Gencecik bir devrimciydim. Hikmet Kıvılcımlı’nın çıkaracağı Sosyalist gazetesine Yazı İşleri Müdürü
olacaktım. Yani gazetedeki yazılar için davalar açıldığında gönüllü olarak
içeri girme işini üstlenecektim ki gazete varlığını ve yayınını sürdürebilsin. Bunun
için gazeteyi teknik olarak çıkaracak olan Orhan Müstecaplıoğlu'yla birlikte,
tanıştırılmak üzere Hikmet Kıvılcımlı’nın evine gitmiştik.
Gencecik bir devrimci olarak Hikmet Kıvılcımlı ile Orhan
Müstecaplıoğlu’nun aynı görüşleri savunduğunu sanıyordum. Elbet Kıvılcımlı’nın
kitaplarındaki yazılar ile Müstecaplıoğlu’nun hazırladığı, Sosyalist gazetesinin çıkacağını duyuran afişler arasında bir
uyumsuzluk olduğunu hissediyordum; ama bunu bir vurgu veya meşrep farkı gibi
algılıyordum.