(Türkiye’de
sosyalist hareketin tarihi üzerine kırk yılı aşkın bir süre boyunca birçok yazı
yazdık.
Bunların bir kısmı anı ve tanıklık sınıfına
girebilir. Diğer bir kısmı nispeten daha
analitik yazılardır. Bir kısmı da bu tarihin ele alınışının metodolojik sorunları üzerinedir.
Tabii yazıların çoğunda bu üç özellik bir arada ve iç içe geçmiş olarak da bulunmaktadır.
Elbet, özellikle 2005’te din ve ulus
sorunlarını Marksist bir açıklamasını yaptıktan sonraki görüşlerimiz ışığında
eskiden yazdığımız birçok yazı bize eski
ve aşılmış gelmektedir. Bugün yazsak
çok başka yazardık.
Ama bu eskilik
ya da aşılmışlık bizim bugün
bulunduğumuz teorik ve metodolojik yer bakımındandır. Yoksa okunduğunda hemen
görüleceği gibi, Türkiye veya dünyadaki sosyalistlerin çoğu, bu “eski” ve “aşılmış”
yazılardaki kavramsal araçların ve metodolojinin kıyısına bile yaklaşamamaktadır.