Gelecek geçmişte yazılır. Geleceğin nasıl şekilleneceği
geçmişin nasıl yazıldığına bağlıdır.
Bütün “mitolojik” denen söylenceler birer tarih anlatımından
başka bir şey değildir ve bir toplumsal dönüşüm sonucu yerleşmişlerdir. Mitolojiye
firen her kahraman, aslında yeni bir tarih yazan ve yeni bir düzenin kuruluşuna
öncülük eden bir devrimciden başka bir şey değildir. İnsanlık henüz soyut düşünme geleneğinin
olmadığı zamanlarda bu dönüşümleri somut imgelerle anlatmıştır.
Bütün din kitapları aslında birer tarih kitabıdır. Tevrat
çok tanrılı dinler karşısında başka bir tarih yazar. Hıristiyanlık ya da İslam,
aynı tarihi alır başka bir şekilde yorumlayarak anlatır. Kuran, Tevrat’ta
anlatılan ve o zamanın Arabistan’ında bilinen tarihin, başka bir ışık altında
okunması ve yorumlanmasından; dolayısıyla başka bir tarih yazımından başka bir
şey değildir. İslam, Kuran’la geçmişi farklı anlatabildiği için geleceği farklı
kurabilmiştir.