “#Hayır ve Azınlığın Üç Türü” başlıklı yazımızda, aynı “azınlık” kavramıyla karşılanmasına rağmen, birbirinden mahiyetçe tamamen farklı üç tür azınlık olduğunu; birinci tür azınlığı ortadan kaldırmak için eşitlik; ikinci tür azınlığı ortadan kaldırmak için eşitsizlik gerektiğini göstermiştik.
Üçüncü tür azınlık ise, demokrasi kavramının kendisi tarafından ortaya çıkarılıyordu. Demokrasi, “azınlığın çoğunluğa uymasını ilke olarak kabul eden rejim” ise, tanımı ya da “fıtratı” gereği azınlık demokrasinin olmasza olmazı oluyordu.
Yukarıdaki formülün dayandığı anlayışa dayanarak tersinden formüle edersek, tabiri caiz ise, “demokrasi: azınlıkları ortaya çıkarma rejimidir” bile denebilir.
Burada bir çelişki ortaya çıkar. Demokrasi her şeyden önce bir oylama yapmak, yani azınlık ve çoğunluğu ortaya çıkarmak ise ve kararlar da çoğunluğun kabul ettiği oluyor ise, azınlığın hakkı ve ağırlığı ne olacak? Sıfır mı olacak? Bu sorunlu bir durum değil midir?

23 ŞUBAT 1917 Rusya'da Şubat Devrimi Başlamıştı.

23 ŞUBAT 1917 Rusya'da Şubat Devrimi Başlamıştı.
Başlangıçta kadınlar vardı.
Giderek daha fazla insan yürüyen kadınlara katıldı. Giderek savaşa ve Çara karşı sloganlar yükselmeye başladı.
Ertesi gün 200.000 işçi genel greve gitti.
25 Şubatta Genel Grev.
İşçiler Özyönetim organları olan Sovyetleri, (Şuralar, Meclisler) kurmaya başladı.
Çar göstericilere ateş emri verdi. Onlarca kişi öldü.
Gösteriler artarak devam etti.
Tekrar ateş emrine ise askerler uymadı ve isyan edip halka katıldılar.
Kritik noktaları ele geçirdiler.
İşte o devrim böyle başladı.
İkili bir iktidar oluştu.
Bir yanda Sovyetler, Bir yanda eski parlamento (Duma).

23 Şubat 2017 Perşembe