Ulus sorununda ve kavramında “azınlık” kavramının iki farklı
kullanımının ve anlamının ayrılmaması her zaman büyük kafa karışıklığına ve
demokrasi mücadelesinin zayıflamasına yol açar: Azınlığın politik ve matematik
anlamlarının farkı.
Bu fark sadece iki farklı alana has bir fark değildir; aynı
zamanda farklı ulus kavrayışlarına da karşılık düşer. Aynı zamanda bu mücadelenin
de bir aracıdır.
Politik bir azınlığı yok etmenin yolu politik çoğunluğu yok
etmekten geçer.
Ama matematik bir azınlık yok edilemez, adı üstünde sayısal
bir azınlıktır. Bunun yolu azınlığı bir takim niceliklerle (kotalar, hasılanın
bir bölümünü aktarmalar vs.) eşitlemekten geçer.
Örneğin bir ulus, bir dille (Örneğin Türk, Kürt ve Arap
ulusları) bir dinle (İran veya İsrail) bir kültürle (Avrupa) vs. tanımlanmışsa,
o tanımlanan dilden, dinden, kültürden olmayanlar politik olarak “azınlık”
olurlar. Tanımlanan dil, din veya kültürün nüfusun çoğunluğunu oluşturması bile
şart değildir. Ama genellikle, hatta kural olarak, resmi olarak tanımlanmış
dil, din veya kültür vs. aynı zamanda çoğunluğun veya nüfus içindeki en büyük grubun
dili, dini, kültürü ile özdeştir.