Güçsüz olursunuz ama sorunu koyuşunuz, ortaya koyduğunuz fikirler yepyenidir, onlarla karşılaşanların gözleri parlar; “hah işte!” derler; birden bire bunu başkalarına anlatma ve mücadele azmiyle dolarlar; özellikle kadınlar ve gençler ilgi gösterirler; fikirleriniz karşısında onları yok sayıp ne olursa olsun bilinmesin, gözden kaçsın diye bir suç ortaklığı içinde tartışmaktan kaçınırlar vs., vs..
Bu gibi birçok gösterge aslında sizin çok güçlü olduğunuzun, yepyeni şeyler söylediğinizin birer belirtisidir.
1960’larda Türkiye’de sosyalist hareket çok güçsüzdü. Ama böyleydi. Gençliğini soluyordu, soruları, kavramları, tartıştıklarıydı esas yeni ve devrimci olan. Bunlar “Gündemi belirliyor”du. Sosyalistlerin gücü buradan geliyordu.