Yazılarımızı sesli olarak okunmuş şekilde dinleyebilmek için de koyuyoruz. Özellikle çalışanlar, zamanı olmayanlar, okumayı sevmeyenler ve görme özürlü olanlar için kullanışlı bir yöntem. İndirilip öyle de dinlenebilir. Özellikle görme özürlü tanıdıklarınızı haberdar etmenizi dileriz.
11 Mart 2017 Cumartesi
Tanrı’nın Nasıl Bir Varlık Olduğu Üzerine İnananların ve Pozitivistlerin Ortak Kabulleri
Böyle bir konu ilk bakışta günümüzün sorunlarıyla ilgisiz
gibi görünebilir.
Ancak bu konu, zıt gibi görünenlerin aslında hiç de zıt
olmadıklarını görmemizi ve o zıtların sürdürdüğü dövüşün, bir kayıkçı dövüşü
olduğunu anlamayı ve kayıkçı dövüşünün kendisine karşı bir mücadeleye başlamamızı
sağlayabilir.
Bu ortak kabulleri ve kayıkçı dövüşünü, onların Allah ya da
Tanrı konusundaki ortak kabullerinde görmek mümkündür.
Örneğin Yaradılışçılar ve Darvinciler veya evrimciler
kavgasını ele alalım.
İkisi de çok farklı ve birbirine karşı tezleri savunuyor
görünürler. Bir taraf Allah’ın varlığını, diğerleri Allah’ın yokluğunu
kanıtlamaya çalışır.
Ancak bunların getirdikleri argümanlara baktığımızda, aynı
ortak kabullerle konuyu tartıştıklarını görürüz.
10 Mart 2017 Cuma
Erdoğan Putin’e Ne Verecek? Suriye’de Yeni Strateji
Erdoğan Putin ile görüşmeye giderken oradaki görüşmelerin ve
Erdoğan’ın yeni stratejisinin ne olabileceği üzerine bir öngörüde
bulunulabilir.
Bugünkü yazısını Murat yetkin şu sözlerle bitiriyordu:
“Önümüzdeki birkaç gün, Türkiye’nin Suriye siyasetinin
durumu ve geleceği bakımından ve ayrıca PKK ile mücadelenin alacağı şekil
bakımından belirleyici olabilir.”
Biz eldeki verilerin nasıl bir doğrultu gösterdiğine bakalım.
Biz eldeki verilerin nasıl bir doğrultu gösterdiğine bakalım.
Kısaca şöyle toparlayabiliriz:
Rojava’da 2013’teki gelişmeler Erdoğan’ı ve Türk devletini
Kürtlerle Barış stratejisine zorlamıştı; Bu stratejinin Kürt hareketinin
güçlenmesini engellemediğini görünce, 2015’te Rojava’yı kuşat ve ez
stratejisine geçtiler.
Şimdi bu ikisi de iflas edince, Suriye rejimi ile barış, Rojava’yı
durdur stratejisine doğru geri adım atacaklar.
8 Mart 2017 Çarşamba
Kadınlar ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine
Bugün 8 Mart. Aşağıda 2000 yılında, yani 17 yıl önce yazılmış
iki yazı yer alıyor. Bu yazılar o zamanlar Avrupa’da çıkan, yazarı olduğumuz Özgür Politika’da yayınlanmışlardı.
Bu yazılar yazıldığı zaman, yani 2000 yılında, Kürt hareketine
kimse değer vermiyordu. Bütün Türk sosyalist hareketleri şu veya bu ölçüde
ulusalcıydı ya da ulusalcılığın baskısıyla Kürt hareketinden uzak duruyordu.
Kürtler içinde de Öcalan ve onun temsil ettiği çizgi yediği
ağır darbenin etkisi altındaydı. Kürt hareketinin bittiği düşünülüyordu.
Öcalan’ın her görüşmede kadınlara selam yollaması basit bir
denge hesabı, bir retorik ve örgüt içi dengelerle ilgili diplomatik manevralar
olarak görülüyor; kimse tarafından ciddiye alınmıyordu.
7 Mart 2017 Salı
Erdoğan’ın “Kardan Zarar” Hesabı ve Sivil Direniş Gereği
Referandumda #HAYIR çıkması durumunda, hukuken Erdoğan elindeki
OHAL yetkilerini bulundurmaya devam edecek ve şu an var olan fiili başkanlık ve
diktatörlük sistemi de olduğu gibi sürecektir.
Yani #HAYIR sonucu bile onun için “kardan zarar” gibidir.
Ancak #HAYIR aynı zamanda Erdoğan’ın bugünkü fiili diktatörlüğüne
de #HAYIR anlamına gelecektir.
En azından Demokratlar, Liberaller, Kürtler, “Laik yaşam
tarzındakiler”, Aleviler için.
Ancak “Türk milliyetçileri” ve “devletin bekasını”
savunanlar için, yani Ulusalcılar (yani CHP’nin önemli bir bölümü) ve MHP’liler
için, Erdoğan’ın bu yetkilerle yerinde kalması ciddi bir sorun
oluşturmayacaktır.
Hatta bunlar Erdoğan’ın istifası talepleri karşısında,
Erdoğan’ın yanında yer alabilirler veya tarafsız kalabilirler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)