Gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Demokrasi ve Özgürlük Neden Bir Arada Bulunamaz?

(8 Haziran’da Kadıköy’de Yoğurtçu Parkında yapılacak olan “Özyönetim ve Demokrasi” başlıklı “Forum-Çalıştay”ın Demokrasi Kavramının ve Tanımının ele alınacağı ilk bölüm için bir kavramsal açıklık ve altyapı oluşturmak üzere konuyu adım adım ele almaya ve aynı zamanda bu kavramsal açıklığı önemsiz göstermenin kendisinin nasıl politik ve ideolojik bir anlamı olduğunu göstermeye devam edelim.)
Hepimizin kafasında demokrasinin özgürlükler olmadan var olamayacağına ilişkin sarsılmaz bir yargı vardır. Yani Demokrasi ve Özgürlük kavramları birbirinden ayrılmaz görülür. Ancak bizler böyle düşünürken aslında demokrasiyi ve özgürlüğü bilimsel veya sosyolojik değil; politik veya hukuki kavramlar olarak tanımlamış oluruz.
Demokrasinin ve özgürlüğün sosyolojik anlamları üzerine kafa yorduğumuzda demokrasi ve özgürlüğün ayrılmazlığı bir yana, bir arada bulunamayacağını görürüz. Neden ve nasıl?
Sosyolojik olarak, yani bilimsel bir demokrasi kavramına ulaşmak için, demokrasinin işlevi ve hangi koşullarda var olabileceği konusunda bir açıklığımız olması gerekir.
Demokrasi kararların nasıl alınabileceği ve alınması gerektiği sorusuyla ilgilidir. Ama bunun için öncelikle karar alma gibi gerekliliğin ve imkânın nasıl ve hangi tarihsel koşullarda ortaya çıkabileceği sorusuna cevap vermek gerekir.

9 Mayıs 2014 Cuma

Dünya Seyahatine Küçük Bir Adımla Başlanır (İlk Toplantıdan İzlenimler)

Resim: Zeycan Alkış

İlk Toplantının Zaman ve Yeri

6 Mayıs’ta, “Radikal Demokratik Bir Hareketi Yaratabilmenin Yol ve Yordamlarını Tartışabilmeyi Örgütlemek İçin Bir Çağrı” başlıklı yazıyı yayınlamış ve bir gün sonrası, yani 7 Mayıs Çarşamba için, ilk toplantının yapılacağını duyurmuştuk.
Çağrı ve toplantı arasında böyle sıkışık ve kısa bir zaman olmasının nedeni, bazı katılımcıların katılabilecekleri zamanı çakıştırabilmekti.
Zaman kıtlığı modern toplumun bir sorunudur. Hayat dakikleştikçe zaman kıtlaşır. Günümüzde ne yapacağımızı bizim belirleyeceğimiz “boş zaman” en değerli, en lüks metadır.
Zaman çok kısa olmasına rağmen, birçok okuyucu ilgisini ve katılma dileğini ama gerek zaman, gerek coğrafi uzaklık nedeniyle katılamayacağını, ancak gelişmelerden haberdar olmak istediğini ve bir şekilde tartışma ve fikir alışverişlerine katılmak istediğini bildirdi.
Böylesine acele ve sınırlı bir duyuruyla yapılmış bir toplantıya pek fazla katılım olmayacağı düşünülerek, Kadıköy’de bir Kafe toplantı yeri olarak belirlenmişti.

28 Nisan 2014 Pazartesi

Bazı Forumların 1 Mayıs Çağrısı’nın Eleştirisi

Bazı forumlar 1 Mayıs için aşağıdaki bildiriyi yayınlamış bulunuyorlar. Öncelikle bu metni eleştirimizin bir nesnesi ve hem de bir ibret belgesi olarak aşağıya aktarıyoruz:
GEZİ’DEN 1 MAYIS’A HER YER TAKSİM HER YER DİRENİŞ
Bizler Gezi direnişinin devamı olan forumlar olarak, forumlara katılan işçiler, emekçiler, üniversiteliler, liseliler, kadınlar, LGBT’ler olarak, tüm ezilenler olarak 1 Mayıs’ta Taksim Meydan’ında olacağız!
Haziran ayaklanmasında Taksim’e giren ve Gezi Parkı’na inşaat yaptırtmayanlar,
AKP’nin sıfırlanamayan paraları ortalığa saçıldığında, yolsuzlukların, adaletsizliklerin, hırsızlıkların karşısında sokaklarda, meydanlarda omuz omuza verip hükümeti istifaya çağıranlar, forumlarında gerçek demokrasiyle mücadeleyi, direnişi sürdürenler olarak herkesi 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmaya çağırıyoruz…
1 Mayıs’ta hepimiz birer Ali İsmail, Mehmet, Medeni, Ahmet, Ethem, Abdullah, Hasan Ferit ve Berkin olup tüm meydanları birleştiren o sloganı hep birlikte daha güçlü haykıracağız:

19 Nisan 2014 Cumartesi

“Gezi’nin Bakiyesi” İçin Tartışmaya Katkı – Forumlar Listesi ve İki Yazı

Bu hafta sonu, yani yarın, Acıbadem, Caferağa, Özgürlük Parkı, Göztepe, Yoğurtçu ve Yeldiğirmeni Dayanışma ve Forumlarının Don Kişot Evi’nde “Gezi’nin Bakiyesi, Forumlar, Dayanışmalar ve İşgaller” başlıklı “Çalıştay-Forum”u var. Toplantı saat 11.00’den 15.00’e kadar sürecek.
Bu toplantı niceliğinden öte niteliğiyle önemlidir.
Cünkü ilk kez Gezi’nin Kalıntıları (Bakiyeleri) Gezi ve kendileri üzerine sesli düşünüp tartışmaya başlayacaklar; bu tartışmayı örgütlemeyi deneyecekler.
Ayrıca şu açıdan da önemlidir. Geziden kalan Forum, Dayanışma ve Meclisler’in çoğu fiilen işlemez veya katılımın neredeyse sıfıra indiği bir manzara sunmaktadır. Bu toplantının tertipleyicisi olan dört Forum ise, Gezi’nin ruhunun bir mum ışığı gibi de olsa hala yaşadığı ve yaşatmaya çalışıldığı; hala bir canlılık ve dinamizm gösteren çok az sayıda kalmış forumlardan Anadolu yakasındaki dördüdürler.
Gezi günlerinde Beşiktaş ve Kadıköy’ün o günlerdeki öncü ve yönlendirici rolünü hatırlayanlar, kadıköy’ün de esas olarak Yoğurtçu Parkı’da toplandığını hatırlmayacakladır. İşte bu dört forum bir bakıma Yoğurtçu’nun kalıtılarıdırlar.
Üç Başlık belirlenmiş ve üç Forumda ele alınacak.

9 Nisan 2014 Çarşamba

Radikal Demokratik Bir Hareketin Oluşabilmesinin Sorunları ve Bir öneri

Doğa milyonlarca yıllık deneme yanılmalarla aynı sonuca ulaşan bir çok farklı yollar, stratejiler olduğunu defalarca göstermiş bulunuyor. Örneğin karşı tarafın ilgisini çekecek göz alıcı renklere, hücrelerdeki pigmentler aracılığıyla da ulaşılabilir; farklı dalga boylarındaki ışığı kırıp yansıtma aracılığıyla da. Bunların her birinin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Yumurtayla üremek de bir stratejidir; memeli veya keseli üremek de. Milyonlarca yumurta bırakarak da soyun devamı sağlanabilir; birkaç yumurtaya yoğun bir bakımla da.
Toplumda da belli bir amaca yönelik olarak bir çok farklı yollar ve stratejiler bulunabilir. Matematikçilerin diliyle, “bir doğruya dışındaki bir noktadan sonsuzca paraleller çizilebilir”. Ama verili koşullar göz önüne alındığında, belli bir anda, sonsuz sayıdaki olanaklar arasında sadece bir tanesi gerçekten “paralel”dir.

4 Ocak 2014 Cumartesi

“Gezi, İsyan Özgürlük” Kitabı ve “Gezi Hareketinin Sorunları”

Geçen Hafta, Gezi Hareketi ile ilgili kendi yazılarımızın bir derlemesi olan bir kitap çıkmıştı (“Gezi Direnişi Yazıları”).
Aynı günlerde Ayrıntı Yayınları arasında yine Gezi Hareketi üzerine birçok yazarın değerlendirmelerinden oluşan “Gezi İsyan Özgürlük – Sokağın Şenlikli Muhalefeti” başlıklı ikinci bir kitap daha çıktı.
Bu kitaba da aşağıda yer alan “Gezi Hareketinin Sorunları” başlıklı bir yazıyla katkıda bulunduk.
Derlemenin ithafı şöyle:
“Biz yazarlar bu kitabı Gezi sürecinde,
olaylardan etkilenip sağlığı bozularak ölen veya devletin güvenlik güçleri tarafından öldürülen Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım, Mehmet Ayvalıtaş, İrfan Tuna, Selim Önder, Serdar Kadakal, Zeynep Eryaşar’a,
gaz kapsülüne hedef olup yaralananlara,

30 Aralık 2013 Pazartesi

Gezi Direnişi Yazıları (1 Haziran - 29 Temmuz) Çıktı

Gezi Direnişi boyunca neredeyse hemen her gün gelişmeleri yorumlayan ve yol göstermeye çalışan yazılar yazdık.
Bu yazıların en önemlilerinden yapılan bu derlemede ayrıca olayların bir kronolojisi,  uzunca bir Önsöz; Gezi Aynasında Marksizm Sempozyumu’na  ve Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Kulübü tarafından düzenlenmiş Gezi Parkı ve Sol Hareketler konulu toplantıya sunulan bildiriler de yer alıyor.
Kitap 378 sayfa ve 10 TL’dir
Kitabın 1000 kadar nüshası, derhal ve ilk elde, özellikle Cezaevlerindekilere kitap yollama ve toplama işinde yoğunlaşmış “Deli Dalgalar” adlı gönüllüler aracılığıyla, başta Gezi tutsakları olmak üzere hapishanelere yollanacaktır.
Ancak bu kadar kitabın cezaevlerine yollanabilmesi epey bir kargo ve posta masrafına mal olmaktadır. Bunları karşılayabilmek için okuyucuların desteği gerekmektedir.
Kitap, bütün diğer kitaplarımız gibi, internetten de karşılıksız olarak okunabilir ve indirilebilir olmakla birlikte, sizlerden dileğimiz, kitabı satın almanız ve mümkünse cezaevlerine yollama masraflarını karşılamak üzere küçük de olsa bir bağışta bulunmanızdır.
Ya da alacağınız bir kitabın yanında bir tanıdığınız veya yakınınız için de bir kitap sipariş ederek, hem ona bir hediye vermiş olursunuz hem de hapishanelere kitap yollama masraflarına katkıda bulunabilirsiniz.
Kitaba aslında son derece düşük bir fiyat belirledik. Bu hacimdeki kitaplar normak olarak iki veya üç katına satılmaktadır.

1 Aralık 2013 Pazar

Gezi’yi Beklerken

 İndirmek Icin Tıklayın
(Yıllardır Gezi’yi bekliyorduk, nereden nasıl geleceğini bilmeden. Örneğin Gezi olayları esnasında tekrar yayınladığımız “Kendiliğindenliğe Övgü”, yıllar önce yapılmış bir Gezi çağrısıydı.
Dokuz yıl önce yazılmış aşağıdaki yazıda da yine benzer bir çağrı var, örneğin şu satırlarda: “Bu gidişi ancak, Türkiye’de ortaya çıkabilecek Kürt Özgürlük hareketinden çok daha tutarlı aynı zamanda şehirli ve modern bir politik kültüre de yaslanan, devrimci demokratik bir çizgiyi savunabilecek bağımsız bir hareket durdurabilir”.
Ama sadece nereden nasıl çıkacağını bilmediğimiz Gezi’yi beklemiyer, gelirse de, böyle bir Hareketin, Kürt Hareketiyle ilişkilerinin nasıl olabileceği üzerine ön görülerde bulunuyorduk.
Hem Gezi geldi; hem de öngörülen denklemler geçerliliklerini koruyor.
Hem Gezi’nin geleceği ve Kürt Hareketi ve Gezi ilişkileri, hem de Gezi’yi hiçbir şekilde yansıtmayan, bürokratik örgütlerle Kürt Hareketinin, yani HDP’nin geleceği üzerine yazacağımız yeni yazılara bir hazırlık, bir hatırlama, bir hafıza tazelemesi, bir “fikri takip” olarak bu tür yazılardan biri; hem de Kürt Hareketinin Türk sol örgütleriyle ilişkilerinin tarihi üzerine bir hatırlama. Ayrıca bilmeyenler için aşağıdaki yazının, Osman Öcalan’ların koptukları dönemde ve kopuşları bağlamında yazılmış olduğunu belirtelim. Bu günkü paralelliklere kısa notlar halinde değindik.  01.12.2013)

25 Kasım 2013 Pazartesi

Marksizm Aynasında Gezi - Gezi Aynasında Marksizm

Bu Sempozyumun[1] konusu, resmen ifade edildiği biçimiyle, Gezi değil, Marksizm’dir. Yani, yine Marksizm’in kurucularının tanımlamasıyla, konusu Toplum ve onun Tarihi olan Bilimdir. O bilimin konusu olan Olaylar (burada Gezi) değildir.
Konu bilim olunca, kavramların tartışılması önem kazanır. En azından olgulara ilişkin olarak aynı şeylerin bilindiği varsayılır. Bu bilinenlerin nasıl kategorize edileceği, sınıflanacağı, iç bağlantıları ve nedenleridir konu.
Toplantının başlığının formülasyonuna göre, bilimin (Marksizm’in) kavramlarının Gezi örneğinden hareketle bir kontrolünün, bir sağlamasının yapılması beklenmektedir.
Ancak gerek konuşmacıların listesinden, gerek deneylerden tahmin edebiliyoruz ki, burada Marksizm değil, yani onun kavramları; bu kavramların Gezi olayını anlamaya uygun olup olmadığı; değiştirilmeye ve geliştirilmeye ihtiyaç duyup duymadığı değil; Gezi olayları tartışılacaktır. Gelenler de muhtemelen bu beklentiyle geleceklerdir.[2]
Bunu bizzat konuşmacıların listesinden bile çıkarmak mümkün. Konuşmacılar arasındaki özellikle akademik kökenli olan arkadaşların veya o kimliğiyle tanınanların neredeyse tamamı kendini Marksist olarak tanımlamayan arkadaşlar. Marksist olmayan bir insanın Marksizm’in kavramlarını dakikleştirmek ve sağlamak gibi bir derdi de olmaması gerekir.

1 Kasım 2013 Cuma

Gezi Yazıları Derlemesi (1 Haziran - 29 Temmuz)

Kitabı İndirmek İçin Tıklayınız
Gezi Süreci boyunca, başladığı günden itibaren, en yoğun olduğu dönemde,  35’i aşkın yazı yazdık. Yani iki günde bir yazıdan daha fazla. Bu yazılarda hem hareketin analizini yapmaya;  hem de pratik öneriler geliştirmeye çalıştık. Sanırız bu yoğunlukta yazan ve katkıda bulunan ikinci bir kişi yok. Birkaç güne Gezi Aynasında Marksizm başlıklı bir sempozyum yapılacak. Bu sempozyum vesilesiyle bir Marksist’in hem hem teorik hem de pratik olarak nasıl davranması gerektiğinin somut örneği ve bir deney olarak bu yazıların bir derlemesini sunuyoruz. Sempozyum Gezi Aynasında Marksizm’i ele almayı vaad ediyor. Bu yazılar bir bakıma Marksizm’in Aynasında Gezi’dir. Sempozyum bağlamında bir hazırlık ve malzeme olarak sunuyoruz. Aşağıda derlemenin önsözü ve içindekiler listesi var. Kitabı şu linklerden indirmek  mümkündür:

Gezi Direnişi Yazıları’na Önsöz

1971: 12 Mart darbesi; 1980: 12 Eylül darbesi; 1980’lerin sonu: Duvar’ın yıkılışı ve Doğu Avrupa’nın çöküşü; Doksanlar: Türkiye’de Özel Savaş Rejimi, çürüme ve ırkçılığın yükselişi; Doksanların sonu:  Öcalan’ın kaçırılışı; İkinbinlerin başı: 11 Eylül’ün ardından Afganistan ve Irak’ın İşgali; birbiri ardınca darbe girişimleri; Hrant’ın öldürülüşü; 2011 seçimlerinden sonra KCK tutuklamaları, Savaş’ın yeniden başlaması ve iyice keyfi ve çığrından çıkmış bir hukuksuzluğun yerleşmesi…

30 Ekim 2013 Çarşamba

Gezi ve Türban - HDP ve BDP Vekillerine Bir öneri: Türbanla ve Kravatsız

Yarın meclis açılırken birkaç kadın vekili başörtüsü ya da türbanla girmeyi deneyecekler. Bu durumda HDP ve BDP’yi vekiller de tarafsız ve sessiz kalmamalı, Açık ve aktif bir tavır geliştirmeli, hatta bu hareketin başına geçmelidirler.
HDP ve BDP’li vekillerin meclise başörtüsüyle ve kravatsız gelmesini öneriyoruz. Yani kimsenin kılığı kıyafeti ile uğraşılmamalı mesajı verilmeli. BDP’li başık açık vekillerin protesto etmek için başörtüsü veya türban takmalarının, kesa erkek vekillerin de kravatsız gelmelerinin değeri ve anlamı farklı olur.
Bu öneriyi genel seçimlerden sonra da Meclis açılışı öncesinde yapmıştık. Ancak o zaman Meclisin boykot edilmesi vesiyesiyle uygulanma veya tartışılma imkanı olmamış, öneri kadük olmuştu.
Şimdi tekraraynı öneriyi yapıyoruzz. Bu HDP’nin yeni bir parti olarak ilk önemli çıkışı da olabilir.

19 Haziran 2013 Çarşamba

#TwiLog’lara Başlarken

*
#TwiLog nedir? Twitter’in Twi’si ve Blog’un Log’undan oluşur. Analitik ve kısa değinmeler için yeni bir biçim. #occupygezi #direngeziparki
*

Bundan sonra bazı Bloglarımı #Twilog olarak yazmayı deneyeceğim. #twilog #occupygezi #direngeziparki #duranadam #agora #forumlar