4 Ocak 2018 Perşembe

Paris katliamının Üzerindeki Perde Kalkarken - O Dönem Sakine Cansız'ın Ardından Yazılmış Bir Yazıdaki Öngörüler

Sakine Cansız ve arkadaşlarına yapılan suikastla ilgili belgeler ortaya çıkıyor ve MİT'in Türk devletinin bir projesi olarak suikastın planlandığı aynı zamanda Fransa'nın bu cinayetin üstünü örttüğü giderek açığa çıkıyor. Biz o zamanlar yazdığımız bu yazıda görüldüğü gibi, Öcelenle görüşmeleri MİT'in yapmasının, devletin olaya politik bir barış süreci olarak değil bir tasfiye ve savaş hareketi olarak baktığının kanıtı olduğunu belirtmiştik ve o zaman bu görüşümüze tepkiler gelmişti. Şimdi bizim tamamen tümden gelimle yaptığımız tahminlerin doğruluğu kanıtlanmış oluyor
4. Ocak.2017

Bir Devrimin Eşiğinde (11) – Harari’nin “ Sapiens”inin Eleştirisi (3) – HDP ve Harari’nin Ortaklıkları

Bizim Harari’yi eleştirilerimiz özünde ele alınan olgulara değil, o olguları açıklamak için kullanılan yönteme, teoriye ilişkindir.
Harari’yi bir eleştiri konusu yapmamızın nedeni de, gerek yeni kuşakların gerek bir zamanlar iyi kötü Marksizmle haşır neşir olmuş eski kuşakların aynı yöntemsel ve teorik yanlışlarla malul olmalarıdır.
Bu bilmeme ve unutmuşluğun sonucu bizim yazdıklarımızla Harari’nin yazdıkları arasında bir yakınlık, bir özdeşlik görmektedirlerr.
Biz, Harari’nin görüşlerini eleştiri konusu yaparak aslında hem Toplum ve hareket yasaları üzerine zerrece kafa yormayan yeni kuşakları, hem de bir zamanlar az çok böyle bir kavrayışla düşünüp hareket etmelerine rağmen bildiklerini unutmuş eski kuşakları, ortak temel yanlışları üzerinden eleştirmeye onların temel yanlışlarıyla mücadele etmeye çalışıyoruz.

3 Ocak 2018 Çarşamba

Bir Devrimin Eşiğinde (10) – Harari’nin “Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens”inin Eleştirisi (2)

Harari kitabının ilk bölümünde insan türünün evriminin kimi sorunları hakkında birtakım açıklamalar yapıyor.
Bir Devrimin Eşiğinde” yazı serisini okuyanlar bilirler ki, biz de bu serinin önceki bölümlerinde, yine aynı evrimin bir kronolojisini yapmış ve bu evrimin kimi sorunlarına bazı açıklamalar getirmiştik
Son verilere dayanarak bu kronoloji yuvarlak rakamlarla şöyledir.
3,5 milyon yıl önce ilk taş “alet”lerin kullanılmaya başlandığı, kemiklerin kırılıp iliklerinin çıkarıldığı görülüyor. Meşhur Lucy veya diğer deyişle Australopithecus böyleydi.[1] (Elbette şunu veri olarak kabul etmek gerekiyor: Australopithecus var olan benzeri türlerden sadece biriydi. Ama biz kolaylık olsun diye, en meşhur örneği belirtmekle yetiniyoruz.) Yani Dik duran, taş el baltasını ve sopayı cansız bir organ olarak kullanabilen insan ve maymun arasındaki tür diyelim buna. (Kimileri Australopithecus ve benzerlerini bir insan türü olarak kabul etmiyor.)

1 Ocak 2018 Pazartesi

Bir Devrimin Eşiğinde (9) - Harari’nin “Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens”’inin Eleştirisi (1)

Yuval Noah Harari (1976 Hayfa) Kudüs Hebrew Üniversitesinde, İsrailli bir tarihçi. “Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens” isimli, kırktan fazla dile çevrilen ve “evrensel tarih” diye vaftiz edilen kitabı, dünya çapında en çok satanlar listelerine girdi.
Biz de İbni Haldun, Marks-Engels, Kıvılcımlı, Troçki’lerin “evrensel tarihçi”liğinin bir izleyicisiyiz. Çünkü Marksist olmak “evrensel tarihçi” olmayı gerektirir. Marksizmin konusu toplum ve toplumun hareket yasalarıdır. Marksizm, kimilerinin sandığı veya söylediği gibi bir “dünya görüşü”, bir “felsefe”, bir “ekonomi teorisi” değildir.
(Kaldı ki “dünya görüşü”nün, “felsefe”nin ne olduğu yani toplumsal olgular olarak nasıl tanımlandığı ve tanımlanması gerektiği de ayrıca başlı başına ele alınması gereken bir konudur. “Dünya görüşü” ya da “Felsefe” diye sosyolojik kategoriler yoktur ama açıklanması gereken kendini öyle tanımlayan veya öyle tanımlanan olgular vardır.)
Toplumun hareketinin veya evriminin yasaları tüm toplumların tarihinden, tarihsel olgulardan çıkar. Bu nedenle “evrensel tarihçilik” esas olarak Marksistlerin işi olagelmiştir[1]. Hatta Marksizm’in ilk doğuş çığlığı denebilecek Komünist Manifesto bir “evrensel tarih” denemesi olarak da okunabilir.

29 Aralık 2017 Cuma

Bitcoin’in Ekonomi Politiği (7) – “Hodl!” - Bitcoin’in Savaş Narası

Bitcoin’in ağ olarak büyümesi, öncelikle insanların küçük meblağlar halinde bile olsa Bitcoin almalarını, dolayısıyla bir Bitcoin cüzdanı edinmelerini (indirmelerini) ve bu küçük miktarı satmadan elde tutmalarını gerektirir.
Sadece bu tarz bir davranışlar bile Bitcoin’in yavaş yavaş bir ağ oluşturmasını ve çok ilerde belli bir kritik kütleye ulaşmasını sağlayabilir.
Hiç borsa yükselişleri olmadığını, Bitcoin’in tüm borsalarda yasaklandığını varsaysak bile, Bitcoin böyle el altından veya borsa dışı alış ve satışlarla büyümeye devam edebilir ve ağını genişletebilir.
Çünkü Bitoin miktarı sabit denebilecek kadar yavaş büyümektedir ve Bitcoin sahibi olanlar ve alanlar Bitcoin madenciliği ile yaratılan Bitcoin miktarından daha hızlı büyüdüğü sürece Bitcoin’in talebi arzından fazla artacağından, Bitcoin sürekli bir değerlenme eğilimi içinde olacaktır.

28 Aralık 2017 Perşembe

Bitcoin’in Ekonomi politiği (6) – Ağ Etkisi ve Bitcoin

 “Önce seni görmezden gelirler,
 sonra seninle alay ederler,
 sonra seninle savaşırlar,
ondan sonra sen kazanırsın.
Ghandi
Bitcoin’in tıpkı altın veya gümüş gibi içinde yoğunlaşmış bir emek, yani gerçek bir değer bulundurduğunu görmüştük.
Bitcoin’in, bir genel eşdeğer kullanım değerine sahip olabilmek için gerekli tüm özelliklere, hatta fazlasına sahip olduğunu görmüştük.
Bitcoin’in bir paranın tam fonksiyonlarını yerine getirebilmek için bütün özelliklere fazlasıyla sahip olduğunu da görmüştük.
Şimdi sorun Bitcoin’in bu özellik ve işlevlerine dayanarak bugün var olan paraların ve paraların dayandığı sistemin yerini alıp alamayacağı ve alırsa nasıl alabileceğidir.
Burada bilmediğimiz, daha önce hiç karşılaşmadığımız bir yeni kıtadayız.

27 Aralık 2017 Çarşamba

Bitcoin’in Ekonomi Politiği (5) – Bitcoin’in Bugünkü Durumu, Yayılması ve Geleceğinin Sorunları

Şimdi konunun en riskli bölümüne geliyoruz. Eldeki bilinenlerden hareketle, bu yepyeni alanda Bitcoin’in geleceğinin hangi kuvvetlerin etkisiyle şekilleneceğini anlamaya çalışmak.
Önce şu anki durumu tespit edelim. Bir durum yargılamasıyla başlayalım.
Bitcoin’in, Altın-Para, Altın karşılığı olan Kağıt Para, karşılıksız (Fidüsyer) İtibari Para (Devlettlerin yani Merkez Bankalarının bastığı para), bankaların yarattığı Giral Para (Bankaların kredi vererek yarattığı para) gibi paranın bütün biçimlerinin yerine geçebileceği ortadadır.
Zaten Bitcoin’in çıkışının temelinde, Devletin ve Barkaların hiçten para yaratarak insanların alım güçlerini düşürmesi, ekonominin giderek rant ve spekülasyona yönelmesine karşı bir araç bulunması çabası bulunmaktadır.
Bitcoin’e yapılan itirazlar çoğu kez bugünkü paraların yerini alacak özellikleri olmadığından hareketle yapılmaktadır. Bunların birkaçına bakalım.