Erkeklerin kadınlara karşı yürüttüğü savaşın en somut ve can
yakıcı biçimleri “Kadın cinayetleri” biçiminde görülüyor.
Peki, bu savaşa karşı, yine erkeklerin egemen olduğu
devletin, partilerin, örgütlerin somut olarak önerdiği neler?
Ya daha fazla eğitim gibi çıkmaz ayın son çarşambasına
yönelik; ya “kadınları koruyan” yeni yasalar çıkarılması gibi hukuki ya da
erkeklerin kendi erkeklikleriyle mücadele etmesi gibi, kapitalistlere işçilerin
haklarını gözet demekten farksız ahlaki ve nasihatçi öneriler.
Bütün bunlar, bu sistemin devamını sağlayan; gerçek
nedenlere girmeyen; acil ve pratik
çözümler sunmayan önerilerdir.
Eğitim mi? Eğitecekleri kim eğitecek? Bugünkü eğitim sisteminin
kendisi ve eğitecek olanların kendisi erkeklerdir. (Kadın bile olsalar bu erkek
egemenliğini içselleştirmiş, onun ideolojisini savunduğunun farkında olmayan
kadınlardır.)