Değerli Arkadaşlar,
Geçen hafta 13. Haziran Cumartesi günü, kısa Adıyla HDP’ye
Oy Ver Barajı Yık Girişimi olarak son kez toplandık.
Toplantıya İstanbul’un yanı sıra İzmir, Bursa, Çorlu,
Paris’ten arkadaşlar da katıldılar.
Toplantıda çalışmaların
bir değerlendirmesini yaptık ve bundan sonra ne yapmak gerektiğini görüştük.
Çalışmalarımızın kesin bir açıklık ve demokrasiye
dayanmasının güzel bir örnek ve deneyim oluşturduğu vurgulandı.
Kendimizi medyada iyi duyuramadığımız dolayısıyla popüler
olamadığımız belirtildi.
Çalışmamızın başlangıçta kendi önüne koyduğu hedefler
bakımından (örneğin milyonlarca sticker, yüz binlerce ada yazılı mektup gibi)
başarılı sayılamayacağı; ama bu başlangıçtaki hedefler sarfınazar edilirse
verimli ve etkili bir çalışma yürütüldüğünde bir görüş birliği oluştu.
Başlangıçtaki hedeflere ulaşılamamasının nedenleri arasında
şunlar sayıldı:
Girişimin arkasında bir örgütlenme ve önceden tanışıklılık yoktu,
herkes bu girişim nedeniyle ilk defa bir araya gelmişti. Kervan yolda düzülürdü
ama düzülebilecek zaman çok kısaydı. Seçimler geldiğinde ancak düzülebilmiştik.
Girişimi kurmak ve harekete geçmekte geç kalındı. Çalışma
fiilen Mart sonunda başladı. Herşey iki ay içinde oldu. Eğer Girişim, bir iki
ay daha önce kurulmuş olsaydı, seçim kampanyaları başladığında asgari bir
ilişkiler ağı kurulmuş olabilir ve o zaman elbette çok geniş olanaklar açılmış
olurdu.
Geç başlama, belli bir darlığa da yol açtı. Başlangıçta yeterli
bir tanıtma ve yayılma yapamadan doğrudan çalışmalara girmek zorunda oluşumuz,
tüm enerjiyi yuttuğundan, kampanyalar başladıktan sonra çalışmalara yoğunlaşmak
da genişlemeyi engelledi bu da ister istemez daha sınırlı güçlerle hareket
etmek sonucunu doğurdu.
Girişimimizin toplumsal yapısının genellikle emekçi olması
ve emekçi semtlerde yoğunlaşması ve entelektüel ve genç insanlara ulaşamaması
ve veya onlar için çekici veya medyatik olmaması, duyulmayı ve daha geniş
kesimlere ulaşmayı engelledi.
Bu eksiği gidermek üzere 10’dan Sonra’ya yapılan birleşme ve
birlikte somut işler yapma önerilerine ise cevap bile verilmedi, sürüncemeye
bırakıldı veya reddedildi ve 10’dan Sonra içinde bu önerimiz gündeme bile
getirilmedi. (10’dan Sonra’da çalışmış birçok arkadaşta 10’dan sonra’nın çok
demokratik çalıştığı yönünde çok yaygın bir yanılsama var. Bu pek gerçeğe
uymuyor.) Aslında iki girişim birbirlerinin eksiklerini tamamlayarak
toplamlarından çok daha büyük işler yapabilirlerdi.
Daha sonra Girişim’in ne yapılacağı konusu görüşüldü.
Girişim zaten sadece seçimlerle ilgili kurulmuş olduğundan
işlevini tamamladığı dolayısıyla sonlandırılması gerektiğinda görüş birliği oluştu.
Elbet bu çalışma içinde oluşan bağların, ilişkilerin,
tecrübelerin boşa gitmemesi için herkeste bir istek de vardı.
Bu ilişkilerin başka daha somut ve/veya genel hedef ve
çalışmalar içinde tekrar işlevsel kılınabileceğinde anlaşıldı.
Ama tabii Girişim sonlandırılmış olmakla birlikte, işler
vaziyette bir araç; epeyce geniş bir ağ bulunuyordu. Yani ortada bir miras
vardı. Bunun nasıl değerlendirileceği tartışıldı.
Örneğin hepsine hala yeni ve seçim öncesinden de çok
katılımlar olan, 80 küsur ilde Facebook grupları, 6000’den fazla üyesi olan
Girişimin genel grubu, binlerce beğeneni olan sayfaları, 280 üyesi olan e-mail
grubu, epey izleyicisi olan Twitter hesabı, Youtube Kanalı vs. gibi hala
çalışan ve hatta daha hızlı gelişen bir araç ortada duruyordu.
Bu aracı işlevi bitti diye kapatmak veya çöpe atmak gereksiz
bir israf olacaktı. Bu aracı barış ve demokrasi girişimleri tarafından
kullanılmak üzere bakmak, işler tutmak ve geliştirmek gerektiği noktasında
anlaşıldı. (Örneğin biz çalışmalara başladığımızda kullanabileceğimiz böyle bir
ağ olsaydı, iki ay boyunca böyle bir aracı yaratmak için onca enerji ve zaman
kaybetmezdik.)
Bu ağa Barış ve Demokrasi Girişimleri Ağı
adı verilmesi genel bir kabul gördü.
Bu ağı barış ve demokrasi konusunda kurulan girişimler hazır
bir araç olarak kullanabileceklerdir. Ama kullananlar da katkılarını tıpkı
bizim yaptığımız gibi bu ağa bırakıp, onu daha da gelişkin bir araç olarak
sonra kullanacaklara devretmelidir.
Yani ağı bir tür vakıf malı gibi kamuya bağışlıyoruz.
Kendimizi bunun bakımını yapmakla sınırlıyoruz.
Bunun adeta Linux gibi gönüllü çalışmalar ve katkılarla ve
her katkının da kendisi yine herkese açması gibi bir biçimde olması gerektiği
belirtildi.
Bunun nasıl çalışacağı, nesnel ölçütleri ve kuralları vs. ayrıca
görüşülüp, tartışılıp karara bağlanmalıdır.
Tabii bunlar o toplantının kararları ama en son kararı
alacak olan en geniş e-mail grubudur. Dolayısıyla toplantıda kararlaştırılanlar
bir karar tasarısı veya önerisi olarak görülmelidir.
Elbette bu kararın (önerinin) diğer bütün Facebook
gruplarında da en azından eğilim belirlemesi olarak paylaşılması ve
tartışılması da gerekir. Zaten başından beri herşey açıktır.
Toplantı hakkında benim hatırımda kalanlar bunlar. Eksik ve
yanlışların düzeltilmesi dileğiyle.
Demir Küçükaydın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder